Skip to main content

Turgay Ovalı

Followers

6

Following

3

Public Views

Turgay OVALI1979, Düzce doğumludur. Akademiye girmeden önce çeşitli kamu kurumlarında görevlerde bulunmuştur. 2012 yılından itibaren İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde akademisyen olan yazar, doktorasını Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kent ve Çevre Bilimleri Ana Bilim Dalı’nda tamamlamıştır. Çeşitli televizyon kanallarına kültür-edebiyat-sanat programları hazırlayıp sunmaktadır. Yazarın, “Göç Yönetimi” ve “State Understanding in Classical and Modern Utopias” isimlerinde basılmış 2 eseri daha bulunmaktadır. Evli ve iki kız babasıdır.

less

YELDA DURGUN ŞAHİN

Study in Turkey

Gizem çeşmeci

Mimar Sinan Fine Arts University

manolya tokalı

Lütfiye Yılmaz

Yildiz Technical University

Kayseri University

TED University

Düşünen Şehir Dergisi

Interests

Uploads

Papers by Turgay Ovalı

DÜŞÜNCE MEKÂN DİYALEKTİĞİNDE ANTİK ÇİN KENTLERİ

DÜŞÜNCE MEKÂN DİYALEKTİĞİNDE ANTİK ÇİN KENTLERİ, 2024

Akademiye girmeden önce çeşitli kamu kurumlarında görevlerde bulunmuştur. 2012 yılından itibaren ... more Akademiye girmeden önce çeşitli kamu kurumlarında görevlerde bulunmuştur. 2012 yılından itibaren İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde akademisyen olan yazar, doktorasını Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kent ve Çevre Bilimleri Ana Bilim Dalı'nda tamamlamıştır. Çeşitli televizyon kanallarına kültür-edebiyat-sanat programları hazırlayıp sunmaktadır. Yazarın, "Göç Yönetimi" ve "State Understanding in Classical and Modern Utopias" isimlerinde basılmış 2 eseri daha bulunmaktadır. Evli ve iki kız babasıdır.

Çin’de Felsefi Ortamı Doğuran Kent Devletleri ve Kent Devletlerini Şekillendiren Filozoflar

Çalışmanın amacı, antik Çin’de kent devletlerinin ve felsefi düşünce sistemlerinin aynı zamanda o... more Çalışmanın amacı, antik Çin’de kent devletlerinin ve felsefi düşünce sistemlerinin aynı zamanda ortaya çıkmasından hareketle kent devletlerinin felsefi ortamı doğurduğunu, aynı şekilde kent devletlerinin filozof yöneticilerin eliyle şekillendirildiğini ortaya koymaktır. Bu amaçla Antik Çin’de felsefenin ortaya çıkmasında Çin’in kendisine özgü kent devletlerinin oynadığı rol ile antik Çin’in ilk filozoflarının, kent devletlerinde aldıkları başbakan, danışmanlık ve devlet adamlığı gibi görevlerle kent devletlerini nasıl şekillendirdiği üzerinde durulmuştur. Kent devletlerinin daha sonraki Çin tarihine iz bırakmadan ortadan kaybolmasında bu filozofların görüşlerinin etkileri de bulunmaktadır. Yöntem olarak kent tarihi disiplinini oluşturan Çinli ve Anglosakson yazarların ürettiği eserler incelenmiştir. Bunun yanında makalenin iddiasına uygun olarak arkeolojiden ziyade düşünürlerin kaleme aldığı antik metinlere başvurulmuştur. Çalışmada Çin’de kent devletlerini doğuran süreçler incelenmiş ve bu kent devletlerinin arasındaki mücadeleden doğan düşünce okullarına değinilmiştir. Düşünce ortamının hareketlenmesiyle kent devletlerine yön veren filozofların bazılarının fikirlerine kısaca değinildikten sonra kent devletlerinin bu fikirler doğrultusunda nasıl dönüşüm geçirdiği ele alınmıştır. Sonuç olarak Çin’de yaşanan siyasi ve toplumsal değişimlerle birlikte gelen çalkantılar Çin'de felsefi düşüncenin kapılarını açmış; devlet görevi alan filozoflar, Çin'de kent devletlerinin dönüşümünde birinci elden etkili olmuşlardır.

Şehirlerin Kökeninde Güven Unsuru Olarak Dini İnanışların Rolü

Medeniyetlerin oluşumunda önemli yere sahip olan ilk yerleşim yerlerini ele alan çalışmalar, şehi... more Medeniyetlerin oluşumunda önemli yere sahip olan ilk yerleşim yerlerini ele alan çalışmalar, şehirlerin kökenlerine dair çeşitli teoriler ortaya koymuştur. Bu teoriler, insanların bir araya gelerek birlikte yaşama kültürü edinmelerini genellikle maddi ihtiyaçlara bağlamaktadır. Esasen şehir, her şeyden önce birbiriyle savaşmayacak ve birbirlerine güvenerek manevi bir birlik oluşturabilecek insanların bir araya gelerek oluşturduğu bir ortak yaşam birimidir. Birlikte yaşayabilme olgusunu güven unsurunu ele almadan açıklamak eksik bir yaklaşım olacaktır. Bu çalışmanın amacı, şehirlerin oluşmasında temel unsurlardan biri olan ancak sürekli olarak ikincil planda bırakılan güven duygusu ile bu duyguyu oluşturan dini motiflerin önemini ortaya koymaktır. Bu maksatla, bir güven unsuru olarak dini inançların şehirlerin oluşumundaki yerlerine temas edilmiş ve dünyadaki ilk uygarlıklardan örnekler verilerek bu iddia temellendirilmeye çalışılmıştır.

Cicero’nun Yükümlülükler Üzerine Adlı Eserinde Gençlerin Ahlaki Eğitimi

Cicero’nun, Atina’da felsefe eğitimi alan küçük oğlu Marcus Minor Cicero için mektup biçiminde ya... more Cicero’nun, Atina’da felsefe eğitimi alan küçük oğlu Marcus Minor Cicero için mektup biçiminde yazdığı Yükümlülükler Üzerine (De Officiis) adlı eseri gençlerin ahlaki eğitimine dair birçok unsuru içermektedir. Bugün pek revaçta olmayan bu eser, birtakım nedenlerden ötürü göz ardı edilmektedir. Hâlbuki Cicero gençlerin ahlaki eğitimi konusunda hatırlanması gereken bir figürdür. Bu çalışma, retorik dehası ile sağlam etik ve ahlaki kurallar arasındaki bağlantı kurma konusunda başarıları nedeniyle Cicero’nun hakkını teslim etmeyi amaçlamaktadır. Cicero’nun Yükümlülükler Üzerine adlı eserinin çoğunlukla genç öğrenciler için taşıdığı potansiyel nedeniyle, eğitim ortamlarında günümüz dünyasının bir parçası olması gerektiği düşünülmektedir. Bu çalışma, gençlerin ahlak eğitimi konusunda Cicero’nun ve özellikle Yükümlülükler Üzerine’sinin yeniden ele alınmasını tavsiye etmektedir. Bu amaçla, Cicero’nun adı geçen eseri başta olmak üzere ahlak felsefesine dair yazıları incelenmiş ve gençlerin ahlaki eğitimine dair tavsiyelerine yer verilmiştir. Doğası gereği çalışmanın yönteminde ciddi bir literatür taraması tercih edilmiştir. Çalışma, bir bütün olarak eserde sunulan ahlaki yükümlülükleri daha iyi değerlendirebilmek için Cicero’nun çalışmasını kaleme aldığı dönemdeki tarihsel bağlam, Cicero’nun temel siyasi kaygıları, eserinde ele aldığı ahlak felsefesi, esinlendiği kaynaklar açısından eserdeki felsefi ekoller ve gençlere yönelik öğütleri şeklinde kurgulanmıştır.

Hocasının İzinde: Ahmet Refik Altınay ve Reşat Ekrem Koçu

2018

SENNETT’İN ÇALIŞMALARINDA ŞEHİR PSİKOLOJİSİ: MODERN KAPİTALİST ŞEHİR KARŞISINDA BİREY

Sennett’in sosyal bilimlere en önemli katkılarından biri, şehirlerin, modern dünyada bireylerin ü... more Sennett’in sosyal bilimlere en önemli katkılarından biri, şehirlerin, modern dünyada bireylerin üzerindeki etkileri ve yaşamlarını şekillendirmelerindeki rolü üzerindeki çalışmaları olmuştur. Sennett, bu yönüyle şehir psikolojisi alanında da önemli bir düşünür olmuştur. Bu çalışmanın amacı, Sennett’in çalışmalarında seküler-kapitalizm üzerine kurulmuş modern şehrin, sakinleri üzerinde oluşturduğu olumsuz psikolojik etkileri ortaya koymaktır. Bu bağlamda, Sennett’in çeşitli eserleri taranıp incelenmiş ve modern şehir ile birey arasındaki ilişkilere dair görüşleri onun anahtar kavramları kullanılarak ortaya konmaya çalışılmıştır. Sennett’e göre, farklılıklar mekânı olan modern şehir, beraber yaşama kültürünün tesis edilebileceği bir şekilde planlanmamıştır. Kamusal yaşamın zayıflatılması ve sessizleştirilmesi, dolayısıyla sağlıklı toplumsallaşma imkânının şehir sakinlerinin elinden alınması sebebiyle birey, aktörlükten çıkartılarak izleyici konumuna indirgenmiş, bireyselliğe ve narsist bir kişiliğe mahkûm edilmiştir. Modern şehirde oluşan otoriter ilişkiler bireylerde utanç ve yetersizlik duygusu yaratmaktadır. Yeni tip esnek kapitalizm düzenindeki çalışma koşulları, bireylerde özgürlük, sadakat ve süreklilik duyguları yerine risk, kaygı ve belirsizlik hisleri uyandırmaktadır. Bir tür karakter aşınmasına neden olan kapitalizme karşı Sennett, kişinin kendi kendine yettiği bir üretim biçimi olan zanaatkârlık kültürünü önermektedir. Bununla birlikte, mekânın değiştirilmesiyle insanın da değişeceğine inanan Sennett, toplumsallaşma alanlarının aktive edildiği bir şehir planlamasının önemi üzerinde durmaktadır.

Türkiye’de Belediyelerin Gençlik Hizmetleri: Mevcut Durum, Sorunlar ve Çözüm Önerileri

SİTE YÖNETİMLERİNİN LEGALİZASYONU: BİRMODEL ÖNERİSİ

SERDİVAN’DA ÇOCUKLARIN SORUNLARI: NİCEL ARAŞTIRMA ANALİZİ

SERDİVAN’DA ÇOCUK HİZMETLERİNE YÖNELİK PAYDAŞLARIN GÖRÜŞLERİ VE ÖNERİLERİ: NİTEL ARAŞTIRMA ANALİZLERİ

Konfüçyanist Kamu Yönetimi- Değerlerden İlkelere

©Bu kitabın her hakkı saklıdır. Tamamen veya herhangi bir bölümü yazarın ve yayınevinin yazılı iz... more

Başiskele Gençlerinin Mevcut Durumu: Nicel Araştırma Analizi

PROJE UYGULAYICILARININ SOSYAL KALKINMA PROJELERİNE BAKIŞI: ANKET SONUÇLARI

Göç Yönetimi Konulu Projeler

Düzce İli İçerisindeki Göçmenlere Yönelik Yapılan Anketlerin Bulguları

Şehre Dair Avrosentrik Yaklaşımlara Eleştirel Bir Bakış

Şehre Dair Avrosentrik Yaklaşımlara Eleştirel Bir Bakış, 2023

Büyükşehir Belediyelerinin Bağımlılıkla Mücadele Kapsamında Önleyici Faaliyetleri

Asya Şehrini Kendi Düşüncesinden Anlamak: Bir Metodoloji Önerisi

Medeniyet araştırmaları dergisi, Sep 22, 2018

Öz: Mekân ile düşünce arasında kopmaz bir ilişki bulunmaktadır. Her uygarlığın kendisine özgü bir... more Öz: Mekân ile düşünce arasında kopmaz bir ilişki bulunmaktadır. Her uygarlığın kendisine özgü bir hayat biçimi, bu hayat tarzının oluşturduğu birlikte yaşama alanları olan yerleşimleri, bu yerleşimlerin düzenlendiği bir mekân organizasyonu bulunmaktadır. Her ne kadar şehirlerin ortaya çıkışı ekonomik ve dinsel kaygıların sonucu olsa da, şehri kuranların ve takipçilerinin yaşam tarzına yön veren düşünceleri şehir mekânlarını çeşitlendirerek yeniden üretmiş ve şekillendirmiştir. Sürekli bir değişim ve kendini yenileme içinde olan şehir, kendisini oluşturan tek tek öğelerin ötesinde başka başka anlamlar da içermektedir. Bu yüzden şehirlerin kökenlerine dair yapılan araştırmalarda arkeoloji tek başına yetersiz kalmakta, kurucu metinlerin şehrin kuruluşuna ve toplumsal yaşamına etkileri de buna eklenmelidir. Bu şekilde felsefeyi, dini ve şehir tarihçiliğini kaynaştıran multidisipliner bir yöntemin eksikliği, medeniyet algısının tek tipleştirildiği günümüzde daha fazla hissedilmektedir. Bu makale, Asya toplumlarının ürettiği şehir tipolojisine yüklenen anlamların değişeceği, kurucu metinlerden yola çıkarak üretilecek yeni bir metodoloji sunmayı hedeflemektedir. Bu bağlamda çalışmada Asya tipi toplumların temelini oluşturan Çin, Hint ve İran medeniyetleri üzerinde durulmuştur. Metodolojinin gereği olarak da bu üç medeniyete dair kurucu metinlerin tamamlandığı dönem hedef alınmıştır.

Bi̇r Medeni̇yet Tasavvuru Olarak Kurucu Hi̇nt Meti̇nleri̇

Medeniyet araştırmaları dergisi, Dec 31, 2019

Bir medeniyetin mahiyeti, hüviyeti ve keyfiyetini anlamanın en iyi yolu o medeniyetin içinden çık... more Bir medeniyetin mahiyeti, hüviyeti ve keyfiyetini anlamanın en iyi yolu o medeniyetin içinden çıkan kutsal metinleri ve pratik hayata dair kurucu metinlerini öğrenmekten geçmektedir. Özellikle antik uygarlıkların özünde bulunan ve insan topluluklarını bir araya getiren dini inanışları içeren bu metinler ve daha sonraki kentleşmiş uygarlıkların devamını sağlayan felsefi metinler, kurucu metinler olmalarından dolayı incelenen medeniyetin özüne dair güvenilir başucu kaynaklardır. Hint medeniyetinin kurucu metinleri de bu medeniyetin özüne dair ipuçları sunmaktadır. Bu çalışma, İndüs ve Ganj vadilerinde ortaya çıkan Hint uygarlığının kurucu metinlerini medeniyet kurucu özellikleriyle tanıtmayı amaçlamaktadır. Bu amaçla, çalışmada ilk yazıya alınan Vedalardan başlayarak, Hint uygarlığının imparatorluk dönemine kadar olan dini ve felsefi kurucu metinleri, kronolojik olarak ele alınmaktadır. Böylece Hint dini ve felsefi sisteminin medeniyet oluşturucu özellikleri kurucu metinlerden hareketle ortaya koyulmaya çalışılmaktadır. Hint uygarlığı da diğer uygarlıklar gibi kurucu metinlerinin ve bunların öngördüğü yaşam felsefesinin bir tezahürü olarak karşımıza çıkmaktadır.

İslam Medeniyeti ve Modern Dünya: Tematik Makaleler Osman Bakar

Medeniyet araştırmaları dergisi, Jun 30, 2020

DÜŞÜNCE MEKÂN DİYALEKTİĞİNDE ANTİK ÇİN KENTLERİ

DÜŞÜNCE MEKÂN DİYALEKTİĞİNDE ANTİK ÇİN KENTLERİ, 2024

Akademiye girmeden önce çeşitli kamu kurumlarında görevlerde bulunmuştur. 2012 yılından itibaren ... more Akademiye girmeden önce çeşitli kamu kurumlarında görevlerde bulunmuştur. 2012 yılından itibaren İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde akademisyen olan yazar, doktorasını Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kent ve Çevre Bilimleri Ana Bilim Dalı'nda tamamlamıştır. Çeşitli televizyon kanallarına kültür-edebiyat-sanat programları hazırlayıp sunmaktadır. Yazarın, "Göç Yönetimi" ve "State Understanding in Classical and Modern Utopias" isimlerinde basılmış 2 eseri daha bulunmaktadır. Evli ve iki kız babasıdır.

Çin’de Felsefi Ortamı Doğuran Kent Devletleri ve Kent Devletlerini Şekillendiren Filozoflar

Çalışmanın amacı, antik Çin’de kent devletlerinin ve felsefi düşünce sistemlerinin aynı zamanda o... more Çalışmanın amacı, antik Çin’de kent devletlerinin ve felsefi düşünce sistemlerinin aynı zamanda ortaya çıkmasından hareketle kent devletlerinin felsefi ortamı doğurduğunu, aynı şekilde kent devletlerinin filozof yöneticilerin eliyle şekillendirildiğini ortaya koymaktır. Bu amaçla Antik Çin’de felsefenin ortaya çıkmasında Çin’in kendisine özgü kent devletlerinin oynadığı rol ile antik Çin’in ilk filozoflarının, kent devletlerinde aldıkları başbakan, danışmanlık ve devlet adamlığı gibi görevlerle kent devletlerini nasıl şekillendirdiği üzerinde durulmuştur. Kent devletlerinin daha sonraki Çin tarihine iz bırakmadan ortadan kaybolmasında bu filozofların görüşlerinin etkileri de bulunmaktadır. Yöntem olarak kent tarihi disiplinini oluşturan Çinli ve Anglosakson yazarların ürettiği eserler incelenmiştir. Bunun yanında makalenin iddiasına uygun olarak arkeolojiden ziyade düşünürlerin kaleme aldığı antik metinlere başvurulmuştur. Çalışmada Çin’de kent devletlerini doğuran süreçler incelenmiş ve bu kent devletlerinin arasındaki mücadeleden doğan düşünce okullarına değinilmiştir. Düşünce ortamının hareketlenmesiyle kent devletlerine yön veren filozofların bazılarının fikirlerine kısaca değinildikten sonra kent devletlerinin bu fikirler doğrultusunda nasıl dönüşüm geçirdiği ele alınmıştır. Sonuç olarak Çin’de yaşanan siyasi ve toplumsal değişimlerle birlikte gelen çalkantılar Çin'de felsefi düşüncenin kapılarını açmış; devlet görevi alan filozoflar, Çin'de kent devletlerinin dönüşümünde birinci elden etkili olmuşlardır.

Şehirlerin Kökeninde Güven Unsuru Olarak Dini İnanışların Rolü

Medeniyetlerin oluşumunda önemli yere sahip olan ilk yerleşim yerlerini ele alan çalışmalar, şehi... more Medeniyetlerin oluşumunda önemli yere sahip olan ilk yerleşim yerlerini ele alan çalışmalar, şehirlerin kökenlerine dair çeşitli teoriler ortaya koymuştur. Bu teoriler, insanların bir araya gelerek birlikte yaşama kültürü edinmelerini genellikle maddi ihtiyaçlara bağlamaktadır. Esasen şehir, her şeyden önce birbiriyle savaşmayacak ve birbirlerine güvenerek manevi bir birlik oluşturabilecek insanların bir araya gelerek oluşturduğu bir ortak yaşam birimidir. Birlikte yaşayabilme olgusunu güven unsurunu ele almadan açıklamak eksik bir yaklaşım olacaktır. Bu çalışmanın amacı, şehirlerin oluşmasında temel unsurlardan biri olan ancak sürekli olarak ikincil planda bırakılan güven duygusu ile bu duyguyu oluşturan dini motiflerin önemini ortaya koymaktır. Bu maksatla, bir güven unsuru olarak dini inançların şehirlerin oluşumundaki yerlerine temas edilmiş ve dünyadaki ilk uygarlıklardan örnekler verilerek bu iddia temellendirilmeye çalışılmıştır.

Cicero’nun Yükümlülükler Üzerine Adlı Eserinde Gençlerin Ahlaki Eğitimi

Cicero’nun, Atina’da felsefe eğitimi alan küçük oğlu Marcus Minor Cicero için mektup biçiminde ya... more Cicero’nun, Atina’da felsefe eğitimi alan küçük oğlu Marcus Minor Cicero için mektup biçiminde yazdığı Yükümlülükler Üzerine (De Officiis) adlı eseri gençlerin ahlaki eğitimine dair birçok unsuru içermektedir. Bugün pek revaçta olmayan bu eser, birtakım nedenlerden ötürü göz ardı edilmektedir. Hâlbuki Cicero gençlerin ahlaki eğitimi konusunda hatırlanması gereken bir figürdür. Bu çalışma, retorik dehası ile sağlam etik ve ahlaki kurallar arasındaki bağlantı kurma konusunda başarıları nedeniyle Cicero’nun hakkını teslim etmeyi amaçlamaktadır. Cicero’nun Yükümlülükler Üzerine adlı eserinin çoğunlukla genç öğrenciler için taşıdığı potansiyel nedeniyle, eğitim ortamlarında günümüz dünyasının bir parçası olması gerektiği düşünülmektedir. Bu çalışma, gençlerin ahlak eğitimi konusunda Cicero’nun ve özellikle Yükümlülükler Üzerine’sinin yeniden ele alınmasını tavsiye etmektedir. Bu amaçla, Cicero’nun adı geçen eseri başta olmak üzere ahlak felsefesine dair yazıları incelenmiş ve gençlerin ahlaki eğitimine dair tavsiyelerine yer verilmiştir. Doğası gereği çalışmanın yönteminde ciddi bir literatür taraması tercih edilmiştir. Çalışma, bir bütün olarak eserde sunulan ahlaki yükümlülükleri daha iyi değerlendirebilmek için Cicero’nun çalışmasını kaleme aldığı dönemdeki tarihsel bağlam, Cicero’nun temel siyasi kaygıları, eserinde ele aldığı ahlak felsefesi, esinlendiği kaynaklar açısından eserdeki felsefi ekoller ve gençlere yönelik öğütleri şeklinde kurgulanmıştır.

Hocasının İzinde: Ahmet Refik Altınay ve Reşat Ekrem Koçu

2018

SENNETT’İN ÇALIŞMALARINDA ŞEHİR PSİKOLOJİSİ: MODERN KAPİTALİST ŞEHİR KARŞISINDA BİREY

Sennett’in sosyal bilimlere en önemli katkılarından biri, şehirlerin, modern dünyada bireylerin ü... more Sennett’in sosyal bilimlere en önemli katkılarından biri, şehirlerin, modern dünyada bireylerin üzerindeki etkileri ve yaşamlarını şekillendirmelerindeki rolü üzerindeki çalışmaları olmuştur. Sennett, bu yönüyle şehir psikolojisi alanında da önemli bir düşünür olmuştur. Bu çalışmanın amacı, Sennett’in çalışmalarında seküler-kapitalizm üzerine kurulmuş modern şehrin, sakinleri üzerinde oluşturduğu olumsuz psikolojik etkileri ortaya koymaktır. Bu bağlamda, Sennett’in çeşitli eserleri taranıp incelenmiş ve modern şehir ile birey arasındaki ilişkilere dair görüşleri onun anahtar kavramları kullanılarak ortaya konmaya çalışılmıştır. Sennett’e göre, farklılıklar mekânı olan modern şehir, beraber yaşama kültürünün tesis edilebileceği bir şekilde planlanmamıştır. Kamusal yaşamın zayıflatılması ve sessizleştirilmesi, dolayısıyla sağlıklı toplumsallaşma imkânının şehir sakinlerinin elinden alınması sebebiyle birey, aktörlükten çıkartılarak izleyici konumuna indirgenmiş, bireyselliğe ve narsist bir kişiliğe mahkûm edilmiştir. Modern şehirde oluşan otoriter ilişkiler bireylerde utanç ve yetersizlik duygusu yaratmaktadır. Yeni tip esnek kapitalizm düzenindeki çalışma koşulları, bireylerde özgürlük, sadakat ve süreklilik duyguları yerine risk, kaygı ve belirsizlik hisleri uyandırmaktadır. Bir tür karakter aşınmasına neden olan kapitalizme karşı Sennett, kişinin kendi kendine yettiği bir üretim biçimi olan zanaatkârlık kültürünü önermektedir. Bununla birlikte, mekânın değiştirilmesiyle insanın da değişeceğine inanan Sennett, toplumsallaşma alanlarının aktive edildiği bir şehir planlamasının önemi üzerinde durmaktadır.

Türkiye’de Belediyelerin Gençlik Hizmetleri: Mevcut Durum, Sorunlar ve Çözüm Önerileri

SİTE YÖNETİMLERİNİN LEGALİZASYONU: BİRMODEL ÖNERİSİ

SERDİVAN’DA ÇOCUKLARIN SORUNLARI: NİCEL ARAŞTIRMA ANALİZİ

SERDİVAN’DA ÇOCUK HİZMETLERİNE YÖNELİK PAYDAŞLARIN GÖRÜŞLERİ VE ÖNERİLERİ: NİTEL ARAŞTIRMA ANALİZLERİ

Konfüçyanist Kamu Yönetimi- Değerlerden İlkelere

©Bu kitabın her hakkı saklıdır. Tamamen veya herhangi bir bölümü yazarın ve yayınevinin yazılı iz... more

Başiskele Gençlerinin Mevcut Durumu: Nicel Araştırma Analizi

PROJE UYGULAYICILARININ SOSYAL KALKINMA PROJELERİNE BAKIŞI: ANKET SONUÇLARI

Göç Yönetimi Konulu Projeler

Düzce İli İçerisindeki Göçmenlere Yönelik Yapılan Anketlerin Bulguları

Şehre Dair Avrosentrik Yaklaşımlara Eleştirel Bir Bakış

Şehre Dair Avrosentrik Yaklaşımlara Eleştirel Bir Bakış, 2023

Büyükşehir Belediyelerinin Bağımlılıkla Mücadele Kapsamında Önleyici Faaliyetleri

Asya Şehrini Kendi Düşüncesinden Anlamak: Bir Metodoloji Önerisi

Medeniyet araştırmaları dergisi, Sep 22, 2018

Öz: Mekân ile düşünce arasında kopmaz bir ilişki bulunmaktadır. Her uygarlığın kendisine özgü bir... more Öz: Mekân ile düşünce arasında kopmaz bir ilişki bulunmaktadır. Her uygarlığın kendisine özgü bir hayat biçimi, bu hayat tarzının oluşturduğu birlikte yaşama alanları olan yerleşimleri, bu yerleşimlerin düzenlendiği bir mekân organizasyonu bulunmaktadır. Her ne kadar şehirlerin ortaya çıkışı ekonomik ve dinsel kaygıların sonucu olsa da, şehri kuranların ve takipçilerinin yaşam tarzına yön veren düşünceleri şehir mekânlarını çeşitlendirerek yeniden üretmiş ve şekillendirmiştir. Sürekli bir değişim ve kendini yenileme içinde olan şehir, kendisini oluşturan tek tek öğelerin ötesinde başka başka anlamlar da içermektedir. Bu yüzden şehirlerin kökenlerine dair yapılan araştırmalarda arkeoloji tek başına yetersiz kalmakta, kurucu metinlerin şehrin kuruluşuna ve toplumsal yaşamına etkileri de buna eklenmelidir. Bu şekilde felsefeyi, dini ve şehir tarihçiliğini kaynaştıran multidisipliner bir yöntemin eksikliği, medeniyet algısının tek tipleştirildiği günümüzde daha fazla hissedilmektedir. Bu makale, Asya toplumlarının ürettiği şehir tipolojisine yüklenen anlamların değişeceği, kurucu metinlerden yola çıkarak üretilecek yeni bir metodoloji sunmayı hedeflemektedir. Bu bağlamda çalışmada Asya tipi toplumların temelini oluşturan Çin, Hint ve İran medeniyetleri üzerinde durulmuştur. Metodolojinin gereği olarak da bu üç medeniyete dair kurucu metinlerin tamamlandığı dönem hedef alınmıştır.

Bi̇r Medeni̇yet Tasavvuru Olarak Kurucu Hi̇nt Meti̇nleri̇

Medeniyet araştırmaları dergisi, Dec 31, 2019

Bir medeniyetin mahiyeti, hüviyeti ve keyfiyetini anlamanın en iyi yolu o medeniyetin içinden çık... more Bir medeniyetin mahiyeti, hüviyeti ve keyfiyetini anlamanın en iyi yolu o medeniyetin içinden çıkan kutsal metinleri ve pratik hayata dair kurucu metinlerini öğrenmekten geçmektedir. Özellikle antik uygarlıkların özünde bulunan ve insan topluluklarını bir araya getiren dini inanışları içeren bu metinler ve daha sonraki kentleşmiş uygarlıkların devamını sağlayan felsefi metinler, kurucu metinler olmalarından dolayı incelenen medeniyetin özüne dair güvenilir başucu kaynaklardır. Hint medeniyetinin kurucu metinleri de bu medeniyetin özüne dair ipuçları sunmaktadır. Bu çalışma, İndüs ve Ganj vadilerinde ortaya çıkan Hint uygarlığının kurucu metinlerini medeniyet kurucu özellikleriyle tanıtmayı amaçlamaktadır. Bu amaçla, çalışmada ilk yazıya alınan Vedalardan başlayarak, Hint uygarlığının imparatorluk dönemine kadar olan dini ve felsefi kurucu metinleri, kronolojik olarak ele alınmaktadır. Böylece Hint dini ve felsefi sisteminin medeniyet oluşturucu özellikleri kurucu metinlerden hareketle ortaya koyulmaya çalışılmaktadır. Hint uygarlığı da diğer uygarlıklar gibi kurucu metinlerinin ve bunların öngördüğü yaşam felsefesinin bir tezahürü olarak karşımıza çıkmaktadır.

İslam Medeniyeti ve Modern Dünya: Tematik Makaleler Osman Bakar

Medeniyet araştırmaları dergisi, Jun 30, 2020