Arabic Language

Ingiliz oryantalist Edward Henry Palmer (1840–1882), dilci ve gezgin olarak temayuz eden bir sahsiyettir. Cambridge Universitesinde Arapca profesoru olarak calisti. Misir’dan baslayarak Sina colu uzerinden Kudus’e iki seyahat yapti. Birincisinde gorevini tamamladi fakat ikicisinde kendisine kurulan bir pusuda olduruldu. Farkli dillerde pek cok kitap yazdi. Ancak Arapcadaki calismalari daha cok ve daha onemlidir. Uc adet Arapca ders kitabi yazdi: A Grammar of the Arabic Language , Arabic Manual Grammar Reading Lessons Exercises ve Simplified Grammar of Hindustani Persian and Arabic . Birincisi detayli bir gramer kitabidir. Ikincisi klasik Arapca ve konusma diline dair bir kitaptir. Ucuncusu ise filolojik arastirmalar icin hazirlanmis olan karsilastirmali bir kitaptir. Bu calismada soz konusu kitaplar tek tek ele alinacak, amac, icerik ve uslup bakimindan aralarinda karsilastirmalar yapilacaktir.

Özet: Mevlânâ'nın Arapça dîbâcelerdeki (önsöz) sözleri ile bazı Mesnevî şârihlerinin ve âlimlerin Mesnevî hakkındaki görüşleri, Mesnevî'yi Kur'an'a benzetme hatta onunla denk görme anlayışını ortaya koymaktadır. Bu anlayışı, klasik İslam akidesi ve düşüncesiyle bağdaştırmak, mümkün gözükmemektedir. Bunun izahını, tasavvuf ehlinin vahiy ve ilham anlayışında aramak bir çıkış yolu olabilir.

Bu kitabın yayım hakkı İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesine aittir. 5846, 2936 sayılı Fikir ve Sanat Eserileri Yasası gereği herhangi bir bölümü, resmi veya yazısı, yazarların, yayımcısının yazılı izni alınmadan tekrarlanamaz, basılamaz, kopyası çıkarılamaz, fotokopisi alınamaz, hiçbir biçimde, hiçbir yolla çoğaltılamaz ve dağıtılamaz. Yazıların ve görsellerin yasal sorumluluğu yazarlara aittir.

Bu eserin bütün hakları Demavend Yayınları'na aittir. 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası'nın hükümlerine göre eserin tamamı ya da bir bölümünün, izinsiz olarak elektronik, mekanik, fotokopi veya herhangi bir kayıt sistemi ile yayınlanması, çoğaltılması ya da depolanması yasaktır.

Bu kitabın yayım hakkı İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesine aittir. 5846, 2936 sayılı Fikir ve Sanat Eserileri Yasası gereği herhangi bir bölümü, resmi veya yazısı, yazarların, yayımcısının yazılı izni alınmadan tekrarlanamaz, basılamaz, kopyası çıkarılamaz, fotokopisi alınamaz, hiçbir biçimde, hiçbir yolla çoğaltılamaz ve dağıtılamaz. Yazıların ve görsellerin yasal sorumluluğu yazarlara aittir.

I‘tizâr ve isti‘taf siiri, bir sairin yoneticiler hakkinda soyledigi hicivden oturu duydugu pismanligi dile getirmede veya atilan iftiralardan kendisini temize cikarmada veyahut kiskanc insanlar sebebiyle gelisen menfi durum karsisinda, hukumdardan ozur ve merhamet dilemek suretiyle kullandigi siir turudur. Bu siirler de genellikle iftiraya ugrayan sair, affini istedigi kisinin bazi hasletlerinden, hizmetlerinden, savaslarindan bahseder ve onu over. Daha sonra da icinde bulundugu durumu dillendirip, kendisine atilan iftira karsisinda masumiyetini ifade etmeye calisir. Endulus Hilafet Donemi’nde kendisine atilan bir iftiradan, karistigi siyasi olaylardan ve benzeri durumlardan hapse dusmus bircok sair vardir. Ozellikle “Hâciblik Donemi” denilen Âmiriler’in yonetimde soz sahibi olduklari donemde bu sairlerin sayisi daha fazladir. Bu sairler, icine dustukleri bu zor durumdan kurtulmak icin i‘tizâr ve isti‘tâf siirine muracaat etmislerdir. Bu calismada Endulus Hilafet Donemi’nde i‘tizâr...

Bu makalede lanet kavraminin semantik analizi yapilacaktir. Bu kavram oncelikle etimolojik acidan incelenecektir. Bu kavramin cahiliye doneminde nasil kullanildigi ve Kur'ân ile beraber nasil bir anlam kazandigi uzerinde durulacaktir. Yine Kur'ân'da bu kavramin kimler icin kullanildigi ne ifade ettigine de deginilecektir. Ayni sekilde hadislerde bu kavramin nasil kullanildigi uzerinde de durulacaktir. Lanet kelimesi, etimolojik olarak kovmak, hayirdan uzaklastirmak, sovmek, cezalandirmak, engellemek ve beddua etmek gibi anlamlara gelir. Kelime Kur’an’da 36 ayette turevleriyle beraber 41 kez gecmektedir. Gectigi yerlerde baglamina gore kovmak, Allah'in rahmetinden uzaklastirmak ve cezalandirmak manalarinda kullanilmistir. Ayrica lanet kelimesinin Kur'ân'da kâfirler, Ehl-i kitap ve fâsik Muslumanlar icin kullanildigi gorulmektedir. Ancak kâfirler icin kullanilan lanetin mahiyeti ile Muslumanlar icin kullanilan lanetin mahiyeti ayni degildir.

Imam Birgiwî (d. 981/1573) is a scholar who lived during the sixteenth century when the Ottoman Empire reached its peak in science, culture and art. His work, al-Awāmil, is an important work in the Arabic language literature, discussing the basic principles of the science of syntax. This work examines the issues of syntax, namely, âmil, ma'alum and ʻirâb. In this work, considered as an introduction to Arabic grammar, Birgiwî explains each subject in a way that it is easy for a learner to keep them in mind. The Qur'anic verses and hadiths are given as examples for grammatical rules in the book. This characteristic of it is quite remarkable in terms of reflecting the Islamic belief and morality as well as knowledge of Nahiw and therefore is distinguished from its similar versions in this respect. The usage of a simple language, abstaining from entering into grammatical details and disputes among the Nahiw schools, the separation of subjects with a mathematical visualization sy...