
Selin Oktan
Research Assistant at Karadeniz Technical University, Department of Architecture.
Address: Trabzon, Turkey
Address: Trabzon, Turkey
less
Related Authors
Leman Figen Gul
Istanbul Technical University
Elif Sezen Yagmur-Kilimci
Istanbul Technical University
Günsu Merin Abbas
TOBB University of Economics and Technology
Derek Ham
NC State University
Melissa Schumacher
Universidad de las Américas - Puebla
Ahmed K. Ali
Texas A&M University
Ceren Cindioğlu-Yoğsul
ATILIM UNIVERSITY
Leonidas Koutsoumpos
National Technical University of Athens
Shai Yeshayahu
University of Nevada, Las Vegas
Uploads
Papers by Selin Oktan
yönelik bir dizi egzersizin uygulanması sürecinde kullanılmıştır. Ters yüz edilmiş sınıf
modeli ödevin derste, dersin ise evde yapıldığı bir öğretmeyi temsil etmektedir.
Çalışmada uygulanan egzersiz çalışmaları parametrik modelleme programı olan
Grasshopper’ın ve sayısal düşünmenin öğretilmesine odaklanmaktadır. Bu egzersiz
çalışmaları seçmeli ders kapsamında uygulanmıştır. Seçmeli dersler haftada iki saat
olarak işlendiği için hem program öğretimine hem de uygulamalara yeterince
zaman kalmamaktadır. Bu sorunu çözebilmek için ters yüz edilmiş sınıf modeli
kullanılmıştır.
Egzersiz çalışmaları sayısal düşünmeyi yaparak öğretmeyi hedeflemektedir. Yaparak
öğrenme süreçleri öğrenciyi doğrudan dersin bir parçası haline getirdiği için, öğrenci
derste etkin bir şekilde rol almakta ve böylelikle derse yönelik dikkatini toplama
süresi de artmaktadır. Egzersiz çalışmaları, her biri bir ya da iki hafta süren ve
verilen tasarım problemlerine ilişkin geliştirilen tasarımların hem fiziksel ortamda
üretimine hem de parametrik ortamda modellenmesine odaklanmaktadır. Bu
çalışmalar biçim grameri çalışmaları, yüzey tasarımları, donatı tasarımı, katlama
dökme uygulamaları gibi çeşitli konuları içermektedir.
Egzersiz çalışmaları iki aşamalı olarak kurgulanmıştır. İlk aşama okulda yürütücü
eşliğinde gerçekleşen yaparak öğrenme aşamasıdır. Bu aşamada öğrenci, verilen
tasarım problemi çerçevesinde bir ürün üreterek, tasarım sürecini
sayısallaştırmaktadır. İkinci aşama ise tasarlanan ürünün parametrik model ile
üretilmesine odaklanmaktadır. Bu aşamada yürütücü konu ile ilgili bir eğitim
videosu hazırlayarak öğrenci ile internet üzerinden paylaşmaktadır. İlk aşamada,
sayısallaştırma sürecinde elde edilen veriler ikinci aşamada parametre olarak
kullanılmaktadır.
Çalışma sonucunda öğrencilerden alınan geri dönüşlerde program öğretiminin video
üzerinden gerçekleşmesinin daha verimli olduğu görülmektedir. Öğrenciler
anlamadıkları noktaları istedikleri kadar izleyebilmekte ve böylece herhangi bir şeyi
kaçırmadan parametrik model sürecini öğrenebilmektedir. Yürütücü açısından
bakıldığında ise; uygulamalara ders saatleri içerisinde daha fazla zaman
ayrılabilmesi olumlu görülmektedir.
yolunun çıkarılması ve robot manipülatör ile üretilmesi süreci aktarılmıştır. Bu
bağlamda takım yolunun oluşturulması, uygun G-code çıktısının elde edilmesi ve bu
verilerin robotik üretime uygun hale getirilmesi süreci tartışılmıştır. Çalışmanın
amacı benzer sorunları yaşayan tasarımcılara dijital üretim sürecinin nasıl
yürütülebileceğine ilişkin fikir verebilmektir. Çalışma süreci bir deneme yanılma
sürecinin derlenmiş halidir ve tespit edilen sorunun çözümüne ilişkin bir fikir
sunabilmeyi hedeflemektedir. Çalışma kapsamında karmaşık bir yüzeye ve farklı
eğriliklere sahip olması nedeniyle bir beyin modelinin dijital üretim süreci ele
alınmıştır. Beyin modeli, hem mesh bir yüzeye sahip olması hem de farklı açılarda ve
farklı eğriselliğe sahip çok sayıda kıvrımdan oluşan ve üretim süreci açısından da zor
bir form olması nedeniyle işlenecek ürün olarak seçilmiştir.
Çalışmada dijital üretim süreci beş aşamadan oluşmaktadır. İlk aşamada tasarım
ürünü oluşturulmuştur. İkinci aşamada üretim sürecine karar verilmiştir. Üretim
sürecine ilişkin temel karar hangi dijital fabrikasyonun nasıl bir yöntem ile
kullanılacağının belirlenmesidir. Çalışmada kaba üretim ve ince üretim süreçleri
uygulanmıştır. Böylelikle üretim süreci gittikçe detaylandırılarak sonuç ürün elde
edilmiştir. Üçüncü aşama G-Code’un oluşturulması sürecidir. G-Code’un
üretilmesinde takım yolu çıktısı ile robot dili arasındaki uyum önem taşımaktadır.
Dördüncü aşama G-Code’un robotik dile dönüştürülmesidir. G-Code’lar doğrudan
makinelerin okuyabileceği çıktılar olmadığı için bu aşamada bir son işlemci işlemi
gerekmektedir. Beşinci ve son aşama ise üretim sürecinin simülasyonu ve
optimizasyonu aşamasıdır. Bu aşamada çarpma, eksen sıkışması gibi sorunların
önüne geçilmesi sağlanmaktadır.
Dijital üretim süreçleri; mimarların üzerine eğitim almadıkları ve yabancı oldukları
bir konu olduğu için bir takım basit problemler, süreci sekteye uğratan ve zaman
kaybına yol açan bir duruma dönüşebilmektedir. Bu nedenlerle dijital üretim
süreçleri mimarların dijital fabrikasyon ile sınavına dönüşebilmektedir. Bu çalışma
ile mesh yüzeylerin dijital fabrikasyon araçları ile üretilmesi sürecinde yaşanan
sorunlara yönelik çözüm üretilmeye çalışılmıştır.
realized that a new digital technology has been developing and the education system must be updated to catch it.
This new technology brings the new design and fabrication methods with it. One of these methods is to think
computationally. Computational thinking in architectural design means to describe the design process step by
step as it is in the logic of algorithm. For this reason, computational design offers an explicit and cognitive
method unlike conventional design which lasts over one hundred years. It can be said that there are some
differences between computational and conventional design processes. In architectural education, students often
have a conventional-based education and the idea of computational thought remained in the background. Within
this context, some problems may occur while transiting the thought conventional-to-computational. At this point
shape grammar exercises are important because computational design logic can be carried out on both
conventional and computational design tools.
The aim of the study is to investigate the usability of shape grammar in the development of computational
thinking, seeing and fabricating abilities. Therefore, an exercise which focused on designing and fabricating a
shape grammar was carried out. Within the context of the study the relationship between shape grammar’s
conventional and computational aspects were examined.
As a result of the study some surface patterns were designed. The final design products were fabricated in the
Computational Design and Fabrication Laboratory in a 1:10 scale with a CNC laser cutting machine. Thus, the
students could experience two-dimensional digital fabrication method and could see their digital models as
physical models. Additionally, the study process and feedbacks of the students were evaluated and the
relationship between computational thought and shape grammar exercises were scrutinized.
are the main phases of Archer’s design process idea. The question “how” plays a binding role between
the phases of design process. Within the scope of this study a structure design carried out by the
students as a part of elective course. In the beginning of the design process, which is the analytical phase,
students are required to do research about the design problem and at the beginning of creative phase
they produced sketches by utilizing conventional methods. In the development part of the creative phase,
the chosen design idea is transformed into an algorithm with the Grasshopper plugin and design
alternatives have been explored through parameters. With this study the students can compare both
conventional and computational design processes.
The similarities and differences of conventional and computational design processes are examined
through the question "how”. As a result, it can be asserted that the state of intuition which comes into
prominence in the conventional method has been embodied by developing algorithms in the
computational method.
yönelik bir dizi egzersizin uygulanması sürecinde kullanılmıştır. Ters yüz edilmiş sınıf
modeli ödevin derste, dersin ise evde yapıldığı bir öğretmeyi temsil etmektedir.
Çalışmada uygulanan egzersiz çalışmaları parametrik modelleme programı olan
Grasshopper’ın ve sayısal düşünmenin öğretilmesine odaklanmaktadır. Bu egzersiz
çalışmaları seçmeli ders kapsamında uygulanmıştır. Seçmeli dersler haftada iki saat
olarak işlendiği için hem program öğretimine hem de uygulamalara yeterince
zaman kalmamaktadır. Bu sorunu çözebilmek için ters yüz edilmiş sınıf modeli
kullanılmıştır.
Egzersiz çalışmaları sayısal düşünmeyi yaparak öğretmeyi hedeflemektedir. Yaparak
öğrenme süreçleri öğrenciyi doğrudan dersin bir parçası haline getirdiği için, öğrenci
derste etkin bir şekilde rol almakta ve böylelikle derse yönelik dikkatini toplama
süresi de artmaktadır. Egzersiz çalışmaları, her biri bir ya da iki hafta süren ve
verilen tasarım problemlerine ilişkin geliştirilen tasarımların hem fiziksel ortamda
üretimine hem de parametrik ortamda modellenmesine odaklanmaktadır. Bu
çalışmalar biçim grameri çalışmaları, yüzey tasarımları, donatı tasarımı, katlama
dökme uygulamaları gibi çeşitli konuları içermektedir.
Egzersiz çalışmaları iki aşamalı olarak kurgulanmıştır. İlk aşama okulda yürütücü
eşliğinde gerçekleşen yaparak öğrenme aşamasıdır. Bu aşamada öğrenci, verilen
tasarım problemi çerçevesinde bir ürün üreterek, tasarım sürecini
sayısallaştırmaktadır. İkinci aşama ise tasarlanan ürünün parametrik model ile
üretilmesine odaklanmaktadır. Bu aşamada yürütücü konu ile ilgili bir eğitim
videosu hazırlayarak öğrenci ile internet üzerinden paylaşmaktadır. İlk aşamada,
sayısallaştırma sürecinde elde edilen veriler ikinci aşamada parametre olarak
kullanılmaktadır.
Çalışma sonucunda öğrencilerden alınan geri dönüşlerde program öğretiminin video
üzerinden gerçekleşmesinin daha verimli olduğu görülmektedir. Öğrenciler
anlamadıkları noktaları istedikleri kadar izleyebilmekte ve böylece herhangi bir şeyi
kaçırmadan parametrik model sürecini öğrenebilmektedir. Yürütücü açısından
bakıldığında ise; uygulamalara ders saatleri içerisinde daha fazla zaman
ayrılabilmesi olumlu görülmektedir.
yolunun çıkarılması ve robot manipülatör ile üretilmesi süreci aktarılmıştır. Bu
bağlamda takım yolunun oluşturulması, uygun G-code çıktısının elde edilmesi ve bu
verilerin robotik üretime uygun hale getirilmesi süreci tartışılmıştır. Çalışmanın
amacı benzer sorunları yaşayan tasarımcılara dijital üretim sürecinin nasıl
yürütülebileceğine ilişkin fikir verebilmektir. Çalışma süreci bir deneme yanılma
sürecinin derlenmiş halidir ve tespit edilen sorunun çözümüne ilişkin bir fikir
sunabilmeyi hedeflemektedir. Çalışma kapsamında karmaşık bir yüzeye ve farklı
eğriliklere sahip olması nedeniyle bir beyin modelinin dijital üretim süreci ele
alınmıştır. Beyin modeli, hem mesh bir yüzeye sahip olması hem de farklı açılarda ve
farklı eğriselliğe sahip çok sayıda kıvrımdan oluşan ve üretim süreci açısından da zor
bir form olması nedeniyle işlenecek ürün olarak seçilmiştir.
Çalışmada dijital üretim süreci beş aşamadan oluşmaktadır. İlk aşamada tasarım
ürünü oluşturulmuştur. İkinci aşamada üretim sürecine karar verilmiştir. Üretim
sürecine ilişkin temel karar hangi dijital fabrikasyonun nasıl bir yöntem ile
kullanılacağının belirlenmesidir. Çalışmada kaba üretim ve ince üretim süreçleri
uygulanmıştır. Böylelikle üretim süreci gittikçe detaylandırılarak sonuç ürün elde
edilmiştir. Üçüncü aşama G-Code’un oluşturulması sürecidir. G-Code’un
üretilmesinde takım yolu çıktısı ile robot dili arasındaki uyum önem taşımaktadır.
Dördüncü aşama G-Code’un robotik dile dönüştürülmesidir. G-Code’lar doğrudan
makinelerin okuyabileceği çıktılar olmadığı için bu aşamada bir son işlemci işlemi
gerekmektedir. Beşinci ve son aşama ise üretim sürecinin simülasyonu ve
optimizasyonu aşamasıdır. Bu aşamada çarpma, eksen sıkışması gibi sorunların
önüne geçilmesi sağlanmaktadır.
Dijital üretim süreçleri; mimarların üzerine eğitim almadıkları ve yabancı oldukları
bir konu olduğu için bir takım basit problemler, süreci sekteye uğratan ve zaman
kaybına yol açan bir duruma dönüşebilmektedir. Bu nedenlerle dijital üretim
süreçleri mimarların dijital fabrikasyon ile sınavına dönüşebilmektedir. Bu çalışma
ile mesh yüzeylerin dijital fabrikasyon araçları ile üretilmesi sürecinde yaşanan
sorunlara yönelik çözüm üretilmeye çalışılmıştır.
realized that a new digital technology has been developing and the education system must be updated to catch it.
This new technology brings the new design and fabrication methods with it. One of these methods is to think
computationally. Computational thinking in architectural design means to describe the design process step by
step as it is in the logic of algorithm. For this reason, computational design offers an explicit and cognitive
method unlike conventional design which lasts over one hundred years. It can be said that there are some
differences between computational and conventional design processes. In architectural education, students often
have a conventional-based education and the idea of computational thought remained in the background. Within
this context, some problems may occur while transiting the thought conventional-to-computational. At this point
shape grammar exercises are important because computational design logic can be carried out on both
conventional and computational design tools.
The aim of the study is to investigate the usability of shape grammar in the development of computational
thinking, seeing and fabricating abilities. Therefore, an exercise which focused on designing and fabricating a
shape grammar was carried out. Within the context of the study the relationship between shape grammar’s
conventional and computational aspects were examined.
As a result of the study some surface patterns were designed. The final design products were fabricated in the
Computational Design and Fabrication Laboratory in a 1:10 scale with a CNC laser cutting machine. Thus, the
students could experience two-dimensional digital fabrication method and could see their digital models as
physical models. Additionally, the study process and feedbacks of the students were evaluated and the
relationship between computational thought and shape grammar exercises were scrutinized.
are the main phases of Archer’s design process idea. The question “how” plays a binding role between
the phases of design process. Within the scope of this study a structure design carried out by the
students as a part of elective course. In the beginning of the design process, which is the analytical phase,
students are required to do research about the design problem and at the beginning of creative phase
they produced sketches by utilizing conventional methods. In the development part of the creative phase,
the chosen design idea is transformed into an algorithm with the Grasshopper plugin and design
alternatives have been explored through parameters. With this study the students can compare both
conventional and computational design processes.
The similarities and differences of conventional and computational design processes are examined
through the question "how”. As a result, it can be asserted that the state of intuition which comes into
prominence in the conventional method has been embodied by developing algorithms in the
computational method.