Papers by Ezgi Saatcioglu

Abant Sosyal Bilimler Dergisi, 2024
Öz: Günümüzde bireyler, pazar koşulları içerisinde birer tüketici olarak değerlendirilmektedir. B... more Öz: Günümüzde bireyler, pazar koşulları içerisinde birer tüketici olarak değerlendirilmektedir. Bu bağlamda hem bireyler hem de markalar açısından reklam okuryazarlığı önemli bir olgu olmaktadır. Bireysel düzeyde bir yeteneği ifade eden her bireyin farklı düzeylerde olabileceği ve kendini geliştirebileceği reklam okuryazarlığı, önemli bir akademik çalışma alanıdır.. Bu çalışmada reklam okuryazarlığı literatüründeki yönelimlerin belirlenmesi hedeflenerek bibliyometrik bir analiz gerçekleştirilmektedir. Çalışmada Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Ulusal Tez Merkezi üzerinden ulaşılan, reklam okuryazarlığı alanında yazılmış lisansüstü tezler incelenmektedir. Çalışmada gerçekleştirilen bibliyometrik analiz sonuçlarına göre reklam okuryazarlığı alanında Türkiye alanyazınında hazırlanmış olan sınırlı sayıda lisansüstü tez bulunduğu 2 tez dışındaki tezlerin halkla ilişkiler ve tanıtım ile iletişim bilimleri alanında yazıldığı görülmektedir. Çalışmaların araştırma yöntemleri, veri toplama teknikleri çeşitlilik göstermekte, çocukların ve yetişkinlerin reklam okuryazarlığı düzeylerinin irdelendiği görülmektedir.

İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi, 2023
The Image of Women in Advertisements from the Republic to the Present ÖZ Medya içeriklerinde kadı... more The Image of Women in Advertisements from the Republic to the Present ÖZ Medya içeriklerinde kadın imgesi, geçmişten günümüze önemli bir tartışma konusu olagelmiştir. Reklam da kadın imgesinin idealize edilerek topluma empoze edildiği önemli medya içerikleri arasında yer almaktadır. Türkiye'de reklamcılığın gelişmesi, Cumhuriyet'in ilanıyla birlikte mümkün olmaktadır. Cumhuriyet rejimi, beraberinde yeni bir toplum yapısını ve değişen toplumla birlikte doğan yeni bir yaşam tarzını yaratmıştır. Reklamlar, bir yandan yeni topluma ve yaşam tarzına hitap eden ürünlerin tükettirilmesini amaçlarken bir diğer yandan da yeni topluma yönelik imgelerin aktarılmasını ve topluma benimsetilmesini de sağlamaktadır. Cumhuriyet'in ilanı ile birlikte en büyük değişimlerden biri, kadının toplumdaki konumu olmaktadır. Edindikleri haklar ile birlikte yeni bir kadın kimliği doğarken bu kimlik kadın imgesinin yer aldığı reklamlara da yansımaktadır. Bu yansıma ise dönemin teknolojik koşullarına bağlı olarak temel reklam aracı olan basın reklamları üzerinde olmaktadır. Kadın imgelerinin, sektörün birincil hedef kitlesi olması bakımından özellikle kozmetik reklamlarında yer aldığı ve kozmetik reklamlarının idealize edilen kadın imgesinin sunumunda önemli bir rol oynadığı görülmektedir. Bu çalışma, toplumdaki kadın imgesinin durumunun ve değişiminin, reklam içeriklerine izdüşümü olacağı varsayımından yola çıkmaktadır. Çalışmanın amacı; Türk toplumunda Cumhuriyet'in ilanından bu yana kadın imgesindeki değişimlerin, reklam diline yansımasını basın reklamları üzerinden incelemektir. Bu amaç doğrultusunda Cumhuriyet'in ilanından günümüze değin olan süreçte onar yıllık dönemler halinde 11 kozmetik basın reklamı, yargısal örnekleme ile belirlenerek gösterge bilimsel analiz ile incelenmiştir. İnceleme sonucunda; kozmetik reklamlarındaki kadın imgesinin ve güzellik anlayışının, idealize edilerek Cumhuriyet'in ilanından bu yana farklı dönemlerde değişim geçirdiği belirtilebilmektedir.

Intermedia International E-Journal, 2022
Ebru GÖKALİLER 1 Ezgi SAATCIOĞLU 2 ÖZ: Geleneksel medya odağında geliştirilen Parasosyal Etkileşi... more Ebru GÖKALİLER 1 Ezgi SAATCIOĞLU 2 ÖZ: Geleneksel medya odağında geliştirilen Parasosyal Etkileşim Kuramı; izleyicilerin, medya kişisi ile tek yönlü ve gerçek yaşamda tanışıyorlarmış gibi ilişki kurmalarını ifade etmektedir. Günümüzde sosyal medyanın yaşamın önemli bir parçası haline gelmesiyle benzer bir ilişkinin sosyal medyada da kurulduğu söylenebilmektedir. Yüksek takipçi sayılarıyla bir anlamda sanal dünyanın ünlüleri olan sosyal medya etkileyicileriyle takipçileri arasında parasosyal etkileşim gerçekleşmektedir. Sosyal medya etkileyicilerinin gerek satın alma gerek marka iş birlikleriyle sosyal medyada ürettikleri içeriklerde, lüks markalara yer verdikleri görülmektedir. Sosyal medya etkileyicileri; bilgi aktarımı, yeni fikirlerin üretimi ve trendlerin takip edilmesi açısından aracı rolü üstlenmektedir. Sosyal medya etkileyicileri, tüketicilerin satın alma davranışlarını etkileme gücüne sahip olup bu gücün yanı sıra markayı dolaylı olarak deneyimleme şansı da sunmaktadırlar. Tüketiciler, lüks markalara ekonomik açıdan erişemeyecek olsalar bile etkileyicilerin kullanımları ve içerikleri üzerinden dolaylı bir deneyim yaşamaktadırlar. Böylelikle etkileyiciler, tüketici ve lüks marka arasında kurulan etkileşimde bir köprü olmaktadır. Bu çalışmada, tüketicilerin sosyal medya etkileyicileriyle kurdukları parasosyal etkileşimde lüks marka içeriklerine bakışlarını irdelemek amaçlanmaktadır. Sosyal medyayı yoğun bir biçimde kullanan ve sosyal medya etkileyicilerini takip eden gençlere yönelik araştırma kapsamında 20 Aralık 2021-6 Ocak 2022 arasında 13 katılımcıyla yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonucunda; sosyal medya etkileyicilerinin, katılımcıların satın alma davranışlarını doğrudan etkilemediği ancak önerilerinin değerlendirme sürecinde göz önünde bulundurdukları saptanmıştır. Ayrıca katılımcılar için sosyal medya etkileyicisine duyulan sevgi ve güven yani parasosyal etkileşim önem taşımaktadır. Katılımcılar, sosyal medya etkileyicilerinin marka iş birliklerini ayırt edebilmekte, iş birliği olduğu belirtilmeyen içeriklerden rahatsız olmaktadırlar. Etkileyicilerin lüks marka tüketimleri statülerini yükseltmemekte; lüks marka ile etkileyici uyumsuzsa markaya olumsuz tutum geliştirilmektedirler.

Connectist: Istanbul University Journal of Communication Sciences, 2020
Günlük yaşam üzerinde sosyal medyanın rolü ve etkisi her geçen gün artmaktadır.
Bu durum beraberi... more Günlük yaşam üzerinde sosyal medyanın rolü ve etkisi her geçen gün artmaktadır.
Bu durum beraberinde gizlilik kavramının anlam ve rol açısından değişimini
de getirmektedir. Sosyal medyadaki içerikler aracılığıyla paylaşılan kişisel
bilgiler, büyük veri havuzu içinde analiz edilerek pek çok farklı sektör tarafından
kullanılmaktadır. Bu bağlamda bireylerin sosyal ağları kullanırken onayladıkları
gizlilik politikaları hakkında bilgiye sahip olup olmadıkları da tartışılagelmektedir.
Bu çalışmada bireylerin sosyal medyada gizliliğe bakış açılarının, büyük veri ve
gizlilik konularının iletişim gizliliği yönetimi kuramı ekseninde değerlendirilmesi
amaçlanmaktadır. Bu amaçla çalışmada nitel bir araştırma tasarımından
ve derinlemesine görüşme tekniğinden yararlanılmıştır. Olasılıklı olmayan
örneklem seçimi yöntemlerinden amaçlı örneklem yöntemiyle seçilen 18 sosyal
medya kullanıcısıyla Kasım 2019-Aralık 2019 tarihleri arasında derinlemesine
görüşme yapılmıştır. Veriler, Miles & Huberman (1994) modeli çerçevesinde
değerlendirilmiştir. Araştırma sonucunda katılımcıların ağırlıklı olarak sosyal
medyada özel yaşamlarının gizliliğine önem verdikleri ve kendilerine sunulan
gizlilik ayarlarından yararlandıkları anlaşılmıştır. Öte yandan katılımcıların, sosyal
medya platformlarının yayınladığı gizlilik politikalarını okumadıkları ve okusalar
dahi platforma üye olmak istedikleri için onayladıkları anlaşılmıştır. Kişisel
bilgilerini paylaşmaktan tedirgin olsalar bile birtakım önlemlerle paylaşmaya
devam ettikleri görülmektedir. Bu bağlamda katılımcıların bir platformda
bulunma, paylaşımlarla kendilerini ifade etme isteklerinin gizlilik endişelerini
bastırdığı şeklinde belirtilebilmektedir.
Global Media Journal TR Edition, 2020

Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, 2019
İnternet kullanım alışkanlıklarının değişimi beraberinde markalar ve tüketiciler arasında da fark... more İnternet kullanım alışkanlıklarının değişimi beraberinde markalar ve tüketiciler arasında da farklı bir ilişkinin gelişimini getirmektedir. Bireylerin, sosyal medyada yaptıkları paylaşımlar kısa sürede geniş kitlelere ulaşabilirken markalar hakkında üretilen olumlu ve olumsuz içerikler, markaya yönelik beğenilirliği değiştirebilmektedir. Çalışmanın amacı; bireylerin sosyal medyada sanal dedikodu yapma durumlarını, markalara yönelik olumlu ve olumsuz içerikler ile marka beğenilirliği arasındaki ilişkiyi incelemektir. Bu amaç doğrultusunda anket tekniğinden yararlanılarak nicel veriler toplanmıştır. Amaçsal örneklem ile anket 352 sosyal medya kullanıcısına uygulanmıştır. Anketten elde edilen verilere, hipotezleri test etmek amacıyla T-testi ve korelasyon analizi uygulanmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre; katılımcıların, sanal dedikodu yapma eğilimleri cinsiyete göre anlamlı bir farklılık göstermemektedir. Olumlu sanal dedikodunun etkilediği marka beğenilirliği boyutları ile olumsuz sanal dedikodunun etkilediği marka beğenilirliği boyutları arasında düşük düzeyde bir ilişki bulunmakta olup bu ilişki istatistiksel açıdan anlamlı değildir. Sanal dedikodu yapma durumu ile hem olumlu sanal dedikodunun hem de olumsuz sanal dedikodunun marka beğenilirliğine yansıması arasında anlamlı fakat düşük düzeyde bir ilişki bulunmaktadır.
Connectist: Istanbul University Journal of Communication Sciences, 2019

İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 2017
Sosyal medya ve gündelik yaşam artan bir biçimde iç içe geçmektedir. Bunun sonucunda, nazardan ko... more Sosyal medya ve gündelik yaşam artan bir biçimde iç içe geçmektedir. Bunun sonucunda, nazardan korkan ama aynı zamanda da yaşamlarını Instagram aracılığı ile paylaşan bireyler, nazardan korunma pratiklerini de sosyal medyaya taşımaktadır. Bu çalışma; gündelik yaşamın bir parçası olan nazar olgusundan korunma pratiklerinin, Instagram üzerinden nasıl ve kimler tarafından gerçekleştirildiğini paylaşılan içerikler ve kullanılan hashtagler temelinde ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda gerçekleştirilen araştırma nicel bir araştırma tasarımına sahip olup veri toplama tekniği olarak içerik analizinden yararlanılmıştır. Çalışmada tabakalı örneklemeden yararlanılarak toplam 2000 içerik, oluşturulan kodlama rehberi ile analiz edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre; nazar korkusuna yönelik etiketlerin en çok çocuklara yönelik kullanıldığı belirlenmiştir. İlgili kategoriyi aile ve eş-sevgili kategorileri izlemektedir. Kullanıcı kategorilerine göre bakıldığında kadınların nazar olgusuna dair daha çok korunma etiketleri paylaştığı görülmektedir. İçerik kategorilerine bakıldığında ise; hem kadın Instagram kullanıcılarının ve hem de erkek Instagram kullanıcılarının en çok çocuk kategorisinde nazar olgusuna dair etiketler kullandıkları görülmektedir.

Global Media Journal TR Edition, 2017
Because social media is being used by more people every day and has an impact on consumer prefere... more Because social media is being used by more people every day and has an impact on consumer preferences, brands are now actively participating in social media and using it as a communication tool. In this context, social media plays an important role in branding and is also being used for city branding as a result of media convergence. This study investigates social media use in the context of urban branding handled over Instagram. The purpose of the study is to determine the use of social media in an urban branding context in order to reach both locals and potential visitors. For this purpose, the account @cityofizmir, an Instagram-focused project created by İzmir Metropolitan Municipality, was considered as a case study and was examined over the course of 2016. This study has a quantitative research design, and content analysis was chosen as a research technique. The results indicate that most of the content is produced in the "places to see" category, and most of the content shared on the account is geotagged. Photo content is the most numerous content on the account. Followers prefer to "like" the content instead of commenting on it. In conclusion, the @cityofizmir Instagram project is a successful tool for the city branding of İzmir.

Selçuk İletişim, 2017
Sosyal medya, toplumsal yaşamda giderek daha büyük bir yer edinirken markalar ve sivil toplum örg... more Sosyal medya, toplumsal yaşamda giderek daha büyük bir yer edinirken markalar ve sivil toplum örgütleri için de önem taşımaya başlamıştır. Hem markalar hem de sivil toplum örgütleri sosyal medyayı halkla ilişkiler amaçlı olarak kullanmaktadır. Bununla birlikte sosyal medya, kamusal alan olarak ele alınmakta ve sivil toplum örgütleri sosyal medyayı dijital eylemcilik çerçevesinde de kullanmaktadır. Bu çalışmada, sivil toplum örgütlerinin sosyal medya kullanımı Facebook özelinde ele alınmıştır. Çalışmanın amacı; sivil toplum örgütlerinin stratejik iletişim çerçevesinde sosyal medya kullanımını belirlemektir. Bu amaç ile Greenpeace Türkiye Facebook sayfası örnek olay incelemesi olarak ele alınmış ve bu sayfada yer alan içerik, nicel araştırma yöntemlerinden olan içerik analizi tekniği ile analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda Greenpeace Türkiye’nin en çok “Kuzey Kutbu”, en az ise “Ormanlar” konularında içerik ürettiği; yıllara göre bakıldığında ise en çok içeriğin 2013, en az içeriğin ise 2009’da üretildiği saptanmıştır. İçerik türleri açısından bakıldığında ise sayfada en çok fotoğraf içeriğine yer verilmektedir. Kullanıcı etkileşimleri söz konusu olduğunda en çok “Kuzey Kutbu”, en az “Moda Detoksu” konuları ile etkileşim kurmaktadırlar. Kullanıcılar en çok “beğeni” türünde etkileşim gerçekleştirmektedirler. Greenpeace Türkiye Facebook sayfasında sosyal medyanın katılım, açıklık, diyalog, topluluk ve bağlanabilirlik özelliklerinden yararlanılmaktadır.

ÖZ Günümüzde bilgi iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler kişiler arası iletişim süreçlerin... more ÖZ Günümüzde bilgi iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler kişiler arası iletişim süreçlerinde değişimler yaratmaktadır. Bireyler artık birbirleriyle ekranların ardında iletişim kurmakta, duygularını ifade etme yolunda emojilerden yararlanmaktadır. Gündelik yaşamda yerini giderek arttıran emojiler, marka yöneticilerinin de dikkatini çekmekte ve marka iletişim çalışmalarında kullanılmaktadır. Marka yöneticileri günümüzde emojileri reklam stratejilerinde kullanmakta ve onları tüketicilerin duygularına seslenme unsuru olarak değerlendirmektedirler. Araştırmanın amacı reklamlarda kullanılan emojilerin, reklam tutumlarına yansımasını belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda anket tekniğinden yararlanılarak bir araştırma gerçekleştirilmiş ve nicel veriler elde edilmiştir. Emojilerin daha yoğun olarak internet temelli iletişim sürecinde kullanılması sebebiyle araştırmanın evreni internet kullanıcılarıdır. Anket 6-11 Haziran 2016 tarihleri arasında çevrimiçi olarak gerçekleştirilmiş olup anket, 398 katılımcı cevaplamıştır. Anket verilerine; korelasyon analizi uygulanmıştır. Araştırmanın temel bulgularına göre; bireylerin emoji kullanımları arttıkça emoji içerikli reklamlara yönelik tutumları olumlu yönde artmaktadır. Emoji kullanım sıklığı arttıkça emoji içerikli reklamlara dikkat edilmesi de artmaktadır. • ANAHTAR KELİMELER Emoji, emoji içerikli reklam, emoji pazarlaması, reklam tutumu • Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Dergisi Yıl:2016 Cilt:19 Sayı:2 ss.63-91 Makale Gönderim Tarihi:

Akdeniz İletişim Dergisi, 2016
Ritüeller, geçmişten günümüze değin insan yaşamının bir parçası olmuştur. Tüketim toplumunda mark... more Ritüeller, geçmişten günümüze değin insan yaşamının bir parçası olmuştur. Tüketim toplumunda markalar, toplumda yer alan ritüellerden yararlanarak veya kendilerine özgü birtakım ritüeller yaratarak tüketiciler ile bağ kurmaktadırlar. Bu süreçte bir anlam taşıyıcısı olarak reklamlar da önemli bir rol üstlenmektedirler. Bu bağlamda markalar, reklamlarda kendilerine özgü tüketim ritüellerini sunmakta ve kendilerini bu tüketim ritüelleri aracılığı ile konumlandırmaktadırlar. Bu çalışmanın amacı, markaların reklamlarında kullandıkları ritüel olgusunun marka sadakatiyle ilişkisini araştırmaktır. Ayrıca araştırma kapsamında tüketicilerin marka ritüellerini hangi koşullarda tüketim alışkanlıklarına dönüştürdükleri de değerlendirilmiştir. Çalışmada nitel araştırma tekniklerinden odak grup görüşme yöntemi uygulanmıştır. Amaçsal örneklem yöntemiyle seçilen katılımcılara marka ritüellerinin tüketicilerin tüketim ritüellerine yansıması ve reklamlar aracılığıyla oluşturulan marka ritüelleri ile ilgili görüşleri sorulmuştur. Araştırma sonuçlarına göre ritüel yaratan markaların tüketici ile bağ kurma sürecinde etkili olduğu saptanmıştır. Katılımcılara göre marka ritüelleri, kültürel değerleri yansıtmaktadır. Ritüellerine reklamlarda yer veren markaların reklamları dikkat çekmektedir. Bir diğer araştırma bulgusu ise marka ritüellerinin dikkat çekmesine karşın katılımcıların bu ritüelleri tüketim ritüellerine yansıtmadıkları saptanmıştır. Ritüel ile marka sadakati arasında olumlu ilişki saptanırken bazı katılımcılar, sadakatin sadece ritüel yaratacağı ancak uzun süreli olamayacağı görüşündedirler.
Global Media Journal TR Edition, 2016
Books by Ezgi Saatcioglu
Toplum Üzerindeki Etkileri Bağlamında Reklamlar, 2020
Book Chapters by Ezgi Saatcioglu
İletişim ve Medya Alanında Uluslararası Araştırmalar XIX, 2024
Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler Alanında Uluslararası Araştırmalar XXII, 2024
Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler Alanında Araştırmalar XXIX, 2023
Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler Alanında Uluslararası Araştırmalar XX, 2023
İletişim ve Medya Alanında Uluslararası Araştırmalar XVII, 2023
Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler Alanında Uluslararası Araştırmalar XXVIII, 2023
Uploads
Papers by Ezgi Saatcioglu
Bu durum beraberinde gizlilik kavramının anlam ve rol açısından değişimini
de getirmektedir. Sosyal medyadaki içerikler aracılığıyla paylaşılan kişisel
bilgiler, büyük veri havuzu içinde analiz edilerek pek çok farklı sektör tarafından
kullanılmaktadır. Bu bağlamda bireylerin sosyal ağları kullanırken onayladıkları
gizlilik politikaları hakkında bilgiye sahip olup olmadıkları da tartışılagelmektedir.
Bu çalışmada bireylerin sosyal medyada gizliliğe bakış açılarının, büyük veri ve
gizlilik konularının iletişim gizliliği yönetimi kuramı ekseninde değerlendirilmesi
amaçlanmaktadır. Bu amaçla çalışmada nitel bir araştırma tasarımından
ve derinlemesine görüşme tekniğinden yararlanılmıştır. Olasılıklı olmayan
örneklem seçimi yöntemlerinden amaçlı örneklem yöntemiyle seçilen 18 sosyal
medya kullanıcısıyla Kasım 2019-Aralık 2019 tarihleri arasında derinlemesine
görüşme yapılmıştır. Veriler, Miles & Huberman (1994) modeli çerçevesinde
değerlendirilmiştir. Araştırma sonucunda katılımcıların ağırlıklı olarak sosyal
medyada özel yaşamlarının gizliliğine önem verdikleri ve kendilerine sunulan
gizlilik ayarlarından yararlandıkları anlaşılmıştır. Öte yandan katılımcıların, sosyal
medya platformlarının yayınladığı gizlilik politikalarını okumadıkları ve okusalar
dahi platforma üye olmak istedikleri için onayladıkları anlaşılmıştır. Kişisel
bilgilerini paylaşmaktan tedirgin olsalar bile birtakım önlemlerle paylaşmaya
devam ettikleri görülmektedir. Bu bağlamda katılımcıların bir platformda
bulunma, paylaşımlarla kendilerini ifade etme isteklerinin gizlilik endişelerini
bastırdığı şeklinde belirtilebilmektedir.
Books by Ezgi Saatcioglu
Book Chapters by Ezgi Saatcioglu
Bu durum beraberinde gizlilik kavramının anlam ve rol açısından değişimini
de getirmektedir. Sosyal medyadaki içerikler aracılığıyla paylaşılan kişisel
bilgiler, büyük veri havuzu içinde analiz edilerek pek çok farklı sektör tarafından
kullanılmaktadır. Bu bağlamda bireylerin sosyal ağları kullanırken onayladıkları
gizlilik politikaları hakkında bilgiye sahip olup olmadıkları da tartışılagelmektedir.
Bu çalışmada bireylerin sosyal medyada gizliliğe bakış açılarının, büyük veri ve
gizlilik konularının iletişim gizliliği yönetimi kuramı ekseninde değerlendirilmesi
amaçlanmaktadır. Bu amaçla çalışmada nitel bir araştırma tasarımından
ve derinlemesine görüşme tekniğinden yararlanılmıştır. Olasılıklı olmayan
örneklem seçimi yöntemlerinden amaçlı örneklem yöntemiyle seçilen 18 sosyal
medya kullanıcısıyla Kasım 2019-Aralık 2019 tarihleri arasında derinlemesine
görüşme yapılmıştır. Veriler, Miles & Huberman (1994) modeli çerçevesinde
değerlendirilmiştir. Araştırma sonucunda katılımcıların ağırlıklı olarak sosyal
medyada özel yaşamlarının gizliliğine önem verdikleri ve kendilerine sunulan
gizlilik ayarlarından yararlandıkları anlaşılmıştır. Öte yandan katılımcıların, sosyal
medya platformlarının yayınladığı gizlilik politikalarını okumadıkları ve okusalar
dahi platforma üye olmak istedikleri için onayladıkları anlaşılmıştır. Kişisel
bilgilerini paylaşmaktan tedirgin olsalar bile birtakım önlemlerle paylaşmaya
devam ettikleri görülmektedir. Bu bağlamda katılımcıların bir platformda
bulunma, paylaşımlarla kendilerini ifade etme isteklerinin gizlilik endişelerini
bastırdığı şeklinde belirtilebilmektedir.
Derinlemesine görüşmelerden elde edilen bulgulara göre kadın katılımcıların reklamlarda yer alan idealize edilen erkek bedenlerine yönelik tepkileri, erkek katılımcıların tepkilerine göre daha olumludur. Ancak ilgili reklamlar hem kadınlar hem de erkekler için dikkat çekici olmaktadır. Bu durumun, ürünün ve reklamın hedef kitlesi olarak kadınları belirlemiş olan marka ve reklam profesyonellerinin istediği biçimde olduğu görülmektedir. Yaş, eğitim ve gelir düzeyleri açısından çok büyük farklılıklar bulunmamaktadır. Bununla birlikte katılımcıların ilgili reklamlara yönelik olumsuz tepkileri, insan bedeninin cinsel nesne olarak kullanımına yöneliktir. Araştırma bulgularına göre katılımcıların, reklamlarda idealize edilmiş erkek bedenlerinin kullanılmasının bir pazarlama etkinliği olduğu konusunda bilinçli oldukları görülebilmektedir.
Araştırma sonucunda; erkek katılımcıların ve kadın katılımcıların Instagram kullanım güdülerinin düzeyi arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık olmadığı belirlenmiştir. Ancak yaş ile arşivleme, kaçış ve gözetleme güdüsünün düzeyi arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki bulunmaktadır. Buna göre yaş arttıkça arşivleme, kaçış, gözetleme güdüsünün düzeyi azalmaktadır. Bilgi yönelimli kimlik stilinin düzeyi ile sosyal etkileşim ve gözetleme güdüsünün düzeyi arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki vardır. Karmaşa yönelimli kimlik stilinin düzeyi ile kaçış güdüsünün düzeyi arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki bulunmaktadır. Çalışmanın ikincil amacı doğrultusunda Instagram kullanıcılarının platformu kullanım güdüleri temelinde kimlik sunumlarını belirlemek üzere kümeleme analizi gerçekleştirilmiştir. Analiz sonucunda Instagram kullanıcılarının Çok Yönlüler ve İçe Dönükler olmak üzere iki farklı kimlik sunumu gerçekleştirdikleri belirlenmiştir.