Sonuç Görüldüğü üzere Ahmed-i Hânî'nin eğitim anlayışını ve çocuk eğitiminde göz önünde bulundurulması gerekli olan temel ahlâkî ilkeler konusundaki görüşlerini Kur'an ve Sünnet'ten kaynaklanan genel İslâmî eğitimin bir parçası olarak... more
Sonuç Görüldüğü üzere Ahmed-i Hânî'nin eğitim anlayışını ve çocuk eğitiminde göz önünde bulundurulması gerekli olan temel ahlâkî ilkeler konusundaki görüşlerini Kur'an ve Sünnet'ten kaynaklanan genel İslâmî eğitimin bir parçası olarak görmek gerekmektedir. Müslüman dünyada ahlâk konusunda yazılan birçok eser bulunmaktadır. Bunlar Ahlâk-ı Adudiyye, Ahlâk-ı Devvânî (Celâlî), Ahlâk-ı Nâsırî gibi kitaplardır. Bunların hepsi de hem filozof hem kelamcı hem de ahlâk teorisyeni olan âlimler tarafından yazılmıştır. Ahmed-i Hânî de kendisinden önceki bu âlimlerin kendisine ulaşan kültür tecrübesini kendi bilim ve ahlâk anlayışı potasından geçirerek çocuk eğitimi konusunda somut bir kitaba dönüştürmüştür. Bu kitabı "Nûbıhâra Piçûkan" adını taşımaktadır.
- by Rabia ELÇİ
- •
Kudüs semavi din olan Yahudilik, Hristiyanlık ve İslamiyet için kutsal ve önemli bir merkez olarak ön plana çıkmıştır. Bu kutsal kimliği, bölgenin sık sık savaşlara, istilalara ve güç mücadelelerine sahne olmasına neden olmuştur. Kudüs,... more
Kudüs semavi din olan Yahudilik, Hristiyanlık ve İslamiyet için kutsal ve önemli bir merkez olarak ön plana çıkmıştır. Bu kutsal kimliği, bölgenin sık sık savaşlara, istilalara ve güç mücadelelerine sahne olmasına neden olmuştur. Kudüs, Müslümanlar için olduğu kadar Yahudiler açısından da derin bir anlama sahiptir. Yahudi inancına göre, Kudüs ve çevresi tanrı tarafından kendilerine vaat edilen topraklar arasında yer almaktadır. Ancak bölgede üstünlüklerini kaybettikten sonra şehri terk etmek zorunda kalmış ve sürgün hayatı yaşamışlardır. Buna rağmen bu diaspora Yahudileri, Kudüs'e dönme arzularını hiçbir zaman yitirmemişlerdir. Özellikle XIX. yüzyıldan itibaren Kudüs'e göç etmiş ve bu göçler yüzyılın sonlarına doğru Siyonizm olarak bilinen bir milliyetçilik hareketine dönüşmüştür. Yahudilerin Filistin'e yönelmelerinin ardında, Osmanlı yönetiminin bazı idari düzenlemeleri de etkili olmuştur. 1858'de yayınlanan Arazi Kanunnamesi, bölgede toprak sahipliği sistemini düzenlemeyi hedeflemişti. Ancak bu düzenleme, uygulamada bazı sorunları da beraberinde getirdi. Filistinli çiftçilerin arazi vergisinden kaçmak için topraklarını başka isimler altında kaydettirmeleri mülkiyetin karışmasına yol açtı. Bu
- by Rabia ELÇİ and +1
- •
- Jewish Studies, Ottoman History, Jerusalem, Kudüs