Toplumsal ve kültürel özelliklerin sistemleşmiş yapıları içinde insanlık binlerce yıldır uygarlık... more Toplumsal ve kültürel özelliklerin sistemleşmiş yapıları içinde insanlık binlerce yıldır uygarlık tarihinin en büyük çelişkisi olan şiddet sorunsalıyla baş etmeye çalışmaktadır. Geleneksel toplum yapılarına nazaran modern ve çağdaş toplumlarda şiddet, giderek çeşitlenen, insanın bütün yaşam alanlarını kuşatan bir olgu olarak öne çıkmaktadır. Tiyatro sanatı tarihinin başlangıcından beri, kendine özgü canlandırma ve iletişim özelliğiyle şiddetin görünür kılınmasında, sorgulanmasında sosyal, moral, estetik bir işlev üstlenmiştir. Bu makale, geleneksel toplum yapılarıyla karşılaştırıldığında modern ve modern sonrası toplumlarda niteliği farklılaşan şiddetin tiyatro metinlerindeki görünüşünü genel bir bakışla sunmayı amaçlamaktadır..
Dünyada yerel kültür alanları, 1980 li yıllardan bu yana küresel pazar mekanizmasının etki alanın... more Dünyada yerel kültür alanları, 1980 li yıllardan bu yana küresel pazar mekanizmasının etki alanına dahil olmaktadır. Süreç çağdaş tiyatro teorisi ve uygulamalarında "çokkültürlü" ve "kültürlerarası" çalışmaları öne çıkarmakta, tiyatro eleştirisi, inceleme ve yorum yöntemlerini etkilemektedir. Amerika ve Avrupa örnekleri, bu tür uygulamalarda politize edilmiş ütopik bir demokrasi kavramını öne çıkarmak yerine, daha gerçekçi, akılcı, ortak duyarlıklar yaratmaya yönelik bir yol izlemektedir. Sahnelerimizde, "kültürler kavşağı" olan Anadolu coğrafyasının kültürel değerlerini, farklılıklarını yansıtan çağdaş uygulamalar kategorik olarak artmaktadır. Batılı örneklerle karşılaştırıldığında bu örneklerin etik/estetik açıdan, moral/ sosyal işlev bakımından farklılıkları nelerdir? Bu çalışmanın amacı bu soru çevresinde çağdaş tiyatro uygulamalarımızın tiyatro eleştirisinin, eğitiminin ilgi alanına girmesine dikkat çekmektir.
Bu makalede gunumuzde rituel calismalarinin universite tiyatrosundaki islevi uzerinde durulmaktad... more Bu makalede gunumuzde rituel calismalarinin universite tiyatrosundaki islevi uzerinde durulmaktadir. Bu calismalardan elde edilen sonuclarin sosyal, kulturel onemi vurgulanmakta; yeni tiyatro bicimlerinin kazanilmasinda tasidigi potansiyel degerlendirilmektedir. Ortacag aci cekme oyunlari ve Antik tragedya ile benzerlikler gosteren Ta’ziye ritueli ve rituelin tarihsel, kulturel, bolgesel ozellikleri tanitilmaktadir. Rituel oz, form, stil ve islev bakimindan incelenmektedir. Ta’ziye oyunlarinin bir tiyatro bicimi olarak sunum ozelliklerinin arastirilmasi ve uygulanmasi hakkinda bilgi verilmektedir. Bu tur arastirmalarin universite tiyatrosu repertuarinda yer almasinin toplumsal ve kulturlerarasi degeri, tiyatro sanatina katkisi vurgulanmaktadir.
Memet Baydur, 20. yüzyıl Türk tiyatrosuna sunduğu eserlerle yaşadığı dönemin en üretken oyu... more Memet Baydur, 20. yüzyıl Türk tiyatrosuna sunduğu eserlerle yaşadığı dönemin en üretken oyun yazarlarından biridir. Eserlerini verdiği süreçte dünyanın farklı ülkelerinde geçen yaşamı boyunca Türkiye gündeminin sıcak olaylarını takip etmesi, oyunlarının konu seçiminde ve karakterlerinin inşasında belirleyici olmuştur. Baydur, oyunlarında ele aldığı konularla ülke gerçeklerini bireylerin yaşamlarına yansımaları üzerinden irdelerken evrensel olanı da yakalama kaygısındadır. Oyunlarının dramaturgi stratejisine bakıldığında zaman, mekan, eylem (durumlara sıkışmış eylem) üçgeninde tasarımlar yaptığına tanık oluruz. Baydur, oyun kişilerini bu üçgende var ederken-oynatırkenkendine de yazar olarak oyun oynama alanı bırakır. Bu çalışmada insanoğlunun en temel psikolojik dürtülerinden biri olan oyun oynama dürtüsünün Memet Baydur' un sanatçı olarak motivasyonunda oynadığı rol; yazarın eserlerinde yaşam-oyun ilişkisinin nasıl yer aldığı; dramaturgisindeki "oyun içinde oyun" stratejisi, yazarın hayatı da göz önünde bulundurularak incelenmiştir. İnceleme sonucunda Memet Baydur'un oyunlarını yazarken, kendisinin hem oyun kurgulayıcısı hem de tasarladığı karakterler bağlamında oyuncusu olduğu bir üretim süreci yaşadığı kanaatine varılmıştır.
Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sanat Dergisi, 2014
Toplumsal ve kulturel ozelliklerin sistemlesmis yapilari icinde insanlik binlerce yildir uygarlik... more Toplumsal ve kulturel ozelliklerin sistemlesmis yapilari icinde insanlik binlerce yildir uygarlik tarihinin en buyuk celiskisi olan siddet sorunsaliyla bas etmeye calismaktadir. Geleneksel toplum yapilarina nazaran modern ve cagdas toplumlarda siddet, giderek cesitlenen, insanin butun yasam alanlarini kusatan bir olgu olarak one cikmaktadir. Tiyatro sanati tarihinin baslangicindan beri, kendine ozgu canlandirma ve iletisim ozelligiyle siddetin gorunur kilinmasinda, sorgulanmasinda sosyal, moral, estetik bir islev ustlenmistir. Bu makale, geleneksel toplum yapilariyla karsilastirildiginda modern ve modern sonrasi toplumlarda niteligi farklilasan siddetin tiyatro metinlerindeki gorunusunu genel bir bakisla sunmayi amaclamaktadir.. Anahtar kelimeler: Şiddet, geleneksel toplum, modern ve modern sonrasi toplum, tiyatro metinleri Mankind, in systematized structures of social and cultural characteristics, has been working to deal with the problem of violence for thousands of years which is the largest conflict in the history of civilization. Compared to traditional social structures violence in modern and contemporary societies stands out as a phenomenon that is increasingly diversifying and encompassing all areas of human life. Since the beginning of its history along with its characteristics of enacting and communication, art of theatre takes on a social, moral and aesthetic function in making violence visible and in questioning it. This article aims to provide an overview of violence in theatre texts and its changing nature in modern and post-modern societies in comparison to traditional society structures. Keywords: Violence, traditional society, modern and post-modern society, theatre texts
Bu makale, oyunculuk eğitimini Stanislavski yorum yöntemi ve usta-çırak metodu ile sürdüren Hacet... more Bu makale, oyunculuk eğitimini Stanislavski yorum yöntemi ve usta-çırak metodu ile sürdüren Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Anasanat Dalı'nda, eğitimin ve sahne uygulamalarının akademik yöntem ve bilimsel yaklaşımla disipline edilmesi önerisi sunar; bu bağlamda örnek olarak seçilen bir oyunun sahnelenme sürecini analiz etmeyi amaçlar. Analizde Yüksek Lisans tez projesi olan Adalet Ağaoğlu'nun Kozalar oyununun dramaturji ve sahneleme sürecinden yola çıkarak, tiyatroda modern akademik eğitimin ihtiyaçları, eleştirel düşünme, pedagojik yaklaşım, bilimsellik ve sanatsal yaratı arasındaki uyum, işbirliğinin değeri ve alınan sonuç üzerinde durulmaktadır.
Son yıllarda neoliberal politikalar ve kitle iletişim araçları belli değerleri piyasanın ihtiyaçl... more Son yıllarda neoliberal politikalar ve kitle iletişim araçları belli değerleri piyasanın ihtiyaçlarına göre değiştirdi. Bu uygulama kültürler arası çeşitlilikleri de tek bir ulusun barındırdığı çeşitlilikleri de erozyona uğratarak hem homojen hem de piyasa açısından optimize edilmiş bir dünya kültürünü üretti. Pek çok sosyal, kültürel ve politik sorunla uğraşan modern çok kültürlü Türkiye'de de durum budur. Bu durum, batılı değerlerin hedef haline geldiği Tanzimat döneminde başlamıştır. Bu süreç cumhuriyet döneminde de sürmüştür. Batı tarzı tiyatro egemen hale gelirken, çokkültürlü, çoğul kimlikli ve etnisiteli geleneksel ve sözlü kültürün bir parçası olan tiyatro etkinliği bir tarafa itilmiştir. Türkiye'deki tiyatro bölümlerinde sistematik bir biçimde Anadolu uygarlıklarının çok kültürlü yapısının estetik kodlarından türetilmiş kolektif sembol, imge, dilsel ve görsel ifadelerin araştırıldığı çalışmalar yapılmaktadır. Kardeşlik Töreni Samah bir tiyatro bölümünde geleneksel kültüre ilişkin araştırma ve uygulamanın kusursuz bir örneği olarak görülebilir.
Bu makale erkek egemen dünya düzeninde "kadın varoluşu" nun algılanışını Moliére'in Amphitryon oy... more Bu makale erkek egemen dünya düzeninde "kadın varoluşu" nun algılanışını Moliére'in Amphitryon oyununda tarihsel ve dramaturjik bağlamıyla değerlendirmeyi; günümüzde, tiyatroda oyun seçimi sürecine farklı, düşünsel bir perspektif getirmeyi amaçlamaktadır. Bu yönüyle inceleme, Amphitryon oyunu üzerinden Moliére gibi dünyaca ünlü kült bir yazarın, bütün oyunlarının her çağda, her toplumsal ve kültürel yapıda sorgulanmaksızın sahnelenmesindeki çelişkiler ve repertuvar politikasında gözetilmesi gereken sosyal ve moral yaklaşım üzerine bir birlikte düşünme denemesidir.
Tennessee Williams, dramaturgisini (uzun ve kısa oyunlarında) öz, biçim ve biçem bakımından belir... more Tennessee Williams, dramaturgisini (uzun ve kısa oyunlarında) öz, biçim ve biçem bakımından belirleyen "çürümüş dünya" ve "kaçak benlik" metaforlarını yazar D.H.Lawrence'dan almıştır. Genellikle Amerikan tarzı bir yaşamı yerel özellikleriyle yansıtan kısa oyunlarda çürümüş dünya, fiziksel, sosyal ve moral gerileme içindeki modern dünyanın ayrıntılı görünüşleridir. Oyunlarda kaçak olarak karşımıza çıkan ana karakterler, çeşitli savunma düzenekleri kullanarak çürümeden kurtulmaya çalışırlar ama genellikle başarısız olurlar. Sonuçta ölüme ya da yıkımın değişik biçimlerine yakalanarak tuzağa düşerler.
Akıl yürütebilen/eyleyen modern öznenin pratik amaçlarını gerçekleştirmek ve en yüksek faydayı sa... more Akıl yürütebilen/eyleyen modern öznenin pratik amaçlarını gerçekleştirmek ve en yüksek faydayı sağlamak için aklı araçsallaştırma süreci, öznenin ve tüm ilişkilerinin nesneleşmesi (şeyleşme) ile sonuçlandı. Şeyler'in kurgusal evreninde kendisi kurgusal bir şey'e (birey) indirgenen öznenin durumu, sanatın/dramın konusu olduğunda, "düşünüyorum o halde varım" ya da "düşünüyorum, eyliyorum o halde varım" önermeleri geçerliliğini sürdürebilir miydi? Gerçekçi dramı karakterize eden bu akılcı önermeler ve dramın realist araçları, hem düşünsel hem de estetik bakımdan, eserlerinde en radikal biçimiyle nihilizmin ötesindeki bir solipsist (ben varlıkçı) strateji ile varoluşu sorgulayan Samuel Beckett tarafından aşıldı. Bu bağlamda bildiride; mistik ve modern solipsizmin etkisinin Beckett'in sanatındaki analitik ve indirgemeci dil/anlam/devinim stratejilerini oluşturması gösterilmeye çalışılacaktır.
Toplumsal ve kültürel özelliklerin sistemleşmiş yapıları içinde insanlık binlerce yıldır uygarlık... more Toplumsal ve kültürel özelliklerin sistemleşmiş yapıları içinde insanlık binlerce yıldır uygarlık tarihinin en büyük çelişkisi olan şiddet sorunsalıyla baş etmeye çalışmaktadır. Geleneksel toplum yapılarına nazaran modern ve çağdaş toplumlarda şiddet, giderek çeşitlenen, insanın bütün yaşam alanlarını kuşatan bir olgu olarak öne çıkmaktadır. Tiyatro sanatı tarihinin başlangıcından beri, kendine özgü canlandırma ve iletişim özelliğiyle şiddetin görünür kılınmasında, sorgulanmasında sosyal, moral, estetik bir işlev üstlenmiştir. Bu makale, geleneksel toplum yapılarıyla karşılaştırıldığında modern ve modern sonrası toplumlarda niteliği farklılaşan şiddetin tiyatro metinlerindeki görünüşünü genel bir bakışla sunmayı amaçlamaktadır..
Dünyada yerel kültür alanları, 1980 li yıllardan bu yana küresel pazar mekanizmasının etki alanın... more Dünyada yerel kültür alanları, 1980 li yıllardan bu yana küresel pazar mekanizmasının etki alanına dahil olmaktadır. Süreç çağdaş tiyatro teorisi ve uygulamalarında "çokkültürlü" ve "kültürlerarası" çalışmaları öne çıkarmakta, tiyatro eleştirisi, inceleme ve yorum yöntemlerini etkilemektedir. Amerika ve Avrupa örnekleri, bu tür uygulamalarda politize edilmiş ütopik bir demokrasi kavramını öne çıkarmak yerine, daha gerçekçi, akılcı, ortak duyarlıklar yaratmaya yönelik bir yol izlemektedir. Sahnelerimizde, "kültürler kavşağı" olan Anadolu coğrafyasının kültürel değerlerini, farklılıklarını yansıtan çağdaş uygulamalar kategorik olarak artmaktadır. Batılı örneklerle karşılaştırıldığında bu örneklerin etik/estetik açıdan, moral/ sosyal işlev bakımından farklılıkları nelerdir? Bu çalışmanın amacı bu soru çevresinde çağdaş tiyatro uygulamalarımızın tiyatro eleştirisinin, eğitiminin ilgi alanına girmesine dikkat çekmektir.
Bu makalede gunumuzde rituel calismalarinin universite tiyatrosundaki islevi uzerinde durulmaktad... more Bu makalede gunumuzde rituel calismalarinin universite tiyatrosundaki islevi uzerinde durulmaktadir. Bu calismalardan elde edilen sonuclarin sosyal, kulturel onemi vurgulanmakta; yeni tiyatro bicimlerinin kazanilmasinda tasidigi potansiyel degerlendirilmektedir. Ortacag aci cekme oyunlari ve Antik tragedya ile benzerlikler gosteren Ta’ziye ritueli ve rituelin tarihsel, kulturel, bolgesel ozellikleri tanitilmaktadir. Rituel oz, form, stil ve islev bakimindan incelenmektedir. Ta’ziye oyunlarinin bir tiyatro bicimi olarak sunum ozelliklerinin arastirilmasi ve uygulanmasi hakkinda bilgi verilmektedir. Bu tur arastirmalarin universite tiyatrosu repertuarinda yer almasinin toplumsal ve kulturlerarasi degeri, tiyatro sanatina katkisi vurgulanmaktadir.
Memet Baydur, 20. yüzyıl Türk tiyatrosuna sunduğu eserlerle yaşadığı dönemin en üretken oyu... more Memet Baydur, 20. yüzyıl Türk tiyatrosuna sunduğu eserlerle yaşadığı dönemin en üretken oyun yazarlarından biridir. Eserlerini verdiği süreçte dünyanın farklı ülkelerinde geçen yaşamı boyunca Türkiye gündeminin sıcak olaylarını takip etmesi, oyunlarının konu seçiminde ve karakterlerinin inşasında belirleyici olmuştur. Baydur, oyunlarında ele aldığı konularla ülke gerçeklerini bireylerin yaşamlarına yansımaları üzerinden irdelerken evrensel olanı da yakalama kaygısındadır. Oyunlarının dramaturgi stratejisine bakıldığında zaman, mekan, eylem (durumlara sıkışmış eylem) üçgeninde tasarımlar yaptığına tanık oluruz. Baydur, oyun kişilerini bu üçgende var ederken-oynatırkenkendine de yazar olarak oyun oynama alanı bırakır. Bu çalışmada insanoğlunun en temel psikolojik dürtülerinden biri olan oyun oynama dürtüsünün Memet Baydur' un sanatçı olarak motivasyonunda oynadığı rol; yazarın eserlerinde yaşam-oyun ilişkisinin nasıl yer aldığı; dramaturgisindeki "oyun içinde oyun" stratejisi, yazarın hayatı da göz önünde bulundurularak incelenmiştir. İnceleme sonucunda Memet Baydur'un oyunlarını yazarken, kendisinin hem oyun kurgulayıcısı hem de tasarladığı karakterler bağlamında oyuncusu olduğu bir üretim süreci yaşadığı kanaatine varılmıştır.
Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sanat Dergisi, 2014
Toplumsal ve kulturel ozelliklerin sistemlesmis yapilari icinde insanlik binlerce yildir uygarlik... more Toplumsal ve kulturel ozelliklerin sistemlesmis yapilari icinde insanlik binlerce yildir uygarlik tarihinin en buyuk celiskisi olan siddet sorunsaliyla bas etmeye calismaktadir. Geleneksel toplum yapilarina nazaran modern ve cagdas toplumlarda siddet, giderek cesitlenen, insanin butun yasam alanlarini kusatan bir olgu olarak one cikmaktadir. Tiyatro sanati tarihinin baslangicindan beri, kendine ozgu canlandirma ve iletisim ozelligiyle siddetin gorunur kilinmasinda, sorgulanmasinda sosyal, moral, estetik bir islev ustlenmistir. Bu makale, geleneksel toplum yapilariyla karsilastirildiginda modern ve modern sonrasi toplumlarda niteligi farklilasan siddetin tiyatro metinlerindeki gorunusunu genel bir bakisla sunmayi amaclamaktadir.. Anahtar kelimeler: Şiddet, geleneksel toplum, modern ve modern sonrasi toplum, tiyatro metinleri Mankind, in systematized structures of social and cultural characteristics, has been working to deal with the problem of violence for thousands of years which is the largest conflict in the history of civilization. Compared to traditional social structures violence in modern and contemporary societies stands out as a phenomenon that is increasingly diversifying and encompassing all areas of human life. Since the beginning of its history along with its characteristics of enacting and communication, art of theatre takes on a social, moral and aesthetic function in making violence visible and in questioning it. This article aims to provide an overview of violence in theatre texts and its changing nature in modern and post-modern societies in comparison to traditional society structures. Keywords: Violence, traditional society, modern and post-modern society, theatre texts
Bu makale, oyunculuk eğitimini Stanislavski yorum yöntemi ve usta-çırak metodu ile sürdüren Hacet... more Bu makale, oyunculuk eğitimini Stanislavski yorum yöntemi ve usta-çırak metodu ile sürdüren Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Anasanat Dalı'nda, eğitimin ve sahne uygulamalarının akademik yöntem ve bilimsel yaklaşımla disipline edilmesi önerisi sunar; bu bağlamda örnek olarak seçilen bir oyunun sahnelenme sürecini analiz etmeyi amaçlar. Analizde Yüksek Lisans tez projesi olan Adalet Ağaoğlu'nun Kozalar oyununun dramaturji ve sahneleme sürecinden yola çıkarak, tiyatroda modern akademik eğitimin ihtiyaçları, eleştirel düşünme, pedagojik yaklaşım, bilimsellik ve sanatsal yaratı arasındaki uyum, işbirliğinin değeri ve alınan sonuç üzerinde durulmaktadır.
Son yıllarda neoliberal politikalar ve kitle iletişim araçları belli değerleri piyasanın ihtiyaçl... more Son yıllarda neoliberal politikalar ve kitle iletişim araçları belli değerleri piyasanın ihtiyaçlarına göre değiştirdi. Bu uygulama kültürler arası çeşitlilikleri de tek bir ulusun barındırdığı çeşitlilikleri de erozyona uğratarak hem homojen hem de piyasa açısından optimize edilmiş bir dünya kültürünü üretti. Pek çok sosyal, kültürel ve politik sorunla uğraşan modern çok kültürlü Türkiye'de de durum budur. Bu durum, batılı değerlerin hedef haline geldiği Tanzimat döneminde başlamıştır. Bu süreç cumhuriyet döneminde de sürmüştür. Batı tarzı tiyatro egemen hale gelirken, çokkültürlü, çoğul kimlikli ve etnisiteli geleneksel ve sözlü kültürün bir parçası olan tiyatro etkinliği bir tarafa itilmiştir. Türkiye'deki tiyatro bölümlerinde sistematik bir biçimde Anadolu uygarlıklarının çok kültürlü yapısının estetik kodlarından türetilmiş kolektif sembol, imge, dilsel ve görsel ifadelerin araştırıldığı çalışmalar yapılmaktadır. Kardeşlik Töreni Samah bir tiyatro bölümünde geleneksel kültüre ilişkin araştırma ve uygulamanın kusursuz bir örneği olarak görülebilir.
Bu makale erkek egemen dünya düzeninde "kadın varoluşu" nun algılanışını Moliére'in Amphitryon oy... more Bu makale erkek egemen dünya düzeninde "kadın varoluşu" nun algılanışını Moliére'in Amphitryon oyununda tarihsel ve dramaturjik bağlamıyla değerlendirmeyi; günümüzde, tiyatroda oyun seçimi sürecine farklı, düşünsel bir perspektif getirmeyi amaçlamaktadır. Bu yönüyle inceleme, Amphitryon oyunu üzerinden Moliére gibi dünyaca ünlü kült bir yazarın, bütün oyunlarının her çağda, her toplumsal ve kültürel yapıda sorgulanmaksızın sahnelenmesindeki çelişkiler ve repertuvar politikasında gözetilmesi gereken sosyal ve moral yaklaşım üzerine bir birlikte düşünme denemesidir.
Tennessee Williams, dramaturgisini (uzun ve kısa oyunlarında) öz, biçim ve biçem bakımından belir... more Tennessee Williams, dramaturgisini (uzun ve kısa oyunlarında) öz, biçim ve biçem bakımından belirleyen "çürümüş dünya" ve "kaçak benlik" metaforlarını yazar D.H.Lawrence'dan almıştır. Genellikle Amerikan tarzı bir yaşamı yerel özellikleriyle yansıtan kısa oyunlarda çürümüş dünya, fiziksel, sosyal ve moral gerileme içindeki modern dünyanın ayrıntılı görünüşleridir. Oyunlarda kaçak olarak karşımıza çıkan ana karakterler, çeşitli savunma düzenekleri kullanarak çürümeden kurtulmaya çalışırlar ama genellikle başarısız olurlar. Sonuçta ölüme ya da yıkımın değişik biçimlerine yakalanarak tuzağa düşerler.
Akıl yürütebilen/eyleyen modern öznenin pratik amaçlarını gerçekleştirmek ve en yüksek faydayı sa... more Akıl yürütebilen/eyleyen modern öznenin pratik amaçlarını gerçekleştirmek ve en yüksek faydayı sağlamak için aklı araçsallaştırma süreci, öznenin ve tüm ilişkilerinin nesneleşmesi (şeyleşme) ile sonuçlandı. Şeyler'in kurgusal evreninde kendisi kurgusal bir şey'e (birey) indirgenen öznenin durumu, sanatın/dramın konusu olduğunda, "düşünüyorum o halde varım" ya da "düşünüyorum, eyliyorum o halde varım" önermeleri geçerliliğini sürdürebilir miydi? Gerçekçi dramı karakterize eden bu akılcı önermeler ve dramın realist araçları, hem düşünsel hem de estetik bakımdan, eserlerinde en radikal biçimiyle nihilizmin ötesindeki bir solipsist (ben varlıkçı) strateji ile varoluşu sorgulayan Samuel Beckett tarafından aşıldı. Bu bağlamda bildiride; mistik ve modern solipsizmin etkisinin Beckett'in sanatındaki analitik ve indirgemeci dil/anlam/devinim stratejilerini oluşturması gösterilmeye çalışılacaktır.
Uploads
Papers by Turel Ezici