Papers by Güliz Taşdemir

ICONARP | International Journal of Architecture and Planning, 2024
This study examines Gallery Sanat Yapım, one of the first private art galleries in Ankara, as a r... more This study examines Gallery Sanat Yapım, one of the first private art galleries in Ankara, as a representation of urban transformation in the 1980s. Gallery Sanat Yapım is analyzed using qualitative longitudinal research and document analysis. This process highlights its spatial and temporal transformations. To provide an understanding of the gallery's role in Ankara's art scene, the research incorporates data collected through interviews in addition to an analysis of written, visual, and audio materials. The evaluation includes an examination of these sources to reveal the impact of galleries on Ankara's cultural scene. In contrast to government-supported art galleries, this research emphasizes the distinctive characteristics of private galleries, such as Gallery Sanat Yapım, which played a pivotal role in shaping Ankara's cultural identity. Thus, as a cultural and urban setting, the importance of gallery spaces is emphasized through the evaluation of interior space and spatial context. Furthermore, a comprehensive understanding of the spatial components offers crucial insights into audience engagement with artworks. In conclusion, the findings shed light on the opportunities and challenges faced by both private and state-supported art galleries during the period. This research contributes novel perspectives on the intersection of space, art, and society within Ankara's evolving urban landscape, thereby enriching scholarly discourse. Ultimately, the study underscores the crucial role of private galleries in preserving and shaping the city's cultural heritage, paving the way for future academic investigations in this field.

ICONARP International Journal of Architecture and Planning
This study examines Gallery Sanat Yapım, one of the first private art galleries in Ankara, as a r... more This study examines Gallery Sanat Yapım, one of the first private art galleries in Ankara, as a representation of urban transformation in the 1980s. Gallery Sanat Yapım is analyzed using qualitative longitudinal research and document analysis. This process highlights its spatial and temporal transformations. To provide an understanding of the gallery's role in Ankara's art scene, the research incorporates data collected through interviews in addition to an analysis of written, visual, and audio materials. The evaluation includes an examination of these sources to reveal the impact of galleries on Ankara's cultural scene. In contrast to government-supported art galleries, this research emphasizes the distinctive characteristics of private galleries, such as Gallery Sanat Yapım, which played a pivotal role in shaping Ankara's cultural identity. Thus, as a cultural and urban setting, the importance of gallery spaces is emphasized through the evaluation of interior space and spatial context. Furthermore, a comprehensive understanding of the spatial components offers crucial insights into audience engagement with artworks. In conclusion, the findings shed light on the opportunities and challenges faced by both private and state-supported art galleries during the period. This research contributes novel perspectives on the intersection of space, art, and society within Ankara's evolving urban landscape, thereby enriching scholarly discourse. Ultimately, the study underscores the crucial role of private galleries in preserving and shaping the city's cultural heritage, paving the way for future academic investigations in this field.

Ankara Araştırmaları Dergisi, 2022
Şapka simgesel olarak Türkiye'de büyük öneme sahiptir ve bunun en büyük göstergesi Şapka Kanunu' ... more Şapka simgesel olarak Türkiye'de büyük öneme sahiptir ve bunun en büyük göstergesi Şapka Kanunu' dur. Şapka Kanunu'yla beraber Türkiye'de şapkanın üretimi yaygınlaşmış, mekânsal oluşumları yoğunlaşmıştır. Araştırmada Ankara'daki şapkacılığın tarihsel süreci, sosyo-mekânsal içerikleriyle incelenmiştir. Cumhuriyetin ilanıyla beraber, modernleşme simgesi olarak şapka, şehirli insan için fötr şapkayla, kırsal bölgede yaşamını sürdüren toplum için de kasket ile temsiliyet bulmuştur. Bu temsiliyetin kendisi görsel, metinsel ve sözel olarak kaynaktır. Araştırmanın amacı bu kaynaktan hareketle simgesel ve anlamsal değeri ile şapkanın üretim mekânlarını özneleriyle ve kendi zaman dilimleriyle değerlendirmektir. Araştırma, sözlü tarih yöntemiyle yapılmıştır. Gönüllülük esasına dayalı olarak, yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiş ve onam formları alınmıştır. Karma metodoloji içerisinde yer alan sözlü, yazılı ve görsel belgeler değerlendirilmekte ve örnek incelemenin mekânsal analizi gerçekleştirilmektedir. Cumhuriyetin ilanıyla beraber giyim kuşam alışkanlıklarının değişimi açısından araştırmanın kapsamı, Ankara şapkacıları olarak belirlenmiştir. Araştırma iki aşamada ele alınmıştır: Birincil aşama simgesel ve anlamsal değeriyle şapkayı, görsel ve metinsel malzemeler aracılığıyla okumak; ikinci aşama ise örneklem olarak seçilen, Bozdağ Kasket ve Ankara Şapka'nın sosyomekânsal gelişim süreçlerini, bağlam ve özneleriyle incelemektir. Çalışmada, ele alınan iki farklı mekânsal oluşum karşılaştırılmış ve şapka simgesinin mekânsal yansıması aktarılmıştır.
Journal of Ankara Studies

Ankara Araştırmaları Dergisi n Journal of Ankara Studies, 2022
The hat has great symbolic importance in Turkey and the most significant manifestation of this im... more The hat has great symbolic importance in Turkey and the most significant manifestation of this importance is the hat law. The introduction of the law leads to widespread hat production in the country and the intensification of spatial formations. In this study, the historical process of hat-making in Ankara is examined in terms of its socio-spatial content. With the proclamation of the Republic, the fedora was used by urban residents, and the cap by rural residents, as symbols of modernization. This representation has visual, textual, and verbal sources which are used in this work to consider the symbolic and semantic value of the hat. The aim is to evaluate the hat as an object, as well as the spaces where it was produced with their subjects and their own time periods. The period covered in the research was during a marked change in clothing habits, as determined by Ankara hat makers, with the proclamation of the Republic. There were two stages to the research: to consider the symbolic and semantic meaning of the hat through visual and textual materials; and to examine the socio-spatial development processes of the Bozdağ Kasket and Ankara Şapka, selected as samples, with their context and subjects. This review also includes oral history interviews in terms of scanning archive documents and producing new documents. This work is considered important in the context of producing visual and technical material, and then sharing such material by creating oral testimony. The research was carried out qualitatively and utilized the method of oral history. Oral, written and visual documents included in the mixed methodology were evaluated, and then a spatial analysis of the case study was implemented. Data was collected on a voluntary basis after consent forms were obtained.

Kocaeli Üniversitesi Mimarlık ve Yaşam Dergisi
Bu çalışma, iç mimarlık eğitiminde egemen olan eğitim kalıplarının dışında kalan sözlü tarih yönt... more Bu çalışma, iç mimarlık eğitiminde egemen olan eğitim kalıplarının dışında kalan sözlü tarih yöntemini lisans düzeyindeki bir ders içeriğinde ele almayı hedeflemiş, uygulama örneğini ve çıktılarını kapsamına almıştır. Sözlü tarih yöntemi iç mimarlık eğitiminde ve alan literatüründe öncül örnekleri bu araştırmanın yazarı tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmayla da birlikte, teori ve uygulama yönleriyle sözlü tarih yönteminin eğitime ve literatüre olan katma değerinin araştırılması ve tartışılması amaçlanmıştır. Çalışmanın ana amacı, iç mimarlık eğitimi içindeki ders içeriklerinde, yaratıcı düşünce sürecinin sosyo/mekânsal tarih üzerinden üretilen bir içerikle zenginleştirilmesidir. Böylelikle, sözlü tarih yönteminin kendisi, iç mimarlık eğitimi içinde alternatif bir araç olarak ele alınmıştır. Araştırma, Başkent Üniversitesi, İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü'nde 2018-2019 Güz Dönemi'nde eğitimini sürdürmekte olan otuz, dördüncü sınıf lisans öğrencisi ile yürütülmüş, on dört haftalık bir araştırma, üretim sürecini içermiştir Çalışmanın yönteminde karma yöntem yer almıştır. Bu bağlamda üç ana aşama makalenin araştırma stratejisinde, veri değerlendirme aşamasında yer almış, haftalık olarak da ders işleniş metodunda takip edilmiştir. Sırasıyla, sözlü tarih yönteminin kendisi ve araçlarının öğrencilere tanıtılması, tarihsel referans aracılığıyla imgelem ve kuramsal tartışma temelli temsilin üretilmesi bu ders kapsamında gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın bağlamsal sınırı yürütücü tarafından belirlenmiş Ankara, Etimesgut merkezli bir çalışma alanı öğrencilerin araştırma sahasını oluşturmuştur. Yaratıcı sürecin kendisinde tasarlama eylemi bu yazının temelinde yer alan eğitim sürecindeki öğrenci grubunun toplumsal yapı ile temasını sağlamış, kentsel/kamusal yaşantı gözlemini, mekânsal irdelemelerinin bütününü bir kültürel arkaplanla sunmuştur. Bu kapsamda da sözlü tarih yöntemi ve belgeleme, alanlar arası ilişkilerin temasını arttırmayı hedefine alan bir eleştirel platform olarak çalışmaya katkı sağlamıştır. Dersin çıktıları ve saha araştırmasının verileri ele alındığında, sözlü tarih yönteminin iç mimarlık eğitiminin içeriğine dâhil olması, yaratıcı düşünce biçimini desteklemiş, mekânsal farkındalığı arttırmış, bilginin kaynağını arama, bilgiyi üretme ve paylaşma anlamında bilinç düzeyini etkilemiş, gerçek yaşam bağlantısı sağlayarak öğrencileri çok yönlü düşünmeye teşvik etmiştir. Yapı kabuğunun ötesinde mekânsal tarih, değişen ve yenilenen anlamda tartışılabilmiş, yeni yaklaşımları oluşturabilmek konusunda potansiyel barındırmıştır. Sonuç olarak, mekânsal tarihin farklılaşan metotlar aracılığıyla çalışılma gereksinimi ve bu gereksinimin lisans düzeyindeki bir deneysel içerikle gerçekleştirilmesi literatüre yeni bir araştırma alanı sunabilir, ilerleyen çalışmalar için bir altlık oluşturabilir.

TURKISH ONLINE JOURNAL OF DESIGN ART AND COMMUNICATION
Ecole des Beaux-Arts ve Bauhaus tasarım okullarında yürütülen uygulamalı tasarım stüdyolarından k... more Ecole des Beaux-Arts ve Bauhaus tasarım okullarında yürütülen uygulamalı tasarım stüdyolarından köklenen 'yaparak öğrenme' metodu, günümüzde trans disipliner bakış ile eğitime hizmet eden araçlardan birini oluşturmaktadır. İç mimarlık ölçeğinde atölye eğitimi, uygulamalı olarak gerçekleştirilmekle birlikte tasarımın çıkış noktası olarak kavram gelişiminin bilişsel ve yaratıcı sürecini barındırmaktadır. Bu sürecin aktörü konumunda yer alan öğrenciler, sürece yön verecek anahtar kelimelere ulaşmayı hedeflemektedir. Böylelikle, anahtar kelimelerin karşılıklarının plan düzleminde ve mekânın üçüncü boyuttaki bileşenleriyle aktarım konusu öğrencilerin yüzleşmekte olduğu bir 'uygulama' sorunu olarak kabul edilebilir. Çalışmanın amacı ve konusu bu sorunsala bağlı olarak oluşum göstermiş, atölye ortamında renk ve örüntü çalışması, kavram aktarım aracı olarak değerlendirilmiştir. Örüntü ve renk çalışmalarının kavram aktarım aracı olarak iç mekân atölyesi, proje konusunda yer alan çalışmalarla desteklenmesi, Temel Tasarım Eğitimi ile bağlantı kurarak edinilen bilginin sürekliliğini sağlamak bakımından önem taşımaktadır. Araştırmanın amacı, bilginin sürekliliği ve aktarımında yer alan renk-örüntü çalışmalarının, iç mimari ölçekte önemini ve etkisini vurgulamaktır. İkinci sınıf tasarım stüdyosu kapsamında programlanmış çalışma 'Bir Ticari İşlev için Çekirdek Mekân' başlığı altında, kurum kimliği ile kavramsal yaklaşımın oluşturulması ve mekânsal karşılığı olan stant tasarımının arayışı hedeflenmiştir. Böylelikle atölye temasında yer alan program kapsamına on beş öğrenciyi almış, atölye sürecinin mekânsal planlama aşamasını takip eden, sekiz saat süreli sınıf içi üretimini içermiştir. Stüdyo çalışmanın tanımlı bir sürecini oluşturan bu araştırma, renk ve örüntü dilinin sonsuz olasılığını katılımcılarına aktarmayı hedefleyen pedagojik bir yaklaşımı içermiştir. Böylece çalışma sonucunda, kurum kimliği, mekân algısı, kullanıcı ve fiziki bileşenler göz önünde bulundurulmuş, kavramsal düşünme becerisinin somut anlamlandırma yolu ile geliştirilmiştir. Bu yaklaşımın ise tasarım sürecine etki ettiği gözlemlenmiş, ürün çıktı kalitesini arttırdığı sonucuna varılmıştır. İlerleyen çalışmalar için detaylı test edilme gerekliliği de çalışmanın sonuçlarından biridir.

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR TASARIM VE MİMARLIK FAKÜLTESİ 4. ULUSLARARASI SANAT VE TASARIM EĞİTİMİ SEMPOZYUMU BİLDİRİLER KİTABI, 2021
Design education is based on an interactive process that is conducted in studios by designing pro... more Design education is based on an interactive process that is conducted in studios by designing projects. During the Covid 19 Pandemic Conditions, the studio-based learning atmosphere changed for
both instructors and students. In this context, experiential learning conditions were moved from the
studio environment to the student’s own spatiality. This study aims to focus on this process itself
and the spaces through the learning styles. Thus, each student’s unique habitus becomes generative
of the experiential learning outcomes. This study’s theoretical framework was originated from David
A. Kolb’s Experiential Learning Theory. Kolb’s theory works on two levels of learning methodology
which includes a holistic approach to the perspective of experience. Therefore, to understand this
perspective of the experiential learning outcomes open-ended survey conducted with the notion of
his definitions of the learning cycle (Abstract Conceptualization, Active Experimentation, Concrete
Experience, Reflective Observation). The setting of research is based on the qualitative methodology
through open-ended interviews with 80 interior architecture students at Baskent University. The
research concludes with a few suggestions for how to improve the experiential learning processes in
the student’s own environment. It also detects the spatializes of the working atmosphere to discuss
and concludes with several suggestions to contribute to the experiential context. In a conclusion, the
interviews show that the learning styles and the environment of each student accumulate the relation
between the design process in a limited way but potentially. The research strongly suggests the importance of the working environment that has its own dynamics, and it is inevitable to touch the learning
phases. In addition to all these, the effect of student’s own space that triggers creativity in students’
learning process is questioned dynamically.

Mimarlık ve Yaşam Dergisi Journal of Architecture and Life 6(2), 2021, (393-409) ISSN: 2564-6109 , 2021
Bu çalışma, iç mimarlık eğitiminde egemen olan eğitim kalıplarının dışında kalan sözlü
tarih yönt... more Bu çalışma, iç mimarlık eğitiminde egemen olan eğitim kalıplarının dışında kalan sözlü
tarih yöntemini lisans düzeyindeki bir ders içeriğinde ele almayı hedeflemiş, uygulama
örneğini ve çıktılarını kapsamına almıştır. Sözlü tarih yöntemi iç mimarlık eğitiminde ve
alan literatüründe öncül örnekleri bu araştırmanın yazarı tarafından gerçekleştirilmiştir.
Bu çalışmayla da birlikte, teori ve uygulama yönleriyle sözlü tarih yönteminin eğitime ve
literatüre olan katma değerinin araştırılması ve tartışılması amaçlanmıştır. Çalışmanın
ana amacı, iç mimarlık eğitimi içindeki ders içeriklerinde, yaratıcı düşünce sürecinin
sosyo/mekânsal tarih üzerinden üretilen bir içerikle zenginleştirilmesidir. Böylelikle,
sözlü tarih yönteminin kendisi, iç mimarlık eğitimi içinde alternatif bir araç olarak ele
alınmıştır. Araştırma, Başkent Üniversitesi, İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü’nde
2018-2019 Güz Dönemi’nde eğitimini sürdürmekte olan otuz, dördüncü sınıf lisans
öğrencisi ile yürütülmüş, on dört haftalık bir araştırma, üretim sürecini içermiştir
Çalışmanın yönteminde karma yöntem yer almıştır. Bu bağlamda üç ana aşama
makalenin araştırma stratejisinde, veri değerlendirme aşamasında yer almış, haftalık
olarak da ders işleniş metodunda takip edilmiştir. Sırasıyla, sözlü tarih yönteminin
kendisi ve araçlarının öğrencilere tanıtılması, tarihsel referans aracılığıyla imgelem ve
kuramsal tartışma temelli temsilin üretilmesi bu ders kapsamında gerçekleştirilmiştir.
Araştırmanın bağlamsal sınırı yürütücü tarafından belirlenmiş Ankara, Etimesgut
merkezli bir çalışma alanı öğrencilerin araştırma sahasını oluşturmuştur. Yaratıcı
sürecin kendisinde tasarlama eylemi bu yazının temelinde yer alan eğitim sürecindeki
öğrenci grubunun toplumsal yapı ile temasını sağlamış, kentsel/kamusal yaşantı
gözlemini, mekânsal irdelemelerinin bütününü bir kültürel arkaplanla sunmuştur. Bu
kapsamda da sözlü tarih yöntemi ve belgeleme, alanlar arası ilişkilerin temasını
arttırmayı hedefine alan bir eleştirel platform olarak çalışmaya katkı sağlamıştır. Dersin
çıktıları ve saha araştırmasının verileri ele alındığında, sözlü tarih yönteminin iç
mimarlık eğitiminin içeriğine dâhil olması, yaratıcı düşünce biçimini desteklemiş,
mekânsal farkındalığı arttırmış, bilginin kaynağını arama, bilgiyi üretme ve paylaşma
anlamında bilinç düzeyini etkilemiş, gerçek yaşam bağlantısı sağlayarak öğrencileri çok
yönlü düşünmeye teşvik etmiştir. Yapı kabuğunun ötesinde mekânsal tarih, değişen ve
yenilenen anlamda tartışılabilmiş, yeni yaklaşımları oluşturabilmek konusunda
potansiyel barındırmıştır. Sonuç olarak, mekânsal tarihin farklılaşan metotlar
aracılığıyla çalışılma gereksinimi ve bu gereksinimin lisans düzeyindeki bir deneysel
içerikle gerçekleştirilmesi literatüre yeni bir araştırma alanı sunabilir, ilerleyen
çalışmalar için bir altlık oluşturabilir.
Anahtar Kelimeler: İç Mimarlık Eğitimi, Sözlü Tarih, Mekânsal Tarih, Belgeleme, Yeniden Üretim

Ankara Araştırmaları Dergisi n Journal of Ankara Studies, 2020
Abstract
In the context of Ankara, the subject of this article is Birtan Kundura, located in the ... more Abstract
In the context of Ankara, the subject of this article is Birtan Kundura, located in the Küçükesat Region. With its original and unique
story, Birtan Kundura contributes to historiography and architectural historiography as a reading tool of the transdisciplinary study
through a social history perspective. It, therefore, includes a narrative that lies in the periphery of the interior through the perspective of
subjects not included in the official historiography, via contextual evaluation, periodical examination and urban oral testimonies. In
this research, ‘Birtan Kundura’ and Birtan Family are considered as the creators of micro-stories that exist in ‘everyone’s narratives’,
making them part of an urban history archaeology in the cross-section of social history. The theoretical framework of the study is
founded on Michel Foucault’s Archeology of Western Culture (2011), Patrick Nuttgens’ The Story of Architecture (1983) and Bernard
Tschumi’s Questions of Space (2004). The methodology involves oral history, taking its source from individual stories (Perks, R.,
1998). In this sense, it transforms the holistic historical narrative into a tool that deepens structural and semantic content through an
alternative approach that includes the social: in this case, spatial production and actors. The aim of this article is to present the change,
transformation and extinction of daily habits through an interior space, and to make a structural/semantic assessment of the space,
which adds value to the holistic narrative, looking at the past and the future.
Keywords: Micro-narrative, Social history, Interior, Birtan Kundura, Collective memory, Oral history, Ankara
by Pınar Sezginalp, T. Elvan Altan, Umut Şumnu, Cimen Gunay-Erkol, Emine Gorgul, Güliz Taşdemir, Cansu Degirmencioglu, Sedef sav, Hande Atmaca Çetin, Idil Erkol, Efsun Ekenyazıcı Güney, hande tulum, Diğdem Angın, Fatma Damak, ceylan gezer catalbas, Ezgi Çiçek, and hande tunç

Sanat Yazıları, 2019
Abstract: This study reveals with the development / transformation of entertainment venues in Ank... more Abstract: This study reveals with the development / transformation of entertainment venues in Ankara in the 1960’s with an interior case study. The location of the study is located in Yenişehir Region, which offers a new life model with ideological and planning dimensions in Ankara. The building, whichis being examined, served on the ground level of Atatürk Bulvarı, no.174 as ‘Club Alpay’ (1966) and was later called zemin İlhan Feyman Jazz Club, (1970’s). The aim of this study is to discuss the project
which is designed by architect Şevki Vanlı and Master Architect Ersen Gömleksizoğlu and which has not been examined in the literature with the social history aspect. Another aim of the article is to examine the concept of entertainment within the everyday life routine and the spatial formations following the social developments of the period within a sample study. The sample of the research was determined
as Club Alpay, which is located into Yenişehir parallel to the Atatürk Boulevard axis. The boulevard is chosen by the reason of had a notion of an urban spine supporting the daily life routines. The material of the periodical study of the study is the understanding and transformation of entertainment that has been focusing in the 1960’s. This study includes, the daily life routines, social development, and the
night entertainment interface have been conducted as a case study. Thus, the urban/public realm and daily life of the period presents the traditions and lifestyles that have been destroyed in relation to the interior space history. Alpay Night Club carries a recurrent meaning of the interior, but it affects the memory in terms of the type of living experience and is a triggering element.The origin of its interior design and history leads the readers of this study a new scope of a source for contemporary spatial
studies.
Keywords: Entertainment, Ankara, Atatürk Boulevard, Club Alpay, Şevki Vanlı, Social History.

TOJDAC JANUARY 2020 ISSN: 2146-5193 Volume 10 - Issue 1 , 2019
ÖZ Ecole des Beaux-Arts ve Bauhaus tasarım okullarında yürütülen uygulamalı tasarım stüdyolarında... more ÖZ Ecole des Beaux-Arts ve Bauhaus tasarım okullarında yürütülen uygulamalı tasarım stüdyolarından köklenen 'yaparak öğrenme' metodu, günümüzde trans disipliner bakış ile eğitime hizmet eden araçlardan birini oluşturmaktadır. İç mimarlık ölçeğinde atölye eğitimi, uygulamalı olarak gerçekleştirilmekle birlikte tasarımın çıkış noktası olarak kavram gelişiminin bilişsel ve yaratıcı sürecini barındırmaktadır. Bu sürecin aktörü konumunda yer alan öğrenciler, sürece yön verecek anahtar kelimelere ulaşmayı hedeflemektedir. Böylelikle, anahtar kelimelerin karşılıklarının plan düzleminde ve mekânın üçüncü boyuttaki bileşenleriyle aktarım konusu öğrencilerin yüzleşmekte olduğu bir 'uygulama' sorunu olarak kabul edilebilir. Çalışmanın amacı ve konusu bu sorunsala bağlı olarak oluşum göstermiş, atölye ortamında renk ve örüntü çalışması, kavram aktarım aracı olarak değerlendirilmiştir. Örüntü ve renk çalışmalarının kavram aktarım aracı olarak iç mekân atölyesi, proje konusunda yer alan çalışmalarla desteklenmesi, Temel Tasarım Eğitimi ile bağlantı kurarak edinilen bilginin sürekliliğini sağlamak bakımından önem taşımaktadır. Araştırmanın amacı, bilginin sürekliliği ve aktarımında yer alan renk-örüntü çalışmalarının, iç mimari ölçekte önemini ve etkisini vurgulamaktır. İkinci sınıf tasarım stüdyosu kapsamında programlanmış çalışma 'Bir Ticari İşlev için Çekirdek Mekân' başlığı altında, kurum kimliği ile kavramsal yaklaşımın oluşturulması ve mekânsal karşılığı olan stant tasarımının arayışı hedeflenmiştir. Böylelikle atölye temasında yer alan program kapsamına on beş öğrenciyi almış, atölye sürecinin mekânsal planlama aşamasını takip eden, sekiz saat süreli sınıf içi üretimini içermiştir. Stüdyo çalışmanın tanımlı bir sürecini oluşturan bu araştırma, renk ve örüntü dilinin sonsuz olasılığını katılımcılarına aktarmayı hedefleyen pedagojik bir yaklaşımı içermiştir. Böylece çalışma sonucunda, kurum kimliği, mekân algısı, kullanıcı ve fiziki bileşenler göz önünde bulundurulmuş, kavramsal düşünme becerisinin somut anlamlandırma yolu ile geliştirilmiştir. Bu yaklaşımın ise tasarım sürecine etki ettiği gözlemlenmiş, ürün çıktı kalitesini arttırdığı sonucuna varılmıştır. İlerleyen çalışmalar için detaylı test edilme gerekliliği de çalışmanın sonuçlarından biridir.
ABSTRACT 'Learning by Doing' method, that takes its origin ideas from Ecole des Beaux-Arts and Bauhaus design schools, serves education with interdisciplinary vision. Studio education in consideration with interior design, is practiced with creating applications beside its consistence of cognitive and creative process. Students in this process aim to reach keywords that lead design processes. With this way, convection of these keywords in plan geometries and three-dimensional design elements of spaces could be considered as an 'application' problem that students faced with in the process. The aim and scope of this study takes its roots from this defined problem and designing patterns with colors in studio environment considered as tools to convey conceptual ideas.

Design should be considered as an extra-disciplinary concept which interacts directly with cultur... more Design should be considered as an extra-disciplinary concept which interacts directly with culture components. The essence of this extra-disciplinary structure is consisted of concept production. Concept production is depended on analysis, synthesis and evaluation processes where solution is sought through cognitive mechanisms. Design education constitutes the experimentation and experience of this process. Concept production in architecture/interior design which is a sub discipline of design is experienced in design studios as product, process and student's subjective interpretation. The author of this article has observed that; concept production studies should be increased in the concept and method of concept studios realized in Turkey. The main objective of the article is to re-evaluate the effects of workshop based studies in concept production in relation with the idea in terms of flexibility, originality and limits. When this evaluation is made; the cases of Germany and Turkey are analyzed. Also, in order to teach students as spatial artists and professional people, programs some supporting solution methods can be included in current education in Turkey.
Keywords: Interior Design Education, Design Studio, Conceptual Media, Concept Production.
Book Chapters by Güliz Taşdemir
VEKAM YAYINLARI ANKARA’DA İZ BIRAKAN MİMARLAR DİZİSİ III Şevki Vanlı Koç Üniversitesi VEKAM Vehbi Koç Ankara Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi 2023 ISBN: 978-605-9388-29-0 Editör: T. Elvan Altan, 2023
ŞEVKİ VANLI’NIN YÜZYIL ORTASI MODERN KONUT
ÜRETİMİ ÜZERİNE YAPISAL BİR DEĞERLENDİRME:
LEYLA GENCE... more ŞEVKİ VANLI’NIN YÜZYIL ORTASI MODERN KONUT
ÜRETİMİ ÜZERİNE YAPISAL BİR DEĞERLENDİRME:
LEYLA GENCER APARTMANI, MARDİN EVİ
VE KÖKER APARTMANI
Dr. Öğretim Üyesi Güliz Öktem Taşdemir

Dijital Çağda Kent Pazarlarını Yeniden Düşünmek Çalıştay Kitabı , 2018
3. Sanat ve Tasarım Egitimi Sempozyumu ve
Çalıştayı üst başlığında on hafta süre ile gerçekleştir... more 3. Sanat ve Tasarım Egitimi Sempozyumu ve
Çalıştayı üst başlığında on hafta süre ile gerçekleştirilen
ve İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı
Bölümü öğretim elemanı, Öğr. Gör. Dr. Güliz
Küçüktaşdemir tarafından yürütülen ‘Kent Belleğinde
Etimesgut ve Gündeliğin Mekânları’
başlıklı çalıştay grubu, Ankara kent belleğini
konu edinen gündeliğin mekanların izini ‘Ahi
Mesud’, Etimegut üzerinde aramıştır. Çalıştayın
ana başlığı grup çalışması temelli, saha ve
kaynak araştırmasını içermiştir. Bu saha araştırmasının
yöntemi, çoklu disiplinli alt okuma
tarafından inşa edilen ‘sosyal’ mekânın saha
incelemesini ele almaktadır. Bunu gerçekleştirirken
yürütücü tarafından sosyal gruplar ve
mekânsal bellek yöntemin merkezinde yer almaktadır.
Dolayısıyla sosyal ve mekânsal bellek
arasındaki ilişki biçimi resmi tarih belgelemesinde
yer almayan, boyutu ile yapısal ve anlamsal
temsile kavuşmuş olur. Yöntemin kendisi
karma malzemeyi barındıran bir nitel araştırma
metodunu içermektedir. Araştırmanın dönemsel
aralığı yeni bir ideolojik altyapının oluşum
dönemine odaklanır ki bu dönemin ana merkezine
Ankara ve ‘kent merkezi’ için ise Ulus, eski
şehir yerleşir...
ÖZET: Bu makalede, sürdürülebilirlik kavramı, farklı ölçekteki yerleşkeler üzerinden incelenmeye... more ÖZET: Bu makalede, sürdürülebilirlik kavramı, farklı ölçekteki yerleşkeler üzerinden incelenmeye çalışılmıştır. Sürdürülebilirlik örneği olarak yavaş şehir (Cittaslow) hareketi, küçük ölçekli yerleşim birimleri bağlamında değerlendirilmiştir. Kentin organik yapısındaki değişim, özellikle Yirminci Yüzyıl’dan itibaren sosyo-ekonomik alandaincelenmesi gereken karmaşık ilişkiler ağını meydana getirmiştir. Bu ilişkiler ağı, insan, doğa ve yapılı çevre arasındaki bağıntıları tariflemektedir. Bu bağıntılar ise, kent deneyimleyicileri için, deneysel bir sürece dönüşmekte ve onları kent canlılarına dönüştürmektedir.
Conference Presentations by Güliz Taşdemir

”ICLIS-III Bildiri Kitabı (sf 352-361), 2021
Özet
Bu tez araştırması 20. yüzyıl pasajlarını kapsamına alır; bağlamı Ankara’dır. Özellikle, Ank... more Özet
Bu tez araştırması 20. yüzyıl pasajlarını kapsamına alır; bağlamı Ankara’dır. Özellikle, Ankara’da
Erken Cumhuriyet Dönemi ile birlikte dönüşmekte olan sosyo-ekonomik, kültürel, siyasal
yapılanmayı takiben orta yüzyıl modernizmi, ayrışan bir ifadeyle tezin dönemsel aralığını
tanımlar. Ankara, ‘ulusun kalbi’ olarak idealize olan kent yapılanması ve kentliyi konusu edinen
bir modernleşme hareketini barındırmıştır. Bu anlamda Yenişehir, kentsel/kamusal mekân
örneklerinin gelişimi ile birlikte, kent için yenilikçi bir yaşam telkini sunan gündelik yaşam pratiğini
barındırmıştır. Kentsel/kamusal mekân tanımıyla birlikte Yenişehir, yeni bir ‘yüz’ ve kentsel
omurga oluşturmuştur. Kentsel omurga olarak Atatürk Bulvarı, kentsel mekânda yaşanan sosyal
hareketliliğin ve ticari eğilimlerin yeni mekânsal karşılıklarını oluşturmuştur. Tezin kapsamında
yer alan incelemeleri, kentin iç mekanları ve birer ara mekân örneklemi olarak Kocabeyoğlu
Pasajı, Ülkealan Pasajı, Zafer Pasajı ve Soysal Pasajı üzerine yoğunlaşmıştır. Kentsel iç mekân
örnekleri olarak pasajlar, sosyal sermayesi ile geçmiş ve gelecek ara kesitinde önemli veriler
sunar. Böylelikle sosyal sermayenin çözümlenmesi, yapısal inceleme, literatürde yer almayan ve
kentsel mekânın uzantısı olarak yer alan pasajların gündelik yaşam pratiğini, dönemsel olarak
incelemeyi amaçlamıştır. Araştırmanın yöntemi, alanında gerçekleştirilen yeni bir model önerisini
barındırmıştır. Kentsel/kamusal iç mekânı 1950-1980 yıllarına ait birey temelli kolektif veriler
ile yapılandıran karma metodoloji, nitel veri analizini değerlendirmiştir. Modelde öz, bilginin
üretimi, bilginin elde edilimi, ve geleceğe aktarımı üzerinden temellenmektedir. Böylelikle karma
metodoloji, örnek pasaj yapı incelemelerini ve sözlü tanıklıkları araçsallaştırarak altyapısını
gündelik yaşam üzerinden tanımlamıştır. Tezin yazarı tarafından belirlenen alt başlıklar ve
kuramsal alt yapı ile gündelik yaşam biçiminin irdelemesi, Yenişehir’in dönemsel belleğini,
pasajlar aracılığıyla da kentsel/kamusal belleği oluşturmuş, birey temelli kolektif sermayeyi
değerlendirmeye almıştır. Bu çalışma, ilerleyen çalışmalar için kaynak olabilmesi amacıyla
araştırmanın yöntemi üzerine yoğunlaşmıştır.

3.Sanat ve Tasarım Eğitimi Sempozyumu, Dijital Çağda Sanat ve Tasarım Bildiriler Kitabı; , Başkent Üniversitesi, Ankara (Mim İç ve Dış Mekan Baskı Sistemleri Rek. Matbaacılık Tic. Ltd. Şti.), 2018
ÖZET Bu çalışma, iç mimarlık eğitiminde ikinci sınıf atölye eğitimi üzerinden dijital/geleneksel ... more ÖZET Bu çalışma, iç mimarlık eğitiminde ikinci sınıf atölye eğitimi üzerinden dijital/geleneksel temsil meselesini ve medyalarını alternatif bir okuma yöntemi olarak tasarlanan/tasarlayan kimliği ile kavramsal sürecin içinde ele almaktadır. Tasarlama eyleminin kendisi bilişsel bir analiz ve sentez sürecini barındırırken dilsel ve metinsel, kimlik bütünlüğüne ait bileşenlerin, imgesel öğelerini aktarmaktadır. İmgesel öğelerin kendisi tasarlama eylemini gerçekleştiren öğrencilerin arka planında barındırdığı kültürel ilişki ağını içermektedir. Bunlara ek olarak, atölye deneyimi ve yürütücünün 'program elemanları' olarak tariflemekte olduğu problemin yapısal, içeriğe ait verilerini değerlendirilmektedir. Bilişsel sürecin ve sonuç ürünün kendisi ise evrensel olmayan bir formüle bağlı olarak (Fodor, 1981) tasarımcının ve mimari ürünün kimlik bütünlüğünü ortaya koymaktadır. Bu kimlik bütünü şematize edilmiş olan bir sistemin yeniden inşa edilmesi anlamında nesnel bir arayışı kapsamaktadır. Bu bağlamda çalışmanın değerlendirilmesi nitel veri analizi ile gerçekleştirilmiştir. Analizin temel malzemesi, dersin işleniş yönteminin kendisidir ve yeni bir model önermektedir. Bu model de deneysel bir stüdyo örneklemi olarak ele alınmaktadır. Birincil olarak yürütücünün temellendirmekte olduğu kavramsal yaklaşım ve ders çıktıları, derinleşen aktarım ile öğrencilerle paylaşılmıştır. Bunu takip eden şematik inşa sürecinde, üç ardından iki boyutlu kavramsal aktarım aracına dönüştürülerek öğrencilerden sunum gerçekleştirmesi beklenmiştir. On dört haftalık sürecin sonunda gerçekleştirilen final sunumuna ilişkin genel değerlendirme ve mekânsal kimlik süreç-sonuç ürünleri ile belgelenmiş, bu çalışma aracılığıyla eğitim, meslek meselesinde deneysel stüdyo sürecinin önemi vurgulanmıştır.
Uploads
Papers by Güliz Taşdemir
both instructors and students. In this context, experiential learning conditions were moved from the
studio environment to the student’s own spatiality. This study aims to focus on this process itself
and the spaces through the learning styles. Thus, each student’s unique habitus becomes generative
of the experiential learning outcomes. This study’s theoretical framework was originated from David
A. Kolb’s Experiential Learning Theory. Kolb’s theory works on two levels of learning methodology
which includes a holistic approach to the perspective of experience. Therefore, to understand this
perspective of the experiential learning outcomes open-ended survey conducted with the notion of
his definitions of the learning cycle (Abstract Conceptualization, Active Experimentation, Concrete
Experience, Reflective Observation). The setting of research is based on the qualitative methodology
through open-ended interviews with 80 interior architecture students at Baskent University. The
research concludes with a few suggestions for how to improve the experiential learning processes in
the student’s own environment. It also detects the spatializes of the working atmosphere to discuss
and concludes with several suggestions to contribute to the experiential context. In a conclusion, the
interviews show that the learning styles and the environment of each student accumulate the relation
between the design process in a limited way but potentially. The research strongly suggests the importance of the working environment that has its own dynamics, and it is inevitable to touch the learning
phases. In addition to all these, the effect of student’s own space that triggers creativity in students’
learning process is questioned dynamically.
tarih yöntemini lisans düzeyindeki bir ders içeriğinde ele almayı hedeflemiş, uygulama
örneğini ve çıktılarını kapsamına almıştır. Sözlü tarih yöntemi iç mimarlık eğitiminde ve
alan literatüründe öncül örnekleri bu araştırmanın yazarı tarafından gerçekleştirilmiştir.
Bu çalışmayla da birlikte, teori ve uygulama yönleriyle sözlü tarih yönteminin eğitime ve
literatüre olan katma değerinin araştırılması ve tartışılması amaçlanmıştır. Çalışmanın
ana amacı, iç mimarlık eğitimi içindeki ders içeriklerinde, yaratıcı düşünce sürecinin
sosyo/mekânsal tarih üzerinden üretilen bir içerikle zenginleştirilmesidir. Böylelikle,
sözlü tarih yönteminin kendisi, iç mimarlık eğitimi içinde alternatif bir araç olarak ele
alınmıştır. Araştırma, Başkent Üniversitesi, İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü’nde
2018-2019 Güz Dönemi’nde eğitimini sürdürmekte olan otuz, dördüncü sınıf lisans
öğrencisi ile yürütülmüş, on dört haftalık bir araştırma, üretim sürecini içermiştir
Çalışmanın yönteminde karma yöntem yer almıştır. Bu bağlamda üç ana aşama
makalenin araştırma stratejisinde, veri değerlendirme aşamasında yer almış, haftalık
olarak da ders işleniş metodunda takip edilmiştir. Sırasıyla, sözlü tarih yönteminin
kendisi ve araçlarının öğrencilere tanıtılması, tarihsel referans aracılığıyla imgelem ve
kuramsal tartışma temelli temsilin üretilmesi bu ders kapsamında gerçekleştirilmiştir.
Araştırmanın bağlamsal sınırı yürütücü tarafından belirlenmiş Ankara, Etimesgut
merkezli bir çalışma alanı öğrencilerin araştırma sahasını oluşturmuştur. Yaratıcı
sürecin kendisinde tasarlama eylemi bu yazının temelinde yer alan eğitim sürecindeki
öğrenci grubunun toplumsal yapı ile temasını sağlamış, kentsel/kamusal yaşantı
gözlemini, mekânsal irdelemelerinin bütününü bir kültürel arkaplanla sunmuştur. Bu
kapsamda da sözlü tarih yöntemi ve belgeleme, alanlar arası ilişkilerin temasını
arttırmayı hedefine alan bir eleştirel platform olarak çalışmaya katkı sağlamıştır. Dersin
çıktıları ve saha araştırmasının verileri ele alındığında, sözlü tarih yönteminin iç
mimarlık eğitiminin içeriğine dâhil olması, yaratıcı düşünce biçimini desteklemiş,
mekânsal farkındalığı arttırmış, bilginin kaynağını arama, bilgiyi üretme ve paylaşma
anlamında bilinç düzeyini etkilemiş, gerçek yaşam bağlantısı sağlayarak öğrencileri çok
yönlü düşünmeye teşvik etmiştir. Yapı kabuğunun ötesinde mekânsal tarih, değişen ve
yenilenen anlamda tartışılabilmiş, yeni yaklaşımları oluşturabilmek konusunda
potansiyel barındırmıştır. Sonuç olarak, mekânsal tarihin farklılaşan metotlar
aracılığıyla çalışılma gereksinimi ve bu gereksinimin lisans düzeyindeki bir deneysel
içerikle gerçekleştirilmesi literatüre yeni bir araştırma alanı sunabilir, ilerleyen
çalışmalar için bir altlık oluşturabilir.
Anahtar Kelimeler: İç Mimarlık Eğitimi, Sözlü Tarih, Mekânsal Tarih, Belgeleme, Yeniden Üretim
In the context of Ankara, the subject of this article is Birtan Kundura, located in the Küçükesat Region. With its original and unique
story, Birtan Kundura contributes to historiography and architectural historiography as a reading tool of the transdisciplinary study
through a social history perspective. It, therefore, includes a narrative that lies in the periphery of the interior through the perspective of
subjects not included in the official historiography, via contextual evaluation, periodical examination and urban oral testimonies. In
this research, ‘Birtan Kundura’ and Birtan Family are considered as the creators of micro-stories that exist in ‘everyone’s narratives’,
making them part of an urban history archaeology in the cross-section of social history. The theoretical framework of the study is
founded on Michel Foucault’s Archeology of Western Culture (2011), Patrick Nuttgens’ The Story of Architecture (1983) and Bernard
Tschumi’s Questions of Space (2004). The methodology involves oral history, taking its source from individual stories (Perks, R.,
1998). In this sense, it transforms the holistic historical narrative into a tool that deepens structural and semantic content through an
alternative approach that includes the social: in this case, spatial production and actors. The aim of this article is to present the change,
transformation and extinction of daily habits through an interior space, and to make a structural/semantic assessment of the space,
which adds value to the holistic narrative, looking at the past and the future.
Keywords: Micro-narrative, Social history, Interior, Birtan Kundura, Collective memory, Oral history, Ankara
which is designed by architect Şevki Vanlı and Master Architect Ersen Gömleksizoğlu and which has not been examined in the literature with the social history aspect. Another aim of the article is to examine the concept of entertainment within the everyday life routine and the spatial formations following the social developments of the period within a sample study. The sample of the research was determined
as Club Alpay, which is located into Yenişehir parallel to the Atatürk Boulevard axis. The boulevard is chosen by the reason of had a notion of an urban spine supporting the daily life routines. The material of the periodical study of the study is the understanding and transformation of entertainment that has been focusing in the 1960’s. This study includes, the daily life routines, social development, and the
night entertainment interface have been conducted as a case study. Thus, the urban/public realm and daily life of the period presents the traditions and lifestyles that have been destroyed in relation to the interior space history. Alpay Night Club carries a recurrent meaning of the interior, but it affects the memory in terms of the type of living experience and is a triggering element.The origin of its interior design and history leads the readers of this study a new scope of a source for contemporary spatial
studies.
Keywords: Entertainment, Ankara, Atatürk Boulevard, Club Alpay, Şevki Vanlı, Social History.
ABSTRACT 'Learning by Doing' method, that takes its origin ideas from Ecole des Beaux-Arts and Bauhaus design schools, serves education with interdisciplinary vision. Studio education in consideration with interior design, is practiced with creating applications beside its consistence of cognitive and creative process. Students in this process aim to reach keywords that lead design processes. With this way, convection of these keywords in plan geometries and three-dimensional design elements of spaces could be considered as an 'application' problem that students faced with in the process. The aim and scope of this study takes its roots from this defined problem and designing patterns with colors in studio environment considered as tools to convey conceptual ideas.
Keywords: Interior Design Education, Design Studio, Conceptual Media, Concept Production.
Book Chapters by Güliz Taşdemir
ÜRETİMİ ÜZERİNE YAPISAL BİR DEĞERLENDİRME:
LEYLA GENCER APARTMANI, MARDİN EVİ
VE KÖKER APARTMANI
Dr. Öğretim Üyesi Güliz Öktem Taşdemir
Çalıştayı üst başlığında on hafta süre ile gerçekleştirilen
ve İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı
Bölümü öğretim elemanı, Öğr. Gör. Dr. Güliz
Küçüktaşdemir tarafından yürütülen ‘Kent Belleğinde
Etimesgut ve Gündeliğin Mekânları’
başlıklı çalıştay grubu, Ankara kent belleğini
konu edinen gündeliğin mekanların izini ‘Ahi
Mesud’, Etimegut üzerinde aramıştır. Çalıştayın
ana başlığı grup çalışması temelli, saha ve
kaynak araştırmasını içermiştir. Bu saha araştırmasının
yöntemi, çoklu disiplinli alt okuma
tarafından inşa edilen ‘sosyal’ mekânın saha
incelemesini ele almaktadır. Bunu gerçekleştirirken
yürütücü tarafından sosyal gruplar ve
mekânsal bellek yöntemin merkezinde yer almaktadır.
Dolayısıyla sosyal ve mekânsal bellek
arasındaki ilişki biçimi resmi tarih belgelemesinde
yer almayan, boyutu ile yapısal ve anlamsal
temsile kavuşmuş olur. Yöntemin kendisi
karma malzemeyi barındıran bir nitel araştırma
metodunu içermektedir. Araştırmanın dönemsel
aralığı yeni bir ideolojik altyapının oluşum
dönemine odaklanır ki bu dönemin ana merkezine
Ankara ve ‘kent merkezi’ için ise Ulus, eski
şehir yerleşir...
Conference Presentations by Güliz Taşdemir
Bu tez araştırması 20. yüzyıl pasajlarını kapsamına alır; bağlamı Ankara’dır. Özellikle, Ankara’da
Erken Cumhuriyet Dönemi ile birlikte dönüşmekte olan sosyo-ekonomik, kültürel, siyasal
yapılanmayı takiben orta yüzyıl modernizmi, ayrışan bir ifadeyle tezin dönemsel aralığını
tanımlar. Ankara, ‘ulusun kalbi’ olarak idealize olan kent yapılanması ve kentliyi konusu edinen
bir modernleşme hareketini barındırmıştır. Bu anlamda Yenişehir, kentsel/kamusal mekân
örneklerinin gelişimi ile birlikte, kent için yenilikçi bir yaşam telkini sunan gündelik yaşam pratiğini
barındırmıştır. Kentsel/kamusal mekân tanımıyla birlikte Yenişehir, yeni bir ‘yüz’ ve kentsel
omurga oluşturmuştur. Kentsel omurga olarak Atatürk Bulvarı, kentsel mekânda yaşanan sosyal
hareketliliğin ve ticari eğilimlerin yeni mekânsal karşılıklarını oluşturmuştur. Tezin kapsamında
yer alan incelemeleri, kentin iç mekanları ve birer ara mekân örneklemi olarak Kocabeyoğlu
Pasajı, Ülkealan Pasajı, Zafer Pasajı ve Soysal Pasajı üzerine yoğunlaşmıştır. Kentsel iç mekân
örnekleri olarak pasajlar, sosyal sermayesi ile geçmiş ve gelecek ara kesitinde önemli veriler
sunar. Böylelikle sosyal sermayenin çözümlenmesi, yapısal inceleme, literatürde yer almayan ve
kentsel mekânın uzantısı olarak yer alan pasajların gündelik yaşam pratiğini, dönemsel olarak
incelemeyi amaçlamıştır. Araştırmanın yöntemi, alanında gerçekleştirilen yeni bir model önerisini
barındırmıştır. Kentsel/kamusal iç mekânı 1950-1980 yıllarına ait birey temelli kolektif veriler
ile yapılandıran karma metodoloji, nitel veri analizini değerlendirmiştir. Modelde öz, bilginin
üretimi, bilginin elde edilimi, ve geleceğe aktarımı üzerinden temellenmektedir. Böylelikle karma
metodoloji, örnek pasaj yapı incelemelerini ve sözlü tanıklıkları araçsallaştırarak altyapısını
gündelik yaşam üzerinden tanımlamıştır. Tezin yazarı tarafından belirlenen alt başlıklar ve
kuramsal alt yapı ile gündelik yaşam biçiminin irdelemesi, Yenişehir’in dönemsel belleğini,
pasajlar aracılığıyla da kentsel/kamusal belleği oluşturmuş, birey temelli kolektif sermayeyi
değerlendirmeye almıştır. Bu çalışma, ilerleyen çalışmalar için kaynak olabilmesi amacıyla
araştırmanın yöntemi üzerine yoğunlaşmıştır.
both instructors and students. In this context, experiential learning conditions were moved from the
studio environment to the student’s own spatiality. This study aims to focus on this process itself
and the spaces through the learning styles. Thus, each student’s unique habitus becomes generative
of the experiential learning outcomes. This study’s theoretical framework was originated from David
A. Kolb’s Experiential Learning Theory. Kolb’s theory works on two levels of learning methodology
which includes a holistic approach to the perspective of experience. Therefore, to understand this
perspective of the experiential learning outcomes open-ended survey conducted with the notion of
his definitions of the learning cycle (Abstract Conceptualization, Active Experimentation, Concrete
Experience, Reflective Observation). The setting of research is based on the qualitative methodology
through open-ended interviews with 80 interior architecture students at Baskent University. The
research concludes with a few suggestions for how to improve the experiential learning processes in
the student’s own environment. It also detects the spatializes of the working atmosphere to discuss
and concludes with several suggestions to contribute to the experiential context. In a conclusion, the
interviews show that the learning styles and the environment of each student accumulate the relation
between the design process in a limited way but potentially. The research strongly suggests the importance of the working environment that has its own dynamics, and it is inevitable to touch the learning
phases. In addition to all these, the effect of student’s own space that triggers creativity in students’
learning process is questioned dynamically.
tarih yöntemini lisans düzeyindeki bir ders içeriğinde ele almayı hedeflemiş, uygulama
örneğini ve çıktılarını kapsamına almıştır. Sözlü tarih yöntemi iç mimarlık eğitiminde ve
alan literatüründe öncül örnekleri bu araştırmanın yazarı tarafından gerçekleştirilmiştir.
Bu çalışmayla da birlikte, teori ve uygulama yönleriyle sözlü tarih yönteminin eğitime ve
literatüre olan katma değerinin araştırılması ve tartışılması amaçlanmıştır. Çalışmanın
ana amacı, iç mimarlık eğitimi içindeki ders içeriklerinde, yaratıcı düşünce sürecinin
sosyo/mekânsal tarih üzerinden üretilen bir içerikle zenginleştirilmesidir. Böylelikle,
sözlü tarih yönteminin kendisi, iç mimarlık eğitimi içinde alternatif bir araç olarak ele
alınmıştır. Araştırma, Başkent Üniversitesi, İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü’nde
2018-2019 Güz Dönemi’nde eğitimini sürdürmekte olan otuz, dördüncü sınıf lisans
öğrencisi ile yürütülmüş, on dört haftalık bir araştırma, üretim sürecini içermiştir
Çalışmanın yönteminde karma yöntem yer almıştır. Bu bağlamda üç ana aşama
makalenin araştırma stratejisinde, veri değerlendirme aşamasında yer almış, haftalık
olarak da ders işleniş metodunda takip edilmiştir. Sırasıyla, sözlü tarih yönteminin
kendisi ve araçlarının öğrencilere tanıtılması, tarihsel referans aracılığıyla imgelem ve
kuramsal tartışma temelli temsilin üretilmesi bu ders kapsamında gerçekleştirilmiştir.
Araştırmanın bağlamsal sınırı yürütücü tarafından belirlenmiş Ankara, Etimesgut
merkezli bir çalışma alanı öğrencilerin araştırma sahasını oluşturmuştur. Yaratıcı
sürecin kendisinde tasarlama eylemi bu yazının temelinde yer alan eğitim sürecindeki
öğrenci grubunun toplumsal yapı ile temasını sağlamış, kentsel/kamusal yaşantı
gözlemini, mekânsal irdelemelerinin bütününü bir kültürel arkaplanla sunmuştur. Bu
kapsamda da sözlü tarih yöntemi ve belgeleme, alanlar arası ilişkilerin temasını
arttırmayı hedefine alan bir eleştirel platform olarak çalışmaya katkı sağlamıştır. Dersin
çıktıları ve saha araştırmasının verileri ele alındığında, sözlü tarih yönteminin iç
mimarlık eğitiminin içeriğine dâhil olması, yaratıcı düşünce biçimini desteklemiş,
mekânsal farkındalığı arttırmış, bilginin kaynağını arama, bilgiyi üretme ve paylaşma
anlamında bilinç düzeyini etkilemiş, gerçek yaşam bağlantısı sağlayarak öğrencileri çok
yönlü düşünmeye teşvik etmiştir. Yapı kabuğunun ötesinde mekânsal tarih, değişen ve
yenilenen anlamda tartışılabilmiş, yeni yaklaşımları oluşturabilmek konusunda
potansiyel barındırmıştır. Sonuç olarak, mekânsal tarihin farklılaşan metotlar
aracılığıyla çalışılma gereksinimi ve bu gereksinimin lisans düzeyindeki bir deneysel
içerikle gerçekleştirilmesi literatüre yeni bir araştırma alanı sunabilir, ilerleyen
çalışmalar için bir altlık oluşturabilir.
Anahtar Kelimeler: İç Mimarlık Eğitimi, Sözlü Tarih, Mekânsal Tarih, Belgeleme, Yeniden Üretim
In the context of Ankara, the subject of this article is Birtan Kundura, located in the Küçükesat Region. With its original and unique
story, Birtan Kundura contributes to historiography and architectural historiography as a reading tool of the transdisciplinary study
through a social history perspective. It, therefore, includes a narrative that lies in the periphery of the interior through the perspective of
subjects not included in the official historiography, via contextual evaluation, periodical examination and urban oral testimonies. In
this research, ‘Birtan Kundura’ and Birtan Family are considered as the creators of micro-stories that exist in ‘everyone’s narratives’,
making them part of an urban history archaeology in the cross-section of social history. The theoretical framework of the study is
founded on Michel Foucault’s Archeology of Western Culture (2011), Patrick Nuttgens’ The Story of Architecture (1983) and Bernard
Tschumi’s Questions of Space (2004). The methodology involves oral history, taking its source from individual stories (Perks, R.,
1998). In this sense, it transforms the holistic historical narrative into a tool that deepens structural and semantic content through an
alternative approach that includes the social: in this case, spatial production and actors. The aim of this article is to present the change,
transformation and extinction of daily habits through an interior space, and to make a structural/semantic assessment of the space,
which adds value to the holistic narrative, looking at the past and the future.
Keywords: Micro-narrative, Social history, Interior, Birtan Kundura, Collective memory, Oral history, Ankara
which is designed by architect Şevki Vanlı and Master Architect Ersen Gömleksizoğlu and which has not been examined in the literature with the social history aspect. Another aim of the article is to examine the concept of entertainment within the everyday life routine and the spatial formations following the social developments of the period within a sample study. The sample of the research was determined
as Club Alpay, which is located into Yenişehir parallel to the Atatürk Boulevard axis. The boulevard is chosen by the reason of had a notion of an urban spine supporting the daily life routines. The material of the periodical study of the study is the understanding and transformation of entertainment that has been focusing in the 1960’s. This study includes, the daily life routines, social development, and the
night entertainment interface have been conducted as a case study. Thus, the urban/public realm and daily life of the period presents the traditions and lifestyles that have been destroyed in relation to the interior space history. Alpay Night Club carries a recurrent meaning of the interior, but it affects the memory in terms of the type of living experience and is a triggering element.The origin of its interior design and history leads the readers of this study a new scope of a source for contemporary spatial
studies.
Keywords: Entertainment, Ankara, Atatürk Boulevard, Club Alpay, Şevki Vanlı, Social History.
ABSTRACT 'Learning by Doing' method, that takes its origin ideas from Ecole des Beaux-Arts and Bauhaus design schools, serves education with interdisciplinary vision. Studio education in consideration with interior design, is practiced with creating applications beside its consistence of cognitive and creative process. Students in this process aim to reach keywords that lead design processes. With this way, convection of these keywords in plan geometries and three-dimensional design elements of spaces could be considered as an 'application' problem that students faced with in the process. The aim and scope of this study takes its roots from this defined problem and designing patterns with colors in studio environment considered as tools to convey conceptual ideas.
Keywords: Interior Design Education, Design Studio, Conceptual Media, Concept Production.
ÜRETİMİ ÜZERİNE YAPISAL BİR DEĞERLENDİRME:
LEYLA GENCER APARTMANI, MARDİN EVİ
VE KÖKER APARTMANI
Dr. Öğretim Üyesi Güliz Öktem Taşdemir
Çalıştayı üst başlığında on hafta süre ile gerçekleştirilen
ve İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı
Bölümü öğretim elemanı, Öğr. Gör. Dr. Güliz
Küçüktaşdemir tarafından yürütülen ‘Kent Belleğinde
Etimesgut ve Gündeliğin Mekânları’
başlıklı çalıştay grubu, Ankara kent belleğini
konu edinen gündeliğin mekanların izini ‘Ahi
Mesud’, Etimegut üzerinde aramıştır. Çalıştayın
ana başlığı grup çalışması temelli, saha ve
kaynak araştırmasını içermiştir. Bu saha araştırmasının
yöntemi, çoklu disiplinli alt okuma
tarafından inşa edilen ‘sosyal’ mekânın saha
incelemesini ele almaktadır. Bunu gerçekleştirirken
yürütücü tarafından sosyal gruplar ve
mekânsal bellek yöntemin merkezinde yer almaktadır.
Dolayısıyla sosyal ve mekânsal bellek
arasındaki ilişki biçimi resmi tarih belgelemesinde
yer almayan, boyutu ile yapısal ve anlamsal
temsile kavuşmuş olur. Yöntemin kendisi
karma malzemeyi barındıran bir nitel araştırma
metodunu içermektedir. Araştırmanın dönemsel
aralığı yeni bir ideolojik altyapının oluşum
dönemine odaklanır ki bu dönemin ana merkezine
Ankara ve ‘kent merkezi’ için ise Ulus, eski
şehir yerleşir...
Bu tez araştırması 20. yüzyıl pasajlarını kapsamına alır; bağlamı Ankara’dır. Özellikle, Ankara’da
Erken Cumhuriyet Dönemi ile birlikte dönüşmekte olan sosyo-ekonomik, kültürel, siyasal
yapılanmayı takiben orta yüzyıl modernizmi, ayrışan bir ifadeyle tezin dönemsel aralığını
tanımlar. Ankara, ‘ulusun kalbi’ olarak idealize olan kent yapılanması ve kentliyi konusu edinen
bir modernleşme hareketini barındırmıştır. Bu anlamda Yenişehir, kentsel/kamusal mekân
örneklerinin gelişimi ile birlikte, kent için yenilikçi bir yaşam telkini sunan gündelik yaşam pratiğini
barındırmıştır. Kentsel/kamusal mekân tanımıyla birlikte Yenişehir, yeni bir ‘yüz’ ve kentsel
omurga oluşturmuştur. Kentsel omurga olarak Atatürk Bulvarı, kentsel mekânda yaşanan sosyal
hareketliliğin ve ticari eğilimlerin yeni mekânsal karşılıklarını oluşturmuştur. Tezin kapsamında
yer alan incelemeleri, kentin iç mekanları ve birer ara mekân örneklemi olarak Kocabeyoğlu
Pasajı, Ülkealan Pasajı, Zafer Pasajı ve Soysal Pasajı üzerine yoğunlaşmıştır. Kentsel iç mekân
örnekleri olarak pasajlar, sosyal sermayesi ile geçmiş ve gelecek ara kesitinde önemli veriler
sunar. Böylelikle sosyal sermayenin çözümlenmesi, yapısal inceleme, literatürde yer almayan ve
kentsel mekânın uzantısı olarak yer alan pasajların gündelik yaşam pratiğini, dönemsel olarak
incelemeyi amaçlamıştır. Araştırmanın yöntemi, alanında gerçekleştirilen yeni bir model önerisini
barındırmıştır. Kentsel/kamusal iç mekânı 1950-1980 yıllarına ait birey temelli kolektif veriler
ile yapılandıran karma metodoloji, nitel veri analizini değerlendirmiştir. Modelde öz, bilginin
üretimi, bilginin elde edilimi, ve geleceğe aktarımı üzerinden temellenmektedir. Böylelikle karma
metodoloji, örnek pasaj yapı incelemelerini ve sözlü tanıklıkları araçsallaştırarak altyapısını
gündelik yaşam üzerinden tanımlamıştır. Tezin yazarı tarafından belirlenen alt başlıklar ve
kuramsal alt yapı ile gündelik yaşam biçiminin irdelemesi, Yenişehir’in dönemsel belleğini,
pasajlar aracılığıyla da kentsel/kamusal belleği oluşturmuş, birey temelli kolektif sermayeyi
değerlendirmeye almıştır. Bu çalışma, ilerleyen çalışmalar için kaynak olabilmesi amacıyla
araştırmanın yöntemi üzerine yoğunlaşmıştır.