Financial Econometrics

In this study, we analyze what kind of effect public investment has on private sector investment by employing unit root and cointegration tests, which allow a structural break between 1970-2009. The results, we obtained, show that the public investment has crowding in effect on private sector investment, that is an increase in public investments create also an increase in the private sector investments in the analysis period.

This study investigates the stationarity and linearity properties of unemployment rates in 17OECD countries. We use a new unit root test developed by Kapetanios, Shin and Snell(2003) (KSS) which tests the joint null hypothesis of linearity and a unit root against a nonlinear stationary process. We reject the null hypothesis of a linear unit root so find evidence in support of the natural rate of unemployment for Belgium, Korea, Switzerland, USA, Netherlands and Poland and we unable to reject the null hypothesis of hysteresis for Australia, Austria, Canada, Finland, Germany, Japan, Luxembourg, Norway, Slovak Republic and Turkey according to the KSS test results.

In this study we investigate the behaviour of stock prices in G7 countries for 2000:01
2007:12 period employing panel SURADF and panel SURKSS tests. While the results of panel SURADF test show each member of the panel has a unit root, the results of panel SURKSS test indicate only the stock prices of the UK and the US are nonlinear stationary which indicate that abnormal returns can be earned at these stock markets by predicting future prices using past movements of the prices.

"This study examines the asymmetric behavior of macroeconomic aggregates for Bulgaria, Croatia and Romania by employing Triples test of Randles et al. (1980). The results reveal that while most of the macroeconomic series for Bulgaria and Croatia are characterized by asymmetric behavior; comparatively, a small number of series for Romania were found to be asymmetric. The results imply that policy-makers and researchers should be cautious when forecasting these series and making inferences using linear econometric methodologies since linear models are not capable of generating asymmetric fluctuations.

This study analyzes the validity of the real interest rate parity hypothesis for 16 emerging market countries using Japan and United States as base countries for the post-1990 period. We use a recently introduced nonlinear test which tests the null hypothesis of unit root against the alternative of symmetric/asymmetric exponential smooth transition autoregressive model. The results show evidence in support of the real interest rate parity hypothesis for the all countries in the sample.

The main aim of this paper is to examine the validity of the purchasing power parity (PPP) hypothesis for eight Central and Eastern European countries using both Kapetanios et al. (KSS) and rolling-KSS unit root tests. By employing the rolling-KSS unit root test, we aim to determine when the real exchange rates become non-stationary or nonlinear. The results of the KSS unit root test show that the PPP hypothesis is valid only for Romania while the results of the rolling-KSS unit root test reveal that the PPP hypothesis can be rejected only for Poland in the all subsamples. On the other hand, we have found evidence of the validity of PPP for the remaining countries. Comparatively, the real exchange rates of Bulgaria and Romania were found to be characterized by nonlinearity in more subsamples in the rolling-KSS unit root test.

In this study, we test the linearity of G7 macroeconomic time series over the period 1959Q1-1999Q4. The stationarity properties of this dataset was before tested by Aksoy and Ledesma (2008) employing unit root tests which are based on linear and nonlinear models. Aksoy and Ledesma (2008) concluded that the variables have uncertain order of integration. Therefore, by employing a recently introduced linearity test of Harvey et al. (2008), which is a powerful test even the order of integration is not certain, we test the linearity of this dataset to determine which kind of unit root test should have been used. We also show that more than half of the series are nonlinear which indicates the importance of testing the nonlinearity of macroeconomic time series.

Bu çalışma, Türk sermaye piyasasında hisse senedi fiyatları ile işlem hacmi arasındaki nedensellik ilişkisini günlük veriler aracılığıyla 1990-2012 dönemi için araştırmaktadır. Literatürdeki önceki çalışmalardan farklı olarak, pozitif ve negatif şoklara verilen tepkilerin farklı olabileceği ve aynı zamanda elde edilen sonuçların zamana bağlı olarak değişebileceği dikkate alınarak, zamanla değişen asimetrik nedensellik testi kullanılmıştır. Sonuçlar, işlem hacminin bileşenlerinden hisse senedi fiyatlarının bileşenlerine doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisi olduğunu ve bu ilişkinin zamana bağlı olarak değiştiğini göstermektedir.

Sosyal anlamda toplumun tüm kesimlerini öncelikli olarak ilgilendiren eğitim, kamu hizmetleri bağlamında en önemli harcama alanları arasında yer almaktadır. Eğitim, özellikle gelişmekte olan ülkelerde gerek bütçedeki miktarı, gerekse bakış açısı yönünden yıllarca çok geri planda bırakılmıştır. Toplumların yönetsel, ekonomik, sosyal ve kültürel gelişimi önündeki en büyük engel olarak duran olumsuz tabloyu ortadan kaldırabilmek için, eğitimin tüm alanlarına büyük önem vermek ve bu bağlamda eğitim alanında önemli yatırımlar ve harcamalar yapmak gerekmektedir. Bu çalışmada, Türkiye için ekonomik büyüme ile eğitim harcamaları arasındaki ilişkinin analiz edilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, eşbütünleşmeye sınır testi yaklaşımı kullanılmış ve sadece kısa dönemde eğitim harcamalarının ekonomik büyüme üzerinde olumlu etkisi olduğu sonucuna varılmıştır.

In this study, we test the nonlinear dependence in the Turkish stock market namely, Istanbul stock exchange-100 over the period 2 January 1988 - 31 December 2010 by employing Hinich (1996) portmanteau test statistic jointly with Hinich, and Patterson (2005) non-overlapped windowed testing procedure. Finding nonlinear episodes in the stock returns, we identify which economic and political events trigger the nonlinearity. The results show not only national but also international economic and politic events cause the episodic nonlinearity in the returns.

In this study, we analyze what kind of effect public investment has on private sector investment by employing unit root and cointegration tests, which allow a structural break between 1970-2009. The results, we obtained, show that the public investment has crowding in effect on private sector investment, that is an increase in public investments create also an increase in the private sector investments in the analysis period.

Main aim of this study to examine the effect of real devaluation on domestic output for Turkey over the period 1987Q1-2008Q4 by using unit root and cointegration tests. The results show that, increasing money supply has no effect on output; both foreign income and government spending are neutral in short run but has positive effect on output. Real devaluation is contractionary in the short run but it is expansionary in the long run for Turkey.

Bu çalışmada Türkiye ile beş büyük ticaret ortağının hisse senedi piyasaları arasındaki ilişki Ocak 1995-Aralık 2009 dönemi arasında incelenmiştir. Söz konusu dönem aralığında hem ele alınan piyasaları, hem de bu piyasalar arasındaki ilişkiyi etkileyebilecek 1997 Asya Finansal Krizi ve 2008 Dünya Ekonomik Krizi meydana geldiğinden, durağanlık ve eşbütünleşme analizlerinde iki yapısal kırılmaya izin veren testler kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlar İMKB 100 ile FTSE 100, SP 500ve AEX borsaları arasında uzun dönemli bir ilişki olmadığını göstermektedir. Dolayısıyla İMKB borsasına yatırım yapan yatırımcılar, risklerini azaltmak ve getirilerini artırmak amacıyla bahsi geçen bu üç borsaya yatırım yaparak portföylerini çeşitlendirebileceklerdir.

"Bu çalışmada Türkiye’de bölgeler arası gelir yakınsamasının olup olmadığı 1991-2000 arası NUTS-2 düzeyde panel veri seti kullanılarak incelenmiştir. Bunun için sabit katsayılı modellere alternatif olarak geliştirilen ve ekonomik ilişkilerin bölgeden bölgeye değiştiği varsayımına bağlı olarak oluşturulan rassal katsayılı model kullanılmıştır. Bu model aracılığı ile hem ortalama olarak hem de her bir bölge için mutlak ve koşullu yakınsama araştırılmıştır. Koşullu yakınsamayı test etmek amacıyla bölgeler arası yapısal farklılığı temsilen finansal gelişim göstergesi olan mevduatların gayrisafi yurt içi hasıla içindeki oranları alınmıştır. Yapılan uygulama sonrasında, ortalama olarak bölgeler arasında hem mutlak hem de koşullu yakınsama olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bölgesel bazda ise, aynı durağan dengeye yakınsamayı araştıran mutlak yakınsamanın 17 bölgede gerçekleştiği, her bir bölgenin kendi durağan dengesine yakınsamasını araştıran koşullu yakınsamanın ise 25 bölgede gerçekleştiği sonucu elde edilmiştir. Her bir bölge için araştırılan yakınsamanın yanı sıra mevduat ile kişi başına gayri safi yurt içi hasıla arasındaki ilişki de tahmin edilmiştir. Beklentilere uygun olarak mevduatların, kişi başına geliri pozitif yönde etkilediği sonucuna ulaşılmıştır.

Bu çalışmanın amacı satın alma gücü paritesinin geçerliliğini Brezilya, Çin, Endonezya, Hindistan, Meksika, Rusya ve Türkiye için analiz etmektir. Bu amaçla, Lanne vd. (2002) ile Saikkonen ve Lutkepohl (2002) tarafından yakın zamanda geliştirilen yapısal kırılmalı birim kök testi kullanılarak, Çin ve Meksika dışındaki ülkelerde satın alma gücü paritesinin geçerli olmadığı sonucuna varılmıştır.

Bu çalışmada 1923-2007 yılları arasındaki işsizlik oranları kullanılarak Türkiye’de işsizlik histerisinin var olup olmadığı sınanmıştır. Bu amaçla, kırılmalı birim kök testlerinden Perron, Zivot-Andrews (ZA), Lumsdaine – Papell (LP) ile bir ve iki kırılmalı LM birim kök testleri kullanılarak işsizlik oranlarının incelenen dönem boyunca durağan olup olmadığı sınanmıştır. ZA ve LP birim kök testlerine göre histeri etkisinin varlığını gösteren yapısal kırılmasız birim kök temel hipotezi kabul edilirken, Perron ve LM testlerine göre ise yapısal kırılmalı birim kök temel hipotezi kabul edilmiştir. Bu sonuç, zaman boyunca meydana gelen şokların işsizliğin doğal oranında değişimler meydana getirdiğini ve işsizlik üzerinde kalıcı etki yarattığını göstermektedir.

Bu    çalışma  finansal    gelişme  ile  iktisadi  büyüme  arasındaki    ilişkiyi  Dumitrescu    ve Hurlin (2012) tarafından geliştirilen panel Granger nedensellik testi kullanarak Brezilya, Çin, Endonezya, Filipinler, Güney Kore, Hindistan, Macaristan, Malezya, Meksika, Mısır, Peru,  Şili,  Tayland  ve  Türkiye  için  araştırmaktadır.  Çalışmada  kullanılan  veri  seti  yıllık  olup, 1988-2011 yılları arasını kapsamaktadır. Yurtiçi kredilerin Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH)’ya oranı ve kişi başına reel GSYİH büyüme oranı sırasıyla finansal gelişmenin ve iktisadi büyümenin göstergeleri  olarak  kullanılmıştır. Ampirik sonuçlar, belirgin biçimde finansal gelişmenin iktisadi büyümenin nedeni olduğunu ve bu ülkelerin büyüme oranlarını finansal sistemlerini geliştirerek hızlandırabileceklerini göstermektedir.

Bu  çalışmada, Türkiye’deki 81 il, 11 sosyoekonomik değişken ile bulanık kümeleme yöntemi kullanılarak analiz edilmiştir. Ayrıca, karşılaştırma yapmak amacıyla k-ortalamalar yöntemi de kullanılmıştır. Bulanık kümeleme analizinin sonuçları, illeri iki  farklı kümeye ayırmıştır. Elde edilen sonuçlar incelendiğinde, bulanık kümeleme analizinin  homojen birimlerin kümelenmesinde  gücünün azaldığı, k-ortalamalar yönteminin ise önsel olarak belirlenen küme sayısına karşı duyarlı olduğu görülmektedir.

Bu  çalışmada,  nominal  faiz  oranı  ile  enflasyon  oranı arasında uzun    dönemli    bir  ilişki  olduğunu  ifade  eden  Fisher  hipotezi,  Türkiye    için 1989:01-2008:01 arası üçer aylık veriler kullanılarak test edilmiştir. Bu amaçla, literatüre Kapetanios  vd.  (2006) tarafından kazandırılan doğrusal olmayan eşbütünleşme analizinin yanı sıra, karşılaştırma yapmak için Engle-Granger (1987) testi de kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlar Fisher hipotezinin Türkiye için geçerli olmadığını göstermektedir.

Türkiye ekonomisi için kilit sektörleri bulmak amacıyla girdi-çıktı analizinin kullanıldığı  bu  çalışmada,  Bulmer-Thomas’ın önermiş olduğu  bağlantı  etkileri kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre; Tarım, Ticaret, Ulaşım-Haberleşme ve Kişisel Hizmet sektörleri Türkiye ekonomisi için kilit konumundadır. Bu sektörlere yapılacak yatırımlar ekonomik büyümeyi hızlandırıcı bir etki yapacaktır.