
gül tuncel
Marmara Üniversitesi Sosyal Bilgiler Eğitiminde Doç. Dr.
less
Related Authors
Heejung Park
Bryn Mawr College
Fernando Luís Machado
ISCTE - University Institute of Lisbon (ISCTE-IUL)
Ata Özdemirci
Marmara University
Mehmet Ertem
Bozok University
Hiep Si
University of Social Sciences and Humanities - Vietnam National University (VNU-HCM)
Dom Holdaway
Urbino "Carlo Bo"
Farzana Popy
University of Dhaka, Bangladesh
Sean Asikłuk Topkok, Ph.D.
University of Alaska Fairbanks
Jana Javornik
University of East London
Gwen Robbins Schug
University of North Carolina at Greensboro
Uploads
Papers by gül tuncel
deneyimlerine dayanarak ortaya koymaktır. Bu doğrultuda araştırmanın yöntemi fenomenoloji olarak belirlenmiştir.
Fenomenolojinin amacı, fenomeni deneyimleyen ve onun açık bir tanımını sağlayabilen bireyler için fenomenin ne
anlama geldiğini belirlemektir. Bu, katılımcıların, araştırmacının araştırma problemini derinlemesine anlamasına yardımcı
olacak, ilgili bilgileri sağlama yeteneklerine göre seçildiği amaçlı örneklemeyi gerektirir. Yaşanılan tecrübelere odaklanan
fenomenolojik yöntem ile kurgulanan çalışma, 1984-1989 dönemindeki olayları tecrübe etmiş 10 katılımcı ile yapılan
görüşmeler üzerine yapılandırılmıştır. Katılımcılarla yapılan görüşmelerden elde edilen veriler araştırmanın temel veri
kaynağını oluşturmaktadır. Sonuç olarak Bulgaristan sınırları içinde yaşayan Türkler, bu ülke topraklarındaki tarihlerinde
zaman zaman daha ılımlı yönetimlerle idare edilmişler, bazen çeşitli menfaatler dolayısıyla iyi muamele görürken, bazen farklı
siyasi ve ekonomik hesaplar dolayısıyla zulüm ve baskıya maruz kalmışlardır. Ancak 1984-1989 dönemi bu yaşanılanların
içerisinde belki de en büyük mağduriyetlere ve insan hakları ihlâllerine sahne olmuştur. Bu durum beraberinde büyük göçü
zorunlu kılmış ve Türkiye’ye geldiklerinde her ne kadar tek millet kökenine sahip olsalar da geldikleri ülkenin dillerini
farklılaştırması, siyasi uygulamalar gibi faktörler dolayısıyla Türkiye alışılmadık bir kültür olarak karşılarına çıkmış ve uyum
sağlama süreci meşakkatli olmuştur.
deneyimlerine dayanarak ortaya koymaktır. Bu doğrultuda araştırmanın yöntemi fenomenoloji olarak belirlenmiştir.
Fenomenolojinin amacı, fenomeni deneyimleyen ve onun açık bir tanımını sağlayabilen bireyler için fenomenin ne
anlama geldiğini belirlemektir. Bu, katılımcıların, araştırmacının araştırma problemini derinlemesine anlamasına yardımcı
olacak, ilgili bilgileri sağlama yeteneklerine göre seçildiği amaçlı örneklemeyi gerektirir. Yaşanılan tecrübelere odaklanan
fenomenolojik yöntem ile kurgulanan çalışma, 1984-1989 dönemindeki olayları tecrübe etmiş 10 katılımcı ile yapılan
görüşmeler üzerine yapılandırılmıştır. Katılımcılarla yapılan görüşmelerden elde edilen veriler araştırmanın temel veri
kaynağını oluşturmaktadır. Sonuç olarak Bulgaristan sınırları içinde yaşayan Türkler, bu ülke topraklarındaki tarihlerinde
zaman zaman daha ılımlı yönetimlerle idare edilmişler, bazen çeşitli menfaatler dolayısıyla iyi muamele görürken, bazen farklı
siyasi ve ekonomik hesaplar dolayısıyla zulüm ve baskıya maruz kalmışlardır. Ancak 1984-1989 dönemi bu yaşanılanların
içerisinde belki de en büyük mağduriyetlere ve insan hakları ihlâllerine sahne olmuştur. Bu durum beraberinde büyük göçü
zorunlu kılmış ve Türkiye’ye geldiklerinde her ne kadar tek millet kökenine sahip olsalar da geldikleri ülkenin dillerini
farklılaştırması, siyasi uygulamalar gibi faktörler dolayısıyla Türkiye alışılmadık bir kültür olarak karşılarına çıkmış ve uyum
sağlama süreci meşakkatli olmuştur.