Computer Engineering

Dönem sonu ödeviyle ilgili bu ilk çalışmada, seçilen romanın nasıl inceleneceğine, ödevin muhtemel başlıklarına ve şu ana kadar yapılan kaynak taramasının sonuçlarına yer verilecektir. Ödevin Konusu: 1. Dünya savaşından sonra Stalin ve Hitler'in oluşturduğu baskıcı devlet anlayışları, insanlara çektirdiği eziyetler ortaya çıktıkça dönem yazarları buna kayıtsız kalmamışlardır. 20.yüzyılda oluşan devlet yapılarının, insanların üzerinde kurdukları baskının gelecek yıllarda giderek artacağını düşünen yazarlar, bunu öngören romanlar yazmışlardır. Bu konuda örnek yazılmış metinler: George Orwell 1984, George Orwell Hayvan Çiftliği, Ray Bradbury Fahrenheit 451 ve Aldous Huxley Cesur Yeni Dünya. George Orwell'ın 1984 romanında devlet baskısı incelenirken Ray Bradbury'nin Fahrenheit 451 kitabı ele alınacak ve devlet baskısı olgusu iki yazarın baktığı açılar üzerinden değerlendirilecektir. Ödevin "Giriş" kısmında devlet baskısının ve düşünce özgürlüğü kavramlarının tanımı yapılacak ve bu kavramların romana nasıl yansıdığı ele alınacaktır.

Bu gezimizde mezar taşları ve kitabeleri inceleyeceğiz. Diğer eski medeniyetler gibi Osmanlı kültüründe de mezar taşları büyük bir önem taşımaktadır. Mezar taşlarını inceleyecek olursak; erkek,kadın ve çocuk mezarları farklılıklar gösterir. Bazı özelliklerinden veya görünümlerinden bunların kimlere ait olduğu,hangi dönemde yaşamışlar oldukları gibi sonuçlara ulaşabiliriz. Mezar taşlarında,kitabelerde yer almayan başlıklar vardır. Kadın mezarlıklarında bu başlıklar bulunmaz. Erkeklerde ise fes vardır. Tabi istisnalar olabilir. Tüm bunların hepsi bir şeyi temsil etmektedir. Fes,1826 yılında 2.Mahmud döneminde kullanılmaya başlandı. 19.yy ve sonrasında da fes görülür fakat bu fesler dönemine göre farklılıklar gösterir. Biz buradan o insanların hangi dönemde,hangi padişah zamanında yaşadığını çıkarabiliriz. Bu fesler dönemin tarikat ve cemaatlerine de yansımıştır. Kadınlarda ise başlık yoktur,bunun yerine çiçek desenleri ve motifleri vardır.Kadın Mevlevilerde ise mezar taşında bunu göstermenin yolu mezar taşının gövdesine ait olduğu tarikat işlenir.Erkeklerde ise bunu göstermenin yolu sikke kullanmaktır. Bunlar o mezarın bir kadına ait olduğunu gösterir. Çocuklarda ise bu daha çok babaya bağlıdır. Kitabeler ise ana giriş kapısında bulunan levhalardır. Bunların standartı yoktur çünkü farklı yerlerde,farklı ustalara yaptırılmıştır. Şekil olarak daha çok dikdörtgen mermer ya da taş üzerine yapılır. Kitabeler bulunduğu yer ile ilgili tıpkı mezar taşları gibi temel bilgileri içerir. Bu kitabeler üzerinde nesir,düzyazı ve şiir formunda olabilir.

Suriçi tarihi boyunca önemli medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır.Bunlardan en önemlileri Bizans imparatorluğu ile Osmanlı imparatorluğudur. Her iki imparatorluk da kendi kültürünü,kimliğini suriçine nakşetmiştir. Bizans İmparatorluğu'nun bıraktığı en önemli yapılardan biridir. Yapı tarih içinde yıkılıp yeniden yapılmıştır. İlki 4. Yüzyılın ortalarında yapılmış,ikincisi ise 5. Yüzyılın başında ve son olarak da 500'lü yılların ortalarında inşa edilmiştir. Yapının içerisini inceleyecek olursak ; sütun ve mermerler Efes ve Mısır gibi antik kentlerden özel olarak getirilmiştir. Yapının duvarları altın ve gümüş kullanılarak yapılan mozaiklerle donatılmıştır. İstanbul'un fethinden sonra kilise camiiye çevrilmiştir. Minareler eklenmiş ve içerisinde de İslam ve Osmanlı kültürünü yansıtan çeşitli değişiklikler yapılmıştır. Örnek olarak kitabeler eklenmiş,kubbe tasarlanmış,levhalar eklenmiş ve bunların yanı sıra camiiyi külliye tarzına çeviren medrese,aşhane vb.yapılar eklenmiştir.