Papers by Mustafa Samancı
Journal of social, humanities and administrative sciences, 2022
Çalışmada, Covid-19 döneminde bireylerin mutluluk ve yaşama bağlılık düzeylerini etkileyen faktör... more Çalışmada, Covid-19 döneminde bireylerin mutluluk ve yaşama bağlılık düzeylerini etkileyen faktörlerin belirlenmesi ve mutluluk düzeyinin yaşama bağlılık düzeyi üzerinde herhangi bir etkisinin olup olmadığının belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın evrenini Samsun ilinde yaşayan 18-65 yaş aralığındaki bireyler oluşturmaktadır. Çalışma için örneklem sayısı 384 olarak hesaplanmış ve çalışmaya toplam 417 birey katılım sağlamıştır. Çalışma, Samsun ilinde basit rastgele örneklem yöntemi ile belirlenen 417 kişi üzerinde çevrimiçi olarak 01.10.2021-10.10.2021 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Araştırmada kullanılan anket formu sosyodemografik bilgiler, Oxford Mutluluk Ölçeği Kısa Formu-TR ve Yaşama Bağlılık Ölçeği olmak üzere üç kısımdan oluşmaktadır. Katılımcılara anket formunun ilk aşamasında bilgilendirme metni verilmiş olup bilgilendirilmiş onamları alınmıştır. Çalışmanın %50.1’i (n=209) kadınlardan, %49,9’u (n=208) erkeklerden oluşmaktadır. Çalışmaya katılanların %58,8’i (n=245) yaşamından memnun olduğunu dile getirirken, katılımcıların %88,5’i (n=369) covid-19 döneminin hayatını önemli ölçüde değiştirdiğini düşünmektedir. Bireylerin mutluluk düzeyleri, cinsiyete, yaşa, medeni duruma, aylık gelir durumuna göre anlamlı farklılıklar göstermektedir (p<0,05). Bireylerin yaşama bağlılık düzeyleri ise, medeni duruma, yaşamdan mutlu olma durumuna, pandemi döneminde Türkiye’de bulunmaktan mutlu olma durumuna, pandeminin biteceğini düşünme durumuna göre anlamlı farklılıklar göstermektedir (p<0.05). Ayrıca Covid-19 döneminde bireylerin mutluluk düzeylerinin yaşama bağlılıkları üzerinde oldukça önemli bir etkisi bulunmaktadır (β: 0,506; R2: 0,256; p<0,05). Covid-19 döneminde bireylerin mutluluk düzeylerini arttıracak bazı çalışmaların yapılması bireylerin yaşam bağlılığı düzeylerine olumlu yönde katkılar sağlayacaktır. Ayrıca pandemi döneminde bireylerin mutluluk düzeyleri üzerine daha fazla çalışma yapılması önerilmektedir.
Türkiye klinikleri sağlık bilimleri dergisi, 2022
This study aims to determine how society evaluates family medicine during the coronavirus disease... more This study aims to determine how society evaluates family medicine during the coronavirus disease-2019 (COVID-19) pandemic process. Material and Methods: Sociodemographic information form and European Patients Evaluate General/Family Practice (EUROPEP) Physician Evaluation Scale adapted to Turkish by Aktürk et al. were used as data collection tools in the study. The study includes individuals who applied to family medicine in the last 12 months in Samsun between 01.04.2021 and 06.06.2021. In the study, a power analysis was performed, and the number of samples was determined as 344, and 351 participants were reached by snowball sampling method. The data obtained in the study were analyzed with the SPSS Statics 23 Package program. Results: According to the EUROPEP Physician Evaluation Scale, the average of the answers given to the statements is between 3.56-4.03. As a result of the analysis carried out in the study, a statistically significant difference was found between the gender (p=0.029<0.05), income (p=0.046<0.05), and age (p=0.000<0.05) variables of individuals and their positive evaluation of family physicians. There was no statistically significant difference between the variables of marital status (p=0.166>0.05), education level (p=0.391>0.05), occupation (p=0.314>0.05) and place of residence (p=0.751>0.05) and positive evaluation of family physicians. Conclusion: As a result of the study, it has been concluded that individuals have a high level of positive evaluation of family physicians during the COVID-19 pandemic process and that measures have been taken against the COVID-19 epidemic in family health centers.
IEDSR Association, Mar 29, 2021
Balint groups were put forward by Michael Balint, who studied the physician-patient relationship ... more Balint groups were put forward by Michael Balint, who studied the physician-patient relationship with its deep dimensions in the 1950s. The Balint group method consists of case presentations and general discussions that emphasize the emotional content of physician-patient relationships following the case presentation. One of the aims of establishing Balint groups is to help health professionals and medical students develop empathy skills to reduce communication difficulties between people. Today, worldwide widely used in a manner Approaches of Balint Group, was not given sufficient importance in Turkey. Today, although many scientific studies have been published about Balint groups, there is not any work published in Turkey. The purpose of this study is to discuss the results of some studies about the Balint Group Method and to explain the definition, content, and application of this method in family medicine. It is known that the Balint Group Method contributes greatly to the increase of physicians' empathy levels and to decrease their burnout levels. Nowadays, due to the Covid-19 pandemic, healthcare workers have quite tiring and difficult days and their burnout levels are increasing considerably. According to the results of the study, the application of the Balint Group Method by physicians in Covid-19 and the following period will contribute to better physician-patient relations as well as reduce the burnout levels of physicians. In Turkey, the introduction of the Balint Group Method, implementation, and inclusion in educational curricula are recommended. Also, it is recommended that physicians who have experienced the Balint Group Method contribute to the increase of the physician-patient relationship by making these experiences into scientific publications, sharing the results with the literature. As a result of the literature review, the implementation of this method in the virtual environment during the pandemic period and its spread throughout the world will make the application of this method even easier.
Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, Dec 29, 2021
The study aimed to determine the burnout levels of physicians, which is an important factor in th... more The study aimed to determine the burnout levels of physicians, which is an important factor in the physician-patient relationship, and the factors affecting this level. The study was applied in family health centers in Samsun between 21.03.2018-21.03.2019. The universe of the research consists of 395 family physicians who actively work in family health centers. Questionnaire method was used in the research and it was aimed to reach the whole universe. In the study, 75.8% of the universe (299 people) was reached. To conduct the research, OMÜ Clinical Research Ethics Committee report and necessary permissions were obtained. In the study, significant differences were found between the emotional exhaustion levels of family physicians and the district they work in, the average number of patients looked at per day, professional competence and satisfaction with the institution. In the study, while there were significant differences between the desensitization levels of family physicians and the status of entering TUS and satisfaction with the institution, significant differences were found between low personal achievement levels and professional competence and institution satisfaction. While family physicians working in the central districts experience more emotional exhaustion than those in other districts, family physicians who look at more than 60 patients per day experience more emotional exhaustion than those who look at less patients per day. In addition, family physicians, who do not find themselves professionally competent, experience more emotional exhaustion and lower personal success than those who find themselves professionally sufficient.
Cin’in Hubei Eyaleti’nin Wuhan Şehri’nde ortaya cikan yeni koronavirus, insandan insana bulastigi... more Cin’in Hubei Eyaleti’nin Wuhan Şehri’nde ortaya cikan yeni koronavirus, insandan insana bulastigi bilinen yedinci koronavirus seklidir. Dunya Saglik Orgutu (DSO) tarafindan bu hastalik Covid-19 olarak tanimlanmaktadir. Ayrica DSO tarafindan Covid-19, bir pandemi olarak ilan edilmistir. Yeni koronavirus Covid-19 icin literature katki saglayacak bircok calisma yapilmistir ve yapilmaya devam etmektedir. Bu calismanin amaci, gerceklestirilen mevcut calismalarin incelenerek Covid-19 hakkinda genel bir yelpaze olusturulmasidir. Bu calismada Covid-19 hakkinda yapilan arastirmalar incelenerek, Covid-19’un ne oldugu, nasil ortaya ciktigi, insan sagligina etkisi, semptomlari, tedavi sekilleri, onleme yollari, ulkelerin yapmasi gerekenler bir araya getirilmistir. Sonuc olarak Covid-19 her gecen gun daha da olumsuz sonuclara sebep olmaktadir. Bu kapsamda, Covid-19 hakkinda daha fazla bilimsel calismaya ihtiyac duyulmaktadir.
Journal of Healthcare Management and Leadership, 2020
Çalışmada, bir hastaneden hizmet alan yatan hastaların, hizmet kalitesi değerlendirmelerinin yaş,... more Çalışmada, bir hastaneden hizmet alan yatan hastaların, hizmet kalitesi değerlendirmelerinin yaş, cinsiyet ve öğrenim durumlarına göre farklılık gösterip göstermediğinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışma, 2015 yılında Samsun ilinde bir hastanede yatan hastalar üzerinde gerçekleştirilmiş ve çalışmada anket yöntemi uygulanmıştır. Çalışmada toplam 113 hastaya ulaşılmıştır. Katılımcıların % 54’ünü erkekler oluştururken katılımcıların 21- 25 yaş arası % 25.7, 41 ve üzeri % 23.9, 26-30 yaş arası %21.2, 31-35 yaş arası %15, 36-40 yaş arası %14.2 oranındadır. Ayrıca katılımcıların %67.3’ü evli ve %81.4’ü daha önce bu hastaneye gelmiştir. Katılımcıların memnuniyet düzeyinin en yüksek olduğu ifade “Hastane çalışanları hasta mahremiyetine saygı gösterirler.” ifadesi olurken, memnuniyet derecesinin en düşük olduğu ifade ise “Hastanenin otopark imkânı yeterlidir.” ifadesi olmuştur. Çalışmada elde edilen bulgulara göre, cinsiyet ve yaş gruplarının algıladıkları hizmet kalitesinde anlamlı farklı...
Journal of Health and Management (Sağlık ve Yönetim Dergisi), Aug 24, 2021
Social Sciences Studies Journal
The aim of the study is to determine the relationship between the health literacy level of univer... more The aim of the study is to determine the relationship between the health literacy level of university students and their attitudes towards healthy eating. The universe of the study consists of 21035 students studying at Bilecik Şeyh Edabali University and Samsun University. The sample of the study was determined as 377 students in the calculation of the sample, which was carried out with a 95% confidence interval, 5% margin of error, and 50% incidence and 50% absence. Simple random sampling method was used as the sampling method in the study, and the study was carried out on 377 students between 24.02.2022 and 25.05.2022. In the study, the European Health Literacy Scale, the Turkish version of which was validated by Aras and Bayık Temel (2017), and the Attitude towards Healthy Eating Scale developed by Tekkurşun Demir and Cicioğlu (2019) were used. As a result of the correlation analysis, it was determined that there was a significant, positive and low level relationship between university students&#39; attitudes towards healthy eating and their health literacy levels (r=0.384). With an attitude towards healthy eating; A positive, significant and low correlation (r=0.293) between Access to Information, one of the sub-dimensions of Health Literacy; A positive, significant and low relationship between Understanding Information (r= 0.334); There is a positive, significant and low relationship between Appraisal/Evaluation (r=.0343) and a positive, significant and low-level relationship (r= 0.338) between Application / Use dimension. As a result, as the health literacy level of university students increases, the attitudes towards healthy eating increase at a low level.
Turkiye Klinikleri Journal of Health Sciences
This study aims to determine how society evaluates family medicine during the coronavirus disease... more This study aims to determine how society evaluates family medicine during the coronavirus disease-2019 (COVID-19) pandemic process. Material and Methods: Sociodemographic information form and European Patients Evaluate General/Family Practice (EUROPEP) Physician Evaluation Scale adapted to Turkish by Aktürk et al. were used as data collection tools in the study. The study includes individuals who applied to family medicine in the last 12 months in Samsun between 01.04.2021 and 06.06.2021. In the study, a power analysis was performed, and the number of samples was determined as 344, and 351 participants were reached by snowball sampling method. The data obtained in the study were analyzed with the SPSS Statics 23 Package program. Results: According to the EUROPEP Physician Evaluation Scale, the average of the answers given to the statements is between 3.56-4.03. As a result of the analysis carried out in the study, a statistically significant difference was found between the gender (p=0.029<0.05), income (p=0.046<0.05), and age (p=0.000<0.05) variables of individuals and their positive evaluation of family physicians. There was no statistically significant difference between the variables of marital status (p=0.166>0.05), education level (p=0.391>0.05), occupation (p=0.314>0.05) and place of residence (p=0.751>0.05) and positive evaluation of family physicians. Conclusion: As a result of the study, it has been concluded that individuals have a high level of positive evaluation of family physicians during the COVID-19 pandemic process and that measures have been taken against the COVID-19 epidemic in family health centers.
JOURNAL OF SOCIAL, HUMANITIES AND ADMINISTRATIVE SCIENCES
Çalışmada, Covid-19 döneminde bireylerin mutluluk ve yaşama bağlılık düzeylerini etkileyen faktör... more Çalışmada, Covid-19 döneminde bireylerin mutluluk ve yaşama bağlılık düzeylerini etkileyen faktörlerin belirlenmesi ve mutluluk düzeyinin yaşama bağlılık düzeyi üzerinde herhangi bir etkisinin olup olmadığının belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın evrenini Samsun ilinde yaşayan 18-65 yaş aralığındaki bireyler oluşturmaktadır. Çalışma için örneklem sayısı 384 olarak hesaplanmış ve çalışmaya toplam 417 birey katılım sağlamıştır. Çalışma, Samsun ilinde basit rastgele örneklem yöntemi ile belirlenen 417 kişi üzerinde çevrimiçi olarak 01.10.2021-10.10.2021 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Araştırmada kullanılan anket formu sosyodemografik bilgiler, Oxford Mutluluk Ölçeği Kısa Formu-TR ve Yaşama Bağlılık Ölçeği olmak üzere üç kısımdan oluşmaktadır. Katılımcılara anket formunun ilk aşamasında bilgilendirme metni verilmiş olup bilgilendirilmiş onamları alınmıştır. Çalışmanın %50.1’i (n=209) kadınlardan, %49,9’u (n=208) erkeklerden oluşmaktadır. Çalışmaya katılanların %58,8’i (n=245) yaşamından memnun olduğunu dile getirirken, katılımcıların %88,5’i (n=369) covid-19 döneminin hayatını önemli ölçüde değiştirdiğini düşünmektedir. Bireylerin mutluluk düzeyleri, cinsiyete, yaşa, medeni duruma, aylık gelir durumuna göre anlamlı farklılıklar göstermektedir (p&lt;0,05). Bireylerin yaşama bağlılık düzeyleri ise, medeni duruma, yaşamdan mutlu olma durumuna, pandemi döneminde Türkiye’de bulunmaktan mutlu olma durumuna, pandeminin biteceğini düşünme durumuna göre anlamlı farklılıklar göstermektedir (p&lt;0.05). Ayrıca Covid-19 döneminde bireylerin mutluluk düzeylerinin yaşama bağlılıkları üzerinde oldukça önemli bir etkisi bulunmaktadır (β: 0,506; R2: 0,256; p&lt;0,05). Covid-19 döneminde bireylerin mutluluk düzeylerini arttıracak bazı çalışmaların yapılması bireylerin yaşam bağlılığı düzeylerine olumlu yönde katkılar sağlayacaktır. Ayrıca pandemi döneminde bireylerin mutluluk düzeyleri üzerine daha fazla çalışma yapılması önerilmektedir.
Pakistan Journal of Medical and Health Sciences
Purpose: The study aims to determine the effect of mobile health applications on the health liter... more Purpose: The study aims to determine the effect of mobile health applications on the health literacy of individuals. Methods: The study is a prospective, cross-sectional survey using a quantitative method. A questionnaire form consisting of a socio-demographic part of 15 questions and a part of the "Health Literacy Index" with 25 statements was used in the research. The study population consists of a total of 450,496 people between the ages of 18-40 living in Samsun. The number of samples for the study was determined as 384, and it was conducted online on a total of 431 people using the convenience sampling method between 22.09.2021 and 20.10.2021. Results: There are significant differences between E-Nabız application usage status and access to information sub-dimension, appraisal sub-dimension, and general health literacy level. There is a significant difference between the participants' use of HES application and access to information sub-dimension, understanding inf...
Cin’in Hubei Eyaleti’nin Wuhan Şehri’nde ortaya cikan yeni koronavirus, insandan insana bulastigi... more Cin’in Hubei Eyaleti’nin Wuhan Şehri’nde ortaya cikan yeni koronavirus, insandan insana bulastigi bilinen yedinci koronavirus seklidir. Dunya Saglik Orgutu (DSO) tarafindan bu hastalik Covid-19 olarak tanimlanmaktadir. Ayrica DSO tarafindan Covid-19, bir pandemi olarak ilan edilmistir. Yeni koronavirus Covid-19 icin literature katki saglayacak bircok calisma yapilmistir ve yapilmaya devam etmektedir. Bu calismanin amaci, gerceklestirilen mevcut calismalarin incelenerek Covid-19 hakkinda genel bir yelpaze olusturulmasidir. Bu calismada Covid-19 hakkinda yapilan arastirmalar incelenerek, Covid-19’un ne oldugu, nasil ortaya ciktigi, insan sagligina etkisi, semptomlari, tedavi sekilleri, onleme yollari, ulkelerin yapmasi gerekenler bir araya getirilmistir. Sonuc olarak Covid-19 her gecen gun daha da olumsuz sonuclara sebep olmaktadir. Bu kapsamda, Covid-19 hakkinda daha fazla bilimsel calismaya ihtiyac duyulmaktadir.
Pakistan Journal of Medical & Health Sciences, 2022
The study aims to determine the effect of mobile health applications on the health literacy of in... more The study aims to determine the effect of mobile health applications on the health literacy of individuals. Methods: The study is a prospective, cross-sectional survey using a quantitative method. A questionnaire form consisting of a socio-demographic part of 15 questions and a part of the "Health Literacy Index" with 25 statements was used in the research. The study population consists of a total of 450,496 people between the ages of 18-40 living in Samsun. The number of samples for the study was determined as 384, and it was conducted online on a total of 431 people using the convenience sampling method between 22.09.2021 and 20.10.2021. Results: There are significant differences between E-Nabız application usage status and access to information sub-dimension, appraisal sub-dimension, and general health literacy level. There is a significant difference between the participants' use of HES application and access to information sub-dimension, understanding information sub-dimension, appraisal sub-dimension, application sub-dimension, and general health literacy levels. There is a significant difference between gender status and access to information sub-dimension, understanding information sub-dimension, appraisal sub-dimension, practice subdimension, and general health literacy levels. Conclusion: Women have a higher level of health literacy than men, and individuals aged 26-40 have more increased access to information than individuals aged 18-25. In addition, individuals who actively use the E-Nabız application and HES application have a higher level of health literacy than those who do not actively use it.
Journal of Social, Humanities and Administrative Sciences , 2022
Çalışmada, Covid-19 döneminde bireylerin mutluluk ve yaşama bağlılık düzeylerini etkileyen faktör... more Çalışmada, Covid-19 döneminde bireylerin mutluluk ve yaşama bağlılık düzeylerini etkileyen faktörlerin
belirlenmesi ve mutluluk düzeyinin yaşama bağlılık düzeyi üzerinde herhangi bir etkisinin olup olmadığının
belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın evrenini Samsun ilinde yaşayan 18-65 yaş aralığındaki bireyler
oluşturmaktadır. Çalışma için örneklem sayısı 384 olarak hesaplanmış ve çalışmaya toplam 417 birey katılım
sağlamıştır. Çalışma, Samsun ilinde basit rastgele örneklem yöntemi ile belirlenen 417 kişi üzerinde çevrimiçi
olarak 01.10.2021-10.10.2021 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Araştırmada kullanılan anket formu sosyodemografik bilgiler, Oxford Mutluluk Ölçeği Kısa Formu-TR ve Yaşama Bağlılık Ölçeği olmak üzere üç kısımdan
oluşmaktadır. Katılımcılara anket formunun ilk aşamasında bilgilendirme metni verilmiş olup bilgilendirilmiş
onamları alınmıştır. Çalışmanın %50.1’i (n=209) kadınlardan, %49,9’u (n=208) erkeklerden oluşmaktadır.
Çalışmaya katılanların %58,8’i (n=245) yaşamından memnun olduğunu dile getirirken, katılımcıların %88,5’i
(n=369) covid-19 döneminin hayatını önemli ölçüde değiştirdiğini düşünmektedir. Bireylerin mutluluk düzeyleri,
cinsiyete, yaşa, medeni duruma, aylık gelir durumuna göre anlamlı farklılıklar göstermektedir (p<0,05). Bireylerin
yaşama bağlılık düzeyleri ise, medeni duruma, yaşamdan mutlu olma durumuna, pandemi döneminde Türkiye’de
bulunmaktan mutlu olma durumuna, pandeminin biteceğini düşünme durumuna göre anlamlı farklılıklar
göstermektedir (p<0.05). Ayrıca Covid-19 döneminde bireylerin mutluluk düzeylerinin yaşama bağlılıkları
üzerinde oldukça önemli bir etkisi bulunmaktadır (β: 0,506; R2: 0,256; p<0,05). Covid-19 döneminde bireylerin
mutluluk düzeylerini arttıracak bazı çalışmaların yapılması bireylerin yaşam bağlılığı düzeylerine olumlu yönde
katkılar sağlayacaktır. Ayrıca pandemi döneminde bireylerin mutluluk düzeyleri üzerine daha fazla çalışma
yapılması önerilmektedir.
Gümüşhane University Journal of Health Sciences, 2021
The study aimed to determine the burnout levels of physicians, which is an important factor in th... more The study aimed to determine the burnout levels of physicians, which is an important factor in the physician-patient relationship, and the factors affecting this level. The study was applied in family health centers in Samsun between 21.03.2018-21.03.2019. The universe of the research consists of 395 family physicians who actively work in family health centers. Questionnaire method was used in the research and it was aimed to reach the whole universe. In the study, 75.8% of the universe (299 people) was reached. To conduct the research, OMÜ Clinical Research Ethics Committee report and necessary permissions were obtained. In the study, significant differences were found between the emotional exhaustion levels of family physicians and the district they work in, the average number of patients looked at per day, professional competence and satisfaction with the institution. In the study, while there were significant differences between the desensitization levels of family physicians and the status of entering TUS and satisfaction with the institution, significant differences were found between low personal achievement levels and professional competence and institution satisfaction. While family physicians working in the central districts experience more emotional exhaustion than those in other districts, family physicians who look at more than 60 patients per day experience more emotional exhaustion than those who look at less patients per day. In addition, family physicians, who do not find themselves professionally competent, experience more emotional exhaustion and lower personal success than those who find themselves professionally sufficient.
Journal of Health and Management, 2021
The importance of Classical Management Approach in management science is an undeniable fact.Withi... more The importance of Classical Management Approach in management science is an undeniable fact.Within this management approach, the "Scientific Management Principles" presented by Frederick Taylor to the management world have an important place. In the Classical Management Approach, people are seen as machines and it is focused on how efficiently employees can perform in addition to machines.Today, a new epidemic has broken out, which is called Covid-19, which affects the whole world.Covid-19, which has turned into a global pandemic, has reached very serious mortality rates.Countries take very serious measures within the scope of combating the pandemic and try to protect their citizens from the epidemic.The effects of the pandemic also affected working life and many professional groups had to reorganize their workflows and job designs.This article aims to explain how digitalization and Covid-19 affect the management world and working life and talk about the interrelationships of Covid-19, digitization, and Taylorism.
Journal of Health and Management, 2021
With the in crease of globalization, today's world has gained a very dynamic structure and as a r... more With the in crease of globalization, today's world has gained a very dynamic structure and as a result, the competitive environment in the business world has become very brutal. Rapid changes and developments in technology and the increase in the number of competitors in the business world push businesses to have a dynamic structure and lead them to become a superior enterprise in the market with some strategic decisions. Some techniques helpmanagers in making strategic decisions that distinguish them from other organizations. The use of certain strategic management techniques in strategic management can provide great contributions to managers in making the right decision. The number of studies in which strategic control and strategic control techniques are explained together is quite limited in the literature. The aim of the study is to explain the concept of strategic control and strategic control techniques (tools) in strategi cmanagement. In the study, first, the concept of strategic control is explained and then strategic control techniques are examined one by one. This review will make a great contribution to managers, decision-makers, and anyone interested in strategic management.
Pearson Journal of Social Sciences & Humanities, 2021
Balint groups were put forward by Michael Balint, who studied the physician-patient relationship ... more Balint groups were put forward by Michael Balint, who studied the physician-patient relationship with its deep dimensions in the 1950s. The Balint group method consists of case presentations and general discussions that emphasize the emotional content of physician-patient relationships following the case presentation. One of the aims of establishing Balint groups is to help health professionals and medical students develop empathy skills to reduce communication difficulties between people. Today, worldwide widely used in a manner Approaches of Balint Group, was not given sufficient importance in Turkey. Today, although many scientific studies have been published about Balint groups, there is not any work published in Turkey. The purpose of this study is to discuss the results of some studies about the Balint Group Method and to explain the definition, content, and application of this method in family medicine. It is known that the Balint Group Method contributes greatly to the increase of physicians' empathy levels and to decrease their burnout levels. Nowadays, due to the Covid-19 pandemic, healthcare workers have quite tiring and difficult days and their burnout levels are increasing considerably. According to the results of the study, the application of the Balint Group Method by physicians in Covid-19 and the following period will contribute to better physician-patient relations as well as reduce the burnout levels of physicians. In Turkey, the introduction of the Balint Group Method, implementation, and inclusion in educational curricula are recommended. Also, it is recommended that physicians who have experienced the Balint Group Method contribute to the increase of the physician-patient relationship by making these experiences into scientific publications, sharing the results with the literature. As a result of the literature review, the implementation of this method in the virtual environment during the pandemic period and its spread throughout the world will make the application of this method even easier.
Uploads
Papers by Mustafa Samancı
belirlenmesi ve mutluluk düzeyinin yaşama bağlılık düzeyi üzerinde herhangi bir etkisinin olup olmadığının
belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın evrenini Samsun ilinde yaşayan 18-65 yaş aralığındaki bireyler
oluşturmaktadır. Çalışma için örneklem sayısı 384 olarak hesaplanmış ve çalışmaya toplam 417 birey katılım
sağlamıştır. Çalışma, Samsun ilinde basit rastgele örneklem yöntemi ile belirlenen 417 kişi üzerinde çevrimiçi
olarak 01.10.2021-10.10.2021 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Araştırmada kullanılan anket formu sosyodemografik bilgiler, Oxford Mutluluk Ölçeği Kısa Formu-TR ve Yaşama Bağlılık Ölçeği olmak üzere üç kısımdan
oluşmaktadır. Katılımcılara anket formunun ilk aşamasında bilgilendirme metni verilmiş olup bilgilendirilmiş
onamları alınmıştır. Çalışmanın %50.1’i (n=209) kadınlardan, %49,9’u (n=208) erkeklerden oluşmaktadır.
Çalışmaya katılanların %58,8’i (n=245) yaşamından memnun olduğunu dile getirirken, katılımcıların %88,5’i
(n=369) covid-19 döneminin hayatını önemli ölçüde değiştirdiğini düşünmektedir. Bireylerin mutluluk düzeyleri,
cinsiyete, yaşa, medeni duruma, aylık gelir durumuna göre anlamlı farklılıklar göstermektedir (p<0,05). Bireylerin
yaşama bağlılık düzeyleri ise, medeni duruma, yaşamdan mutlu olma durumuna, pandemi döneminde Türkiye’de
bulunmaktan mutlu olma durumuna, pandeminin biteceğini düşünme durumuna göre anlamlı farklılıklar
göstermektedir (p<0.05). Ayrıca Covid-19 döneminde bireylerin mutluluk düzeylerinin yaşama bağlılıkları
üzerinde oldukça önemli bir etkisi bulunmaktadır (β: 0,506; R2: 0,256; p<0,05). Covid-19 döneminde bireylerin
mutluluk düzeylerini arttıracak bazı çalışmaların yapılması bireylerin yaşam bağlılığı düzeylerine olumlu yönde
katkılar sağlayacaktır. Ayrıca pandemi döneminde bireylerin mutluluk düzeyleri üzerine daha fazla çalışma
yapılması önerilmektedir.
belirlenmesi ve mutluluk düzeyinin yaşama bağlılık düzeyi üzerinde herhangi bir etkisinin olup olmadığının
belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın evrenini Samsun ilinde yaşayan 18-65 yaş aralığındaki bireyler
oluşturmaktadır. Çalışma için örneklem sayısı 384 olarak hesaplanmış ve çalışmaya toplam 417 birey katılım
sağlamıştır. Çalışma, Samsun ilinde basit rastgele örneklem yöntemi ile belirlenen 417 kişi üzerinde çevrimiçi
olarak 01.10.2021-10.10.2021 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Araştırmada kullanılan anket formu sosyodemografik bilgiler, Oxford Mutluluk Ölçeği Kısa Formu-TR ve Yaşama Bağlılık Ölçeği olmak üzere üç kısımdan
oluşmaktadır. Katılımcılara anket formunun ilk aşamasında bilgilendirme metni verilmiş olup bilgilendirilmiş
onamları alınmıştır. Çalışmanın %50.1’i (n=209) kadınlardan, %49,9’u (n=208) erkeklerden oluşmaktadır.
Çalışmaya katılanların %58,8’i (n=245) yaşamından memnun olduğunu dile getirirken, katılımcıların %88,5’i
(n=369) covid-19 döneminin hayatını önemli ölçüde değiştirdiğini düşünmektedir. Bireylerin mutluluk düzeyleri,
cinsiyete, yaşa, medeni duruma, aylık gelir durumuna göre anlamlı farklılıklar göstermektedir (p<0,05). Bireylerin
yaşama bağlılık düzeyleri ise, medeni duruma, yaşamdan mutlu olma durumuna, pandemi döneminde Türkiye’de
bulunmaktan mutlu olma durumuna, pandeminin biteceğini düşünme durumuna göre anlamlı farklılıklar
göstermektedir (p<0.05). Ayrıca Covid-19 döneminde bireylerin mutluluk düzeylerinin yaşama bağlılıkları
üzerinde oldukça önemli bir etkisi bulunmaktadır (β: 0,506; R2: 0,256; p<0,05). Covid-19 döneminde bireylerin
mutluluk düzeylerini arttıracak bazı çalışmaların yapılması bireylerin yaşam bağlılığı düzeylerine olumlu yönde
katkılar sağlayacaktır. Ayrıca pandemi döneminde bireylerin mutluluk düzeyleri üzerine daha fazla çalışma
yapılması önerilmektedir.