Papers by Aynülhayat Uybadın
Sinecine, Mar 15, 2019
Bu çalışma eğitimde dezavantajlı, orta-alt sınıftan ev kadınlarının bir sanat filmini nasıl alıml... more Bu çalışma eğitimde dezavantajlı, orta-alt sınıftan ev kadınlarının bir sanat filmini nasıl alımladığı üzerinedir. Örneklem olarak Hayat Var (Reha Erdem, 2008) filmi seçilmiştir. Çalışmada Janet Staiger’ın tarihsel-materyalist yaklaşımı ile Jackie Stacey’nin etnografik çalışmalarından faydalanılmıştır. Verilerin toplanmasında etnografik teknikler kullanılarak 5 ev kadınıyla odak grup görüşmesi yapılmış, film birlikte izlenerek katılımcı gözlem tekniği uygulanmıştır. Verilerin analizinde ise iki boyut amaçlanmıştır. Öncelikle izleyicilerin okuma bağlamı ve formasyonları ön plana koyularak filmi nasıl alımladıklarına muhafazakar bağlamsal söylemleri ışığında bakılmış; Pierre Bourdieu’nün sembolik sermaye, popüler estetik ve madde-biçim ayrımı üzerinden de “beğeni” ayrımları incelenmiştir.

Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, Jul 24, 2022
Öz XX. yüzyılda kitlesel bir olgu haline gelen iletişim, sosyolojinin de ilgi alanına girerek öze... more Öz XX. yüzyılda kitlesel bir olgu haline gelen iletişim, sosyolojinin de ilgi alanına girerek özellikle kitle iletişimine ve bu iletişimi olanaklı kılan süreçlere, neden olduğu etkilere ilişkin geniş çaplı bir toplumsal ve tarihsel bakış açısı oluşturmuştur. İletişim sosyolojisi temelde iletişimi şekillendiren tüm toplumsal, kültürel ve tarihsel süreçleri göz önünde bulunduran bütünlüklü bir bakış açısına işaret etmektedir. İletişim sosyolojisi çatısı altında toplanan çalışmalarda ise iletişim olgusu sıklıkla toplumsal sürekliliğin önemli bir koşulu olarak görülmektedir. İletişimi derinlemesine anlama ve yorumlama çabasıyla birlikte toplumun sosyal, ekonomik, politik, kültürel yapısının ve gerçekliğinin de iletişim aracılığıyla anlaşılmasında sosyoloji disiplini etkin bir role sahiptir. Bu çalışma iletişim kavramının XX. yüzyıldan itibaren farklı sosyolojik perspektiflerde nasıl incelendiğini, sosyolojinin bir alt disiplini olarak iletişim sosyolojisinin nasıl işlediğini ele alarak, sosyoloji geleneği içerisindeki iletişim tartışmalarının Türkiye'deki seyrinin genel bir panoramasını çıkarmayı amaçlamaktadır. Araştırmada geçen örnek çalışmalar oldukça geniş bir literatür sahasının özet bir bölümü niteliğindedir. Bununla birlikte, iletişim sosyolojisi başlığı altına dahil edilebilecek çalışmaların Türkiye'de yıldan yıla artış gösterdiği görülmüştür.
DergiPark (Istanbul University), Jul 21, 2016
Ad aktarmasi, duz degismece, mecazi mursel. Bir kavramin dogrudan degil, baglamsal olarak ilgili ... more Ad aktarmasi, duz degismece, mecazi mursel. Bir kavramin dogrudan degil, baglamsal olarak ilgili oldugu bir baska kavram yoluyla anlatilmasi. Fotografik anlamda ise bir durumun kameranin dogrudan hedefledigi goruntu ile degil, goruntunun bir baglam uzere kaydedilmesiyle ortaya konulmasidir

İnsan & toplum, Jun 1, 2023
This study focuses on the ways in which the feeling and rhetoric of nostalgia are constructed and... more This study focuses on the ways in which the feeling and rhetoric of nostalgia are constructed and made sense of on the basis of the memories of women who went to the movies in the 1960s and 1970s and who watched mostly Yeşilçam melodramas. Experiencing cinema and going to the movies with diverse goals and meanings, these female audiences of Yeşilçam not only provided information about the cinema practices of the past when talking about their memories, but also expressed their feelings, desires and beliefs related to the past. Looking at memories of female cinema audiences suggests looking at the structures of feeling involved in the transformation of experience to memory, and of memory to history in the relationship between the individual and the collective. In line with this suggestion, this article analyzes the feelings of nostalgia in the narratives of historical female audiences by using oral history methods, which I call the myth of the "golden age" and "desire for wooden chairs", within the framework of experiences and memories of cinema. The analysis shows that female audiences (as historical screen audiences) construct an ambivalent narrative between sense of nostalgia and anti-nostalgia when they recall memories of Yeşilçam melodramas, and sheds light on how women experience and make sense of nostalgia in different ways.

In this study which focuses on the cinema-going experiences in 1960s and 1970s of Turkey and the ... more In this study which focuses on the cinema-going experiences in 1960s and 1970s of Turkey and the way how these experiences are remembered today, it is emphasized that cinema-going is a social and cultural practice. New cinema history approach, the way how Kuhn evaluate cinema memory as a text and the perspective of oral history which gives voice to silenced communities guided this study. Cinema-going experiences were examined from a historical perspective. The theoretical framework of the thesis builds on the historical turn in cinema studies, historicizing the audience and evaluating cinema going as a social experience. In addition, the relationship between the audience and the cinema, the historicity of this relationship that affects audience's remembering/forgetting and the question of how past is constructed today were also included in the discussion. Within the scope of the field research, oral history interviews were conducted with 30 people who differ in terms of age, gen...

Sosyoloji Divanı (Duygular Sosyolojisi), 2022
Duygular tarihi, son yıllarda sosyal bilimler alanındaki en dikkat çekici dönüşlerden biri olarak... more Duygular tarihi, son yıllarda sosyal bilimler alanındaki en dikkat çekici dönüşlerden biri olarakdeğerlendirilir. “Duygusal dönüş” olarak da ifade edilen yaklaşımların sinema tarihyazımı çerçevesindeele alındığı bu çalışma, sözlü belgeler ve duygular ilişkisine odaklanarak bir yöntem tartışmasıortaya koymayı amaçlamaktadır. Sinemayı toplumsal ve kültürel mübadelelerin bir mekânı olarakdeğerlendiren yeni sinema tarihinde sıklıkla başvurulan bir yöntem olan sözlü tarih, tüm olanaklarıve riskleriyle birlikte belleğin yalnızca toplumsal üretim sürecine değil duygusal üretim sürecinede işaret etmektedir. “Bireysel ile kolektif”, “geçmiş ile şimdi” arasındaki bağlantıları görmemizeyarayan sözlü tarih, geçmişe ilişkin farklı duygu yapılarını da ortaya koyar. Böylece sözlü belgelerolayların gerçekte nasıl yaşandığının ötesine geçerek, olaylar hakkında tanıkların ne düşündüklerini,neye inandıklarını ve geçmişteki duygusal pratikleri de anlatmış olur. Nihayetinde görüşmecileringeçmişteki olaylar ve kendi eylemleri hakkındaki düşünceleri kadar duyguları da tarihsel birer gerçekliğedönüşür. Geçmişin belleği üzerine, bireysel ile kolektif arasındaki ilişki ise bize şunu önerir:deneyimin belleğe, belleğin de tarihe dönüşü esnasındaki duygu yapılarına bakmayı. Bu öneri doğrultusundaöncelikle Raymond Williams’ın duygu yapıları kavramı ve tarih alanındaki “duygusaldönüş” yaklaşımlarından faydalanarak duyguların tarihsel ve kültürel boyutları tartışılmaktadır.Tartışma, duygular tarihinin sinema tarihyazımı açısından yeni bir patika açma olasılığını sorgulayarakilerlemektedir.

Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, 2022
Öz XX. yüzyılda kitlesel bir olgu haline gelen iletişim, sosyolojinin de ilgi alanına girerek öze... more Öz XX. yüzyılda kitlesel bir olgu haline gelen iletişim, sosyolojinin de ilgi alanına girerek özellikle kitle iletişimine ve bu iletişimi olanaklı kılan süreçlere, neden olduğu etkilere ilişkin geniş çaplı bir toplumsal ve tarihsel bakış açısı oluşturmuştur. İletişim sosyolojisi temelde iletişimi şekillendiren tüm toplumsal, kültürel ve tarihsel süreçleri göz önünde bulunduran bütünlüklü bir bakış açısına işaret etmektedir. İletişim sosyolojisi çatısı altında toplanan çalışmalarda ise iletişim olgusu sıklıkla toplumsal sürekliliğin önemli bir koşulu olarak görülmektedir. İletişimi derinlemesine anlama ve yorumlama çabasıyla birlikte toplumun sosyal, ekonomik, politik, kültürel yapısının ve gerçekliğinin de iletişim aracılığıyla anlaşılmasında sosyoloji disiplini etkin bir role sahiptir. Bu çalışma iletişim kavramının XX. yüzyıldan itibaren farklı sosyolojik perspektiflerde nasıl incelendiğini, sosyolojinin bir alt disiplini olarak iletişim sosyolojisinin nasıl işlediğini ele alarak, sosyoloji geleneği içerisindeki iletişim tartışmalarının Türkiye'deki seyrinin genel bir panoramasını çıkarmayı amaçlamaktadır. Araştırmada geçen örnek çalışmalar oldukça geniş bir literatür sahasının özet bir bölümü niteliğindedir. Bununla birlikte, iletişim sosyolojisi başlığı altına dahil edilebilecek çalışmaların Türkiye'de yıldan yıla artış gösterdiği görülmüştür.

İnsan & Toplum, 2023
This study focuses on the ways in which the feeling and rhetoric of nostalgia are constructed and... more This study focuses on the ways in which the feeling and rhetoric of nostalgia are constructed and made sense of on the basis of the memories of women who went to the movies in the 1960s and 1970s and who watched mostly Yeşilçam melodramas. Experiencing cinema and going to the movies with diverse goals and meanings, these female audiences of Yeşilçam not only provided information about the cinema practices of the past when talking about their memories, but also expressed their feelings, desires and beliefs related to the past. Looking at memories of female cinema audiences suggests looking at the structures of feeling involved in the transformation of experience to memory, and of memory to history in the relationship between the individual and the collective. In line with this suggestion, this article analyzes the feelings of nostalgia in the narratives of historical female audiences by using oral history methods, which I call the myth of the "golden age" and "desire for wooden chairs", within the framework of experiences and memories of cinema. The analysis shows that female audiences (as historical screen audiences) construct an ambivalent narrative between sense of nostalgia and anti-nostalgia when they recall memories of Yeşilçam melodramas, and sheds light on how women experience and make sense of nostalgia in different ways.
sinecine: Sinema Araştırmaları Dergisi, 2019
Bu çalışma eğitimde dezavantajlı, orta-alt sınıftan ev kadınlarının bir sanat filmini nasıl alıml... more Bu çalışma eğitimde dezavantajlı, orta-alt sınıftan ev kadınlarının bir sanat filmini nasıl alımladığı üzerinedir. Örneklem olarak Hayat Var (Reha Erdem, 2008) filmi seçilmiştir. Çalışmada Janet Staiger’ın tarihsel-materyalist yaklaşımı ile Jackie Stacey’nin etnografik çalışmalarından faydalanılmıştır. Verilerin toplanmasında etnografik teknikler kullanılarak 5 ev kadınıyla odak grup görüşmesi yapılmış, film birlikte izlenerek katılımcı gözlem tekniği uygulanmıştır. Verilerin analizinde ise iki boyut amaçlanmıştır. Öncelikle izleyicilerin okuma bağlamı ve formasyonları ön plana koyularak filmi nasıl alımladıklarına muhafazakar bağlamsal söylemleri ışığında bakılmış; Pierre Bourdieu’nün sembolik sermaye, popüler estetik ve madde-biçim ayrımı üzerinden de “beğeni” ayrımları incelenmiştir.
Marmara Iletisim Dergisi, 2015
Fotoğraflar masumiyeti sergiler, kendi yıkımlarına doğru ilerleyen hayatların zayıflığını gösteri... more Fotoğraflar masumiyeti sergiler, kendi yıkımlarına doğru ilerleyen hayatların zayıflığını gösterir ve fotoğraf ile ölüm arasındaki bu bağ, bir hayalet gibi bütün insan fotoğraflarının üstünde gezinir.
Conference Presentations by Aynülhayat Uybadın

Yeni Medya Çalışmaları: Kuram, Yöntem, Uygulama ve Siyasal- I. Ulusal Kongresi Kongre Kitabı, 2013
Yeni medya hakkındaki son tartışmalar her ne kadar onun doğrudan bir kitle hareketiyle devrimci b... more Yeni medya hakkındaki son tartışmalar her ne kadar onun doğrudan bir kitle hareketiyle devrimci bir niteliğesahip olabileceği üzerinde yoğunlaşsa da, bu çalışma yeni medyanın gerçek gücünü toplumsal düşünüşbiçimlerinde oynayacağı dönüştürücülükte aramaktadır. Yeni medyanın etkileşimsel iletişim özellikleri vediyalojik yapısı, konunun diyalog kavramından bağımsız düşünülemeyeceği gerçeğini göstermektedir. Bugerçekten hareketle araştırmada yeni medyanın diyalojik özelliği ile toplumsal dönüşüm arasındaki etkileşimselilişkiye dikkat çekmek amacıyla diyalog kavramının özüne inilecek, başarılı bir çevrimiçi diyalogun toplumsalçevrimdışı pratiklere nasıl yansıyacağı ve “öteki” ile kurulan bu diyalojik etkileşimin grup çatışmalarındaolumlu bir etki yaratıp yaratamayacağı irdelenecektir. Çalışmanın kavramsal çerçevesini bir anlama modeliolarak Gadamer’in hermeneutiği, Levinas’ın varlığı aşma ve Buber’in diyalog felsefesi bağlamında ele aldığıaracısız Ben-Sen ilişkisi oluşturmaktadır.
Uploads
Papers by Aynülhayat Uybadın
Conference Presentations by Aynülhayat Uybadın