Papers by Melishan Devrim
Rh+Sanat Plastik Sanatlar Dergisi, 2003
2002 yılı sonunda vefat eden Prof.Neşet Günal'ın nasıl bir eğitmen olduğu konusunda öğrencisi ve ... more 2002 yılı sonunda vefat eden Prof.Neşet Günal'ın nasıl bir eğitmen olduğu konusunda öğrencisi ve asistanı Prof. Neş'e Erdok ile röportaj. Günal'ın resimlerini nasıl yorumladığından söz eden Erdok, bunun yanında 1975-1980 arasında resim bölüm başkanı olduğu dönemde uyguladığı atölye sisteminden bahsederek, Günal'ın muhtemelen YÖK yüzünden emekliliğini talep ettiğini ifade etti. Erdok, YÖK'ün talep ettiği vize final sisteminin güzel sanatlar eğitimine uygun olmadığını, bir sanatçı adayının gelişiminin iki üç ayda bir sınavla takip edilmesinin doğru olmadığını düşündüğünü de bu röportajında dile getirdi.
Devrim, M. (2003). Neş’e Erdok ile Neşet Günal anısına. Rh+Sanat Plastik Sanatlar Dergisi, Ocak – Şubat 2003, 9, 14-18. Antik Sanat Galerisi Yayını.
Gazete Duvar, 2021
Hiçbir kuralın kalmadığı çağdaş sanatta yaratıcılık nedir? Hatice Utkan Özden, 'Çağdaş Sanat ve Y... more Hiçbir kuralın kalmadığı çağdaş sanatta yaratıcılık nedir? Hatice Utkan Özden, 'Çağdaş Sanat ve Yaratıcılık' adlı ilk kitabında yer alan röportajları ve sanat yazılarıyla bu soruya yanıt arıyor.
...
Çağdaş sanat, Beral Madra’nın da dikkati çektiği üzere, Türkiye’ye kadın sanatçıların cesareti sayesinde ulaşır. Çağdaş sanat üreterek akademilerdeki erkek egemenliğine meydan okuyan kadın sanatçıların ne kadar önemli olduğunu Hatice Utkan Özden de farkındadır. Muhtemelen bu yüzden Şükran Moral ile yaptığı röportaj, kitabındaki ilk metindir.
Gazete Duvar, 22 Nisan 2021
Gazete Duvar, 2020
Eleştiri içeren ve protesto niteliğine sahip sanat üretmenin toplumu bilinçlendirmek açısından ne... more Eleştiri içeren ve protesto niteliğine sahip sanat üretmenin toplumu bilinçlendirmek açısından neden daha doğru olduğunu açıklamak için Indecline’ın Ekim 2020’de prömiyeri yapılan bu belgeseli iyi bir referans sayılabilir.
Indecline’ın belgeselinde sanatı eleştiri amacıyla üretmek isteyenler için çok önemli bir tavsiye veriliyor. Burning Man ve Billboard Liberation Front’tan John Law, “Mizah kullanmak çok önemli… Eğer askerler ve polisler bile yaptığınızın insanlık adına olduğunu anlıyorsa ve onları güldürebiliyorsanız, yaptığınız mücadele etmek anlamında mümkün olan en iyi yöntem demektir” diyor. Biz bu yaklaşıma Türkiye’de ‘orantısız zeka’ adını vermiştik.
Gazete Duvar, 15 Kasım 2020

Gazete Duvar, 2020
Bugün Haydarpaşa’nın yanında çürümeye terk edilmiş durumdaki Toprak Mahsulleri Ofisi’nin silosunu... more Bugün Haydarpaşa’nın yanında çürümeye terk edilmiş durumdaki Toprak Mahsulleri Ofisi’nin silosunun betonarme binası, Dünya Bankası’ndan alınan 3,9 milyon dolar krediyle ve ithal malzemeyle, toplamda 10 milyon dolardan fazla bir maliyetle gerçekleşen silo yapım projesi kapsamında inşa edildi. 1949’da yapılan ön araştırmalara göre yılda 435 bin ton tahıl üreten Türkiye, bu tahılın yarısından çoğunu kapalı bir alanda saklayamıyordu ve ürünler açık kaldıkça bozuluyordu. Kredi anlaşması teklifinde silonun yapılması durumunda Türkiye’nin yılda 1,6 milyon dolar kâr edeceği hesaplanmıştı. İnönü döneminde 1949’da Dünya Bankası’nın çıkardığı maliyetleri içeren kredi anlaşması, Menderes’in Mayıs 1950’de iktidar olmasından kısa süre sonra imzalandı. ... Anlaşma 7 Temmuz 1950’de imzalandı. Aynı gün Türkiye’ye toplam 16,5 milyon dolar kredi sağlandığı banka tarafından basına duyuruldu.
...
Oysa proje içerikleri aslında o dönemin şartlarında, bu kadar kısa sürede gerçekleştirilmesi imkansız hedefler içeriyordu. O yıllarda dünyanın hiçbir yerinde bu kadar büyük betonarme bir silo binasının 3 yılda bitirilmesi mümkün değildi, üstelik malzemelerin çoğu ithal edilecekti.
...
İnönü döneminde, hiçbir mühendislik hesaplamasına dayanmayan ve hiçbir ön etüdü yapılmamış inşaat projeleri için kredi çekilip yıllarca borçlanıldı. Bu işler o kadar geç bitti ki artık 1,6 milyon dolar kardan söz etmek mümkün değildi. Haydarpaşa’daki silo binasının açılışı 1958’de yapılabildi.
...
Liman geliştirme işleri için Türkiye, Dünya Bankası’ndan birden fazla kez kredi çekti. 1979’da liman rehabilitasyonu için 75 milyon dolar kredi alındı. Üçüncü liman projesi için 1985’te 134,5 milyon dolar kredi çekildi. Bu kredilerin geri ödemesi yıllarca sürdü ve bu borçlara faiz uygulandı. Bu borçlar bittiğinde Türkiye artık milli gelirinin yarısını tarımdan sağlayan bir ülke değildi, 2011’de tarımın milli gelir içindeki payı yüzde 8’e kadar inmişti.
2006’da kentsel ve tarihi sit olarak tescillenen Haydarpaşa Garı ve çevresi için, "Haydarpaşa Port" adında, muhtemelen bizi yine yıllarca borçlandıracak, 5 milyar dolar maliyetli yeni bir proje üretildi. Üstelik 2019 sonunda bu işin ihalesi özel bir şirkete verildi. İBB ise bu ihalenin kamu kurumlarında kalmasını istiyor.
Zamanında Ankara’daki İnönü hükümeti Prost’un lafını dinlemiş olsaydı ve Haydarpaşa’yı kargo limanından kurtarsaydı, en kaliteli ithal malzemeyle inşa edilen ve yıllarca borcunu ödediğimiz Haydarpaşa silolarının, yeni bir proje için 15 yıldır böyle çürümeye terk edilmesi gerekmeyebilirdi. 28 Kasım 2010’da Haydarpaşa Garı’nın çatısında çıkan yangının üzerindense 10 yıl geçti.
Haydarpaşa’daki silo bugün artık, Dünya Bankası uzmanlarının “Siz tarım ülkesisiniz, size silo lazım” diyerek bizi yıllarca borçlandırmasının kanıtı olmasıyla 'anıt' niteliği taşıyor ve korunmayı hak ediyor. 1950’lerde “Sizde traktör yok” diyerek hibe ve yardım adı altında traktör satanlar, neden önce traktör fabrikası kurmaya yönlendirmedi acaba? Silo yapılması lazımsa neden önce çimento fabrikası kurulmadı?
Hiçbir ön hazırlık yapmadan inşaat için büyük krediler çekme zihniyeti bugün de değişmiş değil. Son yıllarda tamamlanan büyük projelerden bazıları, halka ‘AB yardımlarıyla yapıldı’ diye duyuruluyor. Oysa hiçbir hibenin ya da yardımın, bir işin maliyetinin yüzde yüzünü karşılamadığını, Haydarpaşa silolarının kredi belgeleri üzerinden hatırlamamız gerekir herhalde...
Gazete Duvar, 28 Kasım 2020

Gazete Duvar, 2020
Tasarımından malzemesine kadar her şeyi ithal edilerek inşa edilen Birinci Köprü, teknolojide ger... more Tasarımından malzemesine kadar her şeyi ithal edilerek inşa edilen Birinci Köprü, teknolojide geri kalmanın dış borçla sonuçlanacağının yaşayan abidesi sayılabilir. Boğaziçi’ni korumak açısındansa, tarihi çevre bilinci oluşturmaya çabalayan uzmanların 20 yıldan fazla süren mücadelesini simgeler.
...
1950’den sonra Türkiye’nin kentleşme amacıyla Dünya Bankası’ndan çektiği kredilerin raporlarını incelediğimizde, birinci ve ikinci köprü için kredi çekildiğine dair bir proje sonuç raporuna rastlamıyoruz.
1994 – 2004 arasında kent geliştirme, ulaşım, su ve kanalizasyon işleri için Dünya Bankası’ndan çektiğimiz kredilerin toplamı, bankanın bir raporunda 6,9 milyar dolar olarak açıklanmış. Aynı dönemde Avrupa ve Orta Asya Ülkeleri’nin (Europe and Central Asia Region - ECA) tümünün, bu işler için çektiği kredilerin toplamı ise 33,5 milyar dolar. Tek başımıza bu kadar borca girebiliyorsak, elbette ‘Avrupa bizi kıskanıyor’ olmalı.
...
2014 yılında başlayan, Üçüncü Boğaziçi Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu (“Third Bosphorus Bridge and Northern Maramara Highway Project”) başlıklı kredinin statüsü, halen aktif durumda, yani bu kredinin geri ödemesinin devam ettiğini söylemek mümkün. Sözleşme dönemi 10 yıl olarak belirlenmiş, açık artırma yoluyla ihalesi yapılmış ve sadece 3 firma ihaleye teklif vermiş. Hangi firmanın işi yaptığı, maliyet, zaman çizelgesine uyum gibi proje sonu bilgilerini içeren rapor henüz kamuya açılmış (disclosed) durumda değil. Köprü işine IC Holding (yüzde 67) ve İtalya’dan Astaldi SpA (yüzde 33) sponsor olmuş. Garanti, İş Bankası, Halkbank, Vakıfbank, Yapı ve Kredi ile Ziraat bankaları borcu üstlenmiş durumda. Hükumetin ödeme garantisi verdiği proje, sadece 110 kilometre yol ve köprü yapılması olarak tanımlanmış.
...
Kuzey ormanlarında devasa bir yarık açan bu köprü ve otoyol işinin, Kanal İstanbul gibi daha büyük bir projeye altyapı oluşturduğu düşünülebilir. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na Kanal İstanbul itirazı yüzünden soruşturma başlatılmış olması ise eskiden olduğu gibi bugün de hükumetin gözünde İstanbul’un arazisinin halkından daha kıymetli olduğunu gösteriyor.
Gazete Duvar, 23 Kasım 2020

Gazete Duvar, 2020
Unesco Dünya Kültür Mirası listesinde olduğundan bütün dünyanın ortak kültürel mirası sayılan tar... more Unesco Dünya Kültür Mirası listesinde olduğundan bütün dünyanın ortak kültürel mirası sayılan tarihi yarımadanın korumasından sorumlu iki ayrı kurul bulunuyor. Bunlardan 2 no’lu yenileme alanlarını koruma bölge kurulu, tarihi yarımadada kentsel yenileme alanlarından sorumlu olması gerekirken normal kurul görevi görüyor. 4 no’lu kurul ise Ayasofya ve Topkapı Sarayı gibi en kıymetli eserlerin bulunduğu yerlerden sorumlu.
...
Kurulun diğer üyelerini internetteki kişisel sayfaları üzerinden incelediğimizde bu sefer, Twitter profilinde kendisini 4 No’lu kurulun başkanı olarak tanımlayan kişinin Yüksek Mimar Mehmet Halis Bilden olduğunu görüyoruz.
Mehmet Halis Bilden, unvanından anlaşılacağı üzere yüksek lisans sahibi olduğundan, mimari projelere onay verme yetkisine sahip ancak daha önce 2016-2018 arasında AFAD başkanlığını yapmış. ...Yüksek mimar unvanı taşıyan bir mimarın neden 8 sene boyunca tarım işlerinden sorumlu olduğunu bilemiyoruz. AFAD’ın başına neden bir yüksek mimar getirildiği konusu ise ayrı bir soru işareti. AFAD’ın başına getirilmesi deprem anlarında yıkılan binaların hangi alanında hayat kurtarma çalışması yapılması gerektiğini anlayacak kadar mimarlık bilgisine sahip olmasıyla açıklanabilir mi?
...
Yerebatan gibi yapılarda sütunlar sadece dikey taşıyıcılardır, tavanı ayakta tutan ve sütunların bağlantısını sağlayan ise tavandaki tuğla çapraz tonozlardır ve tonoz içi kemerlerdir. Dolayısıyla deprem anında Yerebatan’ın içindeki sütunlar yıkılmasa da tonozların aşağıya doğru çökmesi ihtimali vardır. Sütunları birbirine bağlamak tonozların depreme dayanmasını sağlamaz, aksine sütunların domino taşları gibi deprem aksında devrilmesine yol açabilir.
...
Deprem anında altında sarnıç olan bir yerin üstünde bulunan binalardaki kişilerin can güvenliği açısından, Yerebatan’ın üstündeki yapıları iptal etmemiz gerektiğini İBB’ye ve 4 No’lu kurulun başkanı Yüksek Mimar Mehmet Halis Bilden’e hatırlatmamız gerekir. Bilden, eskiden AFAD başkanlığı yapmış bir isim olduğundan, bu konudaki uyarımızı dikkate alacağını umuyoruz.
Gazete Duvar, 30 Aralık 2020

Gazete Duvar, 2020
UNESCO, arkeolojik alanların yağmalanması ve sanat eseri kaçakçılığının, suç örgütlerine önemli b... more UNESCO, arkeolojik alanların yağmalanması ve sanat eseri kaçakçılığının, suç örgütlerine önemli bir finansman kaynağı oluşturduğuna dikkat çekmek üzere, ‘Sanatın Gerçek Bedeli’ (The Real Price of Art) başlıklı bir reklam kampanyasına başladı. DDB Paris tarafından hazırlanan kampanya görsellerinde ‘Bir milletin ruhu kaça satılır?’, ‘Bir kültürü parça parça nasıl yok edersiniz?’ gibi dikkat çekici sloganlar yer alıyor.
...
Reklamcılık açısından hem slogan hem de görsel olarak başarılı sayılabilecek bu kampanya ne yazık ki büyük bir eleştiriye maruz kaldı. New York’taki Metropolitan Museum of Art (Met), kampanya görsellerinde kullanılan 3 objenin kendi koleksiyonlarında bulunduğunu, kaçak ve kayıp olmadıklarını ve resim altı bilgilerinin yanlış olduğunu duyurdu. Bunun üzerine UNESCO, kampanyadaki ilgili görselleri geri çekti. Met müzesi, koleksiyonunu yakın zamanda online erişime açtı ve koleksiyon objelerinin yüksek çözünürlüklü resimlerini web sitesinden yayınlıyor. Kampanya görsellerinde müzedeki eserlerin görüntülerinin kullanılmasının DDB Paris’in mi, yoksa UNESCO’nun mu seçimi olduğu henüz bilinmiyor.
Uluslararası Sanat ve Antikacılar Birliği ise bu kampanyanın sloganlarının antikacıları küçük düşürdüğünü, mesleği suçlu gibi gösterdiğini söyleyerek kampanyayı eleştirdi.
Gazete Duvar, 14 Kasım 2020
Gazete Duvar, 2020
Sotheby’s müzayede evi, 27 Ekim 2020’de açık artırma ile Fatih döneminde yazılmış bir Divan’ın sa... more Sotheby’s müzayede evi, 27 Ekim 2020’de açık artırma ile Fatih döneminde yazılmış bir Divan’ın satışa çıkarılacağını duyurdu. 15. yüzyıldan kalma bu yazma eserin açılış fiyatı Fatih’in ikili portresinden çok daha düşük. Sotheby’s yetkilileri, Topkapı Sarayı Müzesi’nde buna benzer, şiir içerikli 10 tane divan bulunduğunu, bu eserin ise satılabilir tek eser olduğunu belirtiyor.
Gazete Duvar, 22 Ekim 2020
Gazete Duvar, 2020
Sanat dünyası için 12 Eylül dönemi, öncesinde ve sonrasında büyük bir sessizliktir. Tıpkı Naziler... more Sanat dünyası için 12 Eylül dönemi, öncesinde ve sonrasında büyük bir sessizliktir. Tıpkı Nazilerin iktidara gelmesinin ardından, henüz Yahudilere yönelik ari ırk yasası çıkmadan çok önce, birçok bilim insanı, mimar ve sanatçının Almanya’dan kaçmaya başlaması gibi, Türkiye’deki sanatçıların çoğu, 1970’lerin başından itibaren yurt dışına gitmeye başlarlar ya da devlet memurluğundan istifa ederek kabuklarına çekilirler.
Gazete Duvar, 2020
Taksim Meydanı’na yapılan ve 23 yılda tamamlanabilen eski opera binası, açıldıktan bir yıl sonra,... more Taksim Meydanı’na yapılan ve 23 yılda tamamlanabilen eski opera binası, açıldıktan bir yıl sonra, sahnede “Cadı Kazanı” adlı oyun oynanırken bir gecede kül oldu. Abdi İpekçi, 29 Kasım 1970’te yangından iki gün sonra yayınlanan yazısına ‘İhmalimizin iskeletten abidesi’ başlığını atmıştı, oysa olay sabotajdı. 1971’de sıkıyönetim döneminde askeri savcılığın araştırdığı sabotaj davasında idamla yargılanan müseccel komünistler, yine boş yere suçlanıp yıllarca tutuklu kaldı.
Gazete Duvar, 2020
Venedikli ressam Gentile Bellini Atölyesi’ne atfedilen ve 33.4 x 45.4 cm’lik ahşap pano üzerine y... more Venedikli ressam Gentile Bellini Atölyesi’ne atfedilen ve 33.4 x 45.4 cm’lik ahşap pano üzerine yağlıboyayla yapılan ikili portre, Christie’s tarafından, üzerine uyarı amaçlı bir su terazisi eklenmiş özel bir kasayla gönderildi. Bu su terazisi sayesinde, dik şekilde taşıması yapıldı.
Gazete Duvar, 2020
Kariye’nin Bizans sanatı açısında önemi, içindeki mozaiklerin yanı sıra mezar şapeli olan parekkl... more Kariye’nin Bizans sanatı açısında önemi, içindeki mozaiklerin yanı sıra mezar şapeli olan parekklesion’da bulunan fresklerdir. Bu bölümdeki resimler, kilisenin camiye çevrilmesi aşamasında tahrip edilmemiştir. Evliya Çelebi dahil pek çok seyyah Kariye’deki mozaiklerin görülebilir olduklarını yazmıştır. 1886’da mozaik ve freskolar için ilk kez Fransızca bir kataloğu yayınlanır. 1948’e kadar cami olarak kalan Kariye’de namaz vakitlerinde ibadet mekanlarındaki mozaiklerin önüne tahta kepenkler konuluyordu.
Yeni E, 2020
Ayasofya’yı herkesin nefesini kesecek kadar mistik bir mekana çeviren ise aslında onun Cumhuriyet... more Ayasofya’yı herkesin nefesini kesecek kadar mistik bir mekana çeviren ise aslında onun Cumhuriyet döneminde müze ilan edilmesinden sonra, uygulanan restorasyonundaki mantıktır. Yapının geçirdiği tüm evreleri aynı anda sergilemek için belli yerlerde Hıristiyan ikonografisinin, belli yerlerde ise İslami öğelerin sergileniyor olması, bu yapının dünya üzerinde iki semavi dinin görselliğini bir araya getiren tek anıt olmasını sağlamıştır.
En azından bu yazının yazıldığı Temmuz 2020’ye kadar durum buydu…
Gazete Duvar, 2020
Bulgaristan’da inşa edilen aşırı gösterişli ama üslup açısından tuhaf görünen yapılara mimarlık t... more Bulgaristan’da inşa edilen aşırı gösterişli ama üslup açısından tuhaf görünen yapılara mimarlık terminolojisinde ‘mafya baroğu’ (mafia baroque) denmeye başlandı, hatta bu başlıkta akademik makaleler bile üretiliyor.
...
Yolsuzlukla mücadele edilmesini talep eden protestocular, 7 milyon nüfuslu ülkeden 2 milyon Bulgarın çalışmak için ülke dışına gitmesinin sebebinin ülkedeki yolsuzluk olduğunu savunuyorlar. Bulgaristan, AB’ye tam üye olduktan sonra vatandaşları İngiltere ve Almanya gibi AB ülkelerine vizesiz giderek bu ülkelerde çalışma hakkı kazanmıştı.
...
Bulgaristan Türkleri, Ahmet Doğan’ın sarayının yasal şekilde yapıldığını savunarak, protestoların Cumhurbaşkanı Radev ile Başbakan Borissov arasındaki başka bir yolsuzluk soruşturması meselesinden kaynaklandığı yorumunu yapıyor.
Update: Protestolar 34.gününe ulaştı, halen devam ediyor.
Gazete Duvar, 2020
Fatih Sultan Mehmet’in yanında genç bir soyluyla betimlendiği ve İBB’ye Christie’s tarafından sat... more Fatih Sultan Mehmet’in yanında genç bir soyluyla betimlendiği ve İBB’ye Christie’s tarafından satılan resimle ilgili, 2015’te Sotheby’s kataloğunda yer alan bilgilere detaylı bakalım ve Bellini Atölyesi’nin ne demek olduğunu anlamaya çalışalım.

Gazete Duvar, 2020
1985 yılında, ‘kendinden sonraki mimariye yaptığı etkinin önemi’ gerekçesiyle korunmaya değer bul... more 1985 yılında, ‘kendinden sonraki mimariye yaptığı etkinin önemi’ gerekçesiyle korunmaya değer bulunarak UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınan Aya Sofya Müzesi, bu niteliği sayesinde restorasyonu için global fonlardan ve bağışçılardan destek alabiliyor.
Dünya Anıtlar Fonu, 1997 – 2002 arasında Aya Sofya’nın ünlü kubbesinin restorasyonu için Türkiye hükümetine bir dizi bağış sağladı. Restorasyon işinin ilk aşaması, çatlamış kubbenin tamiri ile strüktürel stabilizasyonunun sağlanmasını içeriyordu ve bu aşama Türkiye Kültür Bakanlığı ve İstanbul’daki Konservasyon Laboratuvarı’nın gözetiminde gerçekleştirildi. İkinci aşamada, bütçe limitleri dahilinde genç Türk konservatörler eğitilip görevlendirilerek mozaiklere yapılan bakımla kubbenin iç kısmının korunması sağlandı. 2006 yılında Dünya Anıtlar Fonu’nun projesi tamamlandı, ancak Aya Sofya’nın diğer bölümlerinde halen koruma işlemleri yapılmasını gerektiriyor.
(Aya Sofya’da devam eden restorasyonların listesi haberin en altında mevcuttu ancak müze sayfasına artık ulaşılamıyor.) [Yayın tarihi: 20 Şubat 2019, çeviri bana ait.]
Uploads
Papers by Melishan Devrim
Devrim, M. (2003). Neş’e Erdok ile Neşet Günal anısına. Rh+Sanat Plastik Sanatlar Dergisi, Ocak – Şubat 2003, 9, 14-18. Antik Sanat Galerisi Yayını.
Gazete Duvar, 02 Ağustos 2021. https://www.gazeteduvar.com.tr/anadoluda-bulunmus-hatti-eserleri-new-yorka-nasil-gitti-haber-1530075
...
Çağdaş sanat, Beral Madra’nın da dikkati çektiği üzere, Türkiye’ye kadın sanatçıların cesareti sayesinde ulaşır. Çağdaş sanat üreterek akademilerdeki erkek egemenliğine meydan okuyan kadın sanatçıların ne kadar önemli olduğunu Hatice Utkan Özden de farkındadır. Muhtemelen bu yüzden Şükran Moral ile yaptığı röportaj, kitabındaki ilk metindir.
Gazete Duvar, 22 Nisan 2021
Indecline’ın belgeselinde sanatı eleştiri amacıyla üretmek isteyenler için çok önemli bir tavsiye veriliyor. Burning Man ve Billboard Liberation Front’tan John Law, “Mizah kullanmak çok önemli… Eğer askerler ve polisler bile yaptığınızın insanlık adına olduğunu anlıyorsa ve onları güldürebiliyorsanız, yaptığınız mücadele etmek anlamında mümkün olan en iyi yöntem demektir” diyor. Biz bu yaklaşıma Türkiye’de ‘orantısız zeka’ adını vermiştik.
Gazete Duvar, 15 Kasım 2020
...
Oysa proje içerikleri aslında o dönemin şartlarında, bu kadar kısa sürede gerçekleştirilmesi imkansız hedefler içeriyordu. O yıllarda dünyanın hiçbir yerinde bu kadar büyük betonarme bir silo binasının 3 yılda bitirilmesi mümkün değildi, üstelik malzemelerin çoğu ithal edilecekti.
...
İnönü döneminde, hiçbir mühendislik hesaplamasına dayanmayan ve hiçbir ön etüdü yapılmamış inşaat projeleri için kredi çekilip yıllarca borçlanıldı. Bu işler o kadar geç bitti ki artık 1,6 milyon dolar kardan söz etmek mümkün değildi. Haydarpaşa’daki silo binasının açılışı 1958’de yapılabildi.
...
Liman geliştirme işleri için Türkiye, Dünya Bankası’ndan birden fazla kez kredi çekti. 1979’da liman rehabilitasyonu için 75 milyon dolar kredi alındı. Üçüncü liman projesi için 1985’te 134,5 milyon dolar kredi çekildi. Bu kredilerin geri ödemesi yıllarca sürdü ve bu borçlara faiz uygulandı. Bu borçlar bittiğinde Türkiye artık milli gelirinin yarısını tarımdan sağlayan bir ülke değildi, 2011’de tarımın milli gelir içindeki payı yüzde 8’e kadar inmişti.
2006’da kentsel ve tarihi sit olarak tescillenen Haydarpaşa Garı ve çevresi için, "Haydarpaşa Port" adında, muhtemelen bizi yine yıllarca borçlandıracak, 5 milyar dolar maliyetli yeni bir proje üretildi. Üstelik 2019 sonunda bu işin ihalesi özel bir şirkete verildi. İBB ise bu ihalenin kamu kurumlarında kalmasını istiyor.
Zamanında Ankara’daki İnönü hükümeti Prost’un lafını dinlemiş olsaydı ve Haydarpaşa’yı kargo limanından kurtarsaydı, en kaliteli ithal malzemeyle inşa edilen ve yıllarca borcunu ödediğimiz Haydarpaşa silolarının, yeni bir proje için 15 yıldır böyle çürümeye terk edilmesi gerekmeyebilirdi. 28 Kasım 2010’da Haydarpaşa Garı’nın çatısında çıkan yangının üzerindense 10 yıl geçti.
Haydarpaşa’daki silo bugün artık, Dünya Bankası uzmanlarının “Siz tarım ülkesisiniz, size silo lazım” diyerek bizi yıllarca borçlandırmasının kanıtı olmasıyla 'anıt' niteliği taşıyor ve korunmayı hak ediyor. 1950’lerde “Sizde traktör yok” diyerek hibe ve yardım adı altında traktör satanlar, neden önce traktör fabrikası kurmaya yönlendirmedi acaba? Silo yapılması lazımsa neden önce çimento fabrikası kurulmadı?
Hiçbir ön hazırlık yapmadan inşaat için büyük krediler çekme zihniyeti bugün de değişmiş değil. Son yıllarda tamamlanan büyük projelerden bazıları, halka ‘AB yardımlarıyla yapıldı’ diye duyuruluyor. Oysa hiçbir hibenin ya da yardımın, bir işin maliyetinin yüzde yüzünü karşılamadığını, Haydarpaşa silolarının kredi belgeleri üzerinden hatırlamamız gerekir herhalde...
Gazete Duvar, 28 Kasım 2020
...
1950’den sonra Türkiye’nin kentleşme amacıyla Dünya Bankası’ndan çektiği kredilerin raporlarını incelediğimizde, birinci ve ikinci köprü için kredi çekildiğine dair bir proje sonuç raporuna rastlamıyoruz.
1994 – 2004 arasında kent geliştirme, ulaşım, su ve kanalizasyon işleri için Dünya Bankası’ndan çektiğimiz kredilerin toplamı, bankanın bir raporunda 6,9 milyar dolar olarak açıklanmış. Aynı dönemde Avrupa ve Orta Asya Ülkeleri’nin (Europe and Central Asia Region - ECA) tümünün, bu işler için çektiği kredilerin toplamı ise 33,5 milyar dolar. Tek başımıza bu kadar borca girebiliyorsak, elbette ‘Avrupa bizi kıskanıyor’ olmalı.
...
2014 yılında başlayan, Üçüncü Boğaziçi Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu (“Third Bosphorus Bridge and Northern Maramara Highway Project”) başlıklı kredinin statüsü, halen aktif durumda, yani bu kredinin geri ödemesinin devam ettiğini söylemek mümkün. Sözleşme dönemi 10 yıl olarak belirlenmiş, açık artırma yoluyla ihalesi yapılmış ve sadece 3 firma ihaleye teklif vermiş. Hangi firmanın işi yaptığı, maliyet, zaman çizelgesine uyum gibi proje sonu bilgilerini içeren rapor henüz kamuya açılmış (disclosed) durumda değil. Köprü işine IC Holding (yüzde 67) ve İtalya’dan Astaldi SpA (yüzde 33) sponsor olmuş. Garanti, İş Bankası, Halkbank, Vakıfbank, Yapı ve Kredi ile Ziraat bankaları borcu üstlenmiş durumda. Hükumetin ödeme garantisi verdiği proje, sadece 110 kilometre yol ve köprü yapılması olarak tanımlanmış.
...
Kuzey ormanlarında devasa bir yarık açan bu köprü ve otoyol işinin, Kanal İstanbul gibi daha büyük bir projeye altyapı oluşturduğu düşünülebilir. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na Kanal İstanbul itirazı yüzünden soruşturma başlatılmış olması ise eskiden olduğu gibi bugün de hükumetin gözünde İstanbul’un arazisinin halkından daha kıymetli olduğunu gösteriyor.
Gazete Duvar, 23 Kasım 2020
...
Kurulun diğer üyelerini internetteki kişisel sayfaları üzerinden incelediğimizde bu sefer, Twitter profilinde kendisini 4 No’lu kurulun başkanı olarak tanımlayan kişinin Yüksek Mimar Mehmet Halis Bilden olduğunu görüyoruz.
Mehmet Halis Bilden, unvanından anlaşılacağı üzere yüksek lisans sahibi olduğundan, mimari projelere onay verme yetkisine sahip ancak daha önce 2016-2018 arasında AFAD başkanlığını yapmış. ...Yüksek mimar unvanı taşıyan bir mimarın neden 8 sene boyunca tarım işlerinden sorumlu olduğunu bilemiyoruz. AFAD’ın başına neden bir yüksek mimar getirildiği konusu ise ayrı bir soru işareti. AFAD’ın başına getirilmesi deprem anlarında yıkılan binaların hangi alanında hayat kurtarma çalışması yapılması gerektiğini anlayacak kadar mimarlık bilgisine sahip olmasıyla açıklanabilir mi?
...
Yerebatan gibi yapılarda sütunlar sadece dikey taşıyıcılardır, tavanı ayakta tutan ve sütunların bağlantısını sağlayan ise tavandaki tuğla çapraz tonozlardır ve tonoz içi kemerlerdir. Dolayısıyla deprem anında Yerebatan’ın içindeki sütunlar yıkılmasa da tonozların aşağıya doğru çökmesi ihtimali vardır. Sütunları birbirine bağlamak tonozların depreme dayanmasını sağlamaz, aksine sütunların domino taşları gibi deprem aksında devrilmesine yol açabilir.
...
Deprem anında altında sarnıç olan bir yerin üstünde bulunan binalardaki kişilerin can güvenliği açısından, Yerebatan’ın üstündeki yapıları iptal etmemiz gerektiğini İBB’ye ve 4 No’lu kurulun başkanı Yüksek Mimar Mehmet Halis Bilden’e hatırlatmamız gerekir. Bilden, eskiden AFAD başkanlığı yapmış bir isim olduğundan, bu konudaki uyarımızı dikkate alacağını umuyoruz.
Gazete Duvar, 30 Aralık 2020
...
Reklamcılık açısından hem slogan hem de görsel olarak başarılı sayılabilecek bu kampanya ne yazık ki büyük bir eleştiriye maruz kaldı. New York’taki Metropolitan Museum of Art (Met), kampanya görsellerinde kullanılan 3 objenin kendi koleksiyonlarında bulunduğunu, kaçak ve kayıp olmadıklarını ve resim altı bilgilerinin yanlış olduğunu duyurdu. Bunun üzerine UNESCO, kampanyadaki ilgili görselleri geri çekti. Met müzesi, koleksiyonunu yakın zamanda online erişime açtı ve koleksiyon objelerinin yüksek çözünürlüklü resimlerini web sitesinden yayınlıyor. Kampanya görsellerinde müzedeki eserlerin görüntülerinin kullanılmasının DDB Paris’in mi, yoksa UNESCO’nun mu seçimi olduğu henüz bilinmiyor.
Uluslararası Sanat ve Antikacılar Birliği ise bu kampanyanın sloganlarının antikacıları küçük düşürdüğünü, mesleği suçlu gibi gösterdiğini söyleyerek kampanyayı eleştirdi.
Gazete Duvar, 14 Kasım 2020
Gazete Duvar, 22 Ekim 2020
(Yayın tarihi: 18 Ekim Pazar 2020, Gazete Duvar)
Link: https://www.gazeteduvar.com.tr/osmanlinin-hangi-borclarini-ustlenmistik-haber-1502014
https://www.gazeteduvar.com.tr/beyaz-saray-mi-denir-beyaz-ev-mi-haber-1511011
22 Ocak 2020
https://www.gazeteduvar.com.tr/dunya-forum/2018/05/13/denize-cay-dokmeyi-hafife-almayin
13 Mayıs 2018
En azından bu yazının yazıldığı Temmuz 2020’ye kadar durum buydu…
...
Yolsuzlukla mücadele edilmesini talep eden protestocular, 7 milyon nüfuslu ülkeden 2 milyon Bulgarın çalışmak için ülke dışına gitmesinin sebebinin ülkedeki yolsuzluk olduğunu savunuyorlar. Bulgaristan, AB’ye tam üye olduktan sonra vatandaşları İngiltere ve Almanya gibi AB ülkelerine vizesiz giderek bu ülkelerde çalışma hakkı kazanmıştı.
...
Bulgaristan Türkleri, Ahmet Doğan’ın sarayının yasal şekilde yapıldığını savunarak, protestoların Cumhurbaşkanı Radev ile Başbakan Borissov arasındaki başka bir yolsuzluk soruşturması meselesinden kaynaklandığı yorumunu yapıyor.
Update: Protestolar 34.gününe ulaştı, halen devam ediyor.
Dünya Anıtlar Fonu, 1997 – 2002 arasında Aya Sofya’nın ünlü kubbesinin restorasyonu için Türkiye hükümetine bir dizi bağış sağladı. Restorasyon işinin ilk aşaması, çatlamış kubbenin tamiri ile strüktürel stabilizasyonunun sağlanmasını içeriyordu ve bu aşama Türkiye Kültür Bakanlığı ve İstanbul’daki Konservasyon Laboratuvarı’nın gözetiminde gerçekleştirildi. İkinci aşamada, bütçe limitleri dahilinde genç Türk konservatörler eğitilip görevlendirilerek mozaiklere yapılan bakımla kubbenin iç kısmının korunması sağlandı. 2006 yılında Dünya Anıtlar Fonu’nun projesi tamamlandı, ancak Aya Sofya’nın diğer bölümlerinde halen koruma işlemleri yapılmasını gerektiriyor.
(Aya Sofya’da devam eden restorasyonların listesi haberin en altında mevcuttu ancak müze sayfasına artık ulaşılamıyor.) [Yayın tarihi: 20 Şubat 2019, çeviri bana ait.]
Devrim, M. (2003). Neş’e Erdok ile Neşet Günal anısına. Rh+Sanat Plastik Sanatlar Dergisi, Ocak – Şubat 2003, 9, 14-18. Antik Sanat Galerisi Yayını.
Gazete Duvar, 02 Ağustos 2021. https://www.gazeteduvar.com.tr/anadoluda-bulunmus-hatti-eserleri-new-yorka-nasil-gitti-haber-1530075
...
Çağdaş sanat, Beral Madra’nın da dikkati çektiği üzere, Türkiye’ye kadın sanatçıların cesareti sayesinde ulaşır. Çağdaş sanat üreterek akademilerdeki erkek egemenliğine meydan okuyan kadın sanatçıların ne kadar önemli olduğunu Hatice Utkan Özden de farkındadır. Muhtemelen bu yüzden Şükran Moral ile yaptığı röportaj, kitabındaki ilk metindir.
Gazete Duvar, 22 Nisan 2021
Indecline’ın belgeselinde sanatı eleştiri amacıyla üretmek isteyenler için çok önemli bir tavsiye veriliyor. Burning Man ve Billboard Liberation Front’tan John Law, “Mizah kullanmak çok önemli… Eğer askerler ve polisler bile yaptığınızın insanlık adına olduğunu anlıyorsa ve onları güldürebiliyorsanız, yaptığınız mücadele etmek anlamında mümkün olan en iyi yöntem demektir” diyor. Biz bu yaklaşıma Türkiye’de ‘orantısız zeka’ adını vermiştik.
Gazete Duvar, 15 Kasım 2020
...
Oysa proje içerikleri aslında o dönemin şartlarında, bu kadar kısa sürede gerçekleştirilmesi imkansız hedefler içeriyordu. O yıllarda dünyanın hiçbir yerinde bu kadar büyük betonarme bir silo binasının 3 yılda bitirilmesi mümkün değildi, üstelik malzemelerin çoğu ithal edilecekti.
...
İnönü döneminde, hiçbir mühendislik hesaplamasına dayanmayan ve hiçbir ön etüdü yapılmamış inşaat projeleri için kredi çekilip yıllarca borçlanıldı. Bu işler o kadar geç bitti ki artık 1,6 milyon dolar kardan söz etmek mümkün değildi. Haydarpaşa’daki silo binasının açılışı 1958’de yapılabildi.
...
Liman geliştirme işleri için Türkiye, Dünya Bankası’ndan birden fazla kez kredi çekti. 1979’da liman rehabilitasyonu için 75 milyon dolar kredi alındı. Üçüncü liman projesi için 1985’te 134,5 milyon dolar kredi çekildi. Bu kredilerin geri ödemesi yıllarca sürdü ve bu borçlara faiz uygulandı. Bu borçlar bittiğinde Türkiye artık milli gelirinin yarısını tarımdan sağlayan bir ülke değildi, 2011’de tarımın milli gelir içindeki payı yüzde 8’e kadar inmişti.
2006’da kentsel ve tarihi sit olarak tescillenen Haydarpaşa Garı ve çevresi için, "Haydarpaşa Port" adında, muhtemelen bizi yine yıllarca borçlandıracak, 5 milyar dolar maliyetli yeni bir proje üretildi. Üstelik 2019 sonunda bu işin ihalesi özel bir şirkete verildi. İBB ise bu ihalenin kamu kurumlarında kalmasını istiyor.
Zamanında Ankara’daki İnönü hükümeti Prost’un lafını dinlemiş olsaydı ve Haydarpaşa’yı kargo limanından kurtarsaydı, en kaliteli ithal malzemeyle inşa edilen ve yıllarca borcunu ödediğimiz Haydarpaşa silolarının, yeni bir proje için 15 yıldır böyle çürümeye terk edilmesi gerekmeyebilirdi. 28 Kasım 2010’da Haydarpaşa Garı’nın çatısında çıkan yangının üzerindense 10 yıl geçti.
Haydarpaşa’daki silo bugün artık, Dünya Bankası uzmanlarının “Siz tarım ülkesisiniz, size silo lazım” diyerek bizi yıllarca borçlandırmasının kanıtı olmasıyla 'anıt' niteliği taşıyor ve korunmayı hak ediyor. 1950’lerde “Sizde traktör yok” diyerek hibe ve yardım adı altında traktör satanlar, neden önce traktör fabrikası kurmaya yönlendirmedi acaba? Silo yapılması lazımsa neden önce çimento fabrikası kurulmadı?
Hiçbir ön hazırlık yapmadan inşaat için büyük krediler çekme zihniyeti bugün de değişmiş değil. Son yıllarda tamamlanan büyük projelerden bazıları, halka ‘AB yardımlarıyla yapıldı’ diye duyuruluyor. Oysa hiçbir hibenin ya da yardımın, bir işin maliyetinin yüzde yüzünü karşılamadığını, Haydarpaşa silolarının kredi belgeleri üzerinden hatırlamamız gerekir herhalde...
Gazete Duvar, 28 Kasım 2020
...
1950’den sonra Türkiye’nin kentleşme amacıyla Dünya Bankası’ndan çektiği kredilerin raporlarını incelediğimizde, birinci ve ikinci köprü için kredi çekildiğine dair bir proje sonuç raporuna rastlamıyoruz.
1994 – 2004 arasında kent geliştirme, ulaşım, su ve kanalizasyon işleri için Dünya Bankası’ndan çektiğimiz kredilerin toplamı, bankanın bir raporunda 6,9 milyar dolar olarak açıklanmış. Aynı dönemde Avrupa ve Orta Asya Ülkeleri’nin (Europe and Central Asia Region - ECA) tümünün, bu işler için çektiği kredilerin toplamı ise 33,5 milyar dolar. Tek başımıza bu kadar borca girebiliyorsak, elbette ‘Avrupa bizi kıskanıyor’ olmalı.
...
2014 yılında başlayan, Üçüncü Boğaziçi Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu (“Third Bosphorus Bridge and Northern Maramara Highway Project”) başlıklı kredinin statüsü, halen aktif durumda, yani bu kredinin geri ödemesinin devam ettiğini söylemek mümkün. Sözleşme dönemi 10 yıl olarak belirlenmiş, açık artırma yoluyla ihalesi yapılmış ve sadece 3 firma ihaleye teklif vermiş. Hangi firmanın işi yaptığı, maliyet, zaman çizelgesine uyum gibi proje sonu bilgilerini içeren rapor henüz kamuya açılmış (disclosed) durumda değil. Köprü işine IC Holding (yüzde 67) ve İtalya’dan Astaldi SpA (yüzde 33) sponsor olmuş. Garanti, İş Bankası, Halkbank, Vakıfbank, Yapı ve Kredi ile Ziraat bankaları borcu üstlenmiş durumda. Hükumetin ödeme garantisi verdiği proje, sadece 110 kilometre yol ve köprü yapılması olarak tanımlanmış.
...
Kuzey ormanlarında devasa bir yarık açan bu köprü ve otoyol işinin, Kanal İstanbul gibi daha büyük bir projeye altyapı oluşturduğu düşünülebilir. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na Kanal İstanbul itirazı yüzünden soruşturma başlatılmış olması ise eskiden olduğu gibi bugün de hükumetin gözünde İstanbul’un arazisinin halkından daha kıymetli olduğunu gösteriyor.
Gazete Duvar, 23 Kasım 2020
...
Kurulun diğer üyelerini internetteki kişisel sayfaları üzerinden incelediğimizde bu sefer, Twitter profilinde kendisini 4 No’lu kurulun başkanı olarak tanımlayan kişinin Yüksek Mimar Mehmet Halis Bilden olduğunu görüyoruz.
Mehmet Halis Bilden, unvanından anlaşılacağı üzere yüksek lisans sahibi olduğundan, mimari projelere onay verme yetkisine sahip ancak daha önce 2016-2018 arasında AFAD başkanlığını yapmış. ...Yüksek mimar unvanı taşıyan bir mimarın neden 8 sene boyunca tarım işlerinden sorumlu olduğunu bilemiyoruz. AFAD’ın başına neden bir yüksek mimar getirildiği konusu ise ayrı bir soru işareti. AFAD’ın başına getirilmesi deprem anlarında yıkılan binaların hangi alanında hayat kurtarma çalışması yapılması gerektiğini anlayacak kadar mimarlık bilgisine sahip olmasıyla açıklanabilir mi?
...
Yerebatan gibi yapılarda sütunlar sadece dikey taşıyıcılardır, tavanı ayakta tutan ve sütunların bağlantısını sağlayan ise tavandaki tuğla çapraz tonozlardır ve tonoz içi kemerlerdir. Dolayısıyla deprem anında Yerebatan’ın içindeki sütunlar yıkılmasa da tonozların aşağıya doğru çökmesi ihtimali vardır. Sütunları birbirine bağlamak tonozların depreme dayanmasını sağlamaz, aksine sütunların domino taşları gibi deprem aksında devrilmesine yol açabilir.
...
Deprem anında altında sarnıç olan bir yerin üstünde bulunan binalardaki kişilerin can güvenliği açısından, Yerebatan’ın üstündeki yapıları iptal etmemiz gerektiğini İBB’ye ve 4 No’lu kurulun başkanı Yüksek Mimar Mehmet Halis Bilden’e hatırlatmamız gerekir. Bilden, eskiden AFAD başkanlığı yapmış bir isim olduğundan, bu konudaki uyarımızı dikkate alacağını umuyoruz.
Gazete Duvar, 30 Aralık 2020
...
Reklamcılık açısından hem slogan hem de görsel olarak başarılı sayılabilecek bu kampanya ne yazık ki büyük bir eleştiriye maruz kaldı. New York’taki Metropolitan Museum of Art (Met), kampanya görsellerinde kullanılan 3 objenin kendi koleksiyonlarında bulunduğunu, kaçak ve kayıp olmadıklarını ve resim altı bilgilerinin yanlış olduğunu duyurdu. Bunun üzerine UNESCO, kampanyadaki ilgili görselleri geri çekti. Met müzesi, koleksiyonunu yakın zamanda online erişime açtı ve koleksiyon objelerinin yüksek çözünürlüklü resimlerini web sitesinden yayınlıyor. Kampanya görsellerinde müzedeki eserlerin görüntülerinin kullanılmasının DDB Paris’in mi, yoksa UNESCO’nun mu seçimi olduğu henüz bilinmiyor.
Uluslararası Sanat ve Antikacılar Birliği ise bu kampanyanın sloganlarının antikacıları küçük düşürdüğünü, mesleği suçlu gibi gösterdiğini söyleyerek kampanyayı eleştirdi.
Gazete Duvar, 14 Kasım 2020
Gazete Duvar, 22 Ekim 2020
(Yayın tarihi: 18 Ekim Pazar 2020, Gazete Duvar)
Link: https://www.gazeteduvar.com.tr/osmanlinin-hangi-borclarini-ustlenmistik-haber-1502014
https://www.gazeteduvar.com.tr/beyaz-saray-mi-denir-beyaz-ev-mi-haber-1511011
22 Ocak 2020
https://www.gazeteduvar.com.tr/dunya-forum/2018/05/13/denize-cay-dokmeyi-hafife-almayin
13 Mayıs 2018
En azından bu yazının yazıldığı Temmuz 2020’ye kadar durum buydu…
...
Yolsuzlukla mücadele edilmesini talep eden protestocular, 7 milyon nüfuslu ülkeden 2 milyon Bulgarın çalışmak için ülke dışına gitmesinin sebebinin ülkedeki yolsuzluk olduğunu savunuyorlar. Bulgaristan, AB’ye tam üye olduktan sonra vatandaşları İngiltere ve Almanya gibi AB ülkelerine vizesiz giderek bu ülkelerde çalışma hakkı kazanmıştı.
...
Bulgaristan Türkleri, Ahmet Doğan’ın sarayının yasal şekilde yapıldığını savunarak, protestoların Cumhurbaşkanı Radev ile Başbakan Borissov arasındaki başka bir yolsuzluk soruşturması meselesinden kaynaklandığı yorumunu yapıyor.
Update: Protestolar 34.gününe ulaştı, halen devam ediyor.
Dünya Anıtlar Fonu, 1997 – 2002 arasında Aya Sofya’nın ünlü kubbesinin restorasyonu için Türkiye hükümetine bir dizi bağış sağladı. Restorasyon işinin ilk aşaması, çatlamış kubbenin tamiri ile strüktürel stabilizasyonunun sağlanmasını içeriyordu ve bu aşama Türkiye Kültür Bakanlığı ve İstanbul’daki Konservasyon Laboratuvarı’nın gözetiminde gerçekleştirildi. İkinci aşamada, bütçe limitleri dahilinde genç Türk konservatörler eğitilip görevlendirilerek mozaiklere yapılan bakımla kubbenin iç kısmının korunması sağlandı. 2006 yılında Dünya Anıtlar Fonu’nun projesi tamamlandı, ancak Aya Sofya’nın diğer bölümlerinde halen koruma işlemleri yapılmasını gerektiriyor.
(Aya Sofya’da devam eden restorasyonların listesi haberin en altında mevcuttu ancak müze sayfasına artık ulaşılamıyor.) [Yayın tarihi: 20 Şubat 2019, çeviri bana ait.]