
Jovita Sakalauskaite
In 2009 completed a Master's degree in Vilnius Academy of Fine Arts, Faculty of Fine and Applied Arts, Department of Textiles. In 2014 she attained a Diploma of Doctorate in Art from Dokuz Eylül University, Institute of Fine Arts, Department of Textile and Fashion Design (Turkey).
Since 2004 the artist has participated in international exhibitions in China, Ukraine, France, Latvia, India, Poland, Spain, Uruguay. She has presented her articles and reports in international symposiums. To date, she has opened more than 9 personal exhibitions in both Lithuania and Turkey. 2017 the fiber art installation exhibited in the VII Bienal Internacional de Arte Textil Contemporáneo in Urugvay was awarded by the honor mention award.
In 2018 she received the title of Associate Professor by the Interuniversity Council in Turkey.
In the 2018 Spring semester Jovita Sakalauskaite was invited to give lectures and workshops for the Department of Arts and Crafts, Academy of Arts and Design, Tsinghua University, Beijing, and the Special education Arts School of Xi'an Academy of Fine Arts, Xıan, China.
From 2014 till 2019, she worked as a lecturer in Izmir University of Economics, Faculty of Fine Arts, Department of Fashion and Textiles.
From 2020, she has been working in her private studio as a freelance fiber artist, researcher, and designer.
Jovita Sakalauskaite is executive curator of 1. International Contemporary Material Art Biennale organized by Tsinghua University, Beijing, China, 2021-2022.
Since 2004 the artist has participated in international exhibitions in China, Ukraine, France, Latvia, India, Poland, Spain, Uruguay. She has presented her articles and reports in international symposiums. To date, she has opened more than 9 personal exhibitions in both Lithuania and Turkey. 2017 the fiber art installation exhibited in the VII Bienal Internacional de Arte Textil Contemporáneo in Urugvay was awarded by the honor mention award.
In 2018 she received the title of Associate Professor by the Interuniversity Council in Turkey.
In the 2018 Spring semester Jovita Sakalauskaite was invited to give lectures and workshops for the Department of Arts and Crafts, Academy of Arts and Design, Tsinghua University, Beijing, and the Special education Arts School of Xi'an Academy of Fine Arts, Xıan, China.
From 2014 till 2019, she worked as a lecturer in Izmir University of Economics, Faculty of Fine Arts, Department of Fashion and Textiles.
From 2020, she has been working in her private studio as a freelance fiber artist, researcher, and designer.
Jovita Sakalauskaite is executive curator of 1. International Contemporary Material Art Biennale organized by Tsinghua University, Beijing, China, 2021-2022.
less
Related Authors
Serpil Kapar
Canakkale Onsekiz Mart University
Mustafa İpek
Karadeniz Technical University
Canan Sönmezdağ Zöngür
Muğla Sıtkı Koçman üniversitesi
Mehtap Morkoç
Erciyes University
Dr. Secil Sever Demir
İzmir Demokrasi Üniversitesi / İzmir Democracy University
InterestsView All (13)
Uploads
Papers by Jovita Sakalauskaite
Günümüzde Litvanya bölgesinde LHS Birliği’nin altı tane şubelerinde 2500 daha fazla üyeleri vardır, Litvanya Halk Sanatçılar Birliğinin kurulması Litvanya Halk Sanatının gelişmesine ve yaygınlaştırılmasına çok önemli bir destek oluşturmuştur. LHS Birliği hem Halk Sanatçıların halklarını korur, aynı zamanda hem de uluslararası (UNESCO projeleri, ECA etkinlikleri), hem ulusal sempozyumlara ve sergilerde desteklenmektedir. LHS Birliği tarafından her yıl 150’ye yakın farklı etkinlikler; sergiler, seminerler, zanaat ve sanat günleri, konferanslar, yarışmaları, fuarlar, düzenlenmektedir. Kendi fonlarını kullanarak en iyi eserlerinin koleksiyonunu biriktirmiştir ve uluslararası arenada sergilenmiştir(İrlanda, Bulgaristan, Danimarka, Polonya, Meksika, Rusya, İsveç). 1997 yıllından itibaren resmi yılık dergisi yayımlanmaya başlamıştır.
Bu makale ile LHS Birliğinin amaçları, alanları, geçmiş ve planlanmış projeleri, sergileri tanıtılıp Türkiye’deki Halk Sanatçıları Dernekleri, Birlikleri ile işbirliği kurmak amaçlanmaktadır.
Conference Presentations by Jovita Sakalauskaite
1960’lardan sonra sanat dünyasında farklı liflerin kullanımının arttığı görülmektedir. Sa- nat tarihçisi Elissa Auther’a göre, lif sanatını başlatan sanatçılar, üç gruba ayrılmaktadır. Birinci grup; geleneksel tekstilde güçlü alt yapısı olan Lausanne Biennial sanatçıların- dan, ikinci ise avant-garde sanatçılardan oluşmaktadır. Bu sanatçıların eserleri genelde “post minimalist”, “anti-form” yada “process” sanatı olarak tanınmaktadır. Lif Sanatını farklı bir boyuta taşıyan üçüncü grup, feminist sanatçılardan meydana gelmiş olup enbüyük değişikliği bu grup yaratmıştır.
Lif Sanatçılarının üç boyutlu çalışmaları “Soft Sculpture” teriminin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Ünlü Tekstil Tasarımcısı Jack Lenor, “Wall Hangings”(Craft Horizons, March/ April 1969) adlı makalesinde MOMA (Modern Museum of Art) bir sergiyi incelemiştir. Sergide yer alan eserler yazar tarafından “heykelimsi” lif eserleri olarak tanımlanmıştır. Bir kaç yıl içerisinde de sanat eleştirmenleri lif kullanılarak üretilmiş üç boyutlu eserleri “soft sculpture” olarak adlandırmıştır.
1979 yılında sanat eleştirmeni Rosalind Krauss “Sculpture in the Expanded Field” adlı makalesinde Heykel sanatının yeni bir döneme girdiği belirtilmiştir. Yazara göre heykel aslında anıt olduğu üzere figüratif görünümü ve dikey duruşu sağlayan bir bütündür. Heykelin; malzemesi alışıldığı gibi mermer yada bronz olmak zorunda değildir; ayrıca sanatçı tarafından seçilmiş malzeme estetik kurallara da uyum sağlamak zorunda de- ğildir.
“Soft Sculpture” yapım tekniği olarak; Relief Soft Art, Stuffed Fabrics, non-woven lif heykeller, dokunmuş formlar (Woven Forms), örülmüş-işlenmiş formlar (Knitted-Crochet-Embroidered Forms)gibi ayrı gruplarda sınıflandırılmaktadır. Lif Sanatı teknikleri- nin çoğu “kadın işi” denilen tekniklerdir. Bu nedenle “Soft Sculpture” sanatçılarının genelde kadın sanatçıları olması şaşırtıcı değildir. Burada lif ve kadın, doku ve duygu arasındaki bağdan bahsedilmektedir.
Bu bildiride ilk olarak Sanat Tarihinde Lif Sanatı ve “Soft Sculpture” terimi açıklanarak Feminist Sanatı ve Lif Sanatı arasındaki ilişki incelenecektir. “Soft Sculpture” akımının önemli noktalarına değinilerek “Soft Sculpture” amacının ve yapısının nasıl olması gerektiği örneklerle tartışılacaktır.
Anadolu’da İslamiyet hiç bir dönemde, özellikle de Osmanlı döneminde “saf” İslam olmamıştır; eski gelenekler İslam dininin törenleri ile birleşmiş, bu geleneklere olan derin inanç dine de yansıtılmıştır. Kim olursa olsun; Yörük, gayrimüslim, Müslüman, padişah ya da köylü, hepsi için törenlerde kullanılan sembolik eşyaların ve edilecek duaların sihirli (magic) tarafı çok önemli olmuştur. Bu eşyalar arasında seccade de bulunmaktadır.
Çeyizlik eşyalar arasında ilk sırada yer alan seccadelerdir. Kutsallık, nazarlık görevi ya da koruma özellikleri seccadenin sembolik anlamına yabancı değildir.
Seccade halk kültüründe daha samimi yer oluşturmuşken, sarayda seccadeler daha “kutsallaşmış” saray kültürüne uygun bir biçime bürünmüştür. Saraydaki seccade kültürü çok daha gelişmiş ve zengindir; kıblegâh özel muhteşem tasarımlar, en yüksek kalite ile üretilmiştir.
Ayrıca unutmamak gerekir ki seccade diğer Anadolu halıları ile beraber Avrupa’ya yayılmıştır ve kiliselerde, saraylarda lüks eşya olarak büyük ilgi görmüştür; sosyal statü belirten, estetiği yansıtan, ayin yapılan binalarda ve törenlerde önem kazanan bir eşya olmuştur. Hristiyanlar, Yahudiler tarafından hem ayin yapılan binalarda hem de bazı dini ibadetleri gerçekleştirirken seccade kullanılmıştır.
Osmanlı döneminde bütün Tekstil Sanatı dalları “altın” dönemini yaşamıştır. Seccade gibi özel eşyalar dinin etkisi altında doğmuş, Anadolu Kültürü tarafından renklendirilmiş ve Yörük ellerin yardımı ile kendine özgü bir forma kavuşmuştur.
Günümüzde Litvanya bölgesinde LHS Birliği’nin altı tane şubelerinde 2500 daha fazla üyeleri vardır, Litvanya Halk Sanatçılar Birliğinin kurulması Litvanya Halk Sanatının gelişmesine ve yaygınlaştırılmasına çok önemli bir destek oluşturmuştur. LHS Birliği hem Halk Sanatçıların halklarını korur, aynı zamanda hem de uluslararası (UNESCO projeleri, ECA etkinlikleri), hem ulusal sempozyumlara ve sergilerde desteklenmektedir. LHS Birliği tarafından her yıl 150’ye yakın farklı etkinlikler; sergiler, seminerler, zanaat ve sanat günleri, konferanslar, yarışmaları, fuarlar, düzenlenmektedir. Kendi fonlarını kullanarak en iyi eserlerinin koleksiyonunu biriktirmiştir ve uluslararası arenada sergilenmiştir(İrlanda, Bulgaristan, Danimarka, Polonya, Meksika, Rusya, İsveç). 1997 yıllından itibaren resmi yılık dergisi yayımlanmaya başlamıştır.
Bu makale ile LHS Birliğinin amaçları, alanları, geçmiş ve planlanmış projeleri, sergileri tanıtılıp Türkiye’deki Halk Sanatçıları Dernekleri, Birlikleri ile işbirliği kurmak amaçlanmaktadır.
1960’lardan sonra sanat dünyasında farklı liflerin kullanımının arttığı görülmektedir. Sa- nat tarihçisi Elissa Auther’a göre, lif sanatını başlatan sanatçılar, üç gruba ayrılmaktadır. Birinci grup; geleneksel tekstilde güçlü alt yapısı olan Lausanne Biennial sanatçıların- dan, ikinci ise avant-garde sanatçılardan oluşmaktadır. Bu sanatçıların eserleri genelde “post minimalist”, “anti-form” yada “process” sanatı olarak tanınmaktadır. Lif Sanatını farklı bir boyuta taşıyan üçüncü grup, feminist sanatçılardan meydana gelmiş olup enbüyük değişikliği bu grup yaratmıştır.
Lif Sanatçılarının üç boyutlu çalışmaları “Soft Sculpture” teriminin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Ünlü Tekstil Tasarımcısı Jack Lenor, “Wall Hangings”(Craft Horizons, March/ April 1969) adlı makalesinde MOMA (Modern Museum of Art) bir sergiyi incelemiştir. Sergide yer alan eserler yazar tarafından “heykelimsi” lif eserleri olarak tanımlanmıştır. Bir kaç yıl içerisinde de sanat eleştirmenleri lif kullanılarak üretilmiş üç boyutlu eserleri “soft sculpture” olarak adlandırmıştır.
1979 yılında sanat eleştirmeni Rosalind Krauss “Sculpture in the Expanded Field” adlı makalesinde Heykel sanatının yeni bir döneme girdiği belirtilmiştir. Yazara göre heykel aslında anıt olduğu üzere figüratif görünümü ve dikey duruşu sağlayan bir bütündür. Heykelin; malzemesi alışıldığı gibi mermer yada bronz olmak zorunda değildir; ayrıca sanatçı tarafından seçilmiş malzeme estetik kurallara da uyum sağlamak zorunda de- ğildir.
“Soft Sculpture” yapım tekniği olarak; Relief Soft Art, Stuffed Fabrics, non-woven lif heykeller, dokunmuş formlar (Woven Forms), örülmüş-işlenmiş formlar (Knitted-Crochet-Embroidered Forms)gibi ayrı gruplarda sınıflandırılmaktadır. Lif Sanatı teknikleri- nin çoğu “kadın işi” denilen tekniklerdir. Bu nedenle “Soft Sculpture” sanatçılarının genelde kadın sanatçıları olması şaşırtıcı değildir. Burada lif ve kadın, doku ve duygu arasındaki bağdan bahsedilmektedir.
Bu bildiride ilk olarak Sanat Tarihinde Lif Sanatı ve “Soft Sculpture” terimi açıklanarak Feminist Sanatı ve Lif Sanatı arasındaki ilişki incelenecektir. “Soft Sculpture” akımının önemli noktalarına değinilerek “Soft Sculpture” amacının ve yapısının nasıl olması gerektiği örneklerle tartışılacaktır.
Anadolu’da İslamiyet hiç bir dönemde, özellikle de Osmanlı döneminde “saf” İslam olmamıştır; eski gelenekler İslam dininin törenleri ile birleşmiş, bu geleneklere olan derin inanç dine de yansıtılmıştır. Kim olursa olsun; Yörük, gayrimüslim, Müslüman, padişah ya da köylü, hepsi için törenlerde kullanılan sembolik eşyaların ve edilecek duaların sihirli (magic) tarafı çok önemli olmuştur. Bu eşyalar arasında seccade de bulunmaktadır.
Çeyizlik eşyalar arasında ilk sırada yer alan seccadelerdir. Kutsallık, nazarlık görevi ya da koruma özellikleri seccadenin sembolik anlamına yabancı değildir.
Seccade halk kültüründe daha samimi yer oluşturmuşken, sarayda seccadeler daha “kutsallaşmış” saray kültürüne uygun bir biçime bürünmüştür. Saraydaki seccade kültürü çok daha gelişmiş ve zengindir; kıblegâh özel muhteşem tasarımlar, en yüksek kalite ile üretilmiştir.
Ayrıca unutmamak gerekir ki seccade diğer Anadolu halıları ile beraber Avrupa’ya yayılmıştır ve kiliselerde, saraylarda lüks eşya olarak büyük ilgi görmüştür; sosyal statü belirten, estetiği yansıtan, ayin yapılan binalarda ve törenlerde önem kazanan bir eşya olmuştur. Hristiyanlar, Yahudiler tarafından hem ayin yapılan binalarda hem de bazı dini ibadetleri gerçekleştirirken seccade kullanılmıştır.
Osmanlı döneminde bütün Tekstil Sanatı dalları “altın” dönemini yaşamıştır. Seccade gibi özel eşyalar dinin etkisi altında doğmuş, Anadolu Kültürü tarafından renklendirilmiş ve Yörük ellerin yardımı ile kendine özgü bir forma kavuşmuştur.