Talks by Ömer Faruk Çelebi
Artificial intelligence's rapid advancement makes the philosophical examination of its concepts i... more Artificial intelligence's rapid advancement makes the philosophical examination of its concepts increasingly necessary. Recently, I encountered a paper titled "ChatGPT is Bullshit" by Michael Townsen Hicks, James Humphries, and Joe Slater from the University of Glasgow, which prompted me to reevaluate the role of AI in our post-truth era. The authors argue that using the term "hallucination" to describe ChatGPT's inaccurate or fabricated outputs is misleading; instead, they propose "bullshit" as a more appropriate characterization. Inspired by their perspective, I intend to explore how AI "relates" to truth-or, more precisely, how it does not-within the context of posttruth.
Daniel Dennett'in Bilinç Açıklanıyor ismiyle Türkçeye çevrilen 2001 yılında yayınlamış olduğu Con... more Daniel Dennett'in Bilinç Açıklanıyor ismiyle Türkçeye çevrilen 2001 yılında yayınlamış olduğu Consciousness Explained kitabı, zihin felsefesinin en çok tartışılan çağdaş metinlerinden bir tanesidir. Burada çevirisini yapmış olduğumuz "Bilinci Açıklayabiliyor Muyuz?" makalesi, Dennett'in kitaptan hemen önce yayınlayarak kitabında yer verdiği tartışma ve bakış açılarının ana fikirlerini sunduğu bir özet niteliğinde okunabilir. Dennett, bu makalede bilince dair bir bakış açısı ortaya koymaya çalışırken birinci-şahıs bakış açısını eleştirerek bir tür üçüncü-şahıs bakış açısı olarak tanımladığı heterofenomenoloji yöntemiyle fenomenal bilinç, öznellik, qualia gibi bilince dair tartışmalı kavramları yeniden değerlendirmeye almaktadır.

Her filozof aynı zamanda ariftir. Hakikatin peşinde ve bilgeliğin sevdalıları olan filozoflar içi... more Her filozof aynı zamanda ariftir. Hakikatin peşinde ve bilgeliğin sevdalıları olan filozoflar için hakikatin ne olduğu sorusu zihinlerini kuşatan ana merak unsurudur. Hakikati hiçbir zaman kuşatamayacaklarını bilmelerine rağmen onun için yola çıkmaları, yolda olmaları ve yolculuğun kendisi asıl değerli olandır. Hakikat, bu samimi girişimler karşısında kendisini tamamen göstermese de Musa’ya Tur dağında varlığını hissettiren Tanrı gibi çeşitli şekillerde, bir damla dahi olsa zihinlere farklı yönlerini nakşetmiştir. Bu temaşa karşılıksız kalmamış, herkes çabası ve ereği nispetinde hakikat ile etkileşime geçebilmiştir. Bu etkileşim her bir filozof için farklı yorumlamalara neden olmuş, fili teşhis etmeye çalışan kör adamlar misali her dokunuş farklı lafızlar olarak ağızlardan dökülmüştür. Hakikatin özü üzerine gerçekleşen bu açıklamalar/yorumlamalar/seziler teknolojik gelişmeler ile birbirine bağlanabilir ve yekun bir tanım elde edilebilir hale gelmiştir. Bu yazı, özü itibariyle bağlantılar üzerine kurulu olan hakikati, yine kendisi de bağlantılar ağı olarak adlandırılabilecek konnektom kavramı üzerinden tanımlama girişimidir. Öncelikle beyin çalışmaları üzerinden konnektom kavramı tanıtılacaktır. Düşünce tarihinde konnektoma yapılan atıflar çerçevesinde hakikat-konnektom ilişkisi ele alınacaktır. Son olarak söyleneceklerin ağırlığının farkındalığıyla hakikatin geleceği son kertede tekillik üzerinden kurulacaktır.
Yapay Zeka Felsefesi kapsamında Alan Turing ve John Searle'un makalaleri ele alınarak konu özetle... more Yapay Zeka Felsefesi kapsamında Alan Turing ve John Searle'un makalaleri ele alınarak konu özetlenmiştir.

Yapay Zeka konusunda Linkedin'de son zamanlarda gördüğüm ve Ord. Prof. Dr. Cahit Arf'a atfedilen ... more Yapay Zeka konusunda Linkedin'de son zamanlarda gördüğüm ve Ord. Prof. Dr. Cahit Arf'a atfedilen "Makine Düşünebilir mi ve Nasıl Düşünebilir?" başlıklı yazıyı görünce çok şaşırdım. Bu alanda çeşitli okumalar yapmama rağmen bu makaleye şu ana kadar rastlamamıştım. Ama şaşkınlığım asıl nedeni yazının tarihiydi: 1959! Karşılaştığım paylaşımlarda yazının kapak fotoğrafı bulunuyordu ve içeriğine dair yapılan bir paylaşıma denk gelememiştim. Sonrasında bir kişinin PDF formatında içeriği de paylaştığını gördüm ve hemen bilgisayarıma indirdim (ne yazık ki heyecandan paylaşan kişinin adına bakmadım bile fakat ilk sayfada Emir Öngüner ismi zikredilmekte) Başlığı ilk gördüğümde Alan Turing'in 1950 yılında bir bilgisayar bilimci olarak Mind isimli felsefe dergisinde yayınladığı "Computing Machinery and Intelligence" isimli makalesinin bir yorumu olduğunu düşündüm. Çünkü Turing'in makalesi şu cümle ile başlıyor: I propose to consider the question, "Can machines think?" (Makineler düşünebilir mi? sorusunu değerlendirmeyi öneriyorum)
Düşünebilen makinelerin hayatımıza girmesi olasılığı, ele alınması gereken bir takım etik konular... more Düşünebilen makinelerin hayatımıza girmesi olasılığı, ele alınması gereken bir takım etik konuları gündeme getirmektedir. Bu sorular, hem bu tür makinelerin insanlara ve ahlaki açıdan ilgili diğer varlıklara zarar vermemesinden emin olmakla hem de makinelerin kendi ahlaki statüleri ile ilgilidir. Birinci bölümde, yapay zekanın yakın geleceğinde ortaya çıkabilecek sorunlar tartışılmaktadır. İkinci bölüm, yapay zekanın insanla ilişkisinde güvenli bir şekilde çalışmasını garanti altına almak adına ortaya çıkabilecek zorlukların ana hatlarını vermektedir. Ayrıca yapay zekanın ahlaki statüsünün olup olmadığı ve varsa hangi koşullarda böyle bir statüye sahip olabileceği ele alınmıştır. Son bölümde, insandan daha akıllı yapay zeka yaratmadaki sorunlar ve gelişmiş zekaların etik açıdan nasıl ele alınması gerektiği belirtilmiştir.

İnsanlık tarihi, fizikten kimyaya, kimyadan biyolojiye doğru ilerleme gösteren bir sürece sahipt... more İnsanlık tarihi, fizikten kimyaya, kimyadan biyolojiye doğru ilerleme gösteren bir sürece sahiptir. İnsanlar, tüm yaşayan diğer canlılarla aynı fiziksel güçlere, kimyasal reaksiyonlara ve doğal seçilim süreçlerine tabidir. Doğal seçilim, insanı diğer tüm organizmalardan daha farklı ve muazzam kılmış olsa da bu alanın da kendine has sınırları mevcuttur. Çabaları ve başarıları ne olursa olsun insan, biyolojik olarak sınırlarının dışına çıkamaz. Tekilliğin şafağında bu sınırlar artık geçerli olmayacaktır. İnsan, bu sınırlarını aşmaya başladı ve doğal seçilim yasalarını geride bırakarak bunun yerine kendi tasarımını ortaya koymayı hedefliyor. Tekillik, teknolojide görülen büyük ivmelenmenin ve geometrik gelişimin, insanın hayal dahi edemeyeceği bir dönüşüme uğradığı dönemi ifade eder. Örneğin, bir bilgisayarın hem insan beyninin elektrik sinyallerini okumasını sağlayan, hem de aynı anda beyne okuyabileceği elektrik sinyalleri aktaran bir beyin-bilgisayar arayüzü çalışmalarının istenilen düzeye ulaştığını düşünün. Bu tür arayüzler beyni doğrudan internetteki bilgi okyanusuna bağlayabileceği gibi pek çok beyni birbirine bağlayıp bir çeşit beyin ağı kurulmasını da sağlayabilir. Peki bu durumda neler olabilir? Beynin kolektif bir hafıza bankasına doğrudan erişimi olursa insan bilincine ve kimliğine ne olur? Zihinler kolektif hale geldiğinde kişinin kendisi veya toplumsal cinsiyet kimliği gibi kavramlar nasıl dönüşür? İnsan zihnine eş değer bir yapay zeka geliştirilmesi durumunda bunlar kendilerini geliştirmeye yönelir ve sürekli olarak gelişim gösterirlerse bu durum nasıl sonuçlanır? Bu gibi durumların felsefi, psikolojik veya siyasi etkilerini şu an anlamamız, tahmin etmemiz mümkün değildir. Bu gibi sorulara şu anki bilgimizle cevap veremiyor olsak dahi tekilliğin ne olduğunu kavrayabilmek mühim bir meseledir. O yüzden bu yazıda ana hatlarıyla tekilliğin ne olduğu tartışılacaktır. Yazının ikinci bölümünde tekillik kavramının farklı yorumları incelenecek ve bir tanım denemesi yapılacaktır. Üçüncü bölümde tekilliğin neden mümkün olduğu ivmelenen getiriler yasası üzerinden temellendirilip sonrasında argümanlar üzerinden genel yapay zekanın geliştirilebileceği açıklanacaktır. Bu bölümde aynı zamanda argümanın karşılaşabileceği itirazlar da kısa ve öz bir şekilde ele alınacaktır. Son bölümde ise konu ile ilgili sonuçlar aktarılacaktır.

Bu makalede karar verme problemini ortaya çıkaran süreç tarihsel olarak incelenmiştir. Matematiği... more Bu makalede karar verme problemini ortaya çıkaran süreç tarihsel olarak incelenmiştir. Matematiği mantık çerçevesinde sağlam temellere oturtma çabaları sistemin kendine referans (self referans) olarak verilmesi durumunda çıkmaza girmiştir. Tarihsel olarak bakıldığında benzer çıkmazların mevcut olduğu görülecektir. Eublides’in önermesi, Russell’ın paradoksu, Gödel’in eksiklik teorimi ve Turing’in durma probleminin ortaya serdiği çıkmazların kök nedeninde sistemin kendine referans vermesi yatmaktadır. Hatta Wittgenstein’in iki döneminin bulunmasının sebebi de benzerdir. İlk dönemde ortaya koyduklarını kendi teorisi içinden çıkaramaması nedeniyle terk etmek zorunda kalmıştır. Bu çıkmazla karşılaşanlar, çözüm olarak ya sistemin bu istisna dışında çalışıyor olmasını yeterli görerek sistemi kullanamaya devam etmişler ya da kurallar konulurken tipler kuramı gibi ek aksiyomlar eklenerek sistemin kendine referans vermesi baştan engellenmeye çalışmışlardır. Yine de kendine referans durumu, sistemleri içinde hiçbir boşluk bırakmak istemeyenler için dev bir engel olarak durmaktadır.
Muhtemelen "Dogma" ve "Bilim" kelimelerini yan yana kullanmama şaşırmış bir şekilde bu yazıyı oku... more Muhtemelen "Dogma" ve "Bilim" kelimelerini yan yana kullanmama şaşırmış bir şekilde bu yazıyı okumaya başladınız. Hatta günümüzde bilimsel olana iman etmiş kişiler olarak, dogmaya savaş açmış bilime yapılan bu saygısızlığa kızgınlık bile duymuş olabilirsiniz. Şimdilik acele etmeyin. Çünkü size, dogmatik bilimin kurbanı, antisepsi prosedürünün öncüsü, doğum uzmanı, Macar Ignaz Semmelweis'in trajik hikayesini anlatacağım.

Bilgisayar bilimi çok yeni bir bilim olduğu için ve günümüzde bu konuda üretilen bilgi katlanarak... more Bilgisayar bilimi çok yeni bir bilim olduğu için ve günümüzde bu konuda üretilen bilgi katlanarak arttığından dolayı ele alınan kavramlar müellifler tarafından farklı yorumlanabilmektedir. Bu yüzden dijital ontolojiyi belirlemesi adına bilgisayar, algoritma, program, yazılım, donanım gibi kavramlara yönelik var olan yaklaşımları incelemek, dijital ontolojinin bina edildiği temeli anlamakta önemli bir adımdır. Konu çok yeni olduğundan dolayı akademik dünyada yapılan çalışmaları bir başlık altında toplayan ve özellikle felsefi bir bakış açısıyla inceleyen çok fazla eser bulunmamaktadır. Bu açığı kapatmak adına Doç. William Rapaport tarafından yapılan bu literatür derlemesi çok değerli ve kıymetlidir. Üretilen kavramlar ve bu kavramlara bağlı oluşan değerlere eleştirel bir açıdan bakabilmemiz için öncelikle kavramların konu edilen bağlamlara göre hangi anlamlarda kullanıldığını bilmemiz gerekir. Bu yüzden bilgisayar bilimi odaklı dijital ontoloji anlayabilmek adına bilgisayar bilimin yapıtaşlarını Rapaport’un eseri(2015) ışığında inceleyeceğim.
Book Reviews by Ömer Faruk Çelebi

Diğer hayvanların güçlü kasları ve pençeleri var, bizimse daha akıllı beyinlerimiz. Genel zekâ ba... more Diğer hayvanların güçlü kasları ve pençeleri var, bizimse daha akıllı beyinlerimiz. Genel zekâ bakımından sahip olduğumuz mütevazı üstünlük sayesinde dil, teknoloji ve karmaşık bir toplumsal örgütlenme geliştirmeyi başardık. Bu üstünlük, her kuşağın öncekilerin başarılarına yenilerini eklemesiyle zaman içinde daha da ilerledi. Bir gün insan beynini aşan makine beyinler yaratmayı başarırsak, o zaman bu yeni süper zekâ çok güçlü hale gelebilir. Nasıl ki şu an gorillerin kaderi biz insanlara bağımlıysa, bizim türümüzün kaderi de makine süper zekâsının eylemlerine bağlı olabilir. Ancak bizim de bir üstünlüğümüz var: yapay zekâyı insanlar yaratacak. İnsani değerleri koruyacak bir tür süper zekâ yaratabiliriz. Bunu yapmak için kesinlikle güçlü bir nedenimiz olacaktır.
Nick Bostrom, süper zekâ olasılığının sunduğu zorluğu ve buna en iyi şekilde nasıl yanıt verebileceğimizi anlamaya çalışıyor. İnsanlığın geçmişten bu yana karşılaştığı en büyük zorluk budur demek yanlış olmaz. Bu işi başaralım ya da başaramayalım, muhtemelen karşılaşıp karşılaşacağımız son zorluk olacak.
Zekânın doğasını detaylıca inceleyen bu kitap, doğal ve yapay zekânın içeriğini ve sınırlarını kapsamlı bir şekilde sunuyor. Gelecek belki doğal, belki de yapay zekânın elinde olacak ama kesin olan bir şey varsa, zekâ evrendeki varlığını sürdürecek.
Stephen Barker'ın kaleme aldığı "Matematik Felsefesi" adlı kitap, Yücel Dursun tarafından dilimiz... more Stephen Barker'ın kaleme aldığı "Matematik Felsefesi" adlı kitap, Yücel Dursun tarafından dilimize kazandırılmıştır. Kitap, temel olarak geometri ve aritmetik diye ayırabileceğimiz iki başlığa sahiptir. Matematiğin içine girdiği krizi ele alan bu kitap için hazırlanan kısa bir özettir.
Isaiah Berlin (1909 - 1997), 1965'te Washington'da National Gallery of Art'ta "Romantikliğin Kökl... more Isaiah Berlin (1909 - 1997), 1965'te Washington'da National Gallery of Art'ta "Romantikliğin Kökleri" üzerine altı konferans vermişti.
Berlin bu konferanslardaki amacını şöyle özetliyordu: "benim maksadım, romantikliği tanımlamak değildir; yalnızca romantikliğin ya da en azından onun büründüğü kirvelerin kimilerinde, en güçlü anlatımı ve belirtisi olduğunu devrimi irdelemek istiyorum... bu devrimin Batı'nın yaşamındaki bütün değişikliklerin en derini ve en kalıcısı olduğunu, etkileri tartışılmayan üç büyük devrimden İngiltere'deki endüstriyel, Fransa'daki siyasal, Rusya'daki toplumsal ve ekonomik devrimlerden daha az kapsamlı olmadığını, zaten buraada ilgilendiğim akımın her düzeyde bunlarla bağlantılı bulunduğunu göstermeyi umuyorum."
Bu çalışma, kitabın özetidir.
Papers by Ömer Faruk Çelebi
Event correlation engines help us find events of interest inside raw sensor data streams and help... more Event correlation engines help us find events of interest inside raw sensor data streams and help reduce the data volume, simultaneously. This paper discusses some of the challenges faced in finding event correlations over federated wireless sensor networks (WSNs) including high data volumes, uncertain or missing data, application-specific dependencies and widely varying data ranges and sampling frequencies. Analysis over real geo-tracking data of moving objects confirms some of these challenges. Federation at the data layer above the WSNs is presented as a feasible alternative.

Thesis (M.A.)--Özyeğin University, Graduate School of Sciences and Engineering, Department of Com... more Thesis (M.A.)--Özyeğin University, Graduate School of Sciences and Engineering, Department of Computer Science, August 2013.World is creating the same quantity of data every two days, as it created from up until 2003. Evolving data streams are key factor for the growth of data created over the last few years. Streaming data analysis in real-time is becoming the fastest and most effective way to get useful information from what is happening right now, thus allowing organizations to take action quickly when problems occur or to detect new trends to improve their performance. Data stream analytics is needed to manage the data currently produced from applications such as sensor networks, measurements in network monitoring, mobile traffic management, web click streams, mobile call detail records,social media posts/blogs and many others. Stream data analytics is hard because data are temporally ordered, fast changing, massive and potentially infinite. In order to cope with the challenges of data stream mining, in this thesis two main contributions are discussed. Both of them summarize the high volume streaming data and present meaningful, actionable information to end users. The first one is finding "event correlations" over the data stream pairs on real GPS data of public transportation buses. The second one is alarm sequence rule mining, with a new parameter called "time confidence", that helps automatically set time-window values for registered rules and also reduces the generated alarm rule count

Günümüzde bilişim dünyası faydalı bilgiye ulaşma yolunda "büyük veri" problemleri (verinin kütles... more Günümüzde bilişim dünyası faydalı bilgiye ulaşma yolunda "büyük veri" problemleri (verinin kütlesi, hızı, çeşitliliği, tutarsızlığı) ile baş etmeye çalışmaktadır. Bu makalede, büyük veri akışları üzerinde İlişkisel Kural Madenciliği'nin (İKM) daha önce literatürde yapılmamış bir şekilde "çevrimiçi" olarak gerçeklenme detayları ile başarım bulguları paylaşılacaktır. Akış madenciliği için Apriori ile FP-Growth algoritmaları Esper isimli olay akış motoruna eklenmiştir. Elde edilen sistem üzerinde bu iki algoritma kayan penceler ve LastFM sosyal müzik sitesi verileri kullanılarak karşılaştırılmıştır. Başarımı yüksek olan FP-Growth seçilerek gerçek-zamanlı ve kural-tabanlı bir tavsiye motoru oluşturulması sağlanmıştır. En önemli bulgularımız çevrimiçi kural çıkarımı sayesinde: (1) çevrimdışı kural çıkarımından çok daha fazla kuralın, (2) çok daha hızlı ve etkin olarak, ve (3) çok daha önceden hesaplanabileceği gösterilmiştir. Ayrıca müzik zevklerine uygun "George Harrison⇒The Beatles" gibi pekçok ilginç ve gerçekçi kural bulunmuştur. Sonuçlarımızın ileride diğer büyük veri analitik sistemlerinin tasarım ve gerçeklemesine ışık tutacağını ummaktayız.

ICT 2013, 2013
Proliferation of data services has made it mandatory for operators to be able identify geographic... more Proliferation of data services has made it mandatory for operators to be able identify geographical regions with 3G connectivity discontinuity in a scalable and cost-efficient manner. The currently used methods for such analysis are either costly -such as in drive tests, partly unreliable -such as in network simulation approaches, or are not precise enough-such as in base station key performance indicators (KPI) based approaches. In this paper, towards addressing these inadequacies, we propose a 3G coverage analysis method that makes use of "big data" processing schemes and the vast amounts of network data logged in mobile operators. In the proposed scheme, the BSSAP mobility and radio resource management messages between the BSS and MSC nodes of the operator network are processed to identify inter-technology handovers from 3G (WCDMA) access to 2G (EDGE, GPRS, GSM). Demonstrative examples show that the proposed mechanism produces accurate and precise results, outperforming the base station KPI-based approach.
4th IEEE International Conference on Cloud Computing Technology and Science Proceedings, 2012
Uploads
Talks by Ömer Faruk Çelebi
Book Reviews by Ömer Faruk Çelebi
Nick Bostrom, süper zekâ olasılığının sunduğu zorluğu ve buna en iyi şekilde nasıl yanıt verebileceğimizi anlamaya çalışıyor. İnsanlığın geçmişten bu yana karşılaştığı en büyük zorluk budur demek yanlış olmaz. Bu işi başaralım ya da başaramayalım, muhtemelen karşılaşıp karşılaşacağımız son zorluk olacak.
Zekânın doğasını detaylıca inceleyen bu kitap, doğal ve yapay zekânın içeriğini ve sınırlarını kapsamlı bir şekilde sunuyor. Gelecek belki doğal, belki de yapay zekânın elinde olacak ama kesin olan bir şey varsa, zekâ evrendeki varlığını sürdürecek.
Berlin bu konferanslardaki amacını şöyle özetliyordu: "benim maksadım, romantikliği tanımlamak değildir; yalnızca romantikliğin ya da en azından onun büründüğü kirvelerin kimilerinde, en güçlü anlatımı ve belirtisi olduğunu devrimi irdelemek istiyorum... bu devrimin Batı'nın yaşamındaki bütün değişikliklerin en derini ve en kalıcısı olduğunu, etkileri tartışılmayan üç büyük devrimden İngiltere'deki endüstriyel, Fransa'daki siyasal, Rusya'daki toplumsal ve ekonomik devrimlerden daha az kapsamlı olmadığını, zaten buraada ilgilendiğim akımın her düzeyde bunlarla bağlantılı bulunduğunu göstermeyi umuyorum."
Bu çalışma, kitabın özetidir.
Papers by Ömer Faruk Çelebi
Nick Bostrom, süper zekâ olasılığının sunduğu zorluğu ve buna en iyi şekilde nasıl yanıt verebileceğimizi anlamaya çalışıyor. İnsanlığın geçmişten bu yana karşılaştığı en büyük zorluk budur demek yanlış olmaz. Bu işi başaralım ya da başaramayalım, muhtemelen karşılaşıp karşılaşacağımız son zorluk olacak.
Zekânın doğasını detaylıca inceleyen bu kitap, doğal ve yapay zekânın içeriğini ve sınırlarını kapsamlı bir şekilde sunuyor. Gelecek belki doğal, belki de yapay zekânın elinde olacak ama kesin olan bir şey varsa, zekâ evrendeki varlığını sürdürecek.
Berlin bu konferanslardaki amacını şöyle özetliyordu: "benim maksadım, romantikliği tanımlamak değildir; yalnızca romantikliğin ya da en azından onun büründüğü kirvelerin kimilerinde, en güçlü anlatımı ve belirtisi olduğunu devrimi irdelemek istiyorum... bu devrimin Batı'nın yaşamındaki bütün değişikliklerin en derini ve en kalıcısı olduğunu, etkileri tartışılmayan üç büyük devrimden İngiltere'deki endüstriyel, Fransa'daki siyasal, Rusya'daki toplumsal ve ekonomik devrimlerden daha az kapsamlı olmadığını, zaten buraada ilgilendiğim akımın her düzeyde bunlarla bağlantılı bulunduğunu göstermeyi umuyorum."
Bu çalışma, kitabın özetidir.