Papers by Rümeysa Zeynep Demir

Journal of innovative research in social studies, Jun 28, 2024
Yapay zekâ 20. yüzyılın ortalarında kavramsal temelleri oluşan ve günümüz dünyasını derinden etki... more Yapay zekâ 20. yüzyılın ortalarında kavramsal temelleri oluşan ve günümüz dünyasını derinden etkileyen bir bilgisayar teknolojisi olarak tanımlanabilir. Makine öğrenmesi yöntemi ile eğitilen akıllı sistemlerin birçok alanda olduğu gibi eğitim alanında da sık sık kullanıldığı görülmektedir. Araştırmalar önümüzdeki yıllarda yapay zekâ teknolojilerinin insani faaliyetlerin birçoğunu derinden etkileyebileceğini ifade etmektedir. Ulusal Tez Arşivi’nde yapay zekâ ve eğitim ilişkisini inceleyen tezlerin analizinin amaçlandığı bu araştırmada ‘‘Türkiye’de gerçekleştirilen ve yapay zekâ ile eğitim ilişkisini ele alan lisansüstü tezlerde nasıl bir eğilim vardır?’’ şeklinde belirlenen temel soruya ek olarak 8 alt soruya daha yanıt aranmıştır. Bir nitel araştırma olarak biçimlendirilmiş bu araştırmada meta-sentez yöntemi kullanılmıştır. Araştırma örneklemi, ölçüt örnekleme yöntemi ile belirlenmiştir. Bu amaç doğrultusunda Ulusal Tez Arşivi’nde ‘’yapay zekâ‘’ kavramını tez başlığında kullanan aynı zamanda ‘’eğitim ve öğretim’’ sınıflandırılması içinde tasnif edilen tezler bu araştırmanın örneklemini oluşturmaktadır. Belirlenen kıstaslar sonucunda 31 lisansüstü teze ulaşılmış ve bu tezler 8 ölçüte göre değerlendirilmiştir. Elde edilen sonuçlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde Türkiye’de yapay zekâ ve eğitim ilişkisini inceleyen tezlerin sayısının yetersiz olduğu ancak son yıllarda çalışmaların arttığı görülmektedir

Sosyal bilgiler öğretmen adaylarının dijital okuryazar öğretmen kavramına yönelik algılarının belirlenmesi, 2024
Günümüzde dijitalleşmenin etkisiyle öğrenme ortamları, geleneksel yapılarından sıyrılarak dijital... more Günümüzde dijitalleşmenin etkisiyle öğrenme ortamları, geleneksel yapılarından sıyrılarak dijital platformlarda
gerçekleşmeye başlamaktadır. Eğitimin hedef kitlesi olan Z kuşağı, dijital ortamlarda uzun bir süre vakit
geçirmektedir. Dolayısıyla bu öğrenciler, dijital ortamlar içerisinde bir dizi riskle karşı karşıya kalmaktadır. Bu
bağlamda, öğrencileri dijital ortamlarda etkili bir şekilde yönlendirebilecek ve tehlikelere karşı farkındalıklarını
artıracak dijital okuryazar öğretmenlere ihtiyaç duyulmaktadır. Dijital okuryazar öğretmen, dijital ortamlar
içerisinde yer alan bilgilerin doğruluğunu eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirebilen, dijital platformları etik
standartlara uygun bir biçimde kullanan ve öğrencilere dijital ortamların sorumlu kullanımı konusunda örnek teşkil
eden öğretmenleri tanımlayan bir kavramdır. Bu doğrultuda bu araştırmanın amacı, sosyal bilgiler öğretmen
adaylarının dijital okuryazar öğretmen kavramına yönelik algılarını belirlemektir. Nitel araştırma desenlerinden
olgubilim deseninin tercih edildiği bu çalışmanın örneklem grubunu 2023-2024 yılında İnönü Üniversitesi Sosyal
Bilgiler Öğretmenliği Bölümü'nde öğrenim gören 23 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak,
araştırmacılar tarafından oluşturulan yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Elde edilen veriler, içerik
analizi yöntemi kullanılarak çözümlenmiştir. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre, sosyal bilgiler öğretmen
adayları, dijital okuryazar öğretmen kavramını teknoloji ile iç içe geçmiş bir kavram olarak tanımlamışlardır.
Bununla birlikte, sosyal bilgiler öğretmen adaylarının dijital okuryazar öğretmen kavramını kapsamlı ve
derinlemesine tanımlayamadıkları tespit edilmiştir.

Journal of Innovative Research in Social Studies, 2024
Yapay zekâ 20. yüzyılın ortalarında kavramsal temelleri oluşan ve günümüz dünyasını derinden etki... more Yapay zekâ 20. yüzyılın ortalarında kavramsal temelleri oluşan ve günümüz dünyasını derinden etkileyen bir
bilgisayar teknolojisi olarak tanımlanabilir. Makine öğrenmesi yöntemi ile eğitilen akıllı sistemlerin birçok
alanda olduğu gibi eğitim alanında da sık sık kullanıldığı görülmektedir. Araştırmalar önümüzdeki yıllarda
yapay zekâ teknolojilerinin insani faaliyetlerin birçoğunu derinden etkileyebileceğini ifade etmektedir. Ulusal
Tez Arşivi’nde yapay zekâ ve eğitim ilişkisini inceleyen tezlerin analizinin amaçlandığı bu araştırmada
‘‘Türkiye’de gerçekleştirilen ve yapay zekâ ile eğitim ilişkisini ele alan lisansüstü tezlerde nasıl bir eğilim
vardır?’’ şeklinde belirlenen temel soruya ek olarak 8 alt soruya daha yanıt aranmıştır. Bir nitel araştırma olarak
biçimlendirilmiş bu araştırmada meta-sentez yöntemi kullanılmıştır. Araştırma örneklemi, ölçüt örnekleme
yöntemi ile belirlenmiştir. Bu amaç doğrultusunda Ulusal Tez Arşivi’nde ‘’yapay zekâ‘’ kavramını tez başlığında
kullanan aynı zamanda ‘’eğitim ve öğretim’’ sınıflandırılması içinde tasnif edilen tezler bu araştırmanın
örneklemini oluşturmaktadır. Belirlenen kıstaslar sonucunda 31 lisansüstü teze ulaşılmış ve bu tezler 8 ölçüte
göre değerlendirilmiştir. Elde edilen sonuçlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde Türkiye’de yapay zekâ ve
eğitim ilişkisini inceleyen tezlerin sayısının yetersiz olduğu ancak son yıllarda çalışmaların arttığı
görülmektedir
Conference Presentations by Rümeysa Zeynep Demir

6. ULUSLARARASI EĞİTİM ARAŞTIRMALARI KONGRESİ (IDU-UEAK’24), 2024
Bu araştırmanın temel amacı sosyal bilgiler dersinde kullanılabilecek görsel, metin işleyen ve
i... more Bu araştırmanın temel amacı sosyal bilgiler dersinde kullanılabilecek görsel, metin işleyen ve
işitsel yapay zekâ uygulamalarının kullanılabilirliğini, bu uygulamaların öğrenme
ortamlarındaki avantajları ve dezavantajlarını daha önceden gerçekleştirilen akademik
çalışmalar aracılığıyla bir bütün olarak tespit etmektir. Gerçekleştirilen literatür taramasında,
Türkiye’de bu alanda yapılmış bir çalışmanın bulunmaması, yapay zekâ uygulamalarının
eğitim-öğretim ortamlarına entegrasyonunun hızlanması bu araştırmanın temel problemini
oluşturmaktadır. Bu araştırmada, nitel araştırma yöntemlerinden doküman analizi yöntemi
kullanılmıştır. Bu çerçevede araştırmanın amacına uygun olarak elde edilen belgeler çeşitli
kıstaslara göre sıralanmış yine amaca uygun olarak elde edilen veriler yorumlanarak
sunulmuştur. Üretken yapay zekâ araçları ile türetilen materyallerin sosyal bilgiler öğretiminde
kullanımı, avantajları ve dezavantajları hakkında yayımlanmış makalelerin incelenmesi amacıyla “Google akademik” veri tabanında 2020-2024 yılları arasında taranan ve tam metnine
ulaşılabilen makaleler tespit edilmiştir. Elde edilen veriler sonucunda doğal dil işleme
sistemlerini kullanan uygulamaların, metinden görsel türeten yapay zekâ uygulamalarının,
metinden işitsel materyal türeten yapay zekâ uygulamalarının öğrenme ortamlarında giderek
artan oranda kullanıldığı tespit edilmiştir. ChatGPT, Google Gemimi, Microsoft Copilot,
Jasper.ai, Claude, Perplexity gibi uygulamalar bu kapsamda sosyal bilgiler eğitiminde
faydalanılacak doğrudan doğal dil işleme teknolojilerini kullanan uygulamalar olduğu
anlaşılmaktadır. Benzersiz görsel üretebilen DALL-e, Midjourney, Imagine 2, Stability.ai,
Leonardo.ai, Adobe Firefly, İdeogram, Stable Diffusion, Generative AI by Getty, FLUX.1 gibi
üretken yapay zekâ uygulamaları da yine sosyal bilgiler dersinde görsel türetme konusunda
destek alınabilecek uygulamalar olarak gösterilebilir. Metinden ses üretme teknolojilerinin de
öğrenme ortamlarında kullanımının yaygınlaşmaya başladığı görülmüştür. Bu amaçla mobil ve
web aracılığı ile hizmet sağlayan en popüler uygulamalardan biri de Suno.ai olarak
bilinmektedir. Araştırma bulgularından elde edilen sonuçlar bir bütün olarak
değerlendirildiğinde özellikle 2024 yılı itibari ile uygulanmaya başlanan Türkiye Yüzyılı
Maarif Eğitim Modelinin de uygulanabilirliğini önemli ölçüde arttıracak bu yapay zekâ
teknolojilerinin, sosyal bilgiler dersinde de etkin bir şekilde kullanılabilirliğinin olduğu
sonucuna erişilmiştir.
Uploads
Papers by Rümeysa Zeynep Demir
gerçekleşmeye başlamaktadır. Eğitimin hedef kitlesi olan Z kuşağı, dijital ortamlarda uzun bir süre vakit
geçirmektedir. Dolayısıyla bu öğrenciler, dijital ortamlar içerisinde bir dizi riskle karşı karşıya kalmaktadır. Bu
bağlamda, öğrencileri dijital ortamlarda etkili bir şekilde yönlendirebilecek ve tehlikelere karşı farkındalıklarını
artıracak dijital okuryazar öğretmenlere ihtiyaç duyulmaktadır. Dijital okuryazar öğretmen, dijital ortamlar
içerisinde yer alan bilgilerin doğruluğunu eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirebilen, dijital platformları etik
standartlara uygun bir biçimde kullanan ve öğrencilere dijital ortamların sorumlu kullanımı konusunda örnek teşkil
eden öğretmenleri tanımlayan bir kavramdır. Bu doğrultuda bu araştırmanın amacı, sosyal bilgiler öğretmen
adaylarının dijital okuryazar öğretmen kavramına yönelik algılarını belirlemektir. Nitel araştırma desenlerinden
olgubilim deseninin tercih edildiği bu çalışmanın örneklem grubunu 2023-2024 yılında İnönü Üniversitesi Sosyal
Bilgiler Öğretmenliği Bölümü'nde öğrenim gören 23 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak,
araştırmacılar tarafından oluşturulan yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Elde edilen veriler, içerik
analizi yöntemi kullanılarak çözümlenmiştir. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre, sosyal bilgiler öğretmen
adayları, dijital okuryazar öğretmen kavramını teknoloji ile iç içe geçmiş bir kavram olarak tanımlamışlardır.
Bununla birlikte, sosyal bilgiler öğretmen adaylarının dijital okuryazar öğretmen kavramını kapsamlı ve
derinlemesine tanımlayamadıkları tespit edilmiştir.
bilgisayar teknolojisi olarak tanımlanabilir. Makine öğrenmesi yöntemi ile eğitilen akıllı sistemlerin birçok
alanda olduğu gibi eğitim alanında da sık sık kullanıldığı görülmektedir. Araştırmalar önümüzdeki yıllarda
yapay zekâ teknolojilerinin insani faaliyetlerin birçoğunu derinden etkileyebileceğini ifade etmektedir. Ulusal
Tez Arşivi’nde yapay zekâ ve eğitim ilişkisini inceleyen tezlerin analizinin amaçlandığı bu araştırmada
‘‘Türkiye’de gerçekleştirilen ve yapay zekâ ile eğitim ilişkisini ele alan lisansüstü tezlerde nasıl bir eğilim
vardır?’’ şeklinde belirlenen temel soruya ek olarak 8 alt soruya daha yanıt aranmıştır. Bir nitel araştırma olarak
biçimlendirilmiş bu araştırmada meta-sentez yöntemi kullanılmıştır. Araştırma örneklemi, ölçüt örnekleme
yöntemi ile belirlenmiştir. Bu amaç doğrultusunda Ulusal Tez Arşivi’nde ‘’yapay zekâ‘’ kavramını tez başlığında
kullanan aynı zamanda ‘’eğitim ve öğretim’’ sınıflandırılması içinde tasnif edilen tezler bu araştırmanın
örneklemini oluşturmaktadır. Belirlenen kıstaslar sonucunda 31 lisansüstü teze ulaşılmış ve bu tezler 8 ölçüte
göre değerlendirilmiştir. Elde edilen sonuçlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde Türkiye’de yapay zekâ ve
eğitim ilişkisini inceleyen tezlerin sayısının yetersiz olduğu ancak son yıllarda çalışmaların arttığı
görülmektedir
Conference Presentations by Rümeysa Zeynep Demir
işitsel yapay zekâ uygulamalarının kullanılabilirliğini, bu uygulamaların öğrenme
ortamlarındaki avantajları ve dezavantajlarını daha önceden gerçekleştirilen akademik
çalışmalar aracılığıyla bir bütün olarak tespit etmektir. Gerçekleştirilen literatür taramasında,
Türkiye’de bu alanda yapılmış bir çalışmanın bulunmaması, yapay zekâ uygulamalarının
eğitim-öğretim ortamlarına entegrasyonunun hızlanması bu araştırmanın temel problemini
oluşturmaktadır. Bu araştırmada, nitel araştırma yöntemlerinden doküman analizi yöntemi
kullanılmıştır. Bu çerçevede araştırmanın amacına uygun olarak elde edilen belgeler çeşitli
kıstaslara göre sıralanmış yine amaca uygun olarak elde edilen veriler yorumlanarak
sunulmuştur. Üretken yapay zekâ araçları ile türetilen materyallerin sosyal bilgiler öğretiminde
kullanımı, avantajları ve dezavantajları hakkında yayımlanmış makalelerin incelenmesi amacıyla “Google akademik” veri tabanında 2020-2024 yılları arasında taranan ve tam metnine
ulaşılabilen makaleler tespit edilmiştir. Elde edilen veriler sonucunda doğal dil işleme
sistemlerini kullanan uygulamaların, metinden görsel türeten yapay zekâ uygulamalarının,
metinden işitsel materyal türeten yapay zekâ uygulamalarının öğrenme ortamlarında giderek
artan oranda kullanıldığı tespit edilmiştir. ChatGPT, Google Gemimi, Microsoft Copilot,
Jasper.ai, Claude, Perplexity gibi uygulamalar bu kapsamda sosyal bilgiler eğitiminde
faydalanılacak doğrudan doğal dil işleme teknolojilerini kullanan uygulamalar olduğu
anlaşılmaktadır. Benzersiz görsel üretebilen DALL-e, Midjourney, Imagine 2, Stability.ai,
Leonardo.ai, Adobe Firefly, İdeogram, Stable Diffusion, Generative AI by Getty, FLUX.1 gibi
üretken yapay zekâ uygulamaları da yine sosyal bilgiler dersinde görsel türetme konusunda
destek alınabilecek uygulamalar olarak gösterilebilir. Metinden ses üretme teknolojilerinin de
öğrenme ortamlarında kullanımının yaygınlaşmaya başladığı görülmüştür. Bu amaçla mobil ve
web aracılığı ile hizmet sağlayan en popüler uygulamalardan biri de Suno.ai olarak
bilinmektedir. Araştırma bulgularından elde edilen sonuçlar bir bütün olarak
değerlendirildiğinde özellikle 2024 yılı itibari ile uygulanmaya başlanan Türkiye Yüzyılı
Maarif Eğitim Modelinin de uygulanabilirliğini önemli ölçüde arttıracak bu yapay zekâ
teknolojilerinin, sosyal bilgiler dersinde de etkin bir şekilde kullanılabilirliğinin olduğu
sonucuna erişilmiştir.
gerçekleşmeye başlamaktadır. Eğitimin hedef kitlesi olan Z kuşağı, dijital ortamlarda uzun bir süre vakit
geçirmektedir. Dolayısıyla bu öğrenciler, dijital ortamlar içerisinde bir dizi riskle karşı karşıya kalmaktadır. Bu
bağlamda, öğrencileri dijital ortamlarda etkili bir şekilde yönlendirebilecek ve tehlikelere karşı farkındalıklarını
artıracak dijital okuryazar öğretmenlere ihtiyaç duyulmaktadır. Dijital okuryazar öğretmen, dijital ortamlar
içerisinde yer alan bilgilerin doğruluğunu eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirebilen, dijital platformları etik
standartlara uygun bir biçimde kullanan ve öğrencilere dijital ortamların sorumlu kullanımı konusunda örnek teşkil
eden öğretmenleri tanımlayan bir kavramdır. Bu doğrultuda bu araştırmanın amacı, sosyal bilgiler öğretmen
adaylarının dijital okuryazar öğretmen kavramına yönelik algılarını belirlemektir. Nitel araştırma desenlerinden
olgubilim deseninin tercih edildiği bu çalışmanın örneklem grubunu 2023-2024 yılında İnönü Üniversitesi Sosyal
Bilgiler Öğretmenliği Bölümü'nde öğrenim gören 23 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak,
araştırmacılar tarafından oluşturulan yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Elde edilen veriler, içerik
analizi yöntemi kullanılarak çözümlenmiştir. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre, sosyal bilgiler öğretmen
adayları, dijital okuryazar öğretmen kavramını teknoloji ile iç içe geçmiş bir kavram olarak tanımlamışlardır.
Bununla birlikte, sosyal bilgiler öğretmen adaylarının dijital okuryazar öğretmen kavramını kapsamlı ve
derinlemesine tanımlayamadıkları tespit edilmiştir.
bilgisayar teknolojisi olarak tanımlanabilir. Makine öğrenmesi yöntemi ile eğitilen akıllı sistemlerin birçok
alanda olduğu gibi eğitim alanında da sık sık kullanıldığı görülmektedir. Araştırmalar önümüzdeki yıllarda
yapay zekâ teknolojilerinin insani faaliyetlerin birçoğunu derinden etkileyebileceğini ifade etmektedir. Ulusal
Tez Arşivi’nde yapay zekâ ve eğitim ilişkisini inceleyen tezlerin analizinin amaçlandığı bu araştırmada
‘‘Türkiye’de gerçekleştirilen ve yapay zekâ ile eğitim ilişkisini ele alan lisansüstü tezlerde nasıl bir eğilim
vardır?’’ şeklinde belirlenen temel soruya ek olarak 8 alt soruya daha yanıt aranmıştır. Bir nitel araştırma olarak
biçimlendirilmiş bu araştırmada meta-sentez yöntemi kullanılmıştır. Araştırma örneklemi, ölçüt örnekleme
yöntemi ile belirlenmiştir. Bu amaç doğrultusunda Ulusal Tez Arşivi’nde ‘’yapay zekâ‘’ kavramını tez başlığında
kullanan aynı zamanda ‘’eğitim ve öğretim’’ sınıflandırılması içinde tasnif edilen tezler bu araştırmanın
örneklemini oluşturmaktadır. Belirlenen kıstaslar sonucunda 31 lisansüstü teze ulaşılmış ve bu tezler 8 ölçüte
göre değerlendirilmiştir. Elde edilen sonuçlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde Türkiye’de yapay zekâ ve
eğitim ilişkisini inceleyen tezlerin sayısının yetersiz olduğu ancak son yıllarda çalışmaların arttığı
görülmektedir
işitsel yapay zekâ uygulamalarının kullanılabilirliğini, bu uygulamaların öğrenme
ortamlarındaki avantajları ve dezavantajlarını daha önceden gerçekleştirilen akademik
çalışmalar aracılığıyla bir bütün olarak tespit etmektir. Gerçekleştirilen literatür taramasında,
Türkiye’de bu alanda yapılmış bir çalışmanın bulunmaması, yapay zekâ uygulamalarının
eğitim-öğretim ortamlarına entegrasyonunun hızlanması bu araştırmanın temel problemini
oluşturmaktadır. Bu araştırmada, nitel araştırma yöntemlerinden doküman analizi yöntemi
kullanılmıştır. Bu çerçevede araştırmanın amacına uygun olarak elde edilen belgeler çeşitli
kıstaslara göre sıralanmış yine amaca uygun olarak elde edilen veriler yorumlanarak
sunulmuştur. Üretken yapay zekâ araçları ile türetilen materyallerin sosyal bilgiler öğretiminde
kullanımı, avantajları ve dezavantajları hakkında yayımlanmış makalelerin incelenmesi amacıyla “Google akademik” veri tabanında 2020-2024 yılları arasında taranan ve tam metnine
ulaşılabilen makaleler tespit edilmiştir. Elde edilen veriler sonucunda doğal dil işleme
sistemlerini kullanan uygulamaların, metinden görsel türeten yapay zekâ uygulamalarının,
metinden işitsel materyal türeten yapay zekâ uygulamalarının öğrenme ortamlarında giderek
artan oranda kullanıldığı tespit edilmiştir. ChatGPT, Google Gemimi, Microsoft Copilot,
Jasper.ai, Claude, Perplexity gibi uygulamalar bu kapsamda sosyal bilgiler eğitiminde
faydalanılacak doğrudan doğal dil işleme teknolojilerini kullanan uygulamalar olduğu
anlaşılmaktadır. Benzersiz görsel üretebilen DALL-e, Midjourney, Imagine 2, Stability.ai,
Leonardo.ai, Adobe Firefly, İdeogram, Stable Diffusion, Generative AI by Getty, FLUX.1 gibi
üretken yapay zekâ uygulamaları da yine sosyal bilgiler dersinde görsel türetme konusunda
destek alınabilecek uygulamalar olarak gösterilebilir. Metinden ses üretme teknolojilerinin de
öğrenme ortamlarında kullanımının yaygınlaşmaya başladığı görülmüştür. Bu amaçla mobil ve
web aracılığı ile hizmet sağlayan en popüler uygulamalardan biri de Suno.ai olarak
bilinmektedir. Araştırma bulgularından elde edilen sonuçlar bir bütün olarak
değerlendirildiğinde özellikle 2024 yılı itibari ile uygulanmaya başlanan Türkiye Yüzyılı
Maarif Eğitim Modelinin de uygulanabilirliğini önemli ölçüde arttıracak bu yapay zekâ
teknolojilerinin, sosyal bilgiler dersinde de etkin bir şekilde kullanılabilirliğinin olduğu
sonucuna erişilmiştir.