
Turgut Kocoglu
Prof. Dr. - T.C. Erciyes Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü-
less
Related Authors
Charles Jones
The Pennsylvania State University
Steven Pinker
Harvard University
John Johnson
Pennsylvania State University
Özer Şenödeyici
Hitit University
Ahmet Atilla Senturk
Istinye University
Süer Eker
Baskent University
Thomas L Webb
The University of Sheffield
Gebhard J . Selz
University of Vienna
Mehmet Gürbüz
Necmettin Erbakan
Viacheslav Kuleshov
Stockholm University
InterestsView All (7)
Uploads
Papers by Turgut Kocoglu
Arapça veya Farsça öğretmek amacıyla yazılmış iki dilli hatta Türkçe-Farsça-Arapça
olmak üzere üç dilli manzum sözlükler kaleme alınmıştır. Bunun yanında TürkçeRumca, Türkçe-Arnavutça, Türkçe-Ermenice, Türkçe-Fransızca Türkçe-Almanca ve
Türkçe-Bulgarca, Kürtçe-Türkçe gibi manzum sözlükler de telif edilmiştir. Osmanlı
sahasındaki bu sözlüklerin hemen hepsi üzerine çalışmalar yapılmıştır. Ancak Çağatay
sahasındaki birçok manzum sözlük bu ilgiden mahrum kalmıştır. Mevcut bilgilerden
hareketle H.817/M.1414 yılında yazılan “Lehçetü’t-Türk” adlı Çağatay Türkçesi manzum sözlük bu sahadaki ilk örneklerdendir. Bu çalışmada incelenen manzum sözlük,
1658-1707 yıllarında hüküm süren altıncı Babür hükümdarı Evrengzib zamanında yazılmıştır. Buradan hareketle Çağatay sahasında manzum sözlük yazma geleneğinin 18.
yüzyıla kadar devam ettiği söylenebilir.
Çağatay sahasındaki manzum sözlüklerin şimdilik tespit edilenleri Çağatay TürkçesiFarsça biçiminde düzenlenmiştir. Bu manzum sözlüklerde amaç Farsça bilenlere Çağatay Türkçesi öğretmektir. Fransa Millî Kütüphanesi’nde manzum sözlüklerle ilgili taramalarımızda Türkçe Yazmalar bölümü 1015 numarada kayıtlı Çağatay Türkçesi-Farsça
olarak tertip edilmiş 3 sözlüğü ihtiva eden bir lügat mecmuası tespit edilmiştir. Mecmuadaki sözlüklerden ilk ikisi manzum ve sonuncusu mensurdur. Bu yazıda, önce bahsedilen mecmua hakkında kısaca bilgi verilmiş, sonra mecmuada 1b-24a varakları arasındaki manzum sözlük incelenip günümüz harflerine aktarılmıştır. Ayrıca metindeki kelimeleri içeren Çağatay Türkçesi-Farsça-Türkiye Türkçesi bir sözlük hazırlanmıştır.
Bu çalışma ile Türkçe-Farsça özel bir Târîh-i Cihân-güşâ sözlüğü olarak nitelenebilecek söz konusu lügatçenin neşri ve tercümesi yapılmaya çalışılmış ve ilgili alanlarda yapılacak çalışmalara katkı sağlanması amaçlanmıştır.
Hindistan kütüphanelerinde yaptığımız araştırmalarda sadece Salar Jung’da Türkçe öğretmeyi esas alan yedi eser tespit edilmiştir. Bir yazı dizisiyle tanıtmaya başladığımız bu eserlerden ikincisi Lehçetü’t-Türk’tür. Timurlular döneminde yaşamış Calâlüddin Han isimli birsi tarafından 15. asrın başlarında yazılan eser, manzum sözlük formatındadır. Aslında manzum sözlük-gramer de denilebilir.
Bu yazıda, Lehçetü’t-Türk’ün önce tavsifi yapılıp muhtevasına dair bilgiler verilmiş ve toplam 10 varak olan eserin elimizdeki altı varağının neşri yapılmış ve metindeki kelimeleri ihtiva eden Çağatay Türkçesi-Farsça ve Türkiye Türkçesi şeklinde üç dilli bir sözlük ilave edilmiştir. Çalışmanın sonuna da eserin mevcut orijinal görüntüleri eklenmiştir.
Çağatay edebiyatının önemli şairlerinden Mevlânâ Şeyhzâde Atâyî᾿nin hayâtı hakkında yeterli bilgi yoktur. Alî Şîr Nevâyî “Mecalisü᾿n- Nefâyis” ve “Muhakemetü᾿l- Lugateyn” adlı eserlerinde Atâyî hakkında çok az bilgi yer almaktadır. Atâyî’nin mevcut tek eseri dîvânıdır ve bir nüshası bulunmaktadır. Arap alfabesi ile yazılmış bu nüshanın ilk ve son sayfalarında “Dîvân-ı Şeyḫzâde Atâyî” kaydı vardır. Dîvânın orijinal nüshasını 1927’de Rus bilgin A. H. Samoyloviç Asya Müzesi’nde özel yapılan bir karton kılıfın içinde bulmuştur. Atâyî Dîvânı, 2008’de Kril alfabesiyle Taşkent’te neşredilmiştir.
Bu çalışmada, Atâyî’nin altı gazeli önce Türkiye Türkçesi alfabesi ile transkribe edilecek akabinde Türkiye Türkçesine aktarılacak ve her gazelin sonunda, gazeldeki kelimeleri içeren Çağatay Türkçesi - Türkiye Türkçesi formatında bir lügat hazırlanacaktır.
Türk edebiyatında Kazvinî’nin bu eserine yapılmış, müellifi bilinen yedi tercüme vardır. Acâyibü’l-Mahlûkât türünde eserler üzerine çalışmalar yapan Prof. Dr. Günay Kut’un zikrettiği Türkçe tercümeler arasında yer almayan ve yaptığımız kütüphane araştırmaları neticesinde tespit ettiğimiz bir Türkçe Acâyibü’l-Mahlûkât tercümesi vardır. Bu Türkçe Tercüme, 17. yüzyıl Osmanlı sadrazamlarından Murtaza Paşa’nın isteği üzerine saray rûznâmecisi Muhammed b. Şâkir tarafından yapılmıştır. Muhammed Şâkir’in bu eseri, hem Kazvinî’nin “Acâyibü’l-Mahlûkât”ı merkez alınarak ve Mevlana Demirî’nin “Hayâtü’l-Hayevân” adlı eserinden de istifade edilerek yapılmış tercüme olması hasebiyle önemlidir. Bu tercümeden sonra insanın manevi yönünü anlatan bölüm ve son kısımdaki mensur hayvan hikayeleri bölümü ile diğer Acâyibü’l-Mahlûkât tercümelerinden farklılık arz etmektedir.
Bu tebliğde Muhammed Şâkir’in, kaynaklarda zikredilmeyen ve 444 minyatür/resim içeren “Tercüme-yi Acâyibü’l-Mahlûkât” adlı eseri kısaca incelenip bilim dünyasına tanıtılacaktır.
açıklanmıştır. Bu açıklamalar genellikle Kuşeyrî, Kazvinî, Abdullah ibn Mübarek, Ebû Alî Dakkâk gibi din ve tasavvuf büyüklerinin eserlerinden ve sözlerinden nakillerle yapılmıştır. Başta nasihatlar bölümü olmak üzere tasavvuf, zikir, şeri’at, hakîkat, istikâmet, murâkabe, fakr, muhabbet, semâ’, vera’ ve sumt gibi altmış civarında dînî-tasavvufî terim ve kavram izah edilmiştir. Bu eser, muhteva ve tasnif usûlüne bakıldığında büyük ihtimal tarîkata yeni giren dervişlere temel tasavvufî bilgileri öğretmek amacıyla yazılmış bir el kitabı niteliğindedir. Bu makalede öncelikle Risâle-yi Keşkül-i Mutasavvıfa’nın da bulunduğu İBB Atatürk Kitaplığı Osman Ergin Koleksiyonu’nda OE Yz 0786 05 demirbaş numarasıyla
kayıtlı mecmua hakkında kısa bilgi verilmiş; akabinde Risâle-yi Keşkül’ün
tavsifi, muhtevası, istifade ettiği kaynaklar incelenip eserin tasnif edilme amacı hakkında fikir yürütülmüştür. Son olarak Risâle-yi Keşkül-i Mutasavvıfa, araştırmalarımız neticesinde başka nüsha tespit edemediğimiz için tek nüshadan hareketle ilmî transkripsiyon alfabesi kullanılarak günümüz harflerine aktarılmıştır.
Arapça veya Farsça öğretmek amacıyla yazılmış iki dilli hatta Türkçe-Farsça-Arapça
olmak üzere üç dilli manzum sözlükler kaleme alınmıştır. Bunun yanında TürkçeRumca, Türkçe-Arnavutça, Türkçe-Ermenice, Türkçe-Fransızca Türkçe-Almanca ve
Türkçe-Bulgarca, Kürtçe-Türkçe gibi manzum sözlükler de telif edilmiştir. Osmanlı
sahasındaki bu sözlüklerin hemen hepsi üzerine çalışmalar yapılmıştır. Ancak Çağatay
sahasındaki birçok manzum sözlük bu ilgiden mahrum kalmıştır. Mevcut bilgilerden
hareketle H.817/M.1414 yılında yazılan “Lehçetü’t-Türk” adlı Çağatay Türkçesi manzum sözlük bu sahadaki ilk örneklerdendir. Bu çalışmada incelenen manzum sözlük,
1658-1707 yıllarında hüküm süren altıncı Babür hükümdarı Evrengzib zamanında yazılmıştır. Buradan hareketle Çağatay sahasında manzum sözlük yazma geleneğinin 18.
yüzyıla kadar devam ettiği söylenebilir.
Çağatay sahasındaki manzum sözlüklerin şimdilik tespit edilenleri Çağatay TürkçesiFarsça biçiminde düzenlenmiştir. Bu manzum sözlüklerde amaç Farsça bilenlere Çağatay Türkçesi öğretmektir. Fransa Millî Kütüphanesi’nde manzum sözlüklerle ilgili taramalarımızda Türkçe Yazmalar bölümü 1015 numarada kayıtlı Çağatay Türkçesi-Farsça
olarak tertip edilmiş 3 sözlüğü ihtiva eden bir lügat mecmuası tespit edilmiştir. Mecmuadaki sözlüklerden ilk ikisi manzum ve sonuncusu mensurdur. Bu yazıda, önce bahsedilen mecmua hakkında kısaca bilgi verilmiş, sonra mecmuada 1b-24a varakları arasındaki manzum sözlük incelenip günümüz harflerine aktarılmıştır. Ayrıca metindeki kelimeleri içeren Çağatay Türkçesi-Farsça-Türkiye Türkçesi bir sözlük hazırlanmıştır.
Bu çalışma ile Türkçe-Farsça özel bir Târîh-i Cihân-güşâ sözlüğü olarak nitelenebilecek söz konusu lügatçenin neşri ve tercümesi yapılmaya çalışılmış ve ilgili alanlarda yapılacak çalışmalara katkı sağlanması amaçlanmıştır.
Hindistan kütüphanelerinde yaptığımız araştırmalarda sadece Salar Jung’da Türkçe öğretmeyi esas alan yedi eser tespit edilmiştir. Bir yazı dizisiyle tanıtmaya başladığımız bu eserlerden ikincisi Lehçetü’t-Türk’tür. Timurlular döneminde yaşamış Calâlüddin Han isimli birsi tarafından 15. asrın başlarında yazılan eser, manzum sözlük formatındadır. Aslında manzum sözlük-gramer de denilebilir.
Bu yazıda, Lehçetü’t-Türk’ün önce tavsifi yapılıp muhtevasına dair bilgiler verilmiş ve toplam 10 varak olan eserin elimizdeki altı varağının neşri yapılmış ve metindeki kelimeleri ihtiva eden Çağatay Türkçesi-Farsça ve Türkiye Türkçesi şeklinde üç dilli bir sözlük ilave edilmiştir. Çalışmanın sonuna da eserin mevcut orijinal görüntüleri eklenmiştir.
Çağatay edebiyatının önemli şairlerinden Mevlânâ Şeyhzâde Atâyî᾿nin hayâtı hakkında yeterli bilgi yoktur. Alî Şîr Nevâyî “Mecalisü᾿n- Nefâyis” ve “Muhakemetü᾿l- Lugateyn” adlı eserlerinde Atâyî hakkında çok az bilgi yer almaktadır. Atâyî’nin mevcut tek eseri dîvânıdır ve bir nüshası bulunmaktadır. Arap alfabesi ile yazılmış bu nüshanın ilk ve son sayfalarında “Dîvân-ı Şeyḫzâde Atâyî” kaydı vardır. Dîvânın orijinal nüshasını 1927’de Rus bilgin A. H. Samoyloviç Asya Müzesi’nde özel yapılan bir karton kılıfın içinde bulmuştur. Atâyî Dîvânı, 2008’de Kril alfabesiyle Taşkent’te neşredilmiştir.
Bu çalışmada, Atâyî’nin altı gazeli önce Türkiye Türkçesi alfabesi ile transkribe edilecek akabinde Türkiye Türkçesine aktarılacak ve her gazelin sonunda, gazeldeki kelimeleri içeren Çağatay Türkçesi - Türkiye Türkçesi formatında bir lügat hazırlanacaktır.
Türk edebiyatında Kazvinî’nin bu eserine yapılmış, müellifi bilinen yedi tercüme vardır. Acâyibü’l-Mahlûkât türünde eserler üzerine çalışmalar yapan Prof. Dr. Günay Kut’un zikrettiği Türkçe tercümeler arasında yer almayan ve yaptığımız kütüphane araştırmaları neticesinde tespit ettiğimiz bir Türkçe Acâyibü’l-Mahlûkât tercümesi vardır. Bu Türkçe Tercüme, 17. yüzyıl Osmanlı sadrazamlarından Murtaza Paşa’nın isteği üzerine saray rûznâmecisi Muhammed b. Şâkir tarafından yapılmıştır. Muhammed Şâkir’in bu eseri, hem Kazvinî’nin “Acâyibü’l-Mahlûkât”ı merkez alınarak ve Mevlana Demirî’nin “Hayâtü’l-Hayevân” adlı eserinden de istifade edilerek yapılmış tercüme olması hasebiyle önemlidir. Bu tercümeden sonra insanın manevi yönünü anlatan bölüm ve son kısımdaki mensur hayvan hikayeleri bölümü ile diğer Acâyibü’l-Mahlûkât tercümelerinden farklılık arz etmektedir.
Bu tebliğde Muhammed Şâkir’in, kaynaklarda zikredilmeyen ve 444 minyatür/resim içeren “Tercüme-yi Acâyibü’l-Mahlûkât” adlı eseri kısaca incelenip bilim dünyasına tanıtılacaktır.
açıklanmıştır. Bu açıklamalar genellikle Kuşeyrî, Kazvinî, Abdullah ibn Mübarek, Ebû Alî Dakkâk gibi din ve tasavvuf büyüklerinin eserlerinden ve sözlerinden nakillerle yapılmıştır. Başta nasihatlar bölümü olmak üzere tasavvuf, zikir, şeri’at, hakîkat, istikâmet, murâkabe, fakr, muhabbet, semâ’, vera’ ve sumt gibi altmış civarında dînî-tasavvufî terim ve kavram izah edilmiştir. Bu eser, muhteva ve tasnif usûlüne bakıldığında büyük ihtimal tarîkata yeni giren dervişlere temel tasavvufî bilgileri öğretmek amacıyla yazılmış bir el kitabı niteliğindedir. Bu makalede öncelikle Risâle-yi Keşkül-i Mutasavvıfa’nın da bulunduğu İBB Atatürk Kitaplığı Osman Ergin Koleksiyonu’nda OE Yz 0786 05 demirbaş numarasıyla
kayıtlı mecmua hakkında kısa bilgi verilmiş; akabinde Risâle-yi Keşkül’ün
tavsifi, muhtevası, istifade ettiği kaynaklar incelenip eserin tasnif edilme amacı hakkında fikir yürütülmüştür. Son olarak Risâle-yi Keşkül-i Mutasavvıfa, araştırmalarımız neticesinde başka nüsha tespit edemediğimiz için tek nüshadan hareketle ilmî transkripsiyon alfabesi kullanılarak günümüz harflerine aktarılmıştır.
1658-1707 yıllarında hüküm süren altıncı Babür hükümdarı Evrengzib zamanında yazılmıştır. Buradan hareketle Çağatay sahasında manzum sözlük yazma geleneğinin 18. yüzyıla kadar devam ettiği söylenebilir.
Çağatay sahasındaki manzum sözlüklerin şimdilik tespit edilenleri Çağatay Türkçesi- Farsça biçiminde düzenlenmiştir. Bu manzum sözlüklerde amaç Farsça bilenlere Çağatay Türkçesi öğretmektir. Fransa Millî Kütüphanesi’nde manzum sözlüklerle ilgili taramalarımızda
Türkçe Yazmalar bölümü 1015 numarada kayıtlı Çağatay Türkçesi-Farsça
olarak tertip edilmiş 3 sözlüğü ihtiva eden bir lügat mecmuası tespit edilmiştir. Mecmuadaki sözlüklerden ilk ikisi manzum ve sonuncusu mensurdur. Bu yazıda, önce bahsedilen mecmua hakkında kısaca bilgi verilmiş, sonra mecmuada 1b-24a varakları arasındaki manzum sözlük incelenip günümüz harflerine aktarılmıştır. Ayrıca metindeki kelimeleri
içeren Çağatay Türkçesi-Farsça-Türkiye Türkçesi bir sözlük hazırlanmıştır.