
Hüseyin Kurt
1976 yılında Samsun İli Bafra (19 Mayıs) İlçesinde doğdu. İlkokulu Yörükler Beldesi, Orta ve Lise Öğrenimini Samsun merkezde tamamladıktan sonra 1999 yılında Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesinden mezun oldu.
Vatani görevini 2001 yılında Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığında Teğmen olarak tamamlayan Kurt, 2003 – 2007 yılları arasında Tarım Bakanlığına bağlı Danışman olarak görev yaptı.
2007 yılında Kamu görevinden ayrılarak, Turizm ve Bilişim Sektöründe faaliyet gösteren aile şirketlerinin başına geçti.
Gerek eğitim hayatı gerekse iş hayatında birçok sivil toplum kuruluşu ve meslek odalarında aktif görev alan Kurt, Samsun Ticaret ve Sanayi Odası Meclis ve Divan Üyeliği, Türkiye Odalar Borsalar Birliği (TOBB) bünyesinde Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) Fikri, Sınai Mülkiyet Hakları ve ARGE Teknik Komitesi Komite üyeliği, Samsun Ticaret ve Sanayi Odası Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Üyeliği, Samsun Girişimci ve Sanayici İş Adamları Derneği (SAGİD) Genel Sekreterliği, Türkiye Bilişim Derneği Samsun Bölge Başkan Yardımcılığı görevlerini yürütmekte olup, bu anlamda 19 Mayıs Üniversitesinde Girişimcilik, Siyasal Pazarlama ve Siyasal İletişim, E-Ticaret, UMEM Projesi kapsamında meslek liselerinde bilişim ve girişimcilik, kamuda bilgi güvenliği ve bilişim suçları ile ilgili çeşitli seminer ve eğitimler verdi. Samsun Lojistik Merkezi ve ÇAYMER gibi AB projelerinde IT Uzmanı olarak çalıştı.
Siyasi hayatına fikir dünyasını oluşturan Türk Milliyetçiliği fikriyatının siyasi temsilcisi olan Milliyetçi Hareket Partisinde devam eden Kurt, 2014 yılında belediye başkan adayı oldu. 2019 yılında Milliyetçi Hareket Partisi'nde parti yöneticiliği görevi de yürüten Kurt, siyasi hayatına aktif olarak devam etmektedir.
Tarım, Kobilerde Teknoloji, Siyasal İletişim, Sosyal Medya ve Yatırım danışmanlıkları da yapan Kurt’un bu alanlarda yerel, yaygın ve internet medyasında yayımlanmış yazı ve makaleleri bulunmaktadır.
Dalış, doğa sporları ve fotoğrafçılık ile de amatör olarak ilgilenen Kurt, evli olup İngilizce bilmektedir.
Address: Samsun / Turkey
Vatani görevini 2001 yılında Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığında Teğmen olarak tamamlayan Kurt, 2003 – 2007 yılları arasında Tarım Bakanlığına bağlı Danışman olarak görev yaptı.
2007 yılında Kamu görevinden ayrılarak, Turizm ve Bilişim Sektöründe faaliyet gösteren aile şirketlerinin başına geçti.
Gerek eğitim hayatı gerekse iş hayatında birçok sivil toplum kuruluşu ve meslek odalarında aktif görev alan Kurt, Samsun Ticaret ve Sanayi Odası Meclis ve Divan Üyeliği, Türkiye Odalar Borsalar Birliği (TOBB) bünyesinde Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) Fikri, Sınai Mülkiyet Hakları ve ARGE Teknik Komitesi Komite üyeliği, Samsun Ticaret ve Sanayi Odası Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Üyeliği, Samsun Girişimci ve Sanayici İş Adamları Derneği (SAGİD) Genel Sekreterliği, Türkiye Bilişim Derneği Samsun Bölge Başkan Yardımcılığı görevlerini yürütmekte olup, bu anlamda 19 Mayıs Üniversitesinde Girişimcilik, Siyasal Pazarlama ve Siyasal İletişim, E-Ticaret, UMEM Projesi kapsamında meslek liselerinde bilişim ve girişimcilik, kamuda bilgi güvenliği ve bilişim suçları ile ilgili çeşitli seminer ve eğitimler verdi. Samsun Lojistik Merkezi ve ÇAYMER gibi AB projelerinde IT Uzmanı olarak çalıştı.
Siyasi hayatına fikir dünyasını oluşturan Türk Milliyetçiliği fikriyatının siyasi temsilcisi olan Milliyetçi Hareket Partisinde devam eden Kurt, 2014 yılında belediye başkan adayı oldu. 2019 yılında Milliyetçi Hareket Partisi'nde parti yöneticiliği görevi de yürüten Kurt, siyasi hayatına aktif olarak devam etmektedir.
Tarım, Kobilerde Teknoloji, Siyasal İletişim, Sosyal Medya ve Yatırım danışmanlıkları da yapan Kurt’un bu alanlarda yerel, yaygın ve internet medyasında yayımlanmış yazı ve makaleleri bulunmaktadır.
Dalış, doğa sporları ve fotoğrafçılık ile de amatör olarak ilgilenen Kurt, evli olup İngilizce bilmektedir.
Address: Samsun / Turkey
less
Related Authors
Astana Yayınları
Faculty of Political Sciences, Ankara University
Mehmet Ekici
Gazi University
Prof. Dr. Behçet Kemal YEŞİLBURSA
Uludag University
Burak Derdiyok
Bilkent University
Gökhan Çetinsaya
Istanbul 29 Mayis University
InterestsView All (35)
Uploads
Papers by Hüseyin Kurt
Bir gece yarısı, radyolardan gelen marşlarla uyandık ve ertesi sabah ülkemizin bambaşka bir döneme girdiğini anladık.
Aylarca süren siyasi istikrarsızlıklar, sokak çatışmaları ve ekonomik belirsizlikler, birçok kişi için belki de bu darbenin "kaçınılmaz" olduğunu düşündürebilir ama işin aslı öyle değil!
Samsun'un huzurlu sabahı, ABD’nin Samsun’da ki TUSLOG Radar Üssü'ndeki bir haberle sarsıldı.
Sarhoş dört ABD askeri, ulusal gururumuz Türk Bayrağı'nı gönderden indirip yırtarak ateşe vermişti.
Bu olay, basit bir adli vaka değil, Türk milletinin onuruna yapılan bir saldırıydı.
Osman Kara o zamanlar genç bir üniversite öğrencisiydi ve aynı zamanda iş hayatının ilk adımlarını atıyordu.
Asıl önemlisi, o dönemde Genç Ülkücüler Teşkilatı'nın Samsun Şubesi'nin kurucu başkanı olarak, toplumda aktif ve öncü bir rol üstlenmişti.
Haberin duyulmasıyla birlikte, Osman Kara ve arkadaşları derin bir öfke ve sorumluluk hissiyle harekete geçtiler.
Bugüne kadar Türkiye, terörle mücadele ederken bu mücadelenin ardında yatan büyük küresel güçleri göz ardı edemezdi. Bugün geldiğimiz noktada ise, ABD, AB ve İsrail’in terör örgütü PKK’yı tasfiye etme niyetinde oldukları görülüyor. Bu tasfiye operasyonu, sadece terörle sınırlı kalmayacak, çünkü hemen ardından sahneye Kürtçülük çıkacak.
Bugüne kadar Türkiye, terörle mücadele ederken bu mücadelenin ardında yatan büyük küresel güçleri göz ardı edemezdi. Bugün geldiğimiz noktada ise, ABD, AB ve İsrail’in terör örgütü PKK’yı tasfiye etme niyetinde oldukları görülüyor. Bu tasfiye operasyonu, sadece terörle sınırlı kalmayacak, çünkü hemen ardından sahneye Kürtçülük çıkacak.
PKK’nın bitirilmesi ile terör sahnesi kapansa bile bu, Türkiye’nin rahat bir nefes alması anlamına gelmiyor.
Kürtçülük ideolojisinin ve onun ardındaki küresel aktörlerin yaratmaya çalıştığı yeni senaryolar çok daha büyük bir tehdit olarak ortaya çıkabilir. Terör örgütü PKK’nın yıllardır uluslararası aktörler tarafından desteklenmesi, küresel planların bir parçası. Bu planların nihai amacı, Türkiye’nin doğusunda bir sözde “Kürt devleti” kurma hedefini gerçekleştirmektir. Bu niyet BOP denilen illet proje Büyük Ortadoğu Projesinde açıkça ifade edildiği gibi İsrail’de bu niyetini son dönemde aleni bir şekilde beyan etmiştir.
Osmanlı Devleti’nin son yılları…
İstanbul ve birçok stratejik bölge, I. Dünya Savaşı’nın ardından İtilaf Devletleri’nin işgali altında.
İşgal altındaki İstanbul’da, Sultan Vahdeddin uzlaşmacı bir politika izlerken, Anadolu’da Mustafa Kemal 1919’da Samsun’a çıkmış Kurtuluş Savaşı meşalesini yakmış.
Halk arasında bağımsızlık umudu her geçen gün daha da güçleniyor; İstanbul hükümeti ile Anadolu hareketi arasındaki uçurum ise giderek derinleşiyor.
Hilafet ve saltanatın gücü günden güne erirken, beklenmedik bir gelişme yaşanıyor.
Bu çalkantılı dönemde, Bektaşi tarikatına mensup bir asker olan Hamdi Paşa -nam-ı diğer Hamdi Zeza- ortaya çıkar.
Sultan Vahdeddin’e sadık, masonlardan ve sûfi çevrelerden destek gören bu gizemli şahıs, İstanbul’da padişah yanlısı bir örgüt kurar: Tarikat-ı Salahiyye. Hamdi Paşa, Osmanlı’nın çöküş döneminde Osmanlı Devleti’ni ve İslam dünyasını kurtaracak bir yapı oluşturmayı hedeflemektedir. Bunun için Osmanlı’nın manevi köklerine ve tasavvufi bir temele dayanan öğretilerle masonik sistemi sentezler.
Bir gece yarısı, radyolardan gelen marşlarla uyandık ve ertesi sabah ülkemizin bambaşka bir döneme girdiğini anladık.
Aylarca süren siyasi istikrarsızlıklar, sokak çatışmaları ve ekonomik belirsizlikler, birçok kişi için belki de bu darbenin "kaçınılmaz" olduğunu düşündürebilir ama işin aslı öyle değil!
Samsun'un huzurlu sabahı, ABD’nin Samsun’da ki TUSLOG Radar Üssü'ndeki bir haberle sarsıldı.
Sarhoş dört ABD askeri, ulusal gururumuz Türk Bayrağı'nı gönderden indirip yırtarak ateşe vermişti.
Bu olay, basit bir adli vaka değil, Türk milletinin onuruna yapılan bir saldırıydı.
Osman Kara o zamanlar genç bir üniversite öğrencisiydi ve aynı zamanda iş hayatının ilk adımlarını atıyordu.
Asıl önemlisi, o dönemde Genç Ülkücüler Teşkilatı'nın Samsun Şubesi'nin kurucu başkanı olarak, toplumda aktif ve öncü bir rol üstlenmişti.
Haberin duyulmasıyla birlikte, Osman Kara ve arkadaşları derin bir öfke ve sorumluluk hissiyle harekete geçtiler.
Bugüne kadar Türkiye, terörle mücadele ederken bu mücadelenin ardında yatan büyük küresel güçleri göz ardı edemezdi. Bugün geldiğimiz noktada ise, ABD, AB ve İsrail’in terör örgütü PKK’yı tasfiye etme niyetinde oldukları görülüyor. Bu tasfiye operasyonu, sadece terörle sınırlı kalmayacak, çünkü hemen ardından sahneye Kürtçülük çıkacak.
Bugüne kadar Türkiye, terörle mücadele ederken bu mücadelenin ardında yatan büyük küresel güçleri göz ardı edemezdi. Bugün geldiğimiz noktada ise, ABD, AB ve İsrail’in terör örgütü PKK’yı tasfiye etme niyetinde oldukları görülüyor. Bu tasfiye operasyonu, sadece terörle sınırlı kalmayacak, çünkü hemen ardından sahneye Kürtçülük çıkacak.
PKK’nın bitirilmesi ile terör sahnesi kapansa bile bu, Türkiye’nin rahat bir nefes alması anlamına gelmiyor.
Kürtçülük ideolojisinin ve onun ardındaki küresel aktörlerin yaratmaya çalıştığı yeni senaryolar çok daha büyük bir tehdit olarak ortaya çıkabilir. Terör örgütü PKK’nın yıllardır uluslararası aktörler tarafından desteklenmesi, küresel planların bir parçası. Bu planların nihai amacı, Türkiye’nin doğusunda bir sözde “Kürt devleti” kurma hedefini gerçekleştirmektir. Bu niyet BOP denilen illet proje Büyük Ortadoğu Projesinde açıkça ifade edildiği gibi İsrail’de bu niyetini son dönemde aleni bir şekilde beyan etmiştir.
Osmanlı Devleti’nin son yılları…
İstanbul ve birçok stratejik bölge, I. Dünya Savaşı’nın ardından İtilaf Devletleri’nin işgali altında.
İşgal altındaki İstanbul’da, Sultan Vahdeddin uzlaşmacı bir politika izlerken, Anadolu’da Mustafa Kemal 1919’da Samsun’a çıkmış Kurtuluş Savaşı meşalesini yakmış.
Halk arasında bağımsızlık umudu her geçen gün daha da güçleniyor; İstanbul hükümeti ile Anadolu hareketi arasındaki uçurum ise giderek derinleşiyor.
Hilafet ve saltanatın gücü günden güne erirken, beklenmedik bir gelişme yaşanıyor.
Bu çalkantılı dönemde, Bektaşi tarikatına mensup bir asker olan Hamdi Paşa -nam-ı diğer Hamdi Zeza- ortaya çıkar.
Sultan Vahdeddin’e sadık, masonlardan ve sûfi çevrelerden destek gören bu gizemli şahıs, İstanbul’da padişah yanlısı bir örgüt kurar: Tarikat-ı Salahiyye. Hamdi Paşa, Osmanlı’nın çöküş döneminde Osmanlı Devleti’ni ve İslam dünyasını kurtaracak bir yapı oluşturmayı hedeflemektedir. Bunun için Osmanlı’nın manevi köklerine ve tasavvufi bir temele dayanan öğretilerle masonik sistemi sentezler.
Kitapta ayrıca Samsun Yörüklerinin bağlı olduğu, boy, cemaat ve taifeler, göç yolları, Samsun’a gelmeden önceki yerleşik hayata geçme denemeleri, son yurtlarındaki Aydın Vilayeti, Eskişehir-Bilecik Yöresi, Balıkesir Yöresi ve Sakarya-Adapazarı bölgesi başta olmak üzere Ege, Akdeniz ve Çukurova’daki Yörük yerleşim alanlarında akrabalık ilişkileri de yer almaktadır.
Oğuz Boyu olan Yörüklere dair konargöçer yaşamlarından dolayı verilen “Yörük” adının çıkış noktası ile aslında aynı anlama gelen Yörük ve Türkmen tanımlarının değişik dönemlerde nasıl farklı anlamlarda kullanıldığına dair bilgiler kitapta yer almaktadır. Konargöçer yaşayan Yörüklerin göç, deve ve bozkır kültürü ile değişik dönemlerdeki iskân politikalarına değinen bu çalışma İslamiyet ile tanışma süreçlerinde din, inanış ve mezhep konuları ile Yörüklerde Seyyidlik konularını da işlemektedir.
Yörüklerin Orta Asya’da Mâverâünnehir ve Horasan bölgesi sonrası Anadolu’ya gelişleri ve dağılışları ile Şam’a gidiş hikâyeleri ve Karadeniz’deki yerleşim alanlarını da inceleyen bu çalışma Samsun’da yerleşik hayata geçen ve kitaba adını veren Karadeniz’in Son Konargöçerleri, Samsun Yörüklerini anlatmaktadır. Samsun Yörüklerinin geliş hikayeleri ve yurt edinerek yerleşik hayata geçtikleri Kızılırmak Deltasındaki Geleriç Bölgesini anlatan çalışma bölgeye dair de birçok ekolojik, tarihi, sosyolojik ve ekonomik bilgilerden de kısa kısa bilgiler vermektedir.
This book explores the nomadic lifestyle, which has been a fundamental way of life for Turks for thousands of years, focusing on the Oghuz Turks during their time in Central Asia, also known as Turkistan, when they were referred to as "Yörük." The historical journey of Yörüks, particularly their transition to settled life in the Black Sea Region, and the settlements and livelihoods of the Yörüks in Samsun, are examined in detail.
The book also delves into the clans, tribes, and factions affiliated with the Samsun Yörüks, their migration routes, and their attempts to transition to settled life before arriving in Samsun. It highlights their ancestral ties in regions like Aydın Province, Eskişehir-Bilecik, Balıkesir, and Sakarya-Adapazarı, as well as their connections to Yörük settlements in the Aegean, Mediterranean, and Çukurova regions.
Additionally, it addresses the origins of the term "Yörük," given to these nomadic people, and the evolving meanings of "Yörük" and "Turkmen" across different periods. The book discusses aspects of Yörük culture, such as migration, camels, and steppe life, as well as settlement policies in various historical periods. The influence of Islam, including religion, beliefs, sects, and the concept of Seyyid lineage among Yörüks, is also explored.
This study traces the migration of Yörüks from Central Asia, particularly the Mâverâünnehir and Khorasan regions, to Anatolia and their eventual settlement, including their journeys to the Levant and the Black Sea region. The work focuses on the Samsun Yörüks, who settled in the Kızılırmak Delta's Geleriç region. In addition to chronicling their migration and settlement stories, the book provides insights into the ecological, historical, sociological, and economic characteristics of the region.