
Nurten Sevinç
Dr, Ottoman History Researcher
less
Related Authors
Andrej Dujella
University of Zagreb
Hemin Koyi
Uppsala University
Jana Javornik
University of East London
Graham Martin
University of Leicester
Gwen Robbins Schug
University of North Carolina at Greensboro
Gabriel Gutierrez-Alonso
University of Salamanca
John Sutton
Macquarie University
Eros Carvalho
Universidade Federal do Rio Grande do Sul
Kevin Arbuckle
Swansea University
Jesper Hoffmeyer
University of Copenhagen
Uploads
Papers by Nurten Sevinç
part of the science of history, there are also those about the chief admiral.
Such works, which were written independently by the authors, are
undoubtedly of great importance for the researchers of the field. One of
them is among the writing sources of Ottoman history, Zübdetü’l-Ahbâr el-
Müteʿallika bi’l-Bihâr, which was not known and used as a source until
recently. İstanbul University Rare Works Library, TY, this work, which is
among the leaves 291b-366b of nr. 2548, is important in that it is one of the
first works devoted to the biographies of the chief admirals. In this study we
mentioned, Zübdetü’l-Ahbâr, which was written by Şehrîzâde Mehmed Said in
the 18th century, will be emphasized. Especially after giving information
about the author of the work and its manuscript, its content, the relationship
with its sources and the translation of the capitan pashas whose biographies
are included in the work will be summarized.
book by Nurten Sevinç
Venedik Cumhuriyeti’ne karşı yaptığı başarılı savaşın yanı sıra dâhilde de devleti düzene sokmaya çalışan Damad/Şehid Ali Paşa’nın, vefatına yakın devlet görevlilerinin işlerinde nasıl hareket edeceklerine dair hazırlattığı Talimatnâme bunun güzel ve tipik bir örneğidir. Aslında yakın adamlarından Defterdar Sarı Mehmed Paşa’nın Nesâyihü’l-vüzerâ ve’l-ümerâ adlı nasihatnâmesinin devlet görevlilerine dair olan bazı kısımlarının nasihat şeklinde bir hulasası olduğu anlaşılan bu Talimatnâme, türünün çarpıcı ve nadir örneklerindedir. Kanuni Sultan Süleyman’ın veziriazamı Lütfi Paşa’dan sonra bir sadrazama ait türünün ikinci ve son örneklerinden olması önemlidir. Zira XVIII. yüzyılda artık klasik siyasetname dışına çıkılarak gözler Batı’ya çevrilecektir.
Fatih Sultan Mehmed 3 Mayıs 1481 tarihinde Üsküdar ile Gebze arasındaki Hünkârçayırı denilen yerde vefat ettikten sonra cenazesi İstanbul’a getirilmiş, oğlu ve halefi Sultan Bâyezid tarafından tertip edilen sade bir merasimle bânisi olduğu caminin kıble tarafında yer alan hazîredeki türbeye gömülmüştür. Türbe farklı tarihlerde meydana gelen deprem ve yangınlardan zarar görmüşse de onarılmıştır. Özellikle Sultan Abdülaziz tarafından türbe yeniden tefriş edilerek Hazîne-i Hümâyun’dan gönderilen mücevherli eşyalarla süslenmiştir.
Bu bildirimizde, Hazîne-i Hümâyun’dan çıkarılıp Fatih Sultan Mehmed’in türbesine konulan silah ve kılıçların müfredat kaydı ve mücevherli atik eşyalara yer verilecektir. Bunun yanı sıra Hazîne’de bulunan elmas, yakut, zümrüt ve firuze ile süslü eşyalarla Fatih türbesindeki zırh takımları ve bazı evaniden eşyanın Viyana Sergisi’ne gönderilmesi hususuna temas edilerek ilgili defterin müfredat kaydına dikkat çekilecektir.
part of the science of history, there are also those about the chief admiral.
Such works, which were written independently by the authors, are
undoubtedly of great importance for the researchers of the field. One of
them is among the writing sources of Ottoman history, Zübdetü’l-Ahbâr el-
Müteʿallika bi’l-Bihâr, which was not known and used as a source until
recently. İstanbul University Rare Works Library, TY, this work, which is
among the leaves 291b-366b of nr. 2548, is important in that it is one of the
first works devoted to the biographies of the chief admirals. In this study we
mentioned, Zübdetü’l-Ahbâr, which was written by Şehrîzâde Mehmed Said in
the 18th century, will be emphasized. Especially after giving information
about the author of the work and its manuscript, its content, the relationship
with its sources and the translation of the capitan pashas whose biographies
are included in the work will be summarized.
Venedik Cumhuriyeti’ne karşı yaptığı başarılı savaşın yanı sıra dâhilde de devleti düzene sokmaya çalışan Damad/Şehid Ali Paşa’nın, vefatına yakın devlet görevlilerinin işlerinde nasıl hareket edeceklerine dair hazırlattığı Talimatnâme bunun güzel ve tipik bir örneğidir. Aslında yakın adamlarından Defterdar Sarı Mehmed Paşa’nın Nesâyihü’l-vüzerâ ve’l-ümerâ adlı nasihatnâmesinin devlet görevlilerine dair olan bazı kısımlarının nasihat şeklinde bir hulasası olduğu anlaşılan bu Talimatnâme, türünün çarpıcı ve nadir örneklerindedir. Kanuni Sultan Süleyman’ın veziriazamı Lütfi Paşa’dan sonra bir sadrazama ait türünün ikinci ve son örneklerinden olması önemlidir. Zira XVIII. yüzyılda artık klasik siyasetname dışına çıkılarak gözler Batı’ya çevrilecektir.
Fatih Sultan Mehmed 3 Mayıs 1481 tarihinde Üsküdar ile Gebze arasındaki Hünkârçayırı denilen yerde vefat ettikten sonra cenazesi İstanbul’a getirilmiş, oğlu ve halefi Sultan Bâyezid tarafından tertip edilen sade bir merasimle bânisi olduğu caminin kıble tarafında yer alan hazîredeki türbeye gömülmüştür. Türbe farklı tarihlerde meydana gelen deprem ve yangınlardan zarar görmüşse de onarılmıştır. Özellikle Sultan Abdülaziz tarafından türbe yeniden tefriş edilerek Hazîne-i Hümâyun’dan gönderilen mücevherli eşyalarla süslenmiştir.
Bu bildirimizde, Hazîne-i Hümâyun’dan çıkarılıp Fatih Sultan Mehmed’in türbesine konulan silah ve kılıçların müfredat kaydı ve mücevherli atik eşyalara yer verilecektir. Bunun yanı sıra Hazîne’de bulunan elmas, yakut, zümrüt ve firuze ile süslü eşyalarla Fatih türbesindeki zırh takımları ve bazı evaniden eşyanın Viyana Sergisi’ne gönderilmesi hususuna temas edilerek ilgili defterin müfredat kaydına dikkat çekilecektir.