Bu çalışma iki çağdaş yönetmenin, Yorgos Lanthimos ve Asghar Farhadi'nin, Kutsal Bir Geyiğin Ölüm... more Bu çalışma iki çağdaş yönetmenin, Yorgos Lanthimos ve Asghar Farhadi'nin, Kutsal Bir Geyiğin Ölümü (2017) ve Satıcı (2016) filmlerini birer çağdaş tragedya olarak okumayı denemektedir. Filmler, tragedya geleneği içindeki kuramsal ve tarihsel tartışmalar ile ilişkilendirilerek değerlendirilmekte ve böylece günümüzün tragedyaları olarak adlandırdığımız eserlerin yine günümüzün hangi politik ve toplumsal gerilimlerini, çatışma başlıklarını ve adalet arayışlarını serimlemekte olduğu çıkarsanmaya çalışılmaktadır. Bu amaçla çalışmada öncelikle tragedya türüne ilişkin geliştirilmiş zengin literatürde öne çıkan yaklaşımlar ve bu yaklaşımların politik bağlamla ilişkisi ele alınacaktır. Ardından, her bir film adalet sorusunu hangi bağlamda konu edindiği üzerinden değerlendirilecek ve farklı tragedya yorumlarıyla ilişkilendirilecektir. Çalışma, bu iki filmin, her ne kadar farklı bağlamlarda şekillenmiş olsalar da, izleyiciyi benzer bir adalet sorgulamasına davet ettikleri tespitiyle sonlanacaktır.
Türkiye’de sağlık ve sosyal güvenlik alanları 1980 yılından başlayarak neoliberal politikaların y... more Türkiye’de sağlık ve sosyal güvenlik alanları 1980 yılından başlayarak neoliberal politikaların yoğun bir saldırısı ve dönüştürücü uygulamaları ile karşı karşıyadır. Sağlık alanındaki neoliberal saldırıların sonuncusu durumunda olan 2003 tarihli Sağlıkta Dönüşüm Programı, sağlık sistemini sistematik ve bütüncül olarak neoliberal bir dönüşüme uğratmıştır. Bu dönüşüm Sağlık Bakanlığı’nın görev ve yetkilerinden başlayarak, sağlık hizmetlerinin her basamakta örgütlenmesini, finansmanını ve sağlık emek gücü ile ilgili politikaları derinden etkilemiştir. Birçok ülkede olduğu üzere Türkiye özelinde de uluslararası örgütlerin reçeteleri ile gündeme gelen bu değişimlerin temel paradigması, sağlık hizmeti sunumunun, finansmanının ve sağlık emek gücü istihdamının devletin sorumluluğundan çıkarılıp mümkün olduğu ölçüde piyasanın ellerine bırakılması olarak tanımlanabilir. Türkiye’de sosyal güvenlik sisteminde yaşanan neoliberal dönüşüm ise refah devletindeki dönüşüm paralelinde, bireysellik vurgusu ve kamunun rolünün daraltılmasına odaklı olup, piyasalaşmanın önünü açan uygulamalarla kendini göstermektedir. Emeğin “emek gücü”ne dönüşümü aracılığıyla metalaşan insanın bu sefer de bedeninin her bir parçasının metalaşmasının hikayesi yazılıyor sağlık alanında. İnsanın yurdu olarak ortak mülkiyetine sahip olduğu dünyaya sermayenin el koymasından sonra bu sefer de fiziksel varoluşunun sürdürülebilirliği hakkının nasıl piyasalaştırıldığını göreceksiniz kitabın sayfalarında. (Tanıtım Bülteninden)
Having taken for granted that there exists a certain but nonlinear relation between political ide... more Having taken for granted that there exists a certain but nonlinear relation between political ideology and literature, this thesis seeks to trace the early republican political project vis a vis development of the Turkish literature. In this respect, two fundamental dimensions of the republican ideology, modernization and nationalism are considered; and the reflection of these two motives on the political agenda is analyzed through both the works and the debates of period's Turkish literary world. Further, this thesis attempts to develop a proper theoretical framework derived from the Post-colonial literature theory in order to have a better understanding of the investigated case.
The Turkish higher education system is composed of a two-tier structure: state (public) universit... more The Turkish higher education system is composed of a two-tier structure: state (public) universities and nonprofit foundation (private) universities.1 This dual structure was established based on changes in the Higher Education Act, following the 1980 military coup. The military intervention not only radically restructured the political arena by leading to the forming of a new constitution (1982), but also made the necessary policy arrangements for the integration of the Turkish economy integration into the global market system (Ercan 2005). One of the most important aspects of these policies was the transformation of the higher education system. This chapter provides an analysis of the emergence and the development of foundation universities (FUs) and examines their role in the neoliberalization of the higher education system in Turkey. To that end, the chapter is divided into three parts: first, a brief history of FUs in Turkey will be presented. Then, part 2 will analyze the first phase of the rise of FUs, which is the period between 1984 and 1999. Here, the basic characteristics of the first generation of FUs and the mechanisms employed for their integration into the neoliberal market system will be examined. The third part will focus on the second phase, the expansion period since 2000.
Varlik ve Olay isimli kitabinin 2005’te Ingilizceye cevrilmesinin ardindan sadece kita Avrupa’sin... more Varlik ve Olay isimli kitabinin 2005’te Ingilizceye cevrilmesinin ardindan sadece kita Avrupa’sinin degil, Anglosakson dunyanin da ilgisini uzerine ceken cagdas dusunur Alain Badiou ulkemizde de yillar icerisinde populerlik kazanmis ve gerek felsefesi gerekse siyasal kurami ile akademik calismalarin konusu olmustur. Soz konusu calismalarin buyuk oranda Badiou’nun siyasal kuramina odaklandigi soylenebilir. Her ne kadar Badiou’nun akademik cevreler tarafindan ele alinisi, eserlerindeki cesitlilige paralellik gosterse de siyasal kavrami uzerine odaklanan calismalarinin yazinda sayisal olarak daha cok yer tutuyor olmasi sasirtici degildir. Bu durumun baslica sebebinin, Badiou’nun cagdas dusunce akimlarinin tamamina karsi gelistirdigi sistematik elestiri oldugu soylenebilir. Ancak daha da onemlisi, dusunurun, calismalarinin omurgasini olusturan Komunizm fikrine sahip cikisidir. Buna gore, Badioucu felsefe, kendisinin siyasal aktivizminin de kokunu olusturan Marksist, Leninist ve Maocu bi...
Bu çalışma iki çağdaş yönetmenin, Yorgos Lanthimos ve Asghar Farhadi'nin, Kutsal Bir Geyiğin Ölüm... more Bu çalışma iki çağdaş yönetmenin, Yorgos Lanthimos ve Asghar Farhadi'nin, Kutsal Bir Geyiğin Ölümü (2017) ve Satıcı (2016) filmlerini birer çağdaş tragedya olarak okumayı denemektedir. Filmler, tragedya geleneği içindeki kuramsal ve tarihsel tartışmalar ile ilişkilendirilerek değerlendirilmekte ve böylece günümüzün tragedyaları olarak adlandırdığımız eserlerin yine günümüzün hangi politik ve toplumsal gerilimlerini, çatışma başlıklarını ve adalet arayışlarını serimlemekte olduğu çıkarsanmaya çalışılmaktadır. Bu amaçla çalışmada öncelikle tragedya türüne ilişkin geliştirilmiş zengin literatürde öne çıkan yaklaşımlar ve bu yaklaşımların politik bağlamla ilişkisi ele alınacaktır. Ardından, her bir film adalet sorusunu hangi bağlamda konu edindiği üzerinden değerlendirilecek ve farklı tragedya yorumlarıyla ilişkilendirilecektir. Çalışma, bu iki filmin, her ne kadar farklı bağlamlarda şekillenmiş olsalar da, izleyiciyi benzer bir adalet sorgulamasına davet ettikleri tespitiyle sonlanacaktır.
Bu çalışma iki çağdaş yönetmenin, Yorgos Lanthimos ve Asghar Farhadi'nin, Kutsal Bir Geyiğin Ölüm... more Bu çalışma iki çağdaş yönetmenin, Yorgos Lanthimos ve Asghar Farhadi'nin, Kutsal Bir Geyiğin Ölümü (2017) ve Satıcı (2016) filmlerini birer çağdaş tragedya olarak okumayı denemektedir. Filmler, tragedya geleneği içindeki kuramsal ve tarihsel tartışmalar ile ilişkilendirilerek değerlendirilmekte ve böylece günümüzün tragedyaları olarak adlandırdığımız eserlerin yine günümüzün hangi politik ve toplumsal gerilimlerini, çatışma başlıklarını ve adalet arayışlarını serimlemekte olduğu çıkarsanmaya çalışılmaktadır. Bu amaçla çalışmada öncelikle tragedya türüne ilişkin geliştirilmiş zengin literatürde öne çıkan yaklaşımlar ve bu yaklaşımların politik bağlamla ilişkisi ele alınacaktır. Ardından, her bir film adalet sorusunu hangi bağlamda konu edindiği üzerinden değerlendirilecek ve farklı tragedya yorumlarıyla ilişkilendirilecektir. Çalışma, bu iki filmin, her ne kadar farklı bağlamlarda şekillenmiş olsalar da, izleyiciyi benzer bir adalet sorgulamasına davet ettikleri tespitiyle sonlanacaktır.
Türkiye’de sağlık ve sosyal güvenlik alanları 1980 yılından başlayarak neoliberal politikaların y... more Türkiye’de sağlık ve sosyal güvenlik alanları 1980 yılından başlayarak neoliberal politikaların yoğun bir saldırısı ve dönüştürücü uygulamaları ile karşı karşıyadır. Sağlık alanındaki neoliberal saldırıların sonuncusu durumunda olan 2003 tarihli Sağlıkta Dönüşüm Programı, sağlık sistemini sistematik ve bütüncül olarak neoliberal bir dönüşüme uğratmıştır. Bu dönüşüm Sağlık Bakanlığı’nın görev ve yetkilerinden başlayarak, sağlık hizmetlerinin her basamakta örgütlenmesini, finansmanını ve sağlık emek gücü ile ilgili politikaları derinden etkilemiştir. Birçok ülkede olduğu üzere Türkiye özelinde de uluslararası örgütlerin reçeteleri ile gündeme gelen bu değişimlerin temel paradigması, sağlık hizmeti sunumunun, finansmanının ve sağlık emek gücü istihdamının devletin sorumluluğundan çıkarılıp mümkün olduğu ölçüde piyasanın ellerine bırakılması olarak tanımlanabilir. Türkiye’de sosyal güvenlik sisteminde yaşanan neoliberal dönüşüm ise refah devletindeki dönüşüm paralelinde, bireysellik vurgusu ve kamunun rolünün daraltılmasına odaklı olup, piyasalaşmanın önünü açan uygulamalarla kendini göstermektedir. Emeğin “emek gücü”ne dönüşümü aracılığıyla metalaşan insanın bu sefer de bedeninin her bir parçasının metalaşmasının hikayesi yazılıyor sağlık alanında. İnsanın yurdu olarak ortak mülkiyetine sahip olduğu dünyaya sermayenin el koymasından sonra bu sefer de fiziksel varoluşunun sürdürülebilirliği hakkının nasıl piyasalaştırıldığını göreceksiniz kitabın sayfalarında. (Tanıtım Bülteninden)
Having taken for granted that there exists a certain but nonlinear relation between political ide... more Having taken for granted that there exists a certain but nonlinear relation between political ideology and literature, this thesis seeks to trace the early republican political project vis a vis development of the Turkish literature. In this respect, two fundamental dimensions of the republican ideology, modernization and nationalism are considered; and the reflection of these two motives on the political agenda is analyzed through both the works and the debates of period's Turkish literary world. Further, this thesis attempts to develop a proper theoretical framework derived from the Post-colonial literature theory in order to have a better understanding of the investigated case.
The Turkish higher education system is composed of a two-tier structure: state (public) universit... more The Turkish higher education system is composed of a two-tier structure: state (public) universities and nonprofit foundation (private) universities.1 This dual structure was established based on changes in the Higher Education Act, following the 1980 military coup. The military intervention not only radically restructured the political arena by leading to the forming of a new constitution (1982), but also made the necessary policy arrangements for the integration of the Turkish economy integration into the global market system (Ercan 2005). One of the most important aspects of these policies was the transformation of the higher education system. This chapter provides an analysis of the emergence and the development of foundation universities (FUs) and examines their role in the neoliberalization of the higher education system in Turkey. To that end, the chapter is divided into three parts: first, a brief history of FUs in Turkey will be presented. Then, part 2 will analyze the first phase of the rise of FUs, which is the period between 1984 and 1999. Here, the basic characteristics of the first generation of FUs and the mechanisms employed for their integration into the neoliberal market system will be examined. The third part will focus on the second phase, the expansion period since 2000.
Varlik ve Olay isimli kitabinin 2005’te Ingilizceye cevrilmesinin ardindan sadece kita Avrupa’sin... more Varlik ve Olay isimli kitabinin 2005’te Ingilizceye cevrilmesinin ardindan sadece kita Avrupa’sinin degil, Anglosakson dunyanin da ilgisini uzerine ceken cagdas dusunur Alain Badiou ulkemizde de yillar icerisinde populerlik kazanmis ve gerek felsefesi gerekse siyasal kurami ile akademik calismalarin konusu olmustur. Soz konusu calismalarin buyuk oranda Badiou’nun siyasal kuramina odaklandigi soylenebilir. Her ne kadar Badiou’nun akademik cevreler tarafindan ele alinisi, eserlerindeki cesitlilige paralellik gosterse de siyasal kavrami uzerine odaklanan calismalarinin yazinda sayisal olarak daha cok yer tutuyor olmasi sasirtici degildir. Bu durumun baslica sebebinin, Badiou’nun cagdas dusunce akimlarinin tamamina karsi gelistirdigi sistematik elestiri oldugu soylenebilir. Ancak daha da onemlisi, dusunurun, calismalarinin omurgasini olusturan Komunizm fikrine sahip cikisidir. Buna gore, Badioucu felsefe, kendisinin siyasal aktivizminin de kokunu olusturan Marksist, Leninist ve Maocu bi...
Bu çalışma iki çağdaş yönetmenin, Yorgos Lanthimos ve Asghar Farhadi'nin, Kutsal Bir Geyiğin Ölüm... more Bu çalışma iki çağdaş yönetmenin, Yorgos Lanthimos ve Asghar Farhadi'nin, Kutsal Bir Geyiğin Ölümü (2017) ve Satıcı (2016) filmlerini birer çağdaş tragedya olarak okumayı denemektedir. Filmler, tragedya geleneği içindeki kuramsal ve tarihsel tartışmalar ile ilişkilendirilerek değerlendirilmekte ve böylece günümüzün tragedyaları olarak adlandırdığımız eserlerin yine günümüzün hangi politik ve toplumsal gerilimlerini, çatışma başlıklarını ve adalet arayışlarını serimlemekte olduğu çıkarsanmaya çalışılmaktadır. Bu amaçla çalışmada öncelikle tragedya türüne ilişkin geliştirilmiş zengin literatürde öne çıkan yaklaşımlar ve bu yaklaşımların politik bağlamla ilişkisi ele alınacaktır. Ardından, her bir film adalet sorusunu hangi bağlamda konu edindiği üzerinden değerlendirilecek ve farklı tragedya yorumlarıyla ilişkilendirilecektir. Çalışma, bu iki filmin, her ne kadar farklı bağlamlarda şekillenmiş olsalar da, izleyiciyi benzer bir adalet sorgulamasına davet ettikleri tespitiyle sonlanacaktır.
Uploads
Papers by Omur Birler