Papers by Saffet Alp YILMAZ
Kardeş Kalemler Aylık Avrasya Edebiyat Dergisi, 2023
Macar Türkolog
Prof. Dr. Éva Csáki ile
Macarca Üzerine Röportaj…

BİLİM VE YAZI DİLİ OLARAK TÜRKÇE SEMPOZYUMU, 2022
Toplumların zaman içerisinde edindiği ve geliştirdiği düşünceleri, inançları, gelenek-görenekleri... more Toplumların zaman içerisinde edindiği ve geliştirdiği düşünceleri, inançları, gelenek-görenekleri, bilgi, beceri ve alışkanlarının bütünü o toplumun kültürünü oluşturmaktadır. Kültür, toplumların hayat biçimini şekillendirirken geliştirmekte ve yaşanılan coğrafyanın etkisiyle dili de bir üst safhaya taşımaktadır. Asıl olan kültürde aktarımdır ve aktarım gerçekleştirilirken dili kullanır ve dil de bu şekilde inkişaf etmektedir. Türklerin tarih sahnesine çıkışından itibaren etkili olan ve Türk yaşayış tarzını şekillendiren bozkır kültürü olmuştur. Bozkır, Türklerin hayat tarzını ve düşüncelerini büyük oranda etkilemiştir. Hatta günümüzde Türkler yerleşik hayatı benimsemiş olsalar dahi bozkır kültürünün dildeki yansımalarını görmek mümkündür. Bu çalışmada, sosyolinguistik değerlendirmeler ışığında Türk bozkır yaşamımın Türk dilindeki yadigarları üzerinde durulacaktır.
Türk Kültürü, 2022
Eski Uygur Türkçesi dönemi eserleri birçok açıdan, Türk dili hakkında eşsiz bilgilerin yer aldığı... more Eski Uygur Türkçesi dönemi eserleri birçok açıdan, Türk dili hakkında eşsiz bilgilerin yer aldığı bir dönem konumundadır. Eski Uygur Türkçesi dönemi eserlerinin katkı sağladığı alanlardan biri de hukuk alanıdır. Eski Türklerdeki hukuk alanı hakkında bilgilerimiz oldukça sınırlıdır. Ancak Eski Uygur Türkçesi sivil metinleri, İslamiyet öncesindeki Türk hukukuna dair çeşitli ipuçları içermektedir. Çalışmada, Eski Uygur Türkçesi metinlerinde geçen ve “itiraz, dava” anlamına gelen çam sözcüğünün nasıl hukuk terimi haline geldiği incelenmiştir. Ayrıca çam sözcüğünden meydana gelen çamlıg, çamsız gibi türemiş isimleri, çam çarım, çam kargaşa gibi ikilemeleri, çamla-, çamlat- gibi türemiş fiilleri, çam kıl-, çam çarım kıl- gibi fiil öbekleri ve çamladaçı, çamlaguçı gibi fiil halinden türeyen isim formları da ele alınmış ve hukuk terimi oluşturması açısından incelenmiştir.

21. Yüzyılda Türkçülüğün Güncel Meseleleri, 2022
19. yüzyılın ikinci yarısında başlayan ve 20. yüzyılın ilk yarısında altın çağını yaşayan Macar T... more 19. yüzyılın ikinci yarısında başlayan ve 20. yüzyılın ilk yarısında altın çağını yaşayan Macar Turancılık fikri büyük ölçüde yol kat etmiştir. Turancılık ideolojisi ilk başlarda Macarların kendi kimliklerini, eski tarihlerini arama ve doğudaki akrabalarını bulma düşüncesiyle doğmuştur. Macar Turancılığının doğuşunda ve yayılmasında bu tanımlama üzerinde durulmuştur: Turancılık veya Turan idealine göre Turan halkları kan veya kültürel akrabalık gibi çeşitli yönlerden birleştirmeyi hedefleyen entelektüel ve elit bir hareket olarak doğmuş ve ilerleme kaydetmiştir. Macar Turancılığı günümüze kadar farklı evrelerden geçerek gelmiştir. Turancılık her ne kadar Sovyet işgali sonrası sessizliğe gömülse de Sovyet sonrası gerek siyasal gerekse kültürel ve bilimsel çalışmalarla yeniden şekillenmeye başlamıştır. Araştırmamız günümüz Macar Turancılığını şekillendiren siyasî ve kültürel hareketler üzerinde durulacaktır.

KÖKLER YAY ÇEKEN KAVİMLERİN ŞAFAĞI Dil, Arkeoloji, Tarih, Antropoloji ve Etnografya Işığında Altay Halklarının Kökeni Hazırlayan SERGEN ÇİRKİN III. Cilt ANTROPOLOJİ ve ETNOGRAFYA, 2021
Türkler ve Moğollar tarihin başlangıcından bugüne bir arada yaşamıştır. Bu ortak yaşarlık Türk-Mo... more Türkler ve Moğollar tarihin başlangıcından bugüne bir arada yaşamıştır. Bu ortak yaşarlık Türk-Moğol devlet geleneğini ortaya çıkartmıştır. Bozkırda şekillenen devlet geleneği, hem Türklerin hem de Moğolların güçlü bir medeniyet kurmalarını sağlamıştır. Kök Türk dönemi, Türkler açısından ne kadar önemli ise Moğol tarih yazıcılığı açısından da o kadar önemlidir. Runik harfli Türkçe metinler, Türk-Moğol devlet geleneğinin gelişim sürecine yön vermiştir. Çalışmada runik harfli Türkçe metinler taranarak, Moğol devlet geleneğiyle
ortaklaşan terimlere yer verilmiştir. Bu kapsamda söz konusu metinlerde yer alan askerî ve siyasi terimler ile unvan niteleyicilerin Moğol devlet geleneğine yansımaları etimolojik sözlüklerden yola çıkılarak, günümüzdeki şekilleri ve anlam değişmeleri açısından ayrıntılı olarak işlenmiştir. Tanıklanan örneklere
göre terimler, “Askeri Terimler”, “Siyasi Terimler” ve “Unvan Niteleyiciler” olmak üzere üç başlığa ayrılmıştır. Başlıklar altında ilgili terimler alfabetik
olarak sıralanarak daha önceki çalışmalardaki bilgilerden de bahsedilmiştir.

100. YILINDA KÜLTÜR COĞRAFYAMIZDA İSTIKLAL MARŞI VE MEHMET AKIF ERSOY, 2022
In the national anthems, which were written during the Autonomous and Independent Turkic Repub... more In the national anthems, which were written during the Autonomous and Independent Turkic Republics’ struggles to be independent or semi-independent at different times, Turkic consciousness took place in different ways and meanings. The aim
of the research is to analyze the national anthems in the Turkic Republics within the
framework of the concept of Turkicness and to reveal how the images of Turkicness
are conceived. The research will be conducted in accordance with the qualitative case
study design. Qualitative content analysis method will be applied in the study. The
scope of the study consists of the national anthems of 6 independent states and 13
autonomous Turkic Republics. The study consists of two parts. In the first part of the
study, the conceptual framework of Turkicness will be discussed and its images will be
determined by making a literature review. In the second part, national anthems will be
examined in detail within the framework of the determined images.

Siyasi terimler ve askeri terimler, cok genis bir cografyaya hukmetmis devletler icin buyuk onem ... more Siyasi terimler ve askeri terimler, cok genis bir cografyaya hukmetmis devletler icin buyuk onem arz etmektedir. Tarihi bir gecmise sahip dunya devletlerinde, siyasi-askeri terimler yonetici-yonetilen arasindaki temel iliskiyi gostermektedir. Eski Turklerde genellikle devlet yapilanmasi siyasi ve askeri niteliktedir. Turklerin ilk yazili belgeleri olan Bengu Taslar, Turklerin siyasi ve askeri hayatinin ilk ornekleridir. Bu calismada, 8-10. yuzyillar arasi Eski Turkce runik metinlerde yer alan siyasi, askeri terimlerin ve unvan niteleyicilerinin Turk dilinde nasil gelistigi ve Ozbek Turkcesindeki izleri tespit edilmeye calisilmistir. Eski Turkce runik harfli metinlerdeki siyasi ve askeri terimlerin nasil ortaya ciktigini, hangi amac dogrultusunda kullanildigini ve tarihi surec icerisinde Ozbek Turkcesinde gecirdigi ses ve anlam olaylarini ortaya koymak amaclanmistir. Calismada eski Turk runik harfli metinler icerisinde II. Kok Turk Kaganligi ve Otuken Uygur Kaganligi doneminden ka...

ULUSLARARASI ANTİK ÇAĞ’DAN FETHE KIBRIS’TA TÜRKLER SEMPOZYUMU, 2021
Kıbrıs’ta Türkçenin ve Türklerin varlığı, adanın Osmanlı idaresine geçtiği dönemde başladığı bili... more Kıbrıs’ta Türkçenin ve Türklerin varlığı, adanın Osmanlı idaresine geçtiği dönemde başladığı bilinse de Osmanlı öncesinde de Türklerin adada uzun süre etkin rol oynadıkları görülmektedir. 1571 yılında adanın fethedilmesinin ardından Osmanlı iskân politikası neticesinde Anadolu’nun farklı bölgelerinden Türkler adaya yerleştirilmiştir. Bu politika sonucunda Anadolu’nun farklı bölgelerinden göçler sürekli olarak devam etmiştir. Günümüzde yapılan çalışmaların büyük çoğunluğu Osmanlı dönemi üzerine yapılmaktadır. Osmanlı öncesinde ise adada hem Hristiyan hem de Müslüman Türk asker gruplarının varlığı bilinmektedir. Osmanlı öncesi ve sonrası Türklerin birbirleri ile etkileşimi esnasında birçok geçiş olması muhtemeldir. Kıbrıs Türk ağızları ele alındığında ise hem ekler hem de ağızların özellikleri bakımından Anadolu ağızlarından farklılıklar gözlenmektedir. Bu farklılıklar, Kıbrıs Türk ağızlarında yer alan sözcük ve sözcük gruplarını, Eski Türkçe ve Türk Lehçeleri üzerinden değerlendirilerek ses ve anlam olayları bakımından ayrıntılı bir şekilde incelenecektir.
Türklük Bilime Genç Bakışlar
This article examines traditions, beliefs and their practical applicatio for the
transition perio... more This article examines traditions, beliefs and their practical applicatio for the
transition period such as “birth”, “marriage” and “death in Halach city of Lebap
province of Turkmenistan. In the research process, semi-structured interview
was employed as a data collection method. The research includes the systematical
analysis of the transitional rituals in Halach; the traditions and beliefs that
affect the social value judgments and life outlook during the formation and
implementation of these rituals. Although Lebap province of Turkmenistan hosts
many Turkic people, not many have been recorded in Halach compared to other
cities apart from Ersary Turkmens from the Salur tribes of Oghuz people. This is
important to reveal the transition period rituals of Ersary Turkmens.

DİL ARAŞTIRMALARI/Language Studies , 2020
Ali Şîr Nevâî adındaki Taşkent Devlet Özbek Dili ve
Edebiyatı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. ... more Ali Şîr Nevâî adındaki Taşkent Devlet Özbek Dili ve
Edebiyatı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zaynabidin Abdirashidov‘un “XX. Аср Бошларида Туркистон: Ижтимоий-Сиёсий Ва Интеллектуал Жараёнлар (Yirminci yüzyılın Başlarında Türkistan: Sosyo-Politik ve Entelektüel Süreçler)” adlı kitabı Sonçağ Akedemi yayınlarından çıkmıştır. Bilindiği gibi özellikle XIX. asrın ikinci yarısı ile XX. asrın ilk yarısında Türk urukları arasında bir uzaklaşmanın arttığını ve bu uzaklaşmanın önünü almaya yönelik de bir hareket başlamıştı. Bu hareketin başında, Kırımlı büyük mütefekkir İsmail Gaspıralı bulunuyordu. Onun “Dilde, fikirde, işte birlik” düsturu çerçevesinde yürüttüğü çalışmalar, Türkistan’da da yankı uyandırmış; neticesinde Münevver Kâri, Mahmud Hoca Beyhudî, Abdurauf Fırat ve Çolpan gibi aydınların faaliyetlerini de etkilemiştir. İşbu Prof. Dr. Zaynabidin Abdirashidov’un bu kitabı, hem doğurdan Gaspıralı İsmail hem de onun söz konusu hareketinin Türkistan coğrafyasındaki etkilerini incelediği, 2011-2018 yılları arasındaki bilimsel makalelerinden oluşmaktadır. Araştırmacı bu makalelerinde, 20. yüzyıl başındaki Türkistan’daki sosyo-politik ve entelektüel eğilimler yanında hem bunların oluşumlarının ana kaynaklarını hem de Türkistan toplumuna etkilerini ele almaktadır.
GÖKÇE YÜKSELEN PELER. DERBENDNĀME
Derbendnāme, İstanbul: Kesit Yayınları, 342 s., ISBN: 978-605-9... more GÖKÇE YÜKSELEN PELER. DERBENDNĀME
Derbendnāme, İstanbul: Kesit Yayınları, 342 s., ISBN: 978-605-9408-46-2
Şahsiyet: Üstad Metin -İnceleme-Şiirler-Sözlük-, KİTABEVİ, İstanbul, 303 s., ISBN: 978-605-4907-92-2
Book Reviews by Saffet Alp YILMAZ

EMİRDAĞ ARAŞTIRMALARI, 2023
Bilindiği üzere, II. Dünya Savaşı’nı takip eden yıllarda,
Avrupa’nın içine girmiş olduğu kalkınma... more Bilindiği üzere, II. Dünya Savaşı’nı takip eden yıllarda,
Avrupa’nın içine girmiş olduğu kalkınma süreci sebebiyle ihtiyaç
duyduğu dış işgücünün bir neticesi olarak Türkiye’den de Batı
Avrupa’ya sayısı yüz binleri bulan bir işçi göçü olmuştur. Her ne kadar
Türk işçilerin Avrupa’ya göçünü resmileştiren anlaşmaların ilki 1961
yılında Almanya ile yapılmışsa da işçi göçü bu tarihten önce
başlamıştır. İşte bu bağlamda, Belçika ile anlaşma 1964 yılında
yapılmış olmakla birlikte, Belçika’ya Türk göçü bu tarihin öncesinde
başlamıştır. Mesela bu çalışmanın konusunu teşkil eden
Emirdağlıların Belçika ile resmî anlaşma 1964 yılında yapılmış
olmasın rağmen 1957 yılında Belçika’ya göçmeye başladığı
görülmektedir. 1957 yılında başlayıp 1960’lı yıllarda yoğunlaşan bu
Emirdağlı göçü neticesinde, başta Brüksel Gent ve Anvers şehirleri
olmak üzere, Belçika’da günümüzde artık dört kuşak hâlinde yaşayan
bir Emirdağ kökenli nüfus oluşmuştur. Bu çalışma, dört kuşak hâlinde
yaşayan bu Emirdağlı nüfusun kuşakları arasında dil değişikliklerinin
meydana gelip gelmediğini tespit etmek için yapılmış bir ön
çalışmanın ürünüdür.
Türk Kültürü, 2022
Türk dünyası’nın ortak dil, folklor ve edebiyatı için büyük öneme sahip olduğu yadsınamaz bir ger... more Türk dünyası’nın ortak dil, folklor ve edebiyatı için büyük öneme sahip olduğu yadsınamaz bir gerçek olan Dede Korkut Kitabı bugüne kadar çeşitli yönleriyle incelenmiştir. Dede Korkut’la ilgili ilk ve öncü çalışmalar Batı’da başlamış; daha sonra gerek Türkiye’de gerekse başta Azerbaycan olmak üzere birçok Türk ülkesinde Dede Korkut araştırmaları dil, edebiyat ve folklor araştırıcılarının temel ilgi alanlarından birini teşkil etmiştir. Dede Korkut deyince aklımıza ilk gelen isimler arasında Kamal ABDULLA bulunmaktadır. Kamal ABDULLA’nın ünü sadece Türkiye ve Azerbaycan’la sınırlı değildir; çalışmaları birçok ülkede birçok dile çevrilmiştir.

Ali Şîr Nevâî adındaki Taşkent Devlet Özbek Dili ve
Edebiyatı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. ... more Ali Şîr Nevâî adındaki Taşkent Devlet Özbek Dili ve
Edebiyatı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zaynabidin Abdirashidov‘un “XX. Аср Бошларида Туркистон: Ижтимоий-Сиёсий Ва Интеллектуал Жараёнлар (Yirminci yüzyılın Başlarında Türkistan: Sosyo-Politik ve Entelektüel Süreçler)” adlı kitabı Sonçağ Akedemi yayınlarından çıkmıştır. Bilindiği gibi özellikle XIX. asrın ikinci yarısı ile XX. asrın ilk yarısında Türk urukları arasında bir uzaklaşmanın arttığını ve bu uzaklaşmanın önünü almaya yönelik de bir hareket başlamıştı. Bu hareketin başında, Kırımlı büyük mütefekkir İsmail Gaspıralı bulunuyordu. Onun “Dilde, fikirde, işte birlik” düsturu çerçevesinde yürüttüğü çalışmalar, Türkistan’da da yankı uyandırmış; neticesinde Münevver Kâri, Mahmud Hoca Beyhudî, Abdurauf Fırat ve Çolpan gibi aydınların faaliyetlerini de etkilemiştir. İşbu Prof. Dr. Zaynabidin Abdirashidov’un bu kitabı, hem doğurdan Gaspıralı İsmail hem de onun söz konusu hareketinin Türkistan coğrafyasındaki etkilerini incelediği, 2011-2018 yılları arasındaki bilimsel makalelerinden oluşmaktadır. Araştırmacı bu makalelerinde, 20. yüzyıl başındaki Türkistan’daki sosyo-politik ve entelektüel eğilimler yanında hem bunların oluşumlarının ana kaynaklarını hem de Türkistan toplumuna etkilerini ele almaktadır.
Bu kitap, “Şamanizm’in bir din mi, yoksa yalnızca bir
inanç sistemi mi?” tartışmalarına somut yan... more Bu kitap, “Şamanizm’in bir din mi, yoksa yalnızca bir
inanç sistemi mi?” tartışmalarına somut yanıtlar
sunuyor. Keza Avrupalı eski oryantalist görüşün
temsilcileri, Şamanizm’i din olarak değil; ilkel bir
vecd tekniği veya büyücülük olarak görme
eğilimindedirler. Çirkin’e göre ise Güney Sibirya
Şamanizm’i; mitolojik öyküleriyle, kurban
gelenekleriyle, kutlama törenleriyle, evrenin
yaradılışı ve gökcisimleri hakkındaki görüşleriyle
“ilkel bir büyücülük” olmaktan ziyade, gelişimini
büyük oranda tamamlamış bir “din”dir.
Uploads
Papers by Saffet Alp YILMAZ
ortaklaşan terimlere yer verilmiştir. Bu kapsamda söz konusu metinlerde yer alan askerî ve siyasi terimler ile unvan niteleyicilerin Moğol devlet geleneğine yansımaları etimolojik sözlüklerden yola çıkılarak, günümüzdeki şekilleri ve anlam değişmeleri açısından ayrıntılı olarak işlenmiştir. Tanıklanan örneklere
göre terimler, “Askeri Terimler”, “Siyasi Terimler” ve “Unvan Niteleyiciler” olmak üzere üç başlığa ayrılmıştır. Başlıklar altında ilgili terimler alfabetik
olarak sıralanarak daha önceki çalışmalardaki bilgilerden de bahsedilmiştir.
of the research is to analyze the national anthems in the Turkic Republics within the
framework of the concept of Turkicness and to reveal how the images of Turkicness
are conceived. The research will be conducted in accordance with the qualitative case
study design. Qualitative content analysis method will be applied in the study. The
scope of the study consists of the national anthems of 6 independent states and 13
autonomous Turkic Republics. The study consists of two parts. In the first part of the
study, the conceptual framework of Turkicness will be discussed and its images will be
determined by making a literature review. In the second part, national anthems will be
examined in detail within the framework of the determined images.
transition period such as “birth”, “marriage” and “death in Halach city of Lebap
province of Turkmenistan. In the research process, semi-structured interview
was employed as a data collection method. The research includes the systematical
analysis of the transitional rituals in Halach; the traditions and beliefs that
affect the social value judgments and life outlook during the formation and
implementation of these rituals. Although Lebap province of Turkmenistan hosts
many Turkic people, not many have been recorded in Halach compared to other
cities apart from Ersary Turkmens from the Salur tribes of Oghuz people. This is
important to reveal the transition period rituals of Ersary Turkmens.
Edebiyatı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zaynabidin Abdirashidov‘un “XX. Аср Бошларида Туркистон: Ижтимоий-Сиёсий Ва Интеллектуал Жараёнлар (Yirminci yüzyılın Başlarında Türkistan: Sosyo-Politik ve Entelektüel Süreçler)” adlı kitabı Sonçağ Akedemi yayınlarından çıkmıştır. Bilindiği gibi özellikle XIX. asrın ikinci yarısı ile XX. asrın ilk yarısında Türk urukları arasında bir uzaklaşmanın arttığını ve bu uzaklaşmanın önünü almaya yönelik de bir hareket başlamıştı. Bu hareketin başında, Kırımlı büyük mütefekkir İsmail Gaspıralı bulunuyordu. Onun “Dilde, fikirde, işte birlik” düsturu çerçevesinde yürüttüğü çalışmalar, Türkistan’da da yankı uyandırmış; neticesinde Münevver Kâri, Mahmud Hoca Beyhudî, Abdurauf Fırat ve Çolpan gibi aydınların faaliyetlerini de etkilemiştir. İşbu Prof. Dr. Zaynabidin Abdirashidov’un bu kitabı, hem doğurdan Gaspıralı İsmail hem de onun söz konusu hareketinin Türkistan coğrafyasındaki etkilerini incelediği, 2011-2018 yılları arasındaki bilimsel makalelerinden oluşmaktadır. Araştırmacı bu makalelerinde, 20. yüzyıl başındaki Türkistan’daki sosyo-politik ve entelektüel eğilimler yanında hem bunların oluşumlarının ana kaynaklarını hem de Türkistan toplumuna etkilerini ele almaktadır.
Derbendnāme, İstanbul: Kesit Yayınları, 342 s., ISBN: 978-605-9408-46-2
Book Reviews by Saffet Alp YILMAZ
Avrupa’nın içine girmiş olduğu kalkınma süreci sebebiyle ihtiyaç
duyduğu dış işgücünün bir neticesi olarak Türkiye’den de Batı
Avrupa’ya sayısı yüz binleri bulan bir işçi göçü olmuştur. Her ne kadar
Türk işçilerin Avrupa’ya göçünü resmileştiren anlaşmaların ilki 1961
yılında Almanya ile yapılmışsa da işçi göçü bu tarihten önce
başlamıştır. İşte bu bağlamda, Belçika ile anlaşma 1964 yılında
yapılmış olmakla birlikte, Belçika’ya Türk göçü bu tarihin öncesinde
başlamıştır. Mesela bu çalışmanın konusunu teşkil eden
Emirdağlıların Belçika ile resmî anlaşma 1964 yılında yapılmış
olmasın rağmen 1957 yılında Belçika’ya göçmeye başladığı
görülmektedir. 1957 yılında başlayıp 1960’lı yıllarda yoğunlaşan bu
Emirdağlı göçü neticesinde, başta Brüksel Gent ve Anvers şehirleri
olmak üzere, Belçika’da günümüzde artık dört kuşak hâlinde yaşayan
bir Emirdağ kökenli nüfus oluşmuştur. Bu çalışma, dört kuşak hâlinde
yaşayan bu Emirdağlı nüfusun kuşakları arasında dil değişikliklerinin
meydana gelip gelmediğini tespit etmek için yapılmış bir ön
çalışmanın ürünüdür.
Edebiyatı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zaynabidin Abdirashidov‘un “XX. Аср Бошларида Туркистон: Ижтимоий-Сиёсий Ва Интеллектуал Жараёнлар (Yirminci yüzyılın Başlarında Türkistan: Sosyo-Politik ve Entelektüel Süreçler)” adlı kitabı Sonçağ Akedemi yayınlarından çıkmıştır. Bilindiği gibi özellikle XIX. asrın ikinci yarısı ile XX. asrın ilk yarısında Türk urukları arasında bir uzaklaşmanın arttığını ve bu uzaklaşmanın önünü almaya yönelik de bir hareket başlamıştı. Bu hareketin başında, Kırımlı büyük mütefekkir İsmail Gaspıralı bulunuyordu. Onun “Dilde, fikirde, işte birlik” düsturu çerçevesinde yürüttüğü çalışmalar, Türkistan’da da yankı uyandırmış; neticesinde Münevver Kâri, Mahmud Hoca Beyhudî, Abdurauf Fırat ve Çolpan gibi aydınların faaliyetlerini de etkilemiştir. İşbu Prof. Dr. Zaynabidin Abdirashidov’un bu kitabı, hem doğurdan Gaspıralı İsmail hem de onun söz konusu hareketinin Türkistan coğrafyasındaki etkilerini incelediği, 2011-2018 yılları arasındaki bilimsel makalelerinden oluşmaktadır. Araştırmacı bu makalelerinde, 20. yüzyıl başındaki Türkistan’daki sosyo-politik ve entelektüel eğilimler yanında hem bunların oluşumlarının ana kaynaklarını hem de Türkistan toplumuna etkilerini ele almaktadır.
inanç sistemi mi?” tartışmalarına somut yanıtlar
sunuyor. Keza Avrupalı eski oryantalist görüşün
temsilcileri, Şamanizm’i din olarak değil; ilkel bir
vecd tekniği veya büyücülük olarak görme
eğilimindedirler. Çirkin’e göre ise Güney Sibirya
Şamanizm’i; mitolojik öyküleriyle, kurban
gelenekleriyle, kutlama törenleriyle, evrenin
yaradılışı ve gökcisimleri hakkındaki görüşleriyle
“ilkel bir büyücülük” olmaktan ziyade, gelişimini
büyük oranda tamamlamış bir “din”dir.
ortaklaşan terimlere yer verilmiştir. Bu kapsamda söz konusu metinlerde yer alan askerî ve siyasi terimler ile unvan niteleyicilerin Moğol devlet geleneğine yansımaları etimolojik sözlüklerden yola çıkılarak, günümüzdeki şekilleri ve anlam değişmeleri açısından ayrıntılı olarak işlenmiştir. Tanıklanan örneklere
göre terimler, “Askeri Terimler”, “Siyasi Terimler” ve “Unvan Niteleyiciler” olmak üzere üç başlığa ayrılmıştır. Başlıklar altında ilgili terimler alfabetik
olarak sıralanarak daha önceki çalışmalardaki bilgilerden de bahsedilmiştir.
of the research is to analyze the national anthems in the Turkic Republics within the
framework of the concept of Turkicness and to reveal how the images of Turkicness
are conceived. The research will be conducted in accordance with the qualitative case
study design. Qualitative content analysis method will be applied in the study. The
scope of the study consists of the national anthems of 6 independent states and 13
autonomous Turkic Republics. The study consists of two parts. In the first part of the
study, the conceptual framework of Turkicness will be discussed and its images will be
determined by making a literature review. In the second part, national anthems will be
examined in detail within the framework of the determined images.
transition period such as “birth”, “marriage” and “death in Halach city of Lebap
province of Turkmenistan. In the research process, semi-structured interview
was employed as a data collection method. The research includes the systematical
analysis of the transitional rituals in Halach; the traditions and beliefs that
affect the social value judgments and life outlook during the formation and
implementation of these rituals. Although Lebap province of Turkmenistan hosts
many Turkic people, not many have been recorded in Halach compared to other
cities apart from Ersary Turkmens from the Salur tribes of Oghuz people. This is
important to reveal the transition period rituals of Ersary Turkmens.
Edebiyatı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zaynabidin Abdirashidov‘un “XX. Аср Бошларида Туркистон: Ижтимоий-Сиёсий Ва Интеллектуал Жараёнлар (Yirminci yüzyılın Başlarında Türkistan: Sosyo-Politik ve Entelektüel Süreçler)” adlı kitabı Sonçağ Akedemi yayınlarından çıkmıştır. Bilindiği gibi özellikle XIX. asrın ikinci yarısı ile XX. asrın ilk yarısında Türk urukları arasında bir uzaklaşmanın arttığını ve bu uzaklaşmanın önünü almaya yönelik de bir hareket başlamıştı. Bu hareketin başında, Kırımlı büyük mütefekkir İsmail Gaspıralı bulunuyordu. Onun “Dilde, fikirde, işte birlik” düsturu çerçevesinde yürüttüğü çalışmalar, Türkistan’da da yankı uyandırmış; neticesinde Münevver Kâri, Mahmud Hoca Beyhudî, Abdurauf Fırat ve Çolpan gibi aydınların faaliyetlerini de etkilemiştir. İşbu Prof. Dr. Zaynabidin Abdirashidov’un bu kitabı, hem doğurdan Gaspıralı İsmail hem de onun söz konusu hareketinin Türkistan coğrafyasındaki etkilerini incelediği, 2011-2018 yılları arasındaki bilimsel makalelerinden oluşmaktadır. Araştırmacı bu makalelerinde, 20. yüzyıl başındaki Türkistan’daki sosyo-politik ve entelektüel eğilimler yanında hem bunların oluşumlarının ana kaynaklarını hem de Türkistan toplumuna etkilerini ele almaktadır.
Derbendnāme, İstanbul: Kesit Yayınları, 342 s., ISBN: 978-605-9408-46-2
Avrupa’nın içine girmiş olduğu kalkınma süreci sebebiyle ihtiyaç
duyduğu dış işgücünün bir neticesi olarak Türkiye’den de Batı
Avrupa’ya sayısı yüz binleri bulan bir işçi göçü olmuştur. Her ne kadar
Türk işçilerin Avrupa’ya göçünü resmileştiren anlaşmaların ilki 1961
yılında Almanya ile yapılmışsa da işçi göçü bu tarihten önce
başlamıştır. İşte bu bağlamda, Belçika ile anlaşma 1964 yılında
yapılmış olmakla birlikte, Belçika’ya Türk göçü bu tarihin öncesinde
başlamıştır. Mesela bu çalışmanın konusunu teşkil eden
Emirdağlıların Belçika ile resmî anlaşma 1964 yılında yapılmış
olmasın rağmen 1957 yılında Belçika’ya göçmeye başladığı
görülmektedir. 1957 yılında başlayıp 1960’lı yıllarda yoğunlaşan bu
Emirdağlı göçü neticesinde, başta Brüksel Gent ve Anvers şehirleri
olmak üzere, Belçika’da günümüzde artık dört kuşak hâlinde yaşayan
bir Emirdağ kökenli nüfus oluşmuştur. Bu çalışma, dört kuşak hâlinde
yaşayan bu Emirdağlı nüfusun kuşakları arasında dil değişikliklerinin
meydana gelip gelmediğini tespit etmek için yapılmış bir ön
çalışmanın ürünüdür.
Edebiyatı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zaynabidin Abdirashidov‘un “XX. Аср Бошларида Туркистон: Ижтимоий-Сиёсий Ва Интеллектуал Жараёнлар (Yirminci yüzyılın Başlarında Türkistan: Sosyo-Politik ve Entelektüel Süreçler)” adlı kitabı Sonçağ Akedemi yayınlarından çıkmıştır. Bilindiği gibi özellikle XIX. asrın ikinci yarısı ile XX. asrın ilk yarısında Türk urukları arasında bir uzaklaşmanın arttığını ve bu uzaklaşmanın önünü almaya yönelik de bir hareket başlamıştı. Bu hareketin başında, Kırımlı büyük mütefekkir İsmail Gaspıralı bulunuyordu. Onun “Dilde, fikirde, işte birlik” düsturu çerçevesinde yürüttüğü çalışmalar, Türkistan’da da yankı uyandırmış; neticesinde Münevver Kâri, Mahmud Hoca Beyhudî, Abdurauf Fırat ve Çolpan gibi aydınların faaliyetlerini de etkilemiştir. İşbu Prof. Dr. Zaynabidin Abdirashidov’un bu kitabı, hem doğurdan Gaspıralı İsmail hem de onun söz konusu hareketinin Türkistan coğrafyasındaki etkilerini incelediği, 2011-2018 yılları arasındaki bilimsel makalelerinden oluşmaktadır. Araştırmacı bu makalelerinde, 20. yüzyıl başındaki Türkistan’daki sosyo-politik ve entelektüel eğilimler yanında hem bunların oluşumlarının ana kaynaklarını hem de Türkistan toplumuna etkilerini ele almaktadır.
inanç sistemi mi?” tartışmalarına somut yanıtlar
sunuyor. Keza Avrupalı eski oryantalist görüşün
temsilcileri, Şamanizm’i din olarak değil; ilkel bir
vecd tekniği veya büyücülük olarak görme
eğilimindedirler. Çirkin’e göre ise Güney Sibirya
Şamanizm’i; mitolojik öyküleriyle, kurban
gelenekleriyle, kutlama törenleriyle, evrenin
yaradılışı ve gökcisimleri hakkındaki görüşleriyle
“ilkel bir büyücülük” olmaktan ziyade, gelişimini
büyük oranda tamamlamış bir “din”dir.
Keywords: Military terms, Political terms, Runic texts, Kazakh Turkic.
izlerini taşımaktadır. Barındırdığı kültürel öğelerle birlikte oldukça güçlü söz varlığına sahiptir. Bu çalışmada Türkmen Türkçesinde yer alan hayvan yavru adları incelenecek yeri geldiğinde Azerbaycan Türkçesindeki
durumlarıyla karşılaştırılacaktır.