Papers by Güneş Çap

AndHD , 2025
Öz 2000'li yıllarla birlikte uluslararası hukukun genişlemesi, örneğin lex mercatoria, lex financ... more Öz 2000'li yıllarla birlikte uluslararası hukukun genişlemesi, örneğin lex mercatoria, lex financiaria, lex digitalis, lex sportiva gibi yeni hukuki rejimlerin ortaya çıkmasına neden olmuş, bu gelişmeler dünya hukukuna başka bir gözle bakmaya imkân sağlamıştır. Son yıllarda hukukun sistem teorisi dünya hukuku düşüncesi ekseninde ulusötesi hukuk tartışmalarına yeni bir soluk getirir. Yüksek soyutlama düzeyi nedeniyle başlangıçta hukukçuların mesafeli yaklaştığı sistem teorisi, küreselleşmenin sonuçlarının hukuk alanında yeni talepler doğurmasıyla birlikte ilgi odağı olmaya başlar. Temellerini sosyolog Niklas Luhmann'ın attığı hukukun sistem teorisi, hukuk teorisyeni Gunther Teubner tarafından yeniden yorumlanır. Devletsiz bir anayasanın mümkün olduğu iddiasıyla hukukun sistem teorisi, dünya hukuku tartışmalarına dünya toplumunun işlevsel olarak farklılaşmış olduğu olgusuna dikkate çekerek dahil olur. Söz konusu bu çalışma, Niklas Luhmann'ın ve Gunther Teubner'in dünya hukuku hakkındaki görüşlerine odaklanmaktadır. Bu kapsamda önce Luhmann'ın klasik pozisyonu, ardından Teubner'in çağdaş yorumu ele alınacaktır.
Türk-Alman üniversitesi hukuk fakültesi dergisi, May 6, 2024

TAÜHFD, 2024
Dar anlamda hukuk bilimi olan hukuk dogmatiğini saf bir kültür bilimi olarak nitelendirmek dogmat... more Dar anlamda hukuk bilimi olan hukuk dogmatiğini saf bir kültür bilimi olarak nitelendirmek dogmatik hukukçunun bakış açısından oldukça uzaktır. Çünkü doğa bilimleri ile kültür bilimleri arasındaki ayrım esasen varlığın ampirik olarak incelmesine atıfta bulunur. Ancak dogmatik hukukçunun faaliyeti her durumda hukuki gerçekliğin araştırılmasıyla sınırlı değildir. Dogmatik hukukçu aynı zamanda pozitif hukuk olarak toplumsal bir varlıkla ve dolayısıyla toplumsal gerçeklik atfedilebilecek bir normlar bütünüyle de ilgilenir. Bu mesele, hukukun bir kültürbilim olarak mı yoksa bir normbilim olarak mı sınıflandırılması gerektiği sorusunu gündeme taşır. Güneybatı Alman Yeni-Kantçı hukuk felsefesi geleneğinin önemli bir temsilcisi olan Gustav Radbruch, hukuk bilimini bir kültürbilim olarak ortaya koyar. Yeni-Kantçı hukuk felsefesinin 20. yüzyıldaki önemli bir diğer ismi olan Hans Kelsen ise hukuk bilimini bir normbilim olarak niteler. Hukuk felsefelerinde olan ile olması gerekeni (gerçeklik ile değeri veya olgu ile normu) birbirinden ayırmak, Radbruch için olduğu kadar Kelsen için de vazgeçilmezdir. Bu ikilinin ortak bir Yeni-Kantçı mirası paylaşmalarına rağmen hukuku bir bilim olarak sınıflandırırken ayrı yollara gitmiş olmaları merak uyandırıcıdır. Söz konusu bu çalışma, Radbruch'un hukuk bilimi anlayışına odaklanmaktadır. Kelsen'in Radbruch'un hukuk bilimi anlayışına

Astana, 2023
ÖZET Disiplinlerarasılık talebi modern bilim kadar eskidir. Söz konusu talep, antik çağlardan ber... more ÖZET Disiplinlerarasılık talebi modern bilim kadar eskidir. Söz konusu talep, antik çağlardan beri tekrar tekrar tartışılan bilimlerin birliği şeklindeki felsefi anlayışla, evrensel ve genel bir bilimsel söylem ve bilginin anlaşılabilirliği umudunu paylaşmaktadır. Günümüzde disiplinlerarası çalışmalara yönelik azımsanamayan bir ilgi mevcuttur. Özellikle bilimin popülerleşmesi, kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması disiplinlerarası eğilimleri olumlu yönde etkilemiştir. Bu dönüşümün, hukuk alanında da daha fazla disiplinlerarasılığa ya da en azından disiplinlerarası çalışmalara daha hazırlıklı olmaya doğru bir yönelimi beraberinde getireceği söylenebilir. Disiplinlerarası işbirliğinin önündeki engeller ise çoğunlukla farklı disiplinel yöntemlerden ve ilgilerden kaynaklanmaktadır. Bilgi nesnesi ve araştırma yöntemi, disiplinler arasında farklılıklar gösterebilir. Bazen yöntem, bir disiplini disiplin yapan şey olarak karşımıza çıkabilir. Bu nedenle, disiplinlerarasılığın disiplinellik düşüncesinden bağımsız olmadığını iddia etmek yanlış olmayacaktır. Hukukun disiplinlerarasılığını analiz etmek hem hukukun disiplinellik hem de hukukun disiplinlerarasılık tartışmasından ayrı düşünülemez. Disiplinlerarasılığa dair araştırmaların genel bulgularının hukuka uyarlanabilir olup olmadığı ise hukukun terminolojisi, organizasyonları, uygulamaları, yöntemleri ve diğer yapıları dikkate alındığında başlı başına yanıtlanmayı bekleyen bir soru olarak karşımıza çıkar. Bilim teorisi ve bilim sosyoloji gibi sosyal bilimlerin çeşitli alanlarında disiplinlerarası çalışmalara gösterilen teorik ilgiye hukuk dünyasında benzer oranda rastlanamamaktadır. Hal böyle olunca, hukukta disiplinlerarası çalışmalara daha çok yer verilmesi gerektiğine ilişkin istekler hukuk disiplininin kendine özgü karakterini, diğer disiplinlerle olan ilişkilerini ve hukukun disiplinlerarası çalışmaların konusu yapılıp yapılamayacağını sorunsallaştıran ve kavramlaştıran teorik çalışmaların literatürdeki azlığı sebebiyle bir temenniden öteye geçememektedir. Söz konusu bu çalışma, hukukun disiplinlerarasılığının mümkün olup olmadığı sorusuna odaklanmaktadır. Bu kapsamda öncelikle disiplinlerarasılık dendiğinde ne anlaşılması gerektiği kavramsal bir çerçeve olarak ortaya konacak; devamında hukukun disiplinlerarasılığı tartışılacaktır. Bu bağlamda hukukta disiplinlerarasılığın sınırlarına, hukukun disiplinlerarasılığının gerekçelendirilmesine ve hukuktan örneklerle disiplinlerarası araştırma türlerine yer verilecektir. Son olarak, hukukun hangi koşullar altında disiplinlerarası çalışmaların konusu yapılabileceği soruna bir yanıt bulmaya çalışılacaktır.

Türkiye adalet akademisi dergisi, Jan 10, 2022
COVID-19 pandemisinde gördüğümüz gibi, pandemi sınırlı sağlık kaynaklarının kullanımı ile ilgili ... more COVID-19 pandemisinde gördüğümüz gibi, pandemi sınırlı sağlık kaynaklarının kullanımı ile ilgili çok temel bir sorunu gözler önüne sermektedir. Yoğun bakım kaynaklarının yetersiz kalması, triyaj kararlarını kaçınılmaz hale getirecektir. Hukuki kesinlik ve hesap verilebilirlik ihtiyacı bu noktada triyaj kararlarının alınması ile igili bir takım hukuki düzenlemelerin varlığını zorunlu hale getirmektedir. Bu makale öncelikli olarak Türk Hukukunda triyaj kararlarının hukuki temellerini araştırmayı amaçlamaktadır. Bu araştırma, ex-ante, ex-post ve önleyici triyaj olmak üzere üç farklı triyaj kararı türünün incelenmesine dayanmaktadır. Bu çalışmada; hangi triyaj ölçütlerinin kabul edilebilir ve/veya uygun olduğu sorusu ile birlikte aynı zamanda hukuk düzeni içerisinde nihayetinde kimin triyaja karar vermesi gerektiği sorusu da tartışmanın önemli bir noktasını oluşturmaktadır. Bu kapsamda yanıt bulmayı bekleyen bir diğer soru da Türkiye özelinde bir triyaj kanununa ihtiyaç olup olmadığıdır.

Türkiye Adalet Akademisi Dergisi, 2022
COVID-19 pandemisinde gördüğümüz gibi, pandemi sınırlı sağlık kaynaklarının kullanımı ile ilgili ... more COVID-19 pandemisinde gördüğümüz gibi, pandemi sınırlı sağlık kaynaklarının kullanımı ile ilgili çok temel bir sorunu gözler önüne sermektedir. Yoğun bakım kaynaklarının yetersiz kalması, triyaj kararlarını kaçınılmaz hale getirecektir. Hukuki kesinlik ve hesap verilebilirlik ihtiyacı bu noktada triyaj kararlarının alınması ile igili bir takım hukuki düzenlemelerin varlığını zorunlu hale getirmektedir. Bu makale öncelikli olarak Türk Hukukunda triyaj kararlarının hukuki temellerini araştırmayı amaçlamaktadır. Bu araştırma, ex-ante, ex-post ve önleyici triyaj olmak üzere üç farklı triyaj kararı türünün incelenmesine dayanmaktadır. Bu çalışmada; hangi triyaj ölçütlerinin kabul edilebilir ve/veya uygun olduğu sorusu ile birlikte aynı zamanda hukuk düzeni içerisinde nihayetinde kimin triyaja karar vermesi gerektiği sorusu da tartışmanın önemli bir noktasını oluşturmaktadır. Bu kapsamda yanıt bulmayı bekleyen bir diğer soru da Türkiye özelinde bir triyaj kanununa ihtiyaç olup olmadığıdır.

Türkiye Adalet Akademisi Dergisi (13), 2022
COVID-19 pandemisinde gördüğümüz gibi, pandemi sınırlı sağlık kaynaklarının kullanımı ile ilgili ... more COVID-19 pandemisinde gördüğümüz gibi, pandemi sınırlı sağlık kaynaklarının kullanımı ile ilgili çok temel bir sorunu gözler önüne sermektedir. Yoğun bakım kaynaklarının yetersiz kalması, triyaj kararlarını kaçınılmaz hale getirecektir. Hukuki kesinlik ve hesap verilebilirlik ihtiyacı bu noktada triyaj kararlarının alınması ile igili bir takım hukuki düzenlemelerin varlığını zorunlu hale getirmektedir.
Bu makale öncelikli olarak Türk Hukukunda triyaj kararlarının hukuki temellerini araştırmayı amaçlamaktadır. Bu araştırma, ex-ante, ex-post ve önleyici triyaj olmak üzere üç farklı triyaj kararı türünün incelenmesine dayanmaktadır.
Hangi triyaj ölçütlerinin kabul edilebilir ve/veya uygun olduğu sorusu ile birlikte aynı zamanda hukuk düzeni içerisinde nihayetinde kimin triyaja karar vermesi gerektiği sorusu da tartışmanın önemli bir noktasını oluşturmaktadır. Bu kapsamda yanıt bulmayı bekleyen bir diğer soru da Türkiye özelinde bir triyaj kanununa ihtiyaç olup olmadığıdır.
Anayasa Yargısı Dergisi 38 (2), 2021
Alman anayasa hukukunda dikkat çeken önemli çalışmalardan
biri olan Robert Alexy tarafından kale... more Alman anayasa hukukunda dikkat çeken önemli çalışmalardan
biri olan Robert Alexy tarafından kaleme alınan “Temel Haklar Teorisi”
sadece anayasal hakların çerçevesini ve sınırlarını belirlemeye değil aynı
zamanda anayasal hakların tanımı ve normatif yapısını açıklamaya da
çalışır. Kural ve ilkeleri birbirinden ayıran ve tartımı ilkelere özgü bir
uygulama olarak gören ilkeler teorisi, Alexy’nin temel haklar teorisinin
normatif temelleri açısından başlangıç noktasını oluşturur. Alexy; bu
eserinde sadece anayasal hakların tanımı, yapısı ve çerçevesi ile ilgili
analizlerde bulunmamakta aynı zamanda teorisinin temelini oluşturan
ilkeler teorisinin de ana hatlarını çizmektedir. Bu çalışma, Alexy’nin
anayasal haklar teorisinin bu temel argümanlarını mercek altına
almakta ve özellikle ilkeler teorisinin temel kabullerini değerlendirmeyi
amaçlamaktadır.
Books by Güneş Çap
Toplumsal Cinsiyet ve Hukuk, 2022
Peki queer bir hukuk teorisi olabilmenin şartları neler olabilir? Kuşkusuz ki böylesi bir soruya ... more Peki queer bir hukuk teorisi olabilmenin şartları neler olabilir? Kuşkusuz ki böylesi bir soruya yanıt vermek, queer kavramına açıklık getirebilmekten ve queer teorinin temel kabullerini tespit edebilmekten geçecektir. Ancak bu sorunun tek bir doğru yanıtının olabileceğini söylemek, queerin uzlaşı ürünü bir kavram olmamasından ve queer kavramının muğlaklığını koruyor olmasından dolayı çok da mümkün görünmemektedir. Yine de yanıt olabilecek nitelikte bir çerçevenin çizebilir olduğunu düşünmekteyiz. Bu amaçla çalışmamızda öncelikle queer teorinin temel iddialarını belirlemeye ve queer kavramının ana hatlarını ortaya koyabilmeye, ardından da queer hukuk çalışmalarının neye karşılık gelebileceği üzerine bir incelemeye yer vereceğiz.
Conference Presentations by Güneş Çap
HFSA 30, 2024
Alman hukuk felsefesi çevresinde hukuk
teorisinin, Anglo-Amerikan hukuk teorisine
kıyasla, görece... more Alman hukuk felsefesi çevresinde hukuk
teorisinin, Anglo-Amerikan hukuk teorisine
kıyasla, görece daha geç bir zamanda, 19.
yüzyılın sonlarında ortaya çıktığı görülür. Alman hukuk teorisinin tarihsel dönüşümü erken dönem, olgunlaşma dönemi ve rönesans
dönemi olmak üzere üç aşamada gerçekleşir.
Alman hukuk teorisi tarihini dönemlere ayırmak, bu dönemlerde hâkim olan hukuk teorisi düşüncesinin karakteristik özelliklerini ve
günümüzde geçerli olan hukuk teorisi anlayışından farklılaşan yönlerini fark edebilmeye yardımcı olacaktır. Bu çalışmada, Alman
hukuk teorisi disiplininin kısa bir tarihçesine
ve Alman hukuk teorisinin günümüzdeki anlamına değinilmiştir.
Uploads
Papers by Güneş Çap
Bu makale öncelikli olarak Türk Hukukunda triyaj kararlarının hukuki temellerini araştırmayı amaçlamaktadır. Bu araştırma, ex-ante, ex-post ve önleyici triyaj olmak üzere üç farklı triyaj kararı türünün incelenmesine dayanmaktadır.
Hangi triyaj ölçütlerinin kabul edilebilir ve/veya uygun olduğu sorusu ile birlikte aynı zamanda hukuk düzeni içerisinde nihayetinde kimin triyaja karar vermesi gerektiği sorusu da tartışmanın önemli bir noktasını oluşturmaktadır. Bu kapsamda yanıt bulmayı bekleyen bir diğer soru da Türkiye özelinde bir triyaj kanununa ihtiyaç olup olmadığıdır.
biri olan Robert Alexy tarafından kaleme alınan “Temel Haklar Teorisi”
sadece anayasal hakların çerçevesini ve sınırlarını belirlemeye değil aynı
zamanda anayasal hakların tanımı ve normatif yapısını açıklamaya da
çalışır. Kural ve ilkeleri birbirinden ayıran ve tartımı ilkelere özgü bir
uygulama olarak gören ilkeler teorisi, Alexy’nin temel haklar teorisinin
normatif temelleri açısından başlangıç noktasını oluşturur. Alexy; bu
eserinde sadece anayasal hakların tanımı, yapısı ve çerçevesi ile ilgili
analizlerde bulunmamakta aynı zamanda teorisinin temelini oluşturan
ilkeler teorisinin de ana hatlarını çizmektedir. Bu çalışma, Alexy’nin
anayasal haklar teorisinin bu temel argümanlarını mercek altına
almakta ve özellikle ilkeler teorisinin temel kabullerini değerlendirmeyi
amaçlamaktadır.
Books by Güneş Çap
Conference Presentations by Güneş Çap
teorisinin, Anglo-Amerikan hukuk teorisine
kıyasla, görece daha geç bir zamanda, 19.
yüzyılın sonlarında ortaya çıktığı görülür. Alman hukuk teorisinin tarihsel dönüşümü erken dönem, olgunlaşma dönemi ve rönesans
dönemi olmak üzere üç aşamada gerçekleşir.
Alman hukuk teorisi tarihini dönemlere ayırmak, bu dönemlerde hâkim olan hukuk teorisi düşüncesinin karakteristik özelliklerini ve
günümüzde geçerli olan hukuk teorisi anlayışından farklılaşan yönlerini fark edebilmeye yardımcı olacaktır. Bu çalışmada, Alman
hukuk teorisi disiplininin kısa bir tarihçesine
ve Alman hukuk teorisinin günümüzdeki anlamına değinilmiştir.
Bu makale öncelikli olarak Türk Hukukunda triyaj kararlarının hukuki temellerini araştırmayı amaçlamaktadır. Bu araştırma, ex-ante, ex-post ve önleyici triyaj olmak üzere üç farklı triyaj kararı türünün incelenmesine dayanmaktadır.
Hangi triyaj ölçütlerinin kabul edilebilir ve/veya uygun olduğu sorusu ile birlikte aynı zamanda hukuk düzeni içerisinde nihayetinde kimin triyaja karar vermesi gerektiği sorusu da tartışmanın önemli bir noktasını oluşturmaktadır. Bu kapsamda yanıt bulmayı bekleyen bir diğer soru da Türkiye özelinde bir triyaj kanununa ihtiyaç olup olmadığıdır.
biri olan Robert Alexy tarafından kaleme alınan “Temel Haklar Teorisi”
sadece anayasal hakların çerçevesini ve sınırlarını belirlemeye değil aynı
zamanda anayasal hakların tanımı ve normatif yapısını açıklamaya da
çalışır. Kural ve ilkeleri birbirinden ayıran ve tartımı ilkelere özgü bir
uygulama olarak gören ilkeler teorisi, Alexy’nin temel haklar teorisinin
normatif temelleri açısından başlangıç noktasını oluşturur. Alexy; bu
eserinde sadece anayasal hakların tanımı, yapısı ve çerçevesi ile ilgili
analizlerde bulunmamakta aynı zamanda teorisinin temelini oluşturan
ilkeler teorisinin de ana hatlarını çizmektedir. Bu çalışma, Alexy’nin
anayasal haklar teorisinin bu temel argümanlarını mercek altına
almakta ve özellikle ilkeler teorisinin temel kabullerini değerlendirmeyi
amaçlamaktadır.
teorisinin, Anglo-Amerikan hukuk teorisine
kıyasla, görece daha geç bir zamanda, 19.
yüzyılın sonlarında ortaya çıktığı görülür. Alman hukuk teorisinin tarihsel dönüşümü erken dönem, olgunlaşma dönemi ve rönesans
dönemi olmak üzere üç aşamada gerçekleşir.
Alman hukuk teorisi tarihini dönemlere ayırmak, bu dönemlerde hâkim olan hukuk teorisi düşüncesinin karakteristik özelliklerini ve
günümüzde geçerli olan hukuk teorisi anlayışından farklılaşan yönlerini fark edebilmeye yardımcı olacaktır. Bu çalışmada, Alman
hukuk teorisi disiplininin kısa bir tarihçesine
ve Alman hukuk teorisinin günümüzdeki anlamına değinilmiştir.