Papers by Asya Setinay Karagül

Uluslararası Türk Askeri Eğitim ve Öğretim Tarihi Sempozyumu, 2021
Osmanlı Devleti klasik döneminde asayiş, çeşitli silahlı görevlilerin ortak iş bölümü ile gerçekl... more Osmanlı Devleti klasik döneminde asayiş, çeşitli silahlı görevlilerin ortak iş bölümü ile gerçekleştirdikleri, kurumsallaşmamış bir organizasyon ile sağlanmaktaydı. Askerî unsurların mevcut görevlerine ek olarak sağladıkları bölgesel asayiş, ordu ile entegre olduğundan ötürü yaşanan deformasyon süreci asayişi de etkilemiştir. Osmanlı askerîyesindeki yıpranma ve beraberinde gelişen modernizasyon sürecinden etkilenen asayiş sistemi, bir jandarma teşkilatının kurulması gereğini doğurmuştur. Zabıta, Zaptiye ve Zaptiye Müşiriyeti olarak kurumsal bir silsile izleyen iç güvenlik sisteminin tek çatı altında toplanması ve Fransızca bir terim olan gens d’armes (silahlı adam) yani jandarma olarak adlandırılması 1908 tarihinde gerçekleşmiştir. Askerî modernleşme sürecinde Avrupalı danışmanlardan yararlanmayı bir yöntem biçimi olarak benimseyen Osmanlı Devleti, Makedonya Bunalımı sonrasında bir dış müdahale ekseninde gelişen jandarma teşkilatının kuruluş sürecinde de Fransız ve İtalyan ekollerinden etkilenmiştir. Jandarma teşkilatının kuruluşu ile birlikte gerekli olan er ve zabitlerin ilk olarak ordudan tedarik edilmesi 19 sonucunda eğitimin ihtisasa uygun hale getirilmesi ve asayişe uyarlanması ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Osmanlı Devleti’nde ilk defa 1904 senesi itibariyle kurulmaya başlayan jandarma mektepleri, tensikat sürecinde yeterli görülmeyerek jandarma teşkilatından uzaklaştırılan er ve zabitlerin yarattığı boşluğu doldurmayı amaçlamıştır.Jandarma sınıfına geçmesi kararlaştırılan er ve zabitlerin mesleki eğitimleri tamamlamaları için 5 Ağustos 1904’te Jandarma Zabit Mektebi, 1 Eylül 1904 tarihindede Efrâd - ı Cedide Mektebi açılmıştır. Bu çalışmada jandarma teşkilatının kuruluş süreci, tensikat ve tedrisat sistemleri bağlamında yabancı danışmanların konum ve etkileri ile Beyrut Jandarma Mektebi’nin kuruluşu ele alınacaktır.

1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı; asker mevcudu, gelişmiş teknolojinin kullanılması, savunma sistemle... more 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı; asker mevcudu, gelişmiş teknolojinin kullanılması, savunma sistemlerindeki değişimin uygulanması bakımında 19'uncu yüzyılın en önemli savaşlarından biridir. 1877-1878 Savaşı, yerel ölçekte gerçekleştiyse de küresel sonuçlar meydana getirerek uluslararası siyasette önemli bir dönüm noktası teşkil etmiştir. Söz konusu savaşta Kafkas Cephesi'nde gerçekleşen muharebelerde Osmanlı Devleti ve Rusya'nın stratejisinin temel odak noktasını Erzurum ve Kars kaleleri oluşturmuştur. Erzurum ve Anadolu'nun kalkanı olarak kabul edilen Kars Kalesi, Kafkasya operasyonlarında kritik öneme sahiptir. 1877-1878 Savaşı Kafkas Cephesi'ndeki en donanımlı kalelerden biri olan Kars Kalesinin düşüşü Osmanlı Devleti ve Rusya'nın Kafkasya politikalarını derinden etkilemiştir. Bu çalışmada 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nda Kars Kalesinin düşüşü konu edinilmiştir. Kars Kalesinin düşüşü askeri ve idari anlamda incelenerek bu kaybın kamuoyu yansımaları, Ayastefanos ve Berlin antlaşmalarındaki yeri ve savaş sonrasında gerçekleşen göçlerdeki rolü ele alınmıştır. Çalışmada, gelişen askeri teknolojiler ışığında modernleştirilen Kars Kalesinin mevcut donanımı, mühimmat ve asker miktarı göz önüne alınarak işgalin nedenleri tespit edilmeye çalışılmıştır.

Uluslararası Türk Askeri Eğitim ve Öğretim Tarihi Sempozyumu, 2021
Osmanlı Devleti klasik döneminde asayiş, çeşitli silahlı görevlilerin ortak iş bölümü ile gerçekl... more Osmanlı Devleti klasik döneminde asayiş, çeşitli silahlı görevlilerin ortak iş bölümü ile gerçekleştirdikleri, kurumsallaşmamış bir organizasyon ile sağlanmaktaydı. Askerî unsurların mevcut görevlerine ek olarak sağladıkları bölgesel asayiş, ordu ile entegre olduğundan ötürü yaşanan deformasyon süreci asayişi de etkilemiştir. Osmanlı askerîyesindeki yıpranma ve beraberinde gelişen modernizasyon sürecinden etkilenen asayiş sistemi, bir jandarma teşkilatının kurulması gereğini doğurmuştur. Zabıta, Zaptiye ve Zaptiye Müşiriyeti olarak kurumsal bir silsile izleyen iç güvenlik sisteminin tek çatı altında toplanması ve Fransızca bir terim olan gens d’armes (silahlı adam) yani jandarma olarak adlandırılması 1908 tarihinde gerçekleşmiştir. Askerî modernleşme sürecinde Avrupalı danışmanlardan yararlanmayı bir yöntem biçimi olarak benimseyen Osmanlı Devleti, Makedonya Bunalımı sonrasında bir dış müdahale ekseninde gelişen jandarma teşkilatının kuruluş sürecinde de Fransız ve İtalyan ekollerinden etkilenmiştir. Jandarma teşkilatının kuruluşu ile birlikte gerekli olan er ve zabitlerin ilk olarak ordudan tedarik edilmesi sonucunda eğitimin ihtisasa uygun hale getirilmesi ve asayişe uyarlanması ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Osmanlı Devleti’nde ilk defa 1904 senesi itibariyle kurulmaya başlayan jandarma mektepleri, tensikat sürecinde yeterli görülmeyerek jandarma teşkilatından uzaklaştırılan er ve zabitlerin yarattığı boşluğu doldurmayı amaçlamıştır. Jandarma sınıfına geçmesi kararlaştırılan er ve zabitlerin mesleki eğitimleri tamamlamaları için 5 Ağustos 1904’te Jandarma Zabit Mektebi, 1 Eylül 1904 tarihinde de Efrâd-ı Cedide Mektebi açılmıştır. Bu çalışmada jandarma teşkilatının kuruluş süreci, tensikat ve tedrisat sistemleri bağlamında yabancı danışmanların konum ve etkileri ile Beyrut Jandarma Mektebi’nin kuruluşu ele alınacaktır.

II. ULUSLARARASI SSD JOURNAL SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ, 2021
Önemli, Dikkatle Okuyunuz Lütfen Kongremizde Yazım Kurallarına uygun gönderilmiş ve bilim kurul... more Önemli, Dikkatle Okuyunuz Lütfen Kongremizde Yazım Kurallarına uygun gönderilmiş ve bilim kurulundan geçen bildiriler için online (video konferans sistemi üzerinden) sunum imkanı sağlanmıştır. Online sunum yapabilmek için https://zoom.us/join sitesi üzerinden giriş yaparak "Meeting ID or Personal Link Name" yerine ID numarasını girerek oturuma katılabilirsiniz. Zoom uygulaması ücretsizdir ve hesap oluşturmaya gerek yoktur. Zoom uygulaması kaydolmadan kullanılabilir. Uygulama tablet, telefon ve PC'lerde çalışıyor. Her oturumdaki sunucular, sunum saatinden 5 dk öncesinde oturuma bağlanmış olmaları gerekmektedir. Tüm kongre katılımcıları canlı bağlanarak tüm oturumları dinleyebilir. Moderatör-oturumdaki sunum ve bilimsel tartışma (soru-cevap) kısmından sorumludur. Dikkat Edilmesi Gerekenler-TEKNİK BİLGİLER Bilgisayarınızda mikrofon olduğuna ve çalıştığına emin olun. Zoom'da ekran paylaşma özelliğine kullanabilmelisiniz. Kabul edilen bildiri sahiplerinin mail adreslerine Zoom uygulamasında oluşturduğumuz oturuma ait ID numarası gönderilecektir. Katılım belgeleri kongre sonunda tarafınıza pdf olarak gönderilecektir Kongre programında yer ve saat değişikliği gibi talepler dikkate alınmayacaktır IMPORTANT, PLEASE READ CAREFULLY To be able to attend a meeting online, login via https://zoom.us/join site, enter ID "Meeting ID or Personal Link Name" and solidify the session. The Zoom application is free and no need to create an account. The Zoom application can be used without registration. The application works on tablets, phones and PCs. The participant must be connected to the session 5 minutes before the presentation time. All congress participants can connect live and listen to all sessions. Moderator is responsible for the presentation and scientific discussion (question-answer) section of the session. Points to Take into Consideration-TECHNICAL INFORMATION Make sure your computer has a microphone and is working. You should be able to use screen sharing feature in Zoom. Attendance certificates will be sent to you as pdf at the end of the congress.

8. Türkiye Lisansüstü Çalışmalar Kongresi Bildiri Kitabı-IV., 2020
Kara gücü olma özelliğini altı asırlık tarihi boyunca muhafaza etmiş Osmanlı Devleti, 18. yüzyıla... more Kara gücü olma özelliğini altı asırlık tarihi boyunca muhafaza etmiş Osmanlı Devleti, 18. yüzyıla gelindiğin-de kıtalar boyunca yayılan hakimiyet sahasında kırılmalar yaşamaya başlamış, kısa zamanda elde edilen büyük zaferler yerini uzun soluklu ve eziyetli kuşatmalara bırakmıştır. Kültürel yahut idari mekanizmalardaki bozulmalardan ziyade halkı ve devleti en çok etkileyen nokta kaybedilen savaşlar olduğundan reform programları öncelikli olarak askeriyeden başlamıştır. 15. ve 17. yüzyıllar arasında "model alınan" ordu konumundaki Osmanlı ordusu, 18. yüzyıl itibariyle Avrupa dahilindeki paradigma ordusunu model alan bir savunma gücüne dönüşmüştü. Alman İmparatoru elçisi Busbecq'in vaktiyle yürüyen küçük bir ormana benzettiği Osmanlı piyadesi etkisini kaybetmeye başlamış ve ordunun teknik ve doktrin anlamındaki eksikliği gün yüzüne çıkmaya başlamıştı. Devletlerarası taklide en açık kurum olan askeriye, dünya eksenindeki paradigma ordu üzerinden subay değiş tokuşu, danışman heyetleri gibi etkileşimler sağlayarak bu orduların taktiklerinden kurumsallıklarına, talimlerinden üniformalarına kadar kopyalamaya çalışırlar. İlk topyekûn reform programı olarak kabul edebileceğimiz III. Selim ve Nizam-ı Cedit devrinde dünya nezdindeki paradigma ordu Fransız ordusudur. Nizam-ı Cedid devri askeri reformlarında Fransız ordusunu kendine temel olarak kabul eden ve taktik, talim, doktrin anlamında bu ordunun nüvelerini kendine adapte etmeye çalışan Osmanlı Devleti, Avrupalı danışmanlara başvuracaktır. Bu çalışmada Nizam-ı Cedid ordusundaki Fransız danışmanlar çerçevesinde gelişen Fransız ekolü ele alınarak dönemin ordusu ve askeri unsurları üzerindeki aktif etkisine değinilecektir. Çalışmada temel olarak Başbakanlık Osmanlı Arşivi kaynakları kullanılmakla birlikte konu hakkındaki mevcut literatürden faydalanılmıştır.

Balkan tarihi söz konusu olduğunda genel sosyolojik kabul olan göç mefhumu, Osmanlı Devleti nezdi... more Balkan tarihi söz konusu olduğunda genel sosyolojik kabul olan göç mefhumu, Osmanlı Devleti nezdinde 1877-78 Osmanlı-Rus harbi sonrasında kabul görmeye başlamıştır. Balkanlardaki Müslüman halkın kitlesel göçü karşısında Osmanlı Devlet erkânı, kuralsız muhacir iskânı konusunda ciddi problemler yaşamaya başlamıştır. Bunun üzerine kurumsallaşma yoluna gidilerek, Muhacirin Komisyonu kurulmuştur. Zamanla kapsam ve idari oluşum açısından değişimler yaşayan komisyon Osmanlı devleti ve toplumu nezdinde büyük yankılar bulan göç mevzusunun belli ortak kabuller üzerinden yürütülmesine özen göstermiştir. Devlet eliyle yürütülen muhacire yardım ve iskân stratejisinin yanı sıra toplum tarafından da yardımlaşma dernekleri kurulması, Osmanlı toplumunun muhacirlere bakış açısını açıklar niteliktedir. Bu çalışmada mevcut kaynaklar kullanılarak yapılacak genel tablo çiziminin dâhilinde Balkan Harbi sonrası bölge halkını göçe iten etkenler, göç süreci kısaca anlatılarak Osmanlı Devleti’nin muhacirlere yönelik iskân siyaseti Osmanlı Arşivi dâhilindeki belgeler üzerinden incelenecektir.
Uploads
Papers by Asya Setinay Karagül