Papers by dilek yumru

Yaşadığımız dünya birçok farklı ırktan, coğrafyadan, dil ve kültürden gelen insan topluluklarıyla... more Yaşadığımız dünya birçok farklı ırktan, coğrafyadan, dil ve kültürden gelen insan topluluklarıyla doludur. İnsanın doğayla olan varoluş savaşında hayatını sürdürebilme zorunluluğu, insanların bir arada uyumla yaşamalarını ve ortak iş üretmelerini sağlayarak kalabalık toplulukları ortak değerlere sahip bir topluma dönüştürmüştür. Her toplum dünyayı (yaşamı, doğayı, olay ve durumları) atalarından aktarılan birikimle algılamış, deneyimlemiş ve her yeni kuşakla bu değerleri zenginleştirerek geleceğe taşımıştır. Böylece bu insan toplulukları varlığını sürdürebilmeyi başarmıştır.Bugün kültür adını verdiğimiz bu ortak anlaşmalar zinciri, milyonlarca insanı bir arada uyumla görünmez kurallarla yaşayabilir kılmıştır. Kültürler arası ortak insani değerler, uygarlıkları oluşturmuş ve uluslar arası kabul gören ortak değerler haline gelmiştir. Kültür, yüzyıllarca bir arada yaşayarak ortak bir tarihin paylaşıldığı ve ortak bir gelecek ülküsüyle var olmayı hedefleyen, ulus niteliğini edinmişbir toplumun ürettiği maddi, manevi bütün değerlerdir. TDK TürkçeSözlük'te (1998: 1436) kültür "Tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü, hars, ekin" biçiminde tanımlanır.Korkmaz (1992: 8) kültürü "İnsanın doğup büyüdüğü aile ve soyca bağlı bulunduğu toplum çevresinden öğrendiği, bilinçaltına inen ve kişilerle toplum arasındaki ilişkilerde en güçlü bağı oluşturan dil" biçiminde tanımlarken Malinowski (1990:39) kültürü "... aletlerden ve tüketim mallarından, çeşitli toplumsal gruplaşmalar için yapılan anayasal belgelerden, insana özgü düşün ve becerilerden, inanç ve törelerden oluşan bütünsel bir toplamdır." sözleriyle açıklar.Kısaca, kültür, bir arada yaşayan insanların tarihin derinliklerinden gelen süreç içinde oluşturduğu değerler birikimidir. Bu değerler her toplulukta coğrafyaya, iklime, insan duygularına, düşünce ve eğilimlerine göre şekil alır, bir ruh kazanır. Bu ruh; ortak dil, ahlâk, estetik, sanat anlayışıyla, ürettiği yaşam araçlarıyla maddi ve manevi ürünleriyle o toplumu var eder. Atalardan gelen birikimle yüzlerce yıl içinde oluşan kültür, bir tutkal gibi bir aradalığı sağlayarak o toplumu uluslaştırır. Tarihsel süreçteinsanlar değerler üretip ortak bir kültür evreni yaratırken; kültür de o evren içinde yaşayan insana biçim vererek insanı var eder. Çok eski dönemlerde kullanılmaya başlayan uygulamalar, düşünce ve inanç kalıpları, yaşamı, doğayı, olayları okuyuş biçimi atalardan aktarılan bilgilerle kuşaktan kuşağa aktarılır ve bu, devamlılık gösterir. Birey büyüdüğü toplumda nasıl giyineceği, hangi mimari özelliklere uygun mekânlarda nasıl yaşayacağı, hangi aletleri kullanacağı, ne zaman, nerede ve nasıl doğa olaylarıyla uyumlu hareket edeceği, gelenekleri, inançları, sanat ürünleri ile duygu, düşüncelerini hangi estetik ve ahlâk anlayışıyla yorumlayacağı bilgisiniyaşayıp hissederek, gördüklerini kopyalayarak edinir. Dünyasını oluşturacak olan bütün bu değerler insanı tamamlar. İnsan yaşamının kısalığı ve her yeni gelen kuşakla geçirdiği değişim, insanın gelişimine paralel olarak kültürde de bir değişime yol açar. Toplumsal yaşamda yer edinmeye başlayan, yeniliklerle yenilenenler olduğu gibi; toplumda yeri silikleşen ve artık kullanılmayan kültürel ögeler günlük yaşamdan da belleklerden de zaman içinde silinir. Kültürün en temel taşıyıcısı olan dil de aynı şekilde kullanıcısıyla birlikte dönüşür, gelişir. Yukarıda belirtildiği gibi kültür sözcüğünün çok sayıda, çok farklı anlamları bulunmakla birlikte bu çalışmada sözcük sadece dil-kültür bağlamında ele alınacaktır. Zira kuşaktan kuşağa kültür aktarımı dil aracılığıyla gerçekleşir. Dil bir bellek gibi her ögeyi bünyesinde tutar ve dil öğrenen kişi o toplumun kültürel değerlerini de doğalıyla öğrenir. Kültürü oluşturan ögeler içerisinde aktarıcılık görevi olan kilit taşı konumundaki en önemli öge 'dil'dir. Dil, TDK Güncel Sözlük'te(URL4) "Düşünce ve duyguları bildirmeye yarayan herhangi bir anlatım aracı" ve "İnsanların düşündüklerini ve duyduklarını bildirmek için kelimelerle ya da işaretlerle yaptıkları
The Journal of Social Sciences
Journal of Social Sciences, 2017

Mythology is the whole of the legends that came from the earliest periods of humanity, the creati... more Mythology is the whole of the legends that came from the earliest periods of humanity, the creation of cultures, the universe, heroes, gods, and later written down. The humanity of the world has been scattered across different geographies, encountered different communities, and were influenced by each other's cultures. For this reason, when the common cultural elements between societies are examined, similarities in the mythologies of different nations draw attention. All these cultural elements are a reflection of the social subconscious and a counterpart of the perspective on the universe, life and events. Language teaching takes place through the interaction of two cultures. Benefiting from mythologies in teaching Turkish as a foreign language, students will learn the mythological heroes, creation stories and understanding of the universe and historical background of their classmates from Turkish and different countries in relation to the target language. As the students hear the heroes (gods), legends, they will switch to mythological legends in their own culture, discover common and different aspects and develop a universal perspective. In language teaching, role-playing, animation, creative writing and speaking practices and activities can be done to introduce mythological heroes and stories. Thus, new generations will have learned the mythologies of their own cultures, which they are not interested in, and have discovered both their own and the target language culture.

Edebiyat, insanın çevreye, bireye ve olaylara karşı duyarlılık kazanmasını sağlayan en önemli san... more Edebiyat, insanın çevreye, bireye ve olaylara karşı duyarlılık kazanmasını sağlayan en önemli sanatsal uyaranlardan biridir. Kişilik gelişiminin oluştuğu süreçte bir çocuğun okuyup anlayacağı ve duyarlılıklar edineceği nitelikli çocuk edebiyatı yapıtlarına gereksinimi vardır. Kişilik gelişimi sürecinde özdeşim kuracağı kahramandan örnek davranışlarını, farklı yaşam biçimlerini, değişik düşünce modellerini öğrenen çocuk, bu edinimlerini gerçek yaşamına yansıtacaktır. İnsana, yaşama, olaylara bakışı genişleyecek, düşünce ve duygu dünyası zenginleşecektir. Çocuk edebiyatı yapıtlarının kişiye kattıklarıyla, birey, insanlarla olan ilişkilerinde başarılı, çözüm üreten, sevgi dolu, girişimci, yaratıcı, kendine güvenen, kendisiyle ve çevresiyle barışık, dengeli bir insan olma yolunda ilerleyebilecektir. Ayrıca demokratik kültür bilincini kazanarak toplumdaki bireylerin farklılıklarına,bireysel haklarına saygı gösterecektir.
Bilim, insanlığa yaşamın her alanında kullanabilecek gelişmeler sunmaktadır. Bilgiyi, teknolojiyi... more Bilim, insanlığa yaşamın her alanında kullanabilecek gelişmeler sunmaktadır. Bilgiyi, teknolojiyi üreten her ülke o ürünü kendi dilinde adlandırır. Bu nedenle bu ürünleri kullanmak üzere başka ülkelerden alan her ülke bu araçları, kendi dilinde karşılık bularak halka sunmalıdır. Bu noktada bilimle uğraşan, bilgi ve teknoloji üreten her kesimdeki bireyin terim üretimine katkıda bulunması gerekir. Bilim, her dilde yapılır. Terim üretimine verilecek önem ve çalışmayla Türkçe her gereksinime uygun sözcük üretebilecek güce sahiptir. Bunun için de her ülke halkına öncelikle kendi diline sahip çıkma bilinci kazandırılmalıdır. Terim üretme sorumluluğu öncelikle ülkenin tüm aydınlarına, yöneticilerine ve özellikle bilim insanlarına düşmektedir.

Edebiyat, insanın çevreye, bireye ve olaylara karşı duyarlılık kazanmasını sağlayan en önemli san... more Edebiyat, insanın çevreye, bireye ve olaylara karşı duyarlılık kazanmasını sağlayan en önemli sanatsal uyaranlardan biridir. Kişilik gelişiminin oluştuğu süreçte bir çocuğun okuyup anlayacağı ve duyarlılıklar edineceği nitelikli çocuk edebiyatı yapıtlarına gereksinimi vardır. Kişilik gelişimi sürecinde özdeşim kuracağı kahramandan örnek davranışlarını, farklı yaşam biçimlerini, değişik düşünce modellerini öğrenen çocuk, bu edinimlerini gerçek yaşamına yansıtacaktır. İnsana, yaşama, olaylara bakışı genişleyecek, düşünce ve duygu dünyası zenginleşecektir. Çocuk edebiyatı yapıtlarının kişiye kattıklarıyla, birey, insanlarla olan ilişkilerinde başarılı, çözüm üreten, sevgi dolu, girişimci, yaratıcı, kendine güvenen, kendisiyle ve çevresiyle barışık, dengeli bir insan olma yolunda ilerleyebilecektir. Ayrıca demokratik kültür bilincini kazanarak toplumdaki bireylerin farklılıklarına,bireysel haklarına saygı gösterecektir.
Edebiyat derslerinde öğrencilere etkili bir öğrenme sağlamak için öğretmenin yazar/ şair hakkında... more Edebiyat derslerinde öğrencilere etkili bir öğrenme sağlamak için öğretmenin yazar/ şair hakkında kişiliği, yaşamı, sanat anlayışı, diğer sanatçılardan ayrılan yönü gibi niteliklerini anı türünden yararlanarak işlemesi verimi artıracaktır. Sanatçının yaşamını öğrenerek iç dünyasına girmeyi başaran öğrenciler sanatçıyı ve yapıtlarını daha iyi anlayacaklardır. Anılar aracılığıyla yazarın yapıtlarını okuma isteği duyacaktır. Ders bilgi odaklı biçimden çıkıp bir sanat dersine, bir yaşam deneyiminin, duygu ve düşüncelerin paylaşıldığı, üretildiği bir edebiyat dersine dönüşecektir.
Thesis Chapters by dilek yumru
Ayşe Kulin toplumsal sorunlara duyarlı bir yazardır. Ona göre sorunlara çözüm sağlayacak tek şey ... more Ayşe Kulin toplumsal sorunlara duyarlı bir yazardır. Ona göre sorunlara çözüm sağlayacak tek şey "eğitim"dir. Ona göre halkımız, aydınlık beyinler yetiştiren bir eğitim ile ancak sorunlardan kurtulabilecektir. Yazarın bu konuda üstünde durduğu en önemli nokta "kızların eğitimi"dir. Kulin'e göre değişim öncelikle kızların okumasıyla mümkün olacaktır.
Uploads
Papers by dilek yumru
Thesis Chapters by dilek yumru