Papers by Ibrahim Yurtseven
DergiPark (Istanbul University), Jun 1, 2011
Hidroelektrik santrallerinin kurulum aşamasında meydana gelen orman kesimi, hafriyat depolama, yo... more Hidroelektrik santrallerinin kurulum aşamasında meydana gelen orman kesimi, hafriyat depolama, yol yapımı, topraklarda kompaktlaşma gibi olumsuzluklar ile işletim aşamasında doğal akış özelliklerinin değişmesi, sucul organizmaların göç yollarının tıkaması, enerji nakil hattı geçişi, ilave yolların yaratacağı zararların yaban hayvanları ve ekosistemler üzerinde bir takım olumsuz etkilere yol açması kaçınılmazdır. Ortaya çıkabilecek olumsuzlukların ya da kötüye gidişin etkilerinin en hızlı ve açık biçimde görülebileceği yerler akarsular ve bünyelerindeki habitatlardır. Fakat dere ekosistemlerinin sağlık ve doğallıktan uzaklaşma (entegrasyon) düzeyini ortaya koymak ve bununla bağlantılı olarak nehir tipi hidroelektrik santrallerinin etkilerini en iyi şekilde değerlendirmek ekohidrolojik anlamda mümkün olabilmektedir. Bu gerçekler, ülkemizde üzerine kurulduğu nehir tipi HESleri barındıran havzalarda bilimsel açıdan havza ölçeğinde ekosistemlerin devamlılığını gözetecek ekohidrolojik ağırlıklı bir değerlendirme yapılması gereksinimini gündeme getirmektedir. Bu makalede nehir tipi hidroelektrik santrallerinin ekohidrolojik etkilerini ortaya koyabilecek değerlendirme metodolojisinin ana hatları irdelenmiştir.
Journal of Bartin Faculty of Forestry, Dec 15, 2019
Araştırmaya konu edilen Göksu havzasındaki iki adet akım gözlem istasyonu ve bir adet meteoroloji... more Araştırmaya konu edilen Göksu havzasındaki iki adet akım gözlem istasyonu ve bir adet meteoroloji istasyonundan 2005-2014 yılları arasındaki akış ve yağış verilerinin her bir aya ait uzun dönemli ve mevsimlik verilerinde bir trendin var olup olmadığı Mann-Kendall Mertebe Korelasyonu testi ile analiz edilmiştir. Trend analizine geçmeden önce E17A020 (Hamam) ve E17A014 (Karahacılı) kod numaralı iki akım gözlem istasyonuna ait havza büyüklükleri ile debi değerleri dikkate alınarak bu iki istasyona ait su verimleri belirlenmiştir. Su verimleri ile toplam yağışın oranı olarak değerlendirilen akış katsayıları yüzdeleri her istasyon için ayrı ayrı hesaplanmıştır. Havzalardaki su veriminde meydana gelen kayıpların bir göstergesi konumunda bulunan akış katsayısı parametresi yükseldikçe havzadaki toplam su kaybının az olduğu, düştükçe su kaybının fazlalaştığı ya da suyun toprakta depo halinde bulunduğu ya da doğal akışın baraj vb. yapay etkenlerle sınırlandığı sonucuna varılabilmektedir. Yıllık toplam akış ve yağış değerleri göz önüne alındığında E17A020 nolu havzanın akış katsayısı %43.49, E17A014 kod numaralı akım gözlem istasyonu için ise %41.28 olarak hesaplanmıştır. Havzadaki yağış-akış ilişkisini tespit etmek için her 12 ay ayrı ayrı değerlendirilerek yapılan trend analizinde E17A020 istasyonunda tüm aylarda trendin var olmadığı, E17A014 istasyonunda ise Temmuz ve Eylül akışlarında bir artış olduğu görülmektedir. Diğer aylarda ise bu istasyon için herhangi bir eğilim bulunamamıştır. Her iki istasyonda da dört mevsim ayrı ayrı değerlendirildiğinde uzun dönemli zaman serilerinde sadece E17A014 istasyonuna ait yaz mevsimi yağışlarında artış görüldüğü diğer mevsimlerde ise herhangi bir artış veya azalış trendi bulunmadığı görülmektedir. Yağış trendinde ay ve mevsimde hiç bir trendin varlığının görülmemesi son yıllarda yaz aylarındaki akarsu akışlarında yapay baraj ve bend gibi depolama alanlarından suyun beslemesinin arttığı çıkarımı elde edilmiştir.
Radiation Physics and Chemistry 97, 1-5, 2014
Elsevier eBooks, 2013
Untangling the complex effects that different air pollution and climate change factors cause to f... more Untangling the complex effects that different air pollution and climate change factors cause to forest ecosystems is challenging. Supersites, that is, comprehensive measurement sites where research and monitoring of the whole soil–plant–atmosphere system can be carried out, are suggested as a refinement of the current monitoring and research efforts in Europe. This chapter identifies and discusses key measurements to be carried out at such supersites, with a focus on four topical subjects: the carbon, nitrogen, ozone and water budgets. This kind of holistic approach is vital to a realistic translation of the ongoing changes in climate and air quality into research on the impacts on forest ecosystems. Such an integrated effort requires a considerable use of resources at highly instrumented measurement sites and can only be achieved by building on existing infrastructures.
Journal of the Faculty of Forestry Istanbul University, Jun 1, 2011
Summary It is important to know the processes of precipitation in forest ecosystems due to their ... more Summary It is important to know the processes of precipitation in forest ecosystems due to their effects on hydrological cycle and watershed hydrology. One of these processes is throughfall. The throughfall is the portion of precipitation that falls directly to the ground or drips from the forest canopy. Although numerous studies concerning throughfall have been made in different forest ecosystems in Europe and USA, there are only five researches in Turkey. In other words, limited data are available concerning throughfall in our country. The objectives of this paper were: 1) to determine the throughfall of old oak-beach mixed forest ecosystem which is dominated in Belgrad Forest near Istanbul, and 2) to reveal relations between throughfall and precipitation in growing and dormant seasons. The study was undertaken within the Ortadere Watershed of Belgrad Forest, near Istanbul. A forest stand which represents the vegetation of watershed was selected as a study plot that comprised of old growth oak ( Quercus frainetto ten .) and beech trees ( Fagus orientalis Lips .), The average canopy cover was 80 %. Mean temperature is 12.3 o C and mean annual precipitation is 1129.4 mm. Mean daily temperature is 21.7 °C during August, the warmest month, and 4.2°C during January, the coldest month. In order to determine amount and variation in throughfall, two transects with 10 m. in length intersecting vertically each another were set up under forest canopy and 5 standard rain gauges were placed on the junction and endpoints of these transects. Amount of the throughfall was measured after each precipitation event. Total rainfall was recorded with a standard rain gauge placed in a clear-cut forested area nearby the study plot. Since stemflow was not measured, interception loss was not calculated. The results summarized in Table 1 show that throughfalls are 75.4 % and 82.7 % in growing and dormant seasons, respectively. Coefficients of variation of these averages are very high. This can be explained by great differences among precipitation events. The difference between throughfall of two seasons is statistically significant ( P =0.004). It means that greater portion of precipitation reaches the ground in dormant season than that of growing season. Significant differences were not found among averages in sampling points of throughfall measurements. In other words, study plot has a so homogenous canopy cover that distribution of throughfall was not affected significantly. There are statistically highly significant correlations between precipitation and throughfall. Therefore, linear and curvilinear regression equations for growing and dormant seasons were developed where precipitation (mm) was the independent variable and throughfall (mm and %) was the dependent variable (fig. 3,4,5,6). Linear correlations belong to relations between precipitation in mm. and throughfall in mm. (R 2 = 0.969, Y=0.806X ; R 2 =0.987, Y=0.860X for growing and dormant season respectively) and curvilinear correlations between precipitation in mm. and throughfall in per cent (R 2 = 0.523 , Y=12.75ln(X)+33.15 for growing season and R 2 =0.551, Y=8.705ln(X)+51.19 for dormant season) . Keywords: Throughfall, mixed forest ecosystem, hydrological cycle, growing season, dormant season a€€
Journal of the Faculty of Forestry Istanbul University, 2013
Bu calismada mese-kayin karisik mesceresinde, yaprakli donem intersepsiyonu kullanilarak yapay si... more Bu calismada mese-kayin karisik mesceresinde, yaprakli donem intersepsiyonu kullanilarak yapay sinir agi modeli ile yapraksiz donem intersepsiyonunun tahmin edilmesi amaclanmistir. Yaprakli ve yapraksiz olmak uzere iki donemde belirlenmeye calisilan intersepsiyon miktari icin acik alana dusen yagis ile mese-kayin karisik mescere altina dusen yagis miktarlari kullanilmistir. Yapay sinir agi modeline entegre edilecek veriler test ve tahmin olmak uzere iki ayri gruba ayrilmistir. Test grubu girdi verileri olarak yaprakli donem yagis degerleri (acik alan-ormanalti yagis), cikti verileri icin ise yaprakli donem intersepsiyon degerleri kullanilmistir. Tahmin grubu girdi verileri olarak yapraksiz donem yagis degerleri (acik alan-orman alti yagis) alinmistir. Yapraksiz donem (bilinen) intersepsiyon degerleri ile yapay sinir agi modeli sonucu tahmin edilen intersepsiyon degerleri kendi aralarinda regresyon ve ortalama karesel hatadan olusan bir performans degerlendirmesine tabi tutulmustur. Yapilan regresyon analizine gore bilinen intersepsiyon miktari (mm) ile tahmin edilen intersepsiyon miktari (mm) arasinda onemli bir iliski saptanmis (R2 = 0,90) ve bu iki deger arasinda hesaplanan ortalama karesel hatanin dusuk ciktigi (OKH = 3,47) gorulmustur. Ancak, bu iki periyot degerleri arasinda istatistiksel anlamda onemli bir fark bulunmamaktadir (P =0,004). Arastirma sonucunda ortaya konulan yapay sinir agi tahmin modeli yardimiyla benzer ozelliklere sahip bir mesceredeki yaprakli veya yapraksiz donem intersepsiyon miktarlari tahmin edilebilecektir.
Ormancılık Araştırma Dergisi, 2020
Dünya genelinde geçen yüzyıl içinde gerçekleştirilen deneysel havza çalışmaları biyokütle ile su ... more Dünya genelinde geçen yüzyıl içinde gerçekleştirilen deneysel havza çalışmaları biyokütle ile su verimi arasındaki negatif korelasyonu ortaya koymuştur. Fakat sadece bu negatif korelasyon dikkate alınıp önemli detaylar göz ardı edildiğinde “orman ne kadar şiddetli aralanır veya kesilirse o kadar yüksek seviyede su verimi artırılabilir” şeklinde yanlış bir algı oluşmaktadır. Bu makalede bu yaklaşımın neden terk edilmesinin gerektiği açıklanmakta ve su üretim amacına yönelik yeni orman planlama paradigması ortaya konulmaktadır. İklim değişikliği ve benzer riskler dikkate alınarak, su üretim amaçlı orman planlama, havza planlama ile eşgüdüm içinde, akarsu kıyı ekosistemlerinin kapasitesini üst düzeye taşıyacak şekilde iyi yönetim uygulamaları prensipleri çerçevesinde planlamaya konu olmalıdır. Bu sonuca ulaşmak için 3 temel yaklaşım ve veri kaynağı benimsenmiştir: (1) Meta analiz, (2) Proje sonuçları ve (3) Marmara Bölgesi kapsamında ön değerlendirme. Orman planlamada havza bazında ent...
Water Resources Management, 2016
Forested watersheds provide fresh water with best quality and forestry practices play important r... more Forested watersheds provide fresh water with best quality and forestry practices play important role on the water production in the watersheds. Therefore, the objective of this study was to investigate the effect of 18 % thinning, which was under the 20 % threshold value reported in the literature on water yield in a forested watershed. Two experimental watersheds with similar ecological conditions in the Belgrad Forest of Istanbul were studied. Following a 6-year calibration period from December 2005 to October 2011, a simple linear regression equation was developed between the monthly streamflows of two watersheds with a significantly high correlation coefficient (r = 0.95). After 18 % of standing volume was removed from one watershed and the other was left untreated as a control, the streamflow was monitored for 2 years starting in January 2012 in both watersheds. The change in the monthly runoff was estimated as the difference between measured and values calculated with the linear regression equation. Average monthly streamflows were about 19, 15 and 10 mm in the control and 21, 20, and 11 mm in the treatment watersheds for calibration, first and second post-treatment periods, respectively. Paired watershed analysis showed that monthly streamflow did not significantly increase in either watershed for the first or the second year after the harvest. The results revealed that thinning intensity had to be greater to increase water yield significantly in this forest ecosystem and the threshold value for a streamflow increase was greater than 18 % for this region.
CATENA, 2018
Climate change is a natural phenomenon with far-reaching impacts. Due to global warming, forest v... more Climate change is a natural phenomenon with far-reaching impacts. Due to global warming, forest vegetation patterns in the Mediterranean region can be affected and the extent of forested areas can be altered. The purpose of this study was to investigate the impact of slightly decreased forest density on physical water quality parameters by employing 18% thinning with a paired watershed methodology in a broadleaf forest ecosystem. After a 70-month monitoring period that started in December 2005, calibration equations were established between control and treatment watersheds for streamwater parameters including pH, color, turbidity, electrical conductivity (EC), suspended sediment concentration (SSC), water and air temperatures. After 18% standing timber volume was harvested from the treatment watershed, streamwater was also sampled for the same parameters in both watersheds during the 46-month treatment period between January 2012 and October 2015. Changes in the mean monthly values of streamwater parameters were determined as the differences between measured and estimated values derived from the calibration equations. Results showed that 18% forest thinning caused 7.3 μS cm −1 increase in the overall average monthly EC, 2.8 NTU in turbidity, 15.1 mg L −1 in SSC, 0.3°C increase in the air temperature, and 1.2°C in the maximum air temperature, whereas it caused 0.5°C decrease in overall average monthly minimum temperature and 1.3C.P•U in overall mean monthly color. In contrast, forest harvest did not have significant impact on overall average monthly pH and streamwater temperature values. Results of 18% forest harvest indicated that even a small decrease in the forest cover can significantly affect selected physical water quality parameters and hence aquatic life in the forested watersheds.
Water Resources Management, 2015
The daily rainfall-runoff relationship in an experimental watershed was modeled using a statistic... more The daily rainfall-runoff relationship in an experimental watershed was modeled using a statistical method and an artificial neural network method. The estimations were examined and a performance evaluation was done. It was seen that the ANN method, FFBP (Feed Forward Back Propagation), provided closer flow estimations reproducing the shape of the observed hydrograph more realistic. The superiority of FFBP was reflected in the performance evaluation criteria. The extreme flows, i.e., high and low flows, were relatively better approximated by FFBP indicating its promise as a useful tool for hydrologic studies such as flood modeling. The Rational Method was also used, as a conventional tool, to predict the maximum discharge for selected return periods. It was found to be realistic for the forested watershed under consideration when the C coefficient was taken as 0.20 for the 10-year period.
One of the major issues in forest-water interactions concerns the management of forest ecosystems... more One of the major issues in forest-water interactions concerns the management of forest ecosystems to optimize water production in a watershed. In this study we present the results of a regional study towards this objective in Marmara region of Turkey. The region is characterized by rapid urban sprawl together with industrialization that accelerates water demands. The major forest types in the region are broadleaved stands that lay over mild topography. The precipitation is between 600–1200 mm and runoff coefficients of the watersheds in the region are quite variable, ranging from 20 to 60 percent. The reservoir or lake watersheds that we classified as significant cover a substantial portion of the region. In the field phase of the study we determined sampling points and measured water related stand parameters like leaf area index, litter layer properties, and standing timber volume. We also conducted stream corridor assessments to determine the stream conditions in relation with for...
Kentsel yeşil alanların ana işlevi insanlara çeşitli faydalar sağlamaktır. Bu faydaların düzeyi y... more Kentsel yeşil alanların ana işlevi insanlara çeşitli faydalar sağlamaktır. Bu faydaların düzeyi yeşil alan miktarı ve niteliği ile ilişkilidir. Dünya Şehirleri Kültür Forumu değerlendirmelerine göre Viyana ve Singapur gibi şehirlerde yeşil alan oranı %50 ler civarında iken İstanbul’da %1.5’dir (http://www.worldcitiescultureforum.com). Bu durum İstanbul ilinde önemli bir sorunu ortaya koymaktadır. Kentleşme belli bir düzeye ulaştığında yeşil alanların oranını artırmaya çalışmanın sonuç vermeyeceği ve geriye dönüşün mümkün olmayacağı düşünüldüğünde kentin en azından genişleme bölgelerinde planlı adımlar atılmasının ilerisi için olumlu kazanımlar sağlayacağı söylenebilir. Hızla kentleşen ve yayılan şehirde arazi planlama çalışmaları için 2 temel yaklaşım önermekteyiz; 1. Havza bazında değerlendirmeler yapmak ve sonuçlarını planlamaya yansıtmak, 2. Ekosistem hizmetlerini planlama çalışmalarına dahil etmek. Birinci yaklaşım su ile ilgili değerlendirmeleri ve riskleri ortaya koymak açısın...
Forest Ecology and Management
Forest HydrologyForest-Water NexusClimate Change AdaptationEcosystem ServicesAdaptive Forest and ... more Forest HydrologyForest-Water NexusClimate Change AdaptationEcosystem ServicesAdaptive Forest and Watershed ManagementSustainability
Forest HydrologyForest-Water NexusClimate Change AdaptationEcosystem ServicesAdaptive Forest and ... more Forest HydrologyForest-Water NexusClimate Change AdaptationEcosystem ServicesAdaptive Forest and Watershed ManagementSustainability
Water Environment Research
Effects of 18% thinning on nutrient fluxes were investigated in a broadleaf forest. Streamflow an... more Effects of 18% thinning on nutrient fluxes were investigated in a broadleaf forest. Streamflow and suspended sediment were sampled during the calibration and treatment periods for the treatment and control watersheds to determine total nutrient fluxes through bedload sediment and runoff. Streamflow was
Water Environment Research, 2022
Effects of 18% thinning on nutrient fluxes were investigated in a broadleaf forest. Streamflow an... more Effects of 18% thinning on nutrient fluxes were investigated in a broadleaf forest. Streamflow and suspended sediment were sampled during the calibration and treatment periods for the treatment and control watersheds to determine total nutrient fluxes through bedload sediment and runoff. Streamflow was
Water Environment Research, 2022
Effects of 18% thinning on nutrient fluxes were investigated in a broadleaf forest. Streamflow an... more Effects of 18% thinning on nutrient fluxes were investigated in a broadleaf forest. Streamflow and suspended sediment were sampled during the calibration and treatment periods for the treatment and control watersheds to determine total nutrient fluxes through bedload sediment and runoff. Streamflow was
Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi, 2017
Aim of study: The main purpose of this study is composed to determinations of indicator water qua... more Aim of study: The main purpose of this study is composed to determinations of indicator water quality parameters of Oltu stream. Area of study: The research area has been conducted in 3 different sample points on Oltu stream which is on the borders of Oltu town in the city Erzurum. Material and Methods: The data set used in the study is composed of some selected streamwater quality parameters. In the 5 year period between 2003 and 2008, Pearson correlation analysis, Principal Component Analysis (PCA) have been applied to the dataset which was composed of the monthly result of the measurement. Main results: 1st principal component explains of 52% of the total variance and is highly participated by Q, Ca2+, Mg2+, EC, Na+, Cl-, SO42-, SAR and B and can be thus determined as a mineral component of the streamwater. On the other principle component, it was seen that there were no correlated parameters Research highlights: Seasonal effect was determined by sampling period can clearly be seen on the result. The research streamwater was characterized a high seasonality and it was showed dilution process of dissolved bedrock increase with winter and fall months.
İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi, 2016
Several studies revealed that climate change can affect local and regional precipitation patterns... more Several studies revealed that climate change can affect local and regional precipitation patterns. Long term trends and cycles in precipitation is important for the health of ecosystems in the region. The possible impacts in near future can affect the forest and water resources of Istanbul. In this study, daily, monthly, seasonal and annual precipitation analyses for the different meteorology stations were examined for the İstanbul province. Northern and southern different climatic conditions of İstanbul have been effective selection of the station. The Mann-Kendall test results showed that there is positive statistically significant trend in some meteorology stations. According to Mann-Kendall results the increased fall precipitation trend were found in Florya, Kireçburnu ve Kumköy meteorology stations and decreased summer precipitation trend were found in Göztepe meteorology stations.
Fresenius Environmental Bulletin, Aug 1, 2012
Uploads
Papers by Ibrahim Yurtseven
Istanbul University, Faculty of Forestry
Climate change is a stressor for expanding cities in terms of water resources management. Additional water is demanded for increasing populations and climate change is adding more risk to this as it has the potential to influence precipitation and evapotranspiration conditions. In this study we compare the risk potential on water resources caused by climate change and land use change and come out with a result that land use change is a much more significant driver of water production. To do this we used flow data of 48 watersheds in Marmara region, a highly populated region of Turkey that includes Istanbul. Istanbul itself is a very large city of more than 14 million people and a water demand of more than 2.6million m3 per day. We used land use data of 1990, 2000, and 2006 to estimate annual land use changes. A wide range of land use types of the CORINE land use maps have been divided into 4 basic land uses (forestland, rangeland, cropland, settlements) for simplicity. Then a principal component analysis has been performed to find out the most relevant land use types to influence runoff coefficient. This test verified that forestlands, croplands, and rangelands significantly affected runoff coefficient. Settlements also affected but with a less significant level. We used 28 watersheds to optimize runoff coefficients for the land use types to minimize the sum of least square errors and applied to the remaining 20 watersheds. The r2 values for model construction and verification were 0.80 and 0.70 respectively. With the established model we estimated water yields of all watersheds for the periods of 1990‐2012 and 2012‐2022, based on the land use change. This assessment provided us to make predictions about the water resources for the next decade. Then we applied Mann‐Kendall test to the annual precipitation and temperature data of the old established weather stations to determine if there are trends in the climate of the region. We applied the test to 8 weather stations that have data since 1930s. One station showed an increasing, and one showed a decreasing trend for precipitation while only one station had an increasing trend for temperature. Overall results suggested that and use change is a more significant driver for water resources compared to climate change in Marmara region of Turkey.
(Session 7: Water, watersheds and climate change, oral presentation)
1 İ.Ü.Orman Fakültesi Havza Yönetimi Anabilim Dalı, 34473 Bahçeköy-İstanbul 2 İ.Ü.Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü, 34473 Bahçeköy-İstanbul
Su kaynaklarının sürdürülebilir yönetiminde çeşitli stres faktörlerinden söz edilebilir. Bu faktörler içerisinde iklim değişikliği ve etkilerinin önemi gün geçtikçe artmaktadır. İklim değişikliği müzakerelerinin beklenen olumlu sonuçları vermediği ve en az 2 °C lik ısınmanın göze alındığı bu dönemde yeni IPCC değerlendirme raporunun bu konuda ne gibi yeni bulguları içereceği merak konusudur. İklim değişikliği ve su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi konularındaki temel bulgular ısınmanın ülkemiz su kaynaklarının geleceği konusunda ciddi endişeleri gündeme getirmektedir. Bu bildiride iklim değişikliği ile ondan çok daha sert etkileri olabilecek bir stres kaynağı ele alınmıştır. Ülkemiz açısından arazi kullanım değişikliği iklim değişikliğinden daha hızlı ve etkileri yönünden daha ciddi sorunlar yaratabilecek bir olgudur. Hızlı ekonomik kalkınma, kentleşme, göç ve sanayileşme arazi kullanımında hızlı değişimlere yol açmaktadır bu da havzalarda su üretimini ciddi boyuta etkilemektedir. Marmara bölgesi arazi kullanım değişikliği ile iklim değişikliğinin su kaynaklarının yönetimi yönünden karşılaştırıldığı bir düzlem olarak değerlendirmeye alınmıştır. Araştırma kapsamında bölgede yer alan havzaları drene eden 48 dere üzerindeki akış ölçme değerlerinden yararlanılmıştır. Bu dereleri drene eden derelerin havzalarındaki arazi kullanım ve arazi kullanım değişikliğinin zamansal değişimi Corine haritalarına dayalı olarak çıkarılmıştır. Yine bölgede uzun dönemli kayıtları olan meteoroloji istasyonlarının kayıtlarından yıllık ortalama yağış ve sıcaklık zaman serilerine Mann-Kendall testi uygulanarak zamansal trend analizi yapılmıştır. Metot kapsamında Temel Komponent analizi testine göre seçilen arazi kullanım tipleri için 28 havzada akış katsayılarına dayalı bir model geliştirilmiş en küçük kareler yöntemine göre optimize edilmiş, diğer 20 havzaya uygulanmıştır. Model geliştirme ve aplikasyonunda sırasıyla 0.80 ve 0.70 r2 değerleri elde edilmiştir. Öte yandan yapılan Mann-Kendall trend analizi sadece bir istasyondan istatistiksel anlamda önemli bir sıcaklık artışını ortaya koymuştur.
Anahtar Kelimeler: Su kaynakları yönetimi, arazi kullanım değişikliği, iklim değişikliği.
*Bu araştırma 112Y049 nolu ÇAYDAG projesi kapsamında TÜBİTAK tarafından desteklenmiştir.
(Oral presentation)