Rasit Yagci

Followers

Following

Co-authors

Public Views

Dara M Cannon

University of Galway

Nicola Savill

York St John University

Matthew Broome

University of Oxford

Ivy F. Tso

Ohio State University

Antoine Meyer

Université Gustave Eiffel

Lena Palaniyappan

University of Nottingham

Nicolas A Karakatsanis

Weill Cornell Medicine

Stefano Palminteri

École Normale Supérieure

Santosh K. Bharti

Johns Hopkins University School of Medicine

Volodymyr G. Skobelev

Glushkov Institute of Cybernetics

Interests

Uploads

Papers by Rasit Yagci

Pulmonary Manifestations of Chronic Liver Disease

Journal of Pediatric Gastroenterology and Nutrition, May 1, 1999

Download

Sirozlu hastalarda karaciğer rezervinin değerlendirilmesinde MEGX testinin yeri

Çocukluk Dönemi Wilson Hastalığı ve Kronik Hepatit B Virus Enfeksiyonlarında Karaciğer Dokusu Çinko, Bakır, Demir ve Mangan Konsantrasyonları

Turkiye Klinikleri Journal of Pediatrics, 2000

loenzimlerin esas komponentleri olduğunun bulunmasından itibaren eser elementlerin biyokimyasal v... more loenzimlerin esas komponentleri olduğunun bulunmasından itibaren eser elementlerin biyokimyasal ve nütrisyonel rollerinin önemi yaygın bir şekilde tanımlanmıştır. Örneğin bakır (Cu) gibi bazı eser elementler özellikle kollajen biyosentezinde yer alarak kronik karaciğer hastalıklarındaki hepatik fibrozise karşı kofaktör gibi hareket ederler. Karaciğer hastalığı kronik hepatitten siroza doğru ilerledikçe serum çinko (Zn) konsantrasyonları azalırken, Cu konsantrasyonları ise artar (1). Literatürde insan, fare ve koyun karaciğeri eser element düzeyleri ile ilgili bazı çalışmalar vardır (2-4). Farelerde yapılan deneysel hepatit ve karaciğer sirozu modellerinde eser element düzeylerinde çeşitli değişiklikler oluştuğu bildirilmektedir (5-7). Normalde ve çeşitli karaciğer hastalıklarında karaciğer dokusu eser element düzeyleri ile ilgili verilerin çoğu erişkinlerden veya deney hayvanlarından elde edilmiş olup, çocukluk yaş grubuna ait çok az çalışma vardır (8-10). Çocukluk Dönemi Wilson Hastalığı ve Kronik Hepatit B Virus Enfeksiyonlarında Karaciğer Dokusu Çinko, Bakır, Demir ve Mangan Konsantrasyonları

Helicobacter pylori Seropositivity in Children with Diabetes Mellitus Type 1

Journal of Tropical Pediatrics, Apr 1, 2001

Download

Brief report. Salivary and gastric fluid secretory immunoglobulin A and free secretory component concentrations in children with Helicobacter pylori-positive gastritis

Journal of Tropical Pediatrics, Jun 1, 1998

The concentrations of secretory IgA (slgA) in the saliva and the concentrations of free secretory... more The concentrations of secretory IgA (slgA) in the saliva and the concentrations of free secretory component (FSC) both in the saliva and gastric fluid of patients with Helicobacter pylori (HP)-positive gastritis and of a control group with functional recurrent abdominal pain (RAP) were measured in order to determine whether there is a deficiency of these non-specific local defence factors in children with HP infection. Eighteen patients with HP-positive gastritis and 12 children with RAP were included hi the study and slgA and FSC concentrations were analysed using the radial immunodiffusion technique. In contrast to our initial hypothesis, the concentrations of FSC in saliva and gastric fluid and slgA in saliva of patients with HP infection showed no significant difference when compared with children who do not have an organic disease and HP infection. It is suggested that these local defence factors are not involved in the pathogenesls of HP-positive gastritis.

Download

Klinik Olarak İlerleyici Ailevi İntrahepatik Kolestaz ile Uyumlu Hastalarda ATP8B1 Mutasyonunun Araştırılması: Ön Çalışma

Gastroesophageal reflux with children requiring adenotonsillectomy

Minerva Pediatrics, 2021

BACKGROUND Our aim is to determine the incidence of reflux in children older than 3 years requiri... more BACKGROUND Our aim is to determine the incidence of reflux in children older than 3 years requiring adenotonsillectomy and relationship between GER and diagnostic tests. METHODS Forty-four patients, who were listed for adenoidectomy/tonsillectomy at Pediatric Ear Nose Throat department due to severe hypertrophy, were evaluated for accompanying GER (Group 1). GER was diagnosed as having at least one positive GER test result (including esophagitis or pH monitoring). Twenty children without reflux symptoms were used as healthy control group (Group 2) and LPR was held. RESULTS Reflux was detected in 32 children requiring adenotonsillectomy (72.7%). LPR score was negative in all patients in Group 2. There was no correlation between pH monitoring and histopathological evaluation of esophagus. There was a correlation between the LPR score and histological esophagitis in the proximal esophagus. CONCLUSIONS GER was high in patients with adenotonsillary hypertrophy. LPR score and the history of patients are as effective as invasive techniques like pH monitorization and endoscopy in determining GER disease.

Evaluation of malnutrition development risk in hospitalized children

Nutrition, 2018

 Evaluation of the nutritional status of hospitalized children should be routinized.  Each hosp... more  Evaluation of the nutritional status of hospitalized children should be routinized.  Each hospitalized child should be evaluated by one of the scoring systems.  Using only one screening tool may give inaccurate results for some patients.  Using of anthropometric measurements may provide additional value.

Download

3 OH 3 Metil Glutarik Asidüri: Farklı Klinik Gidişli 2 Hasta

Turkiye Klinikleri Journal of Pediatrical Sciences, 2005

Analysis of the ATP8B1 Gene in Progressive Familial Intrahepatic Cholestasis Patients: A Preliminary Report

The Journal of Pediatric Research, 2014

İlerleyici ailevi intrahepatik kolestaz (PFIC), karaciğerde safra asitlerinin oluşumu ve transfer... more İlerleyici ailevi intrahepatik kolestaz (PFIC), karaciğerde safra asitlerinin oluşumu ve transferinde rol oynayan safra proteinlerinin metabolik bozuklukları ile karakterize nadir görülen heterojen, otozomal resesif genetik bir hastalıktır. Hepatosellüler kaynaklı kolestazla seyreden, hızla ilerleyen ve herhangi bir yaşta karaciğer yetmezliğinden dolayı ölüme neden olan çocukluk çağı kolestatik hastalığı olup, 3 alt tipi bulunmaktadır. Son moleküler genetik çalışmalarda PFIC'nin üç tipine neden olabilecek genler saptanmıştır. Moleküler düzeyde tanının tiplendirme yönünden ayırıcılık sağlaması hastanın tanı ve tadavisi için önemli olmaktadır. Bu çalışmadaki amaç klinik olarak ilerleyici ailevi intrahepatik kolestaz tanısı konmuş 25 hastada bu hastalığın en sık görüldüğü tip 1'in oluşumuna neden olan ATP8B1 genindeki mutasyonları araştırmaktır. Gereç ve Yöntem: Yirmi yedi ekzonlu bir gen olan ATP8B1 geninin en sık mutasyonların görüldüğü 3 ekzon DNA dizi analizi ile araştırılmıştır. Bulgular: Hastaların taranan ekzonlarında mutasyon saptanmamıştır. Sonuç: Yalnızca 3 ekzon taranması, PFIC tip 1'in genetik nedenini ortaya koymakta zorluk oluşturmasına rağmen, PFIC subtiplerinin ayırıcı tanısının klinik olarak daha ayrıntılı yapılması gerekliliğini göstermektedir. Bu çalışma, bu olguların genetik alt yapısını anlamakta ve ileri genetik incelemeler için başka bir bakış açısı sağlamaktadır.

Download

Renal Functions and Renal Resistive Index (Ri) in Children with Chronic Liver Disease

Journal of Pediatric Gastroenterology & Nutrition, 1999

Çocukluk çağında Wilson hastalığı: 46 olgunun klinik, laboratuvar ve histopatolojik özellikleriyle birlikte tedavi sonuçlarının değerlendirilmesi

Ege Pediatri Bülteni, 2007

Sıçanlarda Non-steroid Anti-inflamatuar İlaçla Oluşan Gastrik Hasarlanmanın Önlenmesinde Farklı Ajanların Karşılaştırılması

Turkiye Klinikleri Tip Bilimleri Dergisi, 2005

Amaç: Non-steroid anti-inflamatuar ilaçlar (NSAİ), metabolitlerinin neden olduğu topikal zararlan... more Amaç: Non-steroid anti-inflamatuar ilaçlar (NSAİ), metabolitlerinin neden olduğu topikal zararlanma, mide mukusunun hidrofobisitesinin azalması ve prostaglandin sentezinin supresyonu ile gastrointestinal sistem mukozasında zararlanmaya neden olurlar. Mukozanın bu etkilerden korunmasında profilaktik ajanların kullanımı söz konusudur. Çalışmamızda, naproksen ve HCl asit ile midelerinde hasarlanma oluşturulan sıçanlarda, bu hasarın önlenmesinde glutamin, arjinin, karnitin ve ranitidinin etkilerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır.

Sıçanlarda Non-steroid Anti-inflamatuar İlaçla Oluşan Gastrik Hasarlanmanın Önlenmesinde Farklı Ajanların Karşılaştırılması

Turkiye Klinikleri Tıp Bilimleri Dergisi, 2005

MPS Tip III C ve Tübüler Adenomlu Bir Olgu

… The Journal of LSD, 2008

... (15:54) Tıp teşhis koyamadı, Elif Naz öldü. ... Lizozomal Depo Hastalıkları Dergisi Yıl: 2008... more

Çocuklarda İrritabl Barsak Sendromu

Turkiye Klinikleri Journal of Pediatrics, 2015

Irritable bowel syndrome (IBS), is also known spastic colon, is one of the functional bowel disea... more Irritable bowel syndrome (IBS), is also known spastic colon, is one of the functional bowel diseases. Etiology of IBS is unknown and is associated with symptoms such as diarrhea and constipation. It usually affects both adults and adolescents. Functional bowel differences, disordered defecation habits and chronic abdominal pain, which is the most common of the symptoms, is due to bowel disorder. The frequency of the pain varies from patient to patient and is usually observed on the around umblicus but the pain observed another places on the abdomen. Etiopathogenesis hasn't become definite yet. The second important symptom is disturbed defecation and the changes in defecation pattern. Constipation and diarrhea often follow each other. Patients need to defecate after each meal. Dyspeptic symptoms; especially postprandial abdominal tenderness, abdominal discomfort, bloating, gas, indigestion, loss of appetite, nausea are also common in IBS. Diagnostic criteria which named Rome III criteria based on recurrent abdominal pain or discomfort following; improvement with defecation or change in frequency of stool or stool appearance. We report here; irritable bowel syndrome, diagnosis and treatment of it in children. K Ke ey y W Wo or rd ds s: : Child; irritable bowel syndrome Ö ÖZ ZE ET T İrritabl barsak sendromu (İBS) spastik kolon olarak da bilinen; fonksiyonel barsak hastalıklarından biridir. Etiyolojisi tam kesinleşmemiştir ve daha çok konstipasyon ve ishal gibi semptomlar ile karakterize bir hastalıktır. Genelde adolesan ve erişkinleri etkilemektedir. Organik bir neden olmaksızın barsaklarda fonksiyon değişiklikleri-dışkılama düzenindeki değişiklikler ve kronik karın ağrısı başlıca semptomlardır. Karın ağrısı; şiddeti, sıklığı hastadan hastaya değişiklik gösteren ve emosyonel stres, soğuk, bazı yiyecekler, bazı ilaçlarla şiddeti artan özelliktedir. Karın ağrısı genellikle göbek çevresinde olmakla birlikte birçok hastada farklı yerlerde de olabilmektedir. Etiyolojisi henüz netleştirilememiştir. Karın ağrısı dışında dışkılama rahatsızlıkları ve dışkılama düzenindeki değişiklikler ikinci önemli semptomdur. Çoğu kez konstipasyon ve ishal hali birbirini izler. Hastalar her yemekten sonra defekasyon ihtiyacı duyarlar. Dispeptik yakınmalar; özellikle postprandial karın gerginliği, karın rahatsızlığı, karın şişliği, gaz, hazımsızlık, geğirme, iştahsızlık, bulantı da İBS'de sık görülen yakınmalardır. Tanısında detaylı anamnez ve fizik bakı önemlidir. Uzun süredir devam eden karın ağrısı, ishal, konstipasyon dönemlerinin birbirini takip etmesi, hasta görünümün olmaması tanıda önemlidir. Son yirmi yıl içinde İBS tanısında kolaylık sağlayan bazı kriterler ortaya sürülmüştür. Karın ağrısı ya da karında rahatsızlık hissi ile bu duruma eşlik eden dışkılama düzenindeki değişiklikler ve dışkının görünüm değişiklikleri IBS tanısında Rome III kriterleri olarak kullanılmaktadır. Bu derlemede İBS'nin çocuklarda semptomları, tanısal yöntemleri ve tedavi yaklaşımları anlatılmaktadır.

Download

Peptic ulcer disease in children: An uncommon disorder with subtle symptomatology

The Turkish Journal of Gastroenterology, 2012

Peptic ulcer disease (PUD) is an uncommon entity in children. However, with the use of endoscopy,... more

Download

BÖLÜM 1: Anne Sütü ile Beslenme

Comparison of prolonged in vivo inhibitory activity of several potent bombesin (BN) antagonists on BN-stimulated amylase secretion in the rat

Peptides, 1991

Comparison of prolonged in vivo inhibitory activity of several potent bombesin (BN) antagonists o... more Comparison of prolonged in vivo inhibitory activity of several potent bombesin (BN) antagonists on BN-stimulated amylase secretion in the rat. PEPTIDES 12(4) 749-753, 1991.-New BN analogues designed to be competitive receptor antagonists at the BN/gastrin releasing peptide receptor(s) can exhibit diverse properties ranging from full antagonist, partial agonist or weak agonist activity, depending on the assay system and animal species employed. Here we evaluate the following 3 antagonists which have the most potent receptor affinities in several in vitro assay systems and are representative of 3 main classes of BN antagonists for their in vivo effects on pancreatic amylase secretion in the rat: [D-Cpa6,Phe14,t~13-14]BN(6-14), [D-Phe6]BN(6-13) propylamide, and [D-Phe6]BN(6-13) methyl ester. After injection in the rat, the methyl ester was clearly the most potent antagonist and completely inhibited BN-stimulated amylase release at the 20 nmol/kg (IV bolus) for about 2 h. In contrast, the propylamide analogue at the 200 nmol/kg (IV bolus) dose produced incomplete inhibition of amylase release. Inhibition was transient and lasted for only about 1 h, possibly reflecting the significant agonlst activity of this latter peptide in the rat pancreatic amylase secretion test in vitro. The 0-analogue, while being the longest acting analogue, was also incapable of lowering amylase to basal level at 50 times the BN dose, suggesting that it is a mixed agonist-antagonist in vivo as was also previously shown in vitro in the rat.

Download

Helicobacter pylori infection in children with celiac disease

Scandinavian Journal of Gastroenterology, May 1, 2008

To analyze the prevalence of Helicobacter pylori (H. pylori) infection in children with celiac di... more To analyze the prevalence of Helicobacter pylori (H. pylori) infection in children with celiac disease (CD) and to examine the role of H. pylori infection in clinical, laboratory and histopathological presentations of CD. Data on 96 children with CD and 235 children who underwent endoscopy were compared for the prevalence and gastric histology pattern of H. pylori. Clinical presentation, laboratory and histological findings of CD children with and without H. pylori infection were compared. Twenty-one subjects (21.8%) in the CD group and 56 subjects (23.8%) in the control group had H. pylori gastritis. Gastric metaplasia is higher in CD patients with H. pylori gastritis (19%) than in patients without H. pylori gastritis (1.3%) and in the control group (3.5%) (p&amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;lt;0.05 for all groups). Abdominal distension is more common at initial admission in CD patients with H. pylori gastritis (57.1% versus 14.6%, p&amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;lt;0.05). No significant difference was found between H. pylori (+) and (-) CD patients in terms of prevalence of anemia, iron deficiency and iron-deficiency anemia. Only mild duodenal histological findings were more common in H. pylori patients (57.1% versus 26.7%, p&amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;lt;0.05). CD may be associated with H. pylori gastritis, but it does not affect the clinical presentation of the disease, except for abdominal distension; CD is associated with mild duodenal lesions. A gluten-free diet improves the symptoms in all patients independently of the presence of H. pylori gastritis. Gastric metaplasia increases in the presence of H. pylori gastritis. Further prospective studies are needed to examine the clinical and histopathological outcomes of gastric metaplasia associated with H. pylori gastritis in CD patients.

Pulmonary Manifestations of Chronic Liver Disease

Journal of Pediatric Gastroenterology and Nutrition, May 1, 1999

Download

Sirozlu hastalarda karaciğer rezervinin değerlendirilmesinde MEGX testinin yeri

Çocukluk Dönemi Wilson Hastalığı ve Kronik Hepatit B Virus Enfeksiyonlarında Karaciğer Dokusu Çinko, Bakır, Demir ve Mangan Konsantrasyonları

Turkiye Klinikleri Journal of Pediatrics, 2000