BUSE ACKA/OKAN ÜNİVERSİTESİ 3-Değerlendirme: Hareket, yasadaki suç tanımını ihlal eden olumlu vey... more BUSE ACKA/OKAN ÜNİVERSİTESİ 3-Değerlendirme: Hareket, yasadaki suç tanımını ihlal eden olumlu veya olumsuz davranıştır. Yani doğal hareket teorisi, ceza hukuku açısından hareketi en iyi belirleyen teoridir. Ancak hareketin yasadaki suç tanımının ihlaliyle beraber gerçekleşmesi nedeniyle normativist taraftarlarının ileri sürdükleri görüşlerde de gerçeklik payı vardır. Ceza hukuku anlamında hareket, hukuken önemli görülen ve neticenin nedeni olan iradi harekettir. III-HAREKET YETENEĞİ 1-Kavram: Hareket yeteneğine ancak insan sahip olabilir. Hareket yeteneği, iradeyle hareket edebilme demektir. Ancak iradi davranışlar hareket sayılır. 2-Tüzel kişilerin hareket yeteneği a-Tüzel kişi kavramı: "Varsayım teorisi"ne göre, sadece gerçek kişiler hak sahibi olabilir. Tüzel kişi, sosyal bir gerçeklik olmadığından fiil ehliyetine sahip olamaz. Tüzel kişiler ancak temsilcilerinin yapmış oldukları hukuki işlemlerle bağlı tutulabilirler. "Gerçeklik teorisi"ne göre tüzel kişi, insandan farklı olarak sosyal bir gerçekliktir. Tüzel kişinin organlarının yaptığı işlemler, doğrudan doğruya tüzel kişiyi bağlar. Organın fiillerinden dolayı da tüzel kişi sorumludur. "Soyutlama teorisi" tüzel kişilerin doğal varlıklar olmayıp, insan aklının bir yaratması olduğunu savunur. Olaylar alanında yaşayan bu kişi ya da mal topluluklarına bir kişilik bahşedildiğinden tüzel kişi bazı suçlardan sorumlu tutulabilir. b-Tüzel kişilerin cezalandırılması aa-Görüşler: Tüzel kişinin organlarının kusuru, tüzel kişinin olarak kabul edilir. Suç süjesi tüzel kişiler değil ancak bireyler olabilir. Tüzel kişi istisnai olarak ancak para ile cezalandırılabilir. Tüzel kişilerin hareket yeteneğinin bulunmadığı kabul edilirse tüzel kişiler ceza hukuku alanında suç faili sayılamazlar. Tüzel kişiler hakkında ceza yaptırımı uygulanamaz, sadece güvenlik tedbiri niteliğindeki yaptırımlar uygulanabilir. bb-Yeni eğilimler: Yeni eğilimler, tüzel kişilerin suç faili olmasını kabul etme yönünde gelişmiştir. Örneğin Fransız Ceza Yasası'nda, devlet dışındaki tüzel kişilerin ceza sorumluluğunun bulunduğu belirtilerek tüzel kişiler de suç faili olarak gösterilmektedir. Bunun gibi TCK 1997 tasarısında da tüzel kişilerin ceza sorumluluğu kabul edilmişti. Tüzel kişiler, organ veya temsilcilerinin tüzel kişi yararına işledikleri suçlardan dolayı sorumlu olacaklardı. Tüzel kişilere uygulanacak yaptırımlar da tasarıda gösterilmişti. cc-Öğreti: 765 sayılı TCK'da tüzel kişilerin ceza sorumlulukları konusunda herhangi bir hüküm yer almamıştır. Ancak tüzel kişiler için fesih, kapatma, faaliyetten men gibi yaptırımlar öngörülmüştür. Bazı hallerde para cezasından da söz edilmektedir. Bu yaptırımlar yanında, tüzel kişinin organlarına verilecek cezalar gerçek cezalardır. TCK 1997 tasarısında tüzel kişilerin bazı suçları işleyebilecekleri, tüzel kişilerin niteliği ile bağdaşan cezaların uygulanabileceği ileri sürülmüştür. Tüzel kişiler açısından cezaların "önleme" ve "caydırma" işlevi söz konusudur. *Tüzel kişiliğin kendine özgü bir iradesi olmadığı için tüzel kişi suç faili olarak kabul edilemez. Suç faili sadece, kendiliğinden iradi hareketiyle isteyerek dış dünyada değişiklik yaratan ve iradi hareketinin kusurlu olup olmadığı tartışılabilen gerçek kişidir. Tüzel kişiliğin tercih yeteneği olmadığından kast veya taksir derecesinde iradeyle hareket etmesi düşünülemez. Tüzel kişiliğin işlemleri gerçek kişiler tarafından gerçekleştirildiği için, tüzel kişiliğin sorumluluğu üçüncü kişinin eyleminden sorumluluk sayılabilir. dd-Anayasa Mahkemesi görüşü: Anayasa Mahkemesi tüzel kişilerin ceza sorumluluğunu önleyen hiçbir hükmü Anayasada bulunmadığını ileri sürmüştür. "Suç işleyen ve bu yüzden ceza sorumluluğu da olması gerek tüzel kişiye verilecek ceza, toplumda itibarını sarsarak kendisini yasalara uygun davranmaya çağırmış olacaktır. Kapatma ve geçici süreli çalışmadan yasaklama cezaları düşünülebilir. Para cezası ise suç işleyen tüzel kişiye uygulanacak en uygun yaptırımlardan biridir." ee-Yasal düzenlemeler: 5237 sayılı TCK'ya göre tüzel kişiler suç faili olamazlar. Tüzel kişiler hakkında ceza yaptırımı uygulanamaz. Yasada öngörülen güvenlik tedbirleri saklıdır. "Fail olamayacakları" kabul edilen tüzel kişilere, failin tehlikeliliği esas alınan güvenlik tedbirleri uygulanacaktır. Suç ve ceza politikası uyarınca, ancak gerçek kişiler suç faili olabilir ve sadece gerçek kişiler hakkında ceza yaptırımına hükmedilebilir. Tüzel kişinin kabahat faili olması mümkündür. Tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenen kabahatten dolayı tüzel kişi hakkında idari yaptırım uygulanması kabul edilmiştir.
BUSE ACKA/OKAN ÜNİVERSİTESİ 3-Değerlendirme: Hareket, yasadaki suç tanımını ihlal eden olumlu vey... more BUSE ACKA/OKAN ÜNİVERSİTESİ 3-Değerlendirme: Hareket, yasadaki suç tanımını ihlal eden olumlu veya olumsuz davranıştır. Yani doğal hareket teorisi, ceza hukuku açısından hareketi en iyi belirleyen teoridir. Ancak hareketin yasadaki suç tanımının ihlaliyle beraber gerçekleşmesi nedeniyle normativist taraftarlarının ileri sürdükleri görüşlerde de gerçeklik payı vardır. Ceza hukuku anlamında hareket, hukuken önemli görülen ve neticenin nedeni olan iradi harekettir. III-HAREKET YETENEĞİ 1-Kavram: Hareket yeteneğine ancak insan sahip olabilir. Hareket yeteneği, iradeyle hareket edebilme demektir. Ancak iradi davranışlar hareket sayılır. 2-Tüzel kişilerin hareket yeteneği a-Tüzel kişi kavramı: "Varsayım teorisi"ne göre, sadece gerçek kişiler hak sahibi olabilir. Tüzel kişi, sosyal bir gerçeklik olmadığından fiil ehliyetine sahip olamaz. Tüzel kişiler ancak temsilcilerinin yapmış oldukları hukuki işlemlerle bağlı tutulabilirler. "Gerçeklik teorisi"ne göre tüzel kişi, insandan farklı olarak sosyal bir gerçekliktir. Tüzel kişinin organlarının yaptığı işlemler, doğrudan doğruya tüzel kişiyi bağlar. Organın fiillerinden dolayı da tüzel kişi sorumludur. "Soyutlama teorisi" tüzel kişilerin doğal varlıklar olmayıp, insan aklının bir yaratması olduğunu savunur. Olaylar alanında yaşayan bu kişi ya da mal topluluklarına bir kişilik bahşedildiğinden tüzel kişi bazı suçlardan sorumlu tutulabilir. b-Tüzel kişilerin cezalandırılması aa-Görüşler: Tüzel kişinin organlarının kusuru, tüzel kişinin olarak kabul edilir. Suç süjesi tüzel kişiler değil ancak bireyler olabilir. Tüzel kişi istisnai olarak ancak para ile cezalandırılabilir. Tüzel kişilerin hareket yeteneğinin bulunmadığı kabul edilirse tüzel kişiler ceza hukuku alanında suç faili sayılamazlar. Tüzel kişiler hakkında ceza yaptırımı uygulanamaz, sadece güvenlik tedbiri niteliğindeki yaptırımlar uygulanabilir. bb-Yeni eğilimler: Yeni eğilimler, tüzel kişilerin suç faili olmasını kabul etme yönünde gelişmiştir. Örneğin Fransız Ceza Yasası'nda, devlet dışındaki tüzel kişilerin ceza sorumluluğunun bulunduğu belirtilerek tüzel kişiler de suç faili olarak gösterilmektedir. Bunun gibi TCK 1997 tasarısında da tüzel kişilerin ceza sorumluluğu kabul edilmişti. Tüzel kişiler, organ veya temsilcilerinin tüzel kişi yararına işledikleri suçlardan dolayı sorumlu olacaklardı. Tüzel kişilere uygulanacak yaptırımlar da tasarıda gösterilmişti. cc-Öğreti: 765 sayılı TCK'da tüzel kişilerin ceza sorumlulukları konusunda herhangi bir hüküm yer almamıştır. Ancak tüzel kişiler için fesih, kapatma, faaliyetten men gibi yaptırımlar öngörülmüştür. Bazı hallerde para cezasından da söz edilmektedir. Bu yaptırımlar yanında, tüzel kişinin organlarına verilecek cezalar gerçek cezalardır. TCK 1997 tasarısında tüzel kişilerin bazı suçları işleyebilecekleri, tüzel kişilerin niteliği ile bağdaşan cezaların uygulanabileceği ileri sürülmüştür. Tüzel kişiler açısından cezaların "önleme" ve "caydırma" işlevi söz konusudur. *Tüzel kişiliğin kendine özgü bir iradesi olmadığı için tüzel kişi suç faili olarak kabul edilemez. Suç faili sadece, kendiliğinden iradi hareketiyle isteyerek dış dünyada değişiklik yaratan ve iradi hareketinin kusurlu olup olmadığı tartışılabilen gerçek kişidir. Tüzel kişiliğin tercih yeteneği olmadığından kast veya taksir derecesinde iradeyle hareket etmesi düşünülemez. Tüzel kişiliğin işlemleri gerçek kişiler tarafından gerçekleştirildiği için, tüzel kişiliğin sorumluluğu üçüncü kişinin eyleminden sorumluluk sayılabilir. dd-Anayasa Mahkemesi görüşü: Anayasa Mahkemesi tüzel kişilerin ceza sorumluluğunu önleyen hiçbir hükmü Anayasada bulunmadığını ileri sürmüştür. "Suç işleyen ve bu yüzden ceza sorumluluğu da olması gerek tüzel kişiye verilecek ceza, toplumda itibarını sarsarak kendisini yasalara uygun davranmaya çağırmış olacaktır. Kapatma ve geçici süreli çalışmadan yasaklama cezaları düşünülebilir. Para cezası ise suç işleyen tüzel kişiye uygulanacak en uygun yaptırımlardan biridir." ee-Yasal düzenlemeler: 5237 sayılı TCK'ya göre tüzel kişiler suç faili olamazlar. Tüzel kişiler hakkında ceza yaptırımı uygulanamaz. Yasada öngörülen güvenlik tedbirleri saklıdır. "Fail olamayacakları" kabul edilen tüzel kişilere, failin tehlikeliliği esas alınan güvenlik tedbirleri uygulanacaktır. Suç ve ceza politikası uyarınca, ancak gerçek kişiler suç faili olabilir ve sadece gerçek kişiler hakkında ceza yaptırımına hükmedilebilir. Tüzel kişinin kabahat faili olması mümkündür. Tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenen kabahatten dolayı tüzel kişi hakkında idari yaptırım uygulanması kabul edilmiştir.
Uploads
Papers by hilal talas