Papers by CANAN OLPAK KOÇ

Canan OLPAK KOÇ* F evziye Abdullah Tansel, edebiyat tarihçisi, eğitimci, portre yazarı, şair gibi... more Canan OLPAK KOÇ* F evziye Abdullah Tansel, edebiyat tarihçisi, eğitimci, portre yazarı, şair gibi sıfatlarıyla Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren kültür hayatında yer edinmiş ve iz bırakmış önemli bir isimdir. Bir dönem Erinç soyadını kullanmış olsa bile Fevziye Abdullah Tansel olarak yaşamına devam etmiştir. Model oluşturacak okuma, araştırma ve değerlendirme yollarıyla ilk edebiyat eleştirmenlerimizdendir. Cumhuriyet öncesi edebiyat tarihinin ve yaşadığı dönemin birçok önemli bilgi, belge ve olayları onun kaleminden en doğru şekilde okunabilir. Bu nedenle bugün için hâlâ edebiyat araştırmacılarının önemli bir başvuru kaynağı niteliğindedir. Fevziye Abdullah, resmi kayıtlara göre 23 Şubat 1912 Cuma günü Muş'ta dünyaya gelir. 1 * Anne ve baba tarafından Bulgaristan göçmenidir. Aile büyükleri 93 harbinin ağır şartlarından dolayı göç etmiştir. Annesi Sare Hanım, babası Abdullah Hulusi Efendi'dir. Abdullah Hulusi Efendi küçük yaşta İstanbul'a gelir ve Fatih'teki Kurşunlu Medresesinde eğitim alır. Başarılı bir talebedir. Hukukçu olur. 1898'de evlenir, aynı yıl Şaziye, 1899'da Aliye isimli kızları doğar. Abdullah Hulusi Efendi, Musul ve Niğde'de kadı olarak görev yapar. Niğde'de 1908'de İlmiye ve Zekiye adlı iki kızı daha olur. Aile, 1909 da İstanbul'a

As a Witness Of An Era Vakit Newspaper ÖZ Vakit Gazetesi 20. yüzyılın başından itibaren uzun süre... more As a Witness Of An Era Vakit Newspaper ÖZ Vakit Gazetesi 20. yüzyılın başından itibaren uzun süre yayın yaparak Türk basın yayın tarihinde önemli işlevler üstlenmiş bir gazetedir. Ahmet Emin Yalman ve Mehmet Asım Us tarafından çıkarılmaya başlayan gazete yalnız kendi güncel tarihinin değil ülkenin tarihinin de ciddi bir tanığıdır. 20. yüzyılın özellikle ilk çeyreği yalnız haber alma imkânları bakımından değil doğru ve yanlışı ayırt etme açısından da gazetecilikle uğraşanları zorlayan bir dönem olur. Bir tarafta Osmanlı Devleti'nin izleri dururken diğer tarafta kendi başının çaresine bakıp kurtulması ve bağımsızlığı elde etmesi gereken bir ulus vardır. Öncü isimlerin ve kurumların taraf olma zorunluluğu oluşur. Ancak içinde bulunulan durum ikisini de zorlayan şartları taşır. İşte bu ortamda gazeteler ilk çıktıkları günden itibaren özellikle günlük haberlerin yayılmasında önemli işlevler üstlenir. Vakit Gazetesi yayın yaptığı dönem, yıl aralıkları düşünüldüğünde bu konuda adı anılabilecek gazetelerin ilk sıralarında gelir. Yayınlarında halkı bilgilendirirken devletin o yıllarda yaşadığı sosyal, siyasal, kültürel değişimlerden de etkilenir ve sütunlarına taşır. Özellikle Milli mücadele dönemi vakit gazetesinden takip edilebilir. Üstelik yazar kadrosu düşünüldüğünde yönlendirici bir güce de sahip olduğu görülür. Bu makalede Vakit Gazetesi hakkında bilgi verilerek döneminde üstlendiği işlevler anlatılmaya çalışılacaktır.

Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi (HÜTAD)
Bu makalenin amacı Mehmet Âkif Ersoy'un benlik özelliklerini yaşamı ve şiirlerinden yola çıkarak ... more Bu makalenin amacı Mehmet Âkif Ersoy'un benlik özelliklerini yaşamı ve şiirlerinden yola çıkarak tespit edip Milli Mücadele öncesi ve sonrasında oluşması istenen kolektif kimliğe yönelik şairin önerilerini belirlemektir. Kimlik, kişinin ait olma hissiyle beraber gelişen bir kavramken benlik, içerisine kimliği de alarak dış dünyayla bağlantı kurmada kişinin sınırlarını tayin etmesine kadar gidebilir. Kolektif kimlikse, toplumu yalnız bağımsızlığa kavuşturan itici güç değil aynı zamanda toplumun sürekliliğini sağlayan unsurdur. O nedenle sağlam temeller ve karakterler üzerine kurulması gerekir. Edebiyat, ortak kimliğin en samimi görünür yüzü olduğundan, Türk edebiyatında şair/yazarların benlik tanımları, kimlik seçimleri zaman zaman tartışma konusu olmuştur. Mehmet Âkif, bunların başında gelir. Benlik gelişimi ve kimlik seçiminde çok erken yaşlarda tercihlerini kesin olarak yapmış bir şairdir. Bu tercihler yalnız kendisiyle ilgili olmayıp yaşadığı dönemde toplumuna önerdiği nitelikler olduğundan ulusal kimliğin inşasında da çok etkili olmuştur. Çünkü kendisinin olduğu kadar toplumunun dinamiklerini, gücünü bilir; onu ortaya çıkaracak bilgiyi arar. Kalemiyle ortak bir dil kurup toplum bilincine gider. Onu rehber yapan benlik özelliklerini yaşayışında/eserlerinde görmek mümkündür. Bu nedenlerden ötürü öncelikle şairin benlik özellikleriyle beraber kimlik tanımlaması yapılacak, ardından milletinin var olma mücadelesi verdiği zamanlarda önerdiği kolektif kimlik çabası da belirtilmeye çalışılacaktır.

Bu makalenin amacı Mehmet Âkif Ersoy'un benlik özelliklerini yaşamı ve şiirlerinden yola çıkarak ... more Bu makalenin amacı Mehmet Âkif Ersoy'un benlik özelliklerini yaşamı ve şiirlerinden yola çıkarak tespit edip Milli Mücadele öncesi ve sonrasında oluşması istenen kolektif kimliğe yönelik şairin önerilerini belirlemektir. Kimlik, kişinin ait olma hissiyle beraber gelişen bir kavramken benlik, içerisine kimliği de alarak dış dünyayla bağlantı kurmada kişinin sınırlarını tayin etmesine kadar gidebilir. Kolektif kimlikse, toplumu yalnız bağımsızlığa kavuşturan itici güç değil aynı zamanda toplumun sürekliliğini sağlayan unsurdur. O nedenle sağlam temeller ve karakterler üzerine kurulması gerekir. Edebiyat, ortak kimliğin en samimi görünür yüzü olduğundan, Türk edebiyatında şair/yazarların benlik tanımları, kimlik seçimleri zaman zaman tartışma konusu olmuştur. Mehmet Âkif, bunların başında gelir. Benlik gelişimi ve kimlik seçiminde çok erken yaşlarda tercihlerini kesin olarak yapmış bir şairdir. Bu tercihler yalnız kendisiyle ilgili olmayıp yaşadığı dönemde toplumuna önerdiği nitelikler olduğundan ulusal kimliğin inşasında da çok etkili olmuştur. Çünkü kendisinin olduğu kadar toplumunun dinamiklerini, gücünü bilir; onu ortaya çıkaracak bilgiyi arar. Kalemiyle ortak bir dil kurup toplum bilincine gider. Onu rehber yapan benlik özelliklerini yaşayışında/eserlerinde görmek mümkündür. Bu nedenlerden ötürü öncelikle şairin benlik özellikleriyle beraber kimlik tanımlaması yapılacak, ardından milletinin var olma mücadelesi verdiği zamanlarda önerdiği kolektif kimlik çabası da belirtilmeye çalışılacaktır.
Adalet Dergisi, Jul 16, 2020

Uluslararası Türk Kültür Coğrafyasında Sosyal Bilimler Dergisi, Dec 31, 2020
Yirminci yüzyılın halledilemeyen meseleleriyle yirmi birinci yüzyıla miras bıraktığı Filistin sor... more Yirminci yüzyılın halledilemeyen meseleleriyle yirmi birinci yüzyıla miras bıraktığı Filistin sorunu, Türk kamuoyunun da yakından ilgilendiği dünya sorunları arasında yer alır. Bir anlamda çağının en önemli tanıklıklarından birini yapan edebiyat da bu soruna duyarsız kalmaz. Türk edebiyatında 1960"ların sonlarından itibaren Kudüs konulu şiirler yazılır. Fakat hem reel sorunları görmek açısından hem de nicelik yönüyle bu örneklerin yeterli olduğunu söylemek kolay değildir. İşte, Yavuz Ahmet"in 2018 yılında yayınlanan İbrahim"i Beklerken-Kudüs öyküleri kitabı, konularını Kudüs ve çevresinden alan dokuz öyküyle en azından Türk öykücülüğünde doğrudan Kudüs sorununa eğilmiş ilk örnek işlevi görür. Öte yandan kitaptaki öyküleri, isminde Kudüs sözcüğü geçse de mekân merkezli metinler saymak, bu ilk örneğe yaklaşımda eksik kalacaktır. Çünkü kitapta yer alan dokuz öykü de yazarın genel edebiyat anlayışıyla örtüşür şekilde insanı merkeze alan, Kudüs"e de mekâna anlam kazandıran insan etrafında soruna yaklaşan öykülerdir. Kadın ve erkeğiyle, Müslüman"ı, Yahudi"si ve Hristiyan"ıyla yazarın penceresinden eşit yaklaşılmaya çalışılan insan görüntüleri, aynı zamanda sorunların çözümünde bir alternatif olarak sunuluyor. Yazarın mevcut şartların bilincinde olmakla birlikte edebiyata yüklediği ara bulucu görevler, sorunları daha da derinleştirecek konulardan ziyade insanı ön plana çıkaran bir tutum sergilemeye çalışıyor. Kırılmalar, bekleyişler, arayışlar, sorgulamalar da karakterlerin iç sorgulamaları, diğerini anlama ihtiyacı gibi insani perspektifler aracılığıyla veriliyor. Dolayısıyla bu bildiri de İbrahim"i Beklerken kitabındaki öyküler insanı algılayışı bakımından değerlendirilecektir.

Journal of Turkish Studies, 2012
Bu çalışmada Türk Adalet sisteminde 20 Temmuz 2005 tarihinde aktif olarak uygulamaya konulan dene... more Bu çalışmada Türk Adalet sisteminde 20 Temmuz 2005 tarihinde aktif olarak uygulamaya konulan denetimli serbestlik sisteminin * Avrupa'da ortaya çıkış sürecini oluşturan sebeplerden bahsedilecektir. Bu sebeplerin başında kişilerin işlemiş olduğu suçlardan dolayı aldığı cezaların ıslah olmaktan öte suçu artırıcı ve pekiştirici olduğu gelmektedir. Topluma ait yaşamın her türlü kültürel birikimini içinde barındıran toplumsal, siyasal olaylar, inançlar, gelenek, görenekleri ile beraber bireylerin birbirlerine bakış açılarını da yansıtan tür diyebiliriz sosyal roman için. Bu tür kurguladığı sanal toplum ile günün sorununu yansıtırken çözüm önerisini de içerisinde barındırır. Sefiller'de de benzer bir soruna değinen bu ortam kurgusal bir tür olan romanın döneminin sosyal ortamını yansıtış biçimi ile ele alınacaktır. Hangi suç sebebi ile cezaevine girerse girsin bütün toplumlarda cezaevinden çıkan mahkûmu etiketleme davranışı vardır. Oysa kişiler suç işlemiş ya da suça itilmiş olsun bu toplumun birer parçasıdır. Ve belirlenen bir süre ile hürriyetten yoksun bırakılarak mağdur ve toplum vicdanına karşı bedel ödemişlerdir. Victor Hugo'nun Sefiller romanında da bu etiketlemeden nasibini almış olan kahraman, içinde doğduğu topluma yeniden adapte olmaya çalışmaktadır. Acaba toplum, devlet ve kurumlar bu süreçte nasıl rol oynamış ve bu kişiyi hangi yönde etkilemiştir. Bu soruların cevabı ve olması gerekenler cevaplandırılmaya çalışılacaktır. Peki günümüzde farklı toplumlarda eski hükümlülere davranış şekli değişmiş midir?
turkishstudies.net
... El-mek: [email protected] Page 2. 1672 Canan OLPAK KOÇ ... Bunda kadının toplumsal algıda bir... more ... El-mek: [email protected] Page 2. 1672 Canan OLPAK KOÇ ... Bunda kadının toplumsal algıda bireyden önce namus ve ahlakı temsil ediyor olması etken olur. Nitekim Kemal Yakut bu duruma dikkat çeker: “Atatürk, kadın meselesinin üstüne pek varamamıştır. ...

HUMANITAS - Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi
Mehmet Rauf (1875Rauf ( -1931)), Türk edebiyatında adı daha çok Eylül romanıyla tanınmış bir yaza... more Mehmet Rauf (1875Rauf ( -1931)), Türk edebiyatında adı daha çok Eylül romanıyla tanınmış bir yazardır. Oysa Servet-i Fünun dönemi nesrinin Halit Ziya Uşaklıgil'den sonra en önemli temsilcilerinden kabul edilir. Yazar genel olarak aşk çeşitlerine, hayal kırıklıklarına, kadın-erkek sorunlarına yer veren eserler yazmıştır. İlk eserlerinde toplumun aksayan yanlarını dert edinmez. Ancak yazarın edebi anlayışı son romanlarından Halas ve Define'yle değişir. Bu iki romana kadar bireysel konularda ısrarla duran yazar özellikle Halas'da eksenini farklılaştırır. Bu eserlerle beraber epik konulara, arayışlara yer verir. Yazarın "Halas" yani Kurtuluş adlı romanı, Türk Kurtuluş Savaşı'nı anlatır. Yazar, tema olarak vatan sevgisini merkeze alarak, baş karakter çerçevesinde milli bilinci ve direnişi güçlendirmek üzere eserini kurgulanmıştır. Bu nedenle Türk edebiyatında milli mücadeleyi anlatan romanlar arasındadır. Bu çalışmada Mehmet Rauf'un romancılığı hakkında kısa bir bilgilendirme yapılmış ve "Halas" romanı fikir hareketlerinden Türkçülük bağlamında başkarakter üzerinden incelenmiştir. Halas da bir karakter etrafında ele alınan Türkçülüğün, anlatıcının perspektifinden yansıtılan bakış açısıyla roman açıklanmaya çalışılmıştır.

CCocukluk hayatin en onemli sureclerinden biridir. Bu nedenle psikolojiden sosyolojiye, biyolojid... more CCocukluk hayatin en onemli sureclerinden biridir. Bu nedenle psikolojiden sosyolojiye, biyolojiden edebiyata bircok bilimin/ilimin konusu olmustur. Yetiskin davranislarini aciklamak icin basvurulan en temel kaynak olan cocuklugun nasil gectigi de yine yetiskinlerin onlar hakkindaki algisina ve yaptiklarina baglidir. Bu algiyi ogrenmek icin cocuk edebiyatinda yer alan metinlerin takip edilmesi onemli sonuclara ulasilmasini saglar. Cocuk edebiyati; bilmeceden destanlara, tekerlemeden masallara, romanlardan cocuk dergilerine kadar cok genis bir alana sahiptir. Ancak duygusal yogunlugun ve samimiyetin daha fazla gozetildigi siirlerde donem insanlarinin dusunce ve duygularina ulasmak daha kolay bir yol kabul edilebilir. Bu nedenle farkli alanlarla hizli degisimlerin yasandigi Tanzimat Doneminde olusturulan edebiyat eserlerinde cocuklar hakkinda neler soylendigine de yine donemden secilmis siirlerle ulasilabilir. Cunku mustakil cocuk edebiyati Tanzimat Edebiyatiyla ortaya cikmistir. Cali...
Uploads
Papers by CANAN OLPAK KOÇ