Papers by Orazsahet Orazov

Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi dergisi, Apr 11, 2020
Zâhiru’r-rivâye, nâdiru’r-rivâye, fetâvâ- vâkiât ve muteber metinler yani mutun-i selâse, mutun-i... more Zâhiru’r-rivâye, nâdiru’r-rivâye, fetâvâ- vâkiât ve muteber metinler yani mutun-i selâse, mutun-i erba‘a, mutun-i sitte gibi farkli sekillerde tasniflere tabi tutulan Hanefi mezhebinin temelini olusturan eserler, Islam ilim edebiyatina paha bicilmez katkilar saglamistir. Muteber metinlerin tasnifinin her birinde yerini alan Vikâtetu’r-rivâye fi mesâili’l-Hidâye, onemine binaen farkli turlerden bircok calismaya konu olmus ve boylece kendisine bagli zengin bir fikih edebiyati meydana gelmistir. Dahasi yazildigi donemden itibaren Hanefi muntesiplerin yaygin oldugu cografyada medreselerde ders kitabi olma ve donemin kadilarinin devamli yanlarinda bulundurup muracaat ettikleri el kitabi olma ozelligini tasimistir. Gunumuze kadar ulasan Vikâye ve uzerine yapilan calismalarin cogu yazma halindedir. Bu eserlerin neredeyse tamami Turkiye yazma eserler kutuphanelerinde muteaddit nushalariyla beraber kayitli bulunmaktadir. Bu calismada muellif hakkinda kisa bilgi verildikten sonra, Turkiye’deki Vikâye nushalari, uzerine yapilan serh, ta’lik, muhtasar, risale, reddiye ve tercume turu eserler, bazi yonleriyle tanitilmaya calisilacaktir. Bu calismanin Vikâye ve onun etrafinda olusan eserler uzerine calisma yapacaklara yardimci olacagi dusunulmektedir.

Medrese, mektep, cami, tekke, kervansaray, hanlar gibi kurumlar ve bu kurumlar dolayisiyla olusan... more Medrese, mektep, cami, tekke, kervansaray, hanlar gibi kurumlar ve bu kurumlar dolayisiyla olusan bilgiler ve belgeler, XVI-XIX. yuzyil Turkmen tarihini aydinlatma bakimindan onemlidir. Bu kurumlarin, ozellikle de egitimle ilgili olanlarin idamesini saglayan vaki ar ise, ayri bir oneme sahiptir. Ancak Turkmen topraklarinda Carlik Rusya’si Imparatorlugu isgali sonrasi olusan Sovyetler Birligi doneminin baslamasiyla vaki ar kapatilmis, dogal olarak vakfa bagli kurumlar da akamete ugramistir. Vaki arla ilgili sozlesmeleri, icerik belgeleri toplayarak ciddi ilmi inceleme yapan arastirmacilardan biri de Rus mustesrik I.G. Karpov’dur. Karpov calismalarinda vakif belgelerinden, belgelerin iceriginden, vakfin hizmet alanlarindan ve mallarin vakfedilis sebeplerinden soz etmektedir. Buna gore adi gecen calismanin gun yuzune cikarilmasi, Turkmenlerin vakfa yukledigi anlamlarin, verdikleri degerin anlasilmasi, bir de donemin tarihi vakalarina isik tutmasi bakimindan onem arz etmektedir. Bu calismada Karpov’un calismasindan yola cikilarak, Sovyet Turkmenistan’daki arsiv belgeleri ve vakif kurumlariyla ilgili genel degerlendirme yapilmaya calisilmistir.

Beü İlahiyat Fakültesi dergisi, Jun 15, 2022
Analysis and Publication of the Work "Risala fi al-Gasb" By Kinalizadah Ali Chelebi Öz: Kınalızâd... more Analysis and Publication of the Work "Risala fi al-Gasb" By Kinalizadah Ali Chelebi Öz: Kınalızâde Ali Çelebi (ö. 979/1572), birçok medresede müderrislik yapmış ve merkezî beldelerde kadılık görevlerini ifa etmiş Osmanlı döneminin önde gelen âlimlerindendir. İslâmî ilimlerin farklı alanlarında telif etmiş olduğu eserlerinin neredeyse tamamı günümüze ulaşmış ve önemli kısmı neşredilmiştir. Ayrıca hayatı, eserleri ve ilmî görüşleri hakkında birçok ilmî çalışma yapılmıştır. Bir fıkıh âlimi olarak Kınalızâde'nin eser verdiği alanlardan birisi de fıkıhtır. Fıkhın tabakât ve fürû konularının ele alındığı eserlerinden bir kısmı incelenerek yayımlanmış iken bir kısmı da günümüze ulaşmış olup yazma nüshalar hâlinde kütüphanelerde bulunmaktadır. Kınalızâde'nin eserlerinden birisi ise fıkhın önemli bahislerinden olan gasp konusunun bazı meselelerini gündeme getirdiği Risâle fi'l-gasb adlı risâlesidir. Yaklaşık bir buçuk varaklık Arapça olarak yazılmış küçük hacimli bu risâlenin şimdiye kadar tespit edilebilen tek nüshası Süleymaniye Kütüphanesi, Süleymaniye Koleksiyonu 708 numarada kayıtlıdır. Risâlede Orazsahet ORAZOV Makale Bilgisi / Article Information Makale Türü / Article Types : Araştırma Makalesi / Research Article Geliş Tarihi /

Beü İlahiyat Fakültesi dergisi, Jun 15, 2023
larında eserler miras bırakmış çok yönlü bir âlimdir. Mevcut literatürde Kınalızâde'nin meşhur es... more larında eserler miras bırakmış çok yönlü bir âlimdir. Mevcut literatürde Kınalızâde'nin meşhur eseri Ahlâk-ı Alâî bağlamında önemli çalışmalar yapılmış ahlakla ilgili görüşleri ortaya konulmuş fakat farklı ilim dallarında kaleme aldığı eserler ve görüşleri henüz hak ettiği şekilde incelenmemiştir. Bu bağlamda Kınalızâde'nin araştırılması gereken yönlerinden birisi de fakîhliği ve yazdığı fıkıh eserlerinin tespitidir. Kınalızâde'nin fıkıh eserleri incelendiğinde tabakât, mesâil (ıstılâhât-ı mütedâvile) ve fürû fıkıh konularında çalışmaları olduğu görülmektedir. Onun tabakât eseri, Hanefî fakihlerin ictihad-taklit dereceleri ve teliflerini değerlendirdiği risâleleri incelenerek yayımlanmıştır. Kendisinin Risâle fi'lgasb adlı küçük hacimli eseri ve vakfın "istibdâl ve isti'câr" konularını ele aldığı risâlesinin "istibdâl" kısmı da tahkik edilerek neşredilmiştir. Ancak günümüze ulaşmış olan diğer fıkıh çalışmaları yazma halinde olup, henüz bir ilmi çalışmaya konu olmamıştır. Yayımlanmamış fıkhî eserleri özelinde belirtmek gerekirse kaynaklarda ve kütüphane kayıtlarında birkaç eserinin birden fazla isimle veya zaman zaman yanlış başlıklarla kaydedildikleri Orazsahet ORAZOV Makale Bilgisi / Article Information Makale Türü / Article Types : Araştırma Makalesi / Research Article Geliş Tarihi /

DergiPark (Istanbul University), Jun 22, 2018
The Value of Mursel Hadith in Hanefi Tradition GIRIŞ Fıkıh ilminin tarifi 1 Fıkıh, helal ve haram... more The Value of Mursel Hadith in Hanefi Tradition GIRIŞ Fıkıh ilminin tarifi 1 Fıkıh, helal ve haram konusunu araştıran, (şer'î) hükümlerin kısımlarından câiz ile fâsidin arasındaki farkın ortaya çıkmasını amaçlayan, Müslüman toplumlarında ilim ehli ve sıradan insanlardan her kesin her zaman kendisine ihtiyaç duyduğu bir ilimdir. Ancak Deylemî 2 Hz. Ali'den merfu olarak şöyle bir hadis 3 rivayet etmektedir: "Kim ilmini artırır da, dünyada zühd-ü takvasını artırmazsa, o ancak Allah'tan uzaklaşmasını artırmış olur". 4 * Bu çalışma Hanefi mezhep âlimlerinden Ali el-Kârî diye meşhur olan Nureddîn Ebu'l-Hasan Ali b. Sultan Muhammed el-Herevî, el-Kârî'nin (ö. 1014/1605) Fethu-bâbi'l-inâye bi Şerhi'n-Nukâye adlı eserinin giriş bölümünde ele aldığı metnin tercümesidir. Tercümede, Ali el-Kârî'nin söz konusu eserinin 1997 Beyrut baskılı tahkikli neşri esas alınmıştır. (32-34). 1 Tercümesini sunduğumuz metinde özet olarak, genelde Hanefî karşıtı kimi ulema tarafından ileri sürülen söylemin aksine Hanefîlerin reyden daha çok hadislere değer verdikleri; Hanefîlerin sünnete, kendilerini ehli hadis olarak gören Şafiîlerden daha fazla bağlı kaldıkları; Şafiîlerin, fıkıhta hadisle istidlâl konusunda, Hanefî âlimlerini anlamadan itham ettikleri gibi konular ele alınmaktadır. Yine metinde esas olarak, fıkhî konular bağlamında hadislerle istidlâl etme hususunda Hanefi-Şafiî tartışması gündeme getirilmekle beraber, metnin günümüz açısından klasik ulema ile çağdaş âlimlerin sünnete-hadise olan bakış açısı farkını anlama bakımından da önemi haiz olduğu görülmektedir. Şöyle ki, risaleden anlaşılan klasik dönemi ulemanın hadislerle ilgili tartışmaları zayıf hadisler çerçevesinde dönmektedir. Buna karşılık onların sahih hadislerle bir problemi olmadığı anlaşılmaktadır. İşte bu da bize eski ulemanın sünnet ve hadislere olan yaklaşımı, ihtilaf ettikleri alanlarla, günümüzde bu konuyla iştigal eden âlimlerin yaklaşımını, duruşunu ve ihtilaf alanlarını ortaya koymaktadır. Bunun sonucunda da eskiden sahih hadislere dayanarak üzerinde ittifak edilmiş olan kimi konular, günümüzde ihtilaf konusu olabilmekte, dolayısıyla da gelenekten önemli ölçüde kopuşlar ortaya çıkabilmektedir. Çalışmada şöyle bir yol takip edilmiştir: 1. Risalenin daha iyi anlaşılabilmesi için bazı değerlendirmelere yer verilmiş; 2. Metinde geçen âlimlerin kimliklerinin açıklanmış; 3. Önemli hadis ıstılahların izah ve tarifleri yapılmış; 4. Metindeki konuların anlaşılır hale gelmesi için konu başlıkları konulmuş; 5. Bazı konu ve kavramların anlaşılabilmesi için parantez içi açıklamalar yapılmıştır. 2 Ebû Şücâ' Şîrûye b. Şehredâr b. Şîrûye ed-Deylemî (ö. 509/1115). Daha geniş bilgi için bk.

İki yüzün üzerinde ilmî eser miras bırakan Osmanlı âlimi Kemalpaşazâde, günümüz akademik makalele... more İki yüzün üzerinde ilmî eser miras bırakan Osmanlı âlimi Kemalpaşazâde, günümüz akademik makaleler mesabesinde kabul edebileceğimiz birçok önemli risalenin de müellifidir. Kemalpaşazâde'nin risaleleri Resâil-i İbn Kemâl adıyla Ahmet Cevdet tarafından neşredilmiştir. Mezkûr risalelerden birisi de müellifin dönemin aktüel konularından birisini ele alan er-Risâle fî istihsâni'l-isti'câr alâ ta'lîli'l-Kur'ân adlı çalışmasıdır. Risalede Kur'ân-ı Kerim öğretiminin ücret karşılığı yapılıp yapılamayacağı konusu gündeme getirilmektedir. Bu bağlamda müezzinlik ve imamlık konusuna da değinilmektedir. Kemalpaşazâde konuyla ilgili görüşlerden bahsederken sadece Hanefi kaynakları esas almış, risalede ulaşmak istediği sonuç diğer mezheplerin görüşleriyle benzerlik arz etmesine rağmen, kendilerinden bahsetmemiştir. Kemalpaşazâde'nin risaleyi, dönemindeki insanların dini konulardaki duyarlılıklarının gevşemesi, bu nedenle ifası ibadet olan Kur'ân eğitiminin ücret karşılığı dahi olsa tedris edilerek korunmasının gerektiği düşüncesiyle kaleme aldığı anlaşılmaktadır. Çalışmada risalenin tahlilinin yanı sıra, çevirisiyle beraber, Arapçası harekelenerek ve gerek çeviri gerekse Arapça metnin izaha muhtaç yerleri alıntılandığı kaynaklardan desteklenerek belirtilmeye gayret gösterilmiştir. Çalışmanın hem bir eserin Türkçemize kazandırılması hem de eser bağlamında oluşan kimi bilgilerin gündeme getirilmesi bakımından faydalı olacağı düşünülmektedir.
Fikih, helal ve haram konusunu arastiran, (ser’i) hukumlerin kisimlarindan câiz ile fâsidin arasi... more Fikih, helal ve haram konusunu arastiran, (ser’i) hukumlerin kisimlarindan câiz ile fâsidin arasindaki farkin ortaya cikmasini amaclayan, Musluman toplumlarinda ilim ehli ve siradan insanlardan her kesin her zaman kendisine ihtiyac duydugu bir ilimdir. Ancak Deylemi Hz. Ali’den merfu olarak soyle bir hadis rivayet etmektedir: “Kim ilmini artirir da, dunyada zuhd-u takvasini artirmazsa, o ancak Allah’tan uzaklasmasini artirmis olur

DergiPark (Istanbul University), Mar 30, 2023
larında eserler miras bırakmış çok yönlü bir âlimdir. Mevcut literatürde Kınalızâde'nin meşhur es... more larında eserler miras bırakmış çok yönlü bir âlimdir. Mevcut literatürde Kınalızâde'nin meşhur eseri Ahlâk-ı Alâî bağlamında önemli çalışmalar yapılmış ahlakla ilgili görüşleri ortaya konulmuş fakat farklı ilim dallarında kaleme aldığı eserler ve görüşleri henüz hak ettiği şekilde incelenmemiştir. Bu bağlamda Kınalızâde'nin araştırılması gereken yönlerinden birisi de fakîhliği ve yazdığı fıkıh eserlerinin tespitidir. Kınalızâde'nin fıkıh eserleri incelendiğinde tabakât, mesâil (ıstılâhât-ı mütedâvile) ve fürû fıkıh konularında çalışmaları olduğu görülmektedir. Onun tabakât eseri, Hanefî fakihlerin ictihad-taklit dereceleri ve teliflerini değerlendirdiği risâleleri incelenerek yayımlanmıştır. Kendisinin Risâle fi'lgasb adlı küçük hacimli eseri ve vakfın "istibdâl ve isti'câr" konularını ele aldığı risâlesinin "istibdâl" kısmı da tahkik edilerek neşredilmiştir. Ancak günümüze ulaşmış olan diğer fıkıh çalışmaları yazma halinde olup, henüz bir ilmi çalışmaya konu olmamıştır. Yayımlanmamış fıkhî eserleri özelinde belirtmek gerekirse kaynaklarda ve kütüphane kayıtlarında birkaç eserinin birden fazla isimle veya zaman zaman yanlış başlıklarla kaydedildikleri Orazsahet ORAZOV Makale Bilgisi / Article Information Makale Türü / Article Types : Araştırma Makalesi / Research Article Geliş Tarihi /

BEÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi
Kınalızâde Ali Çelebi (ö. 979/1572), birçok medresede müderrislik yapmış, dönemin farklı yönetim ... more Kınalızâde Ali Çelebi (ö. 979/1572), birçok medresede müderrislik yapmış, dönemin farklı yönetim merkezlerinde kadılık görevlerini icra etmiş Osmanlı Devleti’nin seçkin ilim adamlarından biridir. Kendisi tefsir, kelam, tasavvuf, ahlak, tarih, dil ve edebiyat alanlarında eserler miras bırakmış ve ilme katkı sağlamış çok yönlü bir âlimdir. Görüldüğü kadarıyla Kınalızâde’nin yayımlanmış olan meşhur eseri Ahlâk-ı Alâî bağlamında önemli çalışmalar yapılarak ahlakla ilgili görüşleri ortaya konulmuşken, diğer eser verdiği alanların çoğunda kaleme almış olduğu eserler ve görüşleri kısmen incelendiğinden yeteri kadar gündeme getirilmemiştir. Bu bağlamda Kınalızâde’nin araştırılması gereken yönlerinden birisi de fakîhliği ve yazdığı fıkıh eserlerinin tespitidir. Kınalızâde’nin fıkıh eserleri incelendiğinde tabakât, mesâil (ıstılâhât-ı mütedâvile) ve fürû fıkıh konularında eserler kaleme aldığı görülmektedir. Onun tabakât eseri, Hanefî fakihlerin ictihad-taklit dereceleri ve teliflerini değerl...

Medrese, mektep, cami, tekke, kervansaray, hanlar gibi kurumlar ve bu kurumlar dolayısıyla oluşan... more Medrese, mektep, cami, tekke, kervansaray, hanlar gibi kurumlar ve bu kurumlar dolayısıyla oluşan bilgiler ve belgeler, XVI-XIX. yüzyıl Türkmen tarihini aydınlatma bakımından önemlidir. Bu kurumların, özellikle de eğitimle ilgili olanların idamesini sağlayan vakıflar ise, ayrı bir öneme sahiptir. Ancak Türkmen topraklarında Çarlık Rusya’sı İmparatorluğu işgali sonrası oluşan Sovyetler Birliği döneminin başlamasıyla vakıflar kapatılmış, doğal olarak vakfa bağlı kurumlar da akamete uğramıştır. Vakıflarla ilgili sözleşmeleri, içerik belgeleri toplayarak ciddi ilmi inceleme yapan araştırmacılardan biri de Rus müsteşrik İ.G. Karpov’dur. Karpov çalışmalarında vakıf belgelerinden, belgelerin içeriğinden, vakfın hizmet alanlarından ve malların vakfediliş sebeplerinden söz etmektedir. Buna göre adı geçen çalışmanın gün yüzüne çıkarılması, Türkmenlerin vakfa yüklediği anlamların, verdikleri değerin anlaşılması, bir de dönemin tarihi vakalarına ışık tutması bakımından önem arz etmektedir. Bu ç...

BEÜ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ
Kınalızâde Ali Çelebi (ö. 979/1572), birçok medresede müderrislik yapmış ve merkezî beldelerde ka... more Kınalızâde Ali Çelebi (ö. 979/1572), birçok medresede müderrislik yapmış ve merkezî beldelerde kadılık görevlerini ic etmiş Osmanlı döneminin önde gelen âlimlerindendir. İslâmî ilimlerin farklı alanlarında telif etmiş olduğu eserlerinin neredeyse tamamı günümüze ulaşmış ve önemli kısmı neşredilmiştir. Ayrıca hayatı, eserleri ve ilmi görüşleri hakkında birçok ilmi çalışmalar yapılmıştır. Bir fıkıh âlimi olarak Kınalızâde’nin eser verdiği alanlardan birisi de fıkhî çalışmalarıdır. Fıkhın tabakât ve fürû konularının ele alındığı eserlerinden bir kısmı incelenerek yayımlanmış iken, bir kısmı da günümüze ulaşmış olup yazma nüshaları kütüphanelerde kayıtlı bulunmaktadır. Kınalızâde’nin fıkhın önemli bahislerinden olan gasp konusunun bazı meselelerini gündeme getirdiği eserlerinden birisi ise Risâle fi’l-gasb adlı risâlesidir. Yaklaşık bir buçuk varaklık Arapça olarak yazılmış küçük hacimli bu risâlenin şimdiye kadar tespit edilebilen tek nüshası Süleymaniye Kütüphanesi, Süleymaniye Koleks...

Islâm literatur alaninda fikih adina yapilan calismalar, ozellikle Hanefi mezhebi baglaminda hic ... more Islâm literatur alaninda fikih adina yapilan calismalar, ozellikle Hanefi mezhebi baglaminda hic de kucumsenmeyecek kadar buyuktur. Calisma konusu olan muhtasar eserler mezhep ici fikhi literaturun onemli kismini olusturmaktadir. Hanefi kulliyati icerisinde hicri IV. asrin ilk yarisinda telif edilmeye baslayan ilk muhtasar eserleri, mezhepte itibarli metinler anlamina gelen muteber metinler takip ederken, benzeri calismalar gunumuzde ilmihal eserler olarak istifadeye sunulmaktadir. Islâmi vecibeleri ozlu bir sekilde ele alarak ogreten soz konusu muhtasar eserler, âlimlerin birakmis oldugu paha bicilmez ilmi bir mirastir. Hanefi ulemasinin –ozellikle Muteahhirin fakihlerinin- yogun olarak mesaisini harcadigi sozu edilen telifler, muhtelif turde calismalara konu olmus, mezhebin en muteber kitaplari arasinda yer almistir. Bu metinler, asirlarca medreselerde okutulmus, kadilar tarafindan el kitabi olarak kullanilmis, Musluman cogunlugun gunluk dini vecibelerini kolayca ifa edebilmeleri ...

Zâhiru’r-rivâye, nâdiru’r-rivâye, fetâvâ- vâkiât ve muteber metinler yani mutun-i selâse, mutun-i... more Zâhiru’r-rivâye, nâdiru’r-rivâye, fetâvâ- vâkiât ve muteber metinler yani mutun-i selâse, mutun-i erba‘a, mutun-i sitte gibi farkli sekillerde tasniflere tabi tutulan Hanefi mezhebinin temelini olusturan eserler, Islam ilim edebiyatina paha bicilmez katkilar saglamistir. Muteber metinlerin tasnifinin her birinde yerini alan Vikâtetu’r-rivâye fi mesâili’l-Hidâye, onemine binaen farkli turlerden bircok calismaya konu olmus ve boylece kendisine bagli zengin bir fikih edebiyati meydana gelmistir. Dahasi yazildigi donemden itibaren Hanefi muntesiplerin yaygin oldugu cografyada medreselerde ders kitabi olma ve donemin kadilarinin devamli yanlarinda bulundurup muracaat ettikleri el kitabi olma ozelligini tasimistir. Gunumuze kadar ulasan Vikâye ve uzerine yapilan calismalarin cogu yazma halindedir. Bu eserlerin neredeyse tamami Turkiye yazma eserler kutuphanelerinde muteaddit nushalariyla beraber kayitli bulunmaktadir. Bu calismada muellif hakkinda kisa bilgi verildikten sonra, Turkiye’dek...
Fikih, helal ve haram konusunu arastiran, (ser’i) hukumlerin kisimlarindan câiz ile fâsidin arasi... more Fikih, helal ve haram konusunu arastiran, (ser’i) hukumlerin kisimlarindan câiz ile fâsidin arasindaki farkin ortaya cikmasini amaclayan, Musluman toplumlarinda ilim ehli ve siradan insanlardan her kesin her zaman kendisine ihtiyac duydugu bir ilimdir. Ancak Deylemi Hz. Ali’den merfu olarak soyle bir hadis rivayet etmektedir: “Kim ilmini artirir da, dunyada zuhd-u takvasini artirmazsa, o ancak Allah’tan uzaklasmasini artirmis olur

Bu çalışma, Bursa Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Recep Cici 'in danışmanlığ... more Bu çalışma, Bursa Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Recep Cici 'in danışmanlığında Orazsahet Orazov tarafından yazılan "Burhannüşşeria ve Vikaye adlı eseri" adlı yüksek lisans/doktora tezine dayanılarak hazırlanmıştır.Zâhiru’r-rivâye, nâdiru’r-rivâye, fetâvâ- vâkıât ve mûteber metinler yani mütûn-i selâse, mütûn-i erba‘a, mütûn-i sitte gibi farklı şekillerde tasniflere tabi tutulan Hanefî mezhebinin temelini oluşturan eserler, İslam ilim edebiyatına paha biçilmez katkılar sağlamıştır. Mûteber metinlerin tasnifinin her birinde yerini alan Vikâtetü’r-rivâye fî mesâili’l-Hidâye, önemine binaen farklı türlerden birçok çalışmaya konu olmuş ve böylece kendisine bağlı zengin bir fıkıh edebiyatı meydana gelmiştir. Dahası yazıldığı dönemden itibaren Hanefi müntesiplerin yaygın olduğu coğrafyada medreselerde ders kitabı olma ve dönemin kadılarının devamlı yanlarında bulundurup müracaat ettikleri el kitabı olma özelliğini taşımıştır. Günümüze kadar ulaşan Vikâye ve...

Medrese, mektep, cami, tekke, kervansaray, hanlar gibi kurumlar ve bu kurumlar dolayisiyla olusan... more Medrese, mektep, cami, tekke, kervansaray, hanlar gibi kurumlar ve bu kurumlar dolayisiyla olusan bilgiler ve belgeler, XVI-XIX. yuzyil Turkmen tarihini aydinlatma bakimindan onemlidir. Bu kurumlarin, ozellikle de egitimle ilgili olanlarin idamesini saglayan vaki ar ise, ayri bir oneme sahiptir. Ancak Turkmen topraklarinda Carlik Rusya’si Imparatorlugu isgali sonrasi olusan Sovyetler Birligi doneminin baslamasiyla vaki ar kapatilmis, dogal olarak vakfa bagli kurumlar da akamete ugramistir. Vaki arla ilgili sozlesmeleri, icerik belgeleri toplayarak ciddi ilmi inceleme yapan arastirmacilardan biri de Rus mustesrik I.G. Karpov’dur. Karpov calismalarinda vakif belgelerinden, belgelerin iceriginden, vakfin hizmet alanlarindan ve mallarin vakfedilis sebeplerinden soz etmektedir. Buna gore adi gecen calismanin gun yuzune cikarilmasi, Turkmenlerin vakfa yukledigi anlamlarin, verdikleri degerin anlasilmasi, bir de donemin tarihi vakalarina isik tutmasi bakimindan onem arz etmektedir. Bu cali...

Iki yuzun uzerinde ilmi eser miras birakan Osmanli âlimi Kemalpasazâde, gunumuz akademik makalele... more Iki yuzun uzerinde ilmi eser miras birakan Osmanli âlimi Kemalpasazâde, gunumuz akademik makaleler mesabesinde kabul edebilecegimiz bircok onemli risalenin de muellifidir. Kemalpasazâde’nin risaleleri Resâil-i Ibn Kemâl adiyla Ahmet Cevdet tarafindan nesredilmistir. Mezkur risalelerden birisi de muellifin donemin aktuel konularindan birsini ele alan “er-Risâle fi istihsâni’l-isti’câr alâ taʻlili’l-Kur’ân” adli calismasidir. Risalede Kur’ân-i Kerim ogretiminin ucret karsiligi yapilip yapilamayacagi konusu gundeme getirilmektedir. Bu baglamda muezzinlik ve imamlik konusuna da deginilmektedir. Kemalpasazâde konuyla ilgili goruslerden bahsederken sadece Hanefi kaynaklari esas almis, risalede ulasmak istedigi sonuc diger mezheplerin gorusleriyle benzerlik arz etmesine ragmen, kendilerinden bahsetmemistir. Kemalpasazâde’nin risaleyi, donemindeki insanlarin dini konulardaki duyarliliklarinin gevsemesi, bu nedenle ifasi ibadet olan Kur’ân egitiminin ucret karsiligi dahi olsa tedris edilerek...
Uploads
Papers by Orazsahet Orazov