Papers by Mazlum Kalak

Cok eski zamanlardan gunumuze kutsal olarak kabul goren su, insanoglunun sekillendirdigi mekânlar... more Cok eski zamanlardan gunumuze kutsal olarak kabul goren su, insanoglunun sekillendirdigi mekânlarda onemli bir etken olmustur. Su yapilari olarak anilan gunumuze kadar ulasan suyun sekillendirdigi hamamlar, yuzyillardir bircok medeniyetin kulturunu yansitan anitsal yapilardan biridir. Antik cagda ilk olarak Yunan medeniyetinin izlerini tasiyan, sonrasinda Roma, Bizans ve Islam toplumlarinda onemli yapi turlerinden olan hamamlar ve olusturdugu hamam kulturu kuresellesen dunyada eski degerini kaybetmekte ve kulturel miras degerimiz hamam yapilari korunmamakta, tarihi hamamlara verilen yeni islevler mekân ruhunun kaybolmasina neden olmaktadir. Neolitik Cagdan bu yana cesitli medeniyetlere taniklik etmis olan Şanliurfa’nin zengin mimari ve kulturel birikimlerinin ogesi olan tarihi hamam yapilarini yeterli onem verilmemesi nedeniyle bir kismi yok olmus ya da yok olmaya yuz tutmus harabe durumda, diger bir kismi da yapilan restorasyon calismalari sonucunda verilen islevler ile yapinin oz...

Cok eski zamanlardan gunumuze kutsal olarak kabul goren su, insanoglunun sekillendirdigi mekânlar... more Cok eski zamanlardan gunumuze kutsal olarak kabul goren su, insanoglunun sekillendirdigi mekânlarda onemli bir etken olmustur. Su yapilari olarak anilan gunumuze kadar ulasan suyun sekillendirdigi hamamlar, yuzyillardir bircok medeniyetin kulturunu yansitan anitsal yapilardan biridir. Antik cagda ilk olarak Yunan medeniyetinin izlerini tasiyan, sonrasinda Roma, Bizans ve Islam toplumlarinda onemli yapi turlerinden olan hamamlar ve olusturdugu hamam kulturu kuresellesen dunyada eski degerini kaybetmekte ve kulturel miras degerimiz hamam yapilari korunmamakta, tarihi hamamlara verilen yeni islevler mekân ruhunun kaybolmasina neden olmaktadir. Neolitik Cagdan bu yana cesitli medeniyetlere taniklik etmis olan Şanliurfa’nin zengin mimari ve kulturel birikimlerinin ogesi olan tarihi hamam yapilarini yeterli onem verilmemesi nedeniyle bir kismi yok olmus ya da yok olmaya yuz tutmus harabe durumda, diger bir kismi da yapilan restorasyon calismalari sonucunda verilen islevler ile yapinin oz...

Gecmisten gunumuze hizla degisim surecinde olan kentler, sosyal, siyasi, ekonomik, tarihsel ve ku... more Gecmisten gunumuze hizla degisim surecinde olan kentler, sosyal, siyasi, ekonomik, tarihsel ve kulturel gelisimlerin butunudur. Tarihsel surecte yasamis bircok toplumun kulturel izlerini barindiran kentsel mekânlar, gundelik yasantinin icerisinde kent kimligi ve toplum bellegi acisindan oneme sahiptir. Kuresellesmenin beraberinde getirdigi degisimler sonucunda mekânlarin yok olusuna, kollektif bellegin degerini yitirmesine, kimligin zedelenmesi ile tek tiplesen kentler olusmakta ve bu durum tartisma konusu haline gelmektedir. Tek tiplesen kentlerden biri olan Denizli, bircok medeniyete ev sahipligi yapmis ve bunyesinde inanclarinin, bilgilerinin ve geleneklerinin bir yansimasi olarak betimlenen somut ve somut olmayan kulturel miras degerlerini barindirmaktadir. Ancak, biriktirdigi bu degerler 1950 yillari sonrasinda kuresellesmenin etkisiyle hizla yok olmaya baslamistir. Bu nedenle calismada Denizli kent merkezinde bulunan, kent kimligi ve kent bellegi acisindan onemli bir yeri olan...

İksad Publishing House, 2020
MEKÂN ORGANİZASYONUNDA EYVANIN ROLÜ VE ÖNEMİ
Köklü bir geçmişe sahip olan eyvan, özellikle dini... more MEKÂN ORGANİZASYONUNDA EYVANIN ROLÜ VE ÖNEMİ
Köklü bir geçmişe sahip olan eyvan, özellikle dini yapıların mekân organizasyonunda önemli rol oynamıştır. Eyvanın kullanım alanı dini yapılarla sınırlı kalmamış hamam, medrese, han, saray ve benzeri pek çok yapıda da yer almıştır. Zaman içinde geniş anlamlar üstlenen bu yapı elemanı farklı mimari birimlerde farklı amaçlarla kullanılmıştır. Yaşamın önemli bir kısmının geçtiği mekânların başında gelen konutun, sosyal yaşam organizasyonunda eyvan önemli bir role sahiptir. Kendinden önceki mimari birimlerin bir sentezi olan eyvanın, günümüzde Güneydoğu Anadolu bölgesinin geleneksel konut planında etkin kullanımı görülmektedir. Eyvanın konut içerisindeki kullanımı üstlendiği fonksiyona göre farklılık gösterebilmektedir. Örneğin eyvan, odalar arası geçişi sağlayan bir yarı açık mekân olabileceği gibi yaz aylarında serinlemek amacıyla oturulan dinlenme mekânlarına da dönüşebilmektedir. Bu çalışma kapsamında eyvanın geçmişten günümüze kadar geçirdiği süreç özetlenmekte, Diyarbakır, Mardin ve Şanlıurfa gibi eyvanlı konut dokusunun yoğun olduğu kentlerde, eyvan biriminde bulunan farklılıklar ve benzerlikler incelenerek literatüre katkı sağlamak amaçlanmaktadır. İklim, coğrafya, sosyal ve ekonomik yapı gibi pek çok faktörle şekillenen mekân organizasyonunda, eyvanın önemini ortaya koymak çalışmanın esas hedeflerinden biridir.
THE ROLE AND IMPORTANCE OF IWAN IN SPACE ORGANIZATION
Iwan, which has a deep-rooted history, played an important role especially in the space organization of religious structures. The usage of iwan is not only limited to religious buildings, but also used in baths, madrasahs, khans, palaces etc. This building element, which gained varies meanings in time, is used in different architectural structures for different purposes. Iwan organizes the social life of the house, in which life mostly takes part. Iwan, which is a synthesis of the previous architectural units, is seen to be used effectively in the plan of the traditional houses in Southeastern Anatolia. The use of iwan in houses may vary depending on the function it undertakes. For example, iwan may be a semi-open space that allows passage between rooms, may also become a resting space to sit during summer in order to cool off. In this context, it is aimed to contribute to the literature by summarizing the process of iwan from past to present and by examining the differences and similarities found in the iwan units, in cities where the houses with iwan are dense such as Diyarbakır, Mardin and Şanlıurfa. The importance of iwan in organizing space, which is shaped by many factors like climate, geography, social and economic structure, is one of the main objectives of this study.

SİVEREK TARİHİ HAMAM YAPILARININ KULLANIM DURUMLARI, 2018
ÖZET Çok eski zamanlardan günümüze kutsal olarak kabul gören su, insanoğlunun şekillendirdiği mek... more ÖZET Çok eski zamanlardan günümüze kutsal olarak kabul gören su, insanoğlunun şekillendirdiği mekânlarda önemli bir etken olmuştur. Su yapıları olarak anılan günümüze kadar ulaşan suyun şekillendirdiği hamamlar, yüzyıllardır birçok medeniyetin kültürünü yansıtan anıtsal yapılardan biridir. Antik çağda ilk olarak Yunan medeniyetinin izlerini taşıyan, sonrasında Roma, Bizans ve İslam toplumlarında önemli yapı türlerinden olan hamamlar ve hamamların oluşturduğu hamam kültürü küreselleşen dünyada eski değerini kaybetmekte ve korunmamaktadır. Bununla birlikte tarihi hamamlara verilen yeni işlevler mekân ruhunun kaybolmasına neden olmaktadır. Antik çağdan günümüze birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Şanlıurfa"nın zengin mimari ve kültürel birikimlerinin bir öğesi olan tarihi hamam yapılarına yeterli önem verilmemektedir. Bu nedenle hamamların bir kısmı yok olmuş veya yok olmaya yüz tutmuş harabe durumdadır, diğer bir kısmı da yapılan restorasyon çalışmaları sonucu işlev değişikliğine uğramıştır. Kullanımı devam eden hamam yapılarına ise birçok müdahale yapılmış, bunların sonucunda yapılar özgünlüğünü yitirmiştir. Bu çalışmanın amacı Şanlıurfa"nın zengin tarihi ve kültürü içinde barındıran Siverek ilçesinin tarihi hamamlarının kültürel miras bağlamında değerlendirilmesidir. Bu amaç kapsamında, Anadolu geleneksel hamam kültürünün tarihsel süreci, Osmanlı hamam mimarisi ve Siverek örnekleminde tarihi hamam yapılarının mimari özellikleri ile yapıların günümüzdeki durumları yerinde gözlem, Şanlıurfa Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü ve Siverek Belediyesi"nden alınan belgeler doğrultusunda ortaya konacaktır. Siverek"te hamam kültürünün devam etmesine rağmen tarihi hamam yapıları kullanılmayarak yok olmakta veya işlev değişikliğine gidilerek kullanılmaktadır. İncelemeler sonucunda Yeraltı hamamının belgelenmeden yıkılarak yok olduğu, Abdalağa Hamamı"nın yıkılmak üzere olduğu ve acil müdahaleye ihtiyaç duyduğu tespit edilmiştir. "Merkez Banyo" olarak adlandırılan Cincıklı Hamamı ise sergi salonu ve fotoğraf derneği olarak yeniden işlevlendirilmiştir. Bu bulgular ışığında tarihi hamam yapılarının kültürel miras ve mimari miras bağlamında önemi vurgulanarak, günümüze ulaşmış olan yapıların korunması için önerilerde bulunulacaktır. ABSTRACT The water, which was accepted as a sacred from ancient times to today, has become an important factor in the places that are shaped by human beings. Referred to as water structures baths, shaped by water reaching until today are defined as constructions that provide various solutions such as cleansing, purification and healing in 1 Anadolu Üniversitesi,

VAN GÖLÜ KIYISINDAKİ MİMARİ YAPILARIN CEPHELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA, 2018
The natural environment and the architectural environment are part of an integral whole. Coastal ... more The natural environment and the architectural environment are part of an integral whole. Coastal architecture is one of the areas where both natural and architectural environment merge. The coherence between these two environments is related to the effectiveness of visual quality. Keeping the spirit of architectural identities and spaces on the coasts that have been taken into consideration by taking this design philosophy into consideration, it is effective in directing the aesthetic perception. There are many scientific studies on coastal architecture and aesthetics in facade architecture. However, it has not been a subject that has been studied so far in the aesthetic context of the facades of the architectural works on the shores of Van Lake. Therefore, in this study, it is aimed to discuss the aesthetic phenomenon on the facades in the context of information processing theory in coastal architecture and to carry the facades of the architectural works on the shores of Lake Van to the special. The questions and responses to a group of hundred people, both experts and users, were evaluated as a pilot study. 1 [email protected] 2 [email protected] 3 [email protected]
Conference Presentations by Mazlum Kalak

INTERNATIONAL TURKIC WORLD CONGRESS ON SCIENCE AND ENGINEERING, 2019
Endüstri mirası kavramını, en geniş anlamıyla mekanik araçlarla ve düzeneklerle mal ve/veya hizme... more Endüstri mirası kavramını, en geniş anlamıyla mekanik araçlarla ve düzeneklerle mal ve/veya hizmet üretme etkinliği ve bu amaçla üretilmiş mimariyi bütünsel olarak kendisine konu alan bir bilimsel disiplin olarak tanımlanmaktadır.
1936 tarihinde işletmeye açılan SEKA Selüloz ve Kağıt Fabrikaları Cumhuriyet döneminde Kocaeli’nde kurulan öncü modernleşme hareketlerindendir. Sadece üretim odaklı olmakla kalmayıp, ayrıca yer bulunduğu Kocaeli’nde ekonomik, sosyal ve kültürel yönden kente katkı sağlamıştır. Ekonomi politikaları nedeniyle 1998’de özelleştirilen SEKA Selüloz ve Kâğıt Fabrikaları’nın faaliyetine 2005 yılında teknolojisinin yetersizliği gerekçesiyle son verilmiştir.
Bu çalışmada, Endüstri mirası kapsamı içerisinde yeniden işlevlendirilen SEKA Kağıt Müzesi ve Bilim Merkezi’ne dönüştürülen SEKA 1. Kağıt fabrikasının dönüşüm serüveninin koruma ve bellek ilişkisi üzerinden değerlendirilmesi yapılmaktadır. SEKA’nın tarihsel süreci mimari açıdan ele alınarak, günümüz hali yerinde incelemeler, literatür ve proje süreçleri üzerinden ele alınmaktadır.
Books by Mazlum Kalak

İKSAD Publishing House, 2021
Çıkmaz sokak, özellikle İslam şehirlerinin morfolojisinde önemli yere
sahiptir. Çıkmaz sokaklar a... more Çıkmaz sokak, özellikle İslam şehirlerinin morfolojisinde önemli yere
sahiptir. Çıkmaz sokaklar ana yollar ve ev arsında geçiş bölgesi
(tampon) özeliği taşımaktadır. Bu nedenle hem İslamiyet için önemli
konulardan olan mahremiyet olgusu hem de konut sakinlerinin güvenli
alan ihtiyaçları için önemli mekânsal öğeler olmaktadır. Genellikle
konut alanlarında tercih edilen çıkmaz sokaklar, kamusal alan olan
caddeler ile özel olan konutlar arasında yarı-mahrem bir ara mekân
oluşturmaktadır. Bu ara mekân, sokak sakinlerinin otokontrolünde
ortak paylaşımların yapıldığı alanlar özelliği taşımaktadır. Osmanlı
kent yapısında çokça tercih edilen ve kente karakteristik özellik katan
çıkmaz sokaklar, günümüzde hızlı kentleşmenin de etkisiyle taşıtlara
yönelik tasarım anlayışının benimsenmesiyle, yok olma sürecine
girmiştir. Organik, dar ve eğrisel olarak gelişen geleneksel dokudaki
yollar kargaşa olarak yorumlanmış ve cetvelle çizilmiş düz geniş yollar
tasarlanmıştır. Erişimin sürdürülebilirliğini sağlamak düşüncesiyle
çıkmaz sokaklar ortadan kaldırılmış ve yeni tasarımlarda yer
verilmemiştir. Çalışma kapsamında ilk olarak çıkmaz sokakların
oluşumu, kullanımı ve mekan hiyerarşindeki yeri ile ilgili detaylı
literatür çalışması yapılmıştır. Daha sonra çıkmaz sokak kültürünü
devam ettirmeye çalışan Siverek kenti incelenmiş, kentte geleneksel
dokuya sahip Gülabibey, Kale, Hasan Çelebi, Cami-i Kebir, Hamidiye,
Hayriye, Şair İbrahim Rafet mahallelerinde bulunan çıkmaz sokaklar
çalışma kapsamında ele alınmıştır. Çıkmaz sokakların kullanımı ve
mekân hiyerarşisindeki önemi vurgulamak için Hayriye Mahallesinde
bulunan farklı formlara sahip 4 adet çıkmaz sokak üzerinden detaylı
çalışmalar yapılmıştır. Çıkmaz sokak kullanıcıları ile sözlü görüşmeler
yapılmış, sokakların fotoğrafları çekilerek belge niteliğinde arşiv
oluşturulmuş, çıkmaz sokakların bulunduğu mahalle haritaları çizilmiş,
çıkmaz sokak tipleri belirlenmiş, sokakların önemi ve işleyişi
diyagramlarla aktarılmıştır. Siverek üzerinde yapılan okuma ile çıkmaz
sokakların özellikleri, taşıdığı değerler, mekân hiyerarşisindeki yeri ve
önemi öne çıkarılmış, kentsel tasarımlarda yarı kamusal alan niteliği
taşıyan mekanların eksikliği vurgulanmış ve yeni tasarımlarda mekân
hiyerarşisindeki eksik yarı kamusal halkanın yer almaması gerekliliği
anlatılmıştır.

İKSAD, 2019
Bayburt geleneksel konutları, yapıldıkları dönemin özellikler ve
ihtiyaçları doğrultusunda yaşam,... more Bayburt geleneksel konutları, yapıldıkları dönemin özellikler ve
ihtiyaçları doğrultusunda yaşam, üretim ve hizmet eylemleri çerçevesinde şekillenmektedir. Sosyo-kültürel ve ekonomik koşulların etkilediği mimari ve yapısal özelliklerde konutların şekillenmesinde önemli
rol oynamaktadır. Yaşam aktiviteleri olan; oturma, yeme-içme, uyuma, misafir ağırlama ve halı ve ehram dokuma, sebze ve meyve yetiştirme gibi üretim aktivitelerinin gerçekleştirilebileceği mekânlar sunmaktadır. Söz konusu konutların, özgün yapısının korunması ve geleceğe aktarılması adına büyük önem arz etmektedir. Yapılan çalışmada,
19. Yüzyıl sonu 20. Yüzyıl başlarında inşa edildiği düşünülen Talip
Yeşil’e ait olan yapının 28.09.2017 tarihli kurul kararı ile onaylanan
tarafımızca hazırlanan rölöve, restitüsyon, restorasyon projeleri hazırlanmıştır. Geleneksel Bayburt evi olan yapının kimliğine saygılı, kullanıcıların ihtiyaçlarına cevap verebilen, gelecek nesillere aktarılmasını sağlayacak restorasyon projesi ile Bayburt’ta yer alan diğer geleneksel evlerinde korunması ve yaşatılması için önemli bir adım olması
amaçlanmıştır.

Gece Kitaplığı, 2020
Ülkemizde 20. yüzyılın başlarında başlayıp ve günümüzde devam
eden, konut tasarımında ve kent pla... more Ülkemizde 20. yüzyılın başlarında başlayıp ve günümüzde devam
eden, konut tasarımında ve kent planlamasında, yöresel özelliklerin
sürece yeterince dâhil edilmediği görülmektedir. Bu tasarım anlayışının
sonucunda ise sosyo-kültürel gereksinimlere cevap vermeyen bulundukları
yörenin iklim ve doğa koşullarına uyum sağlamayan sürdürülemez,
kimliksiz, aidiyet hissi uyandırmayan mekân üretimi gözlenmektedir.
Bu tasarım anlayışının sonucunda ortaya çıkan ekolojik düzen ile
çatışan, kimliksiz ve aidiyet hissi uyandırmayan mekan üretiminin
aksine geleneksel mimarinin bulunduğu bölgenin doğa şartlarına uyumlu
olduğu, tarihi ve kültürel etkenlerle var olduğu görülmektedir. Eyüce,
önceki nesillerden devralınanlar ve birikmiş/biriktirilmiş deneyimlerin
kullanılarak günümüze aktarılmasının sonucu olan geleneksel mimariyi
doğal koşullar ile çarpıcı biçimdeki uyumuna dikkat çekmektedir [1].
Cansever, geleneksel mimarinin günümüz konutundan farklı olarak
sosyal ilişkiler kurmaya imkân tanıdığına, yapılar arası ilişkinin doğaya
göre bir düzen içinde olduğuna dikkat çeker [2]. Bu anlamda geleneksel
yapılar eğitici bir rol üstlendikleri kadar esin kaynağı da olabilmektedir.
Nitekim Le Corbusier’nin beş tasarım ilkesi olan serbest plan, serbest
cephe, yerden yükseltilmiş yapı, yatay pencere, ve çatı bahçesi ile
geleneksel Maley evlerinin yapı/mekan kurgulanma ilkeleri arasındaki
benzerlikler şaşılacak boyutlardadır [1]. Ekolojik tasarım kriterlerine
uygun yapı üretimi isteğe bağlı bir durumdan ziyade zorunluluk teşkil
etmelidir. Çünkü Ekolojik mimarlık ve sürdürülebilirlik kavramları ortaya
çıkmadan önce insanlar gereksinimleri doğrultusunda bu ilkelere uyumlu
yerleşimler inşa etmişlerdir.
Bu bağlamda birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış ve günümüzde
halen geleneksel yapı stoğunu koruyan Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin
mimari özelliklerini önemli ölçüde yansıtan Diyarbakır, Mardin ve
Şanlıurfa kentleri çalışma alanı olarak seçilmiş ve ekolojik tasarım
ilkelerinden arazi formuna uyum, yeşil alan kullanımı, sokak kurgusu,
malzeme ve iklim uyumluluğu incelenmiştir. Bu anlamda geleneksel
yapılar eğitici bir rol üstlendikleri kadar esin kaynağı da olabilmektedir.
Çalışma sonucunda bugün kaçınılmaz olan değişim sürecinde yapıların,
geleneksel yerleşimlerin yakalamış olduğu ekolojik düzeni yeni
tasarımlara entegresi gerekliliğini vurgulamaktır.
Uploads
Papers by Mazlum Kalak
Köklü bir geçmişe sahip olan eyvan, özellikle dini yapıların mekân organizasyonunda önemli rol oynamıştır. Eyvanın kullanım alanı dini yapılarla sınırlı kalmamış hamam, medrese, han, saray ve benzeri pek çok yapıda da yer almıştır. Zaman içinde geniş anlamlar üstlenen bu yapı elemanı farklı mimari birimlerde farklı amaçlarla kullanılmıştır. Yaşamın önemli bir kısmının geçtiği mekânların başında gelen konutun, sosyal yaşam organizasyonunda eyvan önemli bir role sahiptir. Kendinden önceki mimari birimlerin bir sentezi olan eyvanın, günümüzde Güneydoğu Anadolu bölgesinin geleneksel konut planında etkin kullanımı görülmektedir. Eyvanın konut içerisindeki kullanımı üstlendiği fonksiyona göre farklılık gösterebilmektedir. Örneğin eyvan, odalar arası geçişi sağlayan bir yarı açık mekân olabileceği gibi yaz aylarında serinlemek amacıyla oturulan dinlenme mekânlarına da dönüşebilmektedir. Bu çalışma kapsamında eyvanın geçmişten günümüze kadar geçirdiği süreç özetlenmekte, Diyarbakır, Mardin ve Şanlıurfa gibi eyvanlı konut dokusunun yoğun olduğu kentlerde, eyvan biriminde bulunan farklılıklar ve benzerlikler incelenerek literatüre katkı sağlamak amaçlanmaktadır. İklim, coğrafya, sosyal ve ekonomik yapı gibi pek çok faktörle şekillenen mekân organizasyonunda, eyvanın önemini ortaya koymak çalışmanın esas hedeflerinden biridir.
THE ROLE AND IMPORTANCE OF IWAN IN SPACE ORGANIZATION
Iwan, which has a deep-rooted history, played an important role especially in the space organization of religious structures. The usage of iwan is not only limited to religious buildings, but also used in baths, madrasahs, khans, palaces etc. This building element, which gained varies meanings in time, is used in different architectural structures for different purposes. Iwan organizes the social life of the house, in which life mostly takes part. Iwan, which is a synthesis of the previous architectural units, is seen to be used effectively in the plan of the traditional houses in Southeastern Anatolia. The use of iwan in houses may vary depending on the function it undertakes. For example, iwan may be a semi-open space that allows passage between rooms, may also become a resting space to sit during summer in order to cool off. In this context, it is aimed to contribute to the literature by summarizing the process of iwan from past to present and by examining the differences and similarities found in the iwan units, in cities where the houses with iwan are dense such as Diyarbakır, Mardin and Şanlıurfa. The importance of iwan in organizing space, which is shaped by many factors like climate, geography, social and economic structure, is one of the main objectives of this study.
Conference Presentations by Mazlum Kalak
1936 tarihinde işletmeye açılan SEKA Selüloz ve Kağıt Fabrikaları Cumhuriyet döneminde Kocaeli’nde kurulan öncü modernleşme hareketlerindendir. Sadece üretim odaklı olmakla kalmayıp, ayrıca yer bulunduğu Kocaeli’nde ekonomik, sosyal ve kültürel yönden kente katkı sağlamıştır. Ekonomi politikaları nedeniyle 1998’de özelleştirilen SEKA Selüloz ve Kâğıt Fabrikaları’nın faaliyetine 2005 yılında teknolojisinin yetersizliği gerekçesiyle son verilmiştir.
Bu çalışmada, Endüstri mirası kapsamı içerisinde yeniden işlevlendirilen SEKA Kağıt Müzesi ve Bilim Merkezi’ne dönüştürülen SEKA 1. Kağıt fabrikasının dönüşüm serüveninin koruma ve bellek ilişkisi üzerinden değerlendirilmesi yapılmaktadır. SEKA’nın tarihsel süreci mimari açıdan ele alınarak, günümüz hali yerinde incelemeler, literatür ve proje süreçleri üzerinden ele alınmaktadır.
Books by Mazlum Kalak
sahiptir. Çıkmaz sokaklar ana yollar ve ev arsında geçiş bölgesi
(tampon) özeliği taşımaktadır. Bu nedenle hem İslamiyet için önemli
konulardan olan mahremiyet olgusu hem de konut sakinlerinin güvenli
alan ihtiyaçları için önemli mekânsal öğeler olmaktadır. Genellikle
konut alanlarında tercih edilen çıkmaz sokaklar, kamusal alan olan
caddeler ile özel olan konutlar arasında yarı-mahrem bir ara mekân
oluşturmaktadır. Bu ara mekân, sokak sakinlerinin otokontrolünde
ortak paylaşımların yapıldığı alanlar özelliği taşımaktadır. Osmanlı
kent yapısında çokça tercih edilen ve kente karakteristik özellik katan
çıkmaz sokaklar, günümüzde hızlı kentleşmenin de etkisiyle taşıtlara
yönelik tasarım anlayışının benimsenmesiyle, yok olma sürecine
girmiştir. Organik, dar ve eğrisel olarak gelişen geleneksel dokudaki
yollar kargaşa olarak yorumlanmış ve cetvelle çizilmiş düz geniş yollar
tasarlanmıştır. Erişimin sürdürülebilirliğini sağlamak düşüncesiyle
çıkmaz sokaklar ortadan kaldırılmış ve yeni tasarımlarda yer
verilmemiştir. Çalışma kapsamında ilk olarak çıkmaz sokakların
oluşumu, kullanımı ve mekan hiyerarşindeki yeri ile ilgili detaylı
literatür çalışması yapılmıştır. Daha sonra çıkmaz sokak kültürünü
devam ettirmeye çalışan Siverek kenti incelenmiş, kentte geleneksel
dokuya sahip Gülabibey, Kale, Hasan Çelebi, Cami-i Kebir, Hamidiye,
Hayriye, Şair İbrahim Rafet mahallelerinde bulunan çıkmaz sokaklar
çalışma kapsamında ele alınmıştır. Çıkmaz sokakların kullanımı ve
mekân hiyerarşisindeki önemi vurgulamak için Hayriye Mahallesinde
bulunan farklı formlara sahip 4 adet çıkmaz sokak üzerinden detaylı
çalışmalar yapılmıştır. Çıkmaz sokak kullanıcıları ile sözlü görüşmeler
yapılmış, sokakların fotoğrafları çekilerek belge niteliğinde arşiv
oluşturulmuş, çıkmaz sokakların bulunduğu mahalle haritaları çizilmiş,
çıkmaz sokak tipleri belirlenmiş, sokakların önemi ve işleyişi
diyagramlarla aktarılmıştır. Siverek üzerinde yapılan okuma ile çıkmaz
sokakların özellikleri, taşıdığı değerler, mekân hiyerarşisindeki yeri ve
önemi öne çıkarılmış, kentsel tasarımlarda yarı kamusal alan niteliği
taşıyan mekanların eksikliği vurgulanmış ve yeni tasarımlarda mekân
hiyerarşisindeki eksik yarı kamusal halkanın yer almaması gerekliliği
anlatılmıştır.
ihtiyaçları doğrultusunda yaşam, üretim ve hizmet eylemleri çerçevesinde şekillenmektedir. Sosyo-kültürel ve ekonomik koşulların etkilediği mimari ve yapısal özelliklerde konutların şekillenmesinde önemli
rol oynamaktadır. Yaşam aktiviteleri olan; oturma, yeme-içme, uyuma, misafir ağırlama ve halı ve ehram dokuma, sebze ve meyve yetiştirme gibi üretim aktivitelerinin gerçekleştirilebileceği mekânlar sunmaktadır. Söz konusu konutların, özgün yapısının korunması ve geleceğe aktarılması adına büyük önem arz etmektedir. Yapılan çalışmada,
19. Yüzyıl sonu 20. Yüzyıl başlarında inşa edildiği düşünülen Talip
Yeşil’e ait olan yapının 28.09.2017 tarihli kurul kararı ile onaylanan
tarafımızca hazırlanan rölöve, restitüsyon, restorasyon projeleri hazırlanmıştır. Geleneksel Bayburt evi olan yapının kimliğine saygılı, kullanıcıların ihtiyaçlarına cevap verebilen, gelecek nesillere aktarılmasını sağlayacak restorasyon projesi ile Bayburt’ta yer alan diğer geleneksel evlerinde korunması ve yaşatılması için önemli bir adım olması
amaçlanmıştır.
eden, konut tasarımında ve kent planlamasında, yöresel özelliklerin
sürece yeterince dâhil edilmediği görülmektedir. Bu tasarım anlayışının
sonucunda ise sosyo-kültürel gereksinimlere cevap vermeyen bulundukları
yörenin iklim ve doğa koşullarına uyum sağlamayan sürdürülemez,
kimliksiz, aidiyet hissi uyandırmayan mekân üretimi gözlenmektedir.
Bu tasarım anlayışının sonucunda ortaya çıkan ekolojik düzen ile
çatışan, kimliksiz ve aidiyet hissi uyandırmayan mekan üretiminin
aksine geleneksel mimarinin bulunduğu bölgenin doğa şartlarına uyumlu
olduğu, tarihi ve kültürel etkenlerle var olduğu görülmektedir. Eyüce,
önceki nesillerden devralınanlar ve birikmiş/biriktirilmiş deneyimlerin
kullanılarak günümüze aktarılmasının sonucu olan geleneksel mimariyi
doğal koşullar ile çarpıcı biçimdeki uyumuna dikkat çekmektedir [1].
Cansever, geleneksel mimarinin günümüz konutundan farklı olarak
sosyal ilişkiler kurmaya imkân tanıdığına, yapılar arası ilişkinin doğaya
göre bir düzen içinde olduğuna dikkat çeker [2]. Bu anlamda geleneksel
yapılar eğitici bir rol üstlendikleri kadar esin kaynağı da olabilmektedir.
Nitekim Le Corbusier’nin beş tasarım ilkesi olan serbest plan, serbest
cephe, yerden yükseltilmiş yapı, yatay pencere, ve çatı bahçesi ile
geleneksel Maley evlerinin yapı/mekan kurgulanma ilkeleri arasındaki
benzerlikler şaşılacak boyutlardadır [1]. Ekolojik tasarım kriterlerine
uygun yapı üretimi isteğe bağlı bir durumdan ziyade zorunluluk teşkil
etmelidir. Çünkü Ekolojik mimarlık ve sürdürülebilirlik kavramları ortaya
çıkmadan önce insanlar gereksinimleri doğrultusunda bu ilkelere uyumlu
yerleşimler inşa etmişlerdir.
Bu bağlamda birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış ve günümüzde
halen geleneksel yapı stoğunu koruyan Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin
mimari özelliklerini önemli ölçüde yansıtan Diyarbakır, Mardin ve
Şanlıurfa kentleri çalışma alanı olarak seçilmiş ve ekolojik tasarım
ilkelerinden arazi formuna uyum, yeşil alan kullanımı, sokak kurgusu,
malzeme ve iklim uyumluluğu incelenmiştir. Bu anlamda geleneksel
yapılar eğitici bir rol üstlendikleri kadar esin kaynağı da olabilmektedir.
Çalışma sonucunda bugün kaçınılmaz olan değişim sürecinde yapıların,
geleneksel yerleşimlerin yakalamış olduğu ekolojik düzeni yeni
tasarımlara entegresi gerekliliğini vurgulamaktır.
Köklü bir geçmişe sahip olan eyvan, özellikle dini yapıların mekân organizasyonunda önemli rol oynamıştır. Eyvanın kullanım alanı dini yapılarla sınırlı kalmamış hamam, medrese, han, saray ve benzeri pek çok yapıda da yer almıştır. Zaman içinde geniş anlamlar üstlenen bu yapı elemanı farklı mimari birimlerde farklı amaçlarla kullanılmıştır. Yaşamın önemli bir kısmının geçtiği mekânların başında gelen konutun, sosyal yaşam organizasyonunda eyvan önemli bir role sahiptir. Kendinden önceki mimari birimlerin bir sentezi olan eyvanın, günümüzde Güneydoğu Anadolu bölgesinin geleneksel konut planında etkin kullanımı görülmektedir. Eyvanın konut içerisindeki kullanımı üstlendiği fonksiyona göre farklılık gösterebilmektedir. Örneğin eyvan, odalar arası geçişi sağlayan bir yarı açık mekân olabileceği gibi yaz aylarında serinlemek amacıyla oturulan dinlenme mekânlarına da dönüşebilmektedir. Bu çalışma kapsamında eyvanın geçmişten günümüze kadar geçirdiği süreç özetlenmekte, Diyarbakır, Mardin ve Şanlıurfa gibi eyvanlı konut dokusunun yoğun olduğu kentlerde, eyvan biriminde bulunan farklılıklar ve benzerlikler incelenerek literatüre katkı sağlamak amaçlanmaktadır. İklim, coğrafya, sosyal ve ekonomik yapı gibi pek çok faktörle şekillenen mekân organizasyonunda, eyvanın önemini ortaya koymak çalışmanın esas hedeflerinden biridir.
THE ROLE AND IMPORTANCE OF IWAN IN SPACE ORGANIZATION
Iwan, which has a deep-rooted history, played an important role especially in the space organization of religious structures. The usage of iwan is not only limited to religious buildings, but also used in baths, madrasahs, khans, palaces etc. This building element, which gained varies meanings in time, is used in different architectural structures for different purposes. Iwan organizes the social life of the house, in which life mostly takes part. Iwan, which is a synthesis of the previous architectural units, is seen to be used effectively in the plan of the traditional houses in Southeastern Anatolia. The use of iwan in houses may vary depending on the function it undertakes. For example, iwan may be a semi-open space that allows passage between rooms, may also become a resting space to sit during summer in order to cool off. In this context, it is aimed to contribute to the literature by summarizing the process of iwan from past to present and by examining the differences and similarities found in the iwan units, in cities where the houses with iwan are dense such as Diyarbakır, Mardin and Şanlıurfa. The importance of iwan in organizing space, which is shaped by many factors like climate, geography, social and economic structure, is one of the main objectives of this study.
1936 tarihinde işletmeye açılan SEKA Selüloz ve Kağıt Fabrikaları Cumhuriyet döneminde Kocaeli’nde kurulan öncü modernleşme hareketlerindendir. Sadece üretim odaklı olmakla kalmayıp, ayrıca yer bulunduğu Kocaeli’nde ekonomik, sosyal ve kültürel yönden kente katkı sağlamıştır. Ekonomi politikaları nedeniyle 1998’de özelleştirilen SEKA Selüloz ve Kâğıt Fabrikaları’nın faaliyetine 2005 yılında teknolojisinin yetersizliği gerekçesiyle son verilmiştir.
Bu çalışmada, Endüstri mirası kapsamı içerisinde yeniden işlevlendirilen SEKA Kağıt Müzesi ve Bilim Merkezi’ne dönüştürülen SEKA 1. Kağıt fabrikasının dönüşüm serüveninin koruma ve bellek ilişkisi üzerinden değerlendirilmesi yapılmaktadır. SEKA’nın tarihsel süreci mimari açıdan ele alınarak, günümüz hali yerinde incelemeler, literatür ve proje süreçleri üzerinden ele alınmaktadır.
sahiptir. Çıkmaz sokaklar ana yollar ve ev arsında geçiş bölgesi
(tampon) özeliği taşımaktadır. Bu nedenle hem İslamiyet için önemli
konulardan olan mahremiyet olgusu hem de konut sakinlerinin güvenli
alan ihtiyaçları için önemli mekânsal öğeler olmaktadır. Genellikle
konut alanlarında tercih edilen çıkmaz sokaklar, kamusal alan olan
caddeler ile özel olan konutlar arasında yarı-mahrem bir ara mekân
oluşturmaktadır. Bu ara mekân, sokak sakinlerinin otokontrolünde
ortak paylaşımların yapıldığı alanlar özelliği taşımaktadır. Osmanlı
kent yapısında çokça tercih edilen ve kente karakteristik özellik katan
çıkmaz sokaklar, günümüzde hızlı kentleşmenin de etkisiyle taşıtlara
yönelik tasarım anlayışının benimsenmesiyle, yok olma sürecine
girmiştir. Organik, dar ve eğrisel olarak gelişen geleneksel dokudaki
yollar kargaşa olarak yorumlanmış ve cetvelle çizilmiş düz geniş yollar
tasarlanmıştır. Erişimin sürdürülebilirliğini sağlamak düşüncesiyle
çıkmaz sokaklar ortadan kaldırılmış ve yeni tasarımlarda yer
verilmemiştir. Çalışma kapsamında ilk olarak çıkmaz sokakların
oluşumu, kullanımı ve mekan hiyerarşindeki yeri ile ilgili detaylı
literatür çalışması yapılmıştır. Daha sonra çıkmaz sokak kültürünü
devam ettirmeye çalışan Siverek kenti incelenmiş, kentte geleneksel
dokuya sahip Gülabibey, Kale, Hasan Çelebi, Cami-i Kebir, Hamidiye,
Hayriye, Şair İbrahim Rafet mahallelerinde bulunan çıkmaz sokaklar
çalışma kapsamında ele alınmıştır. Çıkmaz sokakların kullanımı ve
mekân hiyerarşisindeki önemi vurgulamak için Hayriye Mahallesinde
bulunan farklı formlara sahip 4 adet çıkmaz sokak üzerinden detaylı
çalışmalar yapılmıştır. Çıkmaz sokak kullanıcıları ile sözlü görüşmeler
yapılmış, sokakların fotoğrafları çekilerek belge niteliğinde arşiv
oluşturulmuş, çıkmaz sokakların bulunduğu mahalle haritaları çizilmiş,
çıkmaz sokak tipleri belirlenmiş, sokakların önemi ve işleyişi
diyagramlarla aktarılmıştır. Siverek üzerinde yapılan okuma ile çıkmaz
sokakların özellikleri, taşıdığı değerler, mekân hiyerarşisindeki yeri ve
önemi öne çıkarılmış, kentsel tasarımlarda yarı kamusal alan niteliği
taşıyan mekanların eksikliği vurgulanmış ve yeni tasarımlarda mekân
hiyerarşisindeki eksik yarı kamusal halkanın yer almaması gerekliliği
anlatılmıştır.
ihtiyaçları doğrultusunda yaşam, üretim ve hizmet eylemleri çerçevesinde şekillenmektedir. Sosyo-kültürel ve ekonomik koşulların etkilediği mimari ve yapısal özelliklerde konutların şekillenmesinde önemli
rol oynamaktadır. Yaşam aktiviteleri olan; oturma, yeme-içme, uyuma, misafir ağırlama ve halı ve ehram dokuma, sebze ve meyve yetiştirme gibi üretim aktivitelerinin gerçekleştirilebileceği mekânlar sunmaktadır. Söz konusu konutların, özgün yapısının korunması ve geleceğe aktarılması adına büyük önem arz etmektedir. Yapılan çalışmada,
19. Yüzyıl sonu 20. Yüzyıl başlarında inşa edildiği düşünülen Talip
Yeşil’e ait olan yapının 28.09.2017 tarihli kurul kararı ile onaylanan
tarafımızca hazırlanan rölöve, restitüsyon, restorasyon projeleri hazırlanmıştır. Geleneksel Bayburt evi olan yapının kimliğine saygılı, kullanıcıların ihtiyaçlarına cevap verebilen, gelecek nesillere aktarılmasını sağlayacak restorasyon projesi ile Bayburt’ta yer alan diğer geleneksel evlerinde korunması ve yaşatılması için önemli bir adım olması
amaçlanmıştır.
eden, konut tasarımında ve kent planlamasında, yöresel özelliklerin
sürece yeterince dâhil edilmediği görülmektedir. Bu tasarım anlayışının
sonucunda ise sosyo-kültürel gereksinimlere cevap vermeyen bulundukları
yörenin iklim ve doğa koşullarına uyum sağlamayan sürdürülemez,
kimliksiz, aidiyet hissi uyandırmayan mekân üretimi gözlenmektedir.
Bu tasarım anlayışının sonucunda ortaya çıkan ekolojik düzen ile
çatışan, kimliksiz ve aidiyet hissi uyandırmayan mekan üretiminin
aksine geleneksel mimarinin bulunduğu bölgenin doğa şartlarına uyumlu
olduğu, tarihi ve kültürel etkenlerle var olduğu görülmektedir. Eyüce,
önceki nesillerden devralınanlar ve birikmiş/biriktirilmiş deneyimlerin
kullanılarak günümüze aktarılmasının sonucu olan geleneksel mimariyi
doğal koşullar ile çarpıcı biçimdeki uyumuna dikkat çekmektedir [1].
Cansever, geleneksel mimarinin günümüz konutundan farklı olarak
sosyal ilişkiler kurmaya imkân tanıdığına, yapılar arası ilişkinin doğaya
göre bir düzen içinde olduğuna dikkat çeker [2]. Bu anlamda geleneksel
yapılar eğitici bir rol üstlendikleri kadar esin kaynağı da olabilmektedir.
Nitekim Le Corbusier’nin beş tasarım ilkesi olan serbest plan, serbest
cephe, yerden yükseltilmiş yapı, yatay pencere, ve çatı bahçesi ile
geleneksel Maley evlerinin yapı/mekan kurgulanma ilkeleri arasındaki
benzerlikler şaşılacak boyutlardadır [1]. Ekolojik tasarım kriterlerine
uygun yapı üretimi isteğe bağlı bir durumdan ziyade zorunluluk teşkil
etmelidir. Çünkü Ekolojik mimarlık ve sürdürülebilirlik kavramları ortaya
çıkmadan önce insanlar gereksinimleri doğrultusunda bu ilkelere uyumlu
yerleşimler inşa etmişlerdir.
Bu bağlamda birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış ve günümüzde
halen geleneksel yapı stoğunu koruyan Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin
mimari özelliklerini önemli ölçüde yansıtan Diyarbakır, Mardin ve
Şanlıurfa kentleri çalışma alanı olarak seçilmiş ve ekolojik tasarım
ilkelerinden arazi formuna uyum, yeşil alan kullanımı, sokak kurgusu,
malzeme ve iklim uyumluluğu incelenmiştir. Bu anlamda geleneksel
yapılar eğitici bir rol üstlendikleri kadar esin kaynağı da olabilmektedir.
Çalışma sonucunda bugün kaçınılmaz olan değişim sürecinde yapıların,
geleneksel yerleşimlerin yakalamış olduğu ekolojik düzeni yeni
tasarımlara entegresi gerekliliğini vurgulamaktır.