
Serdar YILMAZ
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ LİSANS ✓
ANADOLU ÜNİVERSİTESİ SOSYOLOJİ BÖLÜMÜ LİSANS ✓
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ KAMU HUKUKU YÜKSEK LİSANS ✓
ÇANKIRI KARATEKİN ÜNİVERSİTESİ SNAT TASARIM VE MİMARLIK FAKÜLTESİ SİNEMA TV BÖLÜMÜ LİSANS
ÇANKIRI KARATEKİN ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ LİSANS
ÇANKIRI KARATEKİN ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR ENSTİTÜSÜ SANAT VE TASARIM BÖLÜMÜ YÜKSEK LİSANS
MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ SANAT TARİHİ BÖLÜMÜ LİSANS
Supervisors: Advisor
Address: https://orcid.org/0000-0003-0718-4255
ANADOLU ÜNİVERSİTESİ SOSYOLOJİ BÖLÜMÜ LİSANS ✓
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ KAMU HUKUKU YÜKSEK LİSANS ✓
ÇANKIRI KARATEKİN ÜNİVERSİTESİ SNAT TASARIM VE MİMARLIK FAKÜLTESİ SİNEMA TV BÖLÜMÜ LİSANS
ÇANKIRI KARATEKİN ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ LİSANS
ÇANKIRI KARATEKİN ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR ENSTİTÜSÜ SANAT VE TASARIM BÖLÜMÜ YÜKSEK LİSANS
MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ SANAT TARİHİ BÖLÜMÜ LİSANS
Supervisors: Advisor
Address: https://orcid.org/0000-0003-0718-4255
less
Related Authors
Hakan Aytekin
Maltepe University
Elçin As
Ege University
Farnaz SaraniAzar
Ankara Hacı Bayram Veli University
Şehriban Toptaş
Marmara University
çağrı yılmaz
ORDU UNIVERSITY
Nursen Aydın
Anadolu Universitesi
Reyhan Tutumlu
Sabancı University
Uploads
Papers by Serdar YILMAZ
Netice olarak sinemanın doğumunun teknoloji ile vuku bulması aslında onu teknolojinin çocuğu haline getirmekte ve idamesini de teknolojiye bağımlı ve zorunlu kılmaktadır. Sesin de sinema içerisinde olmasının normalliği ve doğallığı (sesin, görüntü ile anlatma sanatı olma vasfını yitirmesine izin vermeksizin ve görüntüyü tamamlayan vasfı ile) kaçınılmazdır
Senaryo yazımında ortaya çıkan bazı yapı modelleri sayesinde senaryo yazımı gelişmiştir. Farklı anlatı modelleri bulunsa da klasik (ana akım) anlatıya sahip filmler için ileri sürülen senaryo modelleri sinemada hakimiyetlerini sürdürmektedirler.
Ana akım film yapısına sahip olan “Büyük Budapeşte Oteli” filmi örneklem olarak seçilmiştir. Betimsel analiz, ele alınan yapı modelleri çerçevesinde film izlenerek ve senaryo dökümü yapılarak gerçekleştirilmiştir. “Büyük Budapeşte Oteli” film senaryosunun yapı modelleri ile ne kadar uyuştuğu ve ana akım anlatı yapısı özelliklerini bu manada ne ölçüde taşıdığının belirlenmesi amaçlanmıştır.
Bu çalışma kapsamında senaryo kuramcıları olan Syd Field, Robert Mc Kee, Linda Seger, John Truby,, Edward Mabley, Cristopher Vogler ve Joseph Campbell’in senaryo yapı modelleri ele alınmış olup, bu bilgiler doğrultusunda öncelikle yapı modellerinin genel özellikleri ile klasik senaryo kurgusunun özellikleri değerlendirilmiş ve “Büyük Budapeşte Oteli” film senaryosunun sahne dökümü yapılmış, sonrasında ise film senaryosu bu yapı modelleri bağlamında ele alınarak incelenmiştir.
Bellek, öğrenme, motivasyon, algı, rüyalar ve irrasyonel davranışlar gibi insan doğası hakkında bugün sorulan sorular, yüzyıllar önce sorulan sorularla aynı türdendir. Bu durum psikoloji alanında geçmiş ile şimdi arasında kopmaz bir sürekliliğin varolduğunu göstergesidir.
Öncelikle içindekiler kısmı olduğu şekli ile alınmış ve daha sonraki aşamada buradaki sıraya riayet edilerek gerçekleştirilen okumalar ile kitabın özeti sunulmuştur.
Kitabın kapsamı ve kullandığı dildeki farklılıklar nedeni ile oluşabilecek farklı anlaşılmaları engellemek maksadı ile titiz bir okuma gerçekleştirilmeye gayret edilmiştir.
Transmedya projeleri sonrasında izleyicilerin sinema salonlarında ekran karşısına geçip salt izleme eylemini gerçekleştirmediği, aynı zamanda verilen gizemleri ve aralarındaki bağlantıları kurmak için göreve davet edilerek ona aktif vazifeler verildiği ve sürece dahil edildiği görülmektedir.
https://orcid.org/0000-0003-0718-4255
Kitap genel olarak yeni medya araçlarını Marxist yaklaşım kapsamında ele alarak eleştirilerde bulunmuş ama çıkış yolları ve alternatiflerde sunarak yapıcı yaklaşımlarda bulunmuştur. Bulduğu her fırsatta kapitalizm sistemini yerden yere vurmuş ise de belli yönleri için kapitalizmden kurtulmak için yine ona veya kurumlarına ihtiyaç olduğunu da itiraf etmeden yapamamıştır.
30 Ekim 2020 tarihinde İzmir’i etkileye deprem afeti neticesi oluşan durum, bakımından deprem afeti meydana gelmeden önceki, meydana geldiği sıradaki ve sonrası durumu afet konusu ve ilgili kavramlar bağlamında ele alındığı takdirde deprem afetinin hem maddi hem de manevi olarak insan hayatına etkileri değerlendirilebilmiş olacaktır.
Bu bakımdan afetlerin genel özellikleri, psikososyal etkileri, çocuklar ve büyükleri etkileme biçimleri, afetler ile meydana gelen toplumsal ve bireysel değişimler deprem afeti özelinden ve depremi bizzat yaşayan biri gözünden değerlendirilmeye çalışılacaktır.
Derin Ekoloji ve Çevresel Adalet Kavramları ile Aralarındaki İlişkiler
Çevre Sosyolojisinin Erken Ve Son Dönem Temaları Üzerine Değerlendirmeler
Afet ve Çevre arasındaki bağlantı bağlamında Afet ve Afet Riski Yönetimleri
Netice olarak sinemanın doğumunun teknoloji ile vuku bulması aslında onu teknolojinin çocuğu haline getirmekte ve idamesini de teknolojiye bağımlı ve zorunlu kılmaktadır. Sesin de sinema içerisinde olmasının normalliği ve doğallığı (sesin, görüntü ile anlatma sanatı olma vasfını yitirmesine izin vermeksizin ve görüntüyü tamamlayan vasfı ile) kaçınılmazdır
Senaryo yazımında ortaya çıkan bazı yapı modelleri sayesinde senaryo yazımı gelişmiştir. Farklı anlatı modelleri bulunsa da klasik (ana akım) anlatıya sahip filmler için ileri sürülen senaryo modelleri sinemada hakimiyetlerini sürdürmektedirler.
Ana akım film yapısına sahip olan “Büyük Budapeşte Oteli” filmi örneklem olarak seçilmiştir. Betimsel analiz, ele alınan yapı modelleri çerçevesinde film izlenerek ve senaryo dökümü yapılarak gerçekleştirilmiştir. “Büyük Budapeşte Oteli” film senaryosunun yapı modelleri ile ne kadar uyuştuğu ve ana akım anlatı yapısı özelliklerini bu manada ne ölçüde taşıdığının belirlenmesi amaçlanmıştır.
Bu çalışma kapsamında senaryo kuramcıları olan Syd Field, Robert Mc Kee, Linda Seger, John Truby,, Edward Mabley, Cristopher Vogler ve Joseph Campbell’in senaryo yapı modelleri ele alınmış olup, bu bilgiler doğrultusunda öncelikle yapı modellerinin genel özellikleri ile klasik senaryo kurgusunun özellikleri değerlendirilmiş ve “Büyük Budapeşte Oteli” film senaryosunun sahne dökümü yapılmış, sonrasında ise film senaryosu bu yapı modelleri bağlamında ele alınarak incelenmiştir.
Bellek, öğrenme, motivasyon, algı, rüyalar ve irrasyonel davranışlar gibi insan doğası hakkında bugün sorulan sorular, yüzyıllar önce sorulan sorularla aynı türdendir. Bu durum psikoloji alanında geçmiş ile şimdi arasında kopmaz bir sürekliliğin varolduğunu göstergesidir.
Öncelikle içindekiler kısmı olduğu şekli ile alınmış ve daha sonraki aşamada buradaki sıraya riayet edilerek gerçekleştirilen okumalar ile kitabın özeti sunulmuştur.
Kitabın kapsamı ve kullandığı dildeki farklılıklar nedeni ile oluşabilecek farklı anlaşılmaları engellemek maksadı ile titiz bir okuma gerçekleştirilmeye gayret edilmiştir.
Transmedya projeleri sonrasında izleyicilerin sinema salonlarında ekran karşısına geçip salt izleme eylemini gerçekleştirmediği, aynı zamanda verilen gizemleri ve aralarındaki bağlantıları kurmak için göreve davet edilerek ona aktif vazifeler verildiği ve sürece dahil edildiği görülmektedir.
https://orcid.org/0000-0003-0718-4255
Kitap genel olarak yeni medya araçlarını Marxist yaklaşım kapsamında ele alarak eleştirilerde bulunmuş ama çıkış yolları ve alternatiflerde sunarak yapıcı yaklaşımlarda bulunmuştur. Bulduğu her fırsatta kapitalizm sistemini yerden yere vurmuş ise de belli yönleri için kapitalizmden kurtulmak için yine ona veya kurumlarına ihtiyaç olduğunu da itiraf etmeden yapamamıştır.
30 Ekim 2020 tarihinde İzmir’i etkileye deprem afeti neticesi oluşan durum, bakımından deprem afeti meydana gelmeden önceki, meydana geldiği sıradaki ve sonrası durumu afet konusu ve ilgili kavramlar bağlamında ele alındığı takdirde deprem afetinin hem maddi hem de manevi olarak insan hayatına etkileri değerlendirilebilmiş olacaktır.
Bu bakımdan afetlerin genel özellikleri, psikososyal etkileri, çocuklar ve büyükleri etkileme biçimleri, afetler ile meydana gelen toplumsal ve bireysel değişimler deprem afeti özelinden ve depremi bizzat yaşayan biri gözünden değerlendirilmeye çalışılacaktır.
Derin Ekoloji ve Çevresel Adalet Kavramları ile Aralarındaki İlişkiler
Çevre Sosyolojisinin Erken Ve Son Dönem Temaları Üzerine Değerlendirmeler
Afet ve Çevre arasındaki bağlantı bağlamında Afet ve Afet Riski Yönetimleri
Günümüzden bir bakışla, televizyon ve medyanın inanılmaz yükselişinin ipuçlarını da şaşırtıcı bir ustalıkla vermiştir
Bu türde aslında uzmanlaşma biraz kapalı kutu içerisinde gerçekleşir. Profesyonel fotoğrafçıların bu türe dâhil olmaları gerek hukuk alanındaki katı bürokrasi gerekse tıbbı alandaki engeller nedeni ile pek mümkün olamamaktadır. Her ne kadar durum bu olsa da, meydana gelen ölüm doğal olmayan (şüpheli) bir ölüm ise bu durumda gerçek ölüm nedenine ulaşmak için gerekli otopsi işlemi sırasında en önemli hususların başında ölenin vücudundaki ölüme neden olabileceği değerlendirilen belirtilerin fotoğraflarla kayıt altına alınması yer alır.
Ölüm nedeninin tespiti açısından büyük öneme sahip olan bu işlem otopsi fotoğrafçılığını da çok önemli kılmaktadır.
Ölünün üzerinde yapılan inceleme işlemi asıl tıbbı bir eylem iken ancak hukuksal müdahalesi ile bu eylem adını otopsi olarak değiştirmekte, tağyire uğramamış bu sıfatı tam olarak ancak bu hali ile haiz olmaktadır. Bu bakımdan otopsi fotoğrafçılığı hukuki yönü ağır basan ama tıbbi açıdan da göz ardı edilmesi mümkün olmayan bir alan olarak ortaya çıkmaktadır.
Bu hususla ilgili öncelikle otopsi ve otopsi tarihi, adli fotoğrafçılık, tıbbi fotoğrafçılık ve sonrasında temel fotoğrafçılık ile ilgili temel ve gerektiği kadar kavramları ele alıp açıklamalar yapmak gerekmektedir. Burada olay yeri fotoğrafçılığı, adli fotoğrafçılık içinde kendine yer bulur iken otopsi fotoğrafçılığı kendine tıbbi fotoğrafçılık ile adli fotoğrafçılığının ortak kümesinin ana elemanı olarak yer bulmaktadır.
Abstract
AUTOPSY PHOTOGRAPHY AS A SPECIFIC AREA
Photography is a branch of art and uses in many different areas, in some cases, it may also emerge with its requisite feature. In this respect, autopsy photography is an essential partner of the interaction between medicine and law, the photo; undoubtedly, it is an area in which compulsory use is required. Although this is not a well-known area of photography, it is a branch that requires a lot of precision therefore additional study to gain expertise is needed.
In this genre, specialization takes place somewhat secretively. It is not possible for professional photographers to be employed as an autopsy photographer due to the strict bureaucracy in the law and the barriers in the medical field. However, if the death that occurred is unnatural (suspicious), then the most important issues during the autopsy process required to reach the real cause of death are the photographs of the symptoms or wounds that are thought to cause death on the body of the deceased.
This procedure, which is of great importance in terms of determining the cause of death, also makes autopsy photography very important. The investigation performed on the dead is an actual medical act, only with its legal intervention, this action changes its name to the autopsy, this attribute, which has not been subjected, is fully acquired only in this state. In this regard, autopsy photography emerges as an area that outweighs the legal aspect but cannot be neglected from a medical point of view.
First of all, it is necessary to explain the basic and necessary concepts related to autopsy and autopsy history, forensic photography, medical photography and then basic photography. While crime scene photography finds its place in forensic photography, autopsy photography takes place as the main element of the common set of medical photography and forensic photography.
Çalışmada öncelikle ilk bölümde yer alan bazı denemeler özetlenecek olup daha sonra ise ikinci bölüm Barthes’in göstergebilim anlayışı bağlamında özetlenerek değerlendirilmeye çalışılacaktır.
Uğur İçbak’ın, bir çoğu sinemamız için kilometre taşı sayılabilecek 16 uzun metrajlı filmi, çok sayıda reklam filmi ve klip çalışması vardır. Daha öğrenci iken çalıştığı uzun metrajlı filmlerle, En iyi görüntü dalında 2 Altın Portakal ödülü almıştır. Ayrıca yine görüntü dalında: “Siyad (Sinema Yazarları Derneği)” ve “Yesilçam Odülleri”nde ödül almıştır. 2015 yılında “Tüm zamanların en iyi on görüntü yönetmeni”nden birisi seçilmiştir. Son olarak, 2018 yılında İzmir Artemis Uluslararası Film Festivalinde “Yol Ayrımı” filmi ile en iyi görüntü yönetmeni seçilmiştir.
Uğur İçbak, düzenli olarak Türsak Vakfının kurs programlarında, eğitmen olarak yer almakta ve ‘Aydınlatma teknikleri’ üzerine uygulamalı dersler vermektedir. Ayrıca çeşitli Üniversitelerin Sinema Televizyon bölümlerinde ve sinema kurslarında Workshop’lar düzenlemektedir.
Her iki yönetmen de romana birebir sadık kalmamış kendi kişisel bakış açıları ve politik görüşlerini yansıtmışlardır. Yalnız burada bir fark vardır. Erksan’da bu daha çok romanda fazlalık olarak gördüğü şeyleri koymaktan çekindiği ve tamamen mülkiyet sorununa yoğunlaştığı ve bu şekli ile filmi temasından uzaklaştıracak ayrıntılardan kaçındığı gözükmektedir. Gören ise Erksan’dan farklı olarak ideolojik mesajlarını güçlendirecek bazı sahneleri ve romanda olmayan simgeleri kullanmıştır.
Kendilerini sosyalist olarak tanımlayan iki yönetmenin aynı romandan sinemaya uyarladıkları filmlerin karşılaştırmalı bir çözümleme ve okuması, Türkiye’de sol geleneğe dair önemli sosyolojik veriler sumaktadır.
Filme büyük ideolojik anlamlar yüklemeye çalışan Gören, sanatsal kaygıda çok politik düşüncelerini öne çıkaran bir yapı ortaya koymuştur. Erksan sosyalist kimliğine rağmen Gören’in aksine ideolojik göndermelerden kaçınarak, filminde tamamen evrensel bir tema üzerine yoğunlaşmıştır.