Papers by yesim yorulmaz

AKRA Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi
İnsanlık tarihini şekillendiren en etkin olayların başında gelen savaşlar, toplumların siyasi, di... more İnsanlık tarihini şekillendiren en etkin olayların başında gelen savaşlar, toplumların siyasi, dini, sosyolojik, coğrafi vb. pek çok alanda değişimlerine yol açmıştır. Bulundukları toplumların durumunu yapıtlarına yansıtan sanatçılar, yaşanılan gelişmeleri eserleri ile belgelemişlerdir. Dünyayı etkileyen savaşlarda, askeri baskılar, ekonomik krizler, zorunlu göçler, sosyolojik değişimlere, maruz kalan sanatçıları da mücadele etmeleri gereken etkenlere dahil kılmıştır. Sanatçılar, yapıtlarına savaşın yıkıcı yüzünü etkili bir şekilde aktarmışlardır. Ancak aristokratların hamiliğinde, akademik kuralların katı olduğu ve sanatçıların özgürlük alanlarının kısıtlı olduğu dönemde, sanatçıların savaşı eleştirel bir yaklaşımla ele almaları kolay olmamıştır. Resim sanatının geçirdiği tarihsel süreç boyunca erken dönem sanatçılarının savaşı yücelten betimlemelerinin yerini savaşın çirkin yüzünü ortaya çıkaran resimlere bıraktığı görülmüştür. Birçok sanatçının savaşın yıkımına maruz kalması ve r...

Sanat tarihinde geçmişten günümüze birçok akım ortaya çıkmıştır ve sanatçılar farklı tekniklerle ... more Sanat tarihinde geçmişten günümüze birçok akım ortaya çıkmıştır ve sanatçılar farklı tekniklerle yapıtlarını oluşturmuşlardır.
Farklı disiplinlerde çalışan sanatçıların yolları çoğu zaman çakışmış, farklı tekniklerle de olsa benzer etkiler ortaya
çıkartmışlardır. Fizyogram tekniği ve action painting tekniği de bunlara birer örnektir. 19. Yy.’ın ikinci yarısından itibaren
plastik sanatlarda farklı yaklaşımlar, farklı teknik uygulamalar, disiplinler arası birlikteliğe imkân vermiştir. Çalışmada iki
sanat alanının iki farklı tekniği ele alınmıştır. Resim sanatının action painting (eylem resmi) ve fotoğraf sanatının ışıklı boyama
tekniği, fizyogram tekniği çalışmamızın karşılaştırılmalı inceleme alanını oluşturmaktadır. İki tekniğin uygulama şekilleri,
farklı olsa da ortak paydaşı ikisinde de sonucunun sanatçının rastlantısal hareketlerinin belgelenmesidir. Her uygulamada farklı
nüansların elde edilmesi ve ortaya çıkan sonucun birebir tekrarlanamıyor oluşundaki eşsizlik bu iki çalışma tekniğini birbirine
yaklaştırmaktadır. Bu makalede iki farklı disiplinde yer alan iki farklı tekniğin benzerlikleri baz alınarak karşılaştırmalı bir
şekilde incelenmektedir

Savaşlar, sömürgecilik, siyasi politikalar, insanlık tarihini şekillendiren en büyük etkenlerden ... more Savaşlar, sömürgecilik, siyasi politikalar, insanlık tarihini şekillendiren en büyük etkenlerden olmuştur. Yüzyıllardır sanatçılar bulundukları toprakları, savaşların yıkıcı yüzünden dolayı terk etmek zorunda kalıp zorunlu göçe maruz kalmışlardır. Sanatçılar sanatın var olduğu anlardan itibaren yaşadıkları olayları eserlerine aktarmışlardır. Erken dönemlerde eleştirel yaklaşım pek mümkün olmasa da hümanist yaklaşımların yaygınlaştığı dönemlerden itibaren sanatçılar, sanatın yıkıcı yüzünü eserlerine yansıtmaya başlamışlardır. Köklerinden ayrılmak zorunda kalan günümüz sanatçılarından bazıları, göç etmek zorunda kaldıkları coğrafyalarda, geride bıraktıkları ülkelerinde yaşanılanlarla ilgili aktarmak istediklerini, kavramsal sanat aracılığı ile aktarmaktadırlar. Sanatçılar yaşadıkları ortamı, sanatçı duyarlılığı ile yapıtlarına aktarırlar, eserlerini gerçekleştirebilmeleri için bir ilham kaynağına ihtiyaç duyarlar. İçinde bulundukları ortam yapıtlarını da etkiler. Yüksek duyarlı bir yapı barındıran sanatçılar, savaşın riyakarlığını kendi cepheleri ve silahları ile aktarmışlardır. Bunu da sanat yolu ile gerçekleştirmişlerdir. Savaşın yıkıcı yüzünü en çarpıcı şekilde yapıtlarında sergilemektedirler. Bu çalışmada, günümüz sanatının bir üslubu olan kavramsal sanatın yapısından, seçilmiş kavramsal sanatçıların yaşadıkları dönem ve yaşadığı topraklarında gerçekleşen yıkımı, eleştirel bir yapı barındıran kavramsal sanat aracılığı ile nasıl aktardıkları üzerinde durulacaktır.

Bu makale, aktivist sanatçıların, sanatın evrensel dilini kullanarak, toplumsal değişim üzerindek... more Bu makale, aktivist sanatçıların, sanatın evrensel dilini kullanarak, toplumsal değişim üzerindeki rolünü ve etkisini araştırmaktadır. Aktivist sanatçılar, sanatsal ifadeyi kullanarak toplumsal, politik veya çevresel konularda farkındalık yaratmayı ve dönüşüm sağlamayı hedeflemektedirler. Makalede seçili aktivist sanatçı çalışmaları üzerinden örnekler inceleyerek, aktivist sanatçıların toplumda değişimi etkilemek için izledikleri yol ve aktivizmin sanat alanındaki konumunu incelenmektedir. Aktivist sanatçılar, sanatsal ifadeyi politik anlatım diliyle, toplumsal sorunları, medyaları aracılığı ile işleyerek, eleştirmek, değiştirmek ve farkındalık yaratarak izleyici ile buluşturmayı amaçlamaktadırlar. İzleyiciyi bilgilendirip, harekete geçirmeyi amaçlayarak ve toplumsal sorunlara dair duyarlılık oluşturarak önemli bir misyon gerçekleştirmektedirler. Genel olarak yapıtlarında, insan hakları ihlalleri, cinsiyet eşsizliği, ırkçılık, çevresel sorunlar vb. toplumsal meselelere odaklanarak, mevcut durumu irdeleyip, toplumdaki normlar ve yapılar doğrultusunda sorgulayarak, alternatif anlatım yöntemleri ile değişime teşvik etmektedirler. Aktivist sanatçılar, yapıtlarını oluştururken ele aldıkları olayların dramatik etkilerini vurgulayarak, izleyicilerin duygusal bir tepki vermelerini ve toplumsal sorunlara dair harekete geçmelerine yönelik uyarılar almalarını amaçlamaktadır. Sanatçıların bu ortamı oluşturmaları, toplumsal bilinç oluşturarak, politik veya sosyal dönüşümlere katkıda bulunarak, marjinalleştirilmiş grupların sesini duyurarak sorunların farkına varılarak değişimine destek olmaktadır. Aktivist sanatçılar, sanatın geçmişten günümüze işlediği hoşa giden, estetik arayışların aksine, rahatsız edici, gerçekliğinden utanılacak, insanlık ayıbı olarak tanımlanabilecek ya da dünyanın geleceğini olumsuz yönde etkileyebilecek konuları ekonomik kaygı barındırmaksızın ele almaktadırlar. Konuları aktarış biçimleri ile güçlü mesajlar oluşturarak, insanları harekete geçirmeye teşvik ederek ve toplumu olumsuz etkileyen olaylar üzerine dikkat çekerler. Yapıtlarını sergiledikleri mekanlarda ve mecralarda izleyicileri hazırlıksız yakalarlar, konu ile ilgileri, bilgileri olmamasına rağmen haberdar ederek soruna maruz bırakırlar. Böylece konuyu işleyiş biçimleri ile toplumu bilinçlendirme konusunda önemli etkileri olmaktadır. Bu makalede aktivist çalışmalardan yola çıkarak izleyicilerin aktivist eserlerle karşılaştıkları alanlar, farkındalık düzeylerine etkisini ve toplumsal dönüşüm üzerindeki katkıları ele alınmaktadır.

Ulakbilge Sosyal Bilimler Dergisi, 2019
Kuzguncuk, Boğaz’ın kıyısında, Üsküdar - Beylerbeyi arasında bir semttir. İçinde farklı özellikle... more Kuzguncuk, Boğaz’ın kıyısında, Üsküdar - Beylerbeyi arasında bir semttir. İçinde farklı özellikler barındıran bir
semttir. En büyük özelliklerinden biri ise Ermeni, Musevi ve Müslümanların din ve ırk gözetmeksizin yıllarca dost ve
komşu olarak yaşayabilmeleridir. Kuzguncuk’ta Cami ve Kilise yanyanadır. Üç dinin ibadethanesini bünyesinde
barındırır; Cami, Kilise ve Sinagogu olan, ezan, çan ve hazan seslerinin yükseldiği, hoşgörünün semtidir. Kuzguncuk
bu müstesna yapısında pek çok sanatçı yetiştirmiş ve pek çok sanatçıyı da kendisine çekmiştir. Zamanla sanatçı
atölyeleri çoğalmış, galeriler açılmıştır. Farklı disiplinden olan sanatçılar Kuzguncuk’un komşuluk ilişkilerinden
mütevvellit birbirleri ile iletişim haline geçmiştir. Bu birliktelikten de tüm Kuzguncuk halkının ve Kuzguncuk’ta
yaşayan tüm sanatçıların da dahil olduğu interaktif bir proje çıkmıştır ortaya. 2 sene üst üste gerçekleşen Kuzguncuk
Sanatla İç İçe isimli bu etkinlikte sanatçılar kamusal alanlara işlerini yerleştirmişlerdir. Fırın, berber, terzi, otobüs
durağı, sokak, eczane, park vb birçok kamusal alan sergi alanı olarak kullanılmıştır. Sanatçılar kendi seçtikleri alanlara
istedikleri gibi yapıtlarını yerleştirmişler ve izleyiciye o alanda bir sanat eseri olduğu ipucunu vermek üzere de mavi
tahta sandalye yerleştirerek farklı bir yönlendirme sistemi oluşturmuşlardır. Etkinlik, sanatçıların resim, fotoğraf, video
ve benzeri görsel çalışmalarının yanı sıra, performanslar, çocuklarla yapılan 64 drama ve resim çalışmaları, müzik
dinletisi ve Kuzguncuklu şairlerin şiir dinletileri gibi farklı türden çalışmalarla eş zamanlı desteklenmiştir. Projede yer
alan sanatçıların birçoğunun atölyesinin, evinin Kuzguncuk’ta olması vesilesiyle de sanatçılar atölyelerini tüm
ziyeretçilere açmışlar; çeşitli workshoplar gerçekleştirmişlerdir. Kamusal alan sanat uygulamalarına başarılı bir örnek
olan Kuzguncuk’la İç İçe etkinliği; yer kimliğini ve aidiyet duygusunu öne çıkaran, sanatı izleyicisinin gündelik
yaşamına sokan, izleyici-sanatçı arasındaki mesafeyi azaltıp sanat iletişimi anlamında yapıcı köprüler oluşturan bir
etkinlik olmuştur

Ulakbilge Dergisi, 2019
Kuzguncuk, Boğaz'ın kıyısında, Üsküdar-Beylerbeyi arasında bir semttir. İçinde farklı özellikler ... more Kuzguncuk, Boğaz'ın kıyısında, Üsküdar-Beylerbeyi arasında bir semttir. İçinde farklı özellikler barındıran bir semttir. En büyük özelliklerinden biri ise Ermeni, Musevi ve Müslümanların din ve ırk gözetmeksizin yıllarca dost ve komşu olarak yaşayabilmeleridir. Kuzguncuk'ta Cami ve Kilise yanyanadır. Üç dinin ibadethanesini bünyesinde barındırır; Cami, Kilise ve Sinagogu olan, ezan, çan ve hazan seslerinin yükseldiği, hoşgörünün semtidir. Kuzguncuk bu müstesna yapısında pek çok sanatçı yetiştirmiş ve pek çok sanatçıyı da kendisine çekmiştir. Zamanla sanatçı atölyeleri çoğalmış, galeriler açılmıştır. Farklı disiplinden olan sanatçılar Kuzguncuk'un komşuluk ilişkilerinden mütevvellit birbirleri ile iletişim haline geçmiştir. Bu birliktelikten de tüm Kuzguncuk halkının ve Kuzguncuk'ta yaşayan tüm sanatçıların da dahil olduğu interaktif bir proje çıkmıştır ortaya. 2 sene üst üste gerçekleşen Kuzguncuk Sanatla İç İçe isimli bu etkinlikte sanatçılar kamusal alanlara işlerini yerleştirmişlerdir. Fırın, berber, terzi, otobüs durağı, sokak, eczane, park vb birçok kamusal alan sergi alanı olarak kullanılmıştır. Sanatçılar kendi seçtikleri alanlara istedikleri gibi yapıtlarını yerleştirmişler ve izleyiciye o alanda bir sanat eseri olduğu ipucunu vermek üzere de mavi tahta sandalye yerleştirerek farklı bir yönlendirme sistemi oluşturmuşlardır. Etkinlik, sanatçıların resim, fotoğraf, video ve benzeri görsel çalışmalarının yanı sıra, performanslar, çocuklarla yapılan 64 drama ve resim çalışmaları, müzik dinletisi ve Kuzguncuklu şairlerin şiir dinletileri gibi farklı türden çalışmalarla eş zamanlı desteklenmiştir. Projede yer alan sanatçıların birçoğunun atölyesinin, evinin Kuzguncuk'ta olması vesilesiyle de sanatçılar atölyelerini tüm ziyeretçilere açmışlar; çeşitli workshoplar gerçekleştirmişlerdir. Kamusal alan sanat uygulamalarına başarılı bir örnek olan Kuzguncuk'la İç İçe etkinliği; yer kimliğini ve aidiyet duygusunu öne çıkaran, sanatı izleyicisinin gündelik yaşamına sokan, izleyici-sanatçı arasındaki mesafeyi azaltıp sanat iletişimi anlamında yapıcı köprüler oluşturan bir etkinlik olmuştur.
Thesis Chapters by yesim yorulmaz

Tezimde genel olarak sanat üretim sürecine aykırı bir yapı barındıran sanat piyasalarında gerçekl... more Tezimde genel olarak sanat üretim sürecine aykırı bir yapı barındıran sanat piyasalarında gerçekleşen spekülatif yaklaşımların, piyasalara, sanatçılara, sanata olumlu ve olumsuz yansımalarını inceledim. Tezimi oluşturduğum süreç içinde yaşanılan pandemi, dünya çapında birçok alanda olduğu gibi, sanat piyasalarında da alışkanlıkların değiştiği sürece yol açmıştır. Hızla dijitalleşmeye başlayan sanat piyasaları NFT gibi kavramla tanışmış, geleceğini öngöremediğimiz bir sürece doğru evrilmeye başlamıştır. Hızlı bir ivme ile değişmekte olan sanat piyasaları öngörmesi zor bir sürece doğru ilerlemektedir. Tezimde, spekülatif anlamda çağdaş sanat piyasalarına etki eden alanları, geçmişten günümüze geçirdiği süreç içinde ele alarak incelemekteyim. Çalışmalarımı gerçekleştirirken koşullar değişse de desteğini esirgemeyen danışman hocam, Doç. Dr. Nevzat Atalay'a, jüri üyesi değerli hocalarım Doç. Dr. Hünkar Yılmaz Ianniello'ya, Dr. Öğr. Üyesi Osman Odabaş'a ve tezimin başlangıç aşamasında desteklerinden dolayı Doç. Dr. Ertuğrul Tuna'ya teşekkürü bir borç bilirim. Ayrıca bu çalışmamı varlıkları ile kıvanç duyduğum ailem, eşim Aykut Cüneyt Yorulmaz'a, Sanatta Yeterlilik sürecimde birer yıl arayla ilkokul birinci sınıf deneyimini birlikte yaşadığımız oğullarım Kayra Yorulmaz ve Arya Yorulmaz'a ithaf ediyorum.
Uploads
Papers by yesim yorulmaz
Farklı disiplinlerde çalışan sanatçıların yolları çoğu zaman çakışmış, farklı tekniklerle de olsa benzer etkiler ortaya
çıkartmışlardır. Fizyogram tekniği ve action painting tekniği de bunlara birer örnektir. 19. Yy.’ın ikinci yarısından itibaren
plastik sanatlarda farklı yaklaşımlar, farklı teknik uygulamalar, disiplinler arası birlikteliğe imkân vermiştir. Çalışmada iki
sanat alanının iki farklı tekniği ele alınmıştır. Resim sanatının action painting (eylem resmi) ve fotoğraf sanatının ışıklı boyama
tekniği, fizyogram tekniği çalışmamızın karşılaştırılmalı inceleme alanını oluşturmaktadır. İki tekniğin uygulama şekilleri,
farklı olsa da ortak paydaşı ikisinde de sonucunun sanatçının rastlantısal hareketlerinin belgelenmesidir. Her uygulamada farklı
nüansların elde edilmesi ve ortaya çıkan sonucun birebir tekrarlanamıyor oluşundaki eşsizlik bu iki çalışma tekniğini birbirine
yaklaştırmaktadır. Bu makalede iki farklı disiplinde yer alan iki farklı tekniğin benzerlikleri baz alınarak karşılaştırmalı bir
şekilde incelenmektedir
semttir. En büyük özelliklerinden biri ise Ermeni, Musevi ve Müslümanların din ve ırk gözetmeksizin yıllarca dost ve
komşu olarak yaşayabilmeleridir. Kuzguncuk’ta Cami ve Kilise yanyanadır. Üç dinin ibadethanesini bünyesinde
barındırır; Cami, Kilise ve Sinagogu olan, ezan, çan ve hazan seslerinin yükseldiği, hoşgörünün semtidir. Kuzguncuk
bu müstesna yapısında pek çok sanatçı yetiştirmiş ve pek çok sanatçıyı da kendisine çekmiştir. Zamanla sanatçı
atölyeleri çoğalmış, galeriler açılmıştır. Farklı disiplinden olan sanatçılar Kuzguncuk’un komşuluk ilişkilerinden
mütevvellit birbirleri ile iletişim haline geçmiştir. Bu birliktelikten de tüm Kuzguncuk halkının ve Kuzguncuk’ta
yaşayan tüm sanatçıların da dahil olduğu interaktif bir proje çıkmıştır ortaya. 2 sene üst üste gerçekleşen Kuzguncuk
Sanatla İç İçe isimli bu etkinlikte sanatçılar kamusal alanlara işlerini yerleştirmişlerdir. Fırın, berber, terzi, otobüs
durağı, sokak, eczane, park vb birçok kamusal alan sergi alanı olarak kullanılmıştır. Sanatçılar kendi seçtikleri alanlara
istedikleri gibi yapıtlarını yerleştirmişler ve izleyiciye o alanda bir sanat eseri olduğu ipucunu vermek üzere de mavi
tahta sandalye yerleştirerek farklı bir yönlendirme sistemi oluşturmuşlardır. Etkinlik, sanatçıların resim, fotoğraf, video
ve benzeri görsel çalışmalarının yanı sıra, performanslar, çocuklarla yapılan 64 drama ve resim çalışmaları, müzik
dinletisi ve Kuzguncuklu şairlerin şiir dinletileri gibi farklı türden çalışmalarla eş zamanlı desteklenmiştir. Projede yer
alan sanatçıların birçoğunun atölyesinin, evinin Kuzguncuk’ta olması vesilesiyle de sanatçılar atölyelerini tüm
ziyeretçilere açmışlar; çeşitli workshoplar gerçekleştirmişlerdir. Kamusal alan sanat uygulamalarına başarılı bir örnek
olan Kuzguncuk’la İç İçe etkinliği; yer kimliğini ve aidiyet duygusunu öne çıkaran, sanatı izleyicisinin gündelik
yaşamına sokan, izleyici-sanatçı arasındaki mesafeyi azaltıp sanat iletişimi anlamında yapıcı köprüler oluşturan bir
etkinlik olmuştur
Thesis Chapters by yesim yorulmaz
Farklı disiplinlerde çalışan sanatçıların yolları çoğu zaman çakışmış, farklı tekniklerle de olsa benzer etkiler ortaya
çıkartmışlardır. Fizyogram tekniği ve action painting tekniği de bunlara birer örnektir. 19. Yy.’ın ikinci yarısından itibaren
plastik sanatlarda farklı yaklaşımlar, farklı teknik uygulamalar, disiplinler arası birlikteliğe imkân vermiştir. Çalışmada iki
sanat alanının iki farklı tekniği ele alınmıştır. Resim sanatının action painting (eylem resmi) ve fotoğraf sanatının ışıklı boyama
tekniği, fizyogram tekniği çalışmamızın karşılaştırılmalı inceleme alanını oluşturmaktadır. İki tekniğin uygulama şekilleri,
farklı olsa da ortak paydaşı ikisinde de sonucunun sanatçının rastlantısal hareketlerinin belgelenmesidir. Her uygulamada farklı
nüansların elde edilmesi ve ortaya çıkan sonucun birebir tekrarlanamıyor oluşundaki eşsizlik bu iki çalışma tekniğini birbirine
yaklaştırmaktadır. Bu makalede iki farklı disiplinde yer alan iki farklı tekniğin benzerlikleri baz alınarak karşılaştırmalı bir
şekilde incelenmektedir
semttir. En büyük özelliklerinden biri ise Ermeni, Musevi ve Müslümanların din ve ırk gözetmeksizin yıllarca dost ve
komşu olarak yaşayabilmeleridir. Kuzguncuk’ta Cami ve Kilise yanyanadır. Üç dinin ibadethanesini bünyesinde
barındırır; Cami, Kilise ve Sinagogu olan, ezan, çan ve hazan seslerinin yükseldiği, hoşgörünün semtidir. Kuzguncuk
bu müstesna yapısında pek çok sanatçı yetiştirmiş ve pek çok sanatçıyı da kendisine çekmiştir. Zamanla sanatçı
atölyeleri çoğalmış, galeriler açılmıştır. Farklı disiplinden olan sanatçılar Kuzguncuk’un komşuluk ilişkilerinden
mütevvellit birbirleri ile iletişim haline geçmiştir. Bu birliktelikten de tüm Kuzguncuk halkının ve Kuzguncuk’ta
yaşayan tüm sanatçıların da dahil olduğu interaktif bir proje çıkmıştır ortaya. 2 sene üst üste gerçekleşen Kuzguncuk
Sanatla İç İçe isimli bu etkinlikte sanatçılar kamusal alanlara işlerini yerleştirmişlerdir. Fırın, berber, terzi, otobüs
durağı, sokak, eczane, park vb birçok kamusal alan sergi alanı olarak kullanılmıştır. Sanatçılar kendi seçtikleri alanlara
istedikleri gibi yapıtlarını yerleştirmişler ve izleyiciye o alanda bir sanat eseri olduğu ipucunu vermek üzere de mavi
tahta sandalye yerleştirerek farklı bir yönlendirme sistemi oluşturmuşlardır. Etkinlik, sanatçıların resim, fotoğraf, video
ve benzeri görsel çalışmalarının yanı sıra, performanslar, çocuklarla yapılan 64 drama ve resim çalışmaları, müzik
dinletisi ve Kuzguncuklu şairlerin şiir dinletileri gibi farklı türden çalışmalarla eş zamanlı desteklenmiştir. Projede yer
alan sanatçıların birçoğunun atölyesinin, evinin Kuzguncuk’ta olması vesilesiyle de sanatçılar atölyelerini tüm
ziyeretçilere açmışlar; çeşitli workshoplar gerçekleştirmişlerdir. Kamusal alan sanat uygulamalarına başarılı bir örnek
olan Kuzguncuk’la İç İçe etkinliği; yer kimliğini ve aidiyet duygusunu öne çıkaran, sanatı izleyicisinin gündelik
yaşamına sokan, izleyici-sanatçı arasındaki mesafeyi azaltıp sanat iletişimi anlamında yapıcı köprüler oluşturan bir
etkinlik olmuştur