Papers by Mehmet Tansel YILDIZ
Geçmişten bu güne bilinen en eski hominid’ler Afrika’da yaşamış olan ve 6 milyon
yıl öncesine tar... more Geçmişten bu güne bilinen en eski hominid’ler Afrika’da yaşamış olan ve 6 milyon
yıl öncesine tarihlendirilen Orrorin tugenensis, 6-7 milyon yıl öncesine tarihlendirilen
Sahelanthropus çadensis ve 4.4 milyon yıl öncesine tarihlendirilen Ardipithecus
ramidus'tur.Bu örneklerde hem Afrika’lı pongid’lerin hem de hominid’lerin özelliklerinin görülmesi bu fosillerin hominid yönünde evrimleşmenin ilk örnekleri olabileceğini desteklemektedir.
Bilimin asıl görevi doğa olaylarının neden ve nasıl olduğunu açıklamaktır. Eğer bazı doğa olaylar... more Bilimin asıl görevi doğa olaylarının neden ve nasıl olduğunu açıklamaktır. Eğer bazı doğa olaylarını yaratan doğaüstü bir güce inanırsak, bilim orada susar. Çünkü doğaüstü gücün varlığını iddia edenler, o güce asla erişilemeyeceğini, onun yaptıklarına insan aklının hiç bir zaman eremeyeceğini söylemekle kalmazlar, o gücü araştırmanın veya sorgulamaya kalkmanın affedilemez günah olduğuna bağnazlıkla (cehaletle demek daha doğru) inanırlar. Eğer bu inanca bağlı kalınsaydı, biyolojide, fizikte, kimyada yapılan büyük buluşların hiç birisi elimizde olmazdı. Onlar olmadığında, bugün içinde yaşadığımız teknoloji ve ona dayalı uygarlık kurulamazdı.

Derleyen : Mehmet Tansel YILDIZ Kaos kelimesi, "Düzenli Evren" anlamına gelen "Kozmos" kelimesini... more Derleyen : Mehmet Tansel YILDIZ Kaos kelimesi, "Düzenli Evren" anlamına gelen "Kozmos" kelimesinin tam zıddıdır. Ancak Kaos'un kelime anlamıyla Kaos'un 'teorisi' birbiriyle aynı kavramlar gibi gözükselerde aslında birbirleriyle zıt pek çok yanları da bulunmaktadır. Çünkü teorideki Kaos, düzensizlikten bir düzenin oluştuğunu savunmaktadır. Kaos teorisine geçmeden önce hem tarihsel hem de fikirsel gelişiminde determinizmin önemli bir etkisi olduğunu düşündüğümden, determinizme kısa bir bakışın faydalı olacağını düşünüyoruz. Determinizm, özünde felsefi bir görüştür ancak bu bölümde bunu asıl konumuzdan uzaklaşmamak amacıyla yalnızca bilimsel açıdan inceleyeceğiz. Bilimsel açıdan belirlenirciliğe en büyük katkıyı yapanlardan biri, 1687'de yayınladığı kitabı ile klasik mekaniğin temellerini atan Isaac Newton olmuştur. Newton'un oluşturduğu kesin formüller sayesinde bugün hala, fırlatılan bir okun -gerekli bilgilerine sahip olduğumuz takdirde-büyük bir doğruluk payıyla nereye düşeceğini hesaplayabiliyor, veya yine aynı formüller sayesinde bir gezegenin 50 yıl sonra gökyüzünde hangi noktada olacağını öngörebiliyoruz. Newton'un yaşadığı dönemlerde, onun formülleri o kadar kesin ve belirleyici görünüyordu ki, teoride eğer beyindeki her bir sinirin veya atomun bilgisine eksiksiz sahipsek, beynin 50 yıl sonra ne düşüneceğini bilmemiz gerektiği dahi savunulabiliyordu. Beyin ise insanın tüm hareketlerini doğrudan yöneten temel organımız olduğundan,
Endokrin sistemin üreme, beslenme, maddelerin hücreler tarafından kullanımı, tuz ve sıvı dengesin... more Endokrin sistemin üreme, beslenme, maddelerin hücreler tarafından kullanımı, tuz ve sıvı dengesini ayarlama, metabolik aktiviteyi düzenleme, büyüme gelisme gibi pek çok görevleri vardır.
İnsanoğlu, insanlık tarihinin başlangıcından günümüze kadar gerçekleştirdiği gelişmesini iletişim... more İnsanoğlu, insanlık tarihinin başlangıcından günümüze kadar gerçekleştirdiği gelişmesini iletişime borçludur. İnsanlar birbirleri ile iletişim kurmasını başaramasaydı, birlikte üretim yapamayacak, ürettiklerini paylaşamayacak, diğerlerinin bilgi birikiminden yararlanamayacaktı. Savaşta, barışta, ekonomide, sanatta, hayatın her alanında iletişim vardır. İletişimin nasıl kurulduğu, iletişimin sürecini ve sonucunu belirler. İletişimin doğru kurulamaması, insanları birbirinden ayırır, ülkeleri birbirine düşman eder.

Barok Sanatı ve Rönesans Karşılaştırması Barok sanatı ile Rönesans sanatı karşılaştırması söz kon... more Barok Sanatı ve Rönesans Karşılaştırması Barok sanatı ile Rönesans sanatı karşılaştırması söz konusu olduğunda kafa karışıklığı yaşadıklarını ifade eden çeşitli insanlar ile karşılaştım ve bu bana birçok kere soruldu. Açıkçası, sanat tarihi ve değerlendirmesi üzerine verdiğim muhtelif derslere rağmen bu farkı tam anlamıyla kavramak için bireysel olarak saatlerce çalıştım. Bir tablo veya bir heykel Avrupa'da, 1300 ile 1600 yılları arasında yapılmış ise çoğu insan bunun büyük olasılıkla bir Rönesans eseri olduğunu anlamaktadır. 1600 ile 1750 yılları arasında Avrupa'da yapılmış bir sanat eseri olduğu takdirde ise Barok dönemindendir. Fakat eğer ki eserin tarihini, sanatçıyı ya da bu sanatçının hangi zamanda yaşadığını bilmiyorsanız eserin Barok dönemine mi yoksa Rönesans dönemine mi ait olduğunu nasıl anlayacaksınız? O zaman bu iki dönem arasındaki farkları tartışmadan önce neden bir karışıklık olduğunu daha iyi anlayabilmek adına Barok ile Rönesans'ın benzer yönlerine bakalım: İki terim de (" Rönesans " ve " Barok ") resim sanatına ilişkin iki farklı şeyi karşılamaktadır: Tarihsel dönem ve sanatsal biçim. Bu iki terim, tamamen Avrupa dönemlerini ve tarzlarını ifade etmektedir ve gerçeği başarılı bir şekilde yansıtmasıyla bilinir. İkisi de parlak, hatırlatıcı renkler kullanır ve belki de en can sıkıcısı, iki dönem de konuları söz konusu olduğunda Eski ve Yeni Ahit'ten ya da greko-romen mitolojisinden temaları şiddetle vurgular. Gerçekten de bu iki dönem ve tarz, çoğu kişi tarafından karıştırılır. Eğer siz de onlardan biriyseniz, cesaretlenin; kesinlikle yalnız değilsiniz. Bu iki dönemin ve türün farklılıklarını öğrenmek için temelde iki anahtar kelime ile başlamak faydalı olacaktır. Rönesans sanatı için uygun olan kelime " sabitlik " iken Barok için bu kelime harekettir. Bu iki kelimenin önemini göstermenin güzel bir yolu 21. yüzyıl bilim kurgu dünyasına bakmaktır. Yıldız Savaşları (Star Wars) ve Uzay Yolu (Star Trek) bayiilerinde çalışan sanatçılar da hareket ve sabitliği ayrı ayrı gösterebilmelilerdir. I. Bölüm: Çizgi Taktiği Uzay Yolu (Star Trek) dünyasında sanatçılar ve yönetmenler (warp hızında değil iken) Atılgan'ı (Enterprise) ya da bir uzay istasyonunu-K7 veya DS9-hareketsiz ve sabit göstermek istediklerinde izleyicinin bakış açısıyla yatay bir şekilde gösterirler. Bundan farklı olarak, dar ve durgun olması gereken bir şeyin sabitliğini göstermek için kusursuz bir dikey bakış açısı da aynı etkiyi elde eder. Yatay da dikey de olsa bu basit bir yoldur fakat hiçbir şeyin hatalı olmadığını göstermek için en etkili olanıdır. Şimdi bundan bir şeyler öğrenelim: Uzay hakkında konuşuyoruz. Geminin ya da istasyonun içindekiler için iniş çıkışlar açıkça belliyken, uzaydaki istasyonun veya geminin kendisi için hiçbir hareket yoktur. Siz ve ben, bir uzay gemisi ile bir uzay istasyonuna yaklaşıyorsak, tamamen tek bir tarafta ya da istasyon karşısında tepetaklak bile kalabiliriz. Fakat filmler veya televizyon dizileri adına ikisini birden tek bir açıyla göstermek izleyicilere her şeyin sabit olduğu algısını verir.
Sanat tarihine kısa bir bakış açısı..
Uploads
Papers by Mehmet Tansel YILDIZ
yıl öncesine tarihlendirilen Orrorin tugenensis, 6-7 milyon yıl öncesine tarihlendirilen
Sahelanthropus çadensis ve 4.4 milyon yıl öncesine tarihlendirilen Ardipithecus
ramidus'tur.Bu örneklerde hem Afrika’lı pongid’lerin hem de hominid’lerin özelliklerinin görülmesi bu fosillerin hominid yönünde evrimleşmenin ilk örnekleri olabileceğini desteklemektedir.
yıl öncesine tarihlendirilen Orrorin tugenensis, 6-7 milyon yıl öncesine tarihlendirilen
Sahelanthropus çadensis ve 4.4 milyon yıl öncesine tarihlendirilen Ardipithecus
ramidus'tur.Bu örneklerde hem Afrika’lı pongid’lerin hem de hominid’lerin özelliklerinin görülmesi bu fosillerin hominid yönünde evrimleşmenin ilk örnekleri olabileceğini desteklemektedir.