Papers by Özgür Öngöre
Journal of Social Policy Conferences, Jul 9, 2021
As with physical, chemical, and biological risks; psychosocial risks are a serious threat to empl... more As with physical, chemical, and biological risks; psychosocial risks are a serious threat to employee health. Emotional labor, which is used extensively by service sector employees, poses a danger to their psychological health if necessary precautions are not taken. Studies show that the intense use of surface acting, which is a type of emotional labor, impairs the psychological health of employees and pushes them to burnout, whereas deep acting and natural emotions, which are other types of emotional labor, contribute positively to their well-being. However, when these two types of emotional labor are used intensively, the health of employees due to stress can be negatively affected as a result of intense emotional efforts and employees may experience diseases such as burnout syndrome.
This research focuses on the importance of organizational support during in deep acting and the use of natural emotions. It is advocated that the mental and physical health problems caused from the intensive use of deep acting and natural emotions can be prevented by providing organizational support to employees that creates a better working environment and improves well-being. It is emphasized that surface acting should be used at a minimum level due to the negative effects of employees.
Global Business and Organizational Excellence, 2020
Emotional labor—the effort required to manage one's feelings or emotions at work—plays a signific... more Emotional labor—the effort required to manage one's feelings or emotions at work—plays a significant part in many occupations. When it is manifested by emotional exhaustion or burnout, emotional labor can have negative effects on business operations, including high employee turnover. A study of 204 academics in Turkey, in which burnout was hypothesized as a mediator between emotional labor and intention to leave, shows that surface acting—the simulation of emotions that are not genuinely felt—is a cause of emotional exhaustion, and that emotional exhaustion is linked to intention to leave. The study also shows that naturally experienced emotions are negatively correlated to burnout. This indicates that managers seeking to retain employees should discourage surface acting and support natural feelings. A proposed approach to evaluating emotional labor based on business ethics seeks to enable managers to reduce the negative consequences of emotional labor while preserving the positive ones.
Turkish Journal of Business Ethics, 2019
Emotional labor represents the work related to employees’ emotional efforts in the workplace. Emp... more Emotional labor represents the work related to employees’ emotional efforts in the workplace. Employees’ emotional efforts that are in harmony with business ethics can be defined as emotional labor. In this study, the significant effect of emotional labor on work engagement was attempted to determine for service sector employees in private enterprises. For this purpose, a questionnaire form was applied from internet to service sector employees in private enterprises in Ankara. Accurate data was collected from 153 service-sector employees working in private enterprises. The relational pattern model was used in this quantitative research. Research findings indicate that natural feelings predict vigor and dedication, deep acting predicts absorption, and surface acting predicts vigor significantly. In addition, from socio-demographic variables income was found as a significant variable to predict vigor, dedication, and absorption. Gender was also found as a significant variable to predict vigor and dedication.
İş Ahlakı Dergisi, 2019
Öz: Duygusal emek, çalışanın iş yerinde göstermiş olduğu işle ilgili duygusal çabalarını temsil e... more Öz: Duygusal emek, çalışanın iş yerinde göstermiş olduğu işle ilgili duygusal çabalarını temsil etmektedir. Çalışanın işini yaparken gösterdiği iş etiğine uygun duygusal çabaları, duygusal emek olarak tanımlanabilir. Bu araştırmada, hizmet sektöründe özel işletme çalışanlarının sergilediği duygusal emeğin, işle bütünleşme üzerindeki anlamlı etkisi belirlenmeye çalışılmıştır. Bu amaçla internet üzerinden uygulanan anket formu ile Ankara İli'nde hizmet sektöründe özel işletme çalışanı 153 kişiden sağlıklı veri toplanmıştır. Araştırma, korelasyon türü ilişkisel tarama modelinin kullanıldığı nicel bir araştırmadır. Araştırma bulguları; doğal duyguların azim ve adamayı, derinlemesine rol yapmanın benimsemeyi, yüzeysel rol yapmanın ise azimi yordayan anlamlı değişkenler olduklarını göstermiştir. Ayrıca gelirin azim, adama ve benimsemeyi, cinsiyetin ise azim ve adamayı yordayan anlamlı sosyo-demografik değişkenler oldukları saptanmıştır. Abstract: Emotional labor represents the work related to employees' emotional efforts in the workplace. Employ-ees' emotional efforts that are in harmony with business ethics can be defined as emotional labor. In this study, the significant effect of emotional labor on work engagement was attempted to determine for service sector employees in private enterprises. For this purpose, a questionnaire form was applied from internet to service sector employees in private enterprises in Ankara. Accurate data was collected from 153 service-sector employees working in private enterprises. The relational pattern model was used in this quantitative research. Research findings indicate that natural feelings predict vigor and dedication, deep acting predicts absorption, and surface acting predicts vigor significantly. In addition, from socio-demographic variables income was found as a significant variable to predict vigor, dedication, and absorption. Gender was also found as a significant variable to predict vigor and dedication.
Uşak Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2018
Özet Sosyal politika toplumsal refaha ve barışa hizmet eder. Sosyal politikanın yarattığı refah d... more Özet Sosyal politika toplumsal refaha ve barışa hizmet eder. Sosyal politikanın yarattığı refah düzeyi, başarısının önemli bir göstergesidir. Yaratılan refah düzeyi ise vatandaşların iyilik hali ile anlaşılabilir. Bu araştırmada sosyal politikanın göstergesi olarak vatandaşların iyilik hali ülkelere göre karşılaştırılmıştır. Böylece ülkelere göre farklılaşan sosyal politikaların başarısının belirlenmesi amaçlanmıştır. Türkiye açısından benimsenmesi gereken sosyal politika anlayışının nasıl olması gerektiği araştırma bulguları ışığında tartışılmıştır. Araştırma bulgularına göre liberal, korporatist ve sosyal demokrat modeller farklı ülkelerde vatandaşlar üzerinde yarattıkları iyilik hali açısından başarılı oldukları saptanmıştır. Farklı modellerin başarısında uygulanan sosyal politikalar ile toplumsal kültürün uyumlu olduğu fark edilmiştir. Türkiye'de ise vatandaşların iyilik halinin düşük olduğu belirlenmiştir. Toplulukçu kültür içerisinde değerlendirebileceğimiz Türkiye'de, bireysel kültürlere uygun olarak piyasanın güçlendirildiği böylece liberal modele yakın bir sosyal politika anlayışının benimsendiği görülmektedir. Kendi kendine yardım ilkesi ve güçlü piyasa anlayışı ile kamusal hizmetlerin daraltılması, Türkiye'de vatandaşların iyilik halini azaltmaktadır. Abstract Social policy serves for social welfare and peace. The level of welfare created by social policy is an important indicator of its success. The created welfare level can be admitted as the well-being of citizens. In this research, the well-being of citizens as an indicator of social policy was compared to countries. Thus, it was aimed to determine the success of different social policies according to countries. What sort of social policy perspective is needed for Turkey was discussed in the light of research findings. According to the research findings, liberal, corporatist and social democratic models were found to be successful in terms of the well-being they have created on citizens in different countries. It was realized that different social policy models have been implemented successfully, if these policies are in harmony with social culture of the related countries. In this study, well-being of the citizens in Turkey was determined in a low level. Turkey can be evaluated as a collectivistic culture, but the adopted social policy approach which is aimed to strengthen the market can be seen as an appropriate to individual culture. The self-help principle and a strong market approach, which cause tightening of the public services and reduce of the wellbeing of citizens in Turkey.
Türkiye ve Azerbaycan işgücü piyasalarının benzer, farklı, güçlü ve sorunlu yönleri üzerinde duru... more Türkiye ve Azerbaycan işgücü piyasalarının benzer, farklı, güçlü ve sorunlu yönleri üzerinde durulmuş böylece ekonomik kalkınma ve toplumsal refahın artması için gerekli görülen aktif politikaların her iki ülke için nasıl şekillenmesi gerektiği el edilen bulgular ışığında ele alınmıştır. İstihdamın ve işgücüne katılma oranlarının Türkiye'ye göre Azerbaycan'da daha yüksek olduğu görülmüştür. İki ülkenin işgücü piyasası cinsiyet faktörü açısından karşılaştırıldığında, Türkiye'de var olan kadın ve erkek işgücüne katılma oranı farkının Azerbaycan için geçerli olmadığı saptanmıştır. Türkiye'de kayıt dışı istihdam cinsiyet farkı gözetmeksizin yüksek çıkmıştır. Azerbaycan'da ise kayıt dışı istihdamın daha çok kadınlarda yoğunlaştığı saptanmıştır. Farklı düzey ve boyutlarda da olsa toplumsal cinsiyet eşitsizliği iki ülke için de geçerlidir. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için eğitim programlarının aktif işgücü piyasası politikalarının ötesinde sosyal politika kapsamında değerlendirilmesi ve cinsiyet ayrımcılığının toplumsal bir risk olarak algılanması önemlidir.
Öz: Çalışanların fiziksel ve bilişsel emeğinin yanı sıra duygusal emeğinin olması da doğaldır. Du... more Öz: Çalışanların fiziksel ve bilişsel emeğinin yanı sıra duygusal emeğinin olması da doğaldır. Duygusal emeğe ilişkin doğru bir kuramsal yapı oluşturulmadığında duygusal emek, çalışan için riskli bir kavram haline dönüşmektedir. Örgüt tarafından beklenen duygusal çabalar, çalışanın psikolojisi ve performansı üzerinde olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir. Yani emek adı altında emeğin kendisiyle ve etik değerlerle çelişen duygusal çabalar duygusal emek olarak adlandırılabilmektedir. Bu araştırma duygusal emeğe ilişkin yeni bir bakış açısı geliştirmeyi amaçlamıştır. Duygusal emek çalışanın işini yaparken gösterdiği iş etiğine uygun duygusal çabaları olarak tanımlanabilir. Çalışırken duyguların sunumu esnasında oluşan duygusal çabalar ile gerçek duyguların oluşmasına yönelik duygusal çabalar iş etiğine uygunsa duygusal emektir. Duyguların sunumu yoluyla yaratılan değer, etik değerlerle örtüşüyorsa duygusal emeğin göstergesidir. Bu araştırmada gerçek olmayan ancak öyleymiş gibi görülen yani aslında var olmayan duyguların, duygusal emek olarak kabul edilmesine karşı çıkılmıştır. Sahte duyguların gösterimine yönelik çaba, duygusal bir çaba değildir ve duygusal emek olarak kabul edilmemelidir. Etik değerlerle örtüşen duygusal çabalar, duygusal emektir. İş etiği kişinin duygusal çabalarının, etik değerlere uygun olması için rehberlik görevi görür. Abstract: It is natural that employees can have emotional effort as well as physical and cognitive effort. When a right theoretical structure has not been created about emotional labor, it is transformed into a risky concept for employees. The expected emotional efforts from the employees by the organization, can lead to negative consequences on the employee's psychology and performance. In this sense, emotional efforts which conflict with labor itself and ethical values can be called under the name of emotional labor. This research aimed to develop a new perspective on emotional labor. Emotional labor can be defined as the emotional efforts and spontaneous emotions of the employees in accordance with ethical values while they are working. Emotional labour is the emotional efforts which are formed during the presentation of feelings and for forming genuine emotions while working in each case they should be proper to business ethics. The surplus value created through the presentation of emotions is an indicator of emotional labor. According to this research, the emotions which are not genuine and spontaneous but seem like that are not actually exist and cannot be accepted as emotional labor. Efforts for the fake emotions to display cannot be considered as emotional effort and emotional labour. The emotional efforts which are not compliance with ethical values shouldn't be accepted as emotional labor. Business ethics guide employees to compliance their emotional efforts with ethical values.
The purpose of this study is to determine the relationship between personality traits and job eng... more The purpose of this study is to determine the relationship between personality traits and job engagement of the university personnel. A self-administered survey was applied to Kastamonu University academic and administrative personnel. A relevant data was collected from 118 personnel. The results of the study indicated that there were significant relationships between personality traits and job engagement. Extraversion, Agreeableness, Conscientiousness and Openness to Experience were positively related but Neuroticism was negatively related to physical, emotional and cognitive engagement. Openness to Experience was the significant predictor of physical, emotional and cognitive engagement. Agreeableness was the predictor of emotional and cognitive engagement. As a higher order factor job engagement was related to big five factors. Openness to Experience and Agreeableness were the only significant predictors of job engagement. Results of this study suggest that the five factor model is useful for examining the dispositional source of job engagement.
Bu araştırmanın amacı Rich (2006) tarafından geliştirilen İşle Bütünleşme Ölçegi Türkçe Formu’nun... more Bu araştırmanın amacı Rich (2006) tarafından geliştirilen İşle Bütünleşme Ölçegi Türkçe Formu’nun (İBÖ-TR) güvenilirliğini ve geçerliliğini ölçmektir. Özgün ölçek Türkçeye çevrilmiş ve Kastamonu Üniversitesi’nde istihdam edilen 118 çalısana uygulanmıştır. Geçerlilik için yapılan açımlayıcı faktör analizi sonucunda özgün ölçekte oldugu gibi 3 boyutlu, her bir boyuta ait 6 maddenin geçerli oldugu bir yapıya ulaşılmıştır. Doğrulayıcı faktör analizi ile ölçegin üç faktörlü yapısının uyum iyiliği indekslerine bakılmıştır. Ölçegin bütününün iç tutarlılık katsayısı .95 bulunmustur. Ölçeğin alt boyutları incelendiginde iç tutarlılık katsayıları fiziksel bütünleşme (FB) için .91, duygusal bütünleşme (DB) için .94 ve bilişsel bütünleşme (BB) için .95 bulunmuştur. Test yarılama yoluyla elde edilen güvenilirlik katsayısı ise .97’dir. Düzeltilmiş madde toplam korelasyon katsayılarının .52-.79 arasında değiştiği bulunmuştur. Üst % 27 ile alt % 27’lik grupların madde ortalama puanları arasında yapılan ilişkisiz t testi sonuçları, farkların tüm maddeler ve alt ölçek toplam puanları için anlamlı oldugunu göstermistir. Bu çalısmada, İBÖ-TR geçerli ve güvenilir bulunmuştur.
The labour market has been the most affected market by the current economic crisis. We should con... more The labour market has been the most affected market by the current economic crisis. We should consider that young persons, women and low skilled people effects most from unemployment. In the economic crisis periods, the unemployment rates increase, poverty becomes more and this undesired affects gets worse for the social exclusion groups. Therefore the protection of this social exclusion groups is a vital issue in economic crisis periods. Meanwhile, in the developing countries like Turkey the affects of the economic crisis and social exclusion become more than the developed countries.
According to Lisbon Strategy, the participation of women in labour market should be encouraged. Therefore member countries and also candidate countries have been establishing social policies which have aimed the empowerment of women in labour market and the protection of women from exclusion in work and social life.
In Turkey, according to the national and international researches; gender disparity has been increased in the last decade. In villages and in the slum areas of the cities, many females have no chance to benefit from educational opportunities. Besides in agricultural sector where female labour force participation is common, females work without salary as a family worker in Turkey.
This study focuses on the active labour market applications of Turkey and the rest of Europe which support the working rights of women and the analyzing of these current applications.
Turkey has a vital problem because of having high unemployment ratios for many years. Turkey’s ec... more Turkey has a vital problem because of having high unemployment ratios for many years. Turkey’s economy has grown for long years but it hasn’t been able to create any employment opportunities. Because of that we could say the governments couldn’t find any solution for the unemployment problem in Turkey. Therefore, new ways of creating job opportunities especially for the young generations should be investigated. Many qualified people who are graduated from universities couldn’t find any job and also many experienced people losses their job because of economic crisis that appears periodically. According to this, some of the economists offer flexible working type for the active employment market. And a few
economists offer the European Employment Strategy to make more people to join active employment market. It would be analyzed the current employment policies and labour market to evaluate the current position in Turkey. Meanwhile the European Employment Strategy would be researched. This study focus on the European Employment Strategy and how it could be applied to create new opportunities for people who couldn’t find any job even they try to find.
Turizm sektörü giderek gelişen bir sektör olmakla birlikte, birçok sorunu da beraberinde getirmek... more Turizm sektörü giderek gelişen bir sektör olmakla birlikte, birçok sorunu da beraberinde getirmektedir. Yatırımlar daha çok yeni tesislerin kurulması ve daha çok kişinin istihdam edilmesi şeklinde olmaktadır. Ancak istihdamla birlikte ve turizm sektöründeki esnek çalışma biçimleriyle, çalışanların çalışma koşulları göz ardı edilmekte, bu da çalışanların verimliliğini düşürmekte, iş kazası ve meslek hastalıkları riski artmakta ve işletmelerin amaçladığı hizmetlerin sağlanması da zorlaşmaktadır.
Informal employment is a common problem in Turkish labour market. The affects of informal employm... more Informal employment is a common problem in Turkish labour market. The affects of informal employment has seen on labour force especially in private sector employment in Turkey. This study focuses on the working conditions of the employees in private sector in Kastamonu. The studies about the working conditions generally have been done in advanced cities. Therefore we could explain the importance of this study as it would present us valuable information about the working conditions of employees in Kastamonu which could be classified as an underdeveloped city.
Kastamonu city has a population under 500.000 people and 245 km far away from the capital Ankara. The analyses of the labour market and determination the working condition differences between labour forces in different sectors have been done in this study. A survey has been applied to the employees of the private sector companies in Kastamonu in 2009 to achieve the purpose of this study. The data of almost 1000 employees from different sectors have been collected in this survey.
Books by Özgür Öngöre
İnsan Kaynakları Yönetimi ve Güncel Tartışmalar, 2022
İnsan kaynaklarında etiğin yeri ve öneminin açıklanması ile insan kaynakları etik literatürüne ka... more İnsan kaynaklarında etiğin yeri ve öneminin açıklanması ile insan kaynakları etik literatürüne katkı sağlanması amaçlanmıştır.
Prof. Dr. Gürhan Fişek'e Armağan, Gürhan Fişek'in İzinde Ortak Emek ve Ortak Eylem, 2018
İşyerlerinde insana verilen değer, yaratılan çalışma ortamının koşulları ile anlaşılabilir. İyi b... more İşyerlerinde insana verilen değer, yaratılan çalışma ortamının koşulları ile anlaşılabilir. İyi bir çalışma ortamında çalışanın ücreti dışında psikolojik ve sosyal gereksinimlerinin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) onur, kimlik, adalet, aidiyet kavramlarının hem sosyal yaşamda ve hem de çalışma yaşamında iyilik halinin (well-being) ölçülebilir göstergeleri olduğunu belirtmektedir (Campbell, 2012). İnsana yakışır işlerin (decent work) birleşenleri olarak kabul edilen özgürlük, eşitlik, güvenlik ve saygınlık unsurlarının da iyilik hali üzerinde olumlu etkisi olduğu söylenebilir (ILO, 1999; Campbell, 2012). Çalışanın onuruna ve kimliğine saygı duyulması, çalışana adil olunması ve örgütün değerli bir üyesi olarak görülmesi iyilik haline olumlu etki eden önemli etmenlerdir. Çalışanların iş güvencesi, sendikalaşma, sosyal sigorta, iş sağlığı ve güvenliği gibi sosyal ve ekonomik haklarına saygılı, iş kazaları ve meslek hastalığına ilişkin güvenlik önlemlerini alan, ayrım gözetmeksizin bütün çalışanlarına eşit davranan, demokratik ve şeffaf örgütlerde iyilik halinin gelişmesi beklenebilir. Aynı zamanda bu örgütlerde örgütsel bağlılık, iş doyumu, performans ile devamlılık gibi olumlu çıktıların görülmesi de doğal bir sonuçtur. İşyerlerinde insana verilen değer, insana yakışır işlerin yaratılması ile mümkündür. İnsana yakışır işler kuşkusuz çalışanın iyilik haline hizmet eden böylece çalışanın verimliliğini de arttıran önemli unsurlardır.
Personality and Work Engagement, 2016
İşle bütünleşme diğer iş tutumlarına (iş doyumu, işe bağlılık vb.) göre daha geniş ve kapsamlı bi... more İşle bütünleşme diğer iş tutumlarına (iş doyumu, işe bağlılık vb.) göre daha geniş ve kapsamlı bir kavramdır. İşle bütünleşmenin tam anlamıyla gerçekleştiği durumlarda, çalışanların azimle işlerine yoğunlaştıkları, işlerine karşı algılarının yüksek ve duygusal tepkilerinin olumlu olduğu görülmektedir. İşiyle bütünleşmiş çalışanların yarattığı pozitif ortam diğer çalışanların da motivasyonuna, istekliliğine ve hatta işlerini sevmelerine olumlu katkı sağlayabilir. Bu görüşle tutarlı olarak Bakker (2011), işle bütünleşen çalışanların içinde bulundukları duygusal durumun sadece kendilerini değil, diğer çalışanları da olumlu etkileyebileceğini belirtmektedir.
Sunulan araştırmanın temel amacı, olumlu bir iş tutumu olan işle bütünleşmenin yatkınlık (disposition) yönünün büyük beş kişilik modeli aracılığıyla açıklanıp açıklanamayacağını incelemektir. Hizmet sektöründe çalışanların kişilik özellikleri ile işle bütünleşme düzeyleri arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarmak da araştırmanın diğer bir amacıdır. İşle bütünleşmenin işkoliklik, olumlu duygulanım, işten ayrılma niyeti, örgütsel vatandaşlık davranışı ve iş doyumu ile olan ilişkisi araştırma modeline uygun olarak incelenmiştir. Ayrıca meslek ve sektörün işle bütünleşme ve diğer değişkenler üzerindeki temel etkisi de sınanmıştır.
Thesis Chapters by Özgür Öngöre
Job engagement levels of employees according to their personality traits in service sector, 2015
Bu araştırmada, Ankara ilinde doktor, öğretmen ve bankacı olarak çalışanların kişilik özellikleri... more Bu araştırmada, Ankara ilinde doktor, öğretmen ve bankacı olarak çalışanların kişilik özelliklerinin işle bütünleşme ve işle bütünleşmenin iş doyumu, işten ayrılma niyeti ve örgütsel vatandaşlık davranışı üzerindeki etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Ayrıca kişilik özellikleri ile işle bütünleşme arasında olumlu duygulanım ve işkolikliğin aracı değişkenler olup olmadıkları da saptanmaya çalışılmıştır. Araştırmanın diğer bir amacı ise Ankara ilinde kamu ve özel sektörde doktor, öğretmen ve bankacı olarak çalışanların işle bütünleşme, kişilik, işkoliklik, olumlu duygulanım, örgütsel vatandaşlık davranışı, işten ayrılma niyeti ve iş doyumu düzeylerinin farklılaşıp faklılaşmadığının belirlenmesidir. Bu amaçlar çerçevesinde kamu ve özel sektörde doktor, öğretmen ve bankacı olarak çalışanlara (N=360) kişisel bilgi formu, UWES-TR, BFKÖ, Work-BAT-TR, PANAS, İANÖ, ÖVD-TR ve MSQ-TR ölçekleri uygulanmıştır. Korelasyonel analizlerin sonuçlarına göre kişilik özelliklerinden duygusal dengesizlik, özdisiplin ve deneyime açıklığın işle bütünleşmeyi yordayan önemli değişkenler oldukları bulunmuştur. Deneyime açıklık ile işle bütünleşme arasındaki ilişkide işkoliklik ve olumlu duygulanımın tam aracı değişken oldukları belirlenmiştir. Özdisiplin ile işle bütünleşme arasındaki ilişkide ise sadece olumlu duygulanımın tam aracı değişken olduğu saptanmıştır. Karşılaştırmaya dayalı analizlerin sonuçlarına göre öğretmenler işle bütünleşme, dışa dönüklük, uzlaşılabilirlik, özdisiplin, deneyime açıklık, işkoliklik, olumlu duygulanım, vicdanlılık, nezaket ve iş doyumu açısından diğer meslek gruplarıyla karşılaştırıldığında en yüksek puanları almışlardır. Bankacılar duygusal dengesizlik, diğerkâmlık, centilmenlik, sivil erdem ve işten ayrılma niyeti açısından diğer meslek gruplarıyla karşılaştırıldığında en yüksek puana ulaşmışlardır. Doktorlar ise sadece olumsuz duygulanım açısından diğer meslek gruplarına göre en yüksek puana sahip olmuştur. Bu bulgular, daha önce yapılan araştırma ve kuramsal yaklaşımlar çerçevesinde tartışılmıştır. In this study it was aimed to determine the effect of personality traits on job engagement and the effect of job engagement on job satisfaction, organizational citizenship behavior and intention to leave of the doctors, teachers and bank employees working in Ankara. In addition it was aimed to find out whether positive affect and workaholism were the mediator variables of the relationship between personality traits and job engagement. Another aim of this study was to reveal if job engagement, personality, workaholism, positive effect, organizational citizenship behaviours and intention to leave levels of the doctors, teachers and bank employees working in public and private sector in Ankara differs or not. Within the framework of the aims mentioned, a personal information form, UWES-TR, BFKÖ, Work-BAT-TR, PANAS, İANÖ, ÖVD-TR and MSQ-TR scales were utilized to gather data from the doctors, teachers and bank employees (N=360) working in public and private sector in Ankara. According to the results of the correlational analyses, the personality traits neuroticism, conscientiousness and openness to experience were found to be the significant predictors of job engagement. As for the relationship between openness to experience and job engagement, workaholism and positive effect were found to be the full mediating variables. Meanwhile only positive effect was determined as a significant mediator of the relationship between conscientiousness and job engagement. According to the results of the comparison analyses, when compared to the other occupational groups, teachers had the highest scores with regard to job engagement, extraversion, agreeableness, conscientiousness (personality trait), openness to experience, workaholism, positive affect, conscientiousness (organizational citizenship behaviour dimension), courtesy, and job satisfaction. Furthermore, bank employees got the highest scores in neuroticism, altruism, sportsmanship, civic virtue and intention to leave compared to other occupational groups. On the other hand, doctors received the highest score compared to other occupational groups only in terms of negative effect.The findings mentioned above were discussed in line with the previous researches and theoretical approaches.
E-commerce: A research to determine the highway passanger transportation companies' e-commerce capacity, 2005
Bilgi ve İletişim Teknolojilerinin (BİT) gelişimiyle birlikte, ulaşım sektörünün kara, hava ve... more Bilgi ve İletişim Teknolojilerinin (BİT) gelişimiyle birlikte, ulaşım sektörünün kara, hava ve deniz yolları hızlı bir değişim içersine girmiştir. Internet ve bilgisayar gibi önemli elektronik ticaret araçları ulaşım sektöründeki işletmelerin vazgeçilmezleri olmuştur. E-ticaret ile birlikte gelen hızlı rekabet ortamında, ulaşım sektöründeki işletmeler de müşteri memnuniyetinin devamlılığını sağlamak ve potansiyel müşterileri çekmek için bilgi ve iletişim sektörüne yatırım yapmaktadırlar. Bilgisayar ve İnternet aracılığıyla ağ yapısı oluşturarak, müşterilerinin rezervasyon, ödeme ve bilgi isteklerine en doğru ve en hızlı şekilde cevap verebilecek duruma gelmeye çalışmaktadırlar. Web siteleri oluşturup, arama motorlarına web site adreslerini kaydettirerek ve e-posta göndererek hedef müşterilerini elektronik ortamda da çekmeye ve pazar paylarını arttırmaya gayret etmektedirler. Bu çalışma öncesinde yapılan literatür taraması ile konunun teorik boyutu detaylı bir şekilde incelenmiş ve bu sektöre ilişkin saha çalışmasının olmadığı tespit edilmiştir. Bu çalışma karayolları yolcu taşıma işletmelerinin e-ticaret uygulamalarını ve e-ticarete olan bakış açılarını saha araştırmasıyla incelemeyi amaçlamaktadır. Bugün e-ticaret uygulamalarını artık karayolları şirketlerinde de görebilmekteyiz. Karayolları işletmelerinin e-ticaret uygulamalarını belirlemek amacıyla saha çalışması yapılmıştır. 107 karayolları yolcu taşıma işletmesine yüz yüze anket uygulanmıştır. Anket sonuçlarını değerlendirmek için öncelikle frekans dağılımlarına ve çapraz dağılımlara bakılmıştır. Verilerin analizinde SPSS kullanılarak Ki kare analizi ve Korelasyon analizi yapılmıştır. Araştırma sonucunda işletmelerin büyük bir çoğunluğunun, web sitesi üzerinden reklam ve tanıtım faaliyetlerini gerçekleştirmenin yanı sıra online aktif satış ile rezervasyon işlemlerinin ise intranet üzerinden özel yazılım aracılığıyla yaptıkları tespit edilmiştir. Web sitesi üzerinden online satış ve rezervasyon az sayıda büyük firma tarafından yapılmaktadır. E-ticaret aktiviteleri olarak web sitesi üzerinden reklam, tanıtım faaliyetlerini gerçekleştirdikleri ve e-ticaret kapsamında online aktif satış ve rezervasyonun ise İntranet üzerinden yazılım aracılığıyla yaygın olarak yapıldığı tespit edilmiştir. Web üzerinden online satış ve rezervasyon ise çok az sayıda büyük firma tarafından yapılmakta olduğu belirlenmiştir. Bu sonuçlar karayolu taşımacılığındaki işletmelerin elektronik ortama uyum sürecinde olduğunu zamanla yoğun rekabet ortamında baskıyla, başarı için büyük küçük tüm işletmelerin aynı yolu izlemeleri gerektiğini göstermektedir. By the impove of Information and Communication Technology (ICT), transportation sector entered in a big evaluation on land, air and sea transportations. Electronic trade instruments like internet and computer become vitally important instruments for transportation companies. At the E-trade environment which makes the competition faster, companies are making investments to Information and Commnuication Sector in order to make customer satisfaction continious. They are establishing newtworks with Internet and Computer to serve just in time to their customers’ reservation, payment and information needs. Companies try to achieve their target market and enlarge their market share by establishing web sites, recording them to search engines and sending e-mails to the customers. This study is focus on e-trade applications of passenger transportation companies which is an initial subject and not present before in current literature deeply and widely and also to determine the companies view of e-trade by region study. Questionnaire application was done to 107 passenger land transportation company. To evaluate questionnaire results, firts of all frequency distrubition and diagonally distrubition was checked. Then to analyze data, Khi Square and Correlation analysis was done by the use of SPSS. As a result most of the companies’ e-trade activities are advertisements and presentations from web site and widely active online reservations and sales from İntranet by using softwares was determined. As a result of this study, it is found that many of these companies use intranet system for online sales and reservations with the assist of a special program focused on intranet applications. Besides they establish web sites for the advertisements and presentations of their companies. The study determined that sales and reservations from web sites are done by few large companies. The results of these study shows that small and also big companies should use the same path according to success in this high competitive conditions.
Uploads
Papers by Özgür Öngöre
This research focuses on the importance of organizational support during in deep acting and the use of natural emotions. It is advocated that the mental and physical health problems caused from the intensive use of deep acting and natural emotions can be prevented by providing organizational support to employees that creates a better working environment and improves well-being. It is emphasized that surface acting should be used at a minimum level due to the negative effects of employees.
According to Lisbon Strategy, the participation of women in labour market should be encouraged. Therefore member countries and also candidate countries have been establishing social policies which have aimed the empowerment of women in labour market and the protection of women from exclusion in work and social life.
In Turkey, according to the national and international researches; gender disparity has been increased in the last decade. In villages and in the slum areas of the cities, many females have no chance to benefit from educational opportunities. Besides in agricultural sector where female labour force participation is common, females work without salary as a family worker in Turkey.
This study focuses on the active labour market applications of Turkey and the rest of Europe which support the working rights of women and the analyzing of these current applications.
economists offer the European Employment Strategy to make more people to join active employment market. It would be analyzed the current employment policies and labour market to evaluate the current position in Turkey. Meanwhile the European Employment Strategy would be researched. This study focus on the European Employment Strategy and how it could be applied to create new opportunities for people who couldn’t find any job even they try to find.
Kastamonu city has a population under 500.000 people and 245 km far away from the capital Ankara. The analyses of the labour market and determination the working condition differences between labour forces in different sectors have been done in this study. A survey has been applied to the employees of the private sector companies in Kastamonu in 2009 to achieve the purpose of this study. The data of almost 1000 employees from different sectors have been collected in this survey.
Books by Özgür Öngöre
Sunulan araştırmanın temel amacı, olumlu bir iş tutumu olan işle bütünleşmenin yatkınlık (disposition) yönünün büyük beş kişilik modeli aracılığıyla açıklanıp açıklanamayacağını incelemektir. Hizmet sektöründe çalışanların kişilik özellikleri ile işle bütünleşme düzeyleri arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarmak da araştırmanın diğer bir amacıdır. İşle bütünleşmenin işkoliklik, olumlu duygulanım, işten ayrılma niyeti, örgütsel vatandaşlık davranışı ve iş doyumu ile olan ilişkisi araştırma modeline uygun olarak incelenmiştir. Ayrıca meslek ve sektörün işle bütünleşme ve diğer değişkenler üzerindeki temel etkisi de sınanmıştır.
Thesis Chapters by Özgür Öngöre
This research focuses on the importance of organizational support during in deep acting and the use of natural emotions. It is advocated that the mental and physical health problems caused from the intensive use of deep acting and natural emotions can be prevented by providing organizational support to employees that creates a better working environment and improves well-being. It is emphasized that surface acting should be used at a minimum level due to the negative effects of employees.
According to Lisbon Strategy, the participation of women in labour market should be encouraged. Therefore member countries and also candidate countries have been establishing social policies which have aimed the empowerment of women in labour market and the protection of women from exclusion in work and social life.
In Turkey, according to the national and international researches; gender disparity has been increased in the last decade. In villages and in the slum areas of the cities, many females have no chance to benefit from educational opportunities. Besides in agricultural sector where female labour force participation is common, females work without salary as a family worker in Turkey.
This study focuses on the active labour market applications of Turkey and the rest of Europe which support the working rights of women and the analyzing of these current applications.
economists offer the European Employment Strategy to make more people to join active employment market. It would be analyzed the current employment policies and labour market to evaluate the current position in Turkey. Meanwhile the European Employment Strategy would be researched. This study focus on the European Employment Strategy and how it could be applied to create new opportunities for people who couldn’t find any job even they try to find.
Kastamonu city has a population under 500.000 people and 245 km far away from the capital Ankara. The analyses of the labour market and determination the working condition differences between labour forces in different sectors have been done in this study. A survey has been applied to the employees of the private sector companies in Kastamonu in 2009 to achieve the purpose of this study. The data of almost 1000 employees from different sectors have been collected in this survey.
Sunulan araştırmanın temel amacı, olumlu bir iş tutumu olan işle bütünleşmenin yatkınlık (disposition) yönünün büyük beş kişilik modeli aracılığıyla açıklanıp açıklanamayacağını incelemektir. Hizmet sektöründe çalışanların kişilik özellikleri ile işle bütünleşme düzeyleri arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarmak da araştırmanın diğer bir amacıdır. İşle bütünleşmenin işkoliklik, olumlu duygulanım, işten ayrılma niyeti, örgütsel vatandaşlık davranışı ve iş doyumu ile olan ilişkisi araştırma modeline uygun olarak incelenmiştir. Ayrıca meslek ve sektörün işle bütünleşme ve diğer değişkenler üzerindeki temel etkisi de sınanmıştır.