
Yusuf Köşeli
I work in a university in Turkey. I am interested in contemporary Arabic literature, postcolonial and postmodern studies.
less
Related Authors
Esat AYYILDIZ
Kafkas University
Celal Turgut KOÇ
Gazi University
Yusuf Ziya Gökçek
Marmara University
Yunus Namaz
Firat University
gökçen KARA
Nisantasi University
Uploads
Papers by Yusuf Köşeli
İmparatorluğun son dönemlerinde iyiden iyiye bozulmaya ve yozlaşmaya başlayan müesseselerin başında mevcut eğitim sistemi ve medreseler gelmekteydi. Tanzimat’tan itibaren birçok aydının çok sert ifadelerle eleştirdiği medrese tarzı eğitim sistemi Cumhuriyet’in ilanından sonra medreselerin kapatılması, Tevhid-i Tedrisat Kanunu ve Batı tarzında okullar açılması neticesinde yerini tamamen modern eğitim anlayışına bırakmıştır.
Cumhuriyet Dönemi’nin Ulus-Devlet, Ulus-Kimlik anlayışının kaçınılmaz gereklerinden biri olarak Devlet’in bütün kurumları millileştirilmeye çalışılmış;bu anlayışa paralel o dönemin edebiyatı da Milli Edebiyat adıyla anılır olmuştur. Devletin diğer “Milli” kurumları gibi, “Milli Edebiyat” kurumunun mensupları da adeta Devlet’in birer sözcüsü olmuş ve eserlerini yeni rejimin öngördüğü doğrultuda icra etmişlerdir. Bu sözcülerin en önemli misyonu, modernleşmenin önünde engel olarak duran ancak halkın halen saygı duyduğu her türlü eski uygulamayı kötülemek; yurda, halkın mesafeli durduğu modern anlayışı getirecek her yeni uygulamayı yüceltmekti. Nitekim bu misyon beklenenden daha etkili bir şekilde gerçekleştirilmiş; ilk zamanlar yeniliklere mesafeli duran halk, empoze edilen bu yeni anlayışla, eskiye ait ne varsa hepsine tereddütle bakar bir duruma gelmişti. Bundaki sonraki dönemlerde de bu misyon, edebiyatta ve sanatta fazlasıyla kendini göstermeye devam etti. Yüzlerce hikaye ve roman yazıldı; onlarca film beyazperdeye aktarıldı.
Çalışmamızın amacı, bu gelişmeler doğrultusunda Cumhuriyet Dönemi’nden itibaren kaleme alınan hikâye, roman ve serüveni aynı dönemde Muhsin Ertuğrul ile başlayan Türk sinema filmlerinde medrese ve mollaların nasıl yansıtıldığını incelemektir. Çalışmada, medrese, softa (suhte), müderris ve molla vb. kavramların doğrudan işlendiği eserlerin yanı sıra medreselerle ilişkilendirilen kadı, şeyh, imam, hoca gibi kavramların işlendiği eserler de ele alınmıştır.
Bu bağlamda, en-Numûr Fi’l-Yevmi’l-‘Âşir (Onuncu Günde Kaplanlar) ve Şeftali Bahçeleri adlı hikâyelerin tematik olarak bir benzerlik gösterdiği dikkat çekmektedir.
İmparatorluğun son dönemlerinde iyiden iyiye bozulmaya ve yozlaşmaya başlayan müesseselerin başında mevcut eğitim sistemi ve medreseler gelmekteydi. Tanzimat’tan itibaren birçok aydının çok sert ifadelerle eleştirdiği medrese tarzı eğitim sistemi Cumhuriyet’in ilanından sonra medreselerin kapatılması, Tevhid-i Tedrisat Kanunu ve Batı tarzında okullar açılması neticesinde yerini tamamen modern eğitim anlayışına bırakmıştır.
Cumhuriyet Dönemi’nin Ulus-Devlet, Ulus-Kimlik anlayışının kaçınılmaz gereklerinden biri olarak Devlet’in bütün kurumları millileştirilmeye çalışılmış;bu anlayışa paralel o dönemin edebiyatı da Milli Edebiyat adıyla anılır olmuştur. Devletin diğer “Milli” kurumları gibi, “Milli Edebiyat” kurumunun mensupları da adeta Devlet’in birer sözcüsü olmuş ve eserlerini yeni rejimin öngördüğü doğrultuda icra etmişlerdir. Bu sözcülerin en önemli misyonu, modernleşmenin önünde engel olarak duran ancak halkın halen saygı duyduğu her türlü eski uygulamayı kötülemek; yurda, halkın mesafeli durduğu modern anlayışı getirecek her yeni uygulamayı yüceltmekti. Nitekim bu misyon beklenenden daha etkili bir şekilde gerçekleştirilmiş; ilk zamanlar yeniliklere mesafeli duran halk, empoze edilen bu yeni anlayışla, eskiye ait ne varsa hepsine tereddütle bakar bir duruma gelmişti. Bundaki sonraki dönemlerde de bu misyon, edebiyatta ve sanatta fazlasıyla kendini göstermeye devam etti. Yüzlerce hikaye ve roman yazıldı; onlarca film beyazperdeye aktarıldı.
Çalışmamızın amacı, bu gelişmeler doğrultusunda Cumhuriyet Dönemi’nden itibaren kaleme alınan hikâye, roman ve serüveni aynı dönemde Muhsin Ertuğrul ile başlayan Türk sinema filmlerinde medrese ve mollaların nasıl yansıtıldığını incelemektir. Çalışmada, medrese, softa (suhte), müderris ve molla vb. kavramların doğrudan işlendiği eserlerin yanı sıra medreselerle ilişkilendirilen kadı, şeyh, imam, hoca gibi kavramların işlendiği eserler de ele alınmıştır.
Bu bağlamda, en-Numûr Fi’l-Yevmi’l-‘Âşir (Onuncu Günde Kaplanlar) ve Şeftali Bahçeleri adlı hikâyelerin tematik olarak bir benzerlik gösterdiği dikkat çekmektedir.