Architecture

EĞİTİM YAPILARININ ESNEKLİK KAVRAMI BAĞLAMINDA
DEĞERLENDİRİLMESİ
(Yüksek Lisans Tezi)
Seda TANKA

MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
Temmuz 2015

ÖZET
Bir ülkenin kalkınmasını sağlayan en önemli araçlardan biri eğitimdir. Eğitim sistemi, ülke kalkınmasına paralel olarak bilimsel, kültürel, ekonomik, sosyal ve siyasal koşulların belirlediği eğitim modellerine bağlı olarak sürekli değişmektedir. Değişen eğitim sisteminin uygulanabilmesi için ise eğitim yapılarının mekânsal ve yapısal değişiklikler geçirmesi gerekmektedir. Eğitim yapılarında, eğitim sistemi dışında değişime neden olan diğer faktörler; kullanıcılar, eğitim teknolojileri ve çevredir. Değişimlerin yaşandığı dinamik bir ortama sahip olan eğitim yapılarının, işlevlerini sürdürebilmeleri için uygulanan yaklaşımlardan biri esnekliktir. Bu bağlamda tez çalışmasında, eğitim yapılarında esneklik kavramı irdelenmiştir. Öncelikli olarak eğitim ve eğitim yapısı kavramları üzerinde durulmuş ve eğitim modellerine bağlı olarak eğitim yapılarının tarihsel süreç içinde geçirdiği değişimler incelenmiştir. Bu değişimlerden de yola çıkılarak eğitim yapılarında esneklik gereksinimleri belirlenmiştir. Belirlenen gereksinimlere çözüm olarak sunulan esneklik kavramı, mimaride genel olarak tanımlandıktan sonra sağladığı özellikler ile birlikte eğitim yapılarında ele alınmıştır. Sonrasında, tasarım ve kullanım aşamalarında uygulanan esneklik yaklaşımları belirlenerek; bu yaklaşımlar, yurtiçi ve yurtdışında bulunan yapı örnekleri üzerinden incelenmiştir. Tezin kuramsal kısmı oluşturulduktan sonra Türkiye’de tasarlanan eğitim yapıları, sahip oldukları esneklik yaklaşımları açısından değerlendirilmiştir. Eğitim yapıları yerinde gözlem yapılarak, mimarlarıyla görüşülerek ve teknik çizimleri incelenerek analiz edilmiştir. Değerlendirmelerle birlikte esneklik yaklaşımlarıyla tasarlanmış eğitim yapılarının değiştirilebilir, dönüştürülebilir, sürdürülebilir ve kullanıcı katılımının sağlanabildiği yapılar oldukları sonucuna varılmıştır.
Anahtar Kelimeler : Eğitim modeli, eğitim yapısı, esneklik, modüler sistem

The morphological tissues of two Mediterranean coastal colonies; Galata and Trani have been examined in macro-scale, together with the variations, linked to the distinct phases of economic and socio-cultural change in different time cycles, which is one of the bases of the Conzen approach. The effects of road-system changes, city walls, urban regulations and socio-cultural tissues on the urban morphologies of the cities throughout the history were investigated during the comparison of these two cities. Common features were found in both regions with respect to the urban morphology of newly developing and re-structured areas. According to the old map analysis, the urban growth inside the walls, the growth after the destruction of the walls, the developments of the minority regions and its effects on the urban texture, and the gridal growth of newly developing and destroyed regions are similar in Trani and Galata. Moreover, it was attempted to apply urban regulations which would large...

Pop Art, İngiltere ve Amerika başta olmak üzere tüm dünyada etkili olmuş bir sanat akımıdır.  Bu sanat akımı döneminde sanatçılar, tüketim kültürüne ait imge ve objeleri, gerçek yaşamdan alınan nesneleri, gündemde olan olayları ve Amerikan yaşam tarzını eserlerinde konu olarak ele almıştır. Sanatla beraber mimari, iç mekân ve mobilya tasarımlarında da Pop Art etkileri görülmüştür. Pop Art döneminde modern mimarlığın katı kurallarına ve modern dönem yapılarının çevresiyle ilişki kurmamasına tepki gösterilerek çevresiyle iletişim kuran bir mimari ön plandayken, iç mekân ve mobilya tasarımlarında renkli plastik malzemenin sıklıkla kullandığı yeni form denemelerinde pop etkiler kendini göstermiştir. Çalışma kapsamında, Pop Art döneminin tasarım anlayışı ele alınarak; dönemin önde gelen tasarımcıları Verner Panton ve Eero Aarnio’nun söylemleri üzerinden mobilya tasarım anlayışlarındaki benzerlikler ve farklılıkların ortaya konulması amaçlanmıştır. Sonuç olarak; tasarımcıların kendi çizgisinden kaynaklı yorum farklılıkları olsa da genellikle geleneksel mobilya formlarının terk edildiği; yeni form, yeni konsept, yeni malzeme ve canlı renkleri kullanmaya yöneldiği görülmektedir.

The smart space design concept has come to the fore after the developments in technology and material, changing user needs and expectations, the growth of the economy, the concept of sustainability becoming important. Various technology and material with high performance are utilized within the smart space design concept. One of the high performance-materials that is used in this design concept is smart materials. It is observed at the end of a literature review that the place of smart materials in the concept of smart space design has not yet been determined and these materials are confused with various technologies used in the design concept. The aim of the study is to examine the technologies used in the smart space design concept and to question the difference between the technologies used in this concept and smart materials. Literature review method was used as a method in the study. In various indexes and directories; The data were obtained by searching articles, books, theses with keywords. In conclusion, there may be an interaction, dynamism, and adaptation between the user and the components and elements of the space within the smart space design; or, this design concept may encompass sustainable design strategies. These properties are realized by the use of sensors, processors, actuators, and mechanical systems in the space while the same properties are exhibited in smart materials thanks to the natural abilities of the material. However, smart materials that realize this feature thanks to their natural properties may sometimes need sensors, processors, and actuators. The reason for this need is sometimes used depending on the setup of the design or the ability of the material to realize its ability on a large scale.

Kullanıcı konforu insanın güvenli, sağlıklı ve konforlu bir ortamda yaşamını sürdürebilmesi için gerekli ihtiyaçları
karşılamayı amaçlar. Bu da sağlığı, verimliliği ve mutluluğu artırırken, stresin azalmasına yol açar. Kullanıcı
konforunu etkileyen havalandırma, gün ışığı, manzara ve gürültü kontrolü gibi unsurlar, iç mekan kalitesini
artırarak insan sağlığını destekler. Bu çalışmanın amacı, hastanelerde kullanıcı konforu açısından literatür
taraması yaparak sağlık personeli, hastalar ve refakatçiler gibi farklı kullanıcı profillerine sahip hastanelerin
konfor kriterlerini ve tasarım gereksinimlerini belirlemektir. Çalışmada, hastaneler özelinde kullanıcı konforu
kriterleri tespit edilecek ve kullanıcı konforunu sağlamak için gerekli tasarım kriterleri ele alınacaktır. Bu sayede,
hastanelerde yaşam kalitesinin iyileştirilmesi ve kullanıcı memnuniyetinin artırılması hedeflenmektedir. Sonuç
olarak, fiziksel çevre bileşenleri göz önünde bulundurularak yapıların doğru bir şekilde tasarlanması, hastane
personelinin iş verimliliğini artırabilir, iş kazalarını azaltabilir ve hastaların uyku kalitesini iyileştirebilir. Ayrıca,
hastanede kalış süresi, ölüm oranı ve ağrı kesici kullanımı gibi faktörleri de olumlu yönde etkileyebilir.