Büyük bir siyasi ve fikri parçalanmışlığın yaşandığı İslam dünyası, Oğuzların Müslüman olmaya baş... more Büyük bir siyasi ve fikri parçalanmışlığın yaşandığı İslam dünyası, Oğuzların Müslüman olmaya başladıkları 11. yüzyılda kurulan Selçuklu Devleti ile birlikte büyük oranda tekrar birliğe kavuşur. Kazanılan askeri zaferler ve takip edilen siyaset, geniş ölçekte siyasi parçalanmışlığı, ortadan kaldırmıştır. Ancak esas manada siyasi parçalanmışlığın ortadan kaldırılabilmesi için fikri parçalanmışlığın yerini birliğe bırakması gerekmektedir. Ortak aklın ve bu ortak aklı sürdürülebilir kılan ortak dilin üretiminde eğitim, fikri parçalanmışlığın giderilebilmesinde önemli bir faktördür. Selçuklular, yeni dâhil oldukları İslam medeniyetini dışarıdan doğru bir şekilde gözlemleyebilmiş ve sorunlara akılcı çözümler üretebilmişlerdir. Parçalı eğitim faaliyetleri yerine, sadece eğitime hasredilen medreseleri tüm ülkeye yaymışlardır. Devlet adamları eliyle kurulan medreseler, eğitimde merkezileşmenin ve devlet kontrolünün önünü açmıştır. Bu merkezileşmenin kaynağını ise Türklerin özelliklerinde ve inanışlarında bulmak mümkündür. Eski bir inanış olan kut anlayışından doğan cihan hâkimiyeti mefkûresi ile hareket eden “cihan hükümdarı”, devletçi ve merkeziyetçi politikalarıyla hâkimiyet sahasını belli bir “ortak akıl” üzerinden nizama sokmaya çalışmıştır. Bu makalede, medreselerden önce var olan parçalı eğitim faaliyetleri anlatılmış, medreselerin ortaya çıkışında etkin unsurlar olan tarihsel süreç ve dönemin siyasi-fikri ortamı, yönetim anlayışının getirdiği merkezileşme ve bunun eğitime ve Anadolu Selçuklular özelinde mimariye etkileri araştırılmıştır.
Şemsi Ahmed Paşa Külliyesi, 16. yüzyılda isminden de anlaşılacağı üzere uzun yıllar boyunca çeşit... more Şemsi Ahmed Paşa Külliyesi, 16. yüzyılda isminden de anlaşılacağı üzere uzun yıllar boyunca çeşitli devlet kademelerinde görevlerde bulunmuş Şemsi Ahmed Paşa tarafından Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Bu yapı, barındırdığı nitelikler açısından Osmanlı Klasik Dönem Mimarisi içerisinde, üzerinde dikkatle durulması gereken önemli yapılardan biridir. Yapıyı diğer Sinan yapılarından ayrıcalıklı kılan, işlevlerin plan yerleşiminde farklı kurgulanması ve ölçek olarak en küçük külliye yapısı olarak inşa edilmesidir. Küçük olması veya yerleşimin asimetrik olması onu değersizleştirmemiş bilakis parçaların birbirine eklemlenerek bir bütüne ulaşması ve bağlamı içerisinde dengeli ve uyumlu bir biçimde kurgulanması onu estetik kılmış ve Üsküdar’ın siluetinde önemli bir yer edinmesine sebep olmuştur. Bu makalede yapının bağlamı ve bunun zaman içinde değişimi, özel olarak yapının mimari özellikleri, geçirdiği onarımlar üzerinde durulmuştur. En son olarak da yapının son restorasyon çalışmasından sonra güncel hasar tespit analizi yapılmıştır. Kullanımdan kaynaklı bozulmalar, nem kaynaklı bozulmalar ve yapısal bozulmalar tespit edilmiştir. Ayrıca, termal kamera destekli fotoğraflar üzerinden ilgili bozulmaların sebepleri irdelenmeye çalışılmıştır.
Büyük bir siyasi ve fikri parçalanmışlığın yaşandığı İslam dünyası, Oğuzların Müslüman olmaya baş... more Büyük bir siyasi ve fikri parçalanmışlığın yaşandığı İslam dünyası, Oğuzların Müslüman olmaya başladıkları 11. yüzyılda kurulan Selçuklu Devleti ile birlikte büyük oranda tekrar birliğe kavuşur. Kazanılan askeri zaferler ve takip edilen siyaset, geniş ölçekte siyasi parçalanmışlığı, ortadan kaldırmıştır. Ancak esas manada siyasi parçalanmışlığın ortadan kaldırılabilmesi için fikri parçalanmışlığın yerini birliğe bırakması gerekmektedir. Ortak aklın ve bu ortak aklı sürdürülebilir kılan ortak dilin üretiminde eğitim, fikri parçalanmışlığın giderilebilmesinde önemli bir faktördür. Selçuklular, yeni dâhil oldukları İslam medeniyetini dışarıdan doğru bir şekilde gözlemleyebilmiş ve sorunlara akılcı çözümler üretebilmişlerdir. Parçalı eğitim faaliyetleri yerine, sadece eğitime hasredilen medreseleri tüm ülkeye yaymışlardır. Devlet adamları eliyle kurulan medreseler, eğitimde merkezileşmenin ve devlet kontrolünün önünü açmıştır. Bu merkezileşmenin kaynağını ise Türklerin özelliklerinde ve inanışlarında bulmak mümkündür. Eski bir inanış olan kut anlayışından doğan cihan hâkimiyeti mefkûresi ile hareket eden “cihan hükümdarı”, devletçi ve merkeziyetçi politikalarıyla hâkimiyet sahasını belli bir “ortak akıl” üzerinden nizama sokmaya çalışmıştır. Bu makalede, medreselerden önce var olan parçalı eğitim faaliyetleri anlatılmış, medreselerin ortaya çıkışında etkin unsurlar olan tarihsel süreç ve dönemin siyasi-fikri ortamı, yönetim anlayışının getirdiği merkezileşme ve bunun eğitime ve Anadolu Selçuklular özelinde mimariye etkileri araştırılmıştır.
Şemsi Ahmed Paşa Külliyesi, 16. yüzyılda isminden de anlaşılacağı üzere uzun yıllar boyunca çeşit... more Şemsi Ahmed Paşa Külliyesi, 16. yüzyılda isminden de anlaşılacağı üzere uzun yıllar boyunca çeşitli devlet kademelerinde görevlerde bulunmuş Şemsi Ahmed Paşa tarafından Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Bu yapı, barındırdığı nitelikler açısından Osmanlı Klasik Dönem Mimarisi içerisinde, üzerinde dikkatle durulması gereken önemli yapılardan biridir. Yapıyı diğer Sinan yapılarından ayrıcalıklı kılan, işlevlerin plan yerleşiminde farklı kurgulanması ve ölçek olarak en küçük külliye yapısı olarak inşa edilmesidir. Küçük olması veya yerleşimin asimetrik olması onu değersizleştirmemiş bilakis parçaların birbirine eklemlenerek bir bütüne ulaşması ve bağlamı içerisinde dengeli ve uyumlu bir biçimde kurgulanması onu estetik kılmış ve Üsküdar’ın siluetinde önemli bir yer edinmesine sebep olmuştur. Bu makalede yapının bağlamı ve bunun zaman içinde değişimi, özel olarak yapının mimari özellikleri, geçirdiği onarımlar üzerinde durulmuştur. En son olarak da yapının son restorasyon çalışmasından sonra güncel hasar tespit analizi yapılmıştır. Kullanımdan kaynaklı bozulmalar, nem kaynaklı bozulmalar ve yapısal bozulmalar tespit edilmiştir. Ayrıca, termal kamera destekli fotoğraflar üzerinden ilgili bozulmaların sebepleri irdelenmeye çalışılmıştır.
Uploads
Papers by Safa MERAL