
Hüseyin Serbes
Hüseyin Serbes
PhD - Communication Sciences
PhD - Communication Sciences
less
Related Authors
Barış Albayrak
Üsküdar University, İstanbul, TURKEY
Begum 🐝 Burak, PhD
Independent Researcher
Anıl Durmuşahmet
Doğuş University
Selahattin Bölükbaşı
Üsküdar University, İstanbul, TURKEY
M. Özer Özkantar
University of Gaziantep
Emre KOPARAN
Istanbul University
InterestsView All (10)
Uploads
Papers by Hüseyin Serbes
uygun düşmese bile üyeleri içinde sanki özgürlük varsayılı bir şeymiş gibi hareket ederler” (2020: 92). Goffman’ın “tam gözetim kurumları” olarak
belirttiği toplulukların mecburi sakinleriyiz. Ve sakinler olarak, arzulanan
davranışlarımızdan yoksunuz. İstediğimiz araştırmaları ve soruşturmaları
yapabilme keşfi içimizde dursa da, Pierre Bourdieu’nun dediği gibi, “kapitalizmin gösterilenlerinden kopmuş bir gösterenler akışında çözülüp gitmediğine, dünyanın cyborg’larla dolmadığına ve tahakküm bilişimi [informatics of domination] çağına girmiş olduğumuza inanmamak mümkün mü?” (Bourdieu, 2019: 57). Yine de bu keşif arzusunu
ve yazabilme umudunu sürdürmeyi düşünüyoruz. Prekarya Dergi, böyle bir çabanın ürünü.
Kolektif emeğin devam eden ‘öğrencilik’ hissi olarak tanımladığımız bu alan, bize “dünyanın gürültüsü”nden uzak bir tartışma mecrası oluşturuyor. Önceki sayımızda belirttiğimiz gibi, ‘öğrenci’ kalacaklar için bir évolué etme; geliştirme ve olgunlaştırma sürecini kapsar. ‘Okur’unu ‘yazar’a dönüştürmeyi denemeyi sürdüren dergimiz, yedi soruşturma metni ile düşünceye katkı sunmayı amaçlar. Heidegger’e yaslanarak günümüz akademisini “dünyanın tablolaşması” şeklinde açıklayan Hasan Ünal Nalbantoğlu, bu dünyanın dışında kalmak için düşünür, araştırmacı ya da felsefeciye, yoğun çalışmasının, titizliğinin sonuçlarını kalıcılaştırmak konusunda acele etmemesini önerir (Taburoğlu, 2014: 107). Bu nedenle, bu sayıda acele etmemeyi tercih ettik. Üzerine düşündüğümüz yazınsal çabaları, (Nalbantoğlu’nun jargonuyla) peşine hırsla düşmeden, “düşünceyi serbest bırakarak” buraya aldık.
uygun düşmese bile üyeleri içinde sanki özgürlük varsayılı bir şeymiş gibi hareket ederler” (2020: 92). Goffman’ın “tam gözetim kurumları” olarak
belirttiği toplulukların mecburi sakinleriyiz. Ve sakinler olarak, arzulanan
davranışlarımızdan yoksunuz. İstediğimiz araştırmaları ve soruşturmaları
yapabilme keşfi içimizde dursa da, Pierre Bourdieu’nun dediği gibi, “kapitalizmin gösterilenlerinden kopmuş bir gösterenler akışında çözülüp gitmediğine, dünyanın cyborg’larla dolmadığına ve tahakküm bilişimi [informatics of domination] çağına girmiş olduğumuza inanmamak mümkün mü?” (Bourdieu, 2019: 57). Yine de bu keşif arzusunu
ve yazabilme umudunu sürdürmeyi düşünüyoruz. Prekarya Dergi, böyle bir çabanın ürünü.
Kolektif emeğin devam eden ‘öğrencilik’ hissi olarak tanımladığımız bu alan, bize “dünyanın gürültüsü”nden uzak bir tartışma mecrası oluşturuyor. Önceki sayımızda belirttiğimiz gibi, ‘öğrenci’ kalacaklar için bir évolué etme; geliştirme ve olgunlaştırma sürecini kapsar. ‘Okur’unu ‘yazar’a dönüştürmeyi denemeyi sürdüren dergimiz, yedi soruşturma metni ile düşünceye katkı sunmayı amaçlar. Heidegger’e yaslanarak günümüz akademisini “dünyanın tablolaşması” şeklinde açıklayan Hasan Ünal Nalbantoğlu, bu dünyanın dışında kalmak için düşünür, araştırmacı ya da felsefeciye, yoğun çalışmasının, titizliğinin sonuçlarını kalıcılaştırmak konusunda acele etmemesini önerir (Taburoğlu, 2014: 107). Bu nedenle, bu sayıda acele etmemeyi tercih ettik. Üzerine düşündüğümüz yazınsal çabaları, (Nalbantoğlu’nun jargonuyla) peşine hırsla düşmeden, “düşünceyi serbest bırakarak” buraya aldık.
Anahtar Kelimeler: punk, fanzin, kimlik, temsil, yabancılaşma