Papers by turgay kurultay

"Çeviri Eğitimi Neden Farklı Bir Eğitimdir? Çeviri Bölümlerinin Programlarında Yöntem Derslerinin... more "Çeviri Eğitimi Neden Farklı Bir Eğitimdir? Çeviri Bölümlerinin Programlarında Yöntem Derslerinin Gerekliliği ve Uygulanma Koşulları." Mersin Üniversitesi Yayını, 1998, S. 307-324.
Daha önceki Germanistik kongrelerinde olduğu gibi bu toplantıda da en fazla yoğunlaştığımız ve en fazla tartışma nedeni olan konu üniversite kurumları olarak işlevimizin ve varlık koşullarımızın ne olduğu. Sadece filoloji eğitiminin değil, Almanca öğretmenliğinin de uygulamada karşılığı konusundaki kuşkular yeni arayışların, program tartışmalarının nedeni. Çeşitli bildirilerde sıklıkla dile gelen bir konu, seçmeli derslerle eğitimin hedefini iş yaşamındaki koşullara yaklaştırmak. Kuşkusuz bu tür değişiklikler önerilirken, oturumlarda da tartışma konusu yapıldığı gibi, temel hedeflerimizi zaafa uğratmamak da gerekiyor. Turizm gibi ya da çeviri gibi alanlarda ek veya seçmeli dersler koyarak öğrencimizin bilgi yelpazesini genişletmek ve iş olanaklarını artırmak gibi bir kaygı güdülürken, ana programa eklenecek bu tür derslerin ne düzeyde bir eğitim sağlayacağını da düşünmek durumundayız. Bu sorunu, germanistik eğitiminin cam fanustan çıkarılması veya öğretimi farklı disiplinlere açarak öğrencinin geniş perspektli düşünmesini sağlamak gibi gerekçelere havale edemeyiz. Komşu alanların bir eğitim programı içindeki yerini ve ek derslerin kendi çerçeveleri içindeki hedeflerini belirlemeden bu tür önlemlerin neyi sağlayacağı çok kuşkuludur. Sözgelimi bir öğretmenlik programına şu veya bu miktarda çeviri dersi koymakla o programın çevirmen yetiştiremeyeceğini söylemeye bile gerek yok. Çeviri bölümleri varken bu iş başkasına düşmez anlamında söylemiyorum bunu. Çeviri bölümlerinin kurulmasıyla programlar üzerinde yapacağımız değerlendirmelerin de yeni bir ortamda yapılacağı açık olmakla birlikte bunun anlamı çeviriyle ilgili her türlü öğretim çeviri bölümlerinin işidir sonucunu çıkarmak da yanlış olur. Vurgulamak istediğim nokta şu: Mevcut bölümlerin işlevsizliğine çare ararken kestirme çözümlere kapılmamalıyız. Eğer bir filoloji veya öğretmenlik bölümüne çeviri dersi konacaksa o eğitimin kendi hedefleri içinde bunun anlamlandırılması ve sınırlarının belirlenmesi gerekli. Benim buradaki amacım bu tür hedeflerin neler olabileceğine girmek değil. Bu ayrıca ayrıntılı biçimde ele alınması gereken bir konu. Ama bu tartışmaya katkıyı da amaçlayarak çeviri bölümlerinin çeviri olgusuna hangi düzeyden bakabilecekleri, hangi olanaklarla eğitimin hedeflerini belirleyebileceklerini ele almak. Ortada germanistik bölümleri için acil sorunlar varken, öğrencimize iş olanağı yaratmak gibi pratik bir sorunla uğraşırken eğitimin niteliği sorunu ikincil gibi gözükebilir. Ancak acil sorunlara kestirme çözüm yolları getirerek tüm üniversite eğitimini amorflaştırmaya neden olmamalıyız.
Forum: Türkiye'de Çeviri Eğitimi. Nereden Nereye, 1997
Uploads
Papers by turgay kurultay
Daha önceki Germanistik kongrelerinde olduğu gibi bu toplantıda da en fazla yoğunlaştığımız ve en fazla tartışma nedeni olan konu üniversite kurumları olarak işlevimizin ve varlık koşullarımızın ne olduğu. Sadece filoloji eğitiminin değil, Almanca öğretmenliğinin de uygulamada karşılığı konusundaki kuşkular yeni arayışların, program tartışmalarının nedeni. Çeşitli bildirilerde sıklıkla dile gelen bir konu, seçmeli derslerle eğitimin hedefini iş yaşamındaki koşullara yaklaştırmak. Kuşkusuz bu tür değişiklikler önerilirken, oturumlarda da tartışma konusu yapıldığı gibi, temel hedeflerimizi zaafa uğratmamak da gerekiyor. Turizm gibi ya da çeviri gibi alanlarda ek veya seçmeli dersler koyarak öğrencimizin bilgi yelpazesini genişletmek ve iş olanaklarını artırmak gibi bir kaygı güdülürken, ana programa eklenecek bu tür derslerin ne düzeyde bir eğitim sağlayacağını da düşünmek durumundayız. Bu sorunu, germanistik eğitiminin cam fanustan çıkarılması veya öğretimi farklı disiplinlere açarak öğrencinin geniş perspektli düşünmesini sağlamak gibi gerekçelere havale edemeyiz. Komşu alanların bir eğitim programı içindeki yerini ve ek derslerin kendi çerçeveleri içindeki hedeflerini belirlemeden bu tür önlemlerin neyi sağlayacağı çok kuşkuludur. Sözgelimi bir öğretmenlik programına şu veya bu miktarda çeviri dersi koymakla o programın çevirmen yetiştiremeyeceğini söylemeye bile gerek yok. Çeviri bölümleri varken bu iş başkasına düşmez anlamında söylemiyorum bunu. Çeviri bölümlerinin kurulmasıyla programlar üzerinde yapacağımız değerlendirmelerin de yeni bir ortamda yapılacağı açık olmakla birlikte bunun anlamı çeviriyle ilgili her türlü öğretim çeviri bölümlerinin işidir sonucunu çıkarmak da yanlış olur. Vurgulamak istediğim nokta şu: Mevcut bölümlerin işlevsizliğine çare ararken kestirme çözümlere kapılmamalıyız. Eğer bir filoloji veya öğretmenlik bölümüne çeviri dersi konacaksa o eğitimin kendi hedefleri içinde bunun anlamlandırılması ve sınırlarının belirlenmesi gerekli. Benim buradaki amacım bu tür hedeflerin neler olabileceğine girmek değil. Bu ayrıca ayrıntılı biçimde ele alınması gereken bir konu. Ama bu tartışmaya katkıyı da amaçlayarak çeviri bölümlerinin çeviri olgusuna hangi düzeyden bakabilecekleri, hangi olanaklarla eğitimin hedeflerini belirleyebileceklerini ele almak. Ortada germanistik bölümleri için acil sorunlar varken, öğrencimize iş olanağı yaratmak gibi pratik bir sorunla uğraşırken eğitimin niteliği sorunu ikincil gibi gözükebilir. Ancak acil sorunlara kestirme çözüm yolları getirerek tüm üniversite eğitimini amorflaştırmaya neden olmamalıyız.
Daha önceki Germanistik kongrelerinde olduğu gibi bu toplantıda da en fazla yoğunlaştığımız ve en fazla tartışma nedeni olan konu üniversite kurumları olarak işlevimizin ve varlık koşullarımızın ne olduğu. Sadece filoloji eğitiminin değil, Almanca öğretmenliğinin de uygulamada karşılığı konusundaki kuşkular yeni arayışların, program tartışmalarının nedeni. Çeşitli bildirilerde sıklıkla dile gelen bir konu, seçmeli derslerle eğitimin hedefini iş yaşamındaki koşullara yaklaştırmak. Kuşkusuz bu tür değişiklikler önerilirken, oturumlarda da tartışma konusu yapıldığı gibi, temel hedeflerimizi zaafa uğratmamak da gerekiyor. Turizm gibi ya da çeviri gibi alanlarda ek veya seçmeli dersler koyarak öğrencimizin bilgi yelpazesini genişletmek ve iş olanaklarını artırmak gibi bir kaygı güdülürken, ana programa eklenecek bu tür derslerin ne düzeyde bir eğitim sağlayacağını da düşünmek durumundayız. Bu sorunu, germanistik eğitiminin cam fanustan çıkarılması veya öğretimi farklı disiplinlere açarak öğrencinin geniş perspektli düşünmesini sağlamak gibi gerekçelere havale edemeyiz. Komşu alanların bir eğitim programı içindeki yerini ve ek derslerin kendi çerçeveleri içindeki hedeflerini belirlemeden bu tür önlemlerin neyi sağlayacağı çok kuşkuludur. Sözgelimi bir öğretmenlik programına şu veya bu miktarda çeviri dersi koymakla o programın çevirmen yetiştiremeyeceğini söylemeye bile gerek yok. Çeviri bölümleri varken bu iş başkasına düşmez anlamında söylemiyorum bunu. Çeviri bölümlerinin kurulmasıyla programlar üzerinde yapacağımız değerlendirmelerin de yeni bir ortamda yapılacağı açık olmakla birlikte bunun anlamı çeviriyle ilgili her türlü öğretim çeviri bölümlerinin işidir sonucunu çıkarmak da yanlış olur. Vurgulamak istediğim nokta şu: Mevcut bölümlerin işlevsizliğine çare ararken kestirme çözümlere kapılmamalıyız. Eğer bir filoloji veya öğretmenlik bölümüne çeviri dersi konacaksa o eğitimin kendi hedefleri içinde bunun anlamlandırılması ve sınırlarının belirlenmesi gerekli. Benim buradaki amacım bu tür hedeflerin neler olabileceğine girmek değil. Bu ayrıca ayrıntılı biçimde ele alınması gereken bir konu. Ama bu tartışmaya katkıyı da amaçlayarak çeviri bölümlerinin çeviri olgusuna hangi düzeyden bakabilecekleri, hangi olanaklarla eğitimin hedeflerini belirleyebileceklerini ele almak. Ortada germanistik bölümleri için acil sorunlar varken, öğrencimize iş olanağı yaratmak gibi pratik bir sorunla uğraşırken eğitimin niteliği sorunu ikincil gibi gözükebilir. Ancak acil sorunlara kestirme çözüm yolları getirerek tüm üniversite eğitimini amorflaştırmaya neden olmamalıyız.