Papers by zeynep ezanoğlu

Fiscaoeconomia
Bu çalışmada, ekonomik büyüme ile ekonomik özgürlükler ve alt endeksleri arasındaki ilişkinin Tür... more Bu çalışmada, ekonomik büyüme ile ekonomik özgürlükler ve alt endeksleri arasındaki ilişkinin Türkiye’nin 1995-2021 yılları arasındaki verileri ışığında incelenmesi amaçlanmıştır. Analizde kullanılan ekonomik özgürlüklere ilişkin veriler Heritage Vakfı ve The Wall Street Journal tarafından 1995 yılından beri yayınlanan Ekonomik Özgürlük Endeksi’nden, ekonomik büyümeye ilişkin veriler ise Dünya Bankası’ndan alınmıştır. Türkiye’de 1995-2021 yılları arasında ekonomik özgürlükler ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki Toda-Yamamoto nedensellik testi ile analiz edilmiştir. Bu doğrultuda ilk olarak serilerin durağanlığının araştırılması için Perron (1989) kırılmalı birim kök testi, serilerin farklı seviyelerden durağan olması ve düşük gözleme sahip olması nedeniyle ARDL eşbütünleşme testi uygulanmıştır. Sonrasında VAR modeli kurularak karakteristik polinom kökleri, otokorelasyon ve değişen varyans istikrar koşullarının uygun olup olmadığı test edilmiştir. Model tüm istikrar koşullarını sağ...

Anemon Muş Alparslan Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
Kapalı inovasyon modeli ile çalışan Ar-Ge birimlerinin zamanla maliyeti artmıştır. Günümüzde bu b... more Kapalı inovasyon modeli ile çalışan Ar-Ge birimlerinin zamanla maliyeti artmıştır. Günümüzde bu birimlerin birçoğu açık inovasyon modelini tercih etmeye başlamıştır. Bu çalışmada literatürde Chesbrough tarafından "İnovasyonun inovasyonu" olarak tanımlanan bu model incelenmiştir. Ayrıca çalışmada kapalı inovasyon anlayışının açık inovasyona doğru evrilme süreci ve bu iki modelin karşılaştırılmasına yer verilmiştir. Literatürde, dünyadan örnekleri ele alan birçok çalışma bulunmasına karşın Türkiye'den örnekleri ele alan bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu çalışmanın önemi, Türkiye'de açık inovasyon modelini uygulayan firmaların başarılarının ele alınmış olmasıdır. Bu şekilde, diğer firmalarda açık inovasyonun önemi açısından bir farkındalık oluşturulması ve başarılı sonuçların sunularak literatüre katkı sağlanması amaçlanmıştır. Sonuç olarak açık inovasyonun günümüz şartlarında firmalar için kaçınılmaz olduğu ve Türkiye'de faaliyette bulunan birçok firmanın açık inovasyon modelini benimsediği görülmektedir.

Sosyal ve Beşeri Bilimler Dergisi
Ülkelerde yaşanan olumlu ve olumsuz gelişmeler ülkelerin risk primi göstergesi olan CDS primine y... more Ülkelerde yaşanan olumlu ve olumsuz gelişmeler ülkelerin risk primi göstergesi olan CDS primine yansımaktadır. CDS primi sürekli değişmekte ve güncel piyasa koşullarını günlük olarak yansıtmaktadır. CDS primlerindeki artışlar finansal piyasalarda bir işleme taraf olan katılımcıların risklerinin artabileceği anlamına gelmektedir. Bankacılık ve sigortacılık sektörlerine ait borsa yatırımları ile risk primleri arasında ilişki olup olmadığının tespit edilmesi amacıyla bu çalışmada, Ocak 2018- Aralık 2021 dönemi için aylık veriler kullanılarak Türkiye CDS primi ile BIST Banka ve BIST Sigorta sektör endeksleri arasındaki nedensellik ilişkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Nedensellik analizi sonuçlarına göre, CDS ve BIST Banka değişkenlerinden BIST Sigorta değişkenine doğru tek yönlü bir nedensellik tespit edilmiştir. Bunun dışında diğer yönlerde nedensellik tespit edilmemiştir.

Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi
The decrease in birth rates and the increase in life expectancy cause a significant change in the... more The decrease in birth rates and the increase in life expectancy cause a significant change in the global age structure. There have been some changes in economic life with the change in the ratio of age groups in the total population, especially the increase in the proportion of the elderly population. These changes have led to the differentiation of subjects such as labor supply, savings, consumption, public expenditures and human capital among young, working age and elderly population groups. It is stated that the increase in population will affect economic growth through three mechanisms as consumption and savings models, public social expenditure and human capital. In this study, it has been tried to explain how population aging will affect national income. In this context, the relationship between demographic variables and national income was examined by panel data analysis method using the data of G20 countries. The results of the analysis show that as the ratio of the working ...

Economics Literature
Economic growth, which is one of the main determinants of social welfare, is among the important ... more Economic growth, which is one of the main determinants of social welfare, is among the important issues in economics. It has been a subject emphasized by different schools of economics that technology and technological change are among the main sources of economic growth and development. As a result of R&D and innovation activities, qualified labor employment and production in a country will increase, thus economic growth will occur. As stated in growth theories, technological progress and innovations are considered the driving force of growth. Various economists have argued that public support for R&D through public incentives should be provided, as market failures will prevent firms from reaching the socially optimal level of R&D. Considering the contribution of R&D and innovation practices to national economies, governments provide direct and indirect support to studies in this field. Within the scope of this study, the legal and institutional situation regarding R&D incentives i...

Süleyman Demirel Üniversitesi Vizyoner Dergisi, 2020
Gelir dağılımı ve gelir dağılımının iyileştirilmesi konusu iktisat politikasının önde gelen çalış... more Gelir dağılımı ve gelir dağılımının iyileştirilmesi konusu iktisat politikasının önde gelen çalışma alanlarından olup önemi devamlı artmaktadır. Gelir dağılımını belirleyen değişkenler arasında demografik faktörler, işsizlik, nüfus, üretim, küreselleşme ve piyasa yapısının yanı sıra teknolojik gelişme düzeyi de bulunmaktadır. Teknolojik gelişme düzeyinin yetersiz olduğu ülkelerde gelir dağılımında adaleti sağlamak zorlaşmaktadır. Ülkeler teknolojik gelişmeye önem vererek nitelikli işgücü verimliliğini arttırmayı ve dolayısıyla üretimde verimliliği sağlamayı hedeflemektedirler. Bu çalışmanın temel amacı 23 yükselen ekonomi için yeniliğin gelir eşitsizliğine etkisini incelemektir. Gelir eşitsizliği, literatürdeki çalışmalarda yer alan modellerden yararlanılarak kişi başı GSYH, nüfus, işsizlik, işgücü ve yenilik göstergelerinin fonksiyonu olarak tanımlanmıştır. Literatürle uyumlu bir şekilde, gelir dağılımı eşitsizliğinin göstergesi olarak Gini endeksi kullanılırken patent başvuru sayıları, Araştırma ve Geliştirme (Ar-Ge) çalışan sayısı ve Ar-Ge harcamalarının GSYH'ye oranı da yenilik göstergesi olarak kullanılmıştır. 1995-2017 dönemini kapsayan değişkenler Dünya Bankasının Dünya Gelişmişlik Göstergeleri'nden alınmıştır. Çalışmada panel tobit modeli tercih edilmiştir. Yapılan analizlerin sonuçlarına göre yerleşik olmayanların yaptığı patent başvuruları gelir eşitsizliğini bozarken, yerleşiklerin patent başvuruları gelir eşitsizliğini iyileştirmektedir. Ar-Ge çalışan sayılarının gelir dağılımını düzeltici etkisi bulunurken, Ar-Ge harcamalarının GSYH içindeki payında bulunan artışın gelir dağılımını bozduğu tespit edilmiştir.
İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 2021
Bu makale, en az iki hakem tarafından incelenmiş ve intihal içermediği teyit edilmiştir. / This a... more Bu makale, en az iki hakem tarafından incelenmiş ve intihal içermediği teyit edilmiştir. / This article has been reviewed by at least two referees and confirmed to include no plagiarism.

İDEALKENT, 2021
Information is one of the important factors determining the economic development levels of countr... more Information is one of the important factors determining the economic development levels of countries and affecting the economic development growingly. Information economy covers investments in innovation, education, information and communication technologies. To increase their development level, developing and underdeveloped countries have focused on knowledge economies. Cities as well as countries that are advanced in information economy, provide social and economic development. Today, development of information and communication technologies has strengthened city economies and became one of the determining factors of competition. Therefore, it is of great importance for cities to concentrate on developing knowledge-intensive systems to increase their competitiveness. In this study, to obtain an index of knowledge economy in provinces of Turkey with certain criteria, a multi-criteria decision-making technique "TOPSIS" method is used. According to the results, the first three provinces in terms of information economy index are: Istanbul, Ankara and Manisa, while Ağrı is in the last row.

Kafkas Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2019
This study has been designed to examine the bibliometric characteristics of refereed articles pub... more This study has been designed to examine the bibliometric characteristics of refereed articles published in the journals of faculty of economics and administrative sciences 40 different universities between 1977-2018. Bibliometric analysis technique which is one of the qualitative research methods has been used. The bibliometric study of 265 articles on science and technology obtained from Dergipark database has been made. The universities that deal with articles on science and technology the most are Atatürk, Erciyes and Ankara Hacı Bayram Veli Universities. These articles have been prepared mostly by the authors whose title is Assoc. Dr. As a result of the evaluations, it has been determined that 95,84% of the studies on science and technology published in economic and administrative science journals are Turkish. The total number of citations of the 265 about of science and technology articles is 1123. According to the findings, the top 5 most frequently cited papers about of science and technology in the journals of economics and administrative sciences are from Erciyes, Atatürk,
Kafkas Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2019
In this study, the impacts of innovation and technology indicators such as number of patent appli... more In this study, the impacts of innovation and technology indicators such as number of patent applications, R&D expenditure per capita, number of mobile subscribers, and number of internet users on electricity consumption per capita are empirically analyzed for emerging countries in 2000-2018. Autocorrelation and heteroskedasticity problems are solved using Arellano-Bond (1991) method. Results show that 10% increase in R&D expenditures per capita, number of mobile subscribers, and number of internet users promote electricity use per capita by 0.4%, 0.1%, and 0.3%, respectively. However, no significant effect of patent applications on electricity use per capita is observed. These findings may indicate the necessity of electricity efficiency policies in emerging countries.

Gelismis ve gelismekte olan ulkelerde yabanci sermayenin ekonomik kalkinmaya olumlu etkisi sebebi... more Gelismis ve gelismekte olan ulkelerde yabanci sermayenin ekonomik kalkinmaya olumlu etkisi sebebiyle yabanci sermaye yatirimlarinin onemi artmistir. Ulkeler uluslararasi ticarette soz sahibi olmak ve rekabet guclerini artirmak amaciyla sermaye transferine ihtiyac duymaktadir. Bir ulkeye giren yabanci sermaye yatirimlarinin en onemli belirleyicilerinden biri vergi oranlaridir. Temel hedeflerinden biri ekonomik kalkinma olan ulkeler sermaye girislerini arttirmaya yonelik vergi politikalari benimsemelidir. Benimsenen vergi politikalarinin etkisinin incelenmesi amaciyla bu calismada kurumlar vergisi oranlarinin dogrudan yabanci yatirimlara (DYY) etkileri analiz edilmektedir. 2000-2016 yillarini kapsayan calismada 36 OECD ulkesi icin degisen varyans ve otokorelasyondan arindirilmis esneklik tahmini icin Arellano-Bond’un gelistirdigi Genellestirilmis Momentler Metodu (GMM) ile dinamik panel veri analizi kullanilmistir. Literaturden hangi degiskenlerin kullanilacagi secilerek, veriler fark...

Journal of Central Banking Theory and Practice
Banking is important for the stability and success of the economy. The success of the banking sys... more Banking is important for the stability and success of the economy. The success of the banking system on financial intermediation in developing countries is directly affected by non-performing loans (NPLs). Many factors can be treated as NPL determinants. Accordingly, the factors that explain NPLs contain very important information for banks. To this end, the study is an attempt to examine various banking factors that affect NPLs with respect to developing economies. In this study, the bank-specific and macroeconomic factors affecting the NPL rates were analysed through the dynamic panel data analysis. Analyses were made using described G20 countries between 1998 and 2017. The results indicate that the lagged value of NPLs, return on equity, credit growth and credit costs have a significant positive relationship with NPLs, while capital adequacy and GDP have a negative association with NPLs. The results confirm that if the bank-specific conditions change, the credit quality and bank ...

Dunya genelinde demografik gecis yasanmaktadir. Demografik gecis sadece nufus artisinin yavaslama... more Dunya genelinde demografik gecis yasanmaktadir. Demografik gecis sadece nufus artisinin yavaslamasi degil ayni zamanda genc ve yaslilarin nufus bilesimi icerisindeki paylarinin degismesidir. Bu durum, nufus icerisinde tuketimtasarruf harcamalari farkli olan gruplarin agirliginin degismesine ve makro degiskenlerden biri olan enflasyonun etkilenmesine neden olmaktadir. Nufus bilesimindeki bu degisimin arz ve talep uzerindeki etkilesimi tuketim, tasarruf, yatirim vb. ekonomik degiskenleri etkilemektedir. Bundan dolayi makro degiskenlerden biri olan enflasyonun etkilenecegi ongorulmektedir. Demografik degisimlerin enflasyonu nasil etkileyebilecegine dair standart bir teorik aciklama bulunmamaktadir. Bu calisma ile demografik degisimin enflasyonu nasil etkiledigi aciklanmaya calisilmistir. Bu baglamda IMF tarafindan belirlenen 23 Yukselen Ekonomi ulkesi icin panel veri analizi yontemi ile demografik degiskenler ve enflasyon arasindaki iliski kanallari incelenmistir. Yapilan analizler so...

OECD ÜLKELERİNDE KURUMLAR VERGİSİ ORANLARININ DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLAR ÜZERİNE ETKİSİ , 2020
Öz-Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yabancı sermayenin ekonomik kalkınmaya olumlu etkisi seb... more Öz-Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yabancı sermayenin ekonomik kalkınmaya olumlu etkisi sebebiyle yabancı sermaye yatırımlarının önemi artmıştır. Ülkeler uluslararası ticarette söz sahibi olmak ve rekabet güçlerini artırmak amacıyla sermaye transferine ihtiyaç duymaktadır. Bir ülkeye giren yabancı sermaye yatırımlarının en önemli belirleyicilerinden biri vergi oranlarıdır. Temel hedeflerinden biri ekonomik kalkınma olan ülkeler sermaye girişlerini arttırmaya yönelik vergi politikaları benimsemelidir. Benimsenen vergi politikalarının etkisinin incelenmesi amacıyla bu çalışmada kurumlar vergisi oranlarının doğrudan yabancı yatırımlara (DYY) etkileri analiz edilmektedir. 2000-2016 yıllarını kapsayan çalışmada 36 OECD ülkesi için değişen varyans ve otokorelasyondan arındırılmış esneklik tahmini için Arellano-Bond'un geliştirdiği Genelleştirilmiş Momentler Metodu (GMM) ile dinamik panel veri analizi kullanılmıştır. Literatürden hangi değişkenlerin kullanılacağı seçilerek, veriler farklı kaynaklar kullanılarak derlenmiştir. DYY akışları ve bazı makroekonomik değişkenler Dünya Bankası'ndan ve dataOECD'den , vergi oranları ise OECD.Stat'dan elde edilmiştir. Tahminlerdeki değişen varyans ve otokorelasyon sorunları Arellano-Bond yöntemi vasıtasıyla giderilmiştir. Vergili ve vergisiz iki model kurularak yapılan analiz sonucuna göre; kurumlar vergisi oranlarının artması doğrudan yabancı yatırım girişlerini azalttığı tespit edilmiştir. Bu sonuç istatistiksel olarak anlamlı ve literatüre uygun bulunmuştur. Ampirik uygulama sonucunda, ülkelerin DYY girişlerini arttırmaya yönelik vergi politikalarına önem vermeleri ve bunun yanısıra DYY'yi etkileyen diğer faktörleri de dikkate alarak politikalar geliştirmeleri gerekliliği ön plana çıkmaktadır. Abstract-The importance of foreign capital investments has increased in developed and developing countries due to the positive effect of foreign capital on economic development. Countries need capital transfer in order to have a voice in international trade and increase their competitiveness. One of the most important determinants of foreign capital investments entering a country is tax rates. Countries whose main goal is economic development should adopt tax policies to increase their capital inflows. In order to examine the effect of tax policies adopted, this study analyzes the effects of corporate tax rates on foreign direct investments (FDI). Dynamic panel data analysis was used with the Generalized Moments Method (GMM) developed by Arellano-Bond for the estimation of variance and autocorrelated flexibility for 36 OECD countries in the study covering the years 2000-2016. By choosing which variables to use from the literature, the data were compiled using different sources. FDI flows and some macroeconomic variables were obtained from the World Bank and dataOECD, and tax rates from OECD.Stat. Heteroscedasticity and autocorrelation problems in predictions are solved by Arellano-Bond method. According to the results of the analysis made by installing two models with and without tax; It has been determined that the increase in corporate tax rates reduces foreign direct investment inflows. This result was found statistically significant and appropriate to the literature. As a result of empirical implementation, the importance of countries to pay attention to tax policies to increase FDI inflows and also to develop policies by considering other factors affecting FDI.

Süleyman Demirel Üniversitesi Vizyoner Dergisi,, 2020
Gelir dağılımı ve gelir dağılımının iyileştirilmesi konusu iktisat politikasının önde gelen çalış... more Gelir dağılımı ve gelir dağılımının iyileştirilmesi konusu iktisat politikasının önde gelen çalışma alanlarından olup
önemi devamlı artmaktadır. Gelir dağılımını belirleyen değişkenler arasında demografik faktörler, işsizlik, nüfus,
üretim, küreselleşme ve piyasa yapısının yanı sıra teknolojik gelişme düzeyi de bulunmaktadır. Teknolojik gelişme
düzeyinin yetersiz olduğu ülkelerde gelir dağılımında adaleti sağlamak zorlaşmaktadır. Ülkeler teknolojik
gelişmeye önem vererek nitelikli işgücü verimliliğini arttırmayı ve dolayısıyla üretimde verimliliği sağlamayı
hedeflemektedirler. Bu çalışmanın temel amacı 23 yükselen ekonomi için yeniliğin gelir eşitsizliğine etkisini
incelemektir. Gelir eşitsizliği, literatürdeki çalışmalarda yer alan modellerden yararlanılarak kişi başı GSYH,
nüfus, işsizlik, işgücü ve yenilik göstergelerinin fonksiyonu olarak tanımlanmıştır. Literatürle uyumlu bir şekilde,
gelir dağılımı eşitsizliğinin göstergesi olarak Gini endeksi kullanılırken patent başvuru sayıları, Araştırma ve
Geliştirme (Ar-Ge) çalışan sayısı ve Ar-Ge harcamalarının GSYH’ye oranı da yenilik göstergesi olarak
kullanılmıştır. 1995-2017 dönemini kapsayan değişkenler Dünya Bankasının Dünya Gelişmişlik
Göstergeleri’nden alınmıştır. Çalışmada panel tobit modeli tercih edilmiştir. Yapılan analizlerin sonuçlarına göre
yerleşik olmayanların yaptığı patent başvuruları gelir eşitsizliğini bozarken, yerleşiklerin patent başvuruları gelir
eşitsizliğini iyileştirmektedir. Ar-Ge çalışan sayılarının gelir dağılımını düzeltici etkisi bulunurken, Ar-Ge
harcamalarının GSYH içindeki payında bulunan artışın gelir dağılımını bozduğu tespit edilmiştir

Journal of Social Sciences of Mus Alparslan University, 2020
The cost of R&D units working with closed innovation model has increased over time. Nowadays, man... more The cost of R&D units working with closed innovation model has increased over time. Nowadays, many of these units have started to prefer open innovation model. In this study, this model defined as "Innovation of Innovation" by Chesbrough is examined. In addition, the process of evolving the concept of closed innovation towards open innovation and the comparison of them are included. It is easy to find many studies dealing with examples of foreign companies in open innovation, but not in Turkish companies. This study discussed the successful examples of the companies which apply the open innovation model in Turkey. Consequently clear that innovation is inevitable for companies and it seems that many companies operating in Turkey adopt open innovation model.
ÖZ Kapalı inovasyon modeli ile çalışan Ar-Ge birimlerinin zamanla maliyeti artmıştır. Günümüzde bu birimlerin birçoğu açık inovasyon modelini tercih etmeye başlamıştır. Bu çalışmada literatürde Chesbrough tarafından "İnovasyonun inovasyonu" olarak tanımlanan bu model incelenmiştir. Ayrıca çalışmada kapalı inovasyon anlayışının açık inovasyona doğru evrilme süreci ve bu iki modelin karşılaştırılmasına yer verilmiştir. Literatürde, dünyadan örnekleri ele alan birçok çalışma bulunmasına karşın Türkiye'den örnekleri ele alan bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu çalışmanın önemi, Türkiye'de açık inovasyon modelini uygulayan firmaların başarılarının ele alınmış olmasıdır. Bu şekilde, diğer firmalarda açık inovasyonun önemi açısından bir farkındalık oluşturulması ve başarılı sonuçların sunularak literatüre katkı sağlanması amaçlanmıştır. Sonuç olarak açık inovasyonun günümüz şartlarında firmalar için kaçınılmaz olduğu ve Türkiye'de faaliyette bulunan birçok firmanın açık inovasyon modelini benimsediği görülmektedir.
Book Chapters by zeynep ezanoğlu

TÜRKİYE’DE İKTİSAT POLİTİKALARI VE EKONOMİK BÜYÜME (2000 - 2021) , 2022
Türkiye’de iller arasında nüfus ve gelişmişlik farkları bulunmaktadır. Bu
farklılıkların bulundu... more Türkiye’de iller arasında nüfus ve gelişmişlik farkları bulunmaktadır. Bu
farklılıkların bulundukları bölgelerde beşerî sermaye, altyapı olanakları, ulaşım ve iletişim gibi alanlarda yaşanan sorunlar ekonomik büyüme için eşitsizliğin nedenleri arasında yer almaktadır. Türkiye’de bölgesel dengesizliklerin diğer bir nedeni de
yüksek nüfuslu bölgelerinin diğer bölgelere göre daha hızlı büyümesi, daha yüksek
gelir ve ekonomik kalkınma düzeyine ulaşması sonucunda oluşan büyüme kutbu
sürecidir. Yoksul bölgelerin ekonomik büyümesini hızlandırmak için mali teşvik ve transferler politika aracı olarak kullanılmaktadır. Mali transferlerin yapılacak yatırımların yerini ve işgücünün hareketliliğini kötü yönde etkilediği ve bu durumun bölgelerin büyüme hızını yavaşlattığı düşünülmektedir (Dağdemir ve Acaroğlu, 2011: 46-50). Bu sebeple bölgesel politikalar il ve bölgelerin ekonomik performansları üzerinde oldukça büyük öneme sahiptir.
Uploads
Papers by zeynep ezanoğlu
önemi devamlı artmaktadır. Gelir dağılımını belirleyen değişkenler arasında demografik faktörler, işsizlik, nüfus,
üretim, küreselleşme ve piyasa yapısının yanı sıra teknolojik gelişme düzeyi de bulunmaktadır. Teknolojik gelişme
düzeyinin yetersiz olduğu ülkelerde gelir dağılımında adaleti sağlamak zorlaşmaktadır. Ülkeler teknolojik
gelişmeye önem vererek nitelikli işgücü verimliliğini arttırmayı ve dolayısıyla üretimde verimliliği sağlamayı
hedeflemektedirler. Bu çalışmanın temel amacı 23 yükselen ekonomi için yeniliğin gelir eşitsizliğine etkisini
incelemektir. Gelir eşitsizliği, literatürdeki çalışmalarda yer alan modellerden yararlanılarak kişi başı GSYH,
nüfus, işsizlik, işgücü ve yenilik göstergelerinin fonksiyonu olarak tanımlanmıştır. Literatürle uyumlu bir şekilde,
gelir dağılımı eşitsizliğinin göstergesi olarak Gini endeksi kullanılırken patent başvuru sayıları, Araştırma ve
Geliştirme (Ar-Ge) çalışan sayısı ve Ar-Ge harcamalarının GSYH’ye oranı da yenilik göstergesi olarak
kullanılmıştır. 1995-2017 dönemini kapsayan değişkenler Dünya Bankasının Dünya Gelişmişlik
Göstergeleri’nden alınmıştır. Çalışmada panel tobit modeli tercih edilmiştir. Yapılan analizlerin sonuçlarına göre
yerleşik olmayanların yaptığı patent başvuruları gelir eşitsizliğini bozarken, yerleşiklerin patent başvuruları gelir
eşitsizliğini iyileştirmektedir. Ar-Ge çalışan sayılarının gelir dağılımını düzeltici etkisi bulunurken, Ar-Ge
harcamalarının GSYH içindeki payında bulunan artışın gelir dağılımını bozduğu tespit edilmiştir
ÖZ Kapalı inovasyon modeli ile çalışan Ar-Ge birimlerinin zamanla maliyeti artmıştır. Günümüzde bu birimlerin birçoğu açık inovasyon modelini tercih etmeye başlamıştır. Bu çalışmada literatürde Chesbrough tarafından "İnovasyonun inovasyonu" olarak tanımlanan bu model incelenmiştir. Ayrıca çalışmada kapalı inovasyon anlayışının açık inovasyona doğru evrilme süreci ve bu iki modelin karşılaştırılmasına yer verilmiştir. Literatürde, dünyadan örnekleri ele alan birçok çalışma bulunmasına karşın Türkiye'den örnekleri ele alan bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu çalışmanın önemi, Türkiye'de açık inovasyon modelini uygulayan firmaların başarılarının ele alınmış olmasıdır. Bu şekilde, diğer firmalarda açık inovasyonun önemi açısından bir farkındalık oluşturulması ve başarılı sonuçların sunularak literatüre katkı sağlanması amaçlanmıştır. Sonuç olarak açık inovasyonun günümüz şartlarında firmalar için kaçınılmaz olduğu ve Türkiye'de faaliyette bulunan birçok firmanın açık inovasyon modelini benimsediği görülmektedir.
Book Chapters by zeynep ezanoğlu
farklılıkların bulundukları bölgelerde beşerî sermaye, altyapı olanakları, ulaşım ve iletişim gibi alanlarda yaşanan sorunlar ekonomik büyüme için eşitsizliğin nedenleri arasında yer almaktadır. Türkiye’de bölgesel dengesizliklerin diğer bir nedeni de
yüksek nüfuslu bölgelerinin diğer bölgelere göre daha hızlı büyümesi, daha yüksek
gelir ve ekonomik kalkınma düzeyine ulaşması sonucunda oluşan büyüme kutbu
sürecidir. Yoksul bölgelerin ekonomik büyümesini hızlandırmak için mali teşvik ve transferler politika aracı olarak kullanılmaktadır. Mali transferlerin yapılacak yatırımların yerini ve işgücünün hareketliliğini kötü yönde etkilediği ve bu durumun bölgelerin büyüme hızını yavaşlattığı düşünülmektedir (Dağdemir ve Acaroğlu, 2011: 46-50). Bu sebeple bölgesel politikalar il ve bölgelerin ekonomik performansları üzerinde oldukça büyük öneme sahiptir.
önemi devamlı artmaktadır. Gelir dağılımını belirleyen değişkenler arasında demografik faktörler, işsizlik, nüfus,
üretim, küreselleşme ve piyasa yapısının yanı sıra teknolojik gelişme düzeyi de bulunmaktadır. Teknolojik gelişme
düzeyinin yetersiz olduğu ülkelerde gelir dağılımında adaleti sağlamak zorlaşmaktadır. Ülkeler teknolojik
gelişmeye önem vererek nitelikli işgücü verimliliğini arttırmayı ve dolayısıyla üretimde verimliliği sağlamayı
hedeflemektedirler. Bu çalışmanın temel amacı 23 yükselen ekonomi için yeniliğin gelir eşitsizliğine etkisini
incelemektir. Gelir eşitsizliği, literatürdeki çalışmalarda yer alan modellerden yararlanılarak kişi başı GSYH,
nüfus, işsizlik, işgücü ve yenilik göstergelerinin fonksiyonu olarak tanımlanmıştır. Literatürle uyumlu bir şekilde,
gelir dağılımı eşitsizliğinin göstergesi olarak Gini endeksi kullanılırken patent başvuru sayıları, Araştırma ve
Geliştirme (Ar-Ge) çalışan sayısı ve Ar-Ge harcamalarının GSYH’ye oranı da yenilik göstergesi olarak
kullanılmıştır. 1995-2017 dönemini kapsayan değişkenler Dünya Bankasının Dünya Gelişmişlik
Göstergeleri’nden alınmıştır. Çalışmada panel tobit modeli tercih edilmiştir. Yapılan analizlerin sonuçlarına göre
yerleşik olmayanların yaptığı patent başvuruları gelir eşitsizliğini bozarken, yerleşiklerin patent başvuruları gelir
eşitsizliğini iyileştirmektedir. Ar-Ge çalışan sayılarının gelir dağılımını düzeltici etkisi bulunurken, Ar-Ge
harcamalarının GSYH içindeki payında bulunan artışın gelir dağılımını bozduğu tespit edilmiştir
ÖZ Kapalı inovasyon modeli ile çalışan Ar-Ge birimlerinin zamanla maliyeti artmıştır. Günümüzde bu birimlerin birçoğu açık inovasyon modelini tercih etmeye başlamıştır. Bu çalışmada literatürde Chesbrough tarafından "İnovasyonun inovasyonu" olarak tanımlanan bu model incelenmiştir. Ayrıca çalışmada kapalı inovasyon anlayışının açık inovasyona doğru evrilme süreci ve bu iki modelin karşılaştırılmasına yer verilmiştir. Literatürde, dünyadan örnekleri ele alan birçok çalışma bulunmasına karşın Türkiye'den örnekleri ele alan bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu çalışmanın önemi, Türkiye'de açık inovasyon modelini uygulayan firmaların başarılarının ele alınmış olmasıdır. Bu şekilde, diğer firmalarda açık inovasyonun önemi açısından bir farkındalık oluşturulması ve başarılı sonuçların sunularak literatüre katkı sağlanması amaçlanmıştır. Sonuç olarak açık inovasyonun günümüz şartlarında firmalar için kaçınılmaz olduğu ve Türkiye'de faaliyette bulunan birçok firmanın açık inovasyon modelini benimsediği görülmektedir.
farklılıkların bulundukları bölgelerde beşerî sermaye, altyapı olanakları, ulaşım ve iletişim gibi alanlarda yaşanan sorunlar ekonomik büyüme için eşitsizliğin nedenleri arasında yer almaktadır. Türkiye’de bölgesel dengesizliklerin diğer bir nedeni de
yüksek nüfuslu bölgelerinin diğer bölgelere göre daha hızlı büyümesi, daha yüksek
gelir ve ekonomik kalkınma düzeyine ulaşması sonucunda oluşan büyüme kutbu
sürecidir. Yoksul bölgelerin ekonomik büyümesini hızlandırmak için mali teşvik ve transferler politika aracı olarak kullanılmaktadır. Mali transferlerin yapılacak yatırımların yerini ve işgücünün hareketliliğini kötü yönde etkilediği ve bu durumun bölgelerin büyüme hızını yavaşlattığı düşünülmektedir (Dağdemir ve Acaroğlu, 2011: 46-50). Bu sebeple bölgesel politikalar il ve bölgelerin ekonomik performansları üzerinde oldukça büyük öneme sahiptir.