Books by Gökhan Demir
Book Chapters by Gökhan Demir
Paths of De-democratization in Turkey , 2025
ISBN 9783034348683 (hardback) ISBN 9783034351249 (ebook) ISBN 9783034351256 (epub)
En Uzak Sahilin Kıyısında Yeni Bir Yaşam Kurabilir miyiz?, 2021
Eleştirel Uluslararası Politik Ekonomi, 2021
Papers by Gökhan Demir
Rethinking Marxism, 2019
Mouffe’s For a Left Populism suggests a leftist populist strategy to intervene in the post- 2008 ... more Mouffe’s For a Left Populism suggests a leftist populist strategy to intervene in the post- 2008 crisis of the neoliberal hegemonic formation. Left populism is a discursive strategy that seeks to draw a political boundary between the people and the oligarchy and against inequalities produced by neoliberal capitalism. Its intention is to come to power by building a “people,” constructing a collective will, and, accordingly, deepening democracy. The book attempts to restore the harmony between liberalism and democracy that neoliberalism has annihilated. Thus, it proposes an alternative to the neoliberal hegemonic formation. Mouffe’s search for an alternative starting point for a socialist strategy ends with left populism versus postdemocracy.

Öz: Bu çalışmada 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrası istisnai bir niteliğe bürünen devletin poli... more Öz: Bu çalışmada 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrası istisnai bir niteliğe bürünen devletin polis aygıtını yeniden yapılandırması ele alınmaktadır. Nicos Poulantzas'ın olağan ve istisnai devlet biçimleri arasında yaptığı ayrıma başvurarak, istisnai devlet biçimlerinde sivil toplumun idaresi ve hegemonyanın yeniden tesisi açısından iç güvenlik aygıtının, polis teşkilatının ön plana çıktığı düşüncesinden hareket edilmektedir. Çalışma polis aygıtının tek başına toplumsal muhalefeti zor aracılığıyla disiplin altına alan bir baskı kurumu olarak görülmemesi gerektiğini ileri sürmektedir. Bu anlamda çalışma polisin sivil toplumun mikro gözeneklerine sızabilen, nüfuz etme kudretine sahip bir kurum olarak ele alınması gerektiğini savunmaktadır. Abstract: This study discusses the reorganization of police apparatus after the 12 September 1980 coup d'état. Following Nicos Poulantzas' distinction between normal and exceptional forms of state, this work examines the role of internal security apparatus, police organization in administering civil society and in the re-establishment of hegemony. Police is not merely a coercive apparatus that suppresses political opposition by legitimate physical use of force. In that sense, this study suggests that the police is an institution having the capacity to penetrate the entire body of civil society. Keywords: The coup of 12 September, police, crisis of hegemony, exceptional form of state, martial law.
ÖZET 1960'lar Türkiye'sinde yeni bir sermaye birikim stratejisi hayata geçirilirken ulusal burjuv... more ÖZET 1960'lar Türkiye'sinde yeni bir sermaye birikim stratejisi hayata geçirilirken ulusal burjuvazi içinde de bu sürece müdahale etme çabaları ortaya çıkmıştır. Özellikle ithal ikameci sanayi sektörlerini elinde bulunduran büyük holding sermayesi planlı kalkınma ve korumacılığa açıkça destek verirken, kurduğu çeşitli örgütler ve düşünce kuruluşlarıyla siyasal iktidarı ve karar alıcıları etkilemeye çalışmıştır. Bu bağlamda Ekonomik ve Sosyal Etüdler Konferans Heyeti, sermayenin yeni oluşan düzene müdahale etme çabasının bir ürünü olarak kurulmuştur. Konferans Heyeti aracılığıyla üretilen bilgi ve projeler, yerli burjuvazinin belirli bir kesiminin devlet-sermaye-emek arasındaki tarihsel uzlaşmaya dayalı ulusal kalkınmacı bir ittifaka olan desteğini de açıkça ortaya koymaktadır.

Tarihsel maddeciliğin toplumu inceleyen diğer doktrinlerden temel farklarından birisi toplumu bir... more Tarihsel maddeciliğin toplumu inceleyen diğer doktrinlerden temel farklarından birisi toplumu bir ilişkiler bütünü olarak ele alması ve bu bütünü dönüştürmeye yönelik bir tarih görüşüne sahip olmasıdır. Antonio Gramsci bu görüşü genişletmiş; toplumsal ilişkileri sadece yapı ile üstyapı ekseninde değil, toplumsal ilişkileri kuran insanların gerçekleştirdikleri pratik ile teorinin ilişkisi açısından da incelemiştir. Bu çalışma, söz konusu iki eksenin meydana getirdiği organik bütünlük anlayışı çerçevesinde Gramsci'nin toplumsal ilişkiler bütününü anlama ve dönüştürme perspektifinin ana hatları üzerinde durmaktadır. Devlet, sivil toplum, hegemonya, aydınlar ve siyasal parti gibi bir dizi katkı niteliğindeki kavramın praksis (teori ile pratiğin birliği) ve tarihsel blok (yapı ile üstyapının birliği) kavramları çerçevesinde anlamlandırıldığı belirtilmiştir. Gramsci'den yola çıkarak devrimi düşünmenin mevcut üretim ilişkileri ve mülkiyet biçimlerini olduğu kadar, insanların eylemlerini belirleyen egemen düşünce biçimlerini dönüştürmeyi de içermesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu yazının amacı, demokrasi ve sivil topluma dair yaygın kavramsallaştırmaların izini Jürgen Habe... more Bu yazının amacı, demokrasi ve sivil topluma dair yaygın kavramsallaştırmaların izini Jürgen Habermas'ın çalışmaları aracılığıyla sürmektir. Çağdaş toplumsal kuramın dağarcığında sivil toplum ve demokrasi arasında mutlak bir tekabüliyet ve kusursuz bir uyum varsayılır. Bu kavramsallaştırmada, sivil toplum içinde demokrasinin filiz vereceği bir alan ve/veya ilişkisel bir süreç olarak düşünülmektedir. Bu Habermasçı demokrasi anlayışına taban tabana zıt biçimde, Michel Foucault sivil toplumun iktidardan azade bir alan olmadığını bilakis iktidar mücadelesinin kalbinde yatan dinamik ve içsel olarak çelişkili bir alan olduğunu savunmaktadır. Diğer bir deyişle, Habermas'ın idealleştirdiği zemini (demokrasi ve sivil toplum) Foucault sorunsallaştırmaktadır.
Edited Volumes by Gökhan Demir

Praksis-Sayı 59 (2022/2) Dijital Kapitalizm Dedikleri Yirminci yüzyılın son on yılından bu yana k... more Praksis-Sayı 59 (2022/2) Dijital Kapitalizm Dedikleri Yirminci yüzyılın son on yılından bu yana kapitalizmin üçüncü aşamasına geçildiğini işaret eden "yeni kapitalizm" tartışmaları sosyal bilim literatüründe önemli bir hacme ulaşmış gözüküyor. Dijitalleşme tartışmalarının artmasıyla birlikte söz konusu dönüşümü tarihsel kapitalizmin bir aşaması olarak değerlendiren Marksist teoride bu tartışma, "bilişsel kapitalizm", "dijital kapitalizm" ve "platform kapitalizmi" gibi başlıklar altında yürütülüyor. Dijital emek, büyük veri, yapay zekâ ve robot üretim yarışları, yeni enformasyon ve iletişim teknolojileri, online platformlar, gig ekonomisi, Endüstri 4.0 ile Emek 4.0 ve bu sayı yayıma hazırlanırken büyük bir ihtimalle yenileri eklenecek pek çok kavramla açıklanmaya çalışılan bu dönüşüm süreci, kapitalist dünyada uluslararası iş bölümü ve emek süreçlerini köklü bir biçimde değiştiriyor. Bu sayıda, dijital teknolojileri yücelten fütürist ve ütopyacı bakış açılarına karşı dijital kapitalizmde üretim, dolaşım ve tüketim süreçlerindeki çelişkilere ve dönüşen emek süreçlerine odaklanmayı amaçlıyoruz. Dijital kapitalizm diye tarif edilen süreçte bir yandan burjuvazi ve proletaryanın sınıf içi hiyerarşik konumlanışında yeni biçimler açığa çıkarken diğer yandan emek-sermaye çelişkisi giderek daha da derinleşiyor. Emek süreci bakımından dijitalleşme, sermayenin emek üzerindeki "gerçek" boyunduruğuna olanak veren açık ya da örtük kontrol biçimlerinin artışını getirirken, sermayenin canlı ve ölü emek arasında değişen organik bileşimi, geleneksel ve teknoloji-yoğun emek denetimlerini aynı anda kapsayan melez mekanizmalara yol açıyor. Sürekli yeni vasıflar kazanma gereği ve buna eşlik eden iş yükündeki artış, emek süreci üzerinde artan kontrolü daha da sıkılaştırıyor. Dijital emek yalnızca dijital araçların üretilmesi ya da dijital sektörde çalışma boyutunda değil, aynı zamanda dijital teknolojileri üretmek için gerekli olan ham maddelerin çıkarılmasından sosyal medya ve platformların kullanımına, pandemiyle birlikte daha da artan yeni çalışma biçimleri olarak home-office ve uzaktan çalışma uygulamalarından online eylemlerin yaygınlaşmasına kadar hayatımızın her alanına girmiş durumda. Bu bağlamda bir taraftan sınıf çelişkileri derinleşirken diğer taraftan zaman ve mekânla kurduğumuz ilişkinin değişimiyle işçi sınıfını bölen politikalar
PRAKSIS devotes its 50 th issue to critical scholarly works focusing on the current trends and th... more PRAKSIS devotes its 50 th issue to critical scholarly works focusing on the current trends and the future of the global political economy. We seek to bring together papers which problematize contemporary transformations in the international capitalist division of labour and the organisation of the world economy. These changes are undoubtedly related not only to 'the economy' but also to the relations and politics of power. Unlike mainstream political economic analyses, different schools in the critical social sciences literature have been reading the global politicaleconomic landscape that emerged after the global financial crisis of 20082009 as a protracted state of crisis, during which humanitarian tragedies and ecological damage have been exacerbated and living conditions of labouring classes have deteriorated in many parts of the world.
Uploads
Books by Gökhan Demir
Book Chapters by Gökhan Demir
Papers by Gökhan Demir
Edited Volumes by Gökhan Demir
Praksis dergisi bu sayısını uluslararası/küresel siyasal iktisadın güncel eğilimleri ve geleceği üzerine odaklanan kuramsal ve uygulamalı çalışmalara ayırıyor. Bu bağlamda uluslararası kapitalist iş bölümü ve dünya ekonomisinin örgütlenmesinde meydana gelen ve yaşadığımız dönemi niteleyen değişimleri sorunsallaştıran yazıları bir araya getirmeyi amaçlıyoruz. Hiç şüphesiz bu değişimler sadece ekonomiyle değil, aynı zamanda güç siyaseti ve ilişkileriyle de yakından ilgilidir. Bilindiği gibi uluslararası eleştirel sosyal bilimler literatürü, 2008-2009 küresel finansal krizi sonrasında ortaya çıkan manzarayı, ana akım çalışmaların yaygın şekilde yaptığı gibi krizin aşıldığı bir bağlam olarak değil, dünyanın pek çok bölgesinde yaşanan insani trajedilerin ve ekolojik tahribatın her geçen gün şiddetlendiği ve emekçi sınıfların yaşam koşullarının giderek kötüleştiği bir kriz hali olarak tarif ediyor. Küresel ortam ise savaşlar ve zorunlu göç, otoriterleşen siyasal rejimler ve yükselen ırkçılıkla giderek daha fazla karakterize olmakta. Dolayısıyla emperyalist egemenlik sisteminin yeni biçimleri, sermayenin ulusötesi ölçekteki yeni değerlenme alan ve biçimleri, küresel/jeopolitik rekabetler, kapitalizm-demokrasi ilişkisi gibi meseleler hakkında ana akım ve türevleri olan Uluslararası İlişkiler (Uİ)/Uluslararası Siyasal İktisat (USİ) kuramlarının özürcü açıklamalarına karşı eleştirel bilgi üretmeye olan ihtiyaç çok daha fazla hissediliyor.
Bu sayıda, böylesi çabaların her şeyden önce alternatif çıkış yolları tarif etmek ve mevcut mücadele ve direnişlerin güçlü ve zayıf yönlerini tahlil etmek açısından önemli olduğu tespitinden yola çıkıyoruz. Bu bağlamda emek-sermaye-devlet ilişkilerinin ve siyasal rejimlerin küresel ölçekte geçirdiği bu somut dönüşümleri anlamlandırmak için Marksizmin mirasını yenilikçi bir biçiminde kullanmaya ihtiyacımız var. Ana akım Uİ/USİ literatürünün benimsediği devlet-merkezci ve tarihsel olmayan pozisyonların ötesine geçerek, iç-dış ikiliğine yaslanmayan, jeo-politiğin teknik/apolitik jargonunu ve kavramsal repertuvarını sorunsallaştırarak değişen dünya düzenine bakmaya çalışan ve küresel olanla yerel olan arasında birincinin ikinciyi mutlak ve tek taraflı olarak belirlediği bir ilişki tarifini aşma çabasında olan araştırmacıları bu sayıya katkı sunmaya çağırıyoruz.
Sayının tematik kapsamı, şüphesiz bunlarla sınırlı olmamakla birlikte, aşağıdaki gibidir:
” Uİ/USİ’ye Marksist kuramsal müdahaleler ve Marksizm içi tartışmalar
” Küresel kapitalist dönüşüme feminist yaklaşımlar
” Küresel siyasal iktisat ve ekoloji
” Çağdaş kapitalizmde sermayenin merkezileşme ve yoğunlaşma eğilimleri
” Ulusötesi şirketler ve üretimin uluslararasılaşması
” Küresel meta, emek ve değer zincirleri
” Dünya pazarında bölgesel, ulusal ve ulus-altı birikim süreçleri ve krizler
” Endüstri 4.0 ve gözetimci (surveillance) kapitalizm
” Küresel bir perspektiften ırkçılık ve faşizm
” Sınırlar, savaş ve zorunlu göç
” Finansallaşmanın siyasal iktisadı
” Post-neoliberalizm tartışmaları ve uluslararası kapitalist mimarinin temel mali kurumlarının dönüşümü
” Ulusötesi sınıflar, fraksiyonlar ve devletin uluslararasılaşması
” Bir sermaye projesi olarak Avrupa Birliği ve dönüşümünün Marksist tahlili
” Latin Amerika’dan Rusya’ya, Afrika ve Ortadoğu’dan Çin’e emperyalist rekabetler
” Ulusötesi kapitalist hegemonya ve karşı-hegemonik direniş, deneyimler ve mücadele biçimleri
Katkılarınızı bekliyoruz.
Makale gönderimi için son tarih: 15 Şubat 2019
Sayı çıkış tarihi: Mayıs 2019
Sayı Editörleri: Sümercan Bozkurt ([email protected]), Gökhan Demir ([email protected]), M. Gürsan Şenalp ([email protected]), Aylin Topal ([email protected]), Melih Yeşilbağ ([email protected])