Papers by Nilgun Coskun

SINIRLAR, ZİRVELER VE DİRHELER: ŞIRNAK-ULUDERE YÜZEY ARAŞTIRMASI, 2024
As part of the Mountainous Şırnak Survey Project, studies were also carried out in the Uludere Di... more As part of the Mountainous Şırnak Survey Project, studies were also carried out in the Uludere District. This district starts from the east of the Hezil Stream, which divides Şırnak into two administratively and topographically units, and forms a large part of the Turkey-Northern Iraq border. The district is surrounded by high mountains such as Kel Mehmet and Tanintanin. The altitude is about 1000 m on the slopes of Hezil and gradually increases towards the east and reaches 3200 m. Mountain passages on the high plateaus of this mountainous region are used especially in summer. Originating from this zone, the streams of Hezil, Ortasu and Lesser Habur and eventually merge with Tigris, the most powerful water reserves in the district. The Ortasu is one of the rivers flowing in an east-west direction in Uludere as well as the entire mountainous Şırnak region. River valleys are the primary road networks during periods of heavy snowfall. Nearly forty dirhes, five settlements and a fortress were identified during the surveys in Uludere. Dirhes are large tower-like structures, mostly built of raw stones, with a quadrangular plan and at least two storeys. The Uludere dirhes are located on river valleys on the south-western slopes of Altındağlar, the southern slopes of Tanintanin and the south-eastern slopes of Kel Mehmet Mountains. These structures continue into the mountainous terrain of Northern Iraq. The architectural features and the pottery of dirhes are completely consistent with those identified in Beytüşşebap.
e-mail adresine gönderilmesi gerekmektedir. Yayın kurallarına uymayan ve geç gönderilen bildirile... more e-mail adresine gönderilmesi gerekmektedir. Yayın kurallarına uymayan ve geç gönderilen bildiriler kesinlikle yayınlanmayacaktır.

Göndereceğiniz bildiri metinlerinin aşağıda belirtilen kurallara uygun olarak gönderilmesi, kitab... more Göndereceğiniz bildiri metinlerinin aşağıda belirtilen kurallara uygun olarak gönderilmesi, kitabın zamanında basımı ve kaliteli bir yayın hazırlanması açısından önem taşımaktadır. Bildirilerin yazımında kitaptaki sayfa düzeni esas alınarak; * Yazılar A4 kağıda, üstten 5.5cm. alttan 5cm. soldan 4.5cm. sağdan 3cm.lik bir boşluk bırakılarak, 10 punto ile, bir satır aralığı olacak şekilde, Times New Roman fontu ile en fazla 10 sayfa yazılmalı, * Başlık 14 punto, büyük harf ve bold olacak şekilde yazılmalı, * Bildiri sahiplerinin isimleri başlığın altında, sağ üstte yer almalı, alt alta sıralanmalı ve unvan kullanılmamalı, dipnotta unvan, adı soyadı, bağlı olduğu kurum, şehir, ülke ve e-mail adresi mutlaka yazılmalıdır. * Metinde ana başlıklar büyük harflerle ve italik, alt başlıklar, baş harfleri büyük ve italik olarak yazılmalı, * Metin içinde geçen yabancı sözcük ve terimler, örneğin "in-situ" italik olarak yazılmalı, * Metin içinde Milattan Önce gibi çok alışılagelmiş kısaltmalar dışında kısaltma kullanılmamalı, Milattan Önce ve sonra kısaltması: M.Ö., M.S. Erken Tunç Çağı: ETÇ olarak kullanılmalıdır. * Bölge adlarının ilk harfleri, aynı şekilde yer, coğrafya ve kurum adlarının ilk harfleri büyük yazılmalıdır. Örneğin: Doğu Anadolu, Yakın Doğu, Avrupa, Akdeniz Bölgesi, Dicle Nehri, Ankara Üniversitesi, Türk Tarih Kurumu gibi. * Ölçü ve ağırlıklar m. cm. mm. lt. gr. şeklinde yazılmalı, * Dipnotlar metnin altında ve metin içinde numaraları belirtilerek, 8 puntoda yazılmalı, * Dipnot ve kaynakçada (bibliyografya) kitap ve dergi isimleri italik yazılmalı, * Harita, çizim ve resimler 15 adetten fazla olmamalı, fotoğraflar JPG veya TlFF olarak gönderilmeli, gönderilen resimlerin çözünürlüğünün en az 300 pixel/ınch olmalı, * Çizimlere (Çizim: 1 ), resimlere (Resim: 1 ), haritalara (Harita: 1 ) olarak alt yazı yazılmalı ve kesinlikle levha sistemi kullanılmamalı, * Yayım için telif anlaşması gerektiren Googleearth gibi görseller kullanılmamalı, Yayınlanacak bildiri sayışının artması, kitapların zamanında basımını güçleştirdiğinden, bildirilerinizin sempozyum sırasında teslim edilmesi ya da en geç 1 Ağustos tarihine kadar,

Belleten, 2019
Keban Projesi kapsamında Elazığ Ağın'da 1968 ve 1972 yılları arasında Prof. Dr. Ümit Serdaroğ... more Keban Projesi kapsamında Elazığ Ağın'da 1968 ve 1972 yılları arasında Prof. Dr. Ümit Serdaroğlu başkanlığında Hoşrik Mevki, Kalecikler Höyüğü, Kilise Yazısı ve Kalaycık Höyüğü'nde kazılar yapılmıştır. Bu çalışmada Kalaycık Höyüğü çanak çömleklerinin ilk tanıtım ve değerlendirmesi sunulmaktadır. Elazığ'ın batısındaki Ağın, kuzeyde Kemaliye (Eğin) ile Erzincan Ovası'na, batıda da Arapkir yolu ile Malatya Ovası'na açılan önemli bir alandır. Keban Barajı'nın yapımından önce Karasu ile Murat nehirleri Ağın'da birleşip Fırat'ı oluşturmaktaydı. Keban Baraj Gölü alanının doğusundaki verimli Altınova Bölgesi, büyük boyutlu ve merkez karakterli höyükleri ile diğer alanlara göre daha yoğun araştırmalara sahne olmuştur. Bununla birlikte Elazığ Havzası'nın batıya açılan Ağın çevresinde daha sınırlı ölçüde çalışmalar yapılmıştır. Keban Baraj Gölü'nün dolmasından önce Karasu'nun doğu kıyısında yer alan Kalaycık, Kalkolitik Dönem'den İslami Dönem'...

Arkeoloji ve Sanat, 2020
Arkeoloji Sanat Yay. Tur. San. Tic. Ltd. Şti. adına Sahi bi ve ya yın yö net me ni M. Ne zih Başg... more Arkeoloji Sanat Yay. Tur. San. Tic. Ltd. Şti. adına Sahi bi ve ya yın yö net me ni M. Ne zih Başge len So rum lu ya zıiş le ri mü dü rü M. Ne zih Başge len İda ri yöne tim Se ma Baş gelen Editör M. Ne zih Başge len Editör yardımcısı Özgür Yılmaz Uygulama Ser dar Kıran Arkeoloji ve Sanat Dergisi, TÜBİTAK ULAKBİM tarafından taranan ha kem li bir der gidir. Ya yım la nan ya zı lar da ki her türlü gö rüş ve dü şün ce lerin, bilimsel değerlendirmeler ve eleştirilerin yasal sorumluluğu ya za rla rı na ait tir. Ar ke olo ji ve Sa nat Dergisi/Yayınları bun lar dan herhangi bir so rum lu luk ka bul et mez. Ya zı ve her tür lü gör sel mal ze me nin her türlü ya yın hak kı sak lı dır. Ya yı ne vi nin ya zı lı iz ni ol mak sı zın elekt ro nik, me ka nik, fo to ko pi ve ben ze ri araç lar la ya da di ğer kay de di ci ci haz lar la kop ya la na maz, ak ta rı la maz ve ço ğal tı la maz. Yö ne tim ye ri ve ya zış ma ad re si Hay ri ye Cad. Cezayir Sok. Mateo Mratoviç Apt. No: 5/2 Be yoğ lu-İs tan bul Tel.: (0 212) 293 03 78 (pbx) Faks: (0 212) 245 68 77 İstanbul sa tış ma ğa za sı ArkeoPera Kitabevi Ye ni çar şı Cad. No: 66/A 34433 Ga la ta sa ray-Beyoğlu-İs tan bul Tel.: (0 212) 249 92 26 Makale yazım ve yayımlama ilkeleri web sayfamızda yer almaktadır. www.ar ke olo ji sa

Anatolica XLV, 2020
Systematical archaeological researches conducted since 2017 in Southeast Turkey, Şırnak mountaino... more Systematical archaeological researches conducted since 2017 in Southeast Turkey, Şırnak mountainous region, have made a major contribution for the archaeological background of the region. In this article, we present the conclusions of the research during 2017-2018. Tower shaped architectural remains which seem to belong to distinctive customs for the area and other related remains have been examined. As a result of the survey carried out through the high altituted area between Gabar Mountain, which is surrounded by Tigris in west and east; and Kato Mountains on Şırnak border, 52 dirhes, 2 fortresses, 4 chamber tombs, 2 quarries, 3 settlements on hills which date to a single period have been determined. Tower shaped buildings that are stasistically prominent and purposely located on crucial points of deep valleys are called as dirhe by locals. The results of the survey put forth that the dirhes are not randomly positioned but they are on a certain route and organised in a way that the towers were able to see each other. The dirhes look like an element of an advanced communication and defense system, yet they do not provide sufficient data or material for an exact dating. In consideration of Urartian and Assyrian written sources and the present archaeological data, it is presumed that the dirhes are related to the political organisation of Iron Age. On the other hand, during the survey on this mountainous region, no archaeological material or data related to Urartians to the north, nor Assyrians to the south has been determined.

Özet: Van Gölü Havzası ile Kuzey Mezopotamya arasındaki yüksek rakımlı kuşağın büyük bir kısmını ... more Özet: Van Gölü Havzası ile Kuzey Mezopotamya arasındaki yüksek rakımlı kuşağın büyük bir kısmını oluşturan Dağlık Şırnak bölgesinde, 2017'den itibaren sistematik yüzey araştırmaları yürütülmektedir. Bölge, Orta Demir Çağ'da Urartu ve Assur devletleri arasında tampon bölge durumundadır. Çalışmalarımız sıra-sında batıda Gabar Dağı'ndan başlayan ve doğuya doğru artan bir şekilde devam eden dirhe türü yapılar tespit edilmiştir. Dirhe, kiklopik tarza inşa edilmiş kule biçimli yapılara bölge halkı tarafından verilen isimdir. Birbirini görecek şekilde izlemsel noktalara yapılmış bu yapılar, gruplar halinde bir rota oluşturur. Kanımızca, büyük ölçüde askeri amaçlarla tasarlanmışlardır. Geniş bir coğrafyaya yayılmış, büyük bir mimarlık sisteminin par-çaları durumundaki dirheler ile ilgili bilinmeyen pek çok nokta vardır; en önemli sorulardan biri ise yapıldık-ları dönemdir. Kronoloji probleminin temel nedeni; Van Gölü Havzası'nın güneyi ve Kuzeybatı İran'da yapılan önceki yüzey araştırmalarında ve bizim çalışmalarımızda dirhelerin içinden kesin tarihlendirmeye yardımcı olacak miktarda materyal malzeme bulunamamış olmasıdır. Dönem önerileri çoğunlukla mimari özellikler göz önünde bulundurularak yapılmıştır. 2019 yılında Şırnak-Uludere'de Pinişa mevkiinde bulduğumuz dirhe, hemen yanına yapılan yeni askeri noktanın inşaatı sırasında oldukça tahrip görmüştür ve yıkıntılar içinden toplanan, görece yoğun çanak çöm-lek buluntusu, bu tip yapıların tarihlendirilmesine katkı sunabilecek durumdadır. Pinişa dirhede bulunan çanak çömlekler, yüzey araştırmamız sırasında daha önce dirhelere çok yakın konumda bulduğumuz kale, yerleşim ve mezarlardan bulunan örnekler ile yakın benzerlik içindedir. Çanak çömlekler büyük ölçüde, Van Gölü Havzası ile özellikle de Hakkâri M2 mezarında tespit edilmiş olan Pembe-Devetüyü Mallar ile paralellik gösterir. Bazı form ve bezeme unsurlarının da Orta Demir Çağ'da bölgede kullanıldığı görülür. Dirhelerin hiç değilse bir kısmının Urartu Krallığı öncesinde yapıldığını ve belki de uzun süre kullanıldığını şu anki sonuçlarımızla söylemek yanlış olmayacaktır.
Conference Presentations by Nilgun Coskun
2019-2020 YILI KÜLTEPE-KANİŞ KAZILARI, 2022
Uploads
Papers by Nilgun Coskun
Conference Presentations by Nilgun Coskun