Thesis Chapters by Korhan Topcu

Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Radyo Televizyon ve Sinema Anabilim Dalı, Sinema Bilim Dalı, 2019
Modernitenin bir ürünü olan sinemada görülen kentsel yaşam, simge mekânlar ve kentlerin gündelik ... more Modernitenin bir ürünü olan sinemada görülen kentsel yaşam, simge mekânlar ve kentlerin gündelik rutinleri, kent kültürünü temsil etme ve kent algısı oluşturma işlevleri görebilmektedir. Kent ve sinema ilişkisi içerisinde bireylerin yaşadıkları çevrede meydana gelen, toplumsal, ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasi gelişmeler hakkında bilgi sahibi olunabilmektedir. Öncelikle çalışmada kent imgesi ve mekân kavramlarına değinilerek, sinema – kent ilişkisi, sinemada temsil edilen kentler dahilinde incelenmiştir. Stüdyo geleneğine başkaldırarak kamerasını kent sokaklarına yönelten, kente aktif bir sinematografik rol biçen sinema akımlarının öncü filmleri irdelenerek bu akımların günümüz sinemasına sundukları katkılar araştırılmıştır. Bölümün sonunda, sinemanın kent gerçekliği ile ilişkisini inceleyen Siegfried Kracauer'in sine-kent konseptine yer verilmiştir. Çalışmada Türk Sinemasının başlangıcından itibaren geçirdiği süreçlere değinilerek, ülke sınırları içerisinde gerçekleştirilen ilk film gösterimleri ile çekilen ilk Türk filmi tartışmalarına yer verilmiştir. İstanbul ve İzmir kentlerinde sinema sektöründe yaşanan gelişmelerin incelenmesinin ardından İzmir'de çekilen konulu ilk uzun metraj film tartışmaları araştırılmıştır. Akabinde 2000 yılına dek olan süreçte Türk Sinemasında İzmir'de çekilen filmler aracılığıyla sunulan kent algısı irdelenmiştir. Son olarak, çalışmanın odağını oluşturan; Masumiyet, Kader, Karnaval, Köksüz, Ben O Değilim, Bornova Bornova gibi kent sınırları içerinde yer alan karakterlerin bireysel sorunlarını ayrıntılı bir biçimde ele alan ve kentsel mekânı farklı özellikleriyle değerlendirme eğilimindeki yapımlar Kracauer'in sine-kent konsepti dahilinde, '2000 sonrası Türk Sinemasında İzmir' başlığı altında incelenmiştir.
The urban life in the cinema, which is a product of modernity, can be seen as symbol spaces and daily routines of cities, to represent urban culture and to create urban perception. It is possible to have information about social, economic, cultural and political developments occurring in the environment of individuals in the relationship between city and cinema. First of all, in this study, the concepts of urban image and space were examined and the relation between cinema and city was examined within the cities represented in cinema. The contributions of these movements to today's cinema have been investigated by examining the leading films of the cinema movements that direct the camera to the city streets and have an active cinematographic role. At the end of the chapter, the Sine-city concept of Siegfried Kracauer, which examines the relationship of cinema with the reality of the city, is mentioned. In the study, the processes of Turkish Cinema since its inception are mentioned and the first Turkish film debates with the first film screenings in the country were discussed. After examining the developments in the cinema sector in İstanbul and İzmir cities, the first feature film discussions in İzmir were investigated. Subsequently, during the process until 2000, the perception of the city which was presented in the films of Turkish Cinema in Izmir was examined. Finally, the focus of the study is; the films that tend to evaluate the urban space in a different way and reflect the individual problems of the characters within the borders of the city such as Masumiyet, Kader, Karnaval, Köksüz, Ben O Değilim, Bornova Bornova were examined in the concept of Sine-city of Kracauer under the title 'İzmir in Turkish Cinema after 2000'.
Papers by Korhan Topcu
Atıf Yılmaz Sineması, 2023

Uluslararası Kültürel ve Sosyal Araştırmalar Dergisi (UKSAD), 2021
Ayrımcılığın bir ifadesi olan etnosentrizm kavramı, "benzer olmayanlardan hoşlanmama"ya işaret ed... more Ayrımcılığın bir ifadesi olan etnosentrizm kavramı, "benzer olmayanlardan hoşlanmama"ya işaret eden kültürel bir fenomendir. Kelime anlamı, 'ırk-merkezcilik' olan etnosentrizm, 'bireyin kendi kültürünü ve yaşam tarzını diğer insanlardan üstün görme eğilimi' olarak tanımlanmaktadır. Etnosentrizm, bir olay ya da durumun diğer toplumlardaki yapılma biçiminin, kendi toplumundaki yapılma biçiminden daha geri olduğunu varsaymaktadır. Bu çalışma, Danimarkalı senaristyönetmen Anders Thomas Jensen'in seçim günü oy kullanmakta geciken bir adamın seçim merkezine ulaşma sürecinde bindiği taksilerde, farklı etnik kökenlerdeki taksi şoförleriyle yaşadığı etnosentrik tartışmaları odağına taşıyan Seçim Gecesi (Valgaften [Election Night], 1998) filmini, mizansen eleştirisi bağlamında incelemektedir. Sahneye koymak anlamına gelen ve bir tiyatro kavramı olan mizansen, sinemada ise kameranın görüş alanındaki mekanın yönetmen tarafından film anlatısına göre organize edilmesi olarak değerlendirilebilir. Bu organizasyon, senaryo metninin görsel-işitsel bir anlatıya dönüşmesi sürecinde yönetmenin stilini açığa çıkaran tercihler bütünüdür. 1999 Akademi Ödülleri'nde En İyi Kısa Film Oscarı'nı kazanan Seçim Gecesi'nde Jensen'in kullandığı mizansen; oyunculuk, mekan, kamera açısı, aydınlatma ve ses tasarımı ögeleri, sistematik bir yaklaşım dahilinde ele alınmış; mizanseni oluşturan ögelerin işlevleri ile film anlatısına hangi açılardan katkı sundukları irdelenmiştir.

SineMasal Cilt 4: Melodram, 2021
Sinemada tür kavramı, üretimde standartlaşmayı formülleştiren, izleyicinin algılama sürecini hızl... more Sinemada tür kavramı, üretimde standartlaşmayı formülleştiren, izleyicinin algılama sürecini hızlandıran ve kitleleri salonlara kanalize etmek adına kullanılan endüstriyel bir ayraçtır. Melankolik Komedi, 1990’lı yılların sonundan itibaren Hollywood’da belirmeye başlayan ve romantik komedi film türüyle açıklanamayacak kadar melez oluşumdaki bir alt tür/kavram olarak dile getirilmiştir. Hettich, Melankolik Komedi türü ile anlamı münferit filmlerden oluşan küçük bir grubu normatif bir çerçeve içine almayı amaçlamamaktadır. Melankolik komediye dair kategorizasyonun bir iletişim bazı ve oryantasyon merkezi olarak anlaşılması gerektiğini dile getiren Hettich, Amerikan filmleri üzerinde yaptığı çalışmasının ABD dışındaki ülkelerde yapılan filmlerdeki mukayese edilebilir özelliklere bakmak için bir zemin yaratıldığını vurgulamıştır. Bu çalışma, Melankolik Komedi alt-türünün biçim, biçem ve içerik bakımından komedi türü genellemesinden ayrılan yönlerinin Katja Hettich’in belirlediği öge ve temalar dahilinde Danimarkalı senarist-yönetmen Anders Thomas Jensen’in filmleri üzerinden incelenip incelenemeyeceğini tartışmıştır.
Görsel İmgelerin Bilinçaltı, 2020
Çalışma, Metin Erksan'ın 1962 yapımı Acı Hayat filmini, yönetmenin sinema anlayışını oluşturan ge... more Çalışma, Metin Erksan'ın 1962 yapımı Acı Hayat filmini, yönetmenin sinema anlayışını oluşturan gerçekçilik, tutku, cinsellik, suç ve ceza gibi temel olgular ile anlatıda yer verilen göstergeler çerçevesinde çözümlemektedir.
Reklamı Okumak, Reklamı Anlamak, 2019
Kamu spotları, kitle iletişim araçları aracılığıyla bireylerin sağlını tehlikeye atan zararlı mad... more Kamu spotları, kitle iletişim araçları aracılığıyla bireylerin sağlını tehlikeye atan zararlı maddelerin tüketimi noktasında reklamın ikna kabiliyetini kullanarak bireyleri bu davranışlarını sorgulamaya yöneltmek maksadıyla üretilen çalışmaların bütünüdür. Dolaylı bir anlatım türü olarak metaforik reklam retoriği ile üretilerek, toplumu düşünsel bir sürece sürükleyen; farkındalık yaratma maksadı taşıyan kamu spotları, bu çalışmanın odağını oluşturmuştur. Çalışmada, metaforik anlatıdaki eylemlerin sistematik çözümlemeleri gerçekleştirilerek, metinlerin metaforik okuma veya üretme süreçlerine ilişkin açılımlar sunulabilmesi hedeflenmiştir.
Conference Presentations by Korhan Topcu

Ege University Faculty of Fine Arts, Design and Architecture, International Design & Cinema Symposium , 2021
Ayrımcılığın bir ifadesi olan etnosentrizm kavramı, "benzer olmayanlardan hoşlanmama"ya işaret ed... more Ayrımcılığın bir ifadesi olan etnosentrizm kavramı, "benzer olmayanlardan hoşlanmama"ya işaret eden kültürel bir fenomendir. Kelime anlamı, 'ırk-merkezcilik' olan etnosentrizm, 'bireyin kendi kültürünü ve yaşam tarzını diğer insanlardan üstün görme eğilimi' olarak tanımlanmaktadır. Etnosentrizm, bir olay ya da durumun diğer toplumlardaki yapılma biçiminin, kendi toplumundaki yapılma biçiminden daha geri olduğunu varsaymaktadır. Bu çalışma, Danimarkalı senaristyönetmen Anders Thomas Jensen'in seçim günü oy kullanmakta geciken bir adamın seçim merkezine ulaşma sürecinde bindiği taksilerde, farklı etnik kökenlerdeki taksi şoförleriyle yaşadığı etnosentrik tartışmaları odağına taşıyan Seçim Gecesi (Valgaften [Election Night], 1998) filmini, mizansen eleştirisi bağlamında incelemektedir. Sahneye koymak anlamına gelen ve bir tiyatro kavramı olan mizansen, sinemada ise kameranın görüş alanındaki mekanın yönetmen tarafından film anlatısına göre organize edilmesi olarak değerlendirilebilir. Bu organizasyon, senaryo metninin görsel-işitsel bir anlatıya dönüşmesi sürecinde yönetmenin stilini açığa çıkaran tercihler bütünüdür. 1999 Akademi Ödülleri'nde En İyi Kısa Film Oscarı'nı kazanan Seçim Gecesi'nde Jensen'in kullandığı mizansen; oyunculuk, mekan, kamera açısı, aydınlatma ve ses tasarımı ögeleri, sistematik bir yaklaşım dahilinde ele alınmış; mizanseni oluşturan ögelerin işlevleri ile film anlatısına hangi açılardan katkı sundukları irdelenmiştir.
Uploads
Thesis Chapters by Korhan Topcu
The urban life in the cinema, which is a product of modernity, can be seen as symbol spaces and daily routines of cities, to represent urban culture and to create urban perception. It is possible to have information about social, economic, cultural and political developments occurring in the environment of individuals in the relationship between city and cinema. First of all, in this study, the concepts of urban image and space were examined and the relation between cinema and city was examined within the cities represented in cinema. The contributions of these movements to today's cinema have been investigated by examining the leading films of the cinema movements that direct the camera to the city streets and have an active cinematographic role. At the end of the chapter, the Sine-city concept of Siegfried Kracauer, which examines the relationship of cinema with the reality of the city, is mentioned. In the study, the processes of Turkish Cinema since its inception are mentioned and the first Turkish film debates with the first film screenings in the country were discussed. After examining the developments in the cinema sector in İstanbul and İzmir cities, the first feature film discussions in İzmir were investigated. Subsequently, during the process until 2000, the perception of the city which was presented in the films of Turkish Cinema in Izmir was examined. Finally, the focus of the study is; the films that tend to evaluate the urban space in a different way and reflect the individual problems of the characters within the borders of the city such as Masumiyet, Kader, Karnaval, Köksüz, Ben O Değilim, Bornova Bornova were examined in the concept of Sine-city of Kracauer under the title 'İzmir in Turkish Cinema after 2000'.
Papers by Korhan Topcu
Conference Presentations by Korhan Topcu
The urban life in the cinema, which is a product of modernity, can be seen as symbol spaces and daily routines of cities, to represent urban culture and to create urban perception. It is possible to have information about social, economic, cultural and political developments occurring in the environment of individuals in the relationship between city and cinema. First of all, in this study, the concepts of urban image and space were examined and the relation between cinema and city was examined within the cities represented in cinema. The contributions of these movements to today's cinema have been investigated by examining the leading films of the cinema movements that direct the camera to the city streets and have an active cinematographic role. At the end of the chapter, the Sine-city concept of Siegfried Kracauer, which examines the relationship of cinema with the reality of the city, is mentioned. In the study, the processes of Turkish Cinema since its inception are mentioned and the first Turkish film debates with the first film screenings in the country were discussed. After examining the developments in the cinema sector in İstanbul and İzmir cities, the first feature film discussions in İzmir were investigated. Subsequently, during the process until 2000, the perception of the city which was presented in the films of Turkish Cinema in Izmir was examined. Finally, the focus of the study is; the films that tend to evaluate the urban space in a different way and reflect the individual problems of the characters within the borders of the city such as Masumiyet, Kader, Karnaval, Köksüz, Ben O Değilim, Bornova Bornova were examined in the concept of Sine-city of Kracauer under the title 'İzmir in Turkish Cinema after 2000'.