Özet Amaç: Bu araştırma hemşirelerin, maneviyat ve manevi bakıma ilişkin görüşlerini belirlemek a... more Özet Amaç: Bu araştırma hemşirelerin, maneviyat ve manevi bakıma ilişkin görüşlerini belirlemek amacıyla yapıldı. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya hastanelerin klinik, palyatif bakım ve yoğun bakım ünitelerinde çalışan ve online anket formunu dolduran hemşireler dahil edilmiştir. Verilerin toplanmasında araştırmacılar tarafından literatür taranarak oluşturulan Sosyo-demografik Bilgi Formu ile Maneviyat ve Manevi Bakım Dereceleme Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizi yüzdelikler, t testi, tek yönlü varyans analizi ve korelasyon analiziyle yapılmıştır. Bulgular: Araştırmaya katılan hemşirelerin yaş ortalaması 32.43±7.3 yıl, %87'si kadın, %66'sı evli, %55'i çocuk sahibi, %62'si lisans mezunu, %40'ı palyatif bakım ünitesinde çalışıyor, %34'ü 16 yıl ve üzeri süredir çalıştığı tespit edilmiştir. Ölçeğin Cronbach Alfa değeri 0,66 olarak hesaplanmıştır. Hemşirelerin maneviyat ve manevi bakım dereceleme ölçeğinden aldıkları toplam puan ortalamaları 54.39±4.91 olup maneviyat ve manevi bakım kavramlarını algılanma düzeylerinin olumlu yönde arttığı görülmektedir. Sonuç: Hastaların tedavi ve bakım sürecinde manevi bakımın gerekli olduğu ve hemşirelerin manevi bakımı daha iyi anlamaları ve konu hakkında farkındalıklarının artırılması için kurs, seminer ve hizmet içi eğitimlerin düzenlenmesi önerilmektedir. Özet Amaç: Bu araştırma hemşirelerin, maneviyat ve manevi bakıma ilişkin görüşlerini belirlemek amacıyla yapıldı. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya hastanelerin klinik, palyatif bakım ve yoğun bakım ünitelerinde çalışan ve online anket formunu dolduran hemşireler dahil edilmiştir. Verilerin toplanmasında araştırmacılar tarafından literatür taranarak oluşturulan Sosyo-demografik Bilgi Formu ile Maneviyat ve Manevi Bakım Dereceleme Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizi yüzdelikler, t testi, tek yönlü varyans analizi ve korelasyon analiziyle yapılmıştır. Bulgular: Araştırmaya katılan hemşirelerin yaş ortalaması 32.43±7.3 yıl, %87'si kadın, %66'sı evli, %55'i çocuk sahibi, %62'si lisans mezunu, %40'ı palyatif bakım ünitesinde çalışıyor, %34'ü 16 yıl ve üzeri süredir çalıştığı tespit edilmiştir. Ölçeğin Cronbach Alfa değeri 0,66 olarak hesaplanmıştır. Hemşirelerin maneviyat ve manevi bakım dereceleme ölçeğinden aldıkları toplam puan ortalamaları 54.39±4.91 olup maneviyat ve manevi bakım kavramlarını algılanma düzeylerinin olumlu yönde arttığı görülmektedir. Sonuç: Hastaların tedavi ve bakım sürecinde manevi bakımın gerekli olduğu ve hemşirelerin manevi bakımı daha iyi anlamaları ve konu hakkında farkındalıklarının artırılması için kurs, seminer ve hizmet içi eğitimlerin düzenlenmesi önerilmektedir.
Özet Bilgi teknolojisinde yaşanan değişim ve gelişmeler insan hayatını her alanda kolaylaştırmışt... more Özet Bilgi teknolojisinde yaşanan değişim ve gelişmeler insan hayatını her alanda kolaylaştırmıştır. Değişimlerin ışığı altında bireyler internet yolu ile sağlık bilgilerine kolaylıkla ulaşabilmektedir. Uzaktan eğitim yöntemi olan web tabanlı eğitim (WTE), internet ve bilgisayar teknolojilerinin özelliklerinden faydalanılarak oluşturulan eğitim-öğretim programı olarak tanımlanmaktadır. Hastaların zaman ve mekândan bağımsız olarak eğitim alabilmeleri, kronik hastalıkların daha iyi yönetilmesi, tedaviye uyumun kolaylaştırması, hastalık gidişatı, tedavi seçenekleri ve ilaçlarla ilgili daha kolay bilgi edinme, sağlık sorunlarında sağlık profesyonelleri ile bireyler arasında iletişimi sağlama gibi avantajları nedeniyle sağlık profesyonelleri ve hastalar tarafından WTE kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır. Sağlık kurumlarının ve çalışanların WTE olanaklarına açık olması ve hastaların internet yolu ile bilgiye ulaşma konusunda cesaretlendirilmeleri konularında daha fazla çaba sarf edilmesi, yöneticilerin de bu konuda duyarlı olmaları gerekmektedir. Anahtar Kelimeler: WEB, Eğitim, Sağlık, Hasta. WEB Based Training Usability in Health Abstract The changes and developments in information technology have made human life easier in every field. Under the light of these changes, individuals can easily access health information via the internet and their usage areas are increasing due to the advantages provided by web based education programs. Web-based education (WTE), which is a distance education method, is defined as an education-training program based on the features of internet and computer technologies. Health professionals and patients are becoming more and more interested in web-based education, because patients are able to receive training independently from time and space, to better manage chronic illnesses, facilitate treatment compliance, and provide information about disease progression, treatment options and medications. It has also become more attractive as it provides communication between health professionals and individuals with health problems. Healthcare facilities and employees should be open to web-based education possibilities and should encourage patients to access information through the internet and managers should also be sensitive about this issue
ÖZ Bu araştırma, sağlık sektöründeki profesyonellerin sinizm ve kişilerarası çatışma düzeylerinin... more ÖZ Bu araştırma, sağlık sektöründeki profesyonellerin sinizm ve kişilerarası çatışma düzeylerinin işten ayrılma niyeti üzerindeki etkilerinin ortaya konulması amacıyla yapılmıştır. Modeli test etmek amacıyla demografik değişkenler dışında 26 soruluk bir anket kullanılmıştır. Bu anketler Türkiye'nin Güney Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan Diyarbakır ilinde faaliyet gösteren kamu hastanelerinde çalışan personele dağıtılmış olup, 463 anket analiz için kullanılmıştır. Elde edilen verilerin analizinde ise AMOS 18.0 programıyla Yapısal Eşitlik Modeli kullanılmıştır. Analiz sonucunda sinizm ve kişilerarası çatışma ile işten ayrılma arasında önemli derecede ilişki tespit edilmiş olup çatışmanın, sinizmin işten ayrılma niyeti üzerindeki etkisinde aracı (mediating effect) etkisi olduğu görülmüştür. Ayrıca erkeklerin çatışma puanının kadınlara göre daha yüksek olduğu, yaşı 41-50 olanların siniklik puanının yaşı 20-30 olanlara göre daha düşük olduğu, lise mezunlarının siniklik puanlarının lisans ve lisansüstü eğitimlilere göre daha düşük olduğu, hemşire ve ebelerin siniklik puanlarının doktor ve sağlık teknisyenlerine göre daha düşük olduğu tespit edilmiştir. ABSTRACT The aim of this study is to define the effects of cynicism and interpersonal conflict levels of professionals in health sector on their intention to leave. To test the model other than demographic variables a questionnaire having 26 questions were used. These questionnaires were applied to the employees of public hospitals in Diyarbakır province in South Eastern Anatolia Region of Turkey and 463 valid questionnaires were used for analysis. AMOS 18.0 software and Structural Equation Model was used of the analysis of the data. As a result, a significant effect of cynicism and interpersonal conflict on intention to leave was found and it was determined that conflict has a mediating effect on the relationship of cynicism and intent to leave. Besides it is found that men have a higher conflict level than women; the cynicism level of employees at the age of 41-50 is lower than 20-30; high school graduates have lower cynicism level than employees having undergraduate or graduate degrees. Similarly, nurses and midwives cynicism level is lower than the scores of doctors and health technicians.
Objective: The aim of this study was to investigate the effects of donor epidemiologic characteri... more Objective: The aim of this study was to investigate the effects of donor epidemiologic characteristics and donor cor-neal examination findings on quality of donor cornea.
Turkiye Klinikleri J Intern Med Nurs-Special Topics, 2017
Turkiye Klinikleri J Intern Med Nurs-Special Topics 2017;3(3):176-82 176 pilepsi, herhangi bir ya... more Turkiye Klinikleri J Intern Med Nurs-Special Topics 2017;3(3):176-82 176 pilepsi, herhangi bir yaş, ırk ve sosyal sınıf ayırımı yapmaksızın ortaya çıka-bilen, yaygın görülen, kronik nörolojik bir hastalıktır. Epilepsinin, santral sinir sisteminde kortikal ve subkortikal bölgelerde yer alan nöronların ani, anormal ve hipersenkron boşalması sonucunda ortaya çıktığı ve genellikle yineleyici, bilinç değişikliği ile seyrettiği kabul edilmektedir. 1,2 Epilepsi, 2500 yıldan beri bilinmekte, Yunanca " tutulmak " (epilepsia) anlamına gelmektedir; eskiden, epilepsisi olan has-taların özel güçleri olduğuna inanılırdı. 2 Tekrarlayan nöbetlerle karakterize olan epi-lepsi ile dünyada yaklaşık 50 milyon kişi yaşamaktadır; aktif epilepsisi olanların (devam eden nöbetler veya tedavi ihtiyacı olan) genel nüfusuna oranı binde 4-10 arasındadır; düşük ve orta gelirli ülkelerde ise bu oran daha yüksek olup, binde 7-14 kadardır. Küresel olarak, her yıl 2.4 milyon kişiye epilepsi tanısı konulmakta; yük-sek gelirli ülkelerde, yıllık yeni vakalar genel nüfusta 100 000 kişide 30 ila 50 kişi arasında değişmekte; düşük ve orta gelirli ülkelerde ise, bu rakam iki katına kadar çı-kabilmektedir. Epilepsi hastalarının %80'ine yakın kısmı düşük ve orta gelirli ülke-lerde yaşamaktadır. Bunun nedenleri arasında düşük ve orta gelirli bu ülkelerde beyin dokusunu etkileyen sıtma gibi artmış endemik hastalık riskinin yüksek olması, tra-fik kazalarının, doğum ile ilgili yaralanmaların daha yüksek oranlarda olması, ko-ruyucu sağlık programları ve tıbbi alt yapı ile ilgili sorunlar, koruyucu hizmetler, Epilepsi Hastalarında Yaşam Kalitesi Ö ÖZ ZE ET T Epilepsi ülkemizde ve dünyada birçok kişinin yaşamını olumsuz yönde etkileyen kronik bir hastalıktır. Kronik hastalıklarda bakımda yaşam kalitesinin önemi epilepside daha çok öne çık-maktadır. Epilepsili bireylerin fiziksel, sosyal ve psikolojik olarak iyilik hallerinin artması bireyle-rin hastalık algısını değiştirip toplumda daha aktif bireyler olmasını sağlamaktadır. Epilepsili bireylerin iyilik hallerini artırmak için sağlık profesyonellerine önerilen çok farklı girişimler bu-lunmaktadır. Bu derlemenin amacı; epilepsili bireylerde yaşam kalitesini, yaşam kalitesini etkile-yen faktörleri ve yaşam kalitesine olumlu etki eden müdahaleleri incelemektedir. A An na ah h t ta ar r K Ke e l li i m me e l le er r: : Hasta; yaşam kalitesi; epilepsi A AB BS S T TR RA AC CT T Epilepsy is a chronic disease that affects many people's lives negatively in our country and in the world. In chronic diseases, the importance of quality of life in care is more prevalent in epilepsy. The improving of the physical, social and psychological well-being of patients with epilepsy alters the perception of disease and makes them more active individuals in society. There are many different initiatives proposed by health professionals to increase the well-being for patients with epilepsy. The objective of the present article is to review quality of life concept, factors related to quality of life and interventions to improve quality of life in patients with epilepsy. K Ke ey yw wo or rd ds s: : Patient; quality of life; epilepsy
ÖZ Amaç: : Bu araştırma, Diyarbakır'da Eğitim ve Araştırma Hastanesi dâhili klinik ve yoğun bakım... more ÖZ Amaç: : Bu araştırma, Diyarbakır'da Eğitim ve Araştırma Hastanesi dâhili klinik ve yoğun bakımlarda çalışan hemşirelerin örgütsel sinizm ve tükenmişlik düzeylerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı tipte olan araştırmanın örneklemini hastanenin dâhili birimlerinde çalışan (n:330) ve araştırmaya katılmayı kabul eden bireyler oluşturmuştur (n=300). Veriler Sosyo-demografik Bilgi Formu, Sağlık Çalışanlarında Örgütsel Sinizm Ölçeği (ÖSÖ) ile Maslach Tükenmişlik Ölçeği (MTÖ) kullanıldı. Verilerin analizi t testi, tek yönlü varyans analizi ve korelasyon analizi ile yapılmıştır. İstatistikî anlamlılık düzeyi p<0.05 olarak kabul edilmiştir. Bulgular: Kadın hemşirelerin sinik davranışlarını ifade edebilmek için alaycı mizahı kullandıkları, yorgunluk, bıkkınlık ve duygusal enerjilerinin azaldığı bulunmuştur. Nöbet sisteminde çalışan hemşirelerde tükenmişlik ve duygusal tükenme boyutunda anlamlı farklılık bulunmuştur. Hemşirelerden kıdemi 5 yıldan az olanların daha çok tükendiği, öfke, hor görme ve kınama gibi olumsuz duygular sonucu, kurumun kendilerine dürüst davranmadıklarına inanmaktadırlar. ÖSÖ alt boyutları ile MTÖ alt boyutları arasında anlamlı bir ilişki vardır. Her iki ölçekten alınan toplam puanlara bakıldığında hemşirelerin tükenmişlik yaşadığı ve buna bağlı olarak sinik duygular geliştirildiği görülmüştür. Sonuç: Araştırma sonuçlarına göre mesleki deneyimi az olan bireyler sinik ve tükenmiş olduğundan, işe yeni başlamış çalışanlar için periyodik görüşmelerin yapılarak hemşirelerin görüşlerinin ve beklentilerinin alınması, bunlara önem verilerek desteklenmesi gerekmektedir.
Özet Amaç: Bu araştırma hemşirelerin, maneviyat ve manevi bakıma ilişkin görüşlerini belirlemek a... more Özet Amaç: Bu araştırma hemşirelerin, maneviyat ve manevi bakıma ilişkin görüşlerini belirlemek amacıyla yapıldı. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya hastanelerin klinik, palyatif bakım ve yoğun bakım ünitelerinde çalışan ve online anket formunu dolduran hemşireler dahil edilmiştir. Verilerin toplanmasında araştırmacılar tarafından literatür taranarak oluşturulan Sosyo-demografik Bilgi Formu ile Maneviyat ve Manevi Bakım Dereceleme Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizi yüzdelikler, t testi, tek yönlü varyans analizi ve korelasyon analiziyle yapılmıştır. Bulgular: Araştırmaya katılan hemşirelerin yaş ortalaması 32.43±7.3 yıl, %87'si kadın, %66'sı evli, %55'i çocuk sahibi, %62'si lisans mezunu, %40'ı palyatif bakım ünitesinde çalışıyor, %34'ü 16 yıl ve üzeri süredir çalıştığı tespit edilmiştir. Ölçeğin Cronbach Alfa değeri 0,66 olarak hesaplanmıştır. Hemşirelerin maneviyat ve manevi bakım dereceleme ölçeğinden aldıkları toplam puan ortalamaları 54.39±4.91 olup maneviyat ve manevi bakım kavramlarını algılanma düzeylerinin olumlu yönde arttığı görülmektedir. Sonuç: Hastaların tedavi ve bakım sürecinde manevi bakımın gerekli olduğu ve hemşirelerin manevi bakımı daha iyi anlamaları ve konu hakkında farkındalıklarının artırılması için kurs, seminer ve hizmet içi eğitimlerin düzenlenmesi önerilmektedir. Özet Amaç: Bu araştırma hemşirelerin, maneviyat ve manevi bakıma ilişkin görüşlerini belirlemek amacıyla yapıldı. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya hastanelerin klinik, palyatif bakım ve yoğun bakım ünitelerinde çalışan ve online anket formunu dolduran hemşireler dahil edilmiştir. Verilerin toplanmasında araştırmacılar tarafından literatür taranarak oluşturulan Sosyo-demografik Bilgi Formu ile Maneviyat ve Manevi Bakım Dereceleme Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizi yüzdelikler, t testi, tek yönlü varyans analizi ve korelasyon analiziyle yapılmıştır. Bulgular: Araştırmaya katılan hemşirelerin yaş ortalaması 32.43±7.3 yıl, %87'si kadın, %66'sı evli, %55'i çocuk sahibi, %62'si lisans mezunu, %40'ı palyatif bakım ünitesinde çalışıyor, %34'ü 16 yıl ve üzeri süredir çalıştığı tespit edilmiştir. Ölçeğin Cronbach Alfa değeri 0,66 olarak hesaplanmıştır. Hemşirelerin maneviyat ve manevi bakım dereceleme ölçeğinden aldıkları toplam puan ortalamaları 54.39±4.91 olup maneviyat ve manevi bakım kavramlarını algılanma düzeylerinin olumlu yönde arttığı görülmektedir. Sonuç: Hastaların tedavi ve bakım sürecinde manevi bakımın gerekli olduğu ve hemşirelerin manevi bakımı daha iyi anlamaları ve konu hakkında farkındalıklarının artırılması için kurs, seminer ve hizmet içi eğitimlerin düzenlenmesi önerilmektedir.
Özet Bilgi teknolojisinde yaşanan değişim ve gelişmeler insan hayatını her alanda kolaylaştırmışt... more Özet Bilgi teknolojisinde yaşanan değişim ve gelişmeler insan hayatını her alanda kolaylaştırmıştır. Değişimlerin ışığı altında bireyler internet yolu ile sağlık bilgilerine kolaylıkla ulaşabilmektedir. Uzaktan eğitim yöntemi olan web tabanlı eğitim (WTE), internet ve bilgisayar teknolojilerinin özelliklerinden faydalanılarak oluşturulan eğitim-öğretim programı olarak tanımlanmaktadır. Hastaların zaman ve mekândan bağımsız olarak eğitim alabilmeleri, kronik hastalıkların daha iyi yönetilmesi, tedaviye uyumun kolaylaştırması, hastalık gidişatı, tedavi seçenekleri ve ilaçlarla ilgili daha kolay bilgi edinme, sağlık sorunlarında sağlık profesyonelleri ile bireyler arasında iletişimi sağlama gibi avantajları nedeniyle sağlık profesyonelleri ve hastalar tarafından WTE kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır. Sağlık kurumlarının ve çalışanların WTE olanaklarına açık olması ve hastaların internet yolu ile bilgiye ulaşma konusunda cesaretlendirilmeleri konularında daha fazla çaba sarf edilmesi, yöneticilerin de bu konuda duyarlı olmaları gerekmektedir. Anahtar Kelimeler: WEB, Eğitim, Sağlık, Hasta. WEB Based Training Usability in Health Abstract The changes and developments in information technology have made human life easier in every field. Under the light of these changes, individuals can easily access health information via the internet and their usage areas are increasing due to the advantages provided by web based education programs. Web-based education (WTE), which is a distance education method, is defined as an education-training program based on the features of internet and computer technologies. Health professionals and patients are becoming more and more interested in web-based education, because patients are able to receive training independently from time and space, to better manage chronic illnesses, facilitate treatment compliance, and provide information about disease progression, treatment options and medications. It has also become more attractive as it provides communication between health professionals and individuals with health problems. Healthcare facilities and employees should be open to web-based education possibilities and should encourage patients to access information through the internet and managers should also be sensitive about this issue
ÖZ Bu araştırma, sağlık sektöründeki profesyonellerin sinizm ve kişilerarası çatışma düzeylerinin... more ÖZ Bu araştırma, sağlık sektöründeki profesyonellerin sinizm ve kişilerarası çatışma düzeylerinin işten ayrılma niyeti üzerindeki etkilerinin ortaya konulması amacıyla yapılmıştır. Modeli test etmek amacıyla demografik değişkenler dışında 26 soruluk bir anket kullanılmıştır. Bu anketler Türkiye'nin Güney Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan Diyarbakır ilinde faaliyet gösteren kamu hastanelerinde çalışan personele dağıtılmış olup, 463 anket analiz için kullanılmıştır. Elde edilen verilerin analizinde ise AMOS 18.0 programıyla Yapısal Eşitlik Modeli kullanılmıştır. Analiz sonucunda sinizm ve kişilerarası çatışma ile işten ayrılma arasında önemli derecede ilişki tespit edilmiş olup çatışmanın, sinizmin işten ayrılma niyeti üzerindeki etkisinde aracı (mediating effect) etkisi olduğu görülmüştür. Ayrıca erkeklerin çatışma puanının kadınlara göre daha yüksek olduğu, yaşı 41-50 olanların siniklik puanının yaşı 20-30 olanlara göre daha düşük olduğu, lise mezunlarının siniklik puanlarının lisans ve lisansüstü eğitimlilere göre daha düşük olduğu, hemşire ve ebelerin siniklik puanlarının doktor ve sağlık teknisyenlerine göre daha düşük olduğu tespit edilmiştir. ABSTRACT The aim of this study is to define the effects of cynicism and interpersonal conflict levels of professionals in health sector on their intention to leave. To test the model other than demographic variables a questionnaire having 26 questions were used. These questionnaires were applied to the employees of public hospitals in Diyarbakır province in South Eastern Anatolia Region of Turkey and 463 valid questionnaires were used for analysis. AMOS 18.0 software and Structural Equation Model was used of the analysis of the data. As a result, a significant effect of cynicism and interpersonal conflict on intention to leave was found and it was determined that conflict has a mediating effect on the relationship of cynicism and intent to leave. Besides it is found that men have a higher conflict level than women; the cynicism level of employees at the age of 41-50 is lower than 20-30; high school graduates have lower cynicism level than employees having undergraduate or graduate degrees. Similarly, nurses and midwives cynicism level is lower than the scores of doctors and health technicians.
Objective: The aim of this study was to investigate the effects of donor epidemiologic characteri... more Objective: The aim of this study was to investigate the effects of donor epidemiologic characteristics and donor cor-neal examination findings on quality of donor cornea.
Turkiye Klinikleri J Intern Med Nurs-Special Topics, 2017
Turkiye Klinikleri J Intern Med Nurs-Special Topics 2017;3(3):176-82 176 pilepsi, herhangi bir ya... more Turkiye Klinikleri J Intern Med Nurs-Special Topics 2017;3(3):176-82 176 pilepsi, herhangi bir yaş, ırk ve sosyal sınıf ayırımı yapmaksızın ortaya çıka-bilen, yaygın görülen, kronik nörolojik bir hastalıktır. Epilepsinin, santral sinir sisteminde kortikal ve subkortikal bölgelerde yer alan nöronların ani, anormal ve hipersenkron boşalması sonucunda ortaya çıktığı ve genellikle yineleyici, bilinç değişikliği ile seyrettiği kabul edilmektedir. 1,2 Epilepsi, 2500 yıldan beri bilinmekte, Yunanca " tutulmak " (epilepsia) anlamına gelmektedir; eskiden, epilepsisi olan has-taların özel güçleri olduğuna inanılırdı. 2 Tekrarlayan nöbetlerle karakterize olan epi-lepsi ile dünyada yaklaşık 50 milyon kişi yaşamaktadır; aktif epilepsisi olanların (devam eden nöbetler veya tedavi ihtiyacı olan) genel nüfusuna oranı binde 4-10 arasındadır; düşük ve orta gelirli ülkelerde ise bu oran daha yüksek olup, binde 7-14 kadardır. Küresel olarak, her yıl 2.4 milyon kişiye epilepsi tanısı konulmakta; yük-sek gelirli ülkelerde, yıllık yeni vakalar genel nüfusta 100 000 kişide 30 ila 50 kişi arasında değişmekte; düşük ve orta gelirli ülkelerde ise, bu rakam iki katına kadar çı-kabilmektedir. Epilepsi hastalarının %80'ine yakın kısmı düşük ve orta gelirli ülke-lerde yaşamaktadır. Bunun nedenleri arasında düşük ve orta gelirli bu ülkelerde beyin dokusunu etkileyen sıtma gibi artmış endemik hastalık riskinin yüksek olması, tra-fik kazalarının, doğum ile ilgili yaralanmaların daha yüksek oranlarda olması, ko-ruyucu sağlık programları ve tıbbi alt yapı ile ilgili sorunlar, koruyucu hizmetler, Epilepsi Hastalarında Yaşam Kalitesi Ö ÖZ ZE ET T Epilepsi ülkemizde ve dünyada birçok kişinin yaşamını olumsuz yönde etkileyen kronik bir hastalıktır. Kronik hastalıklarda bakımda yaşam kalitesinin önemi epilepside daha çok öne çık-maktadır. Epilepsili bireylerin fiziksel, sosyal ve psikolojik olarak iyilik hallerinin artması bireyle-rin hastalık algısını değiştirip toplumda daha aktif bireyler olmasını sağlamaktadır. Epilepsili bireylerin iyilik hallerini artırmak için sağlık profesyonellerine önerilen çok farklı girişimler bu-lunmaktadır. Bu derlemenin amacı; epilepsili bireylerde yaşam kalitesini, yaşam kalitesini etkile-yen faktörleri ve yaşam kalitesine olumlu etki eden müdahaleleri incelemektedir. A An na ah h t ta ar r K Ke e l li i m me e l le er r: : Hasta; yaşam kalitesi; epilepsi A AB BS S T TR RA AC CT T Epilepsy is a chronic disease that affects many people's lives negatively in our country and in the world. In chronic diseases, the importance of quality of life in care is more prevalent in epilepsy. The improving of the physical, social and psychological well-being of patients with epilepsy alters the perception of disease and makes them more active individuals in society. There are many different initiatives proposed by health professionals to increase the well-being for patients with epilepsy. The objective of the present article is to review quality of life concept, factors related to quality of life and interventions to improve quality of life in patients with epilepsy. K Ke ey yw wo or rd ds s: : Patient; quality of life; epilepsy
ÖZ Amaç: : Bu araştırma, Diyarbakır'da Eğitim ve Araştırma Hastanesi dâhili klinik ve yoğun bakım... more ÖZ Amaç: : Bu araştırma, Diyarbakır'da Eğitim ve Araştırma Hastanesi dâhili klinik ve yoğun bakımlarda çalışan hemşirelerin örgütsel sinizm ve tükenmişlik düzeylerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı tipte olan araştırmanın örneklemini hastanenin dâhili birimlerinde çalışan (n:330) ve araştırmaya katılmayı kabul eden bireyler oluşturmuştur (n=300). Veriler Sosyo-demografik Bilgi Formu, Sağlık Çalışanlarında Örgütsel Sinizm Ölçeği (ÖSÖ) ile Maslach Tükenmişlik Ölçeği (MTÖ) kullanıldı. Verilerin analizi t testi, tek yönlü varyans analizi ve korelasyon analizi ile yapılmıştır. İstatistikî anlamlılık düzeyi p<0.05 olarak kabul edilmiştir. Bulgular: Kadın hemşirelerin sinik davranışlarını ifade edebilmek için alaycı mizahı kullandıkları, yorgunluk, bıkkınlık ve duygusal enerjilerinin azaldığı bulunmuştur. Nöbet sisteminde çalışan hemşirelerde tükenmişlik ve duygusal tükenme boyutunda anlamlı farklılık bulunmuştur. Hemşirelerden kıdemi 5 yıldan az olanların daha çok tükendiği, öfke, hor görme ve kınama gibi olumsuz duygular sonucu, kurumun kendilerine dürüst davranmadıklarına inanmaktadırlar. ÖSÖ alt boyutları ile MTÖ alt boyutları arasında anlamlı bir ilişki vardır. Her iki ölçekten alınan toplam puanlara bakıldığında hemşirelerin tükenmişlik yaşadığı ve buna bağlı olarak sinik duygular geliştirildiği görülmüştür. Sonuç: Araştırma sonuçlarına göre mesleki deneyimi az olan bireyler sinik ve tükenmiş olduğundan, işe yeni başlamış çalışanlar için periyodik görüşmelerin yapılarak hemşirelerin görüşlerinin ve beklentilerinin alınması, bunlara önem verilerek desteklenmesi gerekmektedir.
Uploads
Papers by ZÜLFÜNAZ ÖZER