Papers by Mehmet Ali Ceylan
Doğu Coğrafya Dergisi
Elverişli sit ve konum özelliklerine sahip şehir yerleşmelerinin varlıkları ve gelişmeleri sürekl... more Elverişli sit ve konum özelliklerine sahip şehir yerleşmelerinin varlıkları ve gelişmeleri süreklilik arz etmektedir. Şüphesiz bunda zamanla değişen ve gelişen beşerî coğrafya unsurlarının da önemli rolleri söz konusudur. Dolayısıyla şehirlerin kuruluşu, gelişimi ve fonksiyonların zamanla çeşitlenmesi, başta sit ve konum olmak üzere çeşitli coğrafi özelliklerin oluşturduğu potansiyel ölçüsünde ve bu potansiyeli değerlendirebilecek yöneticiler sayesinde mümkün olmaktadır. Akdeniz kıyısında tombolo özelliği gösteren bir yarımada ve savunmaya elverişli yüksek bir rölyef üzerinde yer alan Alanya şehri, sit ve konum özellikleri sayesinde kurulduğu günden beri varlığını geliştirerek korumayı başarmıştır. Coğrafi şartların elverişli olması, şehrin bu mevkide kurulmasına imkân sağlamış; nüfus, yerleşme ve ekonomik fonksiyonlar açısından şehrin gelişmesini olumlu şekilde etkilemiş ve günümüzde de etkilemeye devam etmektedir. Makalede Selçuklu döneminde Alanya'nın sit ve konum özelliklerinin etkisiyle çeşitlenen şehir fonksiyonları ele alınmıştır. İncelenen dönemle ilgili tarihi kaynaklardan temin edilen coğrafi bilgiler analiz edilerek şehrin fonksiyonları belirlenmeye ve özellikleri açıklanmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda Alanya şehrinin Selçuklu döneminde liman, tersane, askeri deniz üssü, ticaret, sayfiye ve idari gibi çok çeşitli fonksiyonlara sahip olduğu belirlenmiştir. Mevcut tarihi kaynakların yanı sıra coğrafya biliminin sağladığı metodolojik imkânlarla bu fonksiyonların gelişimi, değişimi ve özellikleri farklı yönleriyle ayrı ayrı nispeten ayrıntılı şekilde incelenmeye gayret edilmiştir.
Turkish Academic Research Review - Türk Akademik Araştırmalar Dergisi [TARR], 2021
Bu makale, en az iki hakem tarafından incelenmiş ve intihal içermediği teyit edilmiştir.
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2020
Bu çalışmanın amacı, Osmanlı döneminde Tokat şehrinin fonksiyon özelliklerini şehir coğrafyası aç... more Bu çalışmanın amacı, Osmanlı döneminde Tokat şehrinin fonksiyon özelliklerini şehir coğrafyası açısından incelemektir. Coğrafya sistematiğine bağlı kalmak suretiyle Cumhuriyet öncesi dönemi ve belirli bir konuyu esas alarak hazırlanan şehir coğrafyası çalışmaları yok denecek kadar azdır. Bu açıdan yaklaşıldığında makale, coğrafya literatüründe ilklerden birini temsil etmektedir. Osmanlı döneminde Tokat şehrinin fonksiyonları konusunda veri ve bilgiler içeren Sivas vilayet salnameleri, Tokat şer'iyye sicilleri ve Tahrir defterleri yararlanılan temel kaynakları oluşturmaktadır. Bunların yanında yerli ve yabancı seyyahların eserleri de önemli kaynaklar arasında yer almaktadır. Yine farklı tarihlerde arazi çalışmaları yapılarak Osmanlı döneminde şehrin yayılışı ve fonksiyon alanları doğrudan yerinde incelenmiştir. Tokat yaklaşık beş asır Osmanlı idaresinde kalmıştır. Bu uzun Osmanlı döneminde Tokat, başta ticaret ve sanayi olmak üzere yönetim, eğitim, sağlık, ulaşım ve tarımı kapsay...
Journal of International Social Research, 2020
Öz Türkiye'de şehir coğrafyasının gelişimini ve akademik yayınlarını ele alan bu çalışmada, Ulusa... more Öz Türkiye'de şehir coğrafyasının gelişimini ve akademik yayınlarını ele alan bu çalışmada, Ulusal Tez Merkezi ve bazı kütüphanelerin veri tabanları başta olmak üzere geniş kapsamlı bir literatür derlemesi yapılmış, tespit edilen eserler sınıflandırılarak bazı açıklamalarda bulunulmuştur. Böylece ülkemizde coğrafyacıların şehirle ilgili çalışmaları bir arada verilmek suretiyle konuyla ilgilenen öğrenci, akademisyen ve diğer disiplinler için toplu bir başvuru kaynağı oluşturulmuş ve coğrafya biliminin şehre çok boyutlu bakışı literatür üzerinden izah edilmeye çalışılmıştır. Bunların yanında şehir kavramı ve tanımları üzerinde durulmuş ve ülkemizde şehir coğrafyasının gelişim süreci dönemlere ayrılarak örnek yayınlarla birlikte ana hatlarıyla açıklanmıştır. Ülkemizde Cumhuriyetin ilk yıllarında (1930'lar) başlayan şehir coğrafyası araştırmaları, özellikle 1950'li yıllardan sonra ve daha çok makale türündeki yayınlarla önemli bir gelişme göstermiştir. Şehir coğrafyasının üniversitelerin lisans programında 1972'de yer almaya başlaması ve farklı seviyelerdeki tezlerin yine bundan sonra artmasıyla birlikte yeni bir gelişme dönemine girilmiştir. Bu itibarla ülkemizde şehir coğrafyası çalışmalarının son elli yıllık dönemde yoğunluk kazandığını ve esas gelişimini sağladığını söylemek mümkündür. Günümüzde coğrafya bölümleri ve buralarda okutulan şehir coğrafyası derslerinin artmasının etkisiyle birlikte daha fazla sayıda coğrafyacı şehir konularında çalışmaya ve yayınlar yapmaya başlamıştır. Bu açıdan yakın gelecekte şehirle ilgili hemen her konuda daha fazla sayıda içerik ve görsel malzeme bakımından zengin özgün nitelikte yayınların artması beklenmektedir. Aynı şekilde önümüzdeki dönemde lisansüstü tezlerin daha nitelikli bilgi ve verilere dayalı üretilerek planlamaya, uygulamaya ve problem çözmeye yönelik olarak hazırlanacağı öngörülmektedir. Çalışılan konunun özelliğine göre tezlerin klasik monografinin dışında daha çok proje temelli hazırlanmasına önem verilmesi gerekmektedir. Şehir coğrafyası tezlerinin incelenen şehirdeki farklı paydaşlarla işbirliği içinde hazırlanması da tezlerin sorunların çözümüne olan katkısını artıracaktır.
Doğu coğrafya dergisi, Mar 25, 2011
... Dr. Mehmet Akif CEYLAN * ... gözlü ve granitik gnayslar) ve migmatitler yer alırken, bunların... more ... Dr. Mehmet Akif CEYLAN * ... gözlü ve granitik gnayslar) ve migmatitler yer alırken, bunların üzerinde şist (mikaşist, kalkşist gibi), kuvarsit (metakuvarsit) ve mermerler bulunmaktadır (Foto 1). Gnays ve şistlerin içinde rastlanan kuvarsit ve mermerler çoğunlukla mercek ve damarlar ...
Marmara Cografya Dergisi, 2011
Eastern Journal of Medicine, 2014
Pelvic fracture and is frequently encountered in the setting of a multi-trauma patient is a major... more Pelvic fracture and is frequently encountered in the setting of a multi-trauma patient is a major and serious trauma with potentially life-threatening consequences. The aim of this study was to evaluate the radiographical and multidetector computed tomography (MDCT) images of 47 patients injured during the 2011 earthquake in the city of Van, and to define the characteristics of earthquake-related pelvic fractures. Study data were analyzed according to the anatomic localizations of pelvic fractures and classified based on the Tile classification of pelvic ring fractures. The pubic bone was determined as the most frequent localization of pelvic fractures. Type C fractures and Type C2 sub-types were more frequently observed than the other types according to the Tile classification system. Keywords: earthquake, pelvic trauma, computed tomography
Doğu coğrafya dergisi, 2010
... Key Words: Railway, Cobanisa, Urganli, Ahmetli, Sart, Salihl,I, Esme ... ele alınan yerleşim ... more ... Key Words: Railway, Cobanisa, Urganli, Ahmetli, Sart, Salihl,I, Esme ... ele alınan yerleşim birimleri batıdan do isa, Urganlı, Ahmetli, Sart, Salihli ve Eşme'dir (Harita 1). ... stasyon ve Sart Çayı kenarına yerleştiklerini ve böylece harabelerin yakınında Mahmut ve Mustafa şeklinde iki ...
Eastern Journal of Medicine, 2013
Köhler's disease is the idiopathic osteochondrosis of the tarsal navicula. It is an uncommon diso... more Köhler's disease is the idiopathic osteochondrosis of the tarsal navicula. It is an uncommon disorder of the foot. Köhler's disease is a bening disease and recoverable itself. Main symptom of the disease is pain in the midfoot. Treatment is symptomatic. Generally, surgery is not necessary. The popular choices of treatment are shoe support and cast immobilization. In this article, we presented a-six year old boy who had bilateral Köhler's disease.
Marmara Coğrafya Dergisi, 2016
Makale, daha önce yayınlanan (Ceylan,1996/7) Gölcük Gölü ve yakın çevresinin fiziki coğrafya özel... more Makale, daha önce yayınlanan (Ceylan,1996/7) Gölcük Gölü ve yakın çevresinin fiziki coğrafya özelliklerinin ele alındığı çalışmanın devamı niteliğindedir. Söz konusu makalede gölün oluşumu, göl çukurluğunun morfometrisi ve rölyefi, beslenme havzasının jeomorfolojisi, gölün beslenmesi, seviye değişimleri, göl suyunun fiziksel, kimyasal ve biyolojik özellikleri nispeten ayrıntılı bir şekilde incelenmeye çalışılmıştı. Gölcük Gölü ve Yaylası, konumu, ulaşım imkânları, farklı coğrafi görünümlerin fevkalade manzaraları, iklimi, su kaynakları, orman sahalarının varlığı, yaylacılık ve tarım faaliyetleri gibi sahip olduğu birçok doğal ve beşeri çekicilikler nedeniyle Batı Anadolu'nun önemli sayfiye alanlarından birini teşkil etmektedir. Keza günübirlik veya konaklamalı ziyaretçilerin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik göl kıyısında otel, pansiyon, yazlık evler ve çay bahçesi gibi çok sayıda tesisler bulunmakta ve ayrıca burası bazı spor kulüpleri tarafından kamp yeri olarak tercih edilmektedir. Makalede, hemen her dönemde önemini koruyan Gölcük Gölü ve Yaylası'nın rekreasyon özellikleri, Aydınoğulları Beyliği'nden başlayarak günümüze kadar tarihi gelişim süreci göz önünde tutularak farklı yönleriyle ele alınmıştır. Bu bağlamda özellikle Aydınoğulları Beyliği, Osmanlı Devleti ve Cumhuriyetin ilk dönemlerinde devletin ileri gelen yöneticilerinin buraya olan ilgilerine yer verilmiştir. Ayrıca Gölcük Gölü ve Yaylası'nın mevcut potansiyelinin değerlendirilmesi ve korunması konularında bazı önerilerde bulunulmuştur.
In this study, by using Eshelby's method, the elastic strain energy for an oblate spheroidal ... more In this study, by using Eshelby's method, the elastic strain energy for an oblate spheroidal shaped martensite phase grain has been calculated as a function of aspect ratio (B) and lattice orientation. From the minimums of strain energy, habit plane of the martensite phase has been determined and the model has been applied to Ti alloys.
Eastern Journal of Medicine
Abstract. The patients with soft tissue injuries by foreign bodies are encountered frequently by ... more Abstract. The patients with soft tissue injuries by foreign bodies are encountered frequently by the emergency physicians. In the emergency services, the advanced radiological imaging techniques should be requested in the patients who have a history of foreign body injury, if it was not detected by plain radiographs. Though the plain radiography is very useful for detection of metal foreign bodies, ultrasonography, magnetic resonance imaging and the computed tomography are superior for the detection of wood, glass and plastic foreign bodies. The foreign bodies that were not removed with the surgery can cause allergic, inflammatory or infectious process. Old foreign body injuries should be investigated in the patients with non-healing infection, or osteomyelitis history. The surgical exploration should not be avoided for diagnostic aim. In this case, we are presenting a pediatric patient developed metacarpal bone osteomyelitis due to foreign body which was diagnosed lately.
![Research paper thumbnail of [A clinical analysis of patients undergoing fasciotomy who experienced the 2011 Van earthquake]](https://attachments.academia-assets.com/105765134/thumbnails/1.jpg)
Eklem hastalıkları ve cerrahisi = Joint diseases & related surgery, 2012
This study aims to investigate the clinical profile and prognosis of the patients with fasciotomy... more This study aims to investigate the clinical profile and prognosis of the patients with fasciotomy who were admitted to Van Training and Research Hospital following the 2011 Van earthquake. Twenty-one patients (11 males, 10 females; mean age 38.3 years; range 18 to 60 years) who had urgent fasciotomy in our clinic following the earthquake were included. Medical records including demographic data, clinical characteristics and prognostic data of the patients were retrospectively analyzed. Seven of 21 patients with fasciotomies underwent amputation. Fasciotomy incisions were closed with skingrafting in nine patients and with primary closure in three patients. Eight patients had full range of motion of the joint, while four patients had restricted range of motion of the joint and needed rehabilitation. Two patients had sensory loss. Compartment syndrome is one of the serious problems after the Van earthquake. The infection ratio was low, while the amputation ratio was high. The use of an...
Türkiye Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Dergisi, 2011
Noro Psikiyatri Arsivi, 2015
There is limited literature reporting galactorrhea with antidepressants, including selective sero... more There is limited literature reporting galactorrhea with antidepressants, including selective serotonin reuptake inhibitors. In this case report, a patient with adjustment disorder who developed galactorrhea with sertraline was presented.
European Journal of Orthopaedic Surgery & Traumatology, 2013
The aim of this study was to evaluate the outcomes of creation of a gutter and muscle flap transp... more The aim of this study was to evaluate the outcomes of creation of a gutter and muscle flap transposition method for the treatment of long-bone chronic osteomyelitis. A total of thirty chronic osteomyelitis patients (thirty-one extremities), who had undergone the gutter creation and muscle flap transposition procedure between 2005 and 2009, were included in the study (19 male, 11 female; mean age 24.4 years; age range 2-75 years). Osteomyelitis of the long bones involved the femur in 13 patients, the tibia in 13, the humerus in 2, the fibula in 2 and the ulna in 1 patients, respectively. All the patients received post-operative antibiotic therapy of at least 6 weeks. The mean follow-up period was 28.7 months (6-53 months). At the end of this follow-up period, the patients were evaluated using clinical, laboratory and screening methods. Complete pain relief, disappearance of toxic symptoms, improvement in radiological findings, fistula closure and return of the blood parameters to normal ranges were accepted as successful treatment when all the afore-mentioned had been fulfilled. According to these criteria, 29 of the 30 patients had been cured. The gutter creation and muscle flap transposition method in the treatment of long-bone chronic osteomyelitis may be a successful mode of therapy when performed correctly and supported by long-term antibiotherapy.
Orthopedics, 2013
Plantar fasciitis is one of the most common causes of foot pain in adults. In this prospective st... more Plantar fasciitis is one of the most common causes of foot pain in adults. In this prospective study, the outcomes of local tenoxicam injection and corticosteroid therapy for the treatment of plantar fasciitis were compared. Patients were randomly assigned to either the tenoxicam or corticosteroid group. The tenoxicam group (n=31) was treated using a local injection of 1 mL of tenoxicam (20 mg/2 mL) and 1 mL of 2% lidocaine, whereas the steroid group (n=30) was treated with a local 1-mL injection containing 40 mg of methylprednisolone acetate and 1 mL of 2% lidocaine. Clinical evaluations, which were performed before the injection and 6 and 12 months after the injection, consisted of patient-assessed pain using a visual analog scale. In addition, patient satisfaction was measured using the Roles and Maudsley score. Comparison of pre- and posttreatment visual analog scale scores demonstrated a statistically significant difference in both groups ( P <.05). Furthermore, no significa...
International journal of clinical and experimental medicine, 2011
The prevalance of osteoporosis or osteopenia in Turkish population with ulcerative colitis (UC) a... more The prevalance of osteoporosis or osteopenia in Turkish population with ulcerative colitis (UC) at the diagnosis time has not been evaluated so far. Therefore we aimed to determine the prevelance and risk factors of decreased bone mineral density (BMD) in UC patients at the diagnosis time in Turkey. We retrospectively evaluated dexa results, demographic and clinical characteristics, and some biochemical markers of bone turnover of the UC patients at the diagnosis time between June 2005 and February 2010 from the gastroenterology clinic records of the university hospital. The study population consisted of firstly diagnosed 63 UC patients (male: female = 27: 36; mean age 41.8 years). 38.1% at lumbar spine and 44.4% at femoral neck of the Turkish UC patients patients had low BMD at the diagnosis time. The occurrence of osteoporosis among Turkish UC patients at the diagnosis time were 8% at lumbar spine and 11% at femoral neck. 30.1% at lumbar spine and 33.3% at femoral neck of the pati...
Rheumatology, 2011
renal damage so that appropriate treatment can be initiated. We conducted lupus clinic audit usin... more renal damage so that appropriate treatment can be initiated. We conducted lupus clinic audit using NICE and Renal association guidelines as standards. Methods: We conducted a snapshot audit of last clinic episode of our Lupus clinic together with some additional retrospective data over 3 months. 40 patient's notes were reviewed and questionnaire filled. Results: Our cohort consisted of 38 females usually aged between 35-55 years. 25% of patients had disease duration of 3-4 years. Weight was checked only in 25% and BP in about 30% of whom majority were over 130/80. 75% of patient's creatinine was between 60-90 and eGFR over 60%. Ds DNA and C3 and C4 levels were checked in 80% and the split showed that 50% had high ds dna levels and 25% had low C3/C4 levels. ESR was high in 50% with low CRP levels. Urine dipstick was checked in only 25% although previous recordings showed more than 80% had urine dipstick checked at least once. Urine dipstick showed protein in 15 patients of whom only 8 patients had albumin creatinine ratio calculated. 5 new renal referrals were done out of 9 positive urine dipstick irrespective of creatinine levels. Conclusions: There was good monitoring of lupus activity by blood tests but was poor with basic observations such as weight, BP, urine dipstick. However our results show that limited urine dipstick testing can identify lupus patients with subclinical nephritis needing renal referral. This audit has led to improvement in training and education of the whole team to improve recording observations thus enhancing early detection of lupus nephritis.
The Journal of Membrane Biology, 2012
The purpose of this study was to investigate prospectively the effects of swaddling and consangui... more The purpose of this study was to investigate prospectively the effects of swaddling and consanguineous marriage on developmental dysplasia of the hip and associated risk factors. We screened by ultrasound 265 infants using the Graf method. The Pediatrics Department referred all newborn infants with suspected instability or a recognized risk factor to the orthopedic clinic. Risk factors of developmental dysplasia of the hip were searched and noted in these patients. Swaddling and consanguineous marriage were also determined and noted. We observed 164 of 265 infants (61.9 %) who had been swaddled and that 64 of 265 infants' parents were in a consanguineous marriage (24.2 %). In the statistical analysis that was conducted for swaddling and consanguineous marriage, highly significant differences were found. Our study showed that the rate of developmental dysplasia of the hip is very high, 11.7 %, in our region, eastern Turkey. Also, we commonly see improper swaddling and consanguineous marriage in our region, which affects many infants.
Uploads
Papers by Mehmet Ali Ceylan