Papers by M. Hanefi PALABIYIK

DergiPark (Istanbul University), Feb 24, 2010
Redya' kelimesi, hükümete itaat eden ve vergi veren halk manasına gelen 'ra'iyye'nin çoguludur. R... more Redya' kelimesi, hükümete itaat eden ve vergi veren halk manasına gelen 'ra'iyye'nin çoguludur. Ra'iyye (yahut ra'iyyet) genelolarak tebaa demektir. Genelde Müslüman Türk devletlerinin hepsinde ve Osmanlılar'da, Müslüman olsun olmasın, bütün tebaaya redyd denilirken, daha sonraları bu kavram Osmanlı Devleti'nde yalnız gayr-i mUslimlere tahsis edilmiştir. 5 İslam ve Türk toplum anlayışında, sınıfların varlıgından ve bu hususta herhangi bir tabaklaşmadan söz edilmesi dogru değildir. 6 Ancak söz konusu edilebilecek olan yapı, sadece toplum içerisindeki 'meslek, hayat ve anlayış tarzları 'na göre oluşan bir sınıflama ve gruplardan ibarettir.' İleride temas 3 Zihniyet olarak şunu da belirtmekte yarar görüyoruz ki, herhangi bir şeyi, mesela 'dll.nya tarihini İslam Dini veya Hz. Peygamber'le başlatmak' gibi bir anlayışı, öneU! almak gibi bir çabamız da yok. 4 Anayasa hukukunda 'devletin varlık koşulları' arasında sayılan 'insan toplulu~u' manasında:

Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Dergisi
İslam tarihi kaynakları III. Halife Hz. Osman’ın öldürülmesi olayının nasıl cereyan ettiği hususu... more İslam tarihi kaynakları III. Halife Hz. Osman’ın öldürülmesi olayının nasıl cereyan ettiği hususunda çok sayıda belge ve iddia barındırmasına rağmen olaya katılan isimlerin neredeyse tamamının kimliği bilinmektedir. Bu çalışmada, halifenin öldürülmesi olayına isimleri karışan şahıslara karşı Hz. Ali ile Muaviye’nin tutumları ele alınmaktadır. Hz. Osman’ın vefatıyla halife olan Hz. Ali’nin, Osman’ın öldürülmesi olayına karışan bu kişileri cezalandırmadığı, hatta bazılarının daha sonra gelişen olaylarda onun saflarında Muaviye’ye karşı mücadele verdiği görülmektedir. Bu da, Hz. Ali’nin Hz. Osman’ın katillerini çeşitli sebeplerden dolayı tespit edemediği ve bundan dolayı cezalandıramayıp meseleyi tehir ettiğine dair öne sürülen iddiaları tartışılır kılmaktadır. Çünkü katillerden bazılarının, isyan ve cinayete karışmalarından dolayı Muaviye ve valisi Haccâc tarafından hapsedildiği veya öldürüldüğü görülmektedir. Böyle olunca katillerin belli olduğu, fakat Hz. Ali’nin bu kişilere çeşitli...

Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Jun 30, 2007
Cocuk yogun bakim uniteleri her yil binlerce cocugun cesitli sebeplerden dolayi bakildigi yerlerd... more Cocuk yogun bakim uniteleri her yil binlerce cocugun cesitli sebeplerden dolayi bakildigi yerlerdir. Kritik durumdaki cocuklarin genel durumlarinin duzelmesi icin bakimlarinin iyi bir sekilde yapilmasi ve cocuklarin hastane enfeksiyonlarindan korunmasi gerekmektedir. En cok gorulen hastane enfeksiyonlardan birinin Ventilatorle Iliskili Pnomoni (VIP) oldugu belirtilmektedir. VIP insidansinin iyi bir oral bakim ile azaltilabildigi pek cok calisma ile gosterilmistir. Oral bakim; dis fircalamayi, agzi nemlendirmeyi, gargara kullanimini ve hastanin ihtiyacina gore gunluk oral degerlendirmeyi icermesine ragmen hemsirelerin cogu dis fircasi yerine kopuk cubuklari ve gaz tamponu tercih etmektedir. Bunun yani sira bu uygulamalarin sikligi da tartisma konusudur. Yapilan arastirmalar genellikle yetiskin yogun bakimlari ile ilgili olup cok azi cocuk yogun bakimi ile ilgilidir. Bu nedenle cocuk hastalarin agiz-dis sagligi protokolleri hakkinda yeni calismalara ihtiyac duyulmaktadir.

DergiPark (Istanbul University), Feb 22, 2010
Aralık 1339 (1923) nariJlfiimın 'j ıırk F.deb~yatl Tarihi Müdemii Kopnjfiizlide Mehmed Puad EJ.)e... more Aralık 1339 (1923) nariJlfiimın 'j ıırk F.deb~yatl Tarihi Müdemii Kopnjfiizlide Mehmed Puad EJ.)e. 'Tiirk~ye Tarihi"ni:'(jtl gijııderilen biritıc! kitabını biiYIik zevk ve iJti/ade ile okudum. Eser krymet/idir, miihimdir. Bunu vücuda getirmek için sarf ettiğitliz ve edeceğiniz mesaiyi takdir ed[yortlm. ihti.rasınızm tecelli edecek eser/eri milfete, ctlmhuriyete ifa olımabilecek hizmetlerin en krymetlileri mesabe.rinde bttlunacaktır. İlimfey'{jne tefne olan/.arla beraber mideakip kitaplarınızm intifarma intizar ederiwı efendim. " Tiirk~ye Reisicumhımı Gazj M. Kemal" "Edeb!yat tarihine heııeskar her TürkgenCl~heniiz malzemesinden hiç biri hazır bulımınayan bıı bü)ıiik millf ııe ilmi abide için, izah edifen /Isliller dairesinde hiç olmazsa birer taf getirmeye ça/ıfmalıdır,' çiinki! ııiici/da gelecek bu muhtefem abide, biiyiik ve ferefli Türk milletinin uzun asır/ar arasıııda muhtelif mtihitlerde geçirmı! olduitl fikri ve hissi sq/ha/.art ve o muhtelif safhalarda tecelli eden Türk milli dehasımn vahdetini ııe azametini gö.rtererek gelecek nesi/ler de C!.ynı <~a.y~ye sevk edecektir. Türk edeb~yat miiııerri/ıi irin hundan daha asfl ve mukaddes bir hedefnasıl !asavvur olunabilir?" Ord. Prof. Dr. M. FI/ad Kopriilii B u çalışma, büyük Türk taıihçisi ve aydını Ord. Prof. Fuad Köprülü'nün "Anadolu İstilasına Kadar Türkiye Tarihi" adlı eserini bir takım ilavc ve gözden geçirmekrle yerıiden yayın dünyasına ka7.andırmak için yaptığımız hazırlık münaseberiyle kaleme alınmıştır. Burada, ona etki eden 'tarihçilik' ilc onun etki cttiS>1 'tarihçilik', öncesi vc sonrasıyla incelenmeye ve aynca mezkur escrin dc böyle bir ortamdaki ycri ortaya konmaya çalışılmıştır.. At.~rürk Üniversitesi ilahiyar Fakülte,i İslam Tarihi Öğretim Üyesi.
DergiPark (Istanbul University), Dec 1, 2005
Istanbul University - DergiPark, Jun 30, 2020
İntihal: Bu makale, iTenticate yazılımınca taranmıştır. İntihal tespit edilmemiştir. Plagiarism: ... more İntihal: Bu makale, iTenticate yazılımınca taranmıştır. İntihal tespit edilmemiştir. Plagiarism: This article has been scanned by iTenticate. No plagiarism detected.
Istanbul University - DergiPark, Aug 8, 2019
Istanbul University - DergiPark, May 1, 2015
İslam'ın İlk Döneminde Kadın Ve Devlet ABD Chicago Üniversitesi öğretim üyelerinden Nabia Abbott ... more İslam'ın İlk Döneminde Kadın Ve Devlet ABD Chicago Üniversitesi öğretim üyelerinden Nabia Abbott tarafından kaleme alınan bu makalede, İslam'ın ilk döneminde Müslüman Arap kadınının sahip olduğu sosyal, dini ve siyasi konuma yönelik bir takım değerlendirmeler yapılmaktadır. Yazar İslamiyet'i kabul eden Arap kadınının sosyal, dini ve siyasi yaşamında önceki döneme nazaran köklü değişiklerin meydana geldiğini dile getirmektedir. Çalışmada Hz. Muhammed döneminde Müslüman Arap kadınına tanınan sosyal, dini ve siyasi haklar ile Dört Halife dönemindekilerin mukayesesine yer verilmiştir. Bununla birlikte Hz. Muhammed döneminde kadına tanınan hakların bir kısmının bir sonraki dönemde kısıtlandığı hatta Arap kadınının İslamiyet ile birlikte İslam öncesi dönemde sahip olduğu bazı özgürlüklerini de kaybettiği ifade edilmektedir.

Bu çalışma feminist araştırmacıların en temel sorularından birini, İslam düşüncesi açısından ele ... more Bu çalışma feminist araştırmacıların en temel sorularından birini, İslam düşüncesi açısından ele almayı hedeflemektedir: "Erkekler ve kadınlar arasındaki farklılıkları belirleyen, onların doğal özellikleri midir yoksa içinde yaşadıkları toplum mu?" Bu soru aynı şekilde ve hatta aynı ifadeler kullanılarak, "Erkekler ve kadınlar arasındaki farklılıkları belirleyen "din" midir yoksa içinde yaşadıkları toplumun dini paradigmaları mıdır?" biçiminde de sorulabilir. Buna ayrıca, kadınlık ve erkeklik açısından doğallığın ne olduğu ve neyin, nasıl tespit edileceğinin de cevaplanması gereken sorular olduğunu katmamız gerekmektedir. Diğer yandan problemin haklar, insan hakları, adalet ve eşitlik açılarından ele alınma imkânı da meselenin diğer yanıdır. Bu soruların bazı cevaplarıni toplumsal yapı ve dini geleneğimiz açısından değerlendirirken, hiçbir müminin, geleneği savunmak adına Kur'an'ı veya Allah Resulü'nün sünnetini görmezden gelme hakkının olmadığını düşünmekteyiz. Bu yüzden Kur'an ve hadislere, her dönemde ve her yerde, Kur'an'ın kendi ilke ve prensiplerinin göz önüne alınarak yaklaşılması; tarihî bağlamı ve metin bütünselliği, tutarlı bir anlama yöntemiyle, yeniden ve defaatle elden geçirilerek yorumlanıp çağa taşınması ve problemlerin çözümünde onlara öncelik verilmesi gerektiğini düşünmekteyiz. Çünkü Allah ve Resulü'nün, nasıl bir toplum, nasıl bir kadın ve erkek modeli istediklerini ortaya koydukları açıktır. Bu modeli tespit ederek çağımıza taşımak daulemanın kendi dönemleri için yaptığı gibi-çağdaş bilim adamlarının işi ve görevidir. Çünkü burada yaşanan problemler doğrudan bizden kaynaklanmaktadır. Diğer açıdan Kur'an'ın ve Resulullah'ın dönemlerinde bulunmayan bir problemin, onlarda aranması ve istenenin/beklenenin onlara söyletilmesinin problemli olduğu da göz ardı edilmemelidir. Çünkü bazı hususlar modern dünyanın problemidir; ama sanki geçmişte de aynı problem varmış gibi düşünülmektedir ve bu bir anakronizmdir. Bu tür hususlarda öne sürülenler kabul edilebilir/kabul edilse de, diğer yandan bizlerin, müminler olarak bu problemlerle karşı karşıya kaldığımız ve bunları da kaçmadan çözmek durumunda olduğumuz bir vakıadır. Bu problemi veya benzerlerini insan hakları veya kadın hakları üzerinden hareketle de çözebiliriz. Burada da ölçümüz, kanaatimce Kur'an ve sünnet'in ruhuna, ilke ve prensiplerine ters düşmeden çözüm üretilmesidir.
Siyer Araştırmaları Dergisi, 2021
Journal of Turkish Research Institute, 2018

ÖZET Hz. Muhammed'in (sas) Medine'ye hicretinden hemen sonra giriştiği faaliyetler arasın... more ÖZET Hz. Muhammed'in (sas) Medine'ye hicretinden hemen sonra giriştiği faaliyetler arasında devlet kurma faaliyeti vardır. Onu böyle yapmaya götüren birtakım sosyal ve siyasî sebeplerin olduğu muhakkaktır. Fakat asıl hedefi Allah'tan aldığı tebliğ görevini gereğince yerine getirmektir. O, gerek Mekke gerek Hicret sonrası ilk icraatlarında Medine'de, öncelikle devlet kurmanın gereğini fark etmiş biri olarak faaliyetlerini buna teksif etmiş ve birtakım altyapı hazırlıklarından (nüfus sayımı, kardeşleştirme ve mescit inşası) sonra Medine'de yaşayan gayr-i Müslim unsurlarla birlikte Medine Devleti'ni kurmuştur. Hamidullah'ın tespitlerine göre, bu devlet için ortaklaşa oluşturulan antlaşma, dünyanın ilk yazılı anayasasıdır. Bu durum bizi, Resulullah'ın kurduğu devletin anayasal ve konfederatif bir hukuk devleti olduğu kanaatine götürmektedir. <br> <br> ABSTRACT Activities of the Prophet Muhammad on the Foundation of State Among the activities t...

Bu makale, bazi Ortacag Islam cografyacilari ile Muslim ve gayr-i Muslim batili bazi seyyahlarin ... more Bu makale, bazi Ortacag Islam cografyacilari ile Muslim ve gayr-i Muslim batili bazi seyyahlarin Erzurum hakkinda vermis olduklari bilgileri icermektedir. Bu bilgiler isiginda asagidaki sonuclara ulasilmistir. Klasik Islam cografyacilari ile seyyahlarin, Erzurum hakkinda verdikleri malumat, genellikle birbirlerine yakindir ve diger yandan yabanci diplomat ve seyyahlarin verdikleri malumatla da yaklasik olarak onlarla ortusmektedir. 1. Musluman cografyacilar Erzurum icin, ‘Kâlikalâ’ ve ‘Erzen-i Rum/Erzenu’r-Rum’dan baska isim kullanmamaktadirlar. Dogru imla da bunlardir. 2. Kâlikalâ’nin Ermenistan veya Rum bolgesinde olduguna dair ifadeler, Kâlikalâ’nin bu beldelerin tam sinirinda bulundugunu, cografi veya yonetim bakimindan bazen Ermenistan bazen de Bizans’a tâbi kabul edildigini gostermektedir. 3. Bir sinir ve gecit bolgesi olarak Kâlikalâ, bircok muellife gore Muslumanlar icin ‘sugur’dur, cihad bolgesidir. Ve Kâlikalâ’daki mevcut kalede, tuccarlar kadar savascilar da vardir. 4. Er...

Araplarda putperestlik yaygin olup, her kabilenin kendine ait putlari ve putlarina ait mekânlari ... more Araplarda putperestlik yaygin olup, her kabilenin kendine ait putlari ve putlarina ait mekânlari mevcuttu. Zulhalesa da, Araplarda veya diger cografyalarda gordugumuz mekân/hac yeri ilahlarindan biridir. Hz. Ibrahim’den beri bolgede sayginligi devam eden Kâbe’ye nazire veya benzesme olsun diye insa edilmistir. Bolgede bulunan “el-Halasa” adli bir putun uzerine Kâbe olarak bina edilmis ve boylece “Zulhalesa” ismiyle sohret yapmis ve “el-Ka’betu’l-Yemâniyye” diye de anilmistir. Bu Beyt, bilhassa Has’am, Becile, Devs ve Ezdu’s-Serât kabilelerince saygi gosterilen bir mekân olmustur. Zulhalesa’nin da hizmetci ve koruyuculari vardir, onlar da, Benu Bâhile b. Âsur’dan Benu Umâme veya Hâris b. Ka’b, Curm, Zebid, Ğavs b. Murr b. Udd ve Benu Hilal b. Âmir olarak gecmektedir. Kâbe-i Şerif’e gosterilen saygi ve onun etrafinda yapilan ibadet ve diger rituellerin tamamimin, bu Beyt icin de yapildigini gormekteyiz: Tavaf etme, kurban kesme, adaklar adama, hediyeler sunma ve huzurunda fal oklari c...

Journal of Turkish Research Institute, 2001
Redya' kelimesi, hükümete itaat eden ve vergi veren halk manasına gelen 'ra'iyye'nin çoguludur. R... more Redya' kelimesi, hükümete itaat eden ve vergi veren halk manasına gelen 'ra'iyye'nin çoguludur. Ra'iyye (yahut ra'iyyet) genelolarak tebaa demektir. Genelde Müslüman Türk devletlerinin hepsinde ve Osmanlılar'da, Müslüman olsun olmasın, bütün tebaaya redyd denilirken, daha sonraları bu kavram Osmanlı Devleti'nde yalnız gayr-i mUslimlere tahsis edilmiştir. 5 İslam ve Türk toplum anlayışında, sınıfların varlıgından ve bu hususta herhangi bir tabaklaşmadan söz edilmesi dogru değildir. 6 Ancak söz konusu edilebilecek olan yapı, sadece toplum içerisindeki 'meslek, hayat ve anlayış tarzları 'na göre oluşan bir sınıflama ve gruplardan ibarettir.' İleride temas 3 Zihniyet olarak şunu da belirtmekte yarar görüyoruz ki, herhangi bir şeyi, mesela 'dll.nya tarihini İslam Dini veya Hz. Peygamber'le başlatmak' gibi bir anlayışı, öneU! almak gibi bir çabamız da yok. 4 Anayasa hukukunda 'devletin varlık koşulları' arasında sayılan 'insan toplulu~u' manasında:

Journal of Turkish Research Institute, 2008
Vatanı kan korur, mürekkep yüceltir; Kan şehidin, mürekkep muallimindir." ÖZET Devletlerin ve mil... more Vatanı kan korur, mürekkep yüceltir; Kan şehidin, mürekkep muallimindir." ÖZET Devletlerin ve milletlerin hayatlarını idameleri ve milletlerarası mücadelelerde ayakta kalabilmeleri için çok defalar emperyalist güçlere karşı bağımsızlık mücadelelerine giriştikleri olmuştur. Coğrafi keşifler ve sanayileşme ile gelen Batının üstünlük ve sömürgeleştirme çabaları, Osmanlı Devleti üzerinde de görülmüştür. Bunun sonucu olarak girilen savaşlar ve çaresiz imzalanan anlaşmalar, dünya Türklüğünün büyük kalesi olan Anadolu'nun kurtulması ve milletimizin yaşaması için ağır mücadeleler verilmesini doğurmuştur. Böyle bir mücadeleyi dünyaya örneklik sağlayacak şekilde ve büyük fedakârlıklarla veren yüce milletimiz, arkasına en büyük destek olarak 'tarihî gelenekler'ini almıştır. Maalesef bugün de yok edilmeye çalışan bu geleneklerimiz arasında büyük yer tutan duygulardan biri de, 'dini düşünce ve dinî gelenekler'dir. Dinî düşünce ve geleneklerin milli mücadelemize kattığı ruh ve sağladığı destek, 'cihat', 'gaza' (fetih), 'şehitlik', 'gazilik', 'alperenlik', 'vatan' anlayışları ve bunları destekleyen 'Cuma namazının hür bir mekânda kılınabileceği', 'ezanın hürriyet istediği', 'vatan sevgisinin imandan olduğu' ve 'namusun kutsallığı' inançları ile ve ayrıca sosyal olarak da 'vaaz geleneği' 'fetva geleneği' ve diğer bir takım unsurlar yoluyla olmuştur. Makale bu unsurları ortaya koyan ayet ve hadislere kısaca değindikten sonra örneklerin sunumuyla devam etmektedir.
ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ KÂZIM KARABEKİR …, 2010
Türk tarihinde Cumhuriyetle birlikte eğitim ve bilim paradigmamızda da radikal bir epistemolojik ... more Türk tarihinde Cumhuriyetle birlikte eğitim ve bilim paradigmamızda da radikal bir epistemolojik kırılma meydana gelmiştir. Bu kırılmayla yak/aşık bin yıllık klasik anlay,şların artık problemlere cevap veremediği düşünülerek, sorunlara başka anlayışlarla çözüm üretilmeye başlamıştır. Yeni paradigmada kendine yer edinmek durumunda olan sosyal bilimler ve bu bağlamda İlahiyat Fakülteleri de, kendini klasik anlayışlarm çözümsüz kalıplarından, etkisini yitirmiş önermelerinden kurtarması gerektiğini fark etmek zorundadır. İlahiyatçılar bir çok engeller karşısında olsa da, dinamiklerini kendi tarihinin derinliklerinde bulan bir anlayışla, değişimi kucaklamak ve çağa uygun bir eğitim anlayışryla bilgi ve bilim üretmek zorundadır.
… DERGİSİ/JOURNAL OF INSTITUTE OF FINE …, 2010
... 5 İbn Fakîh, Ebû Bekr Ahmed b. Muhammed el-Hemezânî, Muhtasaru Kitâbi&amp;amp;amp;amp;amp... more ... 5 İbn Fakîh, Ebû Bekr Ahmed b. Muhammed el-Hemezânî, Muhtasaru Kitâbi&amp;amp;amp;amp;amp;amp;#x27;l-Buldân, tahkîk: MJ De Goeje, Brill, Leyden, 1885, s. 175 6 İbn Hurdazbih, Ebû&amp;amp;amp;amp;amp;amp;#x27;l-Kâsım Ubeydullâh b. &amp;amp;amp;amp;amp;amp;#x27;Abdullah, Kitâbu&amp;amp;amp;amp;amp;amp;#x27;l-Mesâlik ve&amp;amp;amp;amp;amp;amp;#x27;l ... Suyu berrak, tatlı ve yararlı olan her ırmak, &amp;amp;amp;amp;amp;amp;#x27;Fırat&amp;amp;amp;amp;amp;amp;#x27; diye adlandırılır. ...
Geçmişten Günümüze Türkiye-Hindistan İlişkileri Uluslararası Sempozyumu Bildiriler, 2022
Bu çalışmada, Babürlü İmparatorluğunun üçüncü hükümdarı Celâleddin Ekber Şah'ın, döneminde gerçek... more Bu çalışmada, Babürlü İmparatorluğunun üçüncü hükümdarı Celâleddin Ekber Şah'ın, döneminde gerçekleştirdiği dinî, sosyal ve kültürel bazı reformlar ve sonuçları ele alınarak Ekber'in kendi toplumunu nereye sürüklediği göz önüne serilmeye çalışılacaktır. Biz bunu günümüzde çok yaygın olarak kullanılan 'çokdinlilik/dinsel çoğulculuk', 1 'çokkültürlülük/kültürel
Uploads
Papers by M. Hanefi PALABIYIK