Papers by Selahattin Bayram
Istanbul Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi, 2012
Bu nitel calismada XVIII. yuzyildan itibaren Osmanli'da, Cumhuriyet'in ilk yillarinda ve ... more Bu nitel calismada XVIII. yuzyildan itibaren Osmanli'da, Cumhuriyet'in ilk yillarinda ve takip eden yillardan gunumuze kadar gecen surecte, ortaogretimde bir yabanci dil olarak Arapca ogretiminin nasil gerceklestigi ana hatlariyla belirtilmeye calisilmistir. Arapca ogretiminde karsilasilan sorunlari ortaya cikarmak amaciyla Uskudar Anadolu Imam Hatip Lisesi'nde ogrenim goren ogrencilerin ve ayni okulda gorev yapan Arapca dersi ogretmenlerinin goruslerine basvurulmustur. Calismada ogrencilere acik uclu sorular yoneltilerek Arapca ogretimine nasil baktiklarinin ortaya konmasina, ogretmen ve ogrencilerin gorusleri dogrultusunda ogretim yontemleriyle ilgili mevcut aksakliklarin giderilmesine katki saglanmasina calisilmistir. Arapca ogretiminin daha etkili, kalici ve anlamli gerceklesmesini saglamak adina makalenin sonuna bir dizi oneri sunulmustur.

Journal of International Social Research
Bu makale dünyevileşme anlayışının yaygınlaştığı modern çağda insan düşünce ve eylemlerinin hala ... more Bu makale dünyevileşme anlayışının yaygınlaştığı modern çağda insan düşünce ve eylemlerinin hala üç sayısının gizemli etkisinde şekillendiğini iddia etmektedir. Tarihte sayı sayma sistemlerinin ortaya çıkmasıyla sayılara atfedilen gizemlilik at başı gelişmiştir. Gizemi ve büyüleyici yönüyle üç, insan hayatını etkileyen önemli bir sayı olmuştur. Antik dönem filozofları, üç sayısının büyüsü konusunda ilkel dinlerle pagan kültürün etkisinde kalmıştır. Stoa okulu birçok konuyu üç kavramla tanımlamayı yeğlemiştir. Benzer şekilde Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslamiyet gibi ilahi dinler, Taoizm, Hinduizm ve Budizm gibi beşeri dinler üçün gizemi hususunda pagan kültürlerin ve antik çağ düşüncesinin etkisinde kalmıştır. Üç sayısının büyüsüne ilişkin tarih boyunca dinlerin ve kültürlerin yaptığı vurgu bireyler tarafından fazlasıyla benimsenmiştir. Masal, edebiyat ve folklor gibi birçok alana da nüfuz eden bu anlayış zamanla refleks haline dönüşerek insan düşünce ve davranışlarının ayrılmaz bir parçası haline dönüşmüş, üçü çağrıştırmayan ifade, tanım ya da eylemler adeta eksik kabul edilmiştir. Hıristiyanlık, teslis anlayışını inanç sisteminin merkezine koyarak üç sayısının son iki bin yıldaki yılmaz savunucusu olmuştur. Bu katı savunma anlayışı teslisin Hıristiyanlığa özgü bir düşünce şekli olduğu kanısını güçlendirmiştir. 19. yüzyılın ortalarından itibaren sosyologlar üç sayısının büyüsünün ilkel dinlerle başladığını dillendirmiştir. 20. yüzyılın başında ise üç sayısının masal, şiir, edebiyat ve görsel sanatlardaki gizemli yansımaları ortaya konmaya çalışılmıştır.

Osmanli Devleti’nin batiya acilan kapisi olan Selanik, yirminci yuzyilin basinda mimari acidan ol... more Osmanli Devleti’nin batiya acilan kapisi olan Selanik, yirminci yuzyilin basinda mimari acidan oldugu kadar banisinin sira disi kabul edildigi bir mabedin yukselisine taniklik etmistir. Kentin dogu surlarinin disinda gelisen ve yalilariyla unlu Hamidiye Mahallesinde1901’de insasina baslanan Hamidiye/Yeni Cami on bir ay sonra 1902’de ibadete acilmistir. Soz konusu cami Hamidiye mahallesinde ikamet eden Yahudilerin ihtida etmelerinin serefine fes tuccari Ahmet Kapanci tarafindan insa edilmistir. Selanik’in modern mahallesinde ortaya cikan bu yeni cemaatin ihtidasi, donemin yoneticileriyle halki ikna etmemis olmalidir. O yuzden devlet ricali soz konusu cemaati icinde kuskuyu barindiran “avdeti” sifatiyla isimlendirmeyi yeglemistir. Bu kuskuyu tac kapidaki kitabede acikca gormek mumkundur. Caminin mimari, tac kapinin sol tarafinda yer alan kitabeye gore, Italyan Vitaliano Poselli’dir. Poselli Selanik’te kilise, cami ve bircok koskun yani sira kamu binalarinda imzasi bulunan bir mimardir...

Journal of International Social Research
Öz 14 Mayıs 1842'de Selanik'te vefat eden Seyit Ahmet Tevfik Efendi, güney Balkanların fatihi Gaz... more Öz 14 Mayıs 1842'de Selanik'te vefat eden Seyit Ahmet Tevfik Efendi, güney Balkanların fatihi Gazi Evrenos'un torunlarındandır. Onun Selanik Kadı Sicillerinde yansıyan serveti dudak ısırtacak niteliktedir. Ahmet Tevfik'in geride bıraktığı servetin değeri 1.154.004 Kuruş olmuştur. Bu rakam belki Selanik Tereke Sicillerinde kaydedilen en yüksek meblağ olmuştur. 2016'da yayımlanan bir çalışmada 19.yüzyılın ilk yarısında Selanik'te vefat eden 365 ilmiye mensubunun toplam servetinin yaklaşık %19'u Ahmet Tevfik Efendiye ait olmuştur. Ahmet Tevfik'in Gazi Evrenos'un soyuna mensubiyeti, Dergâh-ı Mualla Kapıcıbaşısı ve Istabl-ı Amire payesine sahip olması servet birikimine katkı sağlamıştır. Selanik, Vardar-i Kebir, Vardar-i Sağir, Yenice-i Vardar, Karaferiye gibi kent, kaza ve köylerde 11 çiftliğe malik olan Ahmet Tevfik'in yüzlerce büyük/küçükbaş hayvanları, 20 civarında değişik cins at ve katırları, mevcut nakdi, temessük ve tahvil alacakları, bilumum çiftlik binaları, hububat ve diğer mal varlıkları çağdaşlarını oldukça cezbetmiş olmalıdır. Ahmet Tevfik'in terekesinin en önemli özelliği, benzersiz servetine rağmen terekesinin Müslim ve gayrimüslim seksen kişiyi aşkın alacaklıların alacaklarını karşılamamış olmasıdır. Varislerin 1731 kuruşluk kaydiye vergi borcunu üstlenmesiyle tereke "ala tarik-i ğurama" işlemine tabi tutulmaksızın kapatılabilmiştir. Kısaca Ahmet Tevfik Efendinin terekesi hem geleneksel ev eşyası hem de Müslümanlarla gayrimüslimler arasındaki ticaret, alacak ve borç ilişkileri açısından önemli veriler içermektedir.
Uploads
Papers by Selahattin Bayram