İslam Ekonomisi ve Finansı Dergisi (İEFD), Jun 30, 2021
İslâm dini temerküzü (servetin belli ellerde toplanmasını) reddeder. Bunun yerine infak (harcama)... more İslâm dini temerküzü (servetin belli ellerde toplanmasını) reddeder. Bunun yerine infak (harcama) temelli bir toplumsal ve ekonomik yapı kurgular. Bu yapı bireylerin kendi iradeleriyle gerçekleştirdikleri ibadet ve görevlerle kurgulanır. İnfak temelli toplumun yapı taşlarından birisi de keffâretlerdir. Zekât, kurban, fıtır sadakası ve sadaka-i cariye uygulamalarının yanı sıra keffâretler de infak temelli bir toplumsal ve ekonomik yapının ortaya çıkmasında çok önemli bir rol üstlenmektedir. Keffâret, Allah'ın emrettiği bir ibadetin terki, ibadet esnasında bir yasağın çiğnenmesi, kasten veya bilmeyerek bir haramın işlenmesi sonucu bir yükümlülük olarak ortaya çıkar. Bir köle azad etmek, belli sayıda fakiri doyurmak ve giydirmek gibi yollarla bu yükümlülüğün yerine getirilmesi aynı zamanda sosyo-ekonomik neticeleri de ortaya çıkarır. Müslümanlar keffâret görevini yerine getirirken bir yandan işledikleri günahları affettirmek, manevî açıdan temizlenmek ve uhrevî cezâdan kurtulabilmek için hareket ederlerken, diğer yandan toplumsal bir faydaya da aracılık ederler. Keffâret sorumluluğunun yaygın olarak fakirleri doyurma ve onları giydirme yoluyla ifâ edilmesi halinde dar gelirlilerin harcama gücü artacak, piyasada mal ve hizmetlere olan talep canlanacak, bu da ekonomik kalkınmaya önemli bir katkı sağlayacaktır. Böyle bir gelişme ise barış, kardeşlik, dayanışma, yardımlaşma gibi güzel davranışların yaşandığı örnek bir toplumun inşası için uygun bir zemin hazırlayacaktır. Bu makalede keffâretlerin yerine getirilmesiyle ortaya çıkacak sosyo-ekonomik neticeler üzerinde durulacaktır.
İslam hukukunda Diyet, bir kişinin haksız yere öldürülmesi, yaralanması veya sakat bırakılması du... more İslam hukukunda Diyet, bir kişinin haksız yere öldürülmesi, yaralanması veya sakat bırakılması durumunda ceza ve kan bedeli olarak ödenen mal veya parayı ifade eder. Diyetin dini kaynakları Kur’an, Sünnet ve İcmâ (alimlerim fikir birliğine varmış olması) olarak gösterilir. İslam tarihi boyunca bu üç kaynaktan hareketle uygulanan Diyet, sadece suçluların cezalandırılmasına yönelik caydırıcılık özelliğine sahip bir uygulama olmamış, aynı zamanda sosyo-ekonomik yönden faydaları görülen bir uygulama olmuştur. Öldürenle öldürülen kişinin yakınları arasında çıkabilecek kan davalarının, husumet ve çatışmanın önlenmesi, taraflar arasında uzlaşma ve güvenlik zemininin oluşturulması Diyetin sosyolojik alandaki faydaları arasında sayılabilir. Diğer yandan Diyetin deve gibi belli tür ve sayıda hayvanların yanı sıra, yine belli miktarda altın ve gümüş ve buna mukabil gelen ödeme araçlarıyla ödeniyor olması, toplumdaki ekonomik hareketliliğe de önemli katkıları söz konusu olmuştur. Bu makalede, İ...
20. yuzyilin henuz baslarinda, Sanayi Devrimi sonrasi donemin en onemli enerji kaynagi maden komu... more 20. yuzyilin henuz baslarinda, Sanayi Devrimi sonrasi donemin en onemli enerji kaynagi maden komurunun yerini alacak olan “sivi enerji” kaynagi petrolun bilinen en onemli kaynagi Mezopotamya bolgesiydi. Bu bolge de henuz Osmanli Devleti’nin hakimiyet alaninda yer almaktaydi. Bu bolgeye hakim olan ulke, yeni baslayan yuzyila da hakim olacakti. Bu bakis acisina sahip emperyal ulkeler, basta Ingiliz Imparatorlugu olmak uzere, Almanya, Fransa, Carlik Rusyasi ve en son Amerika Birlesik Devletleri bolge petrolunu ele gecirebilme, en azindan bu zenginlik pastasindan daha fazla pay kapabilme yarisina giristiler. Duvel-i Muazzama olarak nitelenen bu devletlerin petrol yarisina sahne olan donemde Osmanli Imparatorlugu’nun basinda ise Sultan II. Abdulhamid bulunuyordu. Bolge petrolleri ile ilgili plan ve proje sahibi ulkelerin emellerinin engellenmesinin mumkun olmadigini dusunen Sultan II. Abdulhamid, bu emellerin gerceklesmesini en azindan geciktirmek ve imparatorlugun hayatini uzatabilmek ...
Bu calismanin amaci, 2016 yili icinde baslatilan Namik Kemal Universitesi Marmaraereglisi Meslek ... more Bu calismanin amaci, 2016 yili icinde baslatilan Namik Kemal Universitesi Marmaraereglisi Meslek Yuksekokulu Sosyal Yardimlasma ve Dayanisma Kulubu calismalarinin sistematik bir sekilde ortaya konmasi ve kulup calismalarina katilan ogrencilerin sosyal sorumluluk bilinci gelisiminin calismalara katilan ogrencilerin ve danisman ogretim elemaninin goruslerine dayali olarak belirlenmesi ve incelenmesidir. Bu arastirmanin ilk asamasinda universite ogrencilerinde sosyal sorumluluk bilincinin gelistirilmesine yonelik bir faaliyet alaninin degerlendirilmesi yonunde bahsi gecen kulup uyesi ogrencilerin calismalari incelenmistir. Veriler danisman ogretim elemani kimligi ile tarafimdan bir yil sureyle yapilan gozlemlerle derlenerek verilmistir. Ikinci asamada ise kulup uyesi 9 ogrenciden olusturulan bir odak grup calismasi gerceklestirilmistir. Calisma sonunda bir yil sure ile ogrenciler tarafindan yurutulen sosyal sorumluluk projesinin yuksekokul ogrencilerinin ve sosyal cevrelerindeki kisile...
The concept, "Kulliyah" (building complex), the roots of which dated back to the first ... more The concept, "Kulliyah" (building complex), the roots of which dated back to the first years of Islamism, stands for a complex of buildings centered around a mosque and composed of various individual buildings with social functions such as madrasah, library, han (commercial trade center), hamam (public bathhouse) and bedesten (covered bazaar). Kulliyahs, which were of great importance, particularly during Ottoman period, in terms of architecture and arts, provided service to the inhabitants of the province and the region they were constructed in through their public and religious functions; furthermore they shaped the texture of the province they were built in to an important extent. These Kulliyahs had served for a long period of time without delay owing to the rich waqfs (religious endowments)which were established by their constructors (bânis), and it was ensured that various locations had been populated through waqf programmes in line with the development and housing p...
Anemon Muş Alparslan Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
Kurulusundan itibaren yonunu Bati’ya ceviren Turkiye ile Batililar arasindaki baglar kuvvetlendik... more Kurulusundan itibaren yonunu Bati’ya ceviren Turkiye ile Batililar arasindaki baglar kuvvetlendikce Orta Dogu ulkeleriyle aramizdaki baglar giderek zayifladi. Turkiye’nin Filistin meselesi eksenli Orta Dogu politikasinda yasanan degisme, 5 Haziran 1967’de baslayarak alti gun boyunca devam eden Arap-Israil savasinda yasandi. Turkiye, 1970’ler ve 80’lerde BM cercevesinde alinan kararlarda, hep Arap ulkeleriyle birlikte Filistinliler lehinde oy kullandi. 2009 yilinda Davos’ta gerceklestirilen ekonomi zirvesinde Cumhurbaskani Erdogan’in buyuk bir cesaret ve kararlilik ornegi olan “One Minute” cikisi Turkiye’nin Filistin meselesiyle ilgili duyarliliginin en acik gostergesi oldu. Bu makalede, 60 yildan fazla bir suredir devam eden surecte Turkiye’nin Filistin meselesinde izledigi politikalarin inisli cikisli seyrine paralel olarak Orta Dogu ulkeleriyle olan iliskilerin gelisim seyrine genel bir projeksiyon sunulacaktir.
1995 yilinda Istanbul’da gerceklestirilen “20. Asirda Islam Dusuncesinin Yeniden Yapilanmasi ve B... more 1995 yilinda Istanbul’da gerceklestirilen “20. Asirda Islam Dusuncesinin Yeniden Yapilanmasi ve Bediuzzaman Said Nursi” baslikli Uluslararasi Bediuzzaman Sempozyumu’nda bir teblig sunan Prof. Dr. Sabahaddin Zaim, Iktisad Risalesi’ni tahlil etmis ve su noktaya dikkat cekmisti: “… Iktisad Risalesi Islâm iktisadinin bir bolumunu ele alip incelemektedir. O da ‘Islâmda Tuketici Davranislari Modeli’dir. Bediuzzaman Hazretleri diger eserlerinde Islâm iktisadi ile ilgili muhtelif mevzulara da temas etmis ve âyet ve hadislere dayali tefsir ve izahatta bulunmustur. Iktisad Risalesi’nin esasi ve ozu tuketici davranislarinda israfin haram olusunun hikmetini ve musbet ve menfi tesirlerini izah etmekte toplanmaktadir.” (http://www.nursistudies.com/turkishh/teblig.php?tno=76) Prof. Dr. Zaim hocamizin dikkat cektigi ideal bir kulun takip ettigi yine ideal tuketim kaliplaridir ve Bediuzzaman iktisad kavramini onun ziddi olan israf kavraminin izahi uzerine kurgulamistir. Aslinda bu yontemi Bediuzzama...
Osmanlı Devletinde eğitim ve sağlık hizmetleri ile dinî ve kültürel faaliyetlerin finansmanı için... more Osmanlı Devletinde eğitim ve sağlık hizmetleri ile dinî ve kültürel faaliyetlerin finansmanı için merkezî bütçeden doğrudan bir kaynak ayrılmıyordu. Devlet bütçesinden herhangi bir kaynak ayrılmadığı halde zikredilen hizmetlerin finansmanı, günümüzde üçüncü sektör olarak adlandırılan, daha çok bağımsız iktisadî birimler şeklinde teşkilatlanmış olan vakıflar aracılığıyla gerçekleştiriliyordu. Öyle ki, vakıf gelirlerinin Osmanlı malî sistemi içindeki oranı XVI. yüzyılın başlarında yaklaşık %12'lik bir paya sahip iken, bu oran XVII. yüzyılın başlarında %20'lere kadar yükselmişti.Dolayısıyla vakıfların kâr imkanı bulunmayan ya da kâr marjının düşük olması nedeniyle iktisadî açıdan yatırımın cazip olmadığı eğitim, sağlık, kültürel ve dinî faaliyetlerin finansmanında önemli bir rol oynadığı söylenebilir. Her hayrî müessesenin bir vakfiyesi bulunmakta ve bu vakfiyede müessesenin çalışma şekli ile hayır faaliyetlerinin yürütülmesi için yapılacak masrafları karşılayacak yapılar, vakıflar tek tek ifade edilmekteydi. Vakfiyede ayrıca vâkıfın (vakfı kuran kimsenin) şartlarına göre kurumun nasıl işleyeceği, kimlerin istihdam edileceği ve ne kadar maaş alacakları gibi konular yer alırdı.Bu makalede, Osmanlı döneminde bir finansman kaynağı olarak vakıfların oynadığı rol üzerinde durulacaktır.
The concept, "Kulliyah" (building complex), the roots of which dated back to the first years of I... more The concept, "Kulliyah" (building complex), the roots of which dated back to the first years of Islamism, stands for a complex of buildings centered around a mosque and composed of various individual buildings with social functions such as madrasah, library, han (commercial trade center), hamam (public bathhouse) and bedesten (covered bazaar). Kulliyahs, which were of great importance, particularly during Ottoman period, in terms of architecture and arts, provided service to the inhabitants of the province and the region they were constructed in through their public and religious functions; furthermore they shaped the texture of the province they were built in to an important extent. These Kulliyahs had served for a long period of time without delay owing to the rich waqfs (religious endowments)which were established by their constructors (bânis), and it was ensured that various locations had been populated through waqf programmes in line with the development and housing policy of the Empire The purpose of this paper is mainly to provide information about the financial resources of Rustem Pasha Kulliyah which is one of the important historical heritages of Ottoman Empire in Tekirdag, and also to shed light on its significant contributions to the development of the province during the course of the history.
Islam dini insani genis bir cercevede ele alir. Buna gore insan, bircok onemli ozelligi bunyesind... more Islam dini insani genis bir cercevede ele alir. Buna gore insan, bircok onemli ozelligi bunyesinde barindirir, bir bakima kâinatin kucuk bir modelidir. Islam’a gore insanin dunyaya gonderilme sebeplerinden birisi dunyanin guzel ve yasanabilir hale getirilmesidir; dunyanin ziyan edilmesi, yasanmaz bir hale getirilmesi degildir. Islam iktisadi yaklasiminda insan, ahlaki degerlere sahiptir ve bu degerler onun tum ekonomik kararlarinda etkili olur. Bu acidan her birey sadece kendini dusunmez. Butun toplumun menfaatini ve refahini dusunur. Bencil degildir paylasimci ve adildir. Yeri geldiginde toplum menfaati ve refahini kendisinden once dusunur. Islam insani ihtiyaclarini karsilar ve menfaatlerini sonuna kadar degerlendirir. Fakat bunu Allah’in emir ve yasaklari cercevesinde, makul olculeri gozeterek gerceklestirir. Kisacasi Islam insaninin ihtiyaclarina “Islam insani” olma yolunda sinirlar konulur. Bu makalede, “bireysel ozgurluk” adina ihtiyaclarin sinirsizligi anlayisini temel eksen ...
Osmanli Devletinde egitim ve saglik hizmetleri ile dini ve kulturel faaliyetlerin finansmani icin... more Osmanli Devletinde egitim ve saglik hizmetleri ile dini ve kulturel faaliyetlerin finansmani icin merkezi butceden dogrudan bir kaynak ayrilmiyordu. Devlet butcesinden herhangi bir kaynak ayrilmadigi halde zikredilen hizmetlerin finansmani, gunumuzde ucuncu sektor olarak adlandirilan, daha cok bagimsiz iktisadi birimler seklinde teskilatlanmis olan vakiflar araciligiyla gerceklestiriliyordu. Oyle ki, vakif gelirlerinin Osmanli mali sistemi icindeki orani XVI. yuzyilin baslarinda yaklasik %12'lik bir paya sahip iken, bu oran XVII. yuzyilin baslarinda %20'lere kadar yukselmisti. Dolayisiyla vakiflarin, kâr imkani bulunmayan ya da kâr marjinin dusuk olmasi nedeniyle iktisadi acidan yatirimin cazip olmadigi egitim, saglik, kulturel ve dini faaliyetlerin finansmaninda onemli bir rol oynadigi soylenebilir. Her hayri muessesenin bir vakfiyesi bulunmakta ve bu vakfiyede muessesenin calisma sekli ile hayir faaliyetlerinin yurutulmesi icin yapilacak masraflari karsilayacak yapilar, va...
Demokrasi ile ekonomik buyumenin karsilikli etkilesim boyutunun belirlenmesi, demokratiklesme sur... more Demokrasi ile ekonomik buyumenin karsilikli etkilesim boyutunun belirlenmesi, demokratiklesme sureci icinde bulunan ulkeler acisindan oldukca onemli bir konudur. Buyume ve kalkinmanin hizlanmasinda demokrasinin etkili bir rolu oldugu gibi, demokratiklesme surecinin hiz kazanmasinda ekonomik gelisme ve kalkinmanin ayri bir onemi soz konusudur. Demokratik rejimlerin otokratik rejimlere gore, politik istikrarsizligi onlemede, toplumda olusan her turlu catismalari yonetmede ve ulkede olusacak toplumsal yikimlarin onune gecmede daha basarili oldugu gozlemlenmistir. Ayrica demokrasiler, ulkedeki beseri sermaye stokunu arttirmakta ve daha adil bir gelir dagilimi imkâni sunarak ekonomik gelismeye hiz kazandirmaktadir. Bu noktadan hareketle, bu makalede demokrasi ve ekonomik gelisme iliskisinin belirginlestirilmesine katki saglamak amaciyla bu iki degisken arasindaki iliskiler uzerine teorik arastirmalar yapilmistir. Bu makalede, oncelikle kavramsal olarak tanimlar yapilmis, ardindan literat...
Zekât Islâm’in bes temel esasindan biri olarak ekonomik boyutlari olan bir ibadettir. Bu makalede... more Zekât Islâm’in bes temel esasindan biri olarak ekonomik boyutlari olan bir ibadettir. Bu makalede ele alacagimiz en onemli boyutu ise, Islâm ekonomisinin arz yonlu olusunu desteklemesidir. Bu acidan zekât, Islâm toplumunun tuketim, uretim ve bolusum kaliplarini pozitif yonde degistirir. Ozellikle infâk (hayir amacli harcama) kavrami uzerinde israrla ve ozenle duran Islâm, biriktirmeye degil, harcamayi esas alir. Daha teknik bir deyisle gelir olusmasinin temeline tasarrufu degil, harcamayi koyar. Zekât, bir toplum icinde servet ve mulkiyetin yayginlasmasinin en onemli aracidir. Bilindigi gibi zekât temel ihtiyaclar ciktiktan ve bir yil gectikten sonra, bir asgari gecim cizgisinin (nisâb) ustunde olanlardan altinda olanlara, bazen devlet araciligiyla, gelir transferidir. Zekât, Islâmin temelde karsi oldugu iddiharin, yani zenginlik ve servetin belli ellerde birikmesinin de en onemli recetesidir. Zira, belli sartlar altinda elde edilen birikimin uzerinden bir yil gecmesi halinde o biri...
Bugun neredeyse tum ticari ve resmi kuruluslarin bir halkla iliskiler faaliyeti olarak uyguladikl... more Bugun neredeyse tum ticari ve resmi kuruluslarin bir halkla iliskiler faaliyeti olarak uyguladiklari sosyal sorumluluk projeleri kamuoyu/tuketici/hedef kitle zihninde olumlu imajlar elde etme ve kurumsal itibar yaratma noktasinda onem tasimaktadir. Bu baglamda kurumlar toplumsal faydaya hizmet eden, farkindalik yaratmayi amaclayan ve kurumun dis imajini guclendirecek sekilde projeler gelistirmektedir. Sosyal sorumluluk bilincinin Meslek Yuksekokulu ogrencilerinde gelistirilmesi ve bu baglamda toplumsal faydanin artirilmasi noktasinda Namik Kemal Universitesi Marmaraereglisi Meslek Yuksekokulu ogrencilerinin olusturdugu MEMYO Sosyal Dayanisma ve Yardimlasma Kulubu bu calismanin konusunu olusturmaktadir. Bu calismanin amaci MEMYO Sosyal Dayanisma ve Yardimlasma Kulubu projesinin diger yuksekogretim kurumlarina ozgun bir proje onerisi olarak ornek teskil etmesinin saglanmasidir. Calisma 2015-2016 Akademik Yili Bahar donemi ve 2016-2017 Guz doneminde kulubun yaptigi 26 yardim kampanyas...
İtalya’dan başlayıp tüm dünyaya yayılan Sakin Şehir hareketi, 10 yıl gibi kısa bir süre içinde al... more İtalya’dan başlayıp tüm dünyaya yayılan Sakin Şehir hareketi, 10 yıl gibi kısa bir süre içinde alternatif bir şehir ve yaşam modeli olarak kendini göstermektedir. Gördüğü ilgi ve yayılma eğiliminden dolayı hareket farklı alanların uzmanlarınca değişik açılardan ele alınmıştır. En önemli hedefi yerel toplumun ve ziyaretçilerinin yaşam kalitesini yükseltmek olan Sakin Şehirler, kısa zamanda uluslar arası bir ağ haline gelmiştir. Sakin Şehir yaklaşımı, ülkemizde saklı sayısız tarihi ve kültürel zenginliği ortaya çıkarmada bir fırsat olabilecektir. Sakin Şehir perspektifiyle gerekli kriterleri taşıyan ve taşıması belki kolaylıkla sağlanabilecek olan yüzlerce şehrimiz kapılarını dünyaya aralayabilecektir. Cittaslow Movement as an Example of a Local Administration Integrated with Environment and Turkey’s Potential Cittaslow Movement which started in Italy and spread around the world shows up as an alternative city and life model in such a short period of 10 years. Cittaslow movement, the ...
İslam Ekonomisi ve Finansı Dergisi (İEFD), Jun 30, 2021
İslâm dini temerküzü (servetin belli ellerde toplanmasını) reddeder. Bunun yerine infak (harcama)... more İslâm dini temerküzü (servetin belli ellerde toplanmasını) reddeder. Bunun yerine infak (harcama) temelli bir toplumsal ve ekonomik yapı kurgular. Bu yapı bireylerin kendi iradeleriyle gerçekleştirdikleri ibadet ve görevlerle kurgulanır. İnfak temelli toplumun yapı taşlarından birisi de keffâretlerdir. Zekât, kurban, fıtır sadakası ve sadaka-i cariye uygulamalarının yanı sıra keffâretler de infak temelli bir toplumsal ve ekonomik yapının ortaya çıkmasında çok önemli bir rol üstlenmektedir. Keffâret, Allah'ın emrettiği bir ibadetin terki, ibadet esnasında bir yasağın çiğnenmesi, kasten veya bilmeyerek bir haramın işlenmesi sonucu bir yükümlülük olarak ortaya çıkar. Bir köle azad etmek, belli sayıda fakiri doyurmak ve giydirmek gibi yollarla bu yükümlülüğün yerine getirilmesi aynı zamanda sosyo-ekonomik neticeleri de ortaya çıkarır. Müslümanlar keffâret görevini yerine getirirken bir yandan işledikleri günahları affettirmek, manevî açıdan temizlenmek ve uhrevî cezâdan kurtulabilmek için hareket ederlerken, diğer yandan toplumsal bir faydaya da aracılık ederler. Keffâret sorumluluğunun yaygın olarak fakirleri doyurma ve onları giydirme yoluyla ifâ edilmesi halinde dar gelirlilerin harcama gücü artacak, piyasada mal ve hizmetlere olan talep canlanacak, bu da ekonomik kalkınmaya önemli bir katkı sağlayacaktır. Böyle bir gelişme ise barış, kardeşlik, dayanışma, yardımlaşma gibi güzel davranışların yaşandığı örnek bir toplumun inşası için uygun bir zemin hazırlayacaktır. Bu makalede keffâretlerin yerine getirilmesiyle ortaya çıkacak sosyo-ekonomik neticeler üzerinde durulacaktır.
İslam hukukunda Diyet, bir kişinin haksız yere öldürülmesi, yaralanması veya sakat bırakılması du... more İslam hukukunda Diyet, bir kişinin haksız yere öldürülmesi, yaralanması veya sakat bırakılması durumunda ceza ve kan bedeli olarak ödenen mal veya parayı ifade eder. Diyetin dini kaynakları Kur’an, Sünnet ve İcmâ (alimlerim fikir birliğine varmış olması) olarak gösterilir. İslam tarihi boyunca bu üç kaynaktan hareketle uygulanan Diyet, sadece suçluların cezalandırılmasına yönelik caydırıcılık özelliğine sahip bir uygulama olmamış, aynı zamanda sosyo-ekonomik yönden faydaları görülen bir uygulama olmuştur. Öldürenle öldürülen kişinin yakınları arasında çıkabilecek kan davalarının, husumet ve çatışmanın önlenmesi, taraflar arasında uzlaşma ve güvenlik zemininin oluşturulması Diyetin sosyolojik alandaki faydaları arasında sayılabilir. Diğer yandan Diyetin deve gibi belli tür ve sayıda hayvanların yanı sıra, yine belli miktarda altın ve gümüş ve buna mukabil gelen ödeme araçlarıyla ödeniyor olması, toplumdaki ekonomik hareketliliğe de önemli katkıları söz konusu olmuştur. Bu makalede, İ...
20. yuzyilin henuz baslarinda, Sanayi Devrimi sonrasi donemin en onemli enerji kaynagi maden komu... more 20. yuzyilin henuz baslarinda, Sanayi Devrimi sonrasi donemin en onemli enerji kaynagi maden komurunun yerini alacak olan “sivi enerji” kaynagi petrolun bilinen en onemli kaynagi Mezopotamya bolgesiydi. Bu bolge de henuz Osmanli Devleti’nin hakimiyet alaninda yer almaktaydi. Bu bolgeye hakim olan ulke, yeni baslayan yuzyila da hakim olacakti. Bu bakis acisina sahip emperyal ulkeler, basta Ingiliz Imparatorlugu olmak uzere, Almanya, Fransa, Carlik Rusyasi ve en son Amerika Birlesik Devletleri bolge petrolunu ele gecirebilme, en azindan bu zenginlik pastasindan daha fazla pay kapabilme yarisina giristiler. Duvel-i Muazzama olarak nitelenen bu devletlerin petrol yarisina sahne olan donemde Osmanli Imparatorlugu’nun basinda ise Sultan II. Abdulhamid bulunuyordu. Bolge petrolleri ile ilgili plan ve proje sahibi ulkelerin emellerinin engellenmesinin mumkun olmadigini dusunen Sultan II. Abdulhamid, bu emellerin gerceklesmesini en azindan geciktirmek ve imparatorlugun hayatini uzatabilmek ...
Bu calismanin amaci, 2016 yili icinde baslatilan Namik Kemal Universitesi Marmaraereglisi Meslek ... more Bu calismanin amaci, 2016 yili icinde baslatilan Namik Kemal Universitesi Marmaraereglisi Meslek Yuksekokulu Sosyal Yardimlasma ve Dayanisma Kulubu calismalarinin sistematik bir sekilde ortaya konmasi ve kulup calismalarina katilan ogrencilerin sosyal sorumluluk bilinci gelisiminin calismalara katilan ogrencilerin ve danisman ogretim elemaninin goruslerine dayali olarak belirlenmesi ve incelenmesidir. Bu arastirmanin ilk asamasinda universite ogrencilerinde sosyal sorumluluk bilincinin gelistirilmesine yonelik bir faaliyet alaninin degerlendirilmesi yonunde bahsi gecen kulup uyesi ogrencilerin calismalari incelenmistir. Veriler danisman ogretim elemani kimligi ile tarafimdan bir yil sureyle yapilan gozlemlerle derlenerek verilmistir. Ikinci asamada ise kulup uyesi 9 ogrenciden olusturulan bir odak grup calismasi gerceklestirilmistir. Calisma sonunda bir yil sure ile ogrenciler tarafindan yurutulen sosyal sorumluluk projesinin yuksekokul ogrencilerinin ve sosyal cevrelerindeki kisile...
The concept, "Kulliyah" (building complex), the roots of which dated back to the first ... more The concept, "Kulliyah" (building complex), the roots of which dated back to the first years of Islamism, stands for a complex of buildings centered around a mosque and composed of various individual buildings with social functions such as madrasah, library, han (commercial trade center), hamam (public bathhouse) and bedesten (covered bazaar). Kulliyahs, which were of great importance, particularly during Ottoman period, in terms of architecture and arts, provided service to the inhabitants of the province and the region they were constructed in through their public and religious functions; furthermore they shaped the texture of the province they were built in to an important extent. These Kulliyahs had served for a long period of time without delay owing to the rich waqfs (religious endowments)which were established by their constructors (bânis), and it was ensured that various locations had been populated through waqf programmes in line with the development and housing p...
Anemon Muş Alparslan Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
Kurulusundan itibaren yonunu Bati’ya ceviren Turkiye ile Batililar arasindaki baglar kuvvetlendik... more Kurulusundan itibaren yonunu Bati’ya ceviren Turkiye ile Batililar arasindaki baglar kuvvetlendikce Orta Dogu ulkeleriyle aramizdaki baglar giderek zayifladi. Turkiye’nin Filistin meselesi eksenli Orta Dogu politikasinda yasanan degisme, 5 Haziran 1967’de baslayarak alti gun boyunca devam eden Arap-Israil savasinda yasandi. Turkiye, 1970’ler ve 80’lerde BM cercevesinde alinan kararlarda, hep Arap ulkeleriyle birlikte Filistinliler lehinde oy kullandi. 2009 yilinda Davos’ta gerceklestirilen ekonomi zirvesinde Cumhurbaskani Erdogan’in buyuk bir cesaret ve kararlilik ornegi olan “One Minute” cikisi Turkiye’nin Filistin meselesiyle ilgili duyarliliginin en acik gostergesi oldu. Bu makalede, 60 yildan fazla bir suredir devam eden surecte Turkiye’nin Filistin meselesinde izledigi politikalarin inisli cikisli seyrine paralel olarak Orta Dogu ulkeleriyle olan iliskilerin gelisim seyrine genel bir projeksiyon sunulacaktir.
1995 yilinda Istanbul’da gerceklestirilen “20. Asirda Islam Dusuncesinin Yeniden Yapilanmasi ve B... more 1995 yilinda Istanbul’da gerceklestirilen “20. Asirda Islam Dusuncesinin Yeniden Yapilanmasi ve Bediuzzaman Said Nursi” baslikli Uluslararasi Bediuzzaman Sempozyumu’nda bir teblig sunan Prof. Dr. Sabahaddin Zaim, Iktisad Risalesi’ni tahlil etmis ve su noktaya dikkat cekmisti: “… Iktisad Risalesi Islâm iktisadinin bir bolumunu ele alip incelemektedir. O da ‘Islâmda Tuketici Davranislari Modeli’dir. Bediuzzaman Hazretleri diger eserlerinde Islâm iktisadi ile ilgili muhtelif mevzulara da temas etmis ve âyet ve hadislere dayali tefsir ve izahatta bulunmustur. Iktisad Risalesi’nin esasi ve ozu tuketici davranislarinda israfin haram olusunun hikmetini ve musbet ve menfi tesirlerini izah etmekte toplanmaktadir.” (http://www.nursistudies.com/turkishh/teblig.php?tno=76) Prof. Dr. Zaim hocamizin dikkat cektigi ideal bir kulun takip ettigi yine ideal tuketim kaliplaridir ve Bediuzzaman iktisad kavramini onun ziddi olan israf kavraminin izahi uzerine kurgulamistir. Aslinda bu yontemi Bediuzzama...
Osmanlı Devletinde eğitim ve sağlık hizmetleri ile dinî ve kültürel faaliyetlerin finansmanı için... more Osmanlı Devletinde eğitim ve sağlık hizmetleri ile dinî ve kültürel faaliyetlerin finansmanı için merkezî bütçeden doğrudan bir kaynak ayrılmıyordu. Devlet bütçesinden herhangi bir kaynak ayrılmadığı halde zikredilen hizmetlerin finansmanı, günümüzde üçüncü sektör olarak adlandırılan, daha çok bağımsız iktisadî birimler şeklinde teşkilatlanmış olan vakıflar aracılığıyla gerçekleştiriliyordu. Öyle ki, vakıf gelirlerinin Osmanlı malî sistemi içindeki oranı XVI. yüzyılın başlarında yaklaşık %12'lik bir paya sahip iken, bu oran XVII. yüzyılın başlarında %20'lere kadar yükselmişti.Dolayısıyla vakıfların kâr imkanı bulunmayan ya da kâr marjının düşük olması nedeniyle iktisadî açıdan yatırımın cazip olmadığı eğitim, sağlık, kültürel ve dinî faaliyetlerin finansmanında önemli bir rol oynadığı söylenebilir. Her hayrî müessesenin bir vakfiyesi bulunmakta ve bu vakfiyede müessesenin çalışma şekli ile hayır faaliyetlerinin yürütülmesi için yapılacak masrafları karşılayacak yapılar, vakıflar tek tek ifade edilmekteydi. Vakfiyede ayrıca vâkıfın (vakfı kuran kimsenin) şartlarına göre kurumun nasıl işleyeceği, kimlerin istihdam edileceği ve ne kadar maaş alacakları gibi konular yer alırdı.Bu makalede, Osmanlı döneminde bir finansman kaynağı olarak vakıfların oynadığı rol üzerinde durulacaktır.
The concept, "Kulliyah" (building complex), the roots of which dated back to the first years of I... more The concept, "Kulliyah" (building complex), the roots of which dated back to the first years of Islamism, stands for a complex of buildings centered around a mosque and composed of various individual buildings with social functions such as madrasah, library, han (commercial trade center), hamam (public bathhouse) and bedesten (covered bazaar). Kulliyahs, which were of great importance, particularly during Ottoman period, in terms of architecture and arts, provided service to the inhabitants of the province and the region they were constructed in through their public and religious functions; furthermore they shaped the texture of the province they were built in to an important extent. These Kulliyahs had served for a long period of time without delay owing to the rich waqfs (religious endowments)which were established by their constructors (bânis), and it was ensured that various locations had been populated through waqf programmes in line with the development and housing policy of the Empire The purpose of this paper is mainly to provide information about the financial resources of Rustem Pasha Kulliyah which is one of the important historical heritages of Ottoman Empire in Tekirdag, and also to shed light on its significant contributions to the development of the province during the course of the history.
Islam dini insani genis bir cercevede ele alir. Buna gore insan, bircok onemli ozelligi bunyesind... more Islam dini insani genis bir cercevede ele alir. Buna gore insan, bircok onemli ozelligi bunyesinde barindirir, bir bakima kâinatin kucuk bir modelidir. Islam’a gore insanin dunyaya gonderilme sebeplerinden birisi dunyanin guzel ve yasanabilir hale getirilmesidir; dunyanin ziyan edilmesi, yasanmaz bir hale getirilmesi degildir. Islam iktisadi yaklasiminda insan, ahlaki degerlere sahiptir ve bu degerler onun tum ekonomik kararlarinda etkili olur. Bu acidan her birey sadece kendini dusunmez. Butun toplumun menfaatini ve refahini dusunur. Bencil degildir paylasimci ve adildir. Yeri geldiginde toplum menfaati ve refahini kendisinden once dusunur. Islam insani ihtiyaclarini karsilar ve menfaatlerini sonuna kadar degerlendirir. Fakat bunu Allah’in emir ve yasaklari cercevesinde, makul olculeri gozeterek gerceklestirir. Kisacasi Islam insaninin ihtiyaclarina “Islam insani” olma yolunda sinirlar konulur. Bu makalede, “bireysel ozgurluk” adina ihtiyaclarin sinirsizligi anlayisini temel eksen ...
Osmanli Devletinde egitim ve saglik hizmetleri ile dini ve kulturel faaliyetlerin finansmani icin... more Osmanli Devletinde egitim ve saglik hizmetleri ile dini ve kulturel faaliyetlerin finansmani icin merkezi butceden dogrudan bir kaynak ayrilmiyordu. Devlet butcesinden herhangi bir kaynak ayrilmadigi halde zikredilen hizmetlerin finansmani, gunumuzde ucuncu sektor olarak adlandirilan, daha cok bagimsiz iktisadi birimler seklinde teskilatlanmis olan vakiflar araciligiyla gerceklestiriliyordu. Oyle ki, vakif gelirlerinin Osmanli mali sistemi icindeki orani XVI. yuzyilin baslarinda yaklasik %12'lik bir paya sahip iken, bu oran XVII. yuzyilin baslarinda %20'lere kadar yukselmisti. Dolayisiyla vakiflarin, kâr imkani bulunmayan ya da kâr marjinin dusuk olmasi nedeniyle iktisadi acidan yatirimin cazip olmadigi egitim, saglik, kulturel ve dini faaliyetlerin finansmaninda onemli bir rol oynadigi soylenebilir. Her hayri muessesenin bir vakfiyesi bulunmakta ve bu vakfiyede muessesenin calisma sekli ile hayir faaliyetlerinin yurutulmesi icin yapilacak masraflari karsilayacak yapilar, va...
Demokrasi ile ekonomik buyumenin karsilikli etkilesim boyutunun belirlenmesi, demokratiklesme sur... more Demokrasi ile ekonomik buyumenin karsilikli etkilesim boyutunun belirlenmesi, demokratiklesme sureci icinde bulunan ulkeler acisindan oldukca onemli bir konudur. Buyume ve kalkinmanin hizlanmasinda demokrasinin etkili bir rolu oldugu gibi, demokratiklesme surecinin hiz kazanmasinda ekonomik gelisme ve kalkinmanin ayri bir onemi soz konusudur. Demokratik rejimlerin otokratik rejimlere gore, politik istikrarsizligi onlemede, toplumda olusan her turlu catismalari yonetmede ve ulkede olusacak toplumsal yikimlarin onune gecmede daha basarili oldugu gozlemlenmistir. Ayrica demokrasiler, ulkedeki beseri sermaye stokunu arttirmakta ve daha adil bir gelir dagilimi imkâni sunarak ekonomik gelismeye hiz kazandirmaktadir. Bu noktadan hareketle, bu makalede demokrasi ve ekonomik gelisme iliskisinin belirginlestirilmesine katki saglamak amaciyla bu iki degisken arasindaki iliskiler uzerine teorik arastirmalar yapilmistir. Bu makalede, oncelikle kavramsal olarak tanimlar yapilmis, ardindan literat...
Zekât Islâm’in bes temel esasindan biri olarak ekonomik boyutlari olan bir ibadettir. Bu makalede... more Zekât Islâm’in bes temel esasindan biri olarak ekonomik boyutlari olan bir ibadettir. Bu makalede ele alacagimiz en onemli boyutu ise, Islâm ekonomisinin arz yonlu olusunu desteklemesidir. Bu acidan zekât, Islâm toplumunun tuketim, uretim ve bolusum kaliplarini pozitif yonde degistirir. Ozellikle infâk (hayir amacli harcama) kavrami uzerinde israrla ve ozenle duran Islâm, biriktirmeye degil, harcamayi esas alir. Daha teknik bir deyisle gelir olusmasinin temeline tasarrufu degil, harcamayi koyar. Zekât, bir toplum icinde servet ve mulkiyetin yayginlasmasinin en onemli aracidir. Bilindigi gibi zekât temel ihtiyaclar ciktiktan ve bir yil gectikten sonra, bir asgari gecim cizgisinin (nisâb) ustunde olanlardan altinda olanlara, bazen devlet araciligiyla, gelir transferidir. Zekât, Islâmin temelde karsi oldugu iddiharin, yani zenginlik ve servetin belli ellerde birikmesinin de en onemli recetesidir. Zira, belli sartlar altinda elde edilen birikimin uzerinden bir yil gecmesi halinde o biri...
Bugun neredeyse tum ticari ve resmi kuruluslarin bir halkla iliskiler faaliyeti olarak uyguladikl... more Bugun neredeyse tum ticari ve resmi kuruluslarin bir halkla iliskiler faaliyeti olarak uyguladiklari sosyal sorumluluk projeleri kamuoyu/tuketici/hedef kitle zihninde olumlu imajlar elde etme ve kurumsal itibar yaratma noktasinda onem tasimaktadir. Bu baglamda kurumlar toplumsal faydaya hizmet eden, farkindalik yaratmayi amaclayan ve kurumun dis imajini guclendirecek sekilde projeler gelistirmektedir. Sosyal sorumluluk bilincinin Meslek Yuksekokulu ogrencilerinde gelistirilmesi ve bu baglamda toplumsal faydanin artirilmasi noktasinda Namik Kemal Universitesi Marmaraereglisi Meslek Yuksekokulu ogrencilerinin olusturdugu MEMYO Sosyal Dayanisma ve Yardimlasma Kulubu bu calismanin konusunu olusturmaktadir. Bu calismanin amaci MEMYO Sosyal Dayanisma ve Yardimlasma Kulubu projesinin diger yuksekogretim kurumlarina ozgun bir proje onerisi olarak ornek teskil etmesinin saglanmasidir. Calisma 2015-2016 Akademik Yili Bahar donemi ve 2016-2017 Guz doneminde kulubun yaptigi 26 yardim kampanyas...
İtalya’dan başlayıp tüm dünyaya yayılan Sakin Şehir hareketi, 10 yıl gibi kısa bir süre içinde al... more İtalya’dan başlayıp tüm dünyaya yayılan Sakin Şehir hareketi, 10 yıl gibi kısa bir süre içinde alternatif bir şehir ve yaşam modeli olarak kendini göstermektedir. Gördüğü ilgi ve yayılma eğiliminden dolayı hareket farklı alanların uzmanlarınca değişik açılardan ele alınmıştır. En önemli hedefi yerel toplumun ve ziyaretçilerinin yaşam kalitesini yükseltmek olan Sakin Şehirler, kısa zamanda uluslar arası bir ağ haline gelmiştir. Sakin Şehir yaklaşımı, ülkemizde saklı sayısız tarihi ve kültürel zenginliği ortaya çıkarmada bir fırsat olabilecektir. Sakin Şehir perspektifiyle gerekli kriterleri taşıyan ve taşıması belki kolaylıkla sağlanabilecek olan yüzlerce şehrimiz kapılarını dünyaya aralayabilecektir. Cittaslow Movement as an Example of a Local Administration Integrated with Environment and Turkey’s Potential Cittaslow Movement which started in Italy and spread around the world shows up as an alternative city and life model in such a short period of 10 years. Cittaslow movement, the ...
Uploads
Papers by VELI SIRIM