Papers by Dr. Büşra Kılıç
The European Neighbourhood Policy (ENP) took its conceptual roots in 2003 and was officially impl... more The European Neighbourhood Policy (ENP) took its conceptual roots in 2003 and was officially implemented in 2004 in response to the evolving boundaries of the European Union. This comprehensive policy framework encompasses two distinct regions labeled as the "Eastern Neighborhood Policy" and the "Southern Neighborhood Policy," covering a total of sixteen countries. Managed by the Directorate-General for Neighborhood and Enlargement under the European Commission, this entity oversees the EU's relations, negotiation processes, and budget planning with partner countries and those within the ENP framework. The ENP serves as a political framework for EU foreign policy, derived from the totality of bilateral relations.The Southern Neighborhood framework predominantly revolves around economic and security relationships with Mediterranean countries, many of which were former European colonies. A significant milestone in the establishment of the Southern Neighborhood is the 1995 Barcelona Declaration. By 2008, the Union for the Mediterranean initiative was launched under France's leadership, decided by Heads of State and Government in Paris. This initiative acts as an operational institution, enhancing regional dialogue and supporting projects that directly impact citizens' lives.The Eastern Partnership Initiative, as an extension of the ENP, emphasizes the significance of bilateral agreements and provides a framework that reinforces countries' ownership tendencies through multilateral institutions. It brought to the forefront a feature lacking in the ENP until 2009, extending neighborhood relations beyond regional forums.In 2020, the European Commission unveiled its latest policy documents for these regions. The Southern dimension focuses on the concept of a "renewed partnership," while the Eastern dimension places emphasis on the theme of "resilience for all." This study aims to comparatively highlight the differences and similarities in the Eastern and Southern regions of the ENP and analyze the EU's foreign policy in these areas.
Dış Politikada Kadınlar İnisiyatifi - 2021’de Kadınlar, Dünya Politikası ve Türkiye
2021 yılı boyunca, AB’nin Magreb ülkeleri ile ilişkilerini Tunus, Fas ve Cezayir bağlamında ele a... more 2021 yılı boyunca, AB’nin Magreb ülkeleri ile ilişkilerini Tunus, Fas ve Cezayir bağlamında ele aldığımızda, AB’nin kendisi için gelenekselleşmiş olan dış politika enstrümanlarıyla ilerlediğini görmekteyiz. Özellikle AB fonlarıyla gerçekleşen projeler aracılığıyla insan hakları, demokratik yönetişim, gençlerin ve kadınların haklar ve ekonomik açıdan güçlenmesi, toplumsal cinsiyet eşitliği ve medyanın özgürleşmesi gibi konularda sivil toplumun aktif rol oynaması desteklenmiş, Covid-19 pandemisine karşı sağlık hizmetlerine ağırlıklı destek verilmiştir. Pandeminin tüm dünyada yarattığı şok dalgasının ardından AB’nin oluşturduğu finansal paketler, AB’nin komşu ülkeleri ile sürdürmekte olduğu koşulluluk ilkesinin devamı niteliğinde olmuştur.
Marmara Avrupa Çalışmaları Konferansı, 2020
SOCIAL SCIENCES STUDIES JOURNAL, Vol:5, Issue:32 , 2019
Bitcoin, Blok Zinciri teknolojisinin ilk ürünü konumundadır. 2008’de ortaya çıkan ve çıktığı günd... more Bitcoin, Blok Zinciri teknolojisinin ilk ürünü konumundadır. 2008’de ortaya çıkan ve çıktığı günden beri piyasadaki aktörleri etkileyen Bitcoin’in para olarak tanımlanıp tanımlanamayacağı tartışma konusu olmuştur. Öte yandan araştırmacıların büyük bir kısmı asıl odak noktasının Blok Zinciri olması gerektiğini savunmaktadırlar. Finans ile teknolojinin birleşmesi (Fin – Tech) çalışmalarında, Blok Zinciri teknolojisi yeni gündem maddelerinden biri olmuştur. Yakın gelecekte Blok Zinciri teknolojisi bankacılık sektöründe ve hatta devletin özel işlemlerinde kullanılabilir hale gelecektir. Devrim niteliğindeki bu buluş ile üçüncü parti ağlar yerine demokratik bir güvenlik sağlaması yapılacaktır. Bu çalışmada Bitcoin üzerinden Blok Zinciri teknolojisi açıklanmaktadır. Çalışmada objektif bir biçimde teknolojinin pozitif ve negatif yönleri analiz edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Bitcoin, Blok Zinciri Teknolojisi, Demokratik Güvenlik.
Krizlerin Ortak ve Farklı Yönlerine Bakış: Kriz Modellemesi Yöntemi, 2016
Küresel finans krizi sonrası dönemde, küresel ekonomik yönetişimin en güçlü ayağı olarak G20 ön p... more Küresel finans krizi sonrası dönemde, küresel ekonomik yönetişimin en güçlü ayağı olarak G20 ön plana çıkmıştır. 2008 Zirvesi ile birlikte liderler kulübüne dönüşen G20, esnek yapısı ve eşitlikçi tartışma ortamı sayesinde küresel yönetişimde yeni güç merkezlerinin ön plana çıkmasını sağlamıştır. Yükselen güçler ve yeni yükselen orta ölçekli güçler olarak adlandırılan ittifaklaşmalar, G20 forumunda " zengin kuzey-fakir güney " ayrımından çok daha kapsamlı bir ekonomik analizin gelişmesine vesile olmuştur. Bu çalışmada, G20 içerisindeki BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) ve MIKTA (Meksika, Endonezya, Güney Kore, Türkiye, Avustralya) gruplarının küresel yönetişimdeki rolleri incelenecektir. Çalışma, küresel yönetişimde değişmesi gereken mekanizmalara karşı revizyonist ve reformist talepleri ortaya koyacaktır. Yükselen ekonomilerin artan güçleri oranında yönetime dâhil olma talepleri ve bu kapsamda elde ettikleri fırsatlar ve çelişkilerin incelenmesi, literatüre " yeni düzen " tartışması bağlamında katkı sağlayacaktır. After the global financial crisis, the G20 as the strongest instrument of global economic governance came to the forefront. With the 2008 Summit, the G20 transformed into a leader's club, enabling new power centers to be at the forefront of global governance, thanks to its flexible structure and equitable discussion environment. Rising powers and newly emerging middle powers forces have led to the development of a much more comprehensive economic analysis in the G20 forum, "rich north-poor south". This study will examine the global governance roles of the BRICS (Brazil, Russia, India, China, South Africa) and MIKTA (Mexico, Indonesia, South Korea, Turkey, Australia) groups within the G20. The study will present revisionist and reformist claims against the mechanisms that must change in global governance. The examination of the demands for inclusion in governance and the opportunities and contradictions they have gained in the context of the increasing powers of emerging economies will contribute in the context of the literature "new order" debate.
Conference Presentations by Dr. Büşra Kılıç
ChatGPT, OpenAI tarafından geliştirilen ileri bir dil modelidir. Çeşitli internet metinleri üzeri... more ChatGPT, OpenAI tarafından geliştirilen ileri bir dil modelidir. Çeşitli internet metinleri üzerinde eğitilmiş ve sorulara insana benzer yanıtlar üretebilecek şekilde geliştirilmiştir. Doğal dil işleme yeteneklerinin nitel araştırmalarında kullanılabilirliğini artırarak, araştırmaların daha hızlı üretilmesi ve araştırmacıların gözden kaçırdıkları iç görüleri elde edebilmek mümkündür.
Yapay zeka araçlarını kullanırken gözden kaçırılmaması gereken önemli bir konu, söz konusu araçların, araştırmacı tarafından verilen yönergeler ve tekrarlamalarla (iterasyon) doğru sonuçlar elde edilebilmesidir. Araştırmacı ne kadar “iyi” ise sonuçlar o kadar “isabetli” olur
ve araştırmacı bu sonuçları kendi literatür bilgisi ile doğruya en yakın şekilde yorumlar. Akademik yazında, yapay zeka ve ChatGPT kullanımı ile ilgili yeni çalışmalar üretilmeye başlamıştır. Zhang ve meslektaşları, ChatGPT’nin “tematik analizlerde kullanımı” ile ilgili çalışmalarında; ChatGPT kullanıcılarının araştırma deneyimlerini irdelemektedir (2022).
Morgan, ChatGPT’nin “bir veri kümesi hakkında sıradan dil sorgularını işleyebilen ve çeşitli cevaplar verebilen bir araç olarak kullanımını” incelemiştir (2023). van Manen, ChatGPT’nin nitel sağlık çalışmalarına etkisini ele aldığı çalışmasında, yapay zeka destekli
kodlama ve okuma süreçlerinin araştırmacıyı nasıl etkileyebileceğini tartışmıştır (2023). Rahman ve meslektaşları, akademik bilimsel araştırmalarda fikir üretimi için ChatGPT'nin etkili bir araç olabileceğini ortaya koymaktadırlar (2023). Bu çalışmanın amacı, nitel araştırma yürüten sosyal bilimcilerin ChatGPT dil modelini nasıl
kullanabileceklerini örneklerle açıklamaktır. Literatür taraması ve örnek yönergelerle, konu derinleştirilmiş ve araştırmacılara yol göstermesi amaçlanmıştır.
Bu araştırma, COVID-19 pandemisi sürecinde Avrupa Birliği'nin (AB) sergilediği politik eylemler v... more Bu araştırma, COVID-19 pandemisi sürecinde Avrupa Birliği'nin (AB) sergilediği politik eylemler ve reaksiyonlar üzerine odaklanarak, aktörlük teorisi bağlamında kapsamlı bir analiz sunmaktadır. François Duchêne tarafından 1972 yılında ileri sürülen "Sivil Güç" paradigması temel alınarak, AB'nin "aktör olarak doğası"na yönelik tartışmalar, Ian Manners'ın 2000'lerde geliştirdiği "Normatif Güç" kavramı ile derinleşerek yeni bir boyut kazanmıştır. COVID-19 pandemisi, AB'nin dayanıklılığını, işbirliğine dayalı politika oluşturma yeteneğini ve genel kriz yönetim kapasitesini kritik bir şekilde test etmiştir. Bu bağlamda, üye devletlerin sınırlarını kapatma ve bağımsız yardım arayışlarına girişmeleri, özellikle İtalya'nın uluslararası alanda geniş yankı bulan ve karşılıksız kalan yardım talepleri dikkat çekici olmuştur. Pandemiye bağlı ekonomik sıkıntılara karşılık olarak, AB liderleri, büyük bir kurtarma fonunun kurulması da dahil olmak üzere, geniş kapsamlı bir toparlanma stratejisine yönelik taahhütlerde bulunmuşlardır. AB'nin COVID-19 pandemisine yanıtları, “hastalığın yayılmasını sınırlama, ulusal sağlık sistemlerini destekleme, sosyo-ekonomik etkileriyle mücadele ve aşıların adil dağıtımını sağlama” konularında kapsamlı bir yaklaşımı içermektedir. Bu çalışma, aktörlük teorisinin çerçevesi içinde AB'nin COVID-19 pandemisi süresince dış politika sahnesindeki performansını değerlendirir. Araştırma, özellikle dayanışma, güven oluşturma ve komşu ülkelere mali yardım sağlama gibi kritik faktörlere odaklanarak, AB'nin beklenmedik küresel durumlar karşısındaki rolünün evrimine yönelik derinlemesine bir perspektif sunmayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda, Birliğin öngörülemeyen zorluklara nasıl tepki verdiğine dair kapsamlı bir inceleme gerçekleştirilecektir.
The use of computer programs in qualitative research has become widespread since the 1980s. With ... more The use of computer programs in qualitative research has become widespread since the 1980s. With the
development and prevalence of web technologies, these methods are commonly employed in the
analysis of any recorded information, including images, documents, audio, and video recordings.
Weitzman and Miles (1995) highlighted the ease of use of widely used programs in their study analyzing
24 computer programs. Programs such as ATLAS.ti, NVivo, MAXQDA, and HyperRESEARCH are
commonly utilized, incorporating principles of qualitative data analysis into their designs. For instance,
the official website of MAXQDA, in operation since 1989, indicates that the program's name is derived
from the MAX of German sociologist Max Weber and the initials of Qualitative Data Analysis (QDA).
While computer programs facilitate the user, the researcher is still responsible for the coding process.
This study focuses on demonstrating how MAXQDA can be used in document analysis. It summarizes
the steps to be followed before starting the data analysis sections of research, including "a. Access to
the data set, b. Use of tools that can apply the method, and c. Acquiring tools necessary for the analysis
phase." MAXQDA provides features such as searching within text, extracting word frequencies, and
conducting similarity analysis. The Visual Tools tab includes functions such as word cloud analysis and
document analysis. An example of official document review will be presented to illustrate the analysis
part of the program. The documents examined in the study are communication documents related to the
"European Neighbourhood Policy (ENP)" published by the European Commission from 2011 to 2021.
Five ENP documents coded and categorized in the analysis program have been divided into themes
based on the author's literature knowledge. In the second stage of data analysis, the documents were
quantitatively analyzed through the program and qualitatively translated by the author
Throughout the Eighteenth and Nineteenth centuries, the deterministic positivist paradigm, with i... more Throughout the Eighteenth and Nineteenth centuries, the deterministic positivist paradigm, with its
focus on an unchallengeable, universal, and immutable nature of truth, dominated not only the natural
sciences but also the social sciences. As the 20th century progressed, debates on theory and methodology
between historical narratives and other social sciences led to interdisciplinary interactions. The
acceleration of social changes brought historians, sociologists, anthropologists, political scientists, and
economists into dialogue. The expansion of intellectual boundaries blurred the lines between disciplines,
giving rise to multidisciplinary approaches. References to Pierre Bourdieu, Mikhail Bakhtin, and Michel
Foucault can be found not only in the works of sociologists and historians but also in those of
archaeologists, geographers, and literary critics (Burke, 2011: 19). In fields such as Political Science,
International Relations, International Political Economy, and European Union Studies, it is natural to
conduct research by leveraging different methods from the social sciences. In recent years, discourse
and critical discourse analysis studies in the discipline of International Relations have drawn heavily
from linguistic studies. Additionally, theory-testing case analyses, qualitative content analyses, and
comparative policy studies are also notable qualitative methods used in Political Science and
International Relations. The Embedded Theory approach, a qualitative research method, is relatively
new in these disciplines. Although Becker acknowledges Embedded Theory as a method originating in
Sociology, he notes that Political Science, like Sociology, focuses more on testing theories than on
creating them (2012: 8). In International Relations studies, the Embedded Theory approach can be
applied to the individual, state, and system levels. Such an application will extend academic studies
beyond descriptive/material explanation, allowing for the creation of systemic theories (Jafar, 2022: 83).
It is acknowledged that such studies are still limited in the field and often constructed by drawing
inspiration from other social sciences. This paper discusses how the Embedded Theory method can be
integrated into the discipline of International Relations.
9. ULUSLARARASI ERCİYES BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR KONGRESİ, 2023
AKP güncellemelerinin tarihleri, Avrupa özelinde ve dünya genelinde yaşanan kırılmalar ile
yakın... more AKP güncellemelerinin tarihleri, Avrupa özelinde ve dünya genelinde yaşanan kırılmalar ile
yakından ilintilidir. Euro bölgesinde yaşanan ekonomik krizin etkileri, Arap Ayaklanmaları’nın yarattığı siyasi istikrarsızlık, Suriye iç savaşı gibi gelişmeler; komşuluk politikasının uygulanmasını sekteye uğrattığı gibi komşu bölgelerde de AB’ye karşı şüphe yaratmıştır.Bu çalışmada, AKP Strateji Belgeleri MAXQDA Nitel Veri Analiz Programı ile incelenmiş ve
AB’nin Liberal Aktörlüğü’ne dair teorik bir çerçeve oluşturulmuştur
Marmara Avrupa Çalışmaları Konferansı , 2020
VI. International Blue Black Sea Congress, 2018
All rights reserved © Marmara University Press, 2018. No part of this book may be reduced in any ... more All rights reserved © Marmara University Press, 2018. No part of this book may be reduced in any form or by any electronic or mechanical means including information storage without permission in writing from the publisher, except by a reviewer who may quote brief passages in a review.
Dissertations by Dr. Büşra Kılıç
ÖZETKalkınma kavramı, İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde az gelişmiş ülkeler için yeni bir rejim... more ÖZETKalkınma kavramı, İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde az gelişmiş ülkeler için yeni bir rejimin başlangıcına işaret etmekteydi. Kalkınmanın üçüncü dünya ülkelerinin sorunu olarak görüldüğü 1950’li yıllarda, ekonomik büyüme ile kalkınma eş anlamda ilişkilendirilmiştir. 1970’lerin ortalarına kadar popüler olan bu anlayış, yoksulluk ve eşitsizlik konularının gündeme gelmesiyle dönüşüme uğramıştır. 1990’lardan sonraki tartışmalarda ise, kalkınmanın ihmal edilen sosyal, kültürel ve siyasal yönlerine odaklanılmış ve insani gelişim kavramı ortaya çıkmıştır. İnsani gelişme düzeyinin objektif kriterlerce ölçülmesi de Birleşmiş Milletler tarafından geliştirilen İnsani Gelişmişlik Endeksi ile mümkün olmuştur.Ekonomik büyüme ve kalkınmanın küresel bir platformda tartışıldığı ve çözüm üretildiği ortam 1999’dan beri G-20 forumudur. Küresel kriz sonrası dönemde G-20 liderler düzeyinde toplanmaya başlayarak zirve diplomasisinin temel kaynağı olmuştur. G-20 içerisindeki gruplaşmalar ortaya koydu...
The debates on the nature of the European Union (EU) as "what kind of an actor" emerged in 1972 w... more The debates on the nature of the European Union (EU) as "what kind of an actor" emerged in 1972 with François Duchêne's definition of the "Civilian Power." Throughout the 2000s, discussions on actorness in the literature were dominated by the norms approach, along with Ian Manners' concept of "Normative Power." In this thesis study, starting from Wolfgang Wagner's (2017) claim of "conflicting norms," the question of how the EU can be defined as a "Liberal Actor" has been opened for discussion. In the study, European Neighbourhood Policy (ENP) has been chosen as the fundamental case to define, explore, and critique Liberal Actorness. To accomplish this objective, the fundamental documents published by the European Commission within the ENP framework are analyzed. In this context, the key documents published by the European Commission for the ENP framework have been analyzed using the Grounded Theory approach. The Grounded Theory method is a way of "discovering theory" through the analysis of data using specific methodological processes.In the document analysis, the computer-assisted data analysis program named MAXQDA Analytics Pro 2022 was utilized. The ENP documents, which were coded and categorized in the analysis program, were further divided into themes based on the author's literature knowledge and acquired insights. In the second stage of data analysis, the documents were quantitatively analyzed through the program and qualitatively translated by the author. As a result of the data analysis; it was determined that the EU maintains its position as the guardian of "universal liberal values"; the actorness within the ENP framework undergoes periodic changes and developments and thus surpassing traditional actorness models. On the other hand, claims of Liberal Actorness regarding "support for the free market" and "principle of equality" were not confirmed within the ENP framework. The research achieved three objectives from the perspectives of "contributing to the literature on actorness and critiquing the scope of actorness," "comprehensively analyzing ENP," and "providing methodological contributions to international relations studies."
Uploads
Papers by Dr. Büşra Kılıç
Conference Presentations by Dr. Büşra Kılıç
Yapay zeka araçlarını kullanırken gözden kaçırılmaması gereken önemli bir konu, söz konusu araçların, araştırmacı tarafından verilen yönergeler ve tekrarlamalarla (iterasyon) doğru sonuçlar elde edilebilmesidir. Araştırmacı ne kadar “iyi” ise sonuçlar o kadar “isabetli” olur
ve araştırmacı bu sonuçları kendi literatür bilgisi ile doğruya en yakın şekilde yorumlar. Akademik yazında, yapay zeka ve ChatGPT kullanımı ile ilgili yeni çalışmalar üretilmeye başlamıştır. Zhang ve meslektaşları, ChatGPT’nin “tematik analizlerde kullanımı” ile ilgili çalışmalarında; ChatGPT kullanıcılarının araştırma deneyimlerini irdelemektedir (2022).
Morgan, ChatGPT’nin “bir veri kümesi hakkında sıradan dil sorgularını işleyebilen ve çeşitli cevaplar verebilen bir araç olarak kullanımını” incelemiştir (2023). van Manen, ChatGPT’nin nitel sağlık çalışmalarına etkisini ele aldığı çalışmasında, yapay zeka destekli
kodlama ve okuma süreçlerinin araştırmacıyı nasıl etkileyebileceğini tartışmıştır (2023). Rahman ve meslektaşları, akademik bilimsel araştırmalarda fikir üretimi için ChatGPT'nin etkili bir araç olabileceğini ortaya koymaktadırlar (2023). Bu çalışmanın amacı, nitel araştırma yürüten sosyal bilimcilerin ChatGPT dil modelini nasıl
kullanabileceklerini örneklerle açıklamaktır. Literatür taraması ve örnek yönergelerle, konu derinleştirilmiş ve araştırmacılara yol göstermesi amaçlanmıştır.
development and prevalence of web technologies, these methods are commonly employed in the
analysis of any recorded information, including images, documents, audio, and video recordings.
Weitzman and Miles (1995) highlighted the ease of use of widely used programs in their study analyzing
24 computer programs. Programs such as ATLAS.ti, NVivo, MAXQDA, and HyperRESEARCH are
commonly utilized, incorporating principles of qualitative data analysis into their designs. For instance,
the official website of MAXQDA, in operation since 1989, indicates that the program's name is derived
from the MAX of German sociologist Max Weber and the initials of Qualitative Data Analysis (QDA).
While computer programs facilitate the user, the researcher is still responsible for the coding process.
This study focuses on demonstrating how MAXQDA can be used in document analysis. It summarizes
the steps to be followed before starting the data analysis sections of research, including "a. Access to
the data set, b. Use of tools that can apply the method, and c. Acquiring tools necessary for the analysis
phase." MAXQDA provides features such as searching within text, extracting word frequencies, and
conducting similarity analysis. The Visual Tools tab includes functions such as word cloud analysis and
document analysis. An example of official document review will be presented to illustrate the analysis
part of the program. The documents examined in the study are communication documents related to the
"European Neighbourhood Policy (ENP)" published by the European Commission from 2011 to 2021.
Five ENP documents coded and categorized in the analysis program have been divided into themes
based on the author's literature knowledge. In the second stage of data analysis, the documents were
quantitatively analyzed through the program and qualitatively translated by the author
focus on an unchallengeable, universal, and immutable nature of truth, dominated not only the natural
sciences but also the social sciences. As the 20th century progressed, debates on theory and methodology
between historical narratives and other social sciences led to interdisciplinary interactions. The
acceleration of social changes brought historians, sociologists, anthropologists, political scientists, and
economists into dialogue. The expansion of intellectual boundaries blurred the lines between disciplines,
giving rise to multidisciplinary approaches. References to Pierre Bourdieu, Mikhail Bakhtin, and Michel
Foucault can be found not only in the works of sociologists and historians but also in those of
archaeologists, geographers, and literary critics (Burke, 2011: 19). In fields such as Political Science,
International Relations, International Political Economy, and European Union Studies, it is natural to
conduct research by leveraging different methods from the social sciences. In recent years, discourse
and critical discourse analysis studies in the discipline of International Relations have drawn heavily
from linguistic studies. Additionally, theory-testing case analyses, qualitative content analyses, and
comparative policy studies are also notable qualitative methods used in Political Science and
International Relations. The Embedded Theory approach, a qualitative research method, is relatively
new in these disciplines. Although Becker acknowledges Embedded Theory as a method originating in
Sociology, he notes that Political Science, like Sociology, focuses more on testing theories than on
creating them (2012: 8). In International Relations studies, the Embedded Theory approach can be
applied to the individual, state, and system levels. Such an application will extend academic studies
beyond descriptive/material explanation, allowing for the creation of systemic theories (Jafar, 2022: 83).
It is acknowledged that such studies are still limited in the field and often constructed by drawing
inspiration from other social sciences. This paper discusses how the Embedded Theory method can be
integrated into the discipline of International Relations.
yakından ilintilidir. Euro bölgesinde yaşanan ekonomik krizin etkileri, Arap Ayaklanmaları’nın yarattığı siyasi istikrarsızlık, Suriye iç savaşı gibi gelişmeler; komşuluk politikasının uygulanmasını sekteye uğrattığı gibi komşu bölgelerde de AB’ye karşı şüphe yaratmıştır.Bu çalışmada, AKP Strateji Belgeleri MAXQDA Nitel Veri Analiz Programı ile incelenmiş ve
AB’nin Liberal Aktörlüğü’ne dair teorik bir çerçeve oluşturulmuştur
Dissertations by Dr. Büşra Kılıç
Yapay zeka araçlarını kullanırken gözden kaçırılmaması gereken önemli bir konu, söz konusu araçların, araştırmacı tarafından verilen yönergeler ve tekrarlamalarla (iterasyon) doğru sonuçlar elde edilebilmesidir. Araştırmacı ne kadar “iyi” ise sonuçlar o kadar “isabetli” olur
ve araştırmacı bu sonuçları kendi literatür bilgisi ile doğruya en yakın şekilde yorumlar. Akademik yazında, yapay zeka ve ChatGPT kullanımı ile ilgili yeni çalışmalar üretilmeye başlamıştır. Zhang ve meslektaşları, ChatGPT’nin “tematik analizlerde kullanımı” ile ilgili çalışmalarında; ChatGPT kullanıcılarının araştırma deneyimlerini irdelemektedir (2022).
Morgan, ChatGPT’nin “bir veri kümesi hakkında sıradan dil sorgularını işleyebilen ve çeşitli cevaplar verebilen bir araç olarak kullanımını” incelemiştir (2023). van Manen, ChatGPT’nin nitel sağlık çalışmalarına etkisini ele aldığı çalışmasında, yapay zeka destekli
kodlama ve okuma süreçlerinin araştırmacıyı nasıl etkileyebileceğini tartışmıştır (2023). Rahman ve meslektaşları, akademik bilimsel araştırmalarda fikir üretimi için ChatGPT'nin etkili bir araç olabileceğini ortaya koymaktadırlar (2023). Bu çalışmanın amacı, nitel araştırma yürüten sosyal bilimcilerin ChatGPT dil modelini nasıl
kullanabileceklerini örneklerle açıklamaktır. Literatür taraması ve örnek yönergelerle, konu derinleştirilmiş ve araştırmacılara yol göstermesi amaçlanmıştır.
development and prevalence of web technologies, these methods are commonly employed in the
analysis of any recorded information, including images, documents, audio, and video recordings.
Weitzman and Miles (1995) highlighted the ease of use of widely used programs in their study analyzing
24 computer programs. Programs such as ATLAS.ti, NVivo, MAXQDA, and HyperRESEARCH are
commonly utilized, incorporating principles of qualitative data analysis into their designs. For instance,
the official website of MAXQDA, in operation since 1989, indicates that the program's name is derived
from the MAX of German sociologist Max Weber and the initials of Qualitative Data Analysis (QDA).
While computer programs facilitate the user, the researcher is still responsible for the coding process.
This study focuses on demonstrating how MAXQDA can be used in document analysis. It summarizes
the steps to be followed before starting the data analysis sections of research, including "a. Access to
the data set, b. Use of tools that can apply the method, and c. Acquiring tools necessary for the analysis
phase." MAXQDA provides features such as searching within text, extracting word frequencies, and
conducting similarity analysis. The Visual Tools tab includes functions such as word cloud analysis and
document analysis. An example of official document review will be presented to illustrate the analysis
part of the program. The documents examined in the study are communication documents related to the
"European Neighbourhood Policy (ENP)" published by the European Commission from 2011 to 2021.
Five ENP documents coded and categorized in the analysis program have been divided into themes
based on the author's literature knowledge. In the second stage of data analysis, the documents were
quantitatively analyzed through the program and qualitatively translated by the author
focus on an unchallengeable, universal, and immutable nature of truth, dominated not only the natural
sciences but also the social sciences. As the 20th century progressed, debates on theory and methodology
between historical narratives and other social sciences led to interdisciplinary interactions. The
acceleration of social changes brought historians, sociologists, anthropologists, political scientists, and
economists into dialogue. The expansion of intellectual boundaries blurred the lines between disciplines,
giving rise to multidisciplinary approaches. References to Pierre Bourdieu, Mikhail Bakhtin, and Michel
Foucault can be found not only in the works of sociologists and historians but also in those of
archaeologists, geographers, and literary critics (Burke, 2011: 19). In fields such as Political Science,
International Relations, International Political Economy, and European Union Studies, it is natural to
conduct research by leveraging different methods from the social sciences. In recent years, discourse
and critical discourse analysis studies in the discipline of International Relations have drawn heavily
from linguistic studies. Additionally, theory-testing case analyses, qualitative content analyses, and
comparative policy studies are also notable qualitative methods used in Political Science and
International Relations. The Embedded Theory approach, a qualitative research method, is relatively
new in these disciplines. Although Becker acknowledges Embedded Theory as a method originating in
Sociology, he notes that Political Science, like Sociology, focuses more on testing theories than on
creating them (2012: 8). In International Relations studies, the Embedded Theory approach can be
applied to the individual, state, and system levels. Such an application will extend academic studies
beyond descriptive/material explanation, allowing for the creation of systemic theories (Jafar, 2022: 83).
It is acknowledged that such studies are still limited in the field and often constructed by drawing
inspiration from other social sciences. This paper discusses how the Embedded Theory method can be
integrated into the discipline of International Relations.
yakından ilintilidir. Euro bölgesinde yaşanan ekonomik krizin etkileri, Arap Ayaklanmaları’nın yarattığı siyasi istikrarsızlık, Suriye iç savaşı gibi gelişmeler; komşuluk politikasının uygulanmasını sekteye uğrattığı gibi komşu bölgelerde de AB’ye karşı şüphe yaratmıştır.Bu çalışmada, AKP Strateji Belgeleri MAXQDA Nitel Veri Analiz Programı ile incelenmiş ve
AB’nin Liberal Aktörlüğü’ne dair teorik bir çerçeve oluşturulmuştur