Bu yazıda 2018 yılı Aralık 2021 ve Mayıs 2022 tarihleri arasında Türkiye İnanç ve Dindarlık Araşt... more Bu yazıda 2018 yılı Aralık 2021 ve Mayıs 2022 tarihleri arasında Türkiye İnanç ve Dindarlık Araştırması (TİDA) olarak kamuoyuna sunulan raporun bazı başlıkları vahiy temelli din açısından değerlendirilmektedir.
... bul 1998. Hatice Yaşar, "Yalnızlık Çağı", Radikal, 9-12 Ocak 2005. Hayrettin Karama... more ... bul 1998. Hatice Yaşar, "Yalnızlık Çağı", Radikal, 9-12 Ocak 2005. Hayrettin Karaman, "Kadının Cuma İmamlığı Masum Değil", Yeni Şa fak, 1 Nisan 2005. ... çev. Burak Özyalçın, Ayrıntı Yayınları, İstanbul 1999. Mustafa Arslan, Türk Popüler Dindarlığı (Çorum Örneği), DEM Yayın ...
Nevin Meriç KAKNÜS YAYINLARI Bu çalışmada, Tanzimat sonrası modernleşme sürecinde Osmanlı toplum ... more Nevin Meriç KAKNÜS YAYINLARI Bu çalışmada, Tanzimat sonrası modernleşme sürecinde Osmanlı toplum yapısında meydana gelen gündelik hayatın değişimi, Avrupa adab-ı muaşereti çerçevesinde ele alınmıştır. Böylece toplumsal değişimin sosyo-kültüren boyutu ve bu değişimin yeniden tanımlanan "medenileşme" açısından toplumsal karşılıkları ve bu konulardaki temellendirmelere ait örneklendirmeler de verilmeye çalışılmıştır. Ayrıca siyasi, askeri, ekonomik ve toplumsal alanda etkili olan Batılılaşmanın "çağdaş bir birey"e ulaşma konusundaki etkisinin gösterilmesi de hedeflenmiştir.
Dinler ve ozelde Islam dini , gundelik hayatin dini ilkeler cercevesinde duzenlenmesini hedefle m... more Dinler ve ozelde Islam dini , gundelik hayatin dini ilkeler cercevesinde duzenlenmesini hedefle mektedir. Toplum hayati bir diger ifadeyle gundelik hayatin akisina iliskin ayrintilar konusunda son derece etkindir.
Toplumsal alanın âdâb-ı-muâşeret üzere inşası, insanı çevreleyen habitatın da bu değerleri merkez... more Toplumsal alanın âdâb-ı-muâşeret üzere inşası, insanı çevreleyen habitatın da bu değerleri merkeze alması ve her türlü araçla bunları vazetmesiyle mümkündür. Olumsuz bir davranış yaptığında yanında bulunan büyükler, hocası, komşusu, dedesi tarafından bir kelamı kibarla karşılanan çocuğun aldığı mesaj ve öğrenme biçimi hem teknik bilgi anlamında âdâb-ı muâşereti hem de estetik davranmanın nasıllığını görme ve yaşama imkânıdır.
İffet insanın bedenî ve maddî hazlara karşı aşırı düşkünlükten korunmasını sağlayan erdem için ku... more İffet insanın bedenî ve maddî hazlara karşı aşırı düşkünlükten korunmasını sağlayan erdem için kullanılan ahlâkî terimdir. Literatürde geçen iffet tanımlarını; yeme içme ve cinsî arzu konusunda ölçülü olmak, aşırı istekleri bastırıp dinin ve aklın buyruğu altına sokmak suretiyle kazanılan erdem şeklinde özetleyebiliriz. Dar anlamda ise iffet, ahlâk kurallarınca kınanan her türlü cinsel zevkten uzak durmaktır. Karı koca arasında, evlilik kurumu çerçevesinde meşru cinsel ilişkiler kurmak iffetlilik kabul edilir. Türkçe'de de iffet, cinsel konularda ahlâk kurallarına bağlılık ve namus manasına gelmektedir. İnsan Davranışları Açısından İffet İnsanın davranışlarına bakarak iffeti örneklendirdiğimizde olumlu anlamda hikmet, şecaat, ve adalet, olumsuz anlamda da, oburluk, ölçüsüz cinsel talep, kıskançlık, menfaatperestlik şeklindeki davranma biçimleri karşımıza çıkar. Bu anlamda iffet, insanın kendilik eğitiminde başarılı olmasının da bir göstergesidir. Bu itibarla İslâm ahlâkçıları, psikolojik ve bedensel bir zafiyetten, acizlikten, korkaklıktan, bilgisizlik veya herhangi başka bir engelden dolayı zevklerini terk eden kişiyi iffetli/erdemli saymazlar. Maverdi iffeti insan onuruyla ilişkilendirir ve nefsi aşağı sıfatlardan arındırıp insanlara muhtaç konumdan ve onların yardımıyla yaşama zilletinden koruma, bir diğer anlamda insanın kendi kişiliğine karşı ahlâkî görevlerinden biri olarak tanımlar. Bu makalede konu daha ziyade cinsel muhtevalı problemler çerçevesinde ele alınacaktır. Batı'da ve İslâm Düşüncesinde Bedene Bakış İnsan beden ilişkisi bir çok disiplin tarafından ele alınırken, dinler, kültürler ve dönemlere göre farklılaşmalar olduğu görülmektedir. Modern zamanlarda da bedenin cinsiyetlendirme süreci değişmiştir. Freud, bedeni cinsellikten ve cinsiyetten ayırmayarak sadece cinsel enerjilerin farklı alanlara kanalize edilmesi vardır şeklinde izah eder. Foucault ise bedenin nötr olduğunu cinsiyetlendirmenin çevresel faktörler tarafından gerçekleştirildiğini söyler. Bedenin bu gibi cinsiyetlendirme sürecine girmesi ise iktidar ilişkileri bağlamında anlam kazanır. İdeal bedenler 'kadınlık ve erkeklik' rollerini destekler biçimde oluşturularak meşruiyet kazandırılır. Kadın ve erkek bedenleri için ideal olduğu düşünülen oranlar ayrıştırılır. İdeal erkeğin bedeni güçlü ve asil olması gerekirken, kadın bedeninin muntazam hatları, zarâfeti öne çıkar, önem kazanır. Gerek beden üzerine yapılan çalışmaların artması, gerekse içselleştirilmiş iktidarlar tanıları, direniş noktasını bireyin kendisine daha doğrusu bireyi bedenine yönlendirmektedir. Bedenin eğitimi ve inşası toplumsal yapıdan ayrı düşünülemeyeceği gibi sürdürülebilirliği de, bireyin öznelliğinden ve gündelik bedensel pratiklerinden ayrı incelenememektedir. Feminist söylemler de, " ben " i toplumsal cinsiyetlendirme süreçlerinden etkilenmiş, hatta onlar tarafından biçimlendirilmiş bir varlık olarak görmektedirler. Bugün kapitalizm de, 'Benim bedenim olma'm ile 'bedenin benim bir nesnem olma'sı arasındaki muğlaklığı veya geçişi son derece başarılı bir biçimde sömürüp, insanı, özellikle de kadınları, bedenlerinin kendilerine ait olduğu hissinden kıskıvrak yakaladıktan sonra, bedenin biçimlendirilecek ve denetlenecek bir nesne olduğuna ikna ederek maddi kâr için dönüştürmektedir. İslâm'a göre ise insan – beden algısı 'emanet' kavramı içinde değerlendirilir. Böylece beden nesnel konumdan sıyrılarak daha öznel bir varlığa dönüşür. Bir nevi insanın bedeni mülkü gibi görmesi engellenerek, her türlü tasarruf hakkı verilmez. Bu bağlamda yeme-içme, giyinme, süslenme vs.den, cinsel taleplerine kadar bir dizi ölçülü hareketin gerekliliği açığa çıkar. Beden-cinsellik ilişkisinin karşılıklı işleyişinde de bu ölçülerin/emanet korunması ve hassasiyet gösterilmesi esastır. Allahu Teâla insanı çeşitli güdü ve eğilimlerle donatmıştır. İnsan–şehvet ilişkisi aslında bütün davranışlarını motive eden bir güdüdür. Bu güdü ve eğilimler doyurulurken, insan-Allah, insan insan, ve insan-çevre ilişkileri dikkate alınmalıdır. İşte insanın cinsel isteklerini sorumluluk bilinciyle, ölçülü ve dengeli olarak karşılamasıyla ortaya çıkan şahsiyet yapılanmasına iffet denir. İffet öncelikle bedenî hazlara ve nefsânî aşırılıklara ilgi duymaktan kurtarılmış bir ruhî
Özet: Müslüman toplumlarda din-birey ilişkisinde gündelik hayatı dini veriler çerçevesinde düzenl... more Özet: Müslüman toplumlarda din-birey ilişkisinde gündelik hayatı dini veriler çerçevesinde düzenleme ameliyesi olan fetva, bu konuda yetkili Şeyhülislam/ulema tarafından verilmektedir. Fetva gündelik hayatta bireyin davranma biçimlerinde dine uygunluğun belirlendiği bir ölçü, kıstastır. Geleneksel toplumlarda ise fetva sadece birey bazında değil, siyasal aktörlerin eylemlerinde de gözetilen bir gerekliliktir. Bu anlamda siyasetin fetva ile oluşturmak istediği algı ve bunun üzerinden sağlanan fayda siyasi yapının devamlılığında önemli görülmektedir. Osmanlı siyasal entelijansının siyaset-fetva ilişkisini açığa çıkartmayı hedefleyen metnimizde, I. Dünya savaşında verilen cihat fetvası ve akabinde Kurtuluş savaşı sırasındaki fetvalar bulunmaktadır. Bu süreç aynı zamanda siyasi alanda fetvaların kullanılma takviminin de bittiğini göstermektedir. Cumhuriyetle kesilen bu süreç, toplum hayatında bireysel bağlamda devam etmektedir. Yönetim bazında olmasa da politik mülahazalar ve konjüktürel yaklaşımların toplumsal alanda kabul ve hızlandırılması konusunda fetvaya başvurulduğu görülmektedir. Organ nakli, … vs.
Günümüzün modern insanı teknoloji araçlarıyla kuşatılmış bir gündelik hayatı yaşamaktadır. Hayatı... more Günümüzün modern insanı teknoloji araçlarıyla kuşatılmış bir gündelik hayatı yaşamaktadır. Hayatın her alanı teknolojinin imkanlarıyla içkindir. Modern teknoloji üretiminin sosyal yaşam üzerindeki etkisi tarihin hiçbir döneminde günümüzdeki kadar fazla olmamıştır. Bu üretim biçiminden türetilen temalar/araçlar da, sosyal yaşama dair realitelerin biçimlendirilmesinde başat rol oynamaktadırlar. Teknolojik üretim ile ilgili temalar aynı zamanda bireyin zihin ve duygu dünyasını etkilemekte ve belirlemektedir. Rasyonellik, realitenin çoğulcu yapısı, yapabilirlik/güç ilişkisi…vs gibi argümanlara sahip olan teknolojik üretim, modern zihni ve algı kalıplarını hem farklılaştırmakta hem de değiştirmektedir. İnsanın kendi yarattığı tele/teknolojik ortamın, giderek insan davranışlarını belirleme, hatta insanı belirleme-icat etme-rolünü üstlenmesi sürecinde, hakikatin bilinen temellerinin de sarsıldığı görülmektedir. Teknolojik ürünlerin yaşamın her noktasını kuşatması sonucunda hakikat, bir imgeler bulutuna dönüşmekte ve hızla gözden kaybolmaktadır. Günümüzde gerçeklikle hiçbir ilişkisi olmayan bir imge aşamasına geçildiği için artık yaşam ve ölüm bile hakikatle bağını yitirme noktasına gelmiştir diyebiliriz. 1
Giriş Müslüman toplumlarda bireylerin fetvaya ilgi ve ilişkileri oldukça yoğun bir o kadar da doğ... more Giriş Müslüman toplumlarda bireylerin fetvaya ilgi ve ilişkileri oldukça yoğun bir o kadar da doğaldır. Müslümanın, halde/gündelik hayatta yaşadığı veya gelecekte tasarladığı durumların dini karşılığını öğrenme talebi fetvanın görevidir. Gerek ibadet gerek gündelik hayatın Allah'ın rızasına en uygun şekilde düzenlenmesi imkanını sağlayan fetva her zaman ve dönemde Müslüman birey için vazgeçilmez olmuştur. Ayrıca toplum hayatının dini ve sosyal görünürlülüğünde konjonktürel bilgi akışına dair bir birim olma özelliği ile de önemli bir veri kaynağıdır. İsmail Hakkı İzmirli bu hususu, 'fetva zaman, mekân, hâl, niyet ve âdetin tağyiriyle teğayyür eder, muhtelif olur' cümlesiyle açıklamaktadır. Bu bağlamda fetva/ları 1 çalışmak içiçe geçmiş bir çok meseleyi de görmeyi ve değerlendirmelerde dikkate almayı gerektirir. Biz de bu zaviyeden olarak Cumhuriyet dönemi fetva kitaplarını incelemek için çıktığımız yolda fetva kitapları etkileyen ve belirleyen süreçleri konjüktür, kurumsal duruş ve bireysel değerler üzerinden ele almayı hedeflemekteyiz. Böylece fetva kitapları siyaset ve fetva kitapları sosyo-kültürel toplumsal duruşlar değişim/süreklilik bağlamında açığa çıkaracaktır diye düşünmekteyiz. Çalışma konumuz açısından cumhuriyet dönemi kurulduğu yıl, hatta erken cumhuriyet olarak da tanımlanan II. Meşrutiyet ve sonrası dönemden başlayıp günümüze kadar geçen bir süreyi kapsamaktadır. Sosyolojik anlamda ise ülkemizde değişen şartlar bağlamında yaşanan toplumsal ve bireysel farklılaşmaların fetva kitaplarındaki serencamı anlatılacaktır. Bu zaman diliminde siyasi anlamda yapısal bir değişim geçiren ülkemiz, devrimlerle de toplumsal alanın bireysel duruş ve sosyo-kurumsal ilişkiler bağlamında değiştirilmesi ve dönüştürülmesi, sürecini yaşamıştır. Yapılan ve yaşananların fıkhın alanını da etkilediği bir gerçektir. Fetva kitaplarında rastladığımız dönemsel sorular bu durumu hem süreklilik hem de değişim açısından örneklendirmektedir. Ayrıca fetvanın kurumsal işleyişi ve bu alanda meydana gelen değişim de fetva kitaplarına dair izleri-temellendirilme ve anlaşılır olma açısından-görmemizi sağlayacaktır. Dolayısıyla kısa da olsa metnimize dahil edilmiştir. Ve metnimiz bir fıkıh açısından bakışıdan çok sosyolojik bilgilendirmeye matuf bir katkı olarak düzenlenmiştir.
Bu yazıda 2018 yılı Aralık 2021 ve Mayıs 2022 tarihleri arasında Türkiye İnanç ve Dindarlık Araşt... more Bu yazıda 2018 yılı Aralık 2021 ve Mayıs 2022 tarihleri arasında Türkiye İnanç ve Dindarlık Araştırması (TİDA) olarak kamuoyuna sunulan raporun bazı başlıkları vahiy temelli din açısından değerlendirilmektedir.
... bul 1998. Hatice Yaşar, "Yalnızlık Çağı", Radikal, 9-12 Ocak 2005. Hayrettin Karama... more ... bul 1998. Hatice Yaşar, "Yalnızlık Çağı", Radikal, 9-12 Ocak 2005. Hayrettin Karaman, "Kadının Cuma İmamlığı Masum Değil", Yeni Şa fak, 1 Nisan 2005. ... çev. Burak Özyalçın, Ayrıntı Yayınları, İstanbul 1999. Mustafa Arslan, Türk Popüler Dindarlığı (Çorum Örneği), DEM Yayın ...
Nevin Meriç KAKNÜS YAYINLARI Bu çalışmada, Tanzimat sonrası modernleşme sürecinde Osmanlı toplum ... more Nevin Meriç KAKNÜS YAYINLARI Bu çalışmada, Tanzimat sonrası modernleşme sürecinde Osmanlı toplum yapısında meydana gelen gündelik hayatın değişimi, Avrupa adab-ı muaşereti çerçevesinde ele alınmıştır. Böylece toplumsal değişimin sosyo-kültüren boyutu ve bu değişimin yeniden tanımlanan "medenileşme" açısından toplumsal karşılıkları ve bu konulardaki temellendirmelere ait örneklendirmeler de verilmeye çalışılmıştır. Ayrıca siyasi, askeri, ekonomik ve toplumsal alanda etkili olan Batılılaşmanın "çağdaş bir birey"e ulaşma konusundaki etkisinin gösterilmesi de hedeflenmiştir.
Dinler ve ozelde Islam dini , gundelik hayatin dini ilkeler cercevesinde duzenlenmesini hedefle m... more Dinler ve ozelde Islam dini , gundelik hayatin dini ilkeler cercevesinde duzenlenmesini hedefle mektedir. Toplum hayati bir diger ifadeyle gundelik hayatin akisina iliskin ayrintilar konusunda son derece etkindir.
Toplumsal alanın âdâb-ı-muâşeret üzere inşası, insanı çevreleyen habitatın da bu değerleri merkez... more Toplumsal alanın âdâb-ı-muâşeret üzere inşası, insanı çevreleyen habitatın da bu değerleri merkeze alması ve her türlü araçla bunları vazetmesiyle mümkündür. Olumsuz bir davranış yaptığında yanında bulunan büyükler, hocası, komşusu, dedesi tarafından bir kelamı kibarla karşılanan çocuğun aldığı mesaj ve öğrenme biçimi hem teknik bilgi anlamında âdâb-ı muâşereti hem de estetik davranmanın nasıllığını görme ve yaşama imkânıdır.
İffet insanın bedenî ve maddî hazlara karşı aşırı düşkünlükten korunmasını sağlayan erdem için ku... more İffet insanın bedenî ve maddî hazlara karşı aşırı düşkünlükten korunmasını sağlayan erdem için kullanılan ahlâkî terimdir. Literatürde geçen iffet tanımlarını; yeme içme ve cinsî arzu konusunda ölçülü olmak, aşırı istekleri bastırıp dinin ve aklın buyruğu altına sokmak suretiyle kazanılan erdem şeklinde özetleyebiliriz. Dar anlamda ise iffet, ahlâk kurallarınca kınanan her türlü cinsel zevkten uzak durmaktır. Karı koca arasında, evlilik kurumu çerçevesinde meşru cinsel ilişkiler kurmak iffetlilik kabul edilir. Türkçe'de de iffet, cinsel konularda ahlâk kurallarına bağlılık ve namus manasına gelmektedir. İnsan Davranışları Açısından İffet İnsanın davranışlarına bakarak iffeti örneklendirdiğimizde olumlu anlamda hikmet, şecaat, ve adalet, olumsuz anlamda da, oburluk, ölçüsüz cinsel talep, kıskançlık, menfaatperestlik şeklindeki davranma biçimleri karşımıza çıkar. Bu anlamda iffet, insanın kendilik eğitiminde başarılı olmasının da bir göstergesidir. Bu itibarla İslâm ahlâkçıları, psikolojik ve bedensel bir zafiyetten, acizlikten, korkaklıktan, bilgisizlik veya herhangi başka bir engelden dolayı zevklerini terk eden kişiyi iffetli/erdemli saymazlar. Maverdi iffeti insan onuruyla ilişkilendirir ve nefsi aşağı sıfatlardan arındırıp insanlara muhtaç konumdan ve onların yardımıyla yaşama zilletinden koruma, bir diğer anlamda insanın kendi kişiliğine karşı ahlâkî görevlerinden biri olarak tanımlar. Bu makalede konu daha ziyade cinsel muhtevalı problemler çerçevesinde ele alınacaktır. Batı'da ve İslâm Düşüncesinde Bedene Bakış İnsan beden ilişkisi bir çok disiplin tarafından ele alınırken, dinler, kültürler ve dönemlere göre farklılaşmalar olduğu görülmektedir. Modern zamanlarda da bedenin cinsiyetlendirme süreci değişmiştir. Freud, bedeni cinsellikten ve cinsiyetten ayırmayarak sadece cinsel enerjilerin farklı alanlara kanalize edilmesi vardır şeklinde izah eder. Foucault ise bedenin nötr olduğunu cinsiyetlendirmenin çevresel faktörler tarafından gerçekleştirildiğini söyler. Bedenin bu gibi cinsiyetlendirme sürecine girmesi ise iktidar ilişkileri bağlamında anlam kazanır. İdeal bedenler 'kadınlık ve erkeklik' rollerini destekler biçimde oluşturularak meşruiyet kazandırılır. Kadın ve erkek bedenleri için ideal olduğu düşünülen oranlar ayrıştırılır. İdeal erkeğin bedeni güçlü ve asil olması gerekirken, kadın bedeninin muntazam hatları, zarâfeti öne çıkar, önem kazanır. Gerek beden üzerine yapılan çalışmaların artması, gerekse içselleştirilmiş iktidarlar tanıları, direniş noktasını bireyin kendisine daha doğrusu bireyi bedenine yönlendirmektedir. Bedenin eğitimi ve inşası toplumsal yapıdan ayrı düşünülemeyeceği gibi sürdürülebilirliği de, bireyin öznelliğinden ve gündelik bedensel pratiklerinden ayrı incelenememektedir. Feminist söylemler de, " ben " i toplumsal cinsiyetlendirme süreçlerinden etkilenmiş, hatta onlar tarafından biçimlendirilmiş bir varlık olarak görmektedirler. Bugün kapitalizm de, 'Benim bedenim olma'm ile 'bedenin benim bir nesnem olma'sı arasındaki muğlaklığı veya geçişi son derece başarılı bir biçimde sömürüp, insanı, özellikle de kadınları, bedenlerinin kendilerine ait olduğu hissinden kıskıvrak yakaladıktan sonra, bedenin biçimlendirilecek ve denetlenecek bir nesne olduğuna ikna ederek maddi kâr için dönüştürmektedir. İslâm'a göre ise insan – beden algısı 'emanet' kavramı içinde değerlendirilir. Böylece beden nesnel konumdan sıyrılarak daha öznel bir varlığa dönüşür. Bir nevi insanın bedeni mülkü gibi görmesi engellenerek, her türlü tasarruf hakkı verilmez. Bu bağlamda yeme-içme, giyinme, süslenme vs.den, cinsel taleplerine kadar bir dizi ölçülü hareketin gerekliliği açığa çıkar. Beden-cinsellik ilişkisinin karşılıklı işleyişinde de bu ölçülerin/emanet korunması ve hassasiyet gösterilmesi esastır. Allahu Teâla insanı çeşitli güdü ve eğilimlerle donatmıştır. İnsan–şehvet ilişkisi aslında bütün davranışlarını motive eden bir güdüdür. Bu güdü ve eğilimler doyurulurken, insan-Allah, insan insan, ve insan-çevre ilişkileri dikkate alınmalıdır. İşte insanın cinsel isteklerini sorumluluk bilinciyle, ölçülü ve dengeli olarak karşılamasıyla ortaya çıkan şahsiyet yapılanmasına iffet denir. İffet öncelikle bedenî hazlara ve nefsânî aşırılıklara ilgi duymaktan kurtarılmış bir ruhî
Özet: Müslüman toplumlarda din-birey ilişkisinde gündelik hayatı dini veriler çerçevesinde düzenl... more Özet: Müslüman toplumlarda din-birey ilişkisinde gündelik hayatı dini veriler çerçevesinde düzenleme ameliyesi olan fetva, bu konuda yetkili Şeyhülislam/ulema tarafından verilmektedir. Fetva gündelik hayatta bireyin davranma biçimlerinde dine uygunluğun belirlendiği bir ölçü, kıstastır. Geleneksel toplumlarda ise fetva sadece birey bazında değil, siyasal aktörlerin eylemlerinde de gözetilen bir gerekliliktir. Bu anlamda siyasetin fetva ile oluşturmak istediği algı ve bunun üzerinden sağlanan fayda siyasi yapının devamlılığında önemli görülmektedir. Osmanlı siyasal entelijansının siyaset-fetva ilişkisini açığa çıkartmayı hedefleyen metnimizde, I. Dünya savaşında verilen cihat fetvası ve akabinde Kurtuluş savaşı sırasındaki fetvalar bulunmaktadır. Bu süreç aynı zamanda siyasi alanda fetvaların kullanılma takviminin de bittiğini göstermektedir. Cumhuriyetle kesilen bu süreç, toplum hayatında bireysel bağlamda devam etmektedir. Yönetim bazında olmasa da politik mülahazalar ve konjüktürel yaklaşımların toplumsal alanda kabul ve hızlandırılması konusunda fetvaya başvurulduğu görülmektedir. Organ nakli, … vs.
Günümüzün modern insanı teknoloji araçlarıyla kuşatılmış bir gündelik hayatı yaşamaktadır. Hayatı... more Günümüzün modern insanı teknoloji araçlarıyla kuşatılmış bir gündelik hayatı yaşamaktadır. Hayatın her alanı teknolojinin imkanlarıyla içkindir. Modern teknoloji üretiminin sosyal yaşam üzerindeki etkisi tarihin hiçbir döneminde günümüzdeki kadar fazla olmamıştır. Bu üretim biçiminden türetilen temalar/araçlar da, sosyal yaşama dair realitelerin biçimlendirilmesinde başat rol oynamaktadırlar. Teknolojik üretim ile ilgili temalar aynı zamanda bireyin zihin ve duygu dünyasını etkilemekte ve belirlemektedir. Rasyonellik, realitenin çoğulcu yapısı, yapabilirlik/güç ilişkisi…vs gibi argümanlara sahip olan teknolojik üretim, modern zihni ve algı kalıplarını hem farklılaştırmakta hem de değiştirmektedir. İnsanın kendi yarattığı tele/teknolojik ortamın, giderek insan davranışlarını belirleme, hatta insanı belirleme-icat etme-rolünü üstlenmesi sürecinde, hakikatin bilinen temellerinin de sarsıldığı görülmektedir. Teknolojik ürünlerin yaşamın her noktasını kuşatması sonucunda hakikat, bir imgeler bulutuna dönüşmekte ve hızla gözden kaybolmaktadır. Günümüzde gerçeklikle hiçbir ilişkisi olmayan bir imge aşamasına geçildiği için artık yaşam ve ölüm bile hakikatle bağını yitirme noktasına gelmiştir diyebiliriz. 1
Giriş Müslüman toplumlarda bireylerin fetvaya ilgi ve ilişkileri oldukça yoğun bir o kadar da doğ... more Giriş Müslüman toplumlarda bireylerin fetvaya ilgi ve ilişkileri oldukça yoğun bir o kadar da doğaldır. Müslümanın, halde/gündelik hayatta yaşadığı veya gelecekte tasarladığı durumların dini karşılığını öğrenme talebi fetvanın görevidir. Gerek ibadet gerek gündelik hayatın Allah'ın rızasına en uygun şekilde düzenlenmesi imkanını sağlayan fetva her zaman ve dönemde Müslüman birey için vazgeçilmez olmuştur. Ayrıca toplum hayatının dini ve sosyal görünürlülüğünde konjonktürel bilgi akışına dair bir birim olma özelliği ile de önemli bir veri kaynağıdır. İsmail Hakkı İzmirli bu hususu, 'fetva zaman, mekân, hâl, niyet ve âdetin tağyiriyle teğayyür eder, muhtelif olur' cümlesiyle açıklamaktadır. Bu bağlamda fetva/ları 1 çalışmak içiçe geçmiş bir çok meseleyi de görmeyi ve değerlendirmelerde dikkate almayı gerektirir. Biz de bu zaviyeden olarak Cumhuriyet dönemi fetva kitaplarını incelemek için çıktığımız yolda fetva kitapları etkileyen ve belirleyen süreçleri konjüktür, kurumsal duruş ve bireysel değerler üzerinden ele almayı hedeflemekteyiz. Böylece fetva kitapları siyaset ve fetva kitapları sosyo-kültürel toplumsal duruşlar değişim/süreklilik bağlamında açığa çıkaracaktır diye düşünmekteyiz. Çalışma konumuz açısından cumhuriyet dönemi kurulduğu yıl, hatta erken cumhuriyet olarak da tanımlanan II. Meşrutiyet ve sonrası dönemden başlayıp günümüze kadar geçen bir süreyi kapsamaktadır. Sosyolojik anlamda ise ülkemizde değişen şartlar bağlamında yaşanan toplumsal ve bireysel farklılaşmaların fetva kitaplarındaki serencamı anlatılacaktır. Bu zaman diliminde siyasi anlamda yapısal bir değişim geçiren ülkemiz, devrimlerle de toplumsal alanın bireysel duruş ve sosyo-kurumsal ilişkiler bağlamında değiştirilmesi ve dönüştürülmesi, sürecini yaşamıştır. Yapılan ve yaşananların fıkhın alanını da etkilediği bir gerçektir. Fetva kitaplarında rastladığımız dönemsel sorular bu durumu hem süreklilik hem de değişim açısından örneklendirmektedir. Ayrıca fetvanın kurumsal işleyişi ve bu alanda meydana gelen değişim de fetva kitaplarına dair izleri-temellendirilme ve anlaşılır olma açısından-görmemizi sağlayacaktır. Dolayısıyla kısa da olsa metnimize dahil edilmiştir. Ve metnimiz bir fıkıh açısından bakışıdan çok sosyolojik bilgilendirmeye matuf bir katkı olarak düzenlenmiştir.
Nevin Meriç KAKNÜS YAYINLARI Bu çalışmada, Tanzimat sonrası modernleşme sürecinde Osmanlı toplum ... more Nevin Meriç KAKNÜS YAYINLARI Bu çalışmada, Tanzimat sonrası modernleşme sürecinde Osmanlı toplum yapısında meydana gelen gündelik hayatın değişimi, Avrupa adab-ı muaşereti çerçevesinde ele alınmıştır. Böylece toplumsal değişimin sosyo-kültüren boyutu ve bu değişimin yeniden tanımlanan "medenileşme" açısından toplumsal karşılıkları ve bu konulardaki temellendirmelere ait örneklendirmeler de verilmeye çalışılmıştır. Ayrıca siyasi, askeri, ekonomik ve toplumsal alanda etkili olan Batılılaşmanın "çağdaş bir birey"e ulaşma konusundaki etkisinin gösterilmesi de hedeflenmiştir.
Bu yazının bir bölümü potre olarak KADIN dergisinde yayınlandı.
Bu makalede Ayşe Hümeyra Ökten, dönemsel okuma ve duruşlardan çok kendini inşa etme boyutları ve ... more Bu makalede Ayşe Hümeyra Ökten, dönemsel okuma ve duruşlardan çok kendini inşa etme boyutları ve konjüktür bağlamında dindar kadın hareketine katkısı açısından ele alınacaktır. Bir sarmalın katları gibi en genel çizgiden özele doğru da bir seyir izlenmesi hedeflenmektedir. Buradan yola çıktığımız en dış veya en geniş halkayı maneviyat veya dini yön olarak ele alabiliriz. AYŞE HÜMEYRA ÖKTEN'DE DİN VE MANEVİYAT Gerek içene doğduğu aile gerekse yapısal özellikleri Ayşe Hümeyra Ökten'de sağlam bir itikadî duruşun oluşmasını sağlamıştır. Bunu çocukluktan gençliğe, yurtiçinden, yurtdışında yaşam alanlarındaki duruşlarından ve duygu durumlarından çıkartabiliriz. İlginçtir ki Ayşe Hümeyra Ökten hatıratının yazılması sürecinde bu alanı bilerek ve isteyerek gizlemiştir. Kendisini bu bağlamda besleyen manevi iklimin harita ve reçetesini vermemiş, mahfiyyete rıza göstermiştir. Örnek olma talebimiz de onu bu kararından döndürememiştir. O kadar ki ısrarlı sorularımız karşısında, kendi halinde bir Müslümanım her hangi bir bağlılığım yoktur demiştir. Aslında insan için bütün mesele de kendi halinde bir Müslüman olmayı becerebilmektir zaten. İsimlerin önüne getirilen sıfatlar, kamusal, sosyo-ekonomik duruşlar, insanı ve insanın ne/liğini ne kadar tanıtabilir. Veya insan şeksiz şüphesiz ne kadar bu kamuyu içselleştirip hayatı için merkez konuma koyabilir. Bunlar insanın da bilemediği göreceli durumlardır. Çünkü en doğru bilgilenme, mevcutla, anda olanla karşı karşıya kalındığında gösterdiğimiz davranışlar ve duygu durumlarımızdır. Bunda mesafe kattetmek, iyi halde bulunmak eğitimle mümkündür dolayısıyla hem zaman hem de kendiyle barışık bir nefsin olgunluğunu gerekir. Buradan konumuz Ayşe Hümeyra Ökten'e geçersek yüzde yüz hem kendiyle hem de mevcutla barışık bir birey görürüz. Tek amacı Allah'ın rızasını kazanmak ve bunun için de o an yapılması gereken iş/davranış neyse bütün sıfatlarından azade bir insan olarak yerine getirmektir. Meseleyi biraz açarsak Ayşe Hümeyra Ökten'in hayat felsefesiyle karşılaşırız. İnsana hizmet Hakka ibadetle mümdemiç fehvasının ete kemiğe bürünmüş halidir adeta … Tıp mesleğini seçmesinde de bu ilkenin etkili olduğunu düşünüyorum çünkü hatıratından öğrendiğimiz gibi, çocukken ölen kardeşinden yola çıkarak doktor olup insanların en büyük acılarında bazen çözen, bazen de paylaşan olarak bulunmayı istemiş ve gerçekleştirmiştir.
Ramazan ayının son çeyreğine girildiğinde fetva soru skalası da zekat, fitre, fidyeye doğru bir s... more Ramazan ayının son çeyreğine girildiğinde fetva soru skalası da zekat, fitre, fidyeye doğru bir seyire geçmiş demektir. Aslında zekat sene boyu yapılabilen ibadetlerden. Ama ülke insanımız daha çok Ramazan'da olması gerekir gibi algılıyor. Ramazanın senelik takibi kolaylaştırdığı bir gerçek. Ve tabi Ramazanın yardımlaşma ayı da olması bunda etkili. İbadetlere ait sevabın Ramazanda arttığı da bu konuyu beslemiş olabilir. Bu ve benzeri saikler zekatın Ramazan ayında verilmesini belirleyen nedenleridir diyebiliriz. Durum böyle olunca Ramazan ayı fetva sorularında rakamsal anlamda zekat hemen hemen oruçla altbaşı gitmektedir. Nitekim Ramazan ayı soru grafik analizinde bunu göstermiştim. Ben burada zekatın bir çok 1 fonksiyonundan çok, ibadet-kul ilişkisini alan ve veren açısından fetva soruları örnekliğinde ele almak istiyorum. Burada zekat/ibadetler nasıl öğrenilir şeklinde bir soru akla gelebilir? Alo-fetvaya gelen zekat sorularını bütün olarak değerlendirdiğimizde aileden öğrenmelerin baskın olduğu görülmekte. Nitekim: Babam zekata çok dikkat eder kuruşu kuruşuna hesap edip verirdi. Ama eşim de hiç böyle bir hiç gayret yok. Anlatıyorum he he deyip geçiştiriyor. Üsteleyince de ben verdim diyor. İki tane pırlanta gibi çocuğum var onlara bir şey olacak diye ödüm kopuyor. Bileziklerimi satıp kocamın zekatını versem olur mu? sorusu tam da söylediğimiz durumu örneklendirmektedir. İbadet-insan ilişkisinde aileden öğrenmeler her zaman öncelikli ve kalıcı olmaktadır. Başka sorularda da benzer durumlarla karşılaşmak çok mümkün: Babam geçen hafta vefat etti. Biz bu durumla baş etmeye çalışırken birden her ramazan bir şey verdiğini hatırladık fakat bunun ne olduğunu bilmiyoruz bize hiç söylemezdi. Siz söyler misiniz Ramazanda parasal anlamda neler verilir?... Bu örnek de aile eğitiminin bilgi yanında eylem boyutunu açığa çıkarmakta. İbadet diğer bir ifadeyle dinin davranma biçimi boyutu her zaman bilginin fevkinde ve daha kalıcıdır. Bilgi öğrenmeyle, eylem hatırlamayla belleklerde yer edinir.
Uploads
Papers by nevin meriç